Bibliyografya: 3 bodrum hani 3



Yüklə 0,66 Mb.
səhifə1/19
tarix17.01.2019
ölçüsü0,66 Mb.
#98085
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19

BODRUM CAMİİ 3

Bibliyografya: 3

BODRUM HANI 3

Bibliyografya: 4

BOĞAZİÇİ 4

Bibliyografya: 14

BOĞAZİÇİ MEHTAPLARI 14

BOĞAZKESEN KALESİ 18

BOĞAZKÖPRÜ 18

Bibliyografya: 18

BOĞAZLAR MESELESİ 18

Bibliyografya: 22

BOĞDAN 22

Bibliyografya: 25

BOĞDAN SARAYI 25

Bibliyografya: 26

BOĞDU 26

Bibliyografya: 27

BOHRÂ 27

Bibliyografya : 28

BOKRAT 29

BOLÂHENK NÛRİ BEY 29

BOLAK, MEHMET VEHBİ 29

Bibliyografya: 29

BOLAYIR, ALİ EKREM 30

Eserleri: 30

Bibliyografya: 31

BOLEVÎ MUSTAFA EFENDİ 31

BOLU 31

Bibliyografya : 33



BOMBACI, ALESSİO 33

Bibliyografya: 35

BOMBAY 35

Bibliyografya: 36

BON, OTTAVİANO 36

Bibliyografya: 37

BONE 37

BONELLI, LUİGİ 37



Bibliyografya: 39

BONNEVAL AHMED PAŞA 39

BOPAL 39

Bibliyografya : 39

BOPAL 40

Bibliyografya: 41

BORAZANİ ALİ DEDE MESCİDİ VE TÜRBESİ 41

Bibliyografya: 41

BORÇ 41

Bibliyografya : 48



BORNEO 48

Bibliyografya: 49

BORNIER, VİCOMTE HCNRİ DE 50

Bibliyografya: 50

BORNU 50

Bibliyografya: 52

BOSCH VILA, JACİNTO 53

Eserleri. 53

Bibliyografya: 54

BOSNA EYALETİ 54

Bibliyografya: 55

BOSNA-HERSEK 55

Bibliyografya : 63



BODRUM CAMİİ

İstanbul Lâleli'de Mesihpaşa mahallesinde kiliseden çevrilme cami.

Mesih Paşa Camii adıyla da anılan ya­pı, Fâtih Sultan Mehmed ve II. Bayezid devri vezirlerinden olan ve Gelibolu'da da bir camisi bulunan Mesih Paşa tara­fından yaptırılmıştır. II. Bayezid devrin­de 905'te (1499-1500) sadrazamlığa yük­selen Mesih Paşa 907'de (1501) ölmüş ve Aksaray'da Murad Paşa Camii nazi­resine gömülmüştür. Halen 907 (1501) tarihli mezar taşı orada bulunmaktadır. XVI. yüzyılda yaşamış diğer Mesih Pa-şa'dan ayırt etmek için buna "Mesih Pa-şa-yı Evvel" denilmektedir. İstanbul Va­kıfları Tahrir De/teri'nde, 953 (1546) yılında Kasım Bey b. Abdullah Mescidi (Sûfîler Mescidi) mahallesinde "merhum Mesih Paşa Camii" olarak kayıtlıdır. Mev-lânâ Mehmed b. Mustafa imzasıyla 907 Rebîü[evvelinde1 tescil edilen vakfiyesinde caminin çevresindeki pek çok hücre ve evin de buraya vakfedildi-ği bildirilmektedir. Hüseyin Ayvansarâyî de Bodrum Camii adıyla tanınan bu ca­minin banisinin Mesih Paşa olduğunu ve altında bir bodrum bulunduğu için bu adı aldığını yazar. 1782 yangınında za­rar görmüş olması muhtemel olan Bod­rum Camii daha sonra tamir edilmiş ve iyi bir durumda 23 Temmuz 1911'de vu­ku bulan Uzunçarşı-Mercan-Laleli yan­gınına kadar gelmiştir. Bu yangında ha­rap olduktan sonra uzun yıllar sahipsiz kalan camide 1930 yıllarında İngiliz ar­keologları tarafından araştırmalar yapı­larak duvarlarda mozaik bulma ümidiy­le bütün sıvalar kazınmıştır. 196S'te ta­mirine başlanmışken zaten son derece yanlış bir biçimde yapılan ve duvarların gerçek Örgüsünü tamamen yok eden ça­lışmalar durdurulmuş ve 1985'e gelin­ceye kadar bu tarihî eser utanç verici bir halde kalmıştır. Bu tarihte bir dernek tarafından tamir ve ihyasına girişilmiş ve her bakımdan başarılı sayılmasa bile tamiri yapılarak 1987'de yeniden iba­dete açılmıştır.

Bodrum Camii, Roma çağına ait çok büyük bir yuvarlak bina kalıntısının ke­narına inşa edilmiştir. Çapı 30 metreyi aşan bu yuvarlak bina (mezar binası ?). Bizans devrinde içine sütunlar dikilmek ve bunların üstleri tonozlarla örtülmek suretiyle su sarnıcına çevrilmiş ve bu­nun üzerine İmparator I. Romanos Le-kapenos (920-944) sarayını kurdurmuş, sonra burada Myrelaion adıyla bir ma­nastır inşa ettirmiştir. Bodrum Camii bu manastırın kilisesi olarak yapılmıştır. Sa­ray ve manastır, sarnıca çevrilen Roma devri yuvarlak yapısının üstünde ve yük­sekte olduğundan kilisenin de altında hayli yüksek bir bodrum katı, bir "krypta" yapılması gerekli olmuştur. 1970'lerde temizlenen mabedin tam altındaki bu mahzen kısmı, aslında İmparator Roma-nos'un kendisi ve aile fertleri için me­zar yeri olarak tasarlanmış olmalıdır.

Bodrum Camii, Sultan II. Bayezid dev­rinde terkedilmiş eski Bizans kilise ve manastır kalıntılarının "şenlendirilmesi" gayesiyle cami haline getirilmişti. An­cak bu sırada sadece içine bir mihrap, basit ahşap bir minber, sağ tarafına da kesme taştan bir minare yapılmış ve hiç­bir Türk mimari unsuru eklenmediği gi­bi bir son cemaat yeri de ilâve edilme­miştir. Dört sütunlu ve bir haç biçimin­de olan binada tek değişiklik kubbeyi ve dört büyük tonozu taşıyan sütunlar­da olmuş, herhalde bir yangında zedelenen bu sütunların yerlerine veya et­raflarına taştan payeler yapılmıştır. Yan­gından önce çekilmiş fotoğraflarda ca­minin iç duvarlarının bugün hiçbir izi kalmayan alışılmamış bir biçimde kalem işleri ve nakışlarla süslü oldukları gö­rülmektedir.

Bibliyografya:

Ayvansarâyî, Hadtkatul-ceaâmİ, I, 55; a.mlf.. Vefeyât-ı Selâtin, s. 9; İstanbul Vakıfları Tah­rir Defteri 953 (1546), s. 142, nr. 799; C. Gur-litt, Die Baukunst Konstantinopels, Berlin 1909-12, I, 36; A. Van Millingen, Byzantine Churches of Constantinople, London 1912, s. 196-200; J. Ebersolt - A. Thiers, Les Ğgiises de Constan-ünople, Paris 1913, s. 139-146; Th. F. Mat-hews, The Byzantine Churches of istanbul, Pennsylvania 1976, s. 209-219; W. Müller-Wiener. BHdlexikon zur Topographle Istan-buls, Tübingen 1977, s. 104-107; C. L. Striker. The Myrelaion (Bodrum Cami) in istanbul, Princeton 1981; Eminönü Camileri2, istanbul 1987, s. 41-43; R. Ekrem Koçu, "Bodrum Camii", İst A, V, 2840-2841.



BODRUM HANI

İstanbul'da XV. yüzyılda yapılan şehrin en eski ticaret hanlarından biri.

Kapalıçarşı yanında bulunmaktadır. İnşa tarihini bildiren kitabesi olmamak­la beraber Fâtih Sultan Mehmed'in vak­fiyesine göre han şehrin bu türden ya­pılarının en eskilerinden biridir. Bu bel­gede, "müsâfırûn için inşa buyurup vak-feylediği" hanlardan biri olarak "Bodrum Kârbansarayı"nın adı geçer: "Mahmiyye-i Konstantiniyye'de Eski Saray demekle mâruf Sarây-ı Âmir-i Sultanî civarında­dır, süflî ve ulvî otuz bir bâb hücerâtı müştemildir. Dîvârına muttasıl on dört bâb hücresi dahi vardır, cümlesi vakf-ı şeriftendir" satırları ile tarif edilen ha­nın alt ve üst katlarında otuz bir odası olduğu, dışında ise cephelerine bitişik ayrıca on dört göz dükkân bulunduğu anlaşılmaktadır. Beyazıt'ta Eski Saray yakınında olduğu açıkça belirtildiğine göre de teşhisi hususunda hiçbir şüphe kalmamaktadır. Böylece Bodrum Hanı (Kervansarayı), fethin hemen arkasından ilk inşa edilen yapılardandır ve Fâtih'in hayratına gelir sağlaması için tahmine göre Bizans devrine ait kalıntıların üs­tüne yapılmıştır. Fakat değişik bir gö­rüş ortaya atan E. Hakkı Ayverdi, bazı vakıf kayıtlarına dayanarak Fâtih'in Bodrum Hanı'nın Sandal Bedesteni'nin do­ğu tarafına komşu olduğunu ve büyük ihtimalle Nuruosmaniye Camii yerinde olması gerektiğini ileri sürmektedir. Hal­buki bugün aynı adı taşıyan han Beya­zıt'ta Çadırcılar caddesi kenarında bu­lunmakta ve bu yer Fâtih vakfiyesinde "Eski Saray kurbında" şeklindeki kayda da uymaktadır. Eğer vaktiyle aynı adla anılan iki han olmadıysa bugün mevcut hanın esasının Fâtih evkafından oldu­ğunu kabul etmek gerekir.

İstanbul kadısına yazılan 18 Muhar­rem 10183 tarihli bir hü­kümden öğrenildiğine göre esKiden be­ri İstanbul'a gelen keten bezleri, tüccar­lara Bodrum Hanı'nda dağıtılırdı. Fakat dışarıdan mal getiren tüccarların bu usu­lün dışına çıktıkları ve başka yerlerde dağıtım yaptıklarının öğrenilmesi üzeri­ne yazılan bu hükümle keten ve pembe (pamuklu) bezlerin yine eskisi gibi Bod­rum Hani'na getirilip buradan kethüda­ları ve yiğitbaşıları eliyle bezzazlara da­ğıtılması emredilmektedir. Ayrıca güm­rük eminlerinin bez denklerini doğrudan doğruya Bodrum Hanı'na yollamaları da hatırlatılarak kimsenin "kadimden ola­gelen bu işleme" karşı koymaması is­tenmektedir. Bodrum Hanı 1895 zelze­lesinde büyük ölçüde zarar görmüş ve aslî mimarisine uymayan biçimde tek­rar kullanılır hale getirilmiştir.

Ali Paşa Hanı'nın bitişiğinde bulunan Bodrum Hanı Çadırcılar caddesi kena­rında, düzensiz biçimde inşa edilmiş iç avlulu bir yapıdır. H. Göktürk, buranın evvelce bir manastır olduğu yolunda bir söylentiyi nakleder ve ayrıca hanın al­tında büyük bir mahzen veya bir bod­rum bulunduğuna da yine söylentilere dayanarak işaret eder. Şimdiye kadar ciddi olarak görülemeyen ve incelenme­yen bu mahzenden başka araştırmacı­lar da bahsetmiştir. C. Güran'a göre Bod­rum Hanı eski kalıntılar üzerine XVIII. yüzyılda yapılmış bir binadır. Alt kısmın­da daha değişik bir teknikte duvar ör­güsü görülür. Bu eski kısımlarda yainız tuğla kullanılmasına karşılık üst duvar­larda taş ve tuğladan karma örgü var­dır. Plan düzensiz olduğundan avlu da kırık bir biçim almıştır. Son yüzyıl içinde değişiklik ve eklemelerle hanın gerçek mimarisi tanınmaz bir hale sokulmuş­tur. Dış cephelerin Önündeki dükkânlar da 189S zelzelesinden sonra Batı mima­risi üslûbunda tamamen değişmiştir. İçeride her iki katın da önlerinde, taş­tan kare payelere dayanan tuğla kemer­lerle avluya açılan revakların varlığı gö­rülür. Şimdiki haliyle tarihî hüviyetine bütünüyle aykırı bir görünüm almış olan Bodrum Hanı eski kaynaklarda adı geçen şehrin ticaret merkezlerinden biriydi.

Bibliyografya:

Fâtih Mehmed İl. Vakfiyeleri4, Ankara 1938, s. 214, vr. 92; Ahmet Refik [Altınay], Hicrî Onbirinci Asır­da istanbul Hayâtı, İstanbul 1931, s. 40-41, nr. 77; Ayverdi, Osmanlı Mi'mârîsi IV, s. 569, 579; Ceyhan Güran, Türk Hanlarının Gelişimi üe İstanbul Hanları Mîmârisi, Ankara, ts., s. 112-113; Hakkı Göktürk. "Bodrum Hanı", İsla, s. 2841-2842.




Yüklə 0,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin