BöLÜM 1 GİRİŞ



Yüklə 0,95 Mb.
səhifə1/15
tarix26.07.2018
ölçüsü0,95 Mb.
#59391
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15



BÖLÜM 1
GİRİŞ
Dil kendi içinde kuralları olan bir iletişim aracıdır. Anadili bireyin başlangıçta annesinden, yakın aile çevresinden daha sonra da ilişkili bulunulan çevreden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireylerin, topluma en güçlü bağlarını oluşturan, dildir (Aksan,1987, s. 51). Anadili öğretimiyse; bireyin aile ve yakın çevresinden gelişigüzel kültürlenme süreciyle öğrenilen dilin, okullarda “ kasıtlı kültürlenme” yoluyla dilin kurallarının ve doğru kullanımlarının bireylere kazandırılması etkinliğidir( Demirel, 1995, s.3).

Çağdaş yaşam ve uygarlığın temeli, okuma ve yazmaya dayalıdır. En pratik etkinliklerden, en karmaşık toplumsal, ekonomik, bilimsel ve siyasal etkinliklere kadar her alanda okuma yazmanın önemli bir araç olduğu çok açıktır.


Toplumsal gelişme için bireylerin bu alanda yeterli düzeyde beceri sahibi olması şarttır. Okuma yazma öğretimi bir amaç değil, eğitimin amaçlarına ulaşmada kullanılan bir araçtır.
Bireyin gelecekteki başarı ya da başarısızlığı, okuma yazmanın biçimi ve buna bağlı olarak kazandırılacak beceri ve alışkanlıkların niteliği ile orantılıdır. Bu sebeble, okuma yazma öğretiminin amacı, çocuğa her ne biçimde olursa olsun okuma yazma öğretmek değil, çağdaş yöntem ve tekniklere uygun bir okuma yazma becerisi kazandırmaktır. Çünkü çağdaş yaşam, hızlı, doğru, anlamlı ve eleştirel bir bakışla okuma yazma gerektirir.
Anadili öğretimi içinde “ilkokuma yazma öğretimi” adı verilen öğretim, bu öğretiminin alt yapısını oluşturmaktadır. Öğrencilerin bu dönemde kazanacağı dinleme, okuma, konuşma ve yazma becerilerini yaşam boyu kullanacaklardır. Özelllikle okuma yazma becerilerini kazanmada yapılacak hatalar, öğrencinin ileriki sınıflarda ve diğer derslerdeki başarısını olumsuz yönde etkileyecektir.
Okuma yazma öğretimi altı basamakta gerçekleştirilmektedir. Her basamağın hedef davranışları, bir sonraki basamağın önkoşul davranışlarıdır. Bir diğer deyişle; okuma yazma öğretiminin bir önceki basamağı; bir sonraki basamağın önkoşuludur. Hazırlık basamağının davranışlarını öğrenemeyen, cümle basamağında başarısız olacak; cümle basamağının davranışlarını öğrenemeyen öğrenci de sözcük ve hece basamağında başarısız olacaktır. Öğrencinin, birbirinin önkoşulu olan davranışları öğrenememe birikintisi; okuma yazma öğrenmesini kilitleyecektir(Güleryüz, 1989,s.56).
Anlaşmanın temel aracı, dildir. İnsan dil sayesinde çevresiyle ilişki kurar, yaşamını daha da kolaylaştırır. Dil, düşüncenin kalıbı, hayatta başarının anahtarıdır. İnsanoğlu, hayatta bu aracı kullanabildiği ölçüde başarılı olur.
Kurallara uygun dil öğretimide ilkokulda başlar. İlkokulun birinci sınıfı, bunun ilk basamağını oluşturur. Tüm olumlu davranışlar, bu dönemde kazanılır; çocuk bu dönemde şekillenir.
“Günümüzde yetişkinlerde görülen yavaş okuma, okuduğunu anlamama, kendilerini sözlü ya da yazılı ifade edememe gibi sorunların temelinin birinci sınıflarda atıldığı ileri sürülebilir. İlkokuma yazma eğitiminde olumsuz durumlara yer vermemek için öğretmen, uygun ilkokuma yazma yöntemini seçmeli, mesleğini sevmeli, eğitim ve öğretim alanında meydana gelen gelişmeleri incelemeli sakin ve sabırlı olmalıdır(Cemaloğlu, 2000, s. 4)”.
İlkokuma yazma dönemi içinde yer alan serbest okuma ve yazma dönemi, çocuğun hikaye kitaplarıyla birebir ilişki içine girdiği dönemdir. Bu dönemde çocuk bildiği basit fiş cümlelerinden oluşan kitaplarla okumaya başlar. Öğrenciden hemen herşeyi okuması beklenmez. Daha sonra giderek öğretmenin kontrolünde farklı kitapları okur. Çocuğa bu dönemde kitap sevdirmek onun gelecekte kitap sevgisi üzerine etkili olacaktır.
Serbest okuma ve yazma döneminde öğrencilere verilecek okuma parçaları ve kitaplar öğrencilerin çok iyi bildikleri ve sınıfta çözümlenen metinlerden oluşmasına özen gösterilmelidir. Kitaplarda geçen sözcükler öğrencilerin yaşına, bilgi düzeyine uygun olmalıdır. Öğrencilerin yaşantılarını kapsamayan okuma materyalleri, okuma yazma çalışmalarını ve öğrencinin kitaba olan ilgisini olumsuz etkileyebilir(Cemaloğlu, 2000, s.131).
Öğrenci okul öncesi dönemde kitapla karşılaşmıştır. Bu dönemde çocuk resimler yoluyla kitabı okur. Okuma yazma öğrendikten sonra ise çocuğun karşısına birtakım yazılı semboller çıkmıştır. Çocuk artık yazı yoluylada kitabı anlamaya başlamıştır. Çocukla kitap arasındaki ilişki düşünüldüğünde bu dönem kritik bir dönemdir. Çocuk kitabın kapağına, resmine yazısına kısaca kitabın herşeyine dikkat eder. Serbest okuma dönemi denilen bu dönemde öğrenciye verilecek hikaye kitapları özenle seçilmelidir ki çocuk, okuma alışkanlığı kazanabilsin.

1.1. İlkokuma ve Yazma Öğretimi
İlkokuma yazma öğretimi bir fidana su vermeye benzer. Nasıl ki fidana su verdiğimizde fidan su aracılığıyla topraktan besinlerini alıp hem kendini besleyip, hem de çevreye meyve veriyorsa, ilkokuma yazmayı öğrenen çocuk da okuma yazma aracılığı ile bilgi edinerek hem kendini geliştirir, hemde bilgiyi yayarak çevrenin gelişmesine katkıda bulunur(Özdemir, Sönmez, 1997, s. 69-70).
İlkokuma yazma öğretimi, Türkçe öğretiminin alt yapısını oluşturur. Denilebilir ki istendik nitelikte okuma yazma becerisi kazanan kişiler diğer derslerde de başarılı olabilirler. İlkokuma ve yazma çocuğa temel becerileri kazandırma açısından son derece önemlidir. Öğrencinin okuldaki başarısı öncelikle ilkokuma yazmada göstereceği başarıya bağlıdır. Türkçe dersi, bir araç dersidir. Okuma ve yazmada yeterli beceri ve alışkanlığı kazanamamış öğrencilerin, hayatı sıkıntılı geçer

( Meb, 1993, s.2). Çocukların yazılı ifadeyle karşılaştıkları ve kendi kendilerine okudukları dönem olan ilkokuma yazma dönemi çocuklara kitap sevdirmenin etkili olduğu bir dönemdir.



1. 2. İlkokuma Yazma Öğretiminin Amaçları
Türkçe dersi için kabul edilen amaçlar, ilk sınıfta ilkokuma yazma öğretiminin de amaçlarıdır. Bu kısaca şöyle belirtilebilir:
1. Öğrenciye, Hayat Bilgisi ve diğer ders konularıyla ilgili olarak açıkça anlamını bildiği sözcük ya da anlatımları doğru olarak okuyabilme ve yazabilme becerisini kazandırmak.
2. Gördüklerini, işittiklerini, duygu ve düşüncelerini söz ve yazı ile anlatabilme yeteneğini geliştirmek( Binbaşıoğlu,1988, s.104).
İlkokuma yazmanın genel amacı çocuğa yaşamı boyunca kullanacağı okuma ve yazmanın temel becerilerini kazandırmaktır(Meb, 1996, s.58).
İlkokuma yazma öğretiminin genel amacı dinleme ve konuşma gibi temel dil becerilerinden yola çıkarak çocuğun yaşamı boyunca kullanacağı okuma yazma temel becerilerisini edinebilmesidir(Çelenk,1999, s.48)
Okuma yazma öğretimi ile kazandırılacak beceri ve alışkanlıkların niteliği kişinin gelecekteki başarısını ya da başarısızlığını etkileyecektir. Bundan dolayı nasıl ilkokul herşeyin temeli ise, ilkokuma yazma öğretimide ilkokulun temelidir. Okuma yazma öğrenen çocuk artık kendi başına kitap okuma becerisi kazanacağından çocuğa bu dönemde verilecek kitaplar dikkatlice seçilmelidir.
İlkokuma yazma öğretiminin genel amaçları şu şekilde sıralanabilir:


  • Düzeylerine uygun olarak hazırlanmış metinleri uygun hızda ve anlamlandırarak okuyabilme.

  • Okuduğu ve dinlediği düzeyine uygun metin ve konuşmaları anlayabilme.

  • Duygu , düşünce ve izlenimlerini sözlü ve yazılı olarak anlatabilme.

  • Çevresiyle etkin bir iletişim kurabilme.

  • Kurallara uygun ve işlek bir yazı yazabilme.

  • Türk dilini öğrenmek ve kullanmaktan zevk alabilme.

İlkokulda ilkokuma yazmanın amacı, çocuğa okumayı, okuduğunu anlamayı öğretmektir. Bu öğretmenin mesleki bilgisi, uygulama becerisi, uygun yöntem araç gereçlerin seçimiyle gerçekleşir.


İlkokuma yazma öğretiminin temel amaçları şu şekilde sıralanabilir:


  • Türkçeyi doğru etkili olarak kullanmayı sağlayan temel becerileri kazandırmak, Türk dilini sevdirmek.

  • Birinci sınıf çocuğunun dağarcığına giren sözcük ve cümlelerin doğru yazılışını öğretmek.

  • Noktalama işaretlerinin( nokta, virgül, soru işareti ve büyük harfler) kullanıldığı yerleri öğretmek.

  • Öğrencinin sözcük dağarcığını dolayısıyla sözlü anlatımın geliştirmek, yazılı anlatıma hazırlamak.

  • Öğrencinin temel büyük ve küçük harflerin yazılış şekillerini, yönlerini kavramalarını ve doğru, güzel yazı yazmalarını sağlamak.

  • Birinci sınıf çocuğunun dağarcığına giren basit sözcük ve cümlelerden başalayarak sözcük, hece ve harflerin okunmasını öğretmek, okuma mekanizmasını kavratarak doğru, çabuk ve anlamlı okumayı sağlamak.

  • Öğrenciye okuma yazma alışkanlığı ve zevkini vermeye çalışmak.

  • Toplumsal iletişimi sağlayan önemli etkenlerden biri olan okuma yazmanın temelini öğrencilere davranış olarak kazandırmaktır(Meb, 1993, s.2).

Yukarıda temel amaçlarda da değinildiği üzere Türçeyi ya da dilini öğrenciye sevdirmenin ve kültürün devamının sağlanmasının şartı ilkokuma ve yazma becerilerini doğru bir şekilde çocuğa vermekten geçer.


1.3. İlkokuma Yazma Öğretiminin İlkeleri
İlkokuma ve yazma öğretiminin başlıca ilkeleri şunlardır:


  1. İlkokuma ve Yazma Öğretimi Türkçe Öğretiminin Temelidir:

Türkçe öğretimi dinleme, konuşma, okuma ve yazma olmak üzere çocuğu dilin dört temel becerisi üzerinde yetkinleşmeyi hedef almaktadır.


  1. Okuma-yazma eylemi aynı zamanda bir düşünme eylemidir:

Okuduğunu anlamlandırmak düşünmeyi gerektirir. Okuma sadece yazılı sözcükleri seslendirmek değil aynı zamanda ne ve niçin söylendiğini anlama işidir.


  1. İlkokuma ve yazma öğretimi tüm derslerin temelidir:

İlköğretimden üniversiteye tüm dersler okuduğunu anlama temeli üzerine oturtulmuştur. Okuma yazma öğretiminde başarılı olmak okul başarısını dolayısıyla da yaşam başarısını olumlu etkileyecektir.


  1. İlkokuma yazma öğretiminin amacından haberdar olma çocuğun öğrenmeye etkin katılımında ona yardımcı olur:

Öğrencinin öğrenmede bir amacının olması, onun güdülenmesinde ve başarıya ulaşmasında önemli rol oynar. Okuma yazma gibi temel iki beceriyi sağlıklı bir şekilde kazanması öğrencinin gelecekteki yaşamını nasıl güzelleştireceğini görmesi, onun yapacağı işi sevmesine ve okuma yazma eylemine etkin katılmasına yardımcı olur.


  1. İlkokuma yazma öğretiminde karşılaşılacak olası başarısızlık çocuğun akademik benlik tasarımını olumsuz etkiler:

Akademik benlik tasarımı çocuğun başarı ya da başarısızlığa olan inancı ve özgüvenidir. Okuma yazma öğrenme çabası içerisinde bulunan çocuğun öğrenmeye inancı bir kez yıkılırsa, okuma yazma okuma yazma öğrenmede zorlanmakla kalmaz bütün derslere yönelik akademik benlik tasarımı olumsuz şekillenir.
6. İlkokuma yazma öğretiminde toplu öğretim ilkesine uyulmalıdır:

Toplu öğretim ilkesi ilkokulda birinci devrede mihver ders olan Hayat Bilgisi dersinin etrafında diğer derslerinde ilişkilendirilerek işlenmesini amaç edinir. Örneğin, Cumhuriyet Bayramı’ nı içinde bulunduğu hafta, “Cumhuriyet çok yaşa.” fiş cümlesi öğretim aracı olarak kullanılabilir.




  1. İlkokuma yazma öğretiminde bireysel ayrılıklar dikkate alınmalıdır:

Her çocuğun kendisine özgü bireysel yetenekleri vardır. Çocukların bazıları hızlı, bazıları da yavaş öğrenirler. Bazıları okulöncesi farklı ailelerden getirdikleri farklı kültürel dil ve gelişim düzeyine sahip oldukları için farklı farklı anlama düzeylerine, önbilgi ve kavrama gücüne sahiptirler. Bu sebeblerden ötürü eğitici deneyimli olmalı bireysel farklılıkları dikkate almalıdır.


  1. İlkokuma yazma öğretiminde yakından uzağa, basitten karmaşığa, somuttan soyuta bir yol izlenmelidir:

Birinci sınıf somut işlemler dönemidir. O hayal ettiğinden ziyade yaşadığını öğrenir. O nedenle öğrenciye sunulacak metin onun yakın çevresinden ve günlük yaşamın içinden seçilmelidir. Seçilen cümleler çocuğun anlayabileceği düzeyde basit olmalıdır.


  1. İlkokuma yazma öğretimine öğrencilerin etkin katılımı sağlanmalıdır:

İster grup içerisinde gerçekleşmiş olsun, ister tek başına öğrenme bireysel bir etkinliktir. O nedenle en başarılı öğrenme ilkesi yaparak yaşayarak gerçekleştirilen öğrenmedir. Yapılan her etkinliğe öğrencide dahil edilirse başarı artar(Çelenk, 1999, s. 21-22-23).
Bir öğretmen öğrencinin toplumun geleceği, umudu olduğunu düşünürse bu ilkeleri bilmek zorundadır. Bu ilkeler doğrultusunda ilkokuma yazma eğitimi veren öğretmen başarılı olur.
1.4. İlkokuma Yazma Öğretiminin Önemi
Psikoloji bilimine göre, herhangi bir alanda edinilen ilk alışkanlıklar derine işlemekte ve yanlış alışkanlıkların sonradan düzeltilmesi güç olmaktadır. Şu halde, ilkokuma yazma öğretimi başlangıçtan itibaren, doğru alışkanlıklar yerleştirecek şekilde planlanması ve uygulanması gerekmektedir. Okuma yazma becerisi, öğrencilerin okul hayatındaki başarıları açısından da büyük önem taşır. Gerçekten, okuma yazma becerisi, gerek ilköğretim okulunda, gerekse bütün öğrenim hayatı boyunca, öğrencilerin, yalnız Türkçe derslerinde değil, öteki derslerinde de başarılarını önemli ölçüde etkiler. Doğru ve süratli okuyabilen, okuduğunu anlayabilen, sözcük dağarcığı geniş, Türkçe’yi sözlü ve yazılı olarak iyi kullanabilen öğrencilerin, bütün derslerde başarı gösterme ihtimali yüksektir. Aslında, ilk ve orta öğrenim kurumlarında ve üniversitelerde genel başarısızlığın temelinde okuma, anlama ve ifade yetersizlikleri yatmaktadır. Bu yetersizliklerin birçoğu, ilkokuma yazma öğretimi sırasında, iyi alışkanlıkların kazandırılmamış olmasına bağlanabilir(Ertürk, 2001, s. 14).
Bu nedenle, okuma yazma öğretimi, ilköğretim okullarının birinci sınıflarında üç-dört aya sığdırılan bir çalışma olamaz. Okuma yazma becerisinin geliştirilmesi, okuma yazma becerisinin kazandırılmasından sonra da devam eder(Öz, 1998, s.12).
1.5. İlkokuma Yazma Öğretiminde Öğretmenin Rolü
İlkokuma ve yazma öğretiminin başarılı olmasında en önemli etken öğretmendir. Çocuk yönünden çok güç olan ilk sınıf, öğretmen içinde ayrı bir anlam taşır. Bu sebeble öğretmenin okuma ve yazma öğretimine ilişkin hazırbulunuşluk düzeyi oldukça önemlidir. Okuma ve yazma öğretimi yapacak birinci sınıf öğretmeni, öğretmenlik mesleği alanında tecrübeli olmalıdır. Stajer öğretmenlere mümkün olduğu ölçüde birinci sınıf verilmemelidir( Cemaloğlu, 2000, s. 5).
Öğrenciler, ilk olarak birinci sınıf öğretmenleriyle tanışacaklardır. Öğretmenlerini lider, rehber ve model olarak benimseyeceklerdir. Bu sebeble öğretmen, öğrencilerine örnek öğretmenlik davranışlarını sergilemelidir. Özellikle, okuma yazma öğretmeye başlamadan önce, öğretim yöntem ve teknikleri konularında araştırma yapmalı ve konu ile ilgili bilgilerini tazelemelidir.
Çocuğun yeni bir çevreye uyumunu sağlamada, onu başarılı ve mutlu kılmada birinci sınıf öğretmeni çeşitli sorunlarla karşılaşır. Her çocuğun ilgi ve yeteneklerini tanıyıp onlara yol göstermek ve yardım etmek, kolay bir iş değildir. Böyle olmakla birlikte, öğretmenin birinci sınıf çocuklarına kılavuzluk görevi, güç olduğu kadar zevkli bir görevdir (Sever, Oğuzkan,Kavcar, 1997, s. 27-28).
Birinci sınıf öğretmeni öğrenci için herşeyden önce model olduğunu unutmamalıdır. Bu yaş çocuğu öğretmeninin çoğu davranışını taklit eder ve çoğu öğrenmelerde buna dayanır. Öğretmenin Türkçe’ yi güzel ve etkili kulllanması, akıcı ve anlaşılır bir uslupla konuşması gerekir. Bu etkin kullanımı sezen çocuk bir süre sonra dile karşı olumlu bir tutum içerisine girecektir. Dili etkili şekilde kullanmanın yolu da doğru ve seviyeye uygun kitaplar okumaktan geçer. Bu konuda oldukça yetersiz olan bu yaş çocuğu klavuz olarak öğretmenini tercih edecektir.
Öğretmenin öğrencilerine karşı anlayışı ve sempatisi dostça ve nazik davranışı, öğrencilerin eğitimle ilgili sorunlarıyla olduğu kadar kişisel sorunlarıyla da ilgilenmesi, öğrencilerinin güvenini kazanmasını sağlayacaktır. Eğer öğretmen bunları gerçekleştirirse öğrenci her zaman olmasada çoğu zaman öğretmenini dinleyecek, gerekirse öğretmeninin verdiği her kitabı okuyacaktır.
Serbest okuma yazmaya geçiş devresi ile birlikte, öğrencilere tavsiye edilecek kitaplar özenle seçilmelidir. Öğretmen öğrenci velilerinin kitap almalarına izin vermemelidir. Zümre Öğretmenler Kurulu Kararı ile birinci sınıf serbest okuma döneminde okutulabilecek kitapların listesi yapılmalı ve bu listeler öğrenci velilerine dağıtılmalıdır. Öğretmenler çocuk kitaplarını seçerken şu kurallara uymalıdır:


  1. Kitaplar öğrencilerin gelişim özelliklerine uygun olmalıdır.

  2. Kitaplar akılcı bir uslup ve yalın bir dille yazılmalıdır.

  3. Bol resimli, öğretici, eğlendirici ve düşündürücü olmalıdır.

  4. Evrensel değerlere uygun ulusal değerleri destekler nitelikte olmalıdır.

  5. Çocukta olumlu davranışların gelişmesine uygun olmalıdır(Cemaloğlu, 2000, s. 131-132).

İlkokuma yazmayı kavramış öğrencilere verilecek çocuk kitapları oldukça önemlidir. Seviyeye uygun olmayan kitaplar, çocuğun okuma zevk ve hevesini kırar. Bir takım uyumsuzluklara sürükler. Kitap sevgisini köreltir. Bu yüzden öğrencilere verilecek kitapların niteliğini öğretmen iyi bilmelidir (Tan, 1997, s.116). Öğretmen:


1. Öncelikle kendisi okuyarak öğrencilere örnek olmalıdır.

2. Hangi yaştaki çocuklara hangi kitapların uygun olduğunu, çocukların okuma eğilimlerini bilmelidir.

3. Sınıf kitaplığı kurulmalıdır. Sırasıyla görevlendirilerek bütün öğrenciler bu kolda etkin olmaları sağlanmalıdır.

4. Çocukları ilgilendiren, ilginç gazete kesitleri (küpür) bülten tahtasına asılmalıdır.

5. Serbest okuma saatleri düzenlenmelidir. Çocukların kitap okuması sağlanmalıdır. Bazen de öğretmen bir kitabı tanıtıp, bir bölümünü okuyup, üzerinde tartışmalarını sağlamalıdır.

6. 10-11 yaşından sonra çocuklar okuyacakları kitapları kendileri seçebilmelidirler. Bu konuda onlara kılavuzluk yapılmalıdır.

7. Çocuklar okudukları kitapları sınıfta tanıtırlar. Bu sözlü olabileceği gibi, duvar gazetesinde kullanılmak üzere yazılı da olabilir.

8. Yeni çıkan kitaplar belli bir yerde sergilenmelidir.

9. Sınıfça zaman zaman çocuk kitaplıklarına gidilmelidir.
"Çocukların okuma alışkanlığı kazanmaları ve geliştirmeleri ise iki kurumda gerçekleşir: Okul ve kütüphane. Bu iki kurumun bütün eğitim yaşamı boyunca eşgüdüm içinde çalışması, öğrenci öğretmen ilişkilerinin kütüphane aracılığıyla zenginleştirilmesi, okumayı vazgeçilmez bir alışkanlığa dönüştürebilir" (Özcelebi, Cebecioğlu, 1990, s.479.
10. Her konuda olduğu gibi, çocuğa okuma alışkanlığı kazandırılması için de anne babalarla işbirliği yapılmalıdır.

11. Çocuklar yaş günlerinde birbirlerine kitap armağan etmeleri için isteklendirilmelidir.

12. Öğrencilere belirli bir nedenle ödül verilecekse, bu, kitap olmalıdır.

13. Çocuklar okudukları kitapları değiş tokuş etmeleri için isteklendirilmelidir.

14. Ödevler çocukların ders dışı okumalarına engel olmamalıdır.

15. Dünya Çocuk Kitapları Haftası ve Kütüphaneler Haftası çocukların etkin görev alacağı çeşitli etkinliklerle kutlanmalıdır.

16. Olanaklar zorlanarak, çocuklar kitap fuarlarına, sergilerine, imza günlerine götürülmelidir.

17. Sınıfça bir çocuk dergisine abone olunmalıdır.

18. Olanaklıysa, yazarlar okula getirilmelidir.

19. Okunan kitapların yazarlarına "okur mektubu" yazılmalıdır.

20. Çocukların okuma hızlarını arttırmaları gerekir. İyi okuyamayan çocuk okumadan tat alamaz. Çocuk bu engelini yine okuya okuya aşabilir. Onun için çocuğun okuyacağı kitaplar titizlikle seçilmelidir.

21. Öğretmen çocuk yayınların, izlemeli, notlar alması; bu notları ve kitap tanıtma yazılarını bir dosyada biriktirmelidir (Nas, 2002, s.108-111).

22. "Çocuklar çoğu, özellikle okumayanlar kesiminden olanlar kitle iletişim araçlarının etkisi altındadırlar. Bu bağlamda TV'nin önemli bir engel oluşturduğu tartışma göstermez. Ancak öğretmenin TV'ye karşı tavır alması büyük olasılıkla çocukları etkilemeyecektir. Buna karşılık kolaylıkla başvurabilecekleri yol, TV'den kaynak olarak yararlanmaktır. Örneğin gerilimli bir serüven kitabıyla bir dizi film arasındaki ortak ve ayrılan noktaların belirlenmesi, izleme ve okuma olgusunun örneklerle karşılaştırılması vb. çalışmalar verimli biçimde gerçekleştirilebilirse, okumayanları da yönlendirebilir (İpşiroğlu, 1997, s.69-70).

1.6. İlkokuma Yazma Öğretiminde Ailenin Rolü
Aile çocuğun eğitiminin başladığı ilk noktadır. Çocuğa verilen eğitim ister doğru ister yanlış, ister olumlu ister olumsuz olsun ailede başlar. Çocuk bilinçli ya da bilinçsiz bütün davranışlarımızdan etkilenir(Öz, 1997, s. 21). Öğrencide istendik davranışları gerçekleştirme sadece formal yolla yani okulla olmaz; bunun yanında aileninde çocuğun gelişimi, etkileşimi açısından küçümsenmeyecek önemi vardır.
Okumaya hazırlık, çocuğun zevkle ve kolayca okumayı öğrenmesine imkan sağlayan bir devredir. Yani beden, ruh ve kafaca okuma öğrenmeye hazır olduğu zamana kadar uzar. Aile, bu dönemde gerekli bilgi ve becerileri kazandırmada okul kadar etkilidir. Bazı çocuklar, okula girmeden önce yaşadığı aile ve sosyal çevrede okuma-yazma için gerekli hazırlığı kazanamamaktadır. Bunun aksine araştırmalar, özellikle okumaz-yazmaz ailelerde yetişen çocukların okula geldiklerinde, okuma-yazmaya hazırlıklı olmadıklarını göstermektedir(Gray, 1975, s. 153).

Birini eğitmek ehliyetine sahip olmak için eğitimli olmak gerekir. Beyin cerrahlığında eğitim görmemiş biri, beyin cerrahı olamaz. Ama ana-baba eğitimi almamış pekçok kadın ve erkek, çocuklarını eğitmek zorundadır. Bunun neticesinde ilköğretim okullarına farklı sosyal gruplardan gelen çocuklar aynı sıralarda ve birarada eğitim görmek durumunda kalmaktadır. Bu durum, eğitimdeki kaliteyi ister istemez etkilemektedir.


Holt’a göre, okullar kendi başlarına kaliteyi tutturamazlar. Okulların en çok ihtiyaç duydukları şey, veli topluluklarının desteğini sağlamaktır(MLO, 1998, s.43).
Hali hazırdaki durum ise olması gerekenden uzaktır. Aileler bırakın çocuklara kitap okumayı, kendileride hiçbir şey okumadıklarından, çocuk, kitapların içeriğinden, kitaplardaki bilgi ya da ilginç hikayelerin varlığından habersizdir. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmanın yolu çocuğa kitap okumaktır. Çocuğa bir yetişkin tarafından kitap okunması, okumaya yönelik etkinlikler arasında üzerinde en çok durulan etkinliktir. Söz konusu etkinlik, çocuğun konuşma dili ile yazı dili arasındaki bağı kavraması açısından büyük önem taşımaktadır. Pekçok araştırma çocuğa bir yetişkin tarafından kitap okunmasının, okur-yazar olma sürecinde önemli rolü olduğunu ortaya koymaktadır. Çocuğa düzenli kitap okunması ile dil gelişim düzeyi ve çocuğun okulda öğrenmede gösterdiği başarı arasında anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Çocuklar kendilerine okunan kitaplar sayesinde, yazının söze dönüştürülebileceğini ve bir mesaj ilettiğini öğrenmektedirler.

Çocukların kitaplarla ilgili deneyimleri, ilk başlarda, yalnızca resimleri adlandırmaktan ibarettir. Ebeveyn, çocukların bu dönemlerinde onları resimleri üzerinde konuşturmalı, çocuk üç yaşlarında iken ise yazılı metinleri ona okumalıdır.


Anne veya babanın çocuk ile kitap hakkında konuşması ve ona açıklamalarda bulunması çocuğun dikkatini yazı dilinin özellliklerine çekmede etkendir. Anne babanın çocuğuna zaman ayırarak ona kitap okuması, çocuk ile kitap arasındaki etkileşimi de arttıracaktır. Bu etkileşim içinde çocuk aynı zamanda yazı dili hakkında merak ettiği noktaları anne veya babasına soracaktır. Anne veya baba, çocuğun sayılar ve harfler arasındaki farkı anlamasında, onun resimler üzerinde konuşmasında ve kitaptaki bazı ifadelere açıklık kazandırmasında çocuğuna yardımcı olması; ilkokuma yazma dönemi öncesinde çocuğu okula hazırlayacaktır.
Okuma çocuk için her zaman eğlenceli olmalıdır. Bu yüzden okuması için, anne veya babanın çocuğa baskı yapmaktan kaçınması gerekir. Bu tür bir zorlama onu öylesine endişelendirebilir ki, eline bir kitap aldığında çocuk gerilir. Ebeveyn çocuğuna kitap okuma uğraşını zevkle yerine getiren birer model oluşturmalı, ev ortamında televizyon kapatılarak, çocukla birlikte kitap okumaya zaman ayırmalıdır. Zaman zaman birlikte kitapçılara gidilmeli, anne veya baba kendi zevkine uyan kitapları seçerken, çocuğunda sevdiği kitapları seçmesine olanak sağlamalıdır(Yavuzer, 2000, s.16).
"Kitap seçimi, tıpkı arkadaş seçimi gibi ciddi bir iştir. Yaptıklarınızdan nasıl sorumluysak, okuduklarımızdan da öyle sorumluyuz" (John Lubbock).
Çocuğa okuma alışkanlığı vermek, çok ustalık isteyen bir iştir. Anne, baba, öğretmen, her kimse, çocuğa doğrudan doğruya kitap okutmak ister görünmemeli: çocuğun kitap okuma isteğini kendinde okuyacağı bir ortam yaratılmalıdır. Çocuğa olumlu alışkanlığı kazandırmak için en iyi yol, çocuğu en küçük yaşta, kitapla ilgilendirmeye başlamaktır. Okuma alışkanlığı bir görenek işidir. Küçük yaşlarda aile, giderek yakın ve uzak çevre, bunu etkiler, biçimlendirir. Çocuğa okuma ilgi ve alışkanlığını verecek en önemli etmenlerden biride çevresinde okuyan kimselerin bulunmasıdır Her çocuk, çevresinde bir kişiye önem verir, onu kendine örnek seçer. İşte kendine örnek aldığı kimse ya da kimselerin okuduklarını gördükçe, çocukta da okumak bir değer yargısı olarak gelişecektir (Erişen, Satı- Aktaran- Baraz, 1987, s.161).

Anne ve babalar:


1. Çocuğun gelişim özelliklerini bilmelidir. Bunun için çocuk gelişimine, psikolojisine ilişkin kitapları okumalı; çocuğu tanımalı, onun gereksinimlerini, ilgilerini dikkate almalıdır.

2. Hangi yaş çocuğu için hangi kitapların uygun olduğunu bilmeli: çocuğa uygun nitelikli kitapları seçebilmelidir.

3. Çocuğa, ders kitabı dışında, kitap alması için de harçlık verilmelidir.

4. Ailenin aylık bütçesi yapılırken kitap, dergi, gazete için de para ayrılmalıdır, bunlar alınmalıdır. Hiç değilse bir çocuk dergisine abone olunmalıdır.

5. Kitaplıklara üye olunmalı; çocuk da çocuk kitaplığına üye olması için isteklendirilmelidir.

6. Çocuğun evde kendine ait bir kitaplığı olmalıdır.

7. Çocuk ders kitabı dışında okuması için isteklendirilmelidir. Okuma alışkanlığı edinmiş bir çocuk edebiyat ürünlerini de sever ve okulda da başarılı olur. Çünkü sözcük dağarcığı zenginleşir, anlama, anlatma, düşünme gücü gelişir.

8. Çocuk anne ve babaya okumak isterse, can kulağıyla dinlenilmelidir. İstemezse, sesli okuması için zorlanmamalıdır. Ailece okunan bir bilmece kitabı bile çocuğun ailede oluşan neşeli havadan etkilenmesiyle okumayı sevmesine neden olabilir.

9. Çocuğa armağan verilecekse, bu, çoğunlukla kitap olmalıdır.

10. Her konuda olduğu gibi okuma alışkanlığı kazandırmada da anne-baba okuyarak çocuğa örnek olmalıdır (Nas, 2002, s.107-108).


"Eviniz sizin okumaya verdiğiniz değeri yansıtmaktadır. Eğer çocuğunuz sizin kitap okumaktan ve onlardan bir şeyler öğrenmekten keyif aldığınızı görürse, o da kitap okumayı seçer ve onların yararlı kaynaklar olduğunu düşünür. Bunu sağlamak için eviniz kitaplar, dergiler ve çeşitli başvuru kaynakları ile dolu olmalı ve hepsinden önemlisi çocuğunuz, sizi bunları kullanırken görmelidir." (Canter, 1998, s.10)



    1. Yüklə 0,95 Mb.

      Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin