TÜRKİYE İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK MİLLİ KOMİTESİ
2010 YILI 2.YÜRÜTME KURULU TOPLANTI RAPORU
Sekreteryası ve raportörlüğü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yürütülen “Türkiye İpekböcekçiliği ve İpekçilik Milli Komitesi” 2010 Yılı Olağan 2. Yürütme Kurulu Toplantısı 20-21 Ekim 2010 tarihlerinde, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Çetin FIRATLI başkanlığında ANTAKYA TİCARET BORSASI’nda gerçekleştirilmiştir.
Yürütme Kurulu üyeleri ile Antakya’da bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile üreticilerin iştirak ettiği, ipekböcekçiliği ve ipekçiliğin en son durumunun değerlendirildiği toplantıda, Komite Raportörü Perviz ÖZDÜNDAR açış konuşmasında,
Türkiye İpekböcekçiliği ve İpekçilik Millî Komitesinin ilk genel kurulunu, 1978 yılında gerçekleştirerek, günümüze kadar çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü, 25 Yürütme Kurulu üyesiyle birlikte toplam 35 Genel Kurul üyesi bulunduğunu, Sekreteryası ve raportörlüğünün ise günümüze kadar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yürütüldüğünü, Başkanlığının her yıl seçimle tespit edildiğini, 1998 yılından beri Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyesi Profesör Dr. Sayın Çetin Fıratlı’nın Başkanlığı’nda sürdürüldüğünü, kurulma amacının; Türkiye ipek böcekçiliğinin ve ipekçiliğinin gelişmesine yardımcı olmak, konu ile çalışmaları yapmak ve uygulamak, izleme ve değerlendirmeyle politikalar oluşturarak ilgili kuruluşların çalışmalarında koordinasyonu sağlamak olduğunu hatırlatmıştır.
Milli Komite Yürütme Kurulunun; Genel Kurul tarafından alınan kararları uyguladığını, gerekli etüt ve araştırmaları yaptığı ya da yaptırdığını, güncel konuları izleyip işlediğini ayrıca, Genel Kurula takdim edilen faaliyet raporunu da hazırlamakla yükümlü olduğunu, ipekböcekçiliğinin değişik bölgelere yayılması ve mevcut olanın korunması amacıyla yıl içinde yapılan toplantıların bir veya ikisinin bir önceki toplantıda alınan karar doğrultusunda, pilot bölgelerde bulunan Ticaret Borsaları veya Ticaret ve Sanayi Odaları ev sahipliğinde yapılmasına özen gösterildiğini de belirtmiştir.
TOBB’un; dolayısıyla, ilgili ticaret, sanayi, ticaret ve sanayi odaları ve borsalarının, ekonomik nedenlerle bu işten çekilmek zorunda kalan ipekli tekstil sanayii ve halıcılarının yeniden diriltilmesi, girişimcilerin önünün açılması, istihdam yaratması, ailelerin gelir düzeylerinin iyileştirilmesi açısından, ekonomikliğin yanı sıra kültürel ve prestij bir ürün olan ipeği ve ipekçiliği gündemde tutmaya devam ettiğini de vurgulamıştır.
Ayrıca toplantıda katılımcılar tarafından aşağıdaki hususlar belirtilmiştir.
Antakya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Celal MURSALOĞLU, Dünyada ve Türkiye’de ipekböcekçiliğinin tarihini ve günümüzdeki durumunu özetleyerek, 30 ülkede üretim yapıldığını, geçmişte Türkiye’de, 40 bin ailenin 70 bin kutu ipekböceği yetiştirdiğini ancak, sentetiğin tercih edilmesi nedeniyle düşüş olduğunu, Hatay’da ise iklim, zirai ilaçlama ve dut ağacı yetiştiriciliğinin azalması nedeniyle 2010 yılında %50 düşüşün görüldüğünü ifade etmiştir.
AB tarafından desteklenen, Antakya Ticaret Borsasınca yürütülen ipekli dokuma ve ipek tasnif projesinde yöre üreticisi Refik BÜYÜKAŞIK tarafından 30 kursiyere 7 ay boyunca kurs verildiği, kursiyerlerin koza yetiştiriciliğinden dokumaya kadar ipekçiliğin tüm evrelerini öğrendiklerini, Ticaret Borsası olarak ipekböcekçiliği için her türlü desteği vereceklerini de sözlerine eklemiştir.
Komite Başkanı Prof. Dr. Çetin FIRATLI, Türkiye İpekböcekçiliği ve İpekçilik Milli Komitesi’nin kuruluş amacına ve günümüzdeki işleyişine bir kez daha değinerek, Komitenin Danışma Kurulu niteliğinde olup, yaptırımcı gücünün olmadığını, ancak, oldukça etkin görevler üstlendiğini vurgulayarak konuşmasına başlamıştır. Sektörün gerilemesinde 90’lı yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin, Sovyetler Birliğinin dağılmasının ve ambargoların olumsuz yönde etkisi olduğunu, 90 lı yıllara kadar 350 ton ham ipek üretimimizin günümüzde 25 ton civarına gerilediğini belirtmiştir.
Üretimin, 350 ton olduğunda, ipek ihtiyacının, 650-660 ton olduğu ve halıcılık sektörünün ihtiyacını ithalat yoluyla karşıladığını, daha sonra ihracat karşılığı ithalatın serbest bırakıldığını, ithalatı yasaklamak için ciddi mücadeleler verildiğini ancak, serbest ticaret söz konusu olunca bu çabaların bittiğini, sektörde kullanılan ipeğin ithalatla sağlandığını, kültürel ürünümüz olan ipeğin üretiminin devam ettirilmesi ve artırılması nedeniyle üretimde rekabet etmenin zorunlu olduğunu dile getirmiştir.
90’lı yıllarda mevcut olan flatür tesisinin yaşanan krizler neticesinde atıl kalması ve elden çıkarılması nedeniyle sonrasında sadece koza ticaretinin yapıldığını, ancak, Eskişehir ili Sarıcakaya İlçesi Mayıslar Köyünde, Kozabirlik tarafından 2008 yılında yatırımı tamamlanarak 2009 yılında üretime başlanan koza flatür tesisinde ham ipek ipliği üretiminin gerçekleştirildiğini, bu fabrikanın kapasitesi doğrultusunda üretilen ipliğin mamul maddeye dönüştürülmesinin de gerekli olduğunu vurgulamıştır.
Kırsal alandan göçü engellemek ve kırsal geliri arttırmak amacıyla bu faaliyetin teşvik görmesinin önemli olduğunu, devletin gerekli desteği verdiğini, Kozabirliğin de alım fiyatlarını artırması gerektiğini, günümüzdeki üretimin Ülkemiz için yeterli olmadığını, katma değeri en yüksek üretim dalının ipekböcekçiliği olduğunu, yıllık 40 milyon $ civarındaki dokuma ve halı ihracatının arttırılmasının amacımız olması gerektiğini de ilave etmiştir. Ayrıca, Ankara ilçelerinde ipek ipliğinden üretilmiş takıların hem yurt içindeki belli markalara satıldığını hem de yurtdışına gönderildiğini vurgulamıştır.
Kozabirlik Genel Müdürü İsmail AYDIN, İpekböceği yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve üretimin arttırılması için ipekböceği kozası üreticilerinin desteklenmesi amacıyla 2010 yılında da, dağıtılacak ipekböceği tohum bedelinin ve üreticilerin ürettiği yaş ipekböceği kozasını Kozabirliğe satan üreticilerin, 02 Mart 2010 tarih ve 27509 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2010/158 sayılı Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı ve 10 Nisan 2010 tarih 27548 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2010/13 nolu Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Uygulama Esasları Tebliği gereğince destekleme kapsamına alındığını belirterek sözlerine başlamıştır.
2010 yılında dağıtılmak üzere, Kozabirlik tarafından, 2009 yılında üretimi gerçekleştirilen İpekböceği tohumlarından, 5.476,5 kutu İpekböceği tohumunun, Tebliğ kapsamında üreticilere ücretsiz olarak dağıtıldığını, 6,5 kutu ipekböceği tohumunun numune olarak gönderildiğini, ihtiyaç fazlası 1.205 kutu ipekböceği tohumunun ise Yunanistan’a ihraç edildiğini bildirmiştir.
Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenen Destekleme Ödemesi Tutarları ile Birlik Yönetim Kurulunun 12 Mart 2010 tarih 2009/2010-17/04 sayılı kararıyla belirlenen Birlik alım fiyatlarına göre 2010 yılı Polihibrit ve Damızlık yaş koza alım fiyatları aşağıdaki gibidir.
2010 Yılı Polihibrit Yaş Koza Alım Fiyatları
CİNSİ
|
DESTEKLEME ÖDEMESİ (TL/KG)
|
BİRLİK ALIM FİYATI (TL/KG)
|
POLİHİBRİT YAŞ KOZA ALIM FİYATI (TL/KG)
|
I. SINIF
|
15,00
|
3,00
|
18,00
|
II. SINIF
|
10,00
|
3,00
|
13,00
|
III.SINIF
|
10,00
|
1,00
|
13,00
|
ÇİPEZ
|
10,00
|
0,10
|
10,10
| 2010 Yılı Damızlık Yaş Koza Alım Fiyatları
SINIFI
|
DESTEKLEME ÖDEMESİ (TL/KG)
|
BİRLİK ALIM FİYATI (TL/KG)
|
DAMIZLIK YAŞ KOZA ALIM FİYATI TL/KG)
|
I. Sınıf (0-3 fondü)
|
18,00
|
10,00
|
28,00
|
II. Sınıf (4-7 fondü)
|
18,00
|
6,00
|
24,00
|
III. Sınıf (8-10 fondü)
|
18,00
|
4,00
|
22,00
|
IV. Sınıf (11-15 fondü)
|
18,00
|
1,00
|
19,00
|
V. Sınıf (16 fondü ve yukarısı)
|
18,00
|
0,10
|
18,10
|
Kozabirlik tarafından 2010 yılı ilkbahar besleme döneminde sabit alım yerlerinde ve seyyar ekiplerle, 126.313,08 Kg Polihibrit yaş koza ile 2.647,00 Kg Damızlık yaş koza olmak üzere toplam 128.960,08 Kg. yaş koza alındığını, destekleme tutarlarının ise 26 Temmuz 2010 tarihinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca Kooperatiflerin hesaplarına aktarılarak, ürün bedellerinin tamamının ödendiğini, yaş koza karşılığında üreticiye 1.910.713,30TL’si Destekleme Ödemesi, 388.878,75TL’si ise Birlik alım fiyatı olmak üzere toplam 2.299.592,05TL brüt ödeme yapıldığını da açıklamıştır.
Koza üretimini arttırmaya ve yeni üretim bölgeleri oluşturulmasına yönelik olarak üretim potansiyelinin bulunduğu, Batman İli Sason İlçesi, İzmir İli Ödemiş İlçesi ve beldelerinde, Muğla İli Köyceğiz, Datça ve Fethiye İlçelerinde çalışmaların yapıldığı, buralardaki üreticilere ipekböceği bakım ve besleme ile ilgili eğitimler verildiği, besleme aşamasında İzmir ve Muğla bölgelerinde kontrollerin yapıldığı, ayrıca,, üretim yapılmakta olan bölgelerden Diyarbakır ve Hatay bölgesinde verim düşüklüğünün giderilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
Verim artışını sağlamak için tohumları inficar ettirdikten sonra dağıttıklarını, bunu 2009 yılında deneme olarak başlayıp 2010 yılında devam ettirdiklerini, Alanya bölgesinde dağıtımı yapılan ipekböceği tohumlarının inficarının bu bölgedeki tesislerde, Diyarbakır ve çevre illerinde dağıtımı yapılan ipekböceği tohumlarının inficarının, Kulp ilçesindeki tesiste, Eskişehir, Bilecik, Adapazarı, Bursa, Ödemiş ve Köyceğiz bölgelerinde dağıtımı yapılan ipekböceği tohumlarının inficarının, Mayıslar Köyündeki tesiste gerçekleştirildiğini, önümüzdeki dönemde de söz konusu uygulamaya devam edileceğini belirtmiştir.
Satın alınan kozaların Eskişehir’deki koza çekim tesisinde depolandığı ve ihtiyaca göre işlendiği, fazlasının ise ihraç edildiği, fabrikanın şu anda işleme kapasitesinin aylık 3.300 Kg. kuru koza olduğu belirtilerek, tüm dünyada koza üretiminin gerilediği bu nedenle pek çok ülkenin yurtdışına koza satışını yasakladığı, Çin’in ise iplik olarak yurtdışı satışının hala devam ettiği, ipek iplik fiyatlarının geçen sene Çin’de 30 $ iken bu sene 40 $ a yükseldiği, bizim ham ipek ipliği satış fiyatımız ise 2010 yılında Özbekistan ve Çin fiyatlarının arasında (37$ olarak ) gerçekleştiği de ilave edilmiştir.
Dünya’da son yıllarda doğal ürünlere talebin artması nedeniyle ipekli ürünlerin tüketiminde artış yaşandığı, ancak Çin’in 1991 yılından bu yana çok ucuz fiyatla piyasalara ipek ve ipekli ürünler satma politikası nedeniyle dünyadaki yaş koza üretiminin ülkemiz de dahil birçok ülkede önemli oranda azaldığı, dolayısıyla arz talep dengesi dikkate alındığında ipek fiyatlarında ve buna bağlı olarak koza fiyatlarında artış olacağının tahmin edildiği, dünya yaş koza üretiminde çok sağlıklı bir veri olmamakla birlikte gerek BASCA gerekse Internatıonal Sericultural Commission’un yayınlamış olduğu veriler ile yapılan görüşmelerden edinilen bilgilere göre ilk sırayı yaklaşık 600.000 Kg’lık üretimle Çin’in aldığı, bunu Hindistan 133.000 kg, Özbekistan 8.000Kg, Brezilya 4.800 Kg, Tayland 4.600 Kg, İran 400 Kg’lık üretimlerle takip ettiği de ilave bilgi olarak verilmiştir.
Yaş koza üretimin arttırılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini, her yıl yaklaşık 15 bin dut fidanının dağıtımının ücretsiz olarak sürdürüldüğünü ancak, taleplerin tamamını karşılayamadıklarını, evlerde üretimin artık istenmediğini bu nedenle maliyeti yüksek olmayan toplu besleme evlerinin yapılmasının, tarımsal üreticilerin
finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanması, tarımsal üretimin geliştirilmesi, verimliliğin ve kalitenin arttırılması amacıyla gerçek ve tüzel kişilere verilmekte olan düşük faizli veya hibe şeklindeki yatırım ve işletme kredilerine ipekböcekçiliğinin de eklenmesinin üretimin artmasında önemli bir etken olacağını da dile getirmiştir.
Komite Başkanı Prof. Dr. Çetin FIRATLI tarafından, evlerin modernleşmesi sebebiyle beslemenin artık sorun olmaya başladığı, toplu yetiştirme evlerinin yoğun olan üretim bölgelerinde yapılmasının ekonomik olacağı, ayrıca tohumun inficar etmiş şekilde dağıtılmasının da üretici kaybını minimuma indirdiği ilave edilmiştir.
Antakya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Ünal ÇOLAKOĞLU, 70’ li yıllardan günümüze kadar koza üretiminin sürekli gerilediğini, tekstil fabrikalarının rantabl olmadığı için artık ipek ipliği tercih etmediğini, yörede ilaçlama olduğu için dut fidanı yetiştirilmesinin problem olduğunu, bu problem çözüldüğü ve alım garantisi verildiği takdirde üretimin artacağını, ayrıca toplu besleme evlerine sahip örnek köylerin oluşturulmasının da üretim artışına büyük katkı sağlayacağını vurgulamıştır.
Komite Başkanı Prof. Dr. Çetin FIRATLI, geçmişte krizlerle beraber pek çok ürün gibi kozanın da iyi gelir getirmediğinde dutlukların kesilerek imha edildiğini, şimdi dutlukların oluşması için fidan dağıtılarak destek çalışmalarının devam ettiğini, ancak dutlukların değerli tarımsal faaliyeti olmayan alanlarda yapılmasının, örnek köylerin ise dağ köylerinden seçilerek toplu besleme evlerinin de buralarda inşa edilmesinin daha doğru olacağını ekleyerek konuyu desteklemiştir.
Refik İpekçilik Yetkilisi Refik BÜYÜKAŞIK, 1936 yılından beri ailesinin ipekçilik sektörünün içerisinde olduğunu, kendilerinin 1975 yılında bu sektöre dahil olduklarını, ancak bu zamana kadar Hatay sınırları dışına çıkamadıklarını, 90’lı yıllarda Bursa’dan koza satın alarak bunu kumaşa çevirdiklerini, şimdilerde ise ipekçiliği ulaştıkları noktada tutmak için gayret ettiklerini, desteklerin yetersizliğinden üretimin sınırlı olduğunu ve 10 tane el dokuma tezgahının atıl durumda olduğunu dile getirerek, Ticaret Borsası tarafından yürütülen AB projesi kapsamında 30 öğrenci yetiştirdiğini ancak, ipek dokuma yapamadıkları için bu öğrencileri istihdam edemediklerini, kendi dutluklarını yaparak kendi kozalarını üretmek istediklerini bunun için arazi talep ettiklerini de sözlerine eklemiştir.
Ayrıca, bu sektörde tecrübesi olmayan pek çok kişinin bu işi yapmaya kalktığını bunun da kaliteyi düşürdüğünü, kozaların 9 gün içinde çekilmesi gerektiğini eğer çekilmezse 10. gün koza içindeki ipekböceğinin asit salgıladığını bunun da kaliteyi düşürdüğünü, dolayısıyla yeni girişimcilerin eğitim alarak bu işe soyunmaları gerektiğini de ilave etmiştir.
Yılmaz İpekçilik Yetkilisi Hasan BÜYÜKAŞIK, 7 yaşından beri bu sektörün içinde olduğunu, babasından öğrendiği bu mesleği oğullarına öğrettiğini söyleyerek sözlerine başladı. İpekböceği yetiştiriciliğinden bahsederek, Hatay’ın 40’lı yıllarda geçimini ipekçilik, hayvancılık ve zeytinyağı ile sağladığını, günümüzde ipek sektörünün gerilediğini, bunun nedeninin zor bir uğraş olması yanında dut ağacının yetersizliği ve besleme için yer sıkıntısı olduğunu da ilave etmiştir.
Yılmaz İpekçilik Ali BÜYÜKAŞIK, sektörün gelişmesinin, yeni tesislerin açılmasının, kozanın mamul maddeye dönüşmesinin üretime bağlı olduğunu, üretim artarsa bunların zaten kendiliğinden gelişeceğini, yöredeki üreticileri tek tek dolaşarak sorunlarını saptamaya ve çözüm getirmeye çalıştıklarını söylemiştir.
U.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ümran ŞAHAN, ipekböcekçiliğinde yaprak dutun kullanıldığını, bu dut fidanının ise sulanması gerektiğini aksi takdirde, hemen kuruyacağını hatırlatarak, ipekböceği yetiştiriciliğinde dut yaprağı ihtiyacının fazla olduğunu belirtmiştir.
Bir sezonda, 1 ağacın 4 yaşından itibaren 8-12 kg. yaprak verdiğini,
Bir sezonda, 1 kg. koza için 18-20 kg. yaprağa ihtiyaç olduğunu,
1 kutu beslemek için 500 kg. yaprak olması gerektiğini,
1 dönüm araziye 250 ağaç dikilebileceğini, bununda yaklaşık 2500 kg. yaprak demek olduğunu teknik bilgi olarak ilave etmiştir.
Defne Apollon İpekçilik Yetkilisi Fikret DUMAN, 1998 yılından beri bu işi yaptıklarını, 2001 yılına kadar ithal ipek kullandıklarını, bu tarihten itibaren kendi üretimlerini kendilerinin yapmaya başladıklarını, önce 70 adet ithal dut fidanı diktiklerini, aynı zamanda da kiralık dut ağacı kullandıklarını ancak ilaçlama olduğu için kiralık kullandıkları dönemde böcek ölümlerinin çok olduğunu bu nedenle Mart 2006 tarihinde hazine arazisi kiralayarak 5.000 adet dut fidanı diktiklerini ve aynı araziye bir de besleme evi yaptıklarını, sulama problemleri olduğunu, taşıma suyla fidanları büyütmeye çalıştıklarını dile getirmiştir.
Hatay İl Tarım Müdür Yardımcısı Necmettin GENCO, son yıllarda üretimde arazi sorunu olması ve yeterli dut yaprağının sağlanamaması nedeniyle gerilemenin olduğunu, böcek yetiştirmenin çok riskli olmasından dolayı üreticilerin ekonomik boyutu fazla olan sebze özellikle de domates üretimine kaydığını, bu nedenle koza işleyen işletmelerin yeterli sayıda olmadığını, Stratejik Plan çerçevesinde İpekböcekçiliği Geliştirme Projesinin 2014 yılına kadar devam edeceğini ancak, üreticilerden talep gelmediğini, bu sektörün desteklerden yeterince yararlanabilmesi için bir Birlik veya Kooperatifin kurulmasının şart olduğunu vurgulamıştır.
TKB TÜGEM Yetkilisi Gönül ÖZTÜRK, üretim yapıldığında pazar sorunu olmayan kozaya 2006 yılından beri destek verildiğini, bu kapsamda 2010 yılında 2183 üreticiye 2.051.000 TL destekleme ödemesi yapıldığını, dut fidanı ve eğitim için de Bakanlık bütçesine ödenek konulduğunu açıklayarak, Diyarbakır’da 1-2 kutu yetiştirerek başlayan bir erkek berberinin şu anda 35 kutu yetiştirdiğini ve ek gelir olarak yılda 8.000 TL kazandığı örneğini de vermiştir.
Kozabirlik Genel Müdürü İsmail AYDIN, dut fidanı temin edip dağıtımının Tarım İl Müdürlükleri aracılığı ile yapıldığını, ancak bu dağıtımın Kozabirlik tarafından yapılması durumunda, hem prosedürlerin daha az hem de daha ekonomik olacağını, ayrıca, koza talebi olan ipek üreticilerinin bu taleplerini Kozabirlikten rahatlıkla karşılayabileceklerini de önermiştir.
Hatay İl Tarım Müdür Yardımcısı Necmettin GENCO, dut fidanlığı için yörede arazi sağlanmasının önemli olduğunu tekrar vurgulamıştır.
TKB TÜGEM Yetkilisi Gönül ÖZTÜRK ise, Hazine arazilerinin eğer orman vasfında değilse Milli Emlak Dairesi ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı onayı ile kolayca kiralandığını belirtmiştir.
Samandağ Ziraat Odası Başkanı Selim KAMACI, Hazine arazisi kiralamanın çok kolay bir prosedürü olmadığını söyleyerek sözlerine başlamış, yöre için en büyük problemin dut yaprağı olduğunu, ancak, talep olduğu takdirde yüz binlerce dut fidanı yetiştirebilecek bir köyün bulunduğunu, üretilen kozaların önce iplik sonra el işine dönüştürülmesinin gerektiğini, Ziraat Odası olarak bir proje yürüttüklerini, bu projenin
tamamen üretime yönelik olduğunu, üretim artarsa işlemenin de zaten gelişeceğini, aksi takdirde Diyarbakır’da dokuma öğrenen 19 genç kızın tezgahlarıyla birlikte atıl durumda olması gibi örneklerin çoğalacağını, bu nedenle önce üretimi teşvik etmenin doğru olacağını dile getirmiştir.
Komite Başkanı Prof. Dr. Çetin FIRATLI ise, her kurum ve kuruluşun sorunları kendi bünyelerinde çözmeye çalıştığını, Tarım İl Müdürlükleri nezdinde koordineli bir çalışmanın yürütülmesinin daha doğru olacağını ifade etmiştir.
M.E.B. Kız Teknik Öğretim Gn.Md. Yetkilisi Necla TOPALOĞLU, Kız Meslek Liselerinde El Sanatları Bölümünün altında mevcut olan el dokuması dalında, kurs ve örgün eğitim çerçevesinde el ve halı dokuma derslerinin açıldığını, Olgunlaşma Enstitülerinde de oya üzerine hem üretim hem de tasarım programının gündeme alındığını dile getirerek, Tarım Meslek Liselerinin artık Bakanlıklarına bağlı olduğunu, bahçecilik ile ilgili programda dut fidanı yetiştiriciliğini başlatabileceklerini, bunun için derhal arazi araştırmasına girilebileceğini de belirtmiştir.
Ödemiş Ticaret Borsası Yetkilisi ve üretici Naciye ÇELİK, Ödemişte, üreticilerin bir araya gelerek kooperatif kurduklarını, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının kendilerine ilgili fuarlarda 2 kere yer sağladığını ancak, şimdi hiç destek görmedikleri için tezgahlarını iade edip kapatma noktasına geldiklerini, eski yıllarda, kozanın her evde üretildiğini, ipeğin herkes tarafından kullanıldığını, şimdilerde ise naylon ipliklerle dokuma yapıldığını ifade etmiştir. İpeğin sağlıklı olduğu konusunda tüketicinin bilinçlendirilmesi, naylon dokumaların kullanılmamasına özen gösterilmesi ve üretilenlerin pazar sorununa çözüm getirilmesi durumunda sektörün kendiliğinden gelişeceğini vurgulamıştır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği yetkilisi Levent GENÇ, Iğdır ve Hatay/Samandağ için iki proje hazırladıklarını ancak kabul görmediğini, Tarım İl Müdürlüğünün elinde Aralık ayı sonuna kadar kullanılmayı bekleyen bir ödeneğin olduğunu, bütçede revizyon yapılarak ve gerekli girişimlerde bulunularak ellerinde hazır olan projeye bu ödeneğin aktarılmasının mümkün olacağını dile getirerek konuşmasına başlamıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının destek bütçesinden üreticilerin desteklendiğini, Ziraat Odaları olarak üreticinin gelirinin önemsendiğini, Kozabirliğin alım fiyatlarını düşük tutmasının kendilerini rahatsız ettiğini belirtmiştir.
90 lı yıllarda ülkemizin yaşadığı sıkıntıları şimdi dünya ve özellikle Çin’in yaşadığını bu nedenle talebi karşılayacak arz olmadığından yaş koza fiyatlarının arttığını, ancak dünya fiyatlarının artarken ülkemizde fiyatların neden düştüğünü sorgulayarak, Kozabirliğin ham ipek satış fiyatının ortalama fiyat olduğundan bahsettiğini ancak, ipeğimizin kalitesinin yüksek olması nedeniyle fiyatın da yüksek olması gerektiğini, tüm dünyada koza ihracatı yasaklanırken ve ipek fiyatları artarken Türkiye’nin neden koza ihracatı yaptığını anlayamadıklarını ifade etmiştir.
Ülkemize gelen Güney Kore’li uzmanların ipekböcekçiliğinde üretici gelirini artırıcı pek çok yan ürünün olduğunu dile getirdiklerini, bu nedenle üretimin kozayla sınırlandırılmamasını, üreticinin farklı ürünlerle gelir elde edebileceğini görmesinin olumlu olacağını, ipekböcekçiliğinin yıllardan beri desteklenmesine rağmen üretimin düşüşte olmasının sorgulanma aşamasına gelinebileceğini, tüm bu olumsuzluklar yaşanırken Kozabirliğin belirlediği stratejisinin ne olduğunu merak ettiklerini de dile getirmiştir.
Kozabirlik Genel Müdürü İsmail AYDIN ise, 2009 yılında fabrikalarının çalışmaya başladığında stoklarında 3 yıllık kozalarının bulunduğunu, kapasitelerinin sınırlı olduğunu, bu kozayı kullanılamayacak hale gelmeden elden çıkarmak zorunda olduklarını, bu nedenle ihracat yaptıklarını, alım fiyatlarının devlet destekleme fiyatlarındaki artışa göre belirlendiğini, işçiliğin ülkemizde çok yüksek olması nedeniyle fiyatımızın dünya fiyatlarıyla rekabet şansının olmadığını, koza ihracatı yapıldığında daha fazla kar getirdiğini açıklamıştır.
U.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr.Ümran ŞAHAN, Güney Kore’de ipek üretiminin olmadığını, yan ürünlerle alternatif tıp üzerine eğilim olduğunu, bu kapsamda kozanın öğütülmesiyle şeker hapı, şampuan, krem gibi ürünler üretildiğini, ülkemizde de bu tür ürünlere yönlendirmenin olabileceği ancak, bunun için tesis ve kullanım alışkanlığı gerektiği bilgisini vererek, Bursa Mustafa Kemalpaşa’da kullanılmayan okulların toplu besleme evi olarak değerlendirildiğini, evinde besleme yapmak istemeyenler için bu tür çözümlerin üreticiyi üretime yönlendireceğini, ayrıca, dut fidanının maliyet içindeki payının yaklaşık %70 olduğunu, hazine arazilerinde dut fidanı yetiştirmek için Milli Emlak’la iletişime geçmenin, ayrıca, Samandağ Ziraat Odasının konu ile ilgili teklifinin değerlendirilmesinin yerinde olacağını da sözlerine eklemiştir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilisi Selçuk MERT, sektör paydaşları arasında iletişim eksikliği olduğundan söz ederek, komitenin bu toplantılarının sektörü bir araya getirmek açısından faydalı olduğunu, Kozabirliğin sorumluluklarını yerine getiren en iyi birliklerden biri olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından daha fazla destek görmesi gerektiğini, ayrıca üreticilerin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve KOSGEP’e başvurarak destek alabileceklerini ifade etmiştir.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası yetkilisi Tamer ULUKARDEŞLER, Antakya’daki özel sektörün ürettikleri kozalardan Bursa’da iplik ürettirerek ipeğe dolayısıyla yaptığı işe sahip çıktıklarını, Antakya’ya bükümle ilgili makinenin getirtilerek maliyetin düşürülmesi için sektördekilere her türlü yardımı kişisel olarak sağlayacağını vurgulamıştır.
Komite Başkanı Prof. Dr. Çetin FIRATLI tarafından, toplantıya katkı veren herkese ve Komitenin yıllardır düzenli çalışmalarında önemli katkısı olan kurum ve kişilere teşekkür edilerek toplantı sona erdirilmiştir.
1983-2010 YILLARI TÜRKİYE İPEKBÖCEKÇİLİĞİ
YILLAR
|
İPEKBÖCEĞİ BESLEYEN
|
AÇILAN KUTU SAYISI
|
ALINAN YAŞ KOZA MİKTARI (KG)
|
HAM İPEK ÜRETİMİ (TON)
|
İL SAYISI
|
KÖY SAYISI
|
AİLE SAYISI
|
1983
|
42
|
2.022
|
48.984
|
75.829
|
1.991.489
|
310
|
1984
|
42
|
2.252
|
46.341
|
81.432
|
2.147.137
|
330
|
1985
|
41
|
2.181
|
46.642
|
71.016
|
1.811.407
|
280
|
1986
|
39
|
1.974
|
44.259
|
71.784
|
1.919.904
|
300
|
1987
|
45
|
1.904
|
42.728
|
65.482
|
1.747.334
|
280
|
1988
|
40
|
1.850
|
42.826
|
74.012
|
2.008.319
|
320
|
1989
|
40
|
1.815
|
42.294
|
80.440
|
1.836.886
|
290
|
1990
|
41
|
1.916
|
44.541
|
80.544
|
2.171.292
|
320
|
1991
|
39
|
1.635
|
30.079
|
50.726
|
1.353.200
|
230
|
1992
|
32
|
1.012
|
17.707
|
27.733
|
781.850
|
140
|
1993
|
28
|
941
|
14.544
|
25.584
|
715.849
|
130
|
1994
|
27
|
647
|
12.189
|
17.953
|
455.594
|
80
|
1995
|
23
|
532
|
7.493
|
9.702
|
272.170
|
50
|
1996
|
24
|
398
|
5.756
|
7.529,5
|
214.590
|
40
|
1997
|
17
|
325
|
3.863
|
5.738
|
160.675
|
27
|
1998
|
13
|
255
|
3.115
|
4.540
|
127.492
|
21
|
1999
|
12
|
260
|
3.019
|
4.962
|
133.208
|
22
|
2000
|
12
|
230
|
2.210
|
3.143
|
59.780
|
10
|
2001
|
13
|
213
|
1.555
|
2.288,5
|
46.621,7
|
8
|
2002
|
21
|
327
|
2.356
|
3.885
|
100.013,7
|
15
|
2003
|
24
|
280
|
2.758
|
5.094
|
169.221,1
|
28
|
2004
|
24
|
272
|
2.919
|
5.161
|
145.173,0
|
24
|
2005
|
23
|
278
|
2.729
|
5.669
|
160.173,5
|
27
|
2006
|
22
|
246
|
2.597
|
5.698,50
|
128.944,90
|
22
|
2007
|
25
|
215
|
2.318
|
5.263,00
|
127.146,20
|
21
|
2008
|
26
|
199
|
2.238
|
5.564,00
|
126.614,20
|
21
|
2009
|
28
|
211
|
2.358
|
5.683,00
|
139.599,60
|
23
|
2010
|
26
|
193
|
2.183
|
5.476,50
|
128.960,08
|
22
|
KOZABİRLİK 2010 YILINDA İLLER BAZINDA
|
HİBRİT VE DAMIZLIK YUMURTA DAĞITIMI ve YAŞ KOZA ALIMLARI
|
İL ADI
|
İLÇE SAYISI
|
İPEKBÖCEĞİ BESLEMESİ YAPAN KÖY SAYISI
|
ÜRETİCİ ADEDİ
|
DAĞITILAN TOHUM MİKTARI (KT)
|
ELDE EDİLEN POLİHİBRİT YAŞ KOZA (Kg)
|
ADANA
|
3
|
1
|
3
|
37,0
|
0,00
|
ANKARA
|
3
|
12
|
106
|
366,0
|
9.540,30
|
ANTALYA
|
2
|
30
|
492
|
800,0
|
23.739,00
|
AYDIN
|
2
|
1
|
4
|
13,0
|
248,30
|
BALIKESİR
|
1
|
1
|
1
|
2,0
|
103,30
|
BATMAN
|
1
|
0
|
19
|
88,0
|
612,50
|
BİLECİK
|
6
|
25
|
172
|
525,0
|
16.254,00
|
BOLU
|
2
|
14
|
102
|
212,5
|
6.335,50
|
BURSA
|
7
|
16
|
55
|
160,0
|
4.342,50
|
ÇANAKKALE
|
3
|
2
|
3
|
16,5
|
330,30
|
ÇORUM
|
1
|
0
|
1
|
6,5
|
20,60
|
DİYARBAKIR
|
4
|
27
|
754
|
2.169,0
|
43.749,00
|
DÜZCE
|
1
|
1
|
1
|
1,0
|
44,10
|
ESKİŞEHİR
|
4
|
14
|
112
|
271,0
|
6.921,80
|
GÜMÜŞHANE
|
1
|
1
|
1
|
3,0
|
0,00
|
HATAY
|
3
|
1
|
35
|
78,5
|
472,33
|
ISPARTA
|
1
|
1
|
1
|
1,0
|
0,00
|
İSTANBUL
|
1
|
0
|
1
|
0,5
|
0,00
|
İZMİR
|
9
|
6
|
64
|
156,5
|
2.698,15
|
KOCAELİ
|
2
|
1
|
2
|
6,0
|
170,90
|
KÜTAHYA
|
1
|
1
|
1
|
3,0
|
78,00
|
MANİSA
|
2
|
3
|
4
|
71,0
|
36,50
|
MUĞLA
|
5
|
7
|
50
|
92,5
|
1.890,50
|
NEVŞEHİR
|
1
|
0
|
1
|
3,0
|
0,00
|
SAKARYA
|
10
|
28
|
148
|
390,0
|
8.725,50
|
ŞANLIURFA
|
1
|
0
|
1
|
4,0
|
0,00
|
POLİHİBRİT TOPLAM 26 İL
|
77
|
193
|
2.134
|
5.476,5
|
126.313,08
|
BURSA DAMIZLIK
|
2
|
3
|
41
|
790.- gr.
|
2.083,00
|
BİLECİK DAMIZLIK
|
1
|
1
|
8
|
230.- gr
|
564,00
|
DAMIZLIK TOPLAM 2 İL
|
3
|
4
|
49
|
1.020.- gr
|
2.647,00
|
GENEL TOPLAM 26 İL
|
77
|
193
|
2.183
|
5.476,5 Kutu 1.020.-gr
|
128.960,08
|
Sayfa /
Dostları ilə paylaş: |