ÇALIŞMA MEVZUATIMIZDA ÖZEL HÜKÜMLERLE KORUNANLAR
Tahsin SINAV Resul KURT
Baş İş Müfettişi Sigorta Müfettişi
GİRİŞ
Hizmet akdiyle çalışan bütün işçileri kapsayan çalışma mevzuatımızda, uluslararası metinlerde yer alan temel biyolojik ve sosyolojik esaslardan hareketle, kadın işçiler, çocuk işçiler ve özürlü işçilere yönelik bazı koruyucu düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin amacı, bünyece ağır ve tehlikeli işlerde çalışmalarında sakınca bulunan işçilerin korunmasıdır. Bu yazımızda, kadın işçileri, çocuk işçileri ve özürlü işçileri korumaya yönelik özel hükümleri açıklamaya çalışacağız.
I. KADIN İŞÇİLERİ KORUYUCU HÜKÜMLER
Çalışma mevzuatımızda, erkeklere göre bünyece daha farklı olan kadın işçilerin korunmasına yönelik olarak “Kadın İşçilerin Sanayie Ait İşlerde Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Tüzük”1 ve “Gebe veya Emzikli Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Tüzük”2 ile “Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğü”3nde özel koruyucu düzenlemeler yapılmıştır.
Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalıştırılacak Kadın İşçiler İçin Sağlık Raporu Alınması
İş Kanunu’nun 68. maddesinde, “Yer ve sualtında çalıştırma yasağı” başlığıyla, “Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yeraltında veya sualtında çalışılacak işlerde, (...) her yaştaki kadınların çalıştırılmaları yasaktır.” düzenlemesi yapılarak, kadın işçiler, özel olarak korunmuştur.
İş Kanunu’nun 78. ve 79. maddesi hükümleri doğrultusunda, Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğü’ne bağlı cetvelde, karşısında (K) harfi bulunan, örneğin demir tel ve çubuktan malzeme imalatı işleri (çivi, zincir, vida vb.) ağır ve tehlikeli işlerde, kadın işçiler çalıştırılabilecek; bu harfin bulunmadığı işlerde ise çalıştırılamayacaktır.Anılan cetvelde karşısında (K) harfi bulunmayan işler incelendiğinde, arama ve sondaj işleri, metalürji sanayii ile ilgili işler,yapı işleri gibi ağır ve tehlikeli işlerin sayıldığı görülmekte ve kadın işçilerin korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Kadın işçilerin karşısında (K) harfi bulunan işlerde işe girişlerinde veya işin devamı süresince, işin niteliğine ve şartlarına göre bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı olduklarının hekim raporu ile saptanması zorunludur. İşin devamı süresince de bu işlerde çalıştırılmalarında bir sakınca olmadığının 18 yaşını bitirmiş bayan işçiler için, yılda en az bir defa hekim raporu ile saptanması gerekmektedir. Bir emsal kararı inceleyelim: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10.07.1969 tarih ve E.7290, K.8002 sayılı Kararı’nda, “Ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin işe girişlerinde bedence bu işe elverişli ve dayanıklı olduklarını belirten hekim raporu alması icap eder. Aksi takdirde bu yüzden hastalanan işçiye yapılan masrafları Sigorta Kurumunun işverenden talep etme hakkı vardır.”
Bu raporlar; işyeri, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırasıyla en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocağı, Hükümet veya belediye doktorları tarafından verilir. İşyeri hekimi tarafından verilen rapora itiraz halinde, işçi, en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi Sağlık Kurulunca muayeneye tabi tutulur. Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi Sağlık Kurulunca verilen rapor kesindir.
Bir işçinin, ağır ve tehlikeli işlerde çalışanlara ait sağlık durumu raporu olmadıkça ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması yasaktır. İşçilerin gerek ilk işe girişlerinde gerekse ara muayenelerinde saptanan sağlık durumları bu rapora işlenir. Kadınlar, ay hali günlerinde ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamazlar. Bu günlerin sayısı 5 gün olarak hesap edilir. Daha fazlası için hekim raporuna göre hareket edilir. Ay halinin başlangıcı işçinin ihbar tarihidir.
Ağır ve tehlikeli işlerde yukarıda açıklandığı şekilde sağlık raporu almadan kadın işçi çalıştırılması halinde 01.01.2001 tarihi itibariyle, 14.236.560,-TL para cezası uygulanacaktır. Bu tutar her yıl ocak ayında Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeniden Değerleme Oranında artırılacaktır.
B. Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılması
İş Kanunu’nun 69. maddesinde “gece çalıştırma yasağı” başlığıyla yapılan düzenlemede, “Sanayie ait işlerde (...) her yaştaki kadınların çalıştırılmaları esas itibariyle yasaktır.” hükmüne yer verilmiştir. Ancak, işin özelliği icabı kadın işçi çalıştırılması gereken işlerde 18 yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilgili Tüzük şartları çerçevesinde izin verilebilecektir. Nitekim ilgili Tüzük’ün “Kadınların gece çalıştırılabileceği işler” başlıklı 2. maddesinde, kadın işçilerin gece çalıştırılmasının yasak olan işler de belirtilmiştir. Şöyle ki, Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğü’ne bağlı cetvelin;
-
11 sıra numarasında kayıtlı toprağın pişirilmesi suretiyle imal olunan kiremit, tuğla, ateş tuğlası, boru, pota, künk ve benzeri inşaat ve mimari malzeme,
-
95 sıra numarasında kayıtlı insan ve eşya taşımaya özgü taşıt araçlarında pilotluk, kaptanlık, şoförlük ve bu işlerde yardımcılık,
-
96 sıra numarasında kayıtlı her türlü taşıt araçlarında makinistlik, arabacılık, frencilik, makasçılık ve bu işlerde yardımcılık,
-
103 sıra numarasında kayıtlı çöpçülük işlerinde kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmaları yasaktır.
Ayrıca,
-
Emzikli kadın işçiler, doğum tarihinden itibaren altı ay süre ile gece postalarında çalıştırılamazlar.
18 yaşını doldurmuş kadın işçiler, beceriklilik, çabukluk ve dikkat isteyen, sürekli olan ve fazla enerji ve kuvvet harcanmasını gerektirmeyen işlerde, gece postalarında çalıştırılabilirler.
Gece postalarında kadın işçi çalıştırmak isteyen işverenler, bu isteklerini yazılı olarak işyerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğüne bildirirler. Bölge müdürlüğünce yapılacak inceleme sonunda durumları bu tüzükte belirtilen koşullara uygun olan işyerleri için başvurma tarihinden itibaren 15 gün içinde gerekli izin verilmesi, Tüzük’ün 9.maddesiyle öngörülmüş olmasına rağmen, iş denetiminin gerekli olduğu durumlarda, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na bağlı İş Teftiş Grup Başkanlığı’nda görev yapan ‘İş Müfettişi’nin yapacağı inceleme sonucunda düzenleyeceği İnceleme Raporunun ilgili Bölge Müdürlüğüne ulaşmış olması gerektiğinden, belirtilen süreyi aşabilmektedir. Konumuz itibariyle, bazı hatırlatmalar dışında, kadın işçilerin sanayie ait işlerde gece postalarında çalıştırılmasına izin verilmesi hakkındaki incelemenin detayına girilmemiştir.
“Kadın İşçilerin Sanayie Ait İşlerde Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Tüzük”ün 5.maddesine göre; “Kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılabilmeleri için, işe başlamalarından önce, işyeri, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocakları, Hükümet ve belediye tabipliklerine muayene ettirilerek çalışmalarına engel durumları olmadığına dair raporlarının sağlanması şarttır. Bunların muayeneleri her altı ayda bir tekrarlanır.”
Kadın işçinin kocası da işin postalar halinde yürütüldüğü aynı veya ayrı bir işyerinde çalışıyor ise, kadın işçinin isteği üzerine, gece çalıştırılması, kocasının çalıştığı gece postasına rastlamayacak şekilde düzenlenir. Aynı işyerinde çalışan karı kocanın aynı gece postasında çalışma istekleri, işverence, olanak oranında karşılanır.
Belediye sınırları dışındaki her türlü işyeri işverenleri ile belediye sınırları içinde olmakla beraber, posta değişim saatlerinde, alışılmış araçlarla gidip gelme zorluğu bulunan işyeri işverenleri, gece postalarında çalıştıracakları kadın işçileri, sağlayacakları uygun araçlarla şehrin belirli merkezinden işyerine götürüp getirmekle yükümlüdür. Kadın işçilerin her ne şekilde olursa olsun, gece süresinde fazla saatlerde çalıştırılmaları yasaktır.
Kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasında yukarıda açıklanan Tüzük hükümlerine aykırı davranan işverenlere 01.01.2001 tarihi itibariyle, 42.709.680.- TL para cezası uygulanacaktır. Bu tutar her yıl ocak ayında Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeniden Değerleme Oranında artırılacaktır.
C. Emzikli ve Gebe Kadınların Korunmasına Yönelik Düzenlemeler
Kadın işçilerin,doğumdan önce 6, doğumdan sonra 6 hafta olmak üzere 12 haftalık süre içinde çalıştırılmaları yasaktır. Bu süreler,işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra hekim raporuna dayanılarak arttırılabilir. İsteği halinde, kadın işçiye, doğumdan sonraki 6 haftadan sonra 6 aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, ücretli izin hakkının hesabında nazara alınmaz. İşçiler,başvurmaları halinde,gebeliğin ilk üç ayında,işyeri,işçi sağlığı dispanserleri,bunların bulunmadığı yerlerde sırasıyla en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık tesisleri,sağlık ocakları, hükümet veya belediye hekimlerince muayene ve tedavi edilirler. Sonraki aylarda, ayda en az bir defa tıbbi muayeneye gitmelerine izin verilir.
Emzikli kadın işçiler doğum tarihinden itibaren altı ay süre ile gece postalarında çalıştırılamazlar. Bunların anılan süre içinde çalışmaları; "Gebe veya Emzikli Kadınların Çalıştırılma Koşullarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtları (Kreş) Hakkında Tüzük" hükümleri saklı kalmak üzere, gündüz postalarına rastlayacak şekilde düzenlenir.
Emzikli işçilerin, Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğünde kadınların çalıştırılabilecekleri belirtilmiş olan işlerde çalıştırılabilmeleri için,doğumdan sonraki 6 haftanın bitiminde ve işe başlamalarından önce, işyeri,işçi sağlığı dispanserleri,bunların bulunmadığı yerlerde sırasıyla en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık tesisleri,sağlık ocakları,hükümet veya belediye hekimlerine muayene ettirilerek çalışmalarına engel durumları olmadığının raporla belirlenmesi gerekir.
Muayene sonunda ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasında mahzur olduğu hekim raporuyla belirlenen emzikli kadın işçiler doğumdan sonra ilk 6 ay içinde bu işlerde çalıştırılamazlar.
Kadın işçilerin, belgelemek kaydıyla evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile işi bırakması halinde “kıdem tazminatı” almaya hak kazanırlar.
Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun,100-150 kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde,bir yaşından küçük çocukların bırakılması ve bakılması ve emzikli kadınların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme odasının kurulması zorunludur.
Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun,150'den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması,emzikli kadınların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun (kreş) kurulması zorunludur. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa, işveren, taşıt sağlamakla yükümlüdür.
Emzikli işçilere, oda ve yurtlarda bulunan bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için,1475 sayılı İş Kanununun 64 üncü maddesi uyarınca verilecek olan ara dinlenmesinden önce ve sonra olmak üzere, günde iki kez 45’er dakika emzirme izni verilir. Emzirme izni iş süresinden sayılır.100 den az kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde ise,emzikli işçilere,bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için biri ara dinlenmesinden,biri işin bitiminden önce,ayrı ayrı iki defa kırk beşer dakikalık izin verilir.
İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü,bu Tüzükte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler.
Oda ve yurt açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın işçilerin toplam sayısı dikkate alınır.
Çalışma mevzuatında İş Kanununun 81. maddesi uyarınca çıkarılmış Tüzük hükümlerine uymayan işverenlere 01.01.2001 tarihi itibariyle, 42.709.680,-TL para cezası uygulanacaktır. Bu tutar her yıl ocak ayında Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeniden Değerleme Oranında artırılacaktır.
II. ÇOCUK İŞÇİLERİ KORUYUCU HÜKÜMLER
1475 sayılı İş Kanununa göre, 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasaktır. Bu nedenle, işyerlerinde 15 yaşından küçük işçilerin çalıştırılmaması gerekmektedir. Hem bir işyerinde işçi olarak çalışan hem de okula giden çocuk işçilerin, iş saatleri, okul saatlerine göre düzenlenir ve ders saatleri 7.5 saatlik çalışma süresinin içinde sayılır. 18 yaşından küçük işçilere, 18 işgününden daha az yıllık ücretli izin kullandırılamayacaktır.
15 yaşından 18 yaşına kadar (18 dahil) çocukların herhangi bir işe alınmalarından önce; işyeri, işçi sağlığı dispanseri, bunların bulunmadığı yerlerde sırasıyla en yakın SSK, sağlık ocağı, hükümet veya belediye tabiplerine muayene ettirilerek işin niteliğine göre vücut yapılarının dayanıklı olduğunun raporla belirtilmesi ve bunların 18 yaşını dolduruncaya kadar en az her altı ayda bir aynı şekilde doktor muayenesinden geçirilerek, bu işte çalışmaya devamlarında bir sakınca olup olmadığının kontrol ettirilmesi ve bütün bu raporların işyerinde muhafaza ettirilerek, yetkili memurların isteği üzerine kendilerine gösterilmesi zorunludur.
Bir çıraklık okuluna gitmeyen ve yukarıda belirtilen koşullarda bir işyerinde çalışan çocukların normal sigortalı olarak Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, çalışma yasağı bulunan işçinin yasağa rağmen çalıştırılmış olması halinde, işçi sayılarak sosyal sigorta yasalarının işçilere tanıdığı haklardan istifade ettirilmesi gerekmektedir. (YİBK, 18.6.1958, E. 20, K. 9; RG 30.10.1958 No: 10020).4
18 yaşını doldurmamış küçük işçiler, gece postasında çalıştırılmazlar. Hemen belirtelim ki, İş Kanunu’nun 68. maddesine göre, “maden ocakları, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi yeraltında veya sualtında çalışılacak işlerde 18 yaşını doldurmamış erkek çocuklarla her yaştaki kadınların çalıştırılmaları yasaktır.” 16 yaşını bitirmiş fakat 18 yaşını doldurmamış çocukların, hangi ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılabilecekleri, ilgili Tüzük’e ekli cetvelde (Ç) rumuzuyla gösterilmiştir.
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 12. maddesinde, gazino, bar gibi içki kullanılan yerlerle hamam ve plajlarda 21 yaşından küçük kişilerin çalıştırılması yasaklanmıştır.
Fazla Çalışma Tüzüğü’nün 4/a. maddesi hükmüne göre, 15 yaşından aşağı kız ve erkek çocuklara (yani 14 yaşını doldurmamış çocuk işçilere) fazla mesai yaptırılmaz. Bu nedenle yasal olmamakla beraber, çocuk işçilere hafta tatili günü çalışma yaptırılırsa, fazla çalışma niteliğinde olacağı için, bu çalışma, belirtilen Tüzük hükmüne aykırı olacak ve iş müfettişinin yaptığı teftiş sırasında tespiti halinde, idari para cezasının uygulanması istenecektir. 01.01.2001 tarihi itibariyle, Fazla Çalışma Tüzüğüne aykırılık nedeniyle 14.236.560,-TL para cezası uygulanacaktır. Bu tutar her yıl ocak ayında Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeniden Değerleme Oranında artırılacaktır.
Çocuk işçiler de sigortalı yapılacak ve kendilerine yaşlarına uygun “asgari ücret” ödenecektir. Çocuk işçilerin, 01.04.1981 tarihinden sonraki bir tarihte sigortalı olmaları halinde, bu süreler sigortalı gün sayısı toplamına dahil edilmekte ancak sigortalılık başlangıç tarihi olarak 18 yaşın doldurulduğu tarih kabul edilmektedir. Çocuk işçilerin iş akitlerinde ve ibranamelerinde kanuni velilerinin de imzası bulunacaktır.5
16 yaşını doldurmamış çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması yasaktır. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 11.05.1968 tarih, E.967/8679, K.968/568 sayılı Kararı’nda “Ondört yaşındaki bir erkek çocuğun ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması yasaktır.” denilmektedir. Ancak, ihtisas ve meslek öğrenimi veren okulları bitirip o konudaki işi meslek edinmiş kadınlarla 16 yaşını doldurmuş çocuklar, Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğü’ndeki cetvelin 35 inci sırasından 62. sırasına kadar (62 dahil) belirtilen karşısında (Ç) harfi bulunan işlerde çalıştırılabilirler.
18 yaşını doldurmamış küçük işçilerin, sağlık raporu alınmadan çalıştırılması halinde 01.01.2001 tarihi itibariyle, 14.236.560,-TL para cezası uygulanacaktır. Bu tutar her yıl ocak ayında Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeniden Değerleme Oranında artırılacaktır.
16 yaşını doldurmamış çocukları ağır ve tehlikeli işlerde çalıştıran işverenler hakkında 01.01.2001 tarihi itibariyle, 42.709.680.- TL para cezası uygulanacaktır. Bu tutar her yıl ocak ayında Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeniden Değerleme Oranında artırılacaktır.
Ayrıca, gece postalarında 18 yaşını doldurmamış çocukları çalıştıran işverenlere 01.01.2001 tarihi itibariyle, 42.709.680.- TL para cezası uygulanacaktır. Bu tutar her yıl ocak ayında Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeniden Değerleme Oranında artırılacaktır.
III.ÖZÜRLÜ İŞÇİLERİ KORUYUCU HÜKÜMLER
İşverenler; aynı il hudutları içerisindeki işyerlerinde elli ve daha çok işçi çalıştırdıkları takdirde (l999 yılı başından itibaren) % 3 oranındaki özürlüyü, mesleklerine, bedensel, zihinsel ve ruhsal durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Çalıştırılacak sakat sayısının belirlenmesinde yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmaz. Yarım ve daha çok olanlar tama çıkarılır. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenlerin, çalıştırmakla yükümlü oldukları özürlü sayısı toplam işçi sayısına göre hesaplanacaktır. Yükümlülük kapsamında işyerinde çalışmakta olan özürlü ve eski Hükümlü olarak istihdam edilenler, toplam işçi sayısında dikkate alınmayacaktır. Ayrıca, 3308 sayılı Kanun kapsamında bulunan çırak ve meslek eğitimi gören öğrenciler de dahil olunmayacaktır. İşyerinde alt işveren (taşeron) bulunması halinde taşeronun işçileri, asıl işverenin işçileri gibi değerlendirilmeyecektir.
Çalışmak isteyen sakatlarla çalışırken sakatlanıp işverence Türkiye İş Kurumuna gönderilen veya kendiliklerinden müracaat edenlerin çalışma güçlerini hangi oranda yitirdikleri Türkiye İş Kurumunca gönderilecekleri sağlık kuruluşunca tespit edilir. Sakatların sağlık kurulu raporuna itiraz etmeleri halinde,itiraz dilekçesi ve raporun onaylı örneği Kurumca en yakın başka bir sağlık kuruluşuna gönderilir.Birinci ve ikinci sağlık kurulu raporları aynı olursa rapor kesinleşir. İki sağlık kurulu raporu arasında fark varsa, sakatın lehine olan rapora göre işlem yapılır.Bu fark Kurumca önemli bulunursa,sakat,Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca tespit edilmiş hakem sağlık kuruluşuna gönderilir.Bu kuruluşça verilecek rapora göre işlem yapılır. Sakatlara bu madde hükümlerine göre resmi sağlık kuruluşlarınca verilecek raporlar için muayene ve tetkik ücreti alınmaz. Özürlü işçilere tanınan bu haktan yararlanabilmek için, bedensel, ruhsal veya zihinsel özürleri sebebiyle çalışma gücünün en azından %40’ını kaybedenlerden bir işte çalışmasında herhangi bir sakınca olmadığını sağlık kurulu raporuyla belgeleyen kişiler yararlanabilecektir.
İşverenlik, Türkiye İş Kurumu tarafından, ilgili Tüzük hükümlerine göre, her açık özürlü kadrosuna en az iki özürlünün gönderilmesine rağmen,ilgili eksiklerini tamamlamadığı takdirde, ikinci aşamada gönderilen listede yer alanlar arasından seçim yapmak, ayrıca onları bünyece elverişli bir işte çalıştırmak zorundadır. İşverenler, herhangi bir nedenle hizmet akdi sona eren veya işten ayrılan sakatları, bir ay içerisinde ayrılma nedenleri ile birlikte Kuruma bildirmek zorundadır.
Sakatların çalıştırılabilecekleri işler, “Sakatların İstihdamı Hakkında Tüzük”6 e bağlı çizelgede gösterilmiştir. Bu çizelgede yer almayan sakatlıklarda, sakatın çalıştırılabileceği işler sağlık kurulu raporunda gösterilir.
Sakatlık, daha düşük ücretle çalıştırma sebebi olamaz. Sakat işçiler,diğer işçilere yapılan sosyal yardımlardan aynen yararlanırlar. Toplu iş sözleşmelerine sakat işçiler aleyhine hükümler konulamaz.
Özürlü işçiler, sakatlık oranına göre sakatlık indiriminden de yararlanırlar. Ayrıca, sağlık raporları ile birlikte İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne başvurulması halinde “Özürlü Kimliği” alabilmektedir. Özürlü kimliği, toplu taşıma hizmetleri, Devlet Tiyatrolarından ücretsiz, DDY’de %50 ve THY’de ise %40 oranında indirimden yararlanma imkanı sağlayacaktır.
Özürlü işçi çalıştırma yükümlülüklerine uymayan işverenlere, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 98/C fıkrası gereğince, çalıştırmadığı her sakat ve eski hükümlü işçi ve çalıştırmadığı her ay için 2001 yılında 293.000.000. TL para cezası verilecektir. Bu tutar her takvim yılı başında, bir önceki yılın 213 sayılı VUK gereğince belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmaktadır.
SONUÇ
Çalışma mevzuatımızda özel hükümlerle korunanlar itibariyle koruma hükümlerini ve bu hükümlere aykırı davranan işverenler hakkında uygulanacak para cezalarını özetlemiş bulunuyoruz. Bu tür düzenlemeler, zamanla daha da gelişmekte ve uluslar arası normlara yaklaşmaktadır. Yine, ülkemiz koşullarına uygun olarak ekonomik, sosyal ve teknolojik, vb. şartların gerektirmesi doğrultusunda, mevzuatımıza bu tür yeni hükümler girecektir. Bu düzenlemeler, mevzuat yoluyla veya hizmet akitleri ve toplu iş sözleşmeleriyle yapılabilecektir.
Ancak, yukarıda açıklanan toplum kesimlerine yönelik koruyucu hükümlere uygun davranılmadığı ve işverenlerce yeterince dikkat ve özenin gösterilmediği görülmektedir. Bunun en önemli nedeni sanayi ve sanayi ötesi toplumsal bilinçlenmenin henüz yerleşmemiş olmasıdır. Ayrıca, yaptırımların yeterince caydırıcı olmaması da diğer bir etkendir.
Dostları ilə paylaş: |