CreateSpace Word Templates



Yüklə 133,32 Kb.
tarix26.04.2018
ölçüsü133,32 Kb.
#49155



Sosyal Medya Kullanılarak İşlenen Bilişim Suçları
Sosyal Medyada Sözlerinize ve Paylaşımlarınıza Dikkat Edin!”

Internet’te sosyalleşmeyi ve iletişimi sağlayan sosyal medyanın yaygınlaşması çeşitli sorunları beraberinde getiriyor. Sosyal medya profilinin ele geçirilmesi, başkasının adına sahte hesap açma, sosyal medya üzerinden tehdit, aşağılama vb. örnek olarak gösterilebilir. Bireylerin mağdur olmasına neden olan bu ve benzeri durumlarda kanunlar devreye giriyor. Günlük hayatımızı düzenleyen kanunlar sosyal medya üzerinden işlenen suçlara da uygulanmaktadır. Bu bakımdan gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medyada da davranış ve eylemlere dikkat edilmelidir.


Bu bölümde sosyal medya ve suç kavramı incelenecektir. Sosyal medyada başkasının adına sahte hesap açmak, başkasının profilini ele geçirmek suretiyle dolandırıcılık yapmak ve sosyal medyada başkasına hakaret etmek suçlarına ve bunlarla ilgili örnek davalara yer verilecektir. Aynı zamanda sosyal medyada herhangi bir zorbalığa veya dolandırıcılığa maruz kalınırsa neler yapılması ve nasıl bir yasal süreç izlenmesi gerektiği de ayrıntılı olarak açıklanacaktır.


  1. Sosyal Medya ve Suç

2000’li yılların ortalarında Web 2.0 teknolojisinin kullanılmaya başlanması ile birlikte sosyal medya kavramı herkesin hayatına girmiştir. Sosyal medya, Web 2.0 teknolojisinin temelleri üzerine inşa edilmiş ve kullanıcı tarafından oluşturulan içerik alışverişini sağlayan internet tabanlı uygulamalardır [1]. Facebook, Youtube, Twitter, Ekşisözlük, Instagram, Vine, Periscope gibi mecralar sosyal medyaya örnek verilebilir. Bu mecralar sayesinde kişilerin fotoğrafları, fikirleri, videoları ve yazıları ister sadece tanıdıkları kişilerle isterlerse de tüm dünya ile paylaşılabilir. Bu imkan da sosyal medya mecralarını milyonlarca insanın vazgeçilmezlerinden biri haline getirmiştir [2]. Öyle ki Cisco’nun yaptığı bir araştırmaya göre üniversite öğrencilerinin %64’ünün iş mülakatlarında işverenlere çalışma saatleri içerisinde sosyal medya kullanımının serbest olup olmadığını sormayı planladıkları ve %24’ünün ise bunun işi kabul edip etmemeleri konusunda önemli bir etken olacağını belirttiği ortaya çıkmıştır [3].
Sosyal medyanın bu kadar yaygınlaşması ve popüler olması bir takım art niyetli insanların da dikkatini çekmiştir. Bu insanlar ne yazık ki sosyal medyayı dolandırıcılık veya başkalarına siber zorbalık yapmak için kullanmaktalar. Facebook ve Twitter kullanıcıları tarafından işlenen suçların dört yıl içinde sekiz kat arttığı İngiltere (BBC, 2012), kişilerin suç işlemeleri noktasındaki durumun anlaşılması için örnek olarak verilebilir [4]. Aşağıda sosyal medya kullanılarak işlenen suçlar detaylı olarak incelenmiş ve örneklerle açıklanmıştır. Açıklamalar ve örnekler Facebook, Twitter ve Instagram mecraları üzerinden anlatılacaktır.


  1. Sosyal Medyada Başkasının Adına Sahte Hesap Açmak

Sosyal medya sayesinde insanlar yalnızca içeriği tüketen olmaktan çıkıp üreten haline gelmişlerdir. Artık isteyen internet ortamında istediği içeriği üretebilmektedir. Aynı zamanda sosyal medya sayesinde dileyen herkes paylaşmak istedikleri fikirleri ya da içerikleri zaman, mekan ve ortama bağlı kalmaksızın, internetin olduğu her an paylaşabilmektedir [5]. Bu da bazen kişilerle ilgili onların bilgisi dışında kişisel bilgilerinin paylaşılmasına neden olmaktadır.
Sosyal medyada kişinin bilgisi dışında bilgilerinin veya fotoğraflarının kullanılarak adına hesap açılması özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Bu da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinin ilk iki fıkrasında açıkça belirtilmiştir. Bu maddeye göre sahte hesap açan kişinin hapis cezası istenebilir. Ayrıca aynı sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesine göre de kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkalarına yayan kişinin iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası istenebilir. Yani, o kişinin fotoğrafı ve bilgileri kullanılarak adına açılan sahte hesap başkalarıyla iletişime geçmek için kullanılırsa, bu kişisel verileri yaymak olarak kabul edildiğinden 136. madde’nin kapsamına girer. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 134. ve 136. maddeleri aşağıda detaylı olarak açıklanmıştır.
Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin özel hayatına

ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Madde 136- (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ayrıca eğer sahte hesap açan kişi mağdur olanın kişinin kişilik haklarına saldırmışsa, bu durumda da Medeni Kanunun 24. maddesine göre mağdur kişi kendisine saldıran kişiden korunmayı talep edebilir. Medeni Kanunun 24. maddesi aşağıdaki gibidir.
MADDE 24.- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
Başkası adına sahte hesap açmanın özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkalarına yayma suçu oluşturduğu yukarıda detaylı olarak anlatılmıştır. Bunlara ek olarak sahte hesapta kullanılan fotoğraflar mağdura ait olduğundan Fikir Sanat Eserleri Kanununun 71. maddesine göre de sahte hesabı açıp bu fotoğrafları kullanan kişi için hapis cezası istenebilir. Fikir Sanat Eserleri Kanununun 71. maddesi aşağıda açıklanmıştır.
Madde 71

1. Manevi Haklara Tecavüz



(21/02/2001 tarih ve 4630 sayılı kanunla değişik şekli)
(1983 yıl 2936 sayılı kanunla değişik şekil) Bu kanunun hükümlerine aykırı olarak kasten: 


1. Alenileşmiş olsun veya olmasın, eser sahibi veya halefinin yazılı izni olmadan bir eseri umuma arz eden veya yayımlayan, 

2. Sahip veya halefinin yazılı izni olmadan, bir esere veya çoğaltılmış nüshalarına ad koyan, 

3. Başkasının eserini kendi eseri veya kendisinin eserini başkasının eseri olarak gösteren veya 15 nci maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı hareket eden, 

4. 32, 33, 34, 35, 36,37, 39 ve 40 ncı maddelerdeki hallerde kaynak göstermeyen veya yanlış yahut kifayetsiz veya aldatıcı kaynak gösteren

(07/06/1995 tarih ve 4110 sayılı kanunla değişik şekli)

5. Eser sahibinin yazılı izni olmaksızın bir eseri değiştiren,

kişiler hakkında dört yıldan altı yıla kadar hapis ve elli milyar liradan yüz elli milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.
Görüldüğü üzere kişinin bilgisi dışında onun adına sahte hesap açmak hem Türk Ceza Kanuna göre hem de Medeni Kanun ve Fikir Sanat Eserleri Kanuna göre suç teşkil eder. Mağdur olan kişi suçu işleyen kişiye dava açıp hapis cezası almasını isteyebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta sosyal medya uygulamalarının sahte hesaptan tek başlarına sorumlu tutalamayacaklarıdır. Bu tip uygulamalar kullanıcılarının ekledikleri içeriği tekrar kullanıcılara sunmaktalar. Bu durumda da aslında uygulamadaki neredeyse hiçbir içeriğin sağlayıcısı durumunda değiller [6]. Bu yüzden de çözümü sadece bu uygulamalardan beklemek yeterli değildir. Bunun yanında hukuki süreç de başlatılmalı. Eğer sosyal medyada kişiler kendi adına veya başkasının adına açılan sahte bir hesapla karşılaşırsa çeşitli yerlere başvurmalı. Aşağıda bunlar detaylı olarak anlatılmıştır.
Facebook üzerinden açılan sahte hesaplar için Facebook Yardım Merkezi’nden “Bir Şeyi Şikayet Edin” bölümüne girilmeli. Buradan şikayet edilmek istenen içerik seçilip Facebook’un aşağıdaki resimde gösterdiği şekilde sahte olan profil, profilin kendi sayfasına gidilip şikayet edilmeli.

Şekil 1: Örnek Facebook Profil Sayfası


Şikayet edilen bu profil daha sonra Facebook yöneticileri tarafından incelemeye alınacak ve eğer sahte olduğu anlaşılırsa birkaç gün içerisinde kapatılacaktır. Facebook yöneticilerinin daha hızlı dikkatini çekmek için aynı hesabı birkaç kişinin daha şikayet etmesi etkili olacaktır.
Instagram’da birisi sahte hesap açmışsa, “Instagram’daki Taklit Bir Hesabı Şikayet Edin” bağlantısına gidilip durumu en iyi açıklayan seçenek seçilmeli ve ilgili yerler doldurulmalıdır. Yapılan başvuru sonrası şikayet edilen bu hesap Instagram yöneticileri tarafından incelemeye alınacaktır.
Eğer karşılaşılan sahte hesap Twitter’da ise; Twitter Yardım Merkezi’nde “Sahte Bir Hesabı Bildir” ya da İngilizce karşılığı olan “Impersonation” bağlantısına gidilip, burada gelen form uygun bir biçimde doldurulmalıdır. Yapılan başvuru sonrası 24 saat içerisinde twitter’dan başvuru yapılan e-posta adresine, başvuru numarası (ticket number) verilmiş bir e-posta alınacaktır.
Facebook, Instagram veya Twitter yöneticilerine sahte hesabı şikayet ettikten sonra emniyet müdürlüğü Bilişim Suçları Şube Müdürlüğüne adıma sahte hesap oluşturulmuştur diye şikayet dilekçesi verilmeli.
Yukarıdaki paragrafta belirtildiği üzere de özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlendiği gerekçesi ile savcılığa dilekçe yazıp şikayette bulunulmalı. Örneğin, oyuncu Engin Akyürek, Facebook ve Twitter’da adına açılmış 100 sahte hesap için savcılığa başvurmuştur. 45 bin kişinin takip ettiği bu hesapların engellenmesini ve hesapları açan kişilerin belirlenmesini talep etmiştir [7]. Savcılık tarafından suç işlendiği tespit edilirse ve  gerekli görülürse, şüpheli hakkında kamu adına ceza davası açılır. Bazı durumlarda kişiye tazminat davası da açılabilir. Mesela; sahte hesap üzerinden kişiye hakaret edilirse veya özel hayatına ilişkin bilgiler paylaşılırsa, mağdur tazminat davası açabilir.
Yukarıda anlatılan adımlar aşağıdaki grafikle özetlenebilir.

Şekil 1.2: Sahte Hesap için Yapılması Gerekenler


Konuyla İlgili Örnek Davalar:

Bu konuyla ilgili davalardan en çok gündeme geleni sanığa İstanbul 24. Anadolu Asliye Ceza Mahkemesince Pelin Batu adına açılmış Sahte Facebook Profili kullanılması sebebiyle verilen hapis cezasıdır.


Aşağıda bu davayla ilgili yayınlanan haber yer almaktadır [8]:

Pelin Batu adına sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta sahte hesap sayfası oluşturan 3 kişiye, 1 yıl 10′ar ay hapis cezası verildi. Sanıkların sabıkasız oluşunu dikkate alan mahkeme verilen cezayı erteledi. Anadolu 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Pelin Batu ve avukatı katılmadı. Tutuksuz sanıklar Yılmaz K. (47), Hakan K. (44) ile Okay S.’in (54) avukatı Ali Kavilci duruşmada yer aldı. Duruşmada son sözleri sorulan sanıklar, suçsuz olduklarını belirterek beraatlarını talep etti. Avukat Ali Kavilci ise, müvekkili Okay S.’in emekli albay olduğunu ifade ederek, müvekkilinin bu tarz bir eylemi yapabilecek bilgisayar bilgisi ve kabiliyeti olmadığını beyan etti. Sanık Okay S.’nin evinde kablosuz internet bağlantısı kullandığını kaydeden avukat Kavilci, “Evinin yakınında öğrenci yurdu ve bankalar bulunmaktadır. Bu işin orada yaşayanlar tarafından yapılabileceğini düşünüyoruz” dedi.


Mahkeme, sanıkların ‘Özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçunu işlediklerini belirterek 3 kişinin 1 yıl 10′ar ay hapis cezasına çarptırılmalarına karar verdi. Sanıkların sabıkasız oluşunu da göz önüne alan mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti.
Üsküdar Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Pelin Batu’nun 23 Mart 2011 tarihinde Facebook.com isimli internet sitesinde fotoğraflarının kullanılarak kendi adına profiller oluşturulup, kendi adına görüşmeler yapılıp, kendisine ait olmayan bilgilerin, oluşturulan profillerde paylaşıldığını iddia ederek şikayetçi olduğu belirtildi. Batu’nun şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, şüphelilerin kullanımlarındaki telefon numaraları ve IP numaralarının tespit edilerek, şüphelilerin kullanımındaki telefonlar ile internete bağlanıldığının sabit olduğu, şüphelilerden Yılmaz K’nın alınan savunmasında ise Pelin Batu isimli profili, kendisinin oluşturduğunu beyan ettiği hazırlanan iddianamede kaydedildi.
Pelin Batu’nun Türkiye genelinde tanınan ve belli bir hayran kitlesi olduğu ifade edilen iddianamede, “Batu’nun adını ve fotoğraflarını kullanarak Facebook paylaşım sitesinde profil oluşturup kendileri Pelin Batu’ymuş gibi görüşmeler yapıp, müşteki Pelin Batu’ya ait olmayan bilgileri paylaştıkları, bu şekilde üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşılmaktadır” denildi. Şüpheliler hakkında ‘Özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçlamasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Görüldüğü üzere sosyal medyada başkasının adına sahte hesap açan kişilere mahkeme tarafından hapis cezası verilmiştir. Aşağıda bu konuyla ilgili daha detaylı başka bir örnek dava incelenmiştir. Bu dava Baltacı Avukatlık ofisinin yayınladığı makalelerden alınmıştır [9].
Özet: Dava boşandığı eşinin adına Facebook adlı sosyal medya uygulamasında eski eşin ismi ve soy ismi ile açılan Facebook hesabından eski eşe ait fotoğrafların yayınlamasına ilişkindir. Yerel mahkeme bu eylemin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğundan bahisle cezalandırma yoluna gitmiştir. Hükmün açıklamasının geri bırakılması konusunda ise yeterince değerlendirme yapmadan karar vermiştir. Yargıtay kararında sanığın davranışının özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu fakat yerel mahkemenin Hükmün Açıklamasının Geri Bırakılması için yaptığı değerlendirmeden dolayı sanığa verdiği eksik ceza yüzünden karar bozulmuştur.
Yargıtay kararında önemli olan hususlardan ilki şikayetten vazgeçmenin bunu kabul etmeyen sanık hakkında uygulanamayacağıdır. Şikayetçi sonradan şikayetinden vazgeçse bile eğer bunu sanık kabul etmez ise yargılama devam etmek zorundadır. Yargıtay kararında bu yönde herhangi bir tartışma bulunmamaktadır. Yargıtay kararında önemli diğer husus ise Facebook ve benzeri sosyal medya paylaşım uygulamaları üzerinden sahte hesap açma işleminin bir suç olduğu ve bu hesap üzerinden yapılan kişiye ait fotoğraf paylaşımının ise ayrıca bir suç olduğu fakat iki eylemin birlikte işlenmesi durumunda ağır olan suçun ana suç olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
T.C
YARGITAY
CEZA DAİRESİ
E. 2013/1045
K. 2013/28322
T. 9.12.2013

Dava: Şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyen sanık hakkında, yargılamaya devam edilerek, mevcut delillere nazaran, mahkumiyet hükmü kurulmasında ve sanığın, boşanmış olduğu eşi mağdurenin bilgisi ve rızası dışında, facebook adlı sosyal paylaşım uygulamasında üyelik işlemleri yaparak, oluşturduğu profilde, isim ve soyismini de açıkladığı mağdurenin özel yaşam alanı kapsamındaki fotoğraflarına yer vermesi eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mağdurenin maddi bir zararının belirlenmediği olayda, sabıkasız geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları olumlu değerlendirmeye tabi tutulup, hükmedilen hapis cezası ertelenen sanık hakkında, Ceza Mahkemesi Kanunu’nun (CMK) 231. maddesinin 6. fıkrasındaki koşullar irdelenip, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte isabetle değerlendirilerek, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler gösterilmek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmamasına karar verilmesi gerekir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin 4. fıkrasında, kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda, suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesinin davayı düşüreceği, aynı maddenin 6. fıkrasında ise, vazgeçmenin, onu kabul etmeyen sanığı etkilemeyeceği hükme bağlandığından, şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyen sanık hakkında, yargılamaya devam edilerek, mevcut delillere nazaran, mahkûmiyet hükmü kurulmasında ve sanığın, boşanmış olduğu eşi mağdurenin bilgisi ve rızası dışında, facebook adlı sosyal paylaşım uygulamasında üyelik işlemleri yaparak, oluşturduğu profilde, isim ve soy ismini de açıkladığı mağdurenin özel yaşam alanı kapsamındaki fotoğraflarına yer vermesi eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sübuta ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1- Sanığın oluşa uygun sübuta eren eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 134/2-1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülüp, temel ceza, TCK’nın 134/1-1. maddesi gereğince 6 ay hapis cezası olarak belirlenerek, sanığa eksik ceza tayini,

4- 5237 sayılı TCK’nın 134/2. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş iken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK’nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağının belirtilmiş olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMUK) 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmüne göre, TCK’nın 7/2. maddesi gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326 /son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  1. Sosyal Medya Profilinin Ele Geçirilmesi ve Dolandırıcılık

Sosyal medyada art niyetli insanların haksız kazanç elde etmek için başvurdukları yöntemlerden biri de kişilerin kullandıkları sosyal medya profillerini ele geçirip hesabın gerçek sahibiymiş gibi davranarak başka insanları dolandırmaktır. Bu tip kişiler, önce kişilerin arkadaşlarıyla konuşup onların güvenini kazanırlar. Daha sonra da bu kişilerden çeşitli yöntemlerle para isterler. Avukat Selçuk İlbaş’a göre bu yöntemlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir; borç isteme bahanesiyle banka hesaplarına para yollanmasını sağlamak veya karşı tarafın cep telefonu numarasını alıp onlara mobil ödeme mesajı gönderip onaylamalarını sağlayarak faturalarına ücret yansıtmak [10]. Aşağıda açıklanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesine göre nitelikli dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde sanığın iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası istenebilir.
Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
158. maddeden de anlaşılacağı üzere nitelikli dolandırıcılık ciddi bir suçtur. Eğer sosyal medyada hali hazırda kişilerin kullandığı hesap başkaları tarafından ele geçirilirse aşağıdaki adımlar takip edilmeli.
Kişilerin Facebook hesabı ele geçirilirse ama hala Facebook’a girmek için kullanılan eposta adreslerine ulaşabiliyorlarsa Facebook şifrelerini değiştirmeleri önerilir. Bunun için aşağıdaki resimde görüldüğü üzere Facebook Yardım Merkezi’ne gidip sol taraftaki menüde bulunan “Giriş ve Şifre” bölümüne girilmeli. Karşılarına gelen ekrandan “Şifremi Nasıl Yenilerim?” bölümünü görünce ekrandaki talimatlar takip edilip Facebook şifreleri değiştirilmeli.

Şekil 2.1: Facebook Yardım Merkezi- Giriş ve Şifre Sayfası


Şifre değiştirildiği halde hesaplarına hala ulaşılamıyorsa Facebook Yardım Merkezi’ne tekrar gidip “Başkasının Eline Geçen Hesaplar” bölümüne girilmeli. Bu sayfada çıkan uygun bağlantı seçilip ekrandaki adımlar takip edilmeli.
Facebook gibi Instagram ve Twitter’da da kişilerin kendi hesapları ele geçirilirse ama hesaplarına girmek için kullandıkları eposta’ya ulaşabiliyorlarsa, şifrelerini yenilemeleri önerilir. Şifrelerini yenilemek için, ilgili sosyal medya mecrasının yardım merkezi sayfasına girilmeli ve buradaki adımlar takip edilmelidir.
Şifre yenilemenin yanında kişilerin çevresindekiler de o kişinin sosyal medya hesabının başkaları tarafından ele geçirildiği konusunda uyarılmalı ve bu mümkün olduğu kadar çok kişiye duyurulmalı. Son olarak, savcılığa dilekçe yazıp suç duyurusunda bulunulmalı.
Konuyla ile İlgili Örnek Davalar:

Aşağıda bu konuyla ilgili örnek bir dava verilmiştir. Bu dava Baltacı Avukatlık ofisinin yayınladığı makalelerden alınmıştır [11].


Özet: Sanık, mağdur katılanın arkadaşı olan kişinin Facebook sosyal medya hesabını hileli yöntemlerle ele geçirerek mağdur katılana mesaj göndermiş ve mesajlaşma esnasında internet banka hesabı kullandığını öğrenmiş ardından mağdur katılandan geri ödemek kaydı ile para istemiştir. Mağdur katılan Sanık …..’yı Facebook arkadaşı zannederek sanık tarafından verilen telefon numarasına internet banka hesabı aracılığı ile TL yüklemiş ayrıca da para göndermiştir. Paranın gönderilmesinden sonra arkadaşına ait Facebook hesabının askıya alınması sebebiyle şüphelenmiş ve banka ile iletişime geçtiğinden paranın gönderilmesinden sonra hemen çekildiğini öğrenmiş ve arkadaşını aramıştır. Arkadaşının Facebook hesabının çalındığını söylemesi üzerine sanığın arkadaşı olmadığını ve kendisini dolandırdığını anlayarak şikayetçi olmuştur. Şikayet sonunda Yerel Mahkemece Nitelikli dolandırıcılık olarak verilen ceza sanık vekilinin temyizi sonrasında Yargıtay’ca incelenmiş kanuna ve usule uygun olması sebebiyle onanmıştır. 
YARGITAY KARARI

T.C.
YARGITAY
CEZA DAİRESİ
2013/14846
2013/12178
1.7.2013 

Dava: Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 
Karar: Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılanın Facebook hesabını kullandığı sırada, katılanın arkadaşı olan B. H. E.’in Facebook hesabını bir şekilde ele geçirerek katılana mesaj gönderdiğini, internet banka hesabı kullanıp kullanmadığını sorduğu, kullandığını öğrenince de kendisinden iade etmek şartıyla 450,00 TL para istediği, katılanın Akbank internet bankacılığı aracılığıyla sanığın vermiş olduğu 0532 … .. .. numaralı GSM hattına 450,00 TL para gönderdiğini, daha sonra B. H. E.’in Facebook sayfasının dondurulduğunu görünce şüphelendiği ve bankadan yaptığı araştırmada gönderdiği paranın 9 dakika sonra Antalya Kumluca’da bulunan ATM’den çekildiğini öğrendiği, B.’yi aradığında Facebook hesabının çalındığını söylediği, ATM güvenlik kamera kayıtlarının temin edilerek emanete alındığı, havalenin yapıldığı 0532 … .. .. numaralı GSM hattının sanık M.’un annesi F. Ç. adına kayıtlı olup sanığın gözaltına alındığı 25.12.2012 tarihinde yapılan üst aramasında suça konu hattın sanığın cep telefonuna takılı halde üzerinde bulunduğu olayda, nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 01.07.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


  1. Sosyal Medyada Başkasına Hakaret Edilmesi

Sosyal medya kullanımının yaygınlaşması çeşitli sorunları beraberinde getiriyor. Internet, hayal kırıklıklarını ve hoşnutsuzluklarını açığa vurmak için şimdiye kadar uygun bir mekandan yoksun olan bireylerin kendilerini halk kitlelerine anında özgürce ifade ettikleri bir cadde veya kahve dükkanı gibi halka açık alternatif bir alana dönüşmüştür [12]. Ancak Internet ortamında kendini özgürce ifade etme, başkalarının sınırlarına girildiğinde bireylerin mağdur olmasına neden olmaktadır.
Internet ortamında hakaret, bireyin şerefini lekeleyen kelimeler veya davranışların haksız ve kasıtlı yayınıdır [13]. Facebook, Twitter vs. gibi sosyal ağlar yoluyla, e-posta ve mesajlaşma programlarıyla veya bir Internet sitesi aracılığıyla kişiyi rencide eden içerikler yayınlanabilmektedir. Mağduru hedef alan, hakaret içeren iletilerin gönderilmesi ve yayınlanması sosyal medya üzerinden hakaret suçu kapsamındadır. Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 125. maddesinde Şerefe Karşı Suçlar başlığı altında yer almaktadır:
Madde 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, üçte biri oranında artırılır.

(5) Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.
125. maddenin 1. fıkrasında hakaret suçunun tanımı yapılmış ve nasıl cezalandırılacağı açıklanmış, 2. fıkrasında hakaretin sesli, yazılı veya görüntülü işlenmesinde de aynı cezai yaptırımın uygulanacağı belirtilmiş (burada Internet kavramı açıkça ifade edilmemiş; ancak Internet’i de kapsadığı şeklinde yorumlanmaktadır), 3. fıkrasında ceza alt sınırının bir yıldan az olmayacağı durumlar ifade edilmiş, 4. fıkrasında ise cezayı arttıran durumlar açıklanmıştır.
125. madde ile kişinin sahip olduğu ‘şeref, onur ve saygınlık’ hakkının korunması amaçlanıyor. Burada önemli nokta hakaretin kime veya neye göre belirleneceğidir. Bir başka ifadeyle, fiilin rencide edici/ aşağılayıcı olduğu, öznel açıdan mı (mağdur açısından) yoksa nesnel açıdan mı (orta zeka seviyesine sahip kişiler tarafından) değerlendirileceğidir [14]. Nesnel açıdan değerlendirmede, ‘rencide etme / aşağılama’nın belirlenmesinde temel ölçüt, örf ve adet kuralları olurken, öznel açıdan değerlendirmede, kişinin kendisine içsel olarak atfettiği değer dikkate alınmalıdır [14]. Öznel açıdan değerlendirmede kişisel yargılar ön planda olacağından sağlıklı bir değerlendirme için nesnel açıdan değerlendirmeye üstünlük tanınmalıdır.
Sosyal medya aracı olarak geniş kitlelerin kullandığı Facebook’ta hakaret, aşağılama vb. içeren bir paylaşımla karşılaşılınca bu durumu şikayet etmek için Facebook hesabından yardım sayfasına gidilip, açılan yardım bölümünden “Bir Şeyi Şikayet Edin” başlığı seçilmelidir. Şekil 3.1’de Facebook’ta Bir Şeyi Şikayet Edin başlığının ekran görüntüsü yer almaktadır.

Şekil 3.1: Facebook – Bir Şeyi Şikayet Edin


Burada, Facebook’taki uygunsuz veya kötü amaçlı şeyleri (örn. çıplaklık, nefret söylemi, tehditler) nasıl şikayet edebilirim? başlığı altında ilgili gönderinin yanındaki şikayet bağlantısını kullanabileceğiniz, gönderiyi haber kaynağında gizleyebileceğiniz, ilgili içeriği paylaşan kişiye mesaj gönderebileceğiniz veya bu kişiyi arkadaş listesinden çıkarabileceğiniz şeklinde çözüm önerileri sunulmaktadır.
Fotoğraf ve videoların paylaşılabildiği bir başka sosyal medya aracı olan Instagram’da kötü niyetli davranışlarla karşılaşınca Instagram hesabından destek linki tıklanıp Instagram Yardım Merkezi’ne ulaşılmalıdır. Buradan Gizlilik ve Emniyet Merkezi başlığına girildiğinde Topluluk Kuralları, Görünürlüğünüzü Kontrol Etme, Kişileri Engelleme, Bir Şeyi Şikayet Etme vb. alt başlıklarına ulaşılabilinir. Bu başlıklar, Instagram kullanıcılarına herhangi olumsuz bir durumla karşılaşmalarında yol göstermektedir.
Kuruluşundan yedi yıl sonra aylık 255 milyon kullanıcıya ulaşan Twitter’da her gün yaklaşık yarım milyon tweet gönderilmektedir [15]. Dünya çapında önemli bir kullanıcı sayısına sahip olan Twitter’da hakaret, aşağılama vb. içeren bir tweeti bildirmek için Twitter hesabından yardım sayfasına girilip ardından “Sorun Giderme” sekmesi seçilmelidir. Bu sekme altında “İhlalleri Bildir” başlığı seçildiğinde uygunsuz bir tweeti veya direkt mesajı bildirmek için uygulanması gereken işlem adımları açıklanmaktadır. Şekil 3.2’de Twitter’da Bir Tweet veya Direkt Mesajı ihlal olarak bildirme başlığının ekran görüntüsü yer almaktadır.

Şekil 3.2: Twitter – Bir Tweet veya Mesajı ihlal olarak bildirme


Internet’te paylaşılan içerik nedeniyle kişisel hakların ihlal edilmesi durumunda içerik sağlayıcısına, buna ulaşılamadığında yer sağlayıcısına başvurarak kişiler kendilerine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını istemelidir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaşılan tarihten itibaren iki gün içinde talebi yerine getirmelidir; aksi takdirde, bu süre zarfında talep yerine getirilmediğinde reddedilmiş sayılır [16]. Bu durumda kişi, on beş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hakimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar [16]. Sulh ceza hakiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir [16]. Sulh ceza hakiminin kararını yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
5651 sayılı kanunla yapılan değişiklikten sonra Internet siteleri vasıtasıyla kişilik haklarına saldırı durumunda Manevi Tazminat ve Yayın kaldırılmasına ilişkin tedbir talepleri sadece Sulh Ceza Mahkemelerinde (5651 sayılı kanun sonrasında çıkan yasa değişikliği nedeniyle Sulh Ceza Mahkemeleri Sulh Ceza Hakimliği olarak değiştirilip davaların Asliye Cezaya aktarılması sebebiyle Asliye Ceza Mahkemelerinde) görülmektedir [16]. 5651 sayılı kanun uyarınca Internet sitesinden içeriğin kaldırılması, yayının durdurulması, tedbir, tazminat gibi istemler Sulh Ceza Mahkemelerine yapılmaktadır [17].
Hakaret içerikli bir e-posta mesajı gönderildiğinde, e-posta hesabının sahibi mesajı kendisinin yollamadığını ileri sürerse, mesajın gönderildiği bilgisayarın IP numarası tespit edilir. IP numarası tespiti için mesajlaşmanın yapıldığı Internet sitesine başvurulur. Bu site Türkiye sınırları içinde kurulmuş veya Türkiye’de temsilciliği olan bir kuruluş ise bilgilerin temini kolayca yapılabilir; ancak Türkiye sınırları dışında kurulmuş yabancı bir Internet sitesi ise başvurunun cevaplanması uzun zaman alabilir hatta hiç mümkün olmayabilir [16]. IP numarası tespiti gerçekleştiğinde bilgisayarın faile ait olduğunun da kesin olarak tespiti gerekecektir [16]. Örneğin halka açık bir kütüphane, restoran vs. nin IP adresinin tespiti yeterli olmayacak, kullanıcının tespit edilmesi zorlaşacaktır.
Sosyal medyanın ergenlik döneminde olduğu şeklinde bir benzetme yapılacak olursa, sosyal medyada ortaya çıkan hakaret iddiaları ile ilgili hukuk ilminin bebeklik döneminde olduğu ifade edilebilir [15]. Yukarıdaki adımlar değerlendirildiğinde hakaret eden kişinin, Türkiye’de merkezi ofisi bulunmayan web sitelerinden tespitinin daha zor olduğu, cezalandırmanın gerçekleştirilemediği görülmektedir. Bu durum, mağdura verilen zararın boyutlarını da arttırmaktadır.
Gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medyada da davranış ve eylemlere dikkat edilmelidir. Internet ortamında bireylerin kendi özgürlüklerinin sınırını aşarak başkalarının sınırlarına girmesi ve hakaret, aşağılama vb. ile kişilere zarar vermesi hukuki düzenlemelerin getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Aşağıda Türkiye’de sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen hakaret davaları ve bu davaların kararları yer almaktadır.
Konuyla İlgili Örnek Davalar:
Başbakan’a Internet üzerinden hakaret davası:

Balıkesir'de Gezi Parkı direnişi eylemlerine katılan Balıkesir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu öğrencisi Yarkın Atay, Facebook ve Twitter'da bu süreçle ilgili mesajlar yayınladı. Atay hakkında 2 bin 911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na Muhalefet suçundan hakkında 3 yıla kadar dava açıldı.


Dava sürerken, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları, Atay hakkında başbakana hakaret ettiğini öne sürüp, suç duyurusunda bulundu. Gerekçe olarak Atay’ın sosyal paylaşım uygulamalarında çeşitli tarihlerde, “İçinde avukatları dövüyorsanız, Avrupa'nın en büyük adalet sarayını g... sokabilirsiniz. Bence bir mahsuru yok, Camide içilmedi. Bayrak yakılmadı. Polis öldürülmedi. Başörtüsünü Gezi'dekiler yasaklamadı. Gezi parkı kötü kokmuyor. Başbakan kötü yalancı..., Çarşı Gezi Parkı'nda, Çarşı burada Bülent Arınç nerede” mesajları yayınlaması ve Provokatör Tayyip gibi paylaşımlarda bulunması gösterildi. Savcılık, soruşturma başlattı.
Atay, savunmasında, söz konusu Facebook ve Twitter hesaplarının kendisine ait olduğunu, zaman zaman yazışma yaptığını, Adalet Sarayı ile ilgili paylaşımın kendisine ait olmadığını, kendisine kim tarafından gönderildiğini bilmediğini söyledi. Başbakan kötü yalancı sözünün ise, eleştiri amacıyla söylendiğini belirten Atay, Provokatör Tayyip paylaşımını kendisinin kullanmadığını iddia etti [18].


Karar:

Paylaşımlarının herkese açık olması, şüphelinin fotoğraflarının bulunması, içeriklerin müştekiye görevinden dolayı birçok kez hakaret suçunun unsurlarını oluşturması gözetilerek savunmasına itibar edilmeyen Atay hakkında, TCK'nın 1252-1, 3-a, 4, 43153. maddeleri uyarınca kamu görevlisine mesajla hakaret iddiasıyla Balıkesir Sulh Ceza Mahkamesi'nde, 3 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle kamu davası açıldı.


Davanın, ilk duruşmasında mahkeme kararını verdi. Atay, hapis cezası yerine kamu görevlisine hakaretten 7 bin 80 lira para cezası verdi. Mahkeme, Atay'ın duruşmalardaki iyi halini ve bu suçu bir kez daha işlemeyeceğine kanaat getirip, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Atay'ın 5 yıl süre ile denetime tabi tutulacağı bildirildi.

Sosyal medyada fikirlerin paylaşılması, eşzamanlı olarak birçok kişiye ulaşması bakımından önemlidir. Ancak fikirlerin hakaret sınırlarına ulaşması işin hukuki boyutunu ortaya çıkarmaktadır. Internet ve sosyal medya sınırsız özgürlüğün olduğu bir dünya değildir. Eleştiri, kişilik haklarına saldırıya varıyorsa, cezai yaptırımla sonuçlanması kaçınılmaz olacaktır.

Öğretim görevlisine hakaret davası:

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2005/21445 sayılı bir kararında “sanığın kendisine zayıf not veren öğretim görevlisi, mağdur ile birkaç kişiye gönderdiği e-posta iletisiyle mağdura sövmekten ibaret eyleminde; sözü edilen iletiyi Internet servis sağlayıcısından gönderen bilgisayarın IP numarasının sorulması, bu yolla bilgisayarın kime ait olduğunun saptanması sonucuna göre; Internet kafe gibi umuma açık yerlerde bulunan bir bilgisayardan ileti gönderilmiş ise sanığın beraatine; sanığın evi ya da işyerinde bulunan kişisel bilgisayarından gönderilmiş ise mahkûmiyetine; olayla ilgisi bulunmayan bir üçüncü kişinin kişisel bilgisayarından gönderilmiş ise, bu şahsın tanık olarak dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir” demektedir [16].


Kişilerin Internet üzerinden hakaret gerekçesiyle yargılanması, çok yönlü bir araştırma gerektirmektedir. Suçu gerçekten davalının işleyip işlemediğine karar vermek için Internet’te güvenlik konusunda uzmanların görüşlerine başvurulmalıdır. Çünkü günümüz koşullarında başkalarının bilgisayarlarına izinsiz erişim, başkasının hesabını ele geçirme ve bu hesap yoluyla ileti gönderilmesi vb. bilgisayar korsanları tarafından gerçekleştirilebilmektedir.
Twitter’dan tehdit ve hakarete ilk ceza:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheli bir kişinin manken Nilay Dorsa'ya twitter yoluyla, ''Sen her yüzüne güleni, dostun sanma ama beni has düşmanın bil bundan böyle'' ve ''Ben seni mahkemeye vereceğim. Sen dua et ki karşıma bu yakınlarda çıkmayasın pislik'' şeklinde tehdit ve hakaret içerikli mesajlar yazdığı belirtiliyordu.

Dorsa'nın şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında mesajların Sercan Dinçşahin tarafından yazıldığının tespit edildiği aktarılan iddianamede, ifade vermeye çağrılan şüpheli Dinçşahin'in, ''Nilay Dorsa'nın eski arkadaşı olduğu, tehdit ve hakaret içerikli mesajların kendisi tarafından bir anlık öfkeyle yazıldığı'' beyanında bulunduğu anlatılıyordu.

İddianamede, hakaret ve tehdit içerikli mesaj atan Sercan Dinçşahin'in, Türk Ceza Kanunu'na göre bu suçlar 9 ay ile 4 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep ediliyordu.


Karar: Duruşmanın biteceği bildirilerek son sözü sorulan sanık Sercan Dinçşahin ise, ''Ben bir anlık kızgınlıkla tweet yazdım. Pişmanım, beraatimi istiyorum'' dedi. Davayı karara bağlayan Hakim Cemil Gedikli, ''tehdit'' eylemi sabit görülen sanık Sercan Dinçşahin'in, eylemine uyan TCK'nin 106/1. maddesi gereğince, suçun işleniş şekli ve sanığın kişiliği de dikkate alınarak 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti.

Yargılama sırasındaki davranışlarını lehe takdir indirimi nedeni olarak kabul eden ve 1/6 oranında indirim uygulayan Hakim Gedikli, sanık Dinçşahin'in 5 ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştırdı. Sanığa verilen bu cezanın açıklanmasının, 5 yıllık denetimli serbestlik süresi ve bir daha suç işlememe şartıyla geri bırakılmasına hükmeden Gedikli, yine twitter üzerinden ''hakaret'' suçundan verdiği bin 500 TL adli para cezası hükmünün açıklanmasını da, aynı şekilde 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla geri bıraktı.
Verilen hükmün açıklanmasının 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla geri bırakılması kararlaştırılan bu dava, Türkiye'de Twitter üzerinden yapılan tehdit ve hakaret suçlamalarına ilişkin hapis cezası verilen ilk dava olma özelliği taşıyor [19].
Kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat ve ihtiyati tedbir davası:

Baltacı Avukatlık ofisinin yayınladığı Kişilik Haklarına Saldırı ve Tazminat konulu makaledeki dava aşağıda detaylıca ele alınmıştır [17].


T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/7417

K. 2013/10004

T. 27.5.2013
Özet: Dava, kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat ve ihtiyati tedbir istemlerine ilişkindir. Uyuşmazlık, internet sitesinde kişilik haklarına saldırı teşkil eden yayının tedbir yoluyla içerikten çıkarılması isteminin tek başına ya da tazminat istemiyle birlikte talep edilmesi halinde genel yetkili mahkemece değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 5651 sayılı yasadaki özel düzenleme gözetildiğinde bu konuda görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, internet sitesindeki yayının kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
Dava: Davacı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü vekili tarafından, davalı B. Ç. vd. aleyhine 12.10.2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen 18.02.2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Karar: Dava, kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat ve ihtiyati tedbir istemlerine ilişkin olup, mahkemece 18.02.2013 tarihli ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş, anılan hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı B. Ç.’in “www.xxxxxgazete.com” isimli internet sitesinde “Ziraat Bankası’nda sular durulmuyor” başlığı ile kaleme aldığı yazı kişilik haklarına saldırıldığını belirterek uğradığı manevi zararının davalılar tarafından tazminini ve hukuka aykırı yayının kaldırılması, durdurulması ve önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 18.02.2013 tarihli ara karar ile davanın halen derdest olması, ihtiyati tedbir talebinin de davanın esasını çözecek mahiyette olması sebebi ile tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Uyuşmazlık, internet sitesinde kişilik haklarına saldırı teşkil eden yayının tedbir yoluyla içerikten çıkarılması isteminin tek başına ya da tazminat istemiyle birlikte talep edilmesi halinde genel yetkili mahkemece değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
23/05/2007 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5651 sayılı “İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun’un 1. maddesinde; “içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usullerin” düzenlendiği, aynı yasanın 9. maddesinin 1. fıkrasında; “İçerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.” dendiği, İkinci fıkrasında ise, Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi on beş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle Internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hakimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hakiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebileceği”, 25. maddesinde; “Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebileceği, davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabileceği” düzenlenmiştir.
5651 sayılı yasa, Internet ortamındaki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda hangi usul ve esaslara göre mücadele edileceğini düzenlemekte olup bu yönüyle 4721 sayılı Medeni Kanuna göre özel yasa durumundadır. Özel yasada bir düzenlemenin varlığı halinde öncelikle uygulanacağı da hukukun genel kuralıdır. Kaldı ki özel yasa somut olaya ilişkin görev yönünden özel bir düzenleme de içermektedir.
Şu halde, 5651 sayılı yasadaki özel düzenleme gözetildiğinde bu konuda görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, internet sitesindeki yayının kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin esası hakkında karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. 
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle bozulmasına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 27.05.2013 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

Kaynakça
[1] Kaplan, A. & Haenlein, M. (2010). Users of the world, unite! The challenges and opportunities of Social Media. Business Horizons, 53(1), 59-68.

[2] Agichtein, E., Castillo, C. and Donato, D. (2008). Finding High-Quality Content in Social Media. WSDM.

[3] Cisco, (2011). 2011 Cisco Connected World Technology Report. Connected World Technology.

[4] Çınar, B. (2014). ‘Sosyal’ Medyanın Örgütlü Suç İşlemede Rolü. Journal of Business Economics and Political Science. 1(2). 79-102.

[5] Büyükşener, E. (2009). Türkiye’de Sosyal Ağların Yeri ve Sosyal Medyaya Bakış. 14. Türkiye'de İnternet Konferansı. Istanbul.

[6] Koç, S. (2013). Hukuksal Bağlamda Sosyal Medya Analizi Ve Kiyaslamali Mevzuat Önerileri. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Bilgi Üniversitesi.

[7] Vatan Gazetesi. (27.05.2015). Engin Akyürek isyan etti | Gazete Vatan. [çevrimiçi]: http://www.gazetevatan.com/engin-akyurek-isyan-etti-795402-magazin/ [Erişim tarihi: 28.05.2015].

[8] Hürriyet Gazetesi. (27.09.2013). Pelin Batu adına sahte Facebook profili açanlara hapis cezası. [çevrimiçi]: http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/24802584.asp [Erişim tarihi: 08.05.2015].

[9] Baltacı, A. (2015). Facebookta Başkası Adına Sahte Hesap Açma | Baltacı Avukatlık Ofisi - Uluslararası Hukuk Bürosu. [çevrimiçi]: Baltaci.av.tr. http://www.baltaci.av.tr/facebookta-baskasi-adina-sahte-hesap-acma/ [Erişim tarihi: 07.05.2015].

[10] Milliyet Gazetesi. (24.02.2012). Dolandırıcılar şimdi de sosyal medyayı hedef aldı - Milliyet Haber. [çevrimiçi]: http://www.milliyet.com.tr/dolandiricilar-simdi-de-sosyal-medyayi-hedef-aldi/gundem/gundemdetay/24.02.2012/1507352/default.htm [Erişim tarihi: 11.05.2015].

[11] Baltaci, A. (2015). Facebook Üzerinden Yapılan Dolandırıcılık | Baltacı Avukatlık Ofisi - Uluslararası Hukuk Bürosu. [çevrimiçi]: http://www.baltaci.av.tr/facebook-uzerinden-yapilan-dolandiricilik/ [Erişim tarihi: 07.05.2015].

[12] Karniel, Y. (2009). Defamation on the Internet—A New Approach to Libel in Cyberspace. Journal of International Entertainment & Media Law. 2(2).

[13] Roos, A. & Slabbert M. (2014). Defamation on Facebook Isparta v Richter 2013 6 SA 529 (GP). Potchefstroom Electronic Law Journal. 17(6).

[14] Özen, M. (2008). Hakaret Suçu ve Internet Yoluyla İşlenmesi. TBB Dergisi. 75.

[15] Kelley, M. E. & Zansberg, S. D. (2014). 140 Characters of Defamation: The Developing Law of Social Media Libel. Journal of Internet Law. 18(1).

[16] Gülseren, F. Ş. (2013). Internet Ortamında İşlenen Hakaret Suçları. LAÜ Sosyal Bilimler Dergisi.

[17] Baltacı, A. (2015). İnternet Üzerinden Kişilik Haklarına Saldırı ve Tazminat. [çevrimiçi]: Baltaci.av.tr. http://www.baltaci.av.tr/internet-uzerinden-kisilik-haklarina-saldiri-ve-tazminat/ [Erişim tarihi 17.05.2015]

[18] Cumhuriyet Gazetesi. (11.12.2013). Sosyal medyadan Başbakan'a hakarete 7 bin TL ceza!. [çevrimiçi]: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/17917/Sosyal_medyadan_Basbakan_a_hakarete_7_bin_TL_ceza_.html# [Erişim tarihi: 15.05.2015].



[19] Cumhuriyet Gazetesi. (15.02.2013). Twitter'dan tehdit ve hakarete ilk ceza. [çevrimiçi]: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/404150/Twitter_dan_tehdit_ve_hakarete_ilk_ceza.html [Erişim tarihi: 15.05.2015]



Yüklə 133,32 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin