Danıştay ( ) Dairesi Başkanlığına 06. 04. 2012 Anayasaya Aykırılık İtirazı İçerir Eksik Aylık Ödeme İşleminin İptali Davası Davacılar



Yüklə 284,24 Kb.
tarix18.12.2017
ölçüsü284,24 Kb.
#35239

Danıştay (..) Dairesi

Başkanlığına

06.04.2012

Anayasaya Aykırılık İtirazı İçerir

Eksik Aylık Ödeme İşleminin İptali Davası

Davacılar : Özgür Tuncer-Mehmet Kabasakal-Dilaver Korkmaz-Ahmet Yaslı-Aysel tan-Cafer Tan-Nuran Karahan-Latif Erdoğan-Hidayet Çukurova-Aynur Uslu-Suna Elden-Hürriyet Dinç-Abdullah Akıcı-Fatma Tek-Alay Hamzaçebi-Emine Oya Elbir-Engin Şen-Ayşegül Arslan-Canan Gürlek-Veysel Demir-Rızvan Deveci-Hüseyin Şirin-Ayşe Batıer-Emine Koçak-Latif Akca-Talip Budak-Zeliha Alkan Asan-Fatma Topuz-Seyfettin Kaygısız-Bahattin Vural-Hediye Adak-Zöhre Yazıcı-Hamza Ağrıman-Ferda Oğuz-Abdullah Karapıçak-Engin Dede-Davut Özdemir-Yasemin Çınar-Cevdet Aktekin-Hüseyin Orhan-Metin Doğangüzel-Yasemin Özdemir-Filiz Serpil Çatakoğlu-Sevtap demir-Aliye Altıparmal-Tuncay Yıldırım-Metin Güler-Selim Karslı-Ferhat Ülkü-Hatice Aktekin-Ali ilker Gazi’yi temsilen Büro Çalışanları Hak Sendikası

Vekili : Avukat Gökhan Candoğan

Bestekar Sokak No: 61/B-3 Kavaklıdere, Ankara



Davalı : T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı

İlkadım Caddesi 06540, Dikmen, Ankara



D. Konusu : Objektif ve haklı sebep olmaksızın, ayrımcılık içerecek şekilde 666 sayılı KHK’ye dayalı olarak davacı üyelerin aylıklarının düşük belirlenerek ödenmesine dair 15.02.2012 tarihli idare işleminin iptali ile dilekçede yazılı dayanak KHK hükümlerinin iptali için itiraz yoluyla Anayasa mahkemesine başvurulması istemini içerir dilekçedir

A. Davacılar, Sendika ve Dava Hakkı

1. Vekili bulunduğum Büro Çalışanları Hak Sendikası (Büro Hak Sen), 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri doğrultusunda kurulmuş ve faaliyet yürüten bir Sendika’dır.

2. 18.06.2006 tarih ve 26202 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 2005/1 E. 2006/1 K. sayılı 03.03.2006 tarihli ve

..kamu görevlileri Sendika ve üst kuruluşlarının, Sendika üyesi olan kamu görevlilerinin isteği üzerine, statüsü ve bu statüden kaynaklanan hak, yükümlülük, görev ve sorumlulukları ile atama, nakil, disiplin ve personel hukukuna ilişkin diğer düzenlemelere dayalı olarak, üyeleri hakkında tesis edilen bireysel (sübjektif) işlemlere karşı, üyelerini temsilen avukatları aracılığıyla dava açabilecekleri ve bu nedenle açılan davalarda taraf olabilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır

gerekçesine dayalı kararı ile, memur sendikalarının 4688 sayılı Yasa 19.maddesi hükmüne dayalı olarak, üyeleri adına dava açabilecekleri ortaya konulmuştur. Bu çerçevede, ekte yetki belgeleri ve üyelik kayıtları, aşağıda da görev yaptıkları birimler liste halinde sunulan toplam elli bir (51) üyemizin istemi üzerine, üyeleri temsilen işbu dava açılmaktadır.



1

Özgür Tuncer

Cumhuriyet Vergi Dairesi

2

Mehmet Karasakal

Seğmenler Vergi Dairesi

3

Dilaver Korkmaz

Sincan Vergi Dairesi

4

Ahmet Yaslı

Antakya Vergi Dairesi

5

Aysel Tan

Mithatpaşa Vergi Dairesi

6

Cafer Tan

Ostim Vergi Dairesi

7

Nuran Karahan

Ankara Vergi Dairesi Mükellef Hakları

8

Latif Erdoğan

Cumhuriyet Vergi Dairesi

9

Hidayet Çukurova

Cumhuriyet Vergi Dairesi

10

Aynur Uslu

Cumhuriyet Vergi Dairesi

11

Suna Elden

Cumhuriyet Vergi Dairesi

12

Hürriyet Dinç

Cumhuriyet Vergi Dairesi

13

Abdullah Akıcı

Cumhuriyet Vergi Dairesi

14

Fatma Tek

Cumhuriyet Vergi Dairesi

15

Alay Hamzaçebi

Başkent Vergi Dairesi

16

Emine Oya Elbir

Seğmenler Vergi Dairesi

17

Engin Şen

Çanakkale Defterdarlığı Gelir Müdürlüğü

18

Ayşegül Arslan

Çanakkale Defterdarlığı Gelir Müdürlüğü

19

Canan Gürlek

Kırkpınar Vergi Dairesi

20

Veysel Demir

Elbistan Vergi Dairesi

21

Rızvan Deveci

Elbistan Vergi Dairesi

22

Hüseyin Şirin

Elbistan Vergi Dairesi

23

Ayşe Batıer

Sincan Vergi Dairesi

24

Emine Koçak

Sincan Vergi Dairesi

25

Latif Akça

Sincan Vergi Dairesi

26

Talip Budak

Sincan Vergi Dairesi

27

Zeliha Alkan Asan

Cumhuriyet Vergi Dairesi

28

Fatma Topuz

Cumhuriyet Vergi Dairesi

29

Seyfettin Kaygısız

Kurumlar Vergi Dairesi

30

Bahattin Vural

Elbistan Vergi Dairesi

31

Hediye Adak

Sincan Vergi Dairesi

32

Zöhre Yazıcı

Yeğenbey Vergi Dairesi

33

Hamza Ağrıman

Sincan Vergi Dairesi

34

Ferda Oğuz

23 Temmuz Vergi Dairesi

35

Abdullah Karapıçak

Sincan Vergi Dairesi

36

Engin Dede

Yeğenbey Vergi Dairesi

37

Davut Özdemir

Yeğenbey Vergi Dairesi

38

Yasemin Çınar

Sincan Vergi Dairesi

39

Cevdet Aktekin

Sincan Vergi Dairesi

40

Hüseyin Orhan

Cumhuriyet Vergi Dairesi

41

Metin Doğangüzel

Ankara Vergi Dairesi Tahsilat

42

Yasemin Özdemir

Antakya Vergi Dairesi

43

Filiz Serpil Çatakoğlu

Cumhuriyet Vergi Dairesi

44

Sevtap Demir

Sincan Vergi Dairesi

45

Aliye Altıparmak

Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü

46

Tuncay Yıldırım

Sincan Vergi Dairesi

47

Metin Güler

Ankara Vergi Dairesi

48

Selim Karslı

Seğmenler Vergi Dairesi

49

Ferhat Ülkü

Başkent Vergi Dairesi

50

Hatice Aktekin

Sincan Vergi Dairesi

51

Ali İlker Gazi

Sincan Vergi Dairesi

3. 5345 sayılı “Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun”un geçici 3 üncü maddesinde,

..Başkanlığın merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında görev yapan ve son üç yılda Bakanlıkta olumlu sicil almış olan personel, yaş ve öğrenim alanı şartları hariç Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik ile Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve Atama Yönetmeliğindeki şartları taşımaları kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren beş yıl içinde açılacak özel sınavlardan en fazla üçüne girme hakkına sahiptir. Bu sınavı kazananlar gelir uzmanı olarak atanırlar...

hükmü yer almıştır. Bu hüküm çerçevesinde, “gelir uzmanı” olarak atanma koşullarını taşıyan ve 02.12.2006, 15.12.2007 ve 27.02.2010 tarihlerinde yapılan “Gelir Uzmanlığı Özel Sınavını” kazanan kurum personeli “gelir uzmanı” kadrosuna atanmıştır. Davacı Sendika üyelerin tamamı da bu sürecin sonunda “gelir uzmanı” unvanını almış personeldir.

4. 6223 sayılı “Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu” ile (Resmi Gazete 03.05.2011/27923),

... tüm çalışmalara rağmen, yürürlüğe konulan düzenlemeler kamu yönetimini hantal yapısından kurtarabilmek için yeterli olmamış, ihtiyaç duyulan düzenlemelerin bir kısmı TBMM’nin yoğun gündemi nedeniyle yasalaştırılamamıştır.. kamu hizmetlerinin düzenli, hızlı ve etkin bir biçimde yürütülmesine yönelik düzenlemelerin ivedi olarak yürürlüğe konulması mümkün görünmemektedir..

gerekçesiyle Hükümete KHK çıkarma yetkisi verilmiştir. BU yetki yasasına dayalı olarak hazırlanan 656-666 arası toplam on bir (11) KHK 02.11.2011 tarihli Resmi gazetede yayımlanmış ve aynı gün TBMM’ye iletilmiştir. Hükümet tarafından TBMM’ye iletilen “genel gerekçede”, çeşitli sebeplerle kamu görevlilerinin mali haklarında dengesizlik ve eşitsizlikler oluştuğu vurgulanarak,

..kamu idarelerinin merkez teşkilatlarında uzman kadrolarında ve merkez ve taşra teşkilatlarının bazı yönetici kademelerinde görev yapan personelin aylıklarında da kurumlar arası farklılıkların ortadan kaldırılması amacıyla ücret ve tazminat unsurlarından oluşan yeni bir sistem getirilmektedir. Böylece verimsizliğe ve kaynak israfına yol açan kurumlar arası geçişlerin önüne geçilerek kamunun daha etkin ve verimli çalışmasının önü açılmaktadır.

... yapılan düzenlemeler ile kamu görevlilerinin mali hakları açısından mevcut adaletsizliklerin giderilmesi amaçlanmakta, mevcut çalışanların mali haklarında herhangi bir azalma ve mevcut statülerinde herhangi bir değişiklik öngörülmemektedir..

denilerek, adalet, hakkaniyet ve eşitlik ilkesi çerçevesinde düzenleme yapıldığı belirtilmektedir. Buna karşın, dilekçemizin aşağıdaki bölümünde yer verilen KHK hükümleri ile uzmanlar arasında “merkez-taşra” ayrımı yapılarak ve ötesinde bu ayrıma dayalı olarak özlük haklarında ölçüsüz bir farklılaştırma oluşturularak, taşra teşkilatında çalışan davacı Sendika üyeleri mağdur edilmiştir.

5. Bu mağduriyet, her ay ödenen “aylıklar” ile süregiden etki doğurmaktadır. Davacı Sendika üyeleri, KHK hükümlerine dayalı bu hukuka ve hakkaniyete aykırı durum nedeniyle zarara uğradığından, gerekli hukuki girişimlerinin yapılması amacıyla 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası kapsamında Sendikaya yetki vermişlerdir.

6. Hak arama özgürlüğünün etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak için, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 34 üncü maddesi, bireysel başvurunun kapsamını, bireyler yanında tüzel kişiler, sivil toplum örgütlerini de kapsayacak şekilde geniş tutarak haklarının ihlal edildiği iddiasında bulunan “gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi gruplarına” da bu hakkı tanımıştır.

7. Üyelerinin çalışma hayatındaki ekonomik ve sosyal menfaatlerini korumak/geliştirmek adına kurulmuş sendikaların üyelerini temsilen bireysel işlemlere karşı dava açabilecekleri ortadadır. Bunun yanında, AİHM uygulaması birey topluluklarına/tüzel kişilere tek bir başvuru olanağı sağlamaktadır; aynı hak/menfaati paylaşan üyeleri temsilen Sendika’nın tek dilekçe ile dava açabilmesi hak arama özgürlüğünün etkin bir şekilde genişletilmesini sağlamanın yanında, Sendikanın dava ve husumet ehliyetinin bir yansıması olarak da gerekliliktir.

8. Doç. Dr. Oğuz Sancakdar, İYUK 5 inci maddeyi incelediği İdari Yargıda ‘Tek Dilekçe İle Dava Açma’ (Karşılaştırmalı Hukukî Analiz)” başlıklı makalesinde;

İYUK, tek dilekçe ile dava açanların usul islemleri bakımından hak veya menfaat arasında bir ayırım yapılmamak suretiyle “menfaati etkilenenler” ile “hakkı etkilenenler” aynı hükümlere tabi tutulmustur. Kanımızca davacılar açısından bakıldığında, ana kural; gerek hak ihlali ve gerekse menfaat ihlali halinde ihtiyari dava arkadaslığı hükümlerinin isletilmesidir. Burada hakkın niteliğine göre yapılan bir ayırımdan değil, hak arama özgürlüğünün idari yargıdaki yansımasından söz edilmelidir. Lafzi yorum açısından bakıldığında da İYUK md.5/2 hükmü dikkatle okunduğunda “Birden fazla sahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi…” denilmekte olup, “açabilme” teriminin yasa koyucu tarafından mecburi değil, ihtiyari dava arkadaslığı kavramının esas alındığı, idari islemlerin yargısal denetimi yolunun kolaylastırılmasının hukuk devleti ilkesine de uygun olduğu, söylenebilir. Amaçsal (gai) yorum açısından bakıldığında, bu yaklasımın davacıların da lehine olduğu açıktır. Kuralın istisnası olarak adi ortaklık, aile sirketi emvali veya miras sirketi ortaklarının ancak özel yasa hükümleri çerçevesinde zorunlu dava arkadası olabileceğidir.1

diye görüşlerini açıklamıştır.

9. Bunun yanında; “basitlik”, “ucuzluk”, “”hızlılık” ögelerinden oluşan usul ekonomisi, yargılama hukukuna egemen olan ilkelerden biridir ve emredici niteliktedir. Anayasanın 141 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargıca bir görev olarak yüklenmiştir. Bu ilke, içinde barındırdığı ögeler ile, hak arama özgürlüğünün sınırlarını genişletmeyi hedefler niteliktedir.

10. Bu çerçevede; aynı menfaati paylaşan üyeler hakkında çelişkili hükümlerin önlenmesi, yargılamanın mümkün olan en az giderle makul sürede sonlandırılabilmesi için ve tüm sendika üyeleri bakımından aynı sebepten doğan ve aynı menfaati/talebi içerir davalarda, Sendika’nın bireysel işlemlerde üyelerini temsilen dava açabilmesinin/taraf olabilmesinin Sendika’nın yargılama alanındaki temel/sendikal faaliyetlerinden biri olduğundan hareketle işbu dava açılmaktadır.



B. Davanın Doğrudan Danıştay’da Açılıyor Olması

11. Türkiye’nin değişik illerinde çalışmakta olan üyeleri temsilen açılan davamızda, çelişkili hükümlerin oluşmaması amacıyla ve usul ekonomisi ilkesi gereğince, 2577 sayılı İYUK madde 33/3 fıkrası ile 2575 sayılı yasanın 24/e fıkrası uyarınca, birden fazla idare mahkemesinin yetkili olması nedeniyle, doğrudan/ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılmaktadır.



C. Anayasaya Aykırılık İtirazı

i. Eşitlik İlkesine Aykırılık

12. Eşitsizlik ve dengesizlikleri giderme amacıyla hazırlanan 666 sayılı KHK’nın 1 inci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen ek madde 10’un (c) bendi ve ekli III sayılı cetvel aşağıdaki gibidir :

“Ek Madde 10 - …..

c)Merkez teşkilatlarında; Dışişleri Meslek Memuru ve Konsolosluk ve İhtisas Memurları, özel yarışma sınavı sonucunda mesleğe yardımcı veya stajyer olarak alınıp belirli süreli yetiştirme döneminden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda müfettiş, uzman, denetçi, kontrolör, aktüer ve stenograf unvanlı kadrolara (mevzuatı uyarınca sözkonusu kadrolara atananlar dahil) atananlar ve bunların yardımcı ve stajyerleri ile iç denetçilerden ekli (III) sayılı Cetvelde yer alan unvanlı kadrolarda yer alanlardan, aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre almakta olanlara anılan Cetvellerde kadro unvanlarına karşılık gelen gösterge rakamlarının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarlarda ücret ve tazminat verilir.”



III Sayılı Cetvel

(Ek 10 uncu Maddenin Birinci Fıkrasının (c) Bendi Kapsamında Yer Alan Personelin Ücret ve Tazminat Gösterge Cetveli)





Sıra No

Kadro Unvanı

Ücret Göstergesi

Tazminat Göstergesi

1

Kapsama dahil idarelerin merkez teşkilatına ait genel idare hizmetleri sınıfında yer alan başmüfettiş, müfettiş, başdenetçi, denetçi, başkontrolör, kontrolör ve iç denetçi kadrolarında bulunanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama uzmanları ile uzman stenograf ve stenografları, Hazine Müsteşarlığı sigorta denetleme uzmanları ve aktüerleri, Dışişleri Meslek Memurları ile Konsolosluk ve İhtisas Memurları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci maddesinin “II- Tazminatlar” kısmının “A- Özel Hizmet Tazminatı” bölümünün (ğ) bendinde yer alanlardan merkez teşkilatına ait uzman unvanlı kadrolarda bulunanlardan;

 

 

Kadro Derecesi 1 olanlar

Kadro Derecesi 2 olanlar

Kadro Derecesi 3 olanlar

Kadro Derecesi 4 olanlar

Kadro Derecesi 5 olanlar

Kadro Derecesi 6 olanlar

Kadro Derecesi 7 olanlar


46.450

25.560

43.400

23.870

40.850

22.475

39.300

21.625

37.950

21.000

36.800

20.250

35.550

19.550

2

1 inci sırada sayılanların yardımcıları ve stajyerleri

30.575

16.800

3

Kapsama dahil idarelerin merkez teşkilatına ait mali hizmetler uzmanı kadrolarında bulunanlardan;

 

 

Kadro Derecesi 1 olanlar

Kadro Derecesi 2 olanlar

Kadro Derecesi 3 olanlar

Kadro Derecesi 4 olanlar

Kadro Derecesi 5 olanlar

Kadro Derecesi 6 olanlar

Kadro Derecesi 7 olanlar


37.250

20.500

35.650

19.650

34.400

18.925

33.150

18.250

32.650

17.950

31.450

17.300

30.250

16.650

4

3 üncü sırada sayılanların yardımcıları

25.875

14.225

13. Bu düzenleme ile kamuda görev yapan bütün uzmanlar, sadece merkez teşkilatında görev yapıyor olma şartı ile düzenleme kapsamına alındıkları halde, davacı Sendika üyesi gelir uzmanları, merkez teşkilatlarında görev yapmadıkları gerekçesiyle, böylesine geniş ve kapsamlı bir düzenlemenin dışında bırakılmışlardır.

14. 666 sayılı KHK’nın, 657 sayılı Kanun’a ekli (I) sayılı ek gösterge cetvelinin “I-Genel İdare Hizmetleri” bölümünün (g) bendine ekleme yapan 5/ç-5 maddesinin ikinci paragrafı aşağıdaki gibidir:



5- Eki (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin;

-- “I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı” bölümünün (h) bendinde yer alan “Devlet Personel Uzmanları, Afet ve Acil Durum Yönetimi Uzmanları, Maliye Bakanlığı Devlet Bütçe Uzmanları, ..,” ibareleri yürürlükten kaldırılmış ve aynı bölümün (g) bendine “Başbakanlık Uzmanları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Adalet Uzmanları, Millî Savunma Uzmanları, İçişleri Uzmanları, ..Bakanlık ve Bağlı Kuruluşların Avrupa Birliği Uzmanları, Yükseköğretim Kurulu Uzmanları,” ibaresi eklenmiş ve aynı bentte yer alan “Dışişleri Meslek Memurları” ibaresi “Dışişleri Meslek Memurları ile Konsolosluk ve İhtisas Memurları” şeklinde değiştirilmiştir.
15. Buna göre; kamuda görev yapan uzmanların tamamı 657 sayılı Kanun’a ekli ek gösterge cetvelinin maksimum 2200 ek gösterge sağlayan (h) bendinden, 3600 ek gösterge sağlayan (g) bendi kapsamına alınmış olup, sadece defterdarlık uzmanları ile davacı Sendika üyesi gelir uzmanları dışarıda tutularak (h) bendinde bırakılmıştır.

16. 666 sayılı KHK’nın, 657 sayılı Kanun’a ekli (IV) sayılı makam tazminatı cetvelinin 8 inci sırasının (b) bendini değiştiren 5/ç-7 maddesinin ikinci paragrafı aşağıdaki gibidir:

-8 inci sırasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) En az dört yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte veya yüksekokulları bitirmiş ve birinci dereceli kadroya atanmış olmak şartıyla, 152 nci maddenin “II- Tazminatlar” kısmının “(A) Özel Hizmet Tazminatı” bölümünün (ğ) bendinde yer alanlardan merkez teşkilatına ait uzman unvanlı kadrolarda bulunanlar 2000”

17. Bu hükümle de, ücret ve tazminat düzenlenmesindeki yöntemle, “(ğ) bendi” ve “merkez teşkilatı” ibareleri ile yine gelir uzmanları ve defterdarlık uzmanları kapsam dışında bırakılmıştır.

18. Bu düzenlemeler ile, objektif ve haklı bir dayanağı ve gerekçesi bulunmayan merkez-taşra ayrımına gidilmiştir. Bu ayrım çalışanların aylıklarında 1.000,00 TL’ye varan bir fark oluşturmaktadır. Bunun dayanağını ortaya koyan bir tablo aşağıda sunulmaktadır;



Kriter

ESKİ DURUM

YENİ DURUM

Merkez Uzmanlıkları

Vergi/Muhasebe/Milli Emlak Denetmeni



Taşra Uzmanlıkları

Merkez Uzmanlıkları

Vergi Denetmeni
(Vergi Müfetti
şliği)

Muhasebe/Milli Emlak Denetmeni


Taşra Uzmanlıkları

Mesleki Statü

Maliye Bakanlığı merkez teşkilatı uzmanlık kadroları

Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı denetim elemanı kadroları

Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı uzmanlık kadroları

Maliye Bakanlığı merkez teşkilatı “Maliye Uzmanı” kadrosu

Bakana bağlı “Vergi Müfettişi” kadrosu

Taşra teşkilatı “Defterdarlık Uzmanı”

kadrosu


Taşra teşkilatı “Defterdarlık Uzmanı” ve “Gelir Uzmanı” kadrosu

Mesleğe Alınma

Mesleğe özel yarışma sınavı ile sadece kurum içinde çalışanlara açık sınav

Mesleğe özel yarışma sınavı

Mesleğe özel yarışma sınavı ile sadece kurum içinde çalışanlara açık sınav

Mesleğe özel yarışma sınavı

Mesleğe özel yarışma sınavı

Mesleğe özel yarışma sınavı

Mesleğe özel yarışma sınavı

Yetişme dönemi ve yeterlik sınavı

3 yıllık yetişme döneminden sonra yeterlik sınavında başarılı olanlar ve mesleğin gerektirdiği özellikleri taşıyanlar merkez uzmanlığı kadrolarına atanırlar.

3 yıllık yetişme döneminden sonra yeterlik sınavında başarılı olanlar ve mesleğin gerektirdiği özellikleri taşıyanlar denetmenlik kadrolarına atanırlar.

3 yıllık yetişme döneminden sonra yeterlik sınavında başarılı olanlar ve mesleğin gerektirdiği özellikleri taşıyanlar taşra uzmanlığı kadrolarına atanırlar.

Yeni alınacaklarda, en az 3 yıl fiilen çalışmak, hazırlayacakları uzmanlık tezinin kabul edilmesi, yeterlik sınavında başarılı olmak ve (C) düzeyinde yabancı dil bilgisi

3 yıllık yetişme döneminden sonra yeterlik sınavında başarılı olanlar ve mesleğin gerektirdiği özellikleri taşıyanlar vergi müfettişi kadrolarına atanırlar.

3 yıllık yetişme döneminden sonra yeterlik sınavında başarılı olanlar ve mesleğin gerektirdiği özellikleri taşıyanlar Defterdarlık Uzmanı kadrolarına atanırlar

3 yıllık yetişme döneminden sonra yeterlik sınavında başarılı olanlar ve mesleğin gerektirdiği özellikleri taşıyanlar Defterdarlık Uzmanı ve Gelir Uzmanı kadrolarına atanırlar

Özel Hizmet Tazminatı

% 120

% 130

% 120

% 130

% 210

% 130

% 120

Ek Gösterge (1. Derece)

2200

2200

2200

3600

3600

2200

2200

Makam Tazminatı

0

0

0

2000

2000

0

0

Bağlı çalışılan amir ve disiplin amiri

Daire Başkanı veya

şube müdürü



Defterdar

Müdür veya Müdür Yardımcısı

Daire Başkanı veya şube müdürü

Vergi Denetim Kurulu Başkanı

Müdür veya Müdür Yardımcısı

Müdür veya Müdür Yardımcısı

19. T.C.Ayasasası’nın 10.maddesi ile “aynı durumda bulunan kişiler” arasında ayrımcılık içerir uygulama yapılmaması/eşitlik ilkesi düzenlenmiş olup Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 20 Haziran 2007 tarih ve 999 bis sayılı toplantısında kabul edilen “İYİ İDARE KONUSUNDA ÜYE DEVLETLERE CM/REC(2007)7 SAYILI TAVSİYE KARARI” (çeviri DoçDr.Onur Karahanoğulları) nın 2. ve 3.maddelerinde,

İyi İdarenin İlkeleri

Madde 2 – Yasallık ilkesi

  1. İdare yasaya uygun faaliyette bulunur. Takdir yetkisini kullandığında da keyfi kararlar alamaz.

  2. İç hukuk, uluslararası hukuk ile faaliyetlerini, örgütleniş ve işleyişini düzenleyen hukukun genel ilkelerine uyar.

  3. Yetkilerini ve işleyiş yöntemlerini düzenleyen kendi içdüzen kurallarına uygun davranır.

  4. Yetkilerini ancak, yasa ve olguların izin verdiği biçimde ve yalnızca yetkinin verildiği amaca uygun olarak kullanır.

Madde 3 – Eşitlik İlkesi

  1. İdare eşitlik ilkesine uyar.

Aynı durumda bulunan özel kişilere aynı muameleyi yapar. Özel kişiler arasında etnik köken, dini inanç veya diğer kanaatlere dayalı ayrım yapamaz. Her türlü farklı muamele nesnel gerekçelere dayanmalıdır.

denilerek, aynı hukuki statüde bulunan kişiler arasında “nesnel ölçütlere dayalı olmayan” farklı uygulama yapılmasının eşitlik ilkesine aykırı olacağı, açık bir şekilde ortaya konulmuştur.

20. Maliye Bakanlığında kadrosu olan saymanlar ile başka kurumlarda olanlar arasında ek ödeme farklılığı getiren bir yasal düzenleme ile ilgili 20.03.2008 tarih ve 2006/109 E. 2008/82 K. sayılı kararda,

.. Kuralla, Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşların merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında çalışan memurlar ve sözleşmeli personele maaşlarının dışında ek ödeme yapılması konusunda Maliye Bakanına yetki verilmiş, ancak kadroları Maliye Bakanlığında olmayan döner sermaye saymanlarına ek ödemede bulunulabilmesi için herhangi bir düzenlemeye gidilmemiştir.

Anayasa’nın 10. maddesinde “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” denilmektedir. Bu ilke, birbirleriyle aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için farklı düzenleme, eşitliğe aykırılık oluşturur. Anayasa’nın amaçladığı eşitlik mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz.

...Kadroları Maliye Bakanlığı bünyesinde olan saymanlarla, kadroları bu Bakanlık bünyesinde olmamakla birlikte disiplin, sicil ve yargılanmalarına karar verilme gibi personel işlemleri anılan Bakanlık tarafından yürütülen saymanların; yaptıkları görevlerin nitelikleri, sorumlulukları, personel lemleri ve Sayıştay’a hesap verme konularındaki durumları aynı olduğundan aynı yasa kurallarına tabi tutulmaları Anayasa’nın eşitlik ilkesi gereğidir.

Bu nedenle kadroları Maliye Bakanlığında bulunmayan, ancak yukarıda belirtilen personel işlemleri yönünden anılan bakanlıkla ilgisi bulunan saymanların, sadece kadro ölçütünden hareketle kadroları bu Bakanlıkta bulunan saymanların yararlandıkları ek ödemeden yararlandırılmamaları Anayasa’nın 10. maddesine aykırıdır. Kuralın iptali gerekir...

denilerek, aynı nitelikteki personelin aynı kurallara tabi tutulması gerekliliği açıkça ifade edilmiştir. Noterlik Yasasının 6.maddesinde yer alan, adli veya askeri hakim ve savcıları noterlik stajından muaf tutan uygulamanın, idari yargı hakim ve savcıları açısından eşitsizlik yarattığı iddiasıyla yapılan bir başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, 2001/252 E. 2002/102 K. Sayılı 12.11.2002 tarihli kararında,

.. Anayasanın 10.maddesinde, “herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” denilmektedir.

Buna göre yasaların uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmeyecek ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açılmayacaktır. Bu ilkeyle, birbirlerinin aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanması ve ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılması engellenmektedir. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve değişik uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.

.. Bu nedenle, adli veya askeri yargı hakim ve savcıları ile idari yargı hakim ve savcıları yasalar önünde aynı hukuksal konumda bulunduklarından, noterlik stajından muaf tutulacaklar arasında hukuk fakültesi mezunu idari yargı hakim ve savcılarının sayılmaması Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Kuralın iptali gerekir. ..

sonucuna vararak, “aynı hukuki durumda bulunanların aynı kurallara tabi olması” gerektiğini açık bir şekilde ortaya koymuştur.

21. Davaya konu “merkez – taşra” ayrımının temelsiz/sübjektif yanı, gelir uzmanlığı ve devlet gelir uzmanlığı unvanları kıyaslaması ile daha iyi anlaşılacaktır. Kadroların düzenlendiği 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 29 uncu maddesinin ilgili bölümleri aşağıdaki gibidir :

“…Devlet gelir uzmanları, vergi istihbarat uzmanları ve gelir uzmanları; en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ve mühendislik fakültelerinin lisans bölümleri ile matematik ve istatistik lisans bölümlerinden mezun olanlar arasından yapılacak özel yarışma sınavı sonucuna göre mesleğe Devlet gelir uzman yardımcısı, vergi istihbarat uzman yardımcısı ve gelir uzman yardımcısı olarak alınırlar. Bunlar en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. (5838 sayılı kanunun 32 inci maddesiyle değişen ibare)Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar durumlarına uygun devlet gelir uzmanlığı, gelir uzmanlığı veya vergi istihbarat uzmanlığına, başarılı olamayanlar ise derecelerine uygun memur kadrosuna atanırlar.(***) Bunların mesleğe alınmaları ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir….”

22. Görüldüğü üzere, kadro unvanları eş değer nitelikte olup, unvanlar için çıkarılan yönetmeliklerde de eşdeğerlik söz konusudur. 26.12.2009 tarih ve 27444 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir Uzmanlığı Yönetmeliği ile 25.12.1994 22152 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü (Gelir İdaresi Başkanlığı) Devlet Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve Atanma Yönetmeliğinde belirtilen görev tanımları, hatta mesleğe giriş sınavındaki sınav konuları bile birbirinin aynısıdır.

23. İki unvanın tek farkı, uygulamada, devlet gelir uzmanlığının merkez teşkilatında, gelir uzmanlığının taşra teşkilatında görevlendirilmesidir. Unvanların ihdasında merkez taşra ayrımı yoktur. Diğer kriterler aynı iken, sadece görev yapılan birimin (dava konusu olayda merkez – taşra ayrımının) özlük haklarını değiştirmesinin eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği yukarıda belirtilen kararlar ile sabittir.



ii. Ölçülülük İlkesi Temelinde Sosyal Hukuk Devleti İlkesi ve Avrupa Sosyal Şartı ile Bağdaşmayan Düzenleme

24. T.C. Anayasasının 13.maddesinde,



MADDE 13. – (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.)

Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

hükmü yer almaktadır. Her türlü idare işlem ve kararının, anılan Anayasa düzenlemesi ile anayasal bir ilke haline gelen ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiği açıktır;

..ölçülülük ilkesi, bir özgürlük ya da hakkı sınırlandırmada başvurulan aracın, sınırlandırmayla ulaşılmak istenilen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması, sınırlandırma aracının, amaç için gerekli olması, araçla amaç arasında ölçülü bir oran bulunması alt görünümlerini içeren ..

bir ilke olarak tanımlanmaktadır.( Yrd.DoçDr. Yücel Oğurlu, Ölçülülük İlkesi, sayfa 21, vd) İdarenin sınırlayıcı kararları ile temel hak ve özgürlükler arasında denge kurmaya çalışan bu ilke, aynı zamanda anayasal da bir ilke olup,


  • elverişlilik,

  • gereklilik,

  • orantılılık

alt ilkelerini içermektedir. Dava konusu işlem, Anayasanın 49.maddesinde tanımlanan çalışma hakkının bir unsuru olan “adil ücret hakkını” içerir bir işlem olduğundan bu işlemin ölçülülük ilkesi açısından denetime tabi tutulması gerektiği açıktır.

25. Bu noktada, ölçülülük ilkesinin alt unsuru olan “gereklilik” ilkesine bakmak yerinde olacaktır;

.. gereklilik ilkesi, ölçülülük ilkesi uygulamasının ilk adımıdır. Bununla, sınırlandırmada “en uygun ve yumuşak” aracın seçilmesi kastedilir. .. Anayasa Mahkemesinin bir kararında bu alt ilke, “sınırlayıcı önlemin sınırlama amacına ulaşma bakımından zorunlu olup olmadığını arayan zorunluluk-gereklilik” şeklinde ifade edilmiştir. .. (a.g.e. sayfa 37)

26. Dava konusu düzenleme nedeniyle, eşdeğer olduğu ortaya konulan iki unvana sahip personelin aylıkları arasında 1.000,00 TL’ye varan (aylık) farklılıklar oluşturulmuştur. Bu kadar yüksek bir farkın varlığı, düzenlemenin gereklilik/ölçülülük yönünden izaha muhtaç olduğunu göstermektedir. Bir an için böylesi bir ayrımın mümkün, objektif ve yasal olduğu ileri sürülebilse dahi, aylıklar arasında bu denli büyük bir fark oluşturulmasının açıklanabilir olmadığı tartışmasızdır.

27. Anayasanın 2.maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin “..sosyal bir hukuk devleti” olduğu belirtilmiştir. Sosyal hukuk devletinin içeriği ise, pek çok Anayasa Mahkemesi kararı ile doldurulmuştur.2 Anayasa hükümleri ile devlet, çalışanları koruyucu, insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamasını sağlayıcı tedbirler almakla yükümlü kılınmıştır. Benzer şekilde, Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen Avrupa Sosyal Şartı başlangıç kısmında (Bölüm-I),

Akit Taraflar, ulusal ve uluslararası nitelikteki tüm uygun yollarla aşağıdaki hak ve ilkelerin etkili bir biçimde gerçekleşebileceği koşullara ulaşmayı politikalarının amacı sayarlar:



  1. Herkes, özgürce edinebildiği bir işle yaşamını sağlama fırsatına sahiptir.

  2. Tüm çalışanların âdil çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır.

  3. Tüm çalışanların güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır.

  4. Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlamak için yeterli âdil bir ücret alma hakkı vardır.

denilmekteyken, “adil ücret”e ilişkin 4.maddesinde de,

Akit Taraflar, adil bir ücret hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla:



1 Çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanımayı;

2 Özel durumlara ilişkin istisnalar dışında, çalışanların fazla mesai karşılığında zamlı ücret alma hakkına sahip olduklarını tanımayı;

3 Çalışan erkekler ile kadınların eşit işe eşit ücret hakkına sahip olduklarını tanımayı;

4 Tüm çalışanların, işlerine son verilmeden önce makul bir bildirim süresi verilmesi hakkını tanımayı;
5 Ücretlerden ancak, ulusal yasalar veya yönetmeliklerle belirlenmiş ya da toplu sözleşmeler veya hakem kararıyla saptanmış koşullar ve ölçüler içinde kesinti yapılmasına izin vermeyi taahhüt ederler.

Bu hakların kullanılması, özgürce yapılmış toplu sözleşmeler, yasal ücret saptama usulleri veya ulusal koşullara uygun başka yollarla sağlanır.

denilerek, çalışanların adil bir ücret hakkı olduğu vurgulanmıştır.

28. Dava konusu düzenleme ile bir yandan ölçüsüz bir işlem tesis edilirken diğer yandan da bu ölçüsüzlükle adil ücret ilkesi de ihlal edilmektedir.



D. Hukuka Aykırılıklar

29. Yukarıda belirtilen sebeplerle açıkça hukuki temelden yoksun ve hakkaniyete aykırı KHK hükümlerine dayalı bireysel aylık belirleme/ödeme işlemleri, KHK’nın iptali ile yasal temelini kaybedecektir. Dolayısıyla, anayasaya açıkça aykırı dava konusu işlemin iptali gerekmektedir.



E. Dilekçemiz Ekinde Sunulan Belgeler

  1. Vekaletname

  2. Yetki/üyelik belgeleri

F. Sonuç ve İstem

30. Yukarıda belirtmeye çalıştığımız hususlar doğrultusunda;

a. Objektif ve haklı sebep olmaksızın, ayrımcılık içerecek şekilde 666 sayılı KHK’ye dayalı olarak davacı üyelerin aylıklarının düşük belirlenerek ödenmesine dair 15.02.2012 tarihli idare işleminin iptaline,

b. Dava konusu işleme dayanak,

i. 666 sayılı KHK 1 inci maddesiyle 375 sayılı KHK’ya eklenen “Ek madde 10” da yer alan, “……c) “Merkez teşkilatlarında…” ibaresi ile maddeye ekli III sayılı cetvelin 1 inci sırasında yazılı “…nün (ğ) bendi….” Ve “…merkez teşkilatına ait….” ibarelerinin

ii. 657 sayılı Kanun’a ekli (I) sayılı ek gösterge cetvelinin (g) bendine ekleme yapan 5/ç-5 maddesinin ikinci paragrafının,

iii. 657 sayılı Kanun’a ekli (IV) sayılı ek gösterge cetvelinin (b) bendini değiştiren 5/ç-7 maddesinin ikinci paragrafında yer alan “…nün (ğ) bendi….” ve “…merkez teşkilatına ait….” ibarelerinin,

iptali için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulmasına,

c. Dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına,

d. yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,

karar verilmesini saygıyla müvekkil Sendika adına dilerim.


Davacı Vekili

Avukat Gökhan Candoğan

1 Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 9, Sayı 2, 2007, s. 223-269

2 .. sosyal hukuk devleti, insan hak ve hürriyetlerine saygı gösteren, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadi ve mali tedbirler alarak çalışanları koruyan ve insanca yaşamalarını sağlayan, işsizliği önleyen, milli gelirin adaletli dağıtılması için gerekli tedbirleri alan, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyan devlettir. .. (AYM: 199/50 E. 2001/67 K. sayılı kararı)



Yüklə 284,24 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin