Av. Sercan ARAN-Av.Seçil EGE DEĞERLİ-Av.Denizer ŞANLI-Av.Aziz AYTAÇ
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYETÇİLER :
1- Meryem ÖZTEN
2- Fatih ÖZTEN
3- Sedat ÖZTEN
4- İsmail KAZANCI
5- Fatime KAZANCI
6- Kendi adına asaleten Fadime ERGÜN
7- Beyza Damla ERGÜN’e velayeten Fadime ERGÜN
8- Şeraffetin KAZANCI
9- Sakine KAZANCI
10- Rahim KAZANCI’ya velayeten Şerafettin KAZANCI ve Sakine KAZANCI
11- Ümit SADAN
12- Sevinç ÖZKAN
13- Muhittin ÖZKAN
14- Günnur Cemile ÖZKAN’a velayeten Sevinç ÖZKAN
15- Öznur Ceylan ÖZKAN’a velayeten Sevinç ÖZKAN
16- Cemile MAÇIN
17- Nilüfer ASLAN
18- Adalet ILIK
19- Muhittin SADAN
20- Fatma SADAN
21- Musa SADAN
22- Nursel KOCABAŞ
23- Buğra KOCABAŞ’a velayeten Nursel KOCABAŞ
24- Fatma Hilal SADAN’a velayeten Muhittin SADAN ve Fatma SADAN
25- Enes SADAN’a velayeten Muhittin SADAN ve Fatma SADAN
26- İpek Rümeysa SADAN’a velayeten Muhittin SADAN ve Fatma SADAN
27- Fethi ÇANTAL
28- Seyfettin ÇANTAL
29- Ramazan ÇANTAL
30- Dilek KOÇ
31- Yılmaz ÇANTAL
32- Elmas KAYA
33- Naciye KAYA
VEKİLLERİ :Av.Sercan ARAN-Av.Seçil EGE DEĞERLİ- Av.Denizer ŞANLI
Av.Aziz AYTAÇ
ORTAK TEBLİGAT ADRESİ : İzmir Cd. Elgün Sk. No: 8/1 Çankaya/ANKARA
33- Milletvekili – Tur YILDIZ BİÇER
TBMM Halkla İlişkiler Binası 5. Kat 2 Nolu Banko Oda: 5034 Çankaya/ANKARA
SANIKLAR : 1- Mustafa Aktaş(Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu –TKİ- Genel Müdürü)
2- Ömer Sezgin (TKİ Genel Müdür Yard.,Yönetim Kurulu Üyesi)
3- Tuğrul Alper(TKİ Genel Müdür Yard,Yönetim kurulu üyesi)
4- TKİ İşletme Dairesi Başkanı ve Yetkilileri.
5- Alp Gürkan(SomaHolding ve Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim K. Başkanı)
6- Can Gürkan (Soma Kömürleri A.Ş yönetim kurulu üyesi)
7- TİLAGA Madencilik ve Sınai Yatırımlar A.Ş.yönetim kurulu üyeleri
8- MİNSAN Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.,yönetim kurulu Üyeleri
9- GÜRMİN Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.,yönetim kurulu üyeleri
10- SOMA Holding A.Ş.,yönetim kurulu üyeleri
11- SOMA İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.yönetim kurulu üyeleri
12- GÜRMİN Enerji Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.yönetim kurulu üyeleri.
13- Suça konu temlikname ve usulsüz vekalet ücreti ödenmesi ile ilgili işlemlerde
sorumluluğu bulunan Türkiye Kömür İşletmeleri, Ege Linyit İşletmesi, Soma
Kömürleri A.Ş, Soma Holding A.Ş, Holdinge bağlı diğer şirketler ve Yapı Kredi
Bankası bünyesindeki diğer yetkililer ve sorumlular.
SUÇ : 1-Dolandırıcılık (TCK, 157.mad.)
2-Nitelikli Dolandırıcılık (TCK,158. Mad)
3-Edimin İfasına Fesat Karıştırma (TCK,236. Mad.)
4-Zimmet (TCK,247.mad)
5-Görevi Kötüye Kullanma(TCK, 257. Mad)
6-Ceza yasalarına göre suç sayılan, sanıkların diğer eylemleri.
I-AÇIKLAMALAR :
1-Türkiye Kömür İşletmeleri'ne ait olan ve Soma Kömür İşletmeleri A.Ş tarafından işletilmekte olan, Ege Linyit İşletmesi kapsamındaki Eynez Yeraltı Kömür İşletmesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve kamuoyunda “Soma Maden Faciası” olarak bilinen iş cinayetinde, şikayetçilerden Ramazan Çantal ve Fethi Çantal’ın ,kardeşi olan Cengiz Çantal, Naciye Kaya’nın eşi Mustafa Kaya, Elmas Kaya’nın oğlu Kader Yıldırım ve Nursel Kocabaş’ın eşi Mustafa Kocabaş ile diğer müvekillerin yakınları vefat etmiştir.Diğer şikayetçi Yıldız Tur Biçer, halen Cumhuriyet Halk Partisi Manisa milletvekilidir.
Olayla ilgili olarak, şikayetçilerden Ramazan ve Fethi Çantal’ın TKİ ve Soma A.Ş aleyhine açtığı "Maddi ve Manevi Tazminat" istemli dava, Soma İş Mahkemesi'nin 2014/962 E. sayılı dosyası kapsamında derdesttir. Yine Nursel Kocabaş’ın, kendi adına asaleten, oğlu Buğra’ya velayeten açtığı “Maddi ve manevi Tazminat” istemli dava, Ankara 12. İş Mahkemesi’nin 2014/741 E. sayılı dosyası kapsamında, halen devam etmektedir.
2-Soma İş Mahkemesi’nin 2014/962 E. sayılı dosyası kapsamında açılan davada, davalı şirketin menkul, gayrimenkulleri, hakediş ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konması talep olunmuştur. Mahkeme, 28/08/2014 tarihli tensip kararı ile tedbir talebinin kabulü ile 500.000,00-TL. ile sınırlı olmak üzere davalı şirketin davalı TKİ bünyesindeki hakediş ve alacaklarının takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına ve bu kapsamda davacılar adına Soma Ziraat Bankası Şubesi'nde davacılar adına açılacak üçer aylık vadeli hesaba depo edilmesine, bu konuda TKİ Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına karar vermiştir.
Bu esnada benzer şekilde davalılar aleyhine daha önce açılmış dosyalar ile dosyamızda kabul edilen tedbir talepleri doğrultusunda Mahkemece ilgili kurumlara yazılan müzekkere cevaplarında, davalı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş'nin bildirilen malvarlığı değerlerinin dava dosyalarında talep edilen miktarları karşılamaktan çok uzak olduğu ve davalı şirketin açılan davalarda talep edilen tazminatları karşılayabilecek tek malvarlığının TKİ Genel Müdürlüğü bünyesindeki hakedişleri olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca Soma İş Mahkemesi'nin 2014/609 E. sayılı dosyası kapsamında verilen tedbir kararının nasıl uygulanacağına dair tereddüt oluştuğuna dair TKİ Genel Müdürlüğü'nün 25/06/2014 tarih ve 6087 sayılı müzekkere cevabı üzerine, daha önce ihtiyati tedbir kararı verilmiş olan ekli listedeki tüm dosyalar ile bundan sonraki dosyalarda verilecek tüm ihtiyati tedbir kararlarında uygulanmak üzere, her bir dosya için dava açılış tarihi dikkate alınmak suretiyle düzenlenen listeye göre,
"Davalı Soma A.Ş'nin davalı TKİ'de mevcut hakedişlerinin %60'ına ve bundan sonra doğacak tüm hakedişlerinin de hakediş tarihi itibariyle derhal %60'ına tedbir konularak, geri kalan hakedişlerin %40'ın davalı şirkete ödenmesine, tedbir konulan hakedişlerin Soma Ziraat Bankası Şubesinde dosya veya davacılar adına açılacak üçer aylık vadeli hesaplara depo edilmesine, depo edilecek bedelin karar kesinleştikten sonra karar doğrultusunda ilgililerine ödenmesine ve bu hususun bankaya bildirilmesine" karar verilmiştir. Bu doğrultuda dosya kapsamında da 14/11/2014 tarihinde ara karar tesis edilmiştir.
3-Sayıştay Başkanlığı'nın 2014 Yılı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Denetim Raporu'nun basında yer alması üzerine, Soma Ziraat Bankası Şubesi ile yapılan görüşme neticesinde müvekkil davacıların yukarıda esas numaraları belirtilen dosyaları dahil ile diğer müvekkillerin açtıkları maddi manevi tazminat davalarında "Soma Faciası"na dair hiçbir tazminat dosyanın davacısı adına hesap açılmadığı ve davalı TKİ tarafından ödeme yapılmadığı, bu konuda şubeye hiçbir bilgilendirme de yapılmadığı anlaşılmıştır.
Özetle, Soma Kömürleri Anonim Şirketi’nin, davacı ailelerin maddi-manevi tazminat alacaklarını karşılayacak bir malvarlığının tesbit edilememesi ve bu konuda şirketin hiçbir girişim ve taahhütte bulunmaması karşısında, halihazırda tazminat alacaklarının tek teminatı TKİ bünyesindeki mevcut ve muhtemel hak edişleridir. İş Mahkemelerinin, tesis ettikleri “ihtiyati tedbir” kararlarıyla, bu hak edişleri, Türkiye’nin en büyük iş cinayeti ile en yakınlarını yitiren ailelerin alacaklarına özgüleme çabaları, yukarıda sunulduğu biçimiyle uygulanmamış ve mahkeme kararları, özellikle TKİ’nin savsaklıyıcı ve geciktirici tavırlarıyla fiilen işlevsiz hale getirilmiştir.
Aşağıda sunacağımız veriler, Soma iş cinayeti ile ilgili olarak,TKİ’nin, Soma Kömürleri A.Ş’nin ve ilgili diğer banka ve kurumların, işçi ailelerinin tazminat alacaklarının tahsilini nasıl engellemeye çalıştığını ve faciayla ilgili başkaca birçok usulsüzlüğün nasıl yapıldığını, açıkça göstermektedir. Yukarıda sunduğumuz durumla birlikte, işbu suç duyurusunun asıl nedenini de, aşağıda sunacağımız tesbit ve suçlar oluşturmaktadır.
4-Sayıştay Başkanlığı'nın 2014 yılı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Denetimine ilişkin raporun incelenmesinden,
-
Kazadan 36 gün sonra ve ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir kararlarının uygulanmak üzere davalı TKİ'ye tebliğinden sonra, Davalı Soma A.Ş'nin 18.06.2014 tarih ve M.2014.14 sayılı dilekçe ile davalı TKİ Genel Müdürlüğü'ne başvurarak "Temlik Talebi"nde bulunduğu;
-
Talebinde "İR.1841-2406 ruhsat nolu sahalarda belirtilen koordinatlar içerisinde yer alan yaklaşık 18.000.000 ton rezervin rodövans karşılığı işletilmesi ile ilgili olarak 08.09.2005 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 10/B maddesinde; "Yüklenici her türlü hak ediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına temlik edemez. Temliknamelerin noterlikçe düzenlenmesi ve idarece istenilen kayıt ve şartları taşıması gerekir." hükmünün bulunduğu, bu hüküm doğrultusunda belirtilen sahalardan kömür üretimi işine karşılık tahakkuk edecek ve doğacak olan alacaklardan, Haziran 2014 hak edişlerinden başlamak kaydıyla 300 milyon TL'sine kadar gelecek kısmın Yapı Kredi Bankası A.Ş Gayrettepe Şubesine temlik verilmesi hususu" belirtilerek Davalı TKİ'den onay istendiği;
-
TKİ İşletme Daire Başkanlığı'nın 24.06.2014 tarih ve 6039 sayılı yazı cevabı ile, "Firma dilekçesindeki taleple ilgili olarak, kalan rezerv miktarı ve aylık program üretim miktarına göre hak ediş tutarları hesaplanmış olup, söz konusu ocaklarda yapılan denetimler sonucu tespit edilen eksikliklerin giderilmesi ve firma tarafından tekrar kömür üretimini başlanması durumunda, İş Programı doğrultusunda faaliyet göstermek kaydıyla yapılacak ilk hakedişten başlamak üzere 182.134.867,00-TL'lik temlik işlemi Finansman Programı çerçevesinde uygun bulunmuştur." görüşüyle temlik talebinin onaylandığı;
-
Yüklenici Soma A.Ş'nin, TKİ'den onay yazısını alır almaz ertesi gün Beyoğlu 34. Noterliği'nin 25.06.2014 tarih ve 10252 yevmiye sayılı temliknamesi ile 182.134.867,00-TL'yi Yapı Kredi Bankası Gayrettepe Şubesi'ne temlik ettiği;
-
Temliknamede, "Yüklenici firmanın rodövans sözleşmesi ve sözleşme eki protokoller kapsamında temlik tarihi itibariyle tahakkuk etmiş/edecek ilk hakedişinden başlanmak üzere, tahakkuk etmiş ve edecek istihkaklarının/alacaklarının 182.134.867 TL'lik kısmını devralan Banka tarafından Soma Kömür İşletmeleri A.Ş, TİLAGA Madencilik ve Sınai Yatırımlar A.Ş., MİNSAN Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., GÜRMİN Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş., SOMA Holding A.Ş., SOMA İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., GÜRMİN Enerji Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Firmalarının lehine açılmış ve açılacak nakit ve gayri nakit TL ve Döviz her türlü kredilerinin ve bu kredilerle ilgili diğer krediniteliğindeki borçların ve adı geçen kredi müşterilerinin Yapı ve Kredi Bankası A.Ş'nin merkez ve tüm şubelerinde doğmuş ve doğacak münhasıran kredi ile ilgili borç ve taahhütlerinin ve kredi ile ilgili kefalet ve garantilerinin teminatı olarak Türk Borçlar
Kanunu'nun 183. ve devirle ilgili diğer maddeleri uyarınca, devralan bankaya gayrikabili rücu olarak teminaten devir ve temlik ettiğini kabul ve beyan eder." ifadesinin yer aldığının
Tespit edildiği anlaşılmıştır. (Sayıştay Raporu, Sayfa: 152-153)
5-Sayıştay denetçileri, sözü edilen temliknameyle ilgili olarak şu noktaları saptamışlardır:
-TKİ ile Soma Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi arasındaki 08.09.2005 tarihli sözleşmeye göre, TKİ kurumu, şirket tarafından temliknameyle ilgili olarak izin vermeme hakkına sahiptir. (Sf:153).
- Şirket tarafından işletilen madenlerde TKİ tarafından bir katım eksiklikler tesbit edilmiştir.Bu eksiklikler temlike onay verilen tarihte henüz giderilmemiştir.Yine bu tarihte şirketin işlettiği ocakların tamamı kapatılmış olup, kazadan 36 gün sonra ocaklardaki eksiklikleri gidermek de mümkün bulunmamaktadır. Şirket, aynı zamanda iş programının da çok gerisindedir. Kaza nedeniyle ocakların tamamının kapatıldığı,üretimin yapılmadığı, iş programının da uygulanmadığı koşullarda temlikname tesisi izni talebinin TKİ tarafından reddedilmesi gerekir. Ancak talep reddedilmeyip onaylanmış, şirket de izni alır almaz temlik için harekete geçmiştir. Böylece temliğin verildiği banka, sıra cetvelinde ilk sıralara yerleşmiş, buna karşılık kazada ölen işçiler için verilen ihtiyati tedbir kararları sıra cetveline bağlı olarak arka sıralarda yer almıştır. (Sf:154).
-Belirtilen bu gelişmeler, “muvazaalı bir uygulama” anlamındadır. Böylece, sıra cetvelinde kazada ölen işçiler için verilen ihtiyati tedbir kararlarının önüne geçilerek, ölen işçilerin hak sahiplerine yapılacak ödemelerin ötelenmesi veya engellenmesine sebebiyet verilecektir. Bu nedenle konunun ilgili bakanlıkça incelenmesi gerekmektedir (Sf:155).
6-Raporun 148. Sayfasındaki saptamalara göre, “TKİ Genel Müdürlüğü ile özel bir avukatlık bürosu arasında 10.11.2014 tarihli bir avukatlık sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme bedeli 150.000,00 TL + KDV+stopajdır. Sözleşmenin konusu, 13.05.2014 tarihinde meydana gelen ve 301 işçinin öldüğü kaza nedeniyle Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’na ibraz edilen bilirkişi raporunda adı geçen TKİ personeli hakkında açılabilecek davalarda savunmaların yapılabilmesidir”. Yine, 149. Sayfadaki saptamalara göre, TKİ Genel Müdürü’nün oluru doğrultusunda, haklarında kamu davası acılan ELİ müessesesinde görevli 6 personelin savunulması için kurum dışından bir ceza avukatının tutulmuş ve bu avukata da 41.300,00 TL tutarında vekalet ücreti ödenmiştir.
II-ŞÜPHELİLERİN SUÇ OLUŞTURAN EYLEMLERİ VE İLGİLİ CEZA YASASI HÜKÜMLERİ:
Anayasa’nın 160. Maddesine göre, “Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz. Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır. (Ek fıkra: 29/10/2005-5428/2 md.) Mahallî idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır. Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri, Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir.”
İşbu suç duyurusuna konu vakıaların tamamı, TKİ Kurumunu TBMM adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak amacıyla düzenlenen “2014 denetleme raporu” ile saptanmıştır. Denetim sonunda, saptanan usulsüzlüklerin “ilgili bakanlıkça incelenmesi gerektiği” açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla ortada, soyut varsayımlar değil, kurumu yasama organı adına denetleyen, görev ve yetkileri Anayasa ile belirlenen bir yüksek mahkemenin, yapılan usulsüzlüklere yönelik somut ve yargı mercilerini de bağlayıcı saptamaları bulunmaktadır.
Yukarıda sunulan açıklamalara göre, suç duyurusuna konu suç oluşturan eylemler ve karşılığındaki ceza yasaları maddeleri şu biçimde sunulabilir:
a-“Görevi kötüye kullanma” suçu
“Görevi Kötüye Kullanmak”
- Madde 257 - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir (Değişik ibare: 08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) menfaat, sağlayan kamu görevlisi,(Değişik ibare: 08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) altı aydan iki yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir (Değişik ibare: 08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) menfaat, sağlayan kamu görevlisi, (Değişik ibare: 08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Sayıştay raporuna göre ve yukarıda sunulan açıklamalar kapsamında, temlikname tarafı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin TKİ nezdindeki alacaklarına ilişkin mahkemelerce tesis edilen ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmaya başlandığı sırada, bu uygulamaya ilişkin geciktirici davranışlarda bulunan, öte yandan tahakkuk etmiş bir alacağı bulunmamasına karşın şirkete temlikname düzenlemesi için izin vererek şirketin vakit geçirmeksizin muvazaalı bir işlemde bulunmasının yolunu açan , ve yine danışıklı bir işlemle, temlik lehdarı bankanın sıra cetvelinde ilk sıralara yerleşmesi yönünde tasarrufta bulunan TKİ yetkilileri “görevi kötüye kullanmak” suçunu işlemişlerdir.
Ocakları kapalı durumda olan ve izin tarihi itibariyle tahakkuk etmiş bir alacağı olmamasına karşın, bu hususların tamamını göz ardı ederek ve kurumu bilinçli olarak zarara uğratarak sözleşmedeki “temliknameye izin verme” yetkisini kullanmakta tereddüt etmeyen, yine sıra cetvelinde temliknamenin üst sıralarda ve işçi ailelerinin önünde yer bulmasını sağlayan, başta TKİ genel müdürü ve yönetim kurulu üyeleri olmak üzere tüm sorumlular, TCK’nun 257. maddesinde öngörülen suçu işlemişlerdir.
Öte yandan, temlik tarihi itibariyle ocaklarının tümüyle kapatıldığı ve e zaman açılacağının da belli olmadığı, kurumdan tahakkuk etmiş herhangi bir alacağı bulunmayan bir şirketle temlikname düzenleyen, bu şirkete genel, miktarı ve nedeni belirli olmayan bir biçimde kredi tahsis eden, böylece muvazaalı bir işlemle ölen işçilerin ailelerinin alacaklarının ötelenmesi ve engellenmesi sonucuna yol açan Yapı Kredi Bankası yetkilileri de “görevi kötüye kullanma” suçunu işlemişlerdir. Temlik tarihi itibariyle herhangi bir alacağı olmayan ve bir faaliyeti de bulunmayan bir şirketin hakedişlerini, şirketin ait olduğu holding bünyesindeki diğer şirketlerin kredi borçlarını da temin eder biçimde bir temliknameye konu etmenin., iktisadi ve hukuki kural ve usuller yönünden açıklanabilir bir yanı bulunmamaktadır.
b-“Dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık” suçu
“Dolandırıcılık
MADDE 157- - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.”
“Nitelikli Dolandırıcılık
MADDE 158 – (1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 5377 – 29.6.2005 / m.19) Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”
Sayıştay raporundaki belirlemelere göre, Soma Holding ve Soma Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi, henüz açılmamış ve kapalı durumda olan,iş programının çok gerisinde kalan ve temlik tarihi itibariyle faaliyet göstermeyen maden ocaklarıyla ilgili olarak, kurum nezdinde herhangi bir alacağı da bulunmaksızın,”muvazaalı bir uygulamayla”, mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarının da önüne geçmek ve işçilerin hak sahiplerine yapılacak ödemeleri öteleme ve engelleme amacıyla temlikname düzenleme yolunu seçmiştir. Bu, yasada belirtilen “hileli davranışlar” kapsamında ve “ölen işçilerin hak sahiplerinin zararına ve kendisinin yararına olarak faaliyette bulunma” anlamındadır. Raporda da belirtildiği üzere,ortada, “yüklenici firmanın ve aynı kişilerin sahibinin olduğu diğer firmaların, lehine temlik verilen bankaya hangi miktarda ve ne biçimde kredi borcunun doğduğu”na ilişkin bir ayrıntılı bilginin dahi olmadığı, genel içerikli ve bu yönüyle muvazaalı olduğu açıkça ortada olan bir temlikname bulunmaktadır. Bu muvazaalı temlik, yalnızca Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin değil, başkaca birçok şirketin kredi ve kredi niteliğindeki borçlarına yönelik olarak olarak düzenlenmiştir. Belirtilen Gürmin Makina A.Ş, Tigala Madencilik A.Ş, Minsan Madencilik A.Ş, Soma İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş ve Gürmin Enerji Madencilik A.Ş firmalarının tamamı, Soma Holding bünyesinde şirketlerdir (Bir kısım ticaret sicil gazetesi örneği dilekçemiz ekindedir). Bu şirketlerin tamamının kredi isteklerinin temini amacına yönelik olarak düzenlenen genel, soyut ve denetlenemez içerikteki bu temlikname, başta holdingin başkanı Sanık Alp Gürkan olmak Can Gürkan ve şirketlerin diğer yöneticilerinin, birlikte ve planlayarak ve TKİ’yi aracı kullanarak ve bu kurumun zararına olarak işlem yapmaları anlamına gelmektedir. Sanık şirket yetkililerinin,mali kriz içerisindeki şirketlerini kullanarak başkaca şirketlerine de kredi kaynağı yaratma ve bu şirketlerin kredilerini de temin etme çabalarını, İş mahkemelerinin ihtiyati tedbir kararlarını etkisiz kılar biçimde ve zamanda gerçekleştirmeleri, işlemin muvazaalı olduğunu gösterdiği kadar, hem kurum ve hem de ölen işçilerin hak sahiplerinin zararına ve hileli biçimde davranıldığının açık bir kanıtıdır.
Soma Holding sahibinin, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin ve ilgili diğer şirketlerin yöneticilerinin eylemi, “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturmaktadır.
Öte yandan, temliknameye izin vermeme yetkisi olmasına karşın bu yetkisini kullanmayan, kendine ait ocakları kapatılmış ve tahakkuk etmiş bir alacağı olmamasına karşın şirketin talebi doğrultusunda temliknameye “olur” veren, halihazırda şirketten temin edilen bir alacak bulunmamasına karşın kurumu borç yükü altına sokan, üstelik temliknamenin sıra cetvelinde de üst sıralarda yer almasını temin eden TKİ yetkililerinin, esas olarak holding ve şirketin “dolandırıcılık” eylemine de iştirak ettikleri, bu eylemin amaç ve sonuçlarını bilerek temliknameyi onayladıkları ortadadır. Şirket ile TKİ yetkilileri, aynı amaca yönelik olarak ve birlikte hareket etmişlerdir. Ortak amaç, birbirini tamamlayan hileli fiillerle, işçi ailelerinin alacaklarını ötelemek ve muvazaalı olarak gerçekleştirilen işlemin sonuçlarından (kurumun zarara sokulması pahasına) şirketin en geniş biçimde yararlanmasını sağlamaktır. TKİ genel müdürü başta olmak üzere yetkililer, “nitelikli dolandırıcılık” suçunun bir parçasıdırlar.
c-“Edimin ifasına fesat Karıştırma” suçu.
“Edimin ifasına fesat karıştırma
MADDE 236-(1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması halinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:
a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.
b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi.
c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.
d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.
e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.”
13.05.2014 tarihinde meydana gelen iş cinayeti nedeniyle ocaklarının tamamı kapatılan, temlik tarihi itibariyle de tahakkuk etmiş bir alacağı olmayan, işlettiği ve olayın gerçekleştiği madenlerde esaslı eksiklikler olduğu bizzat TKİ tarafından tesbit edilen (olayın gerçekleştiği madende bugün itibariyle dahi üretimin yapılmadığı) bir şirketin temlik onayı istemine, aksi yetkisi bulunduğu halde onay veren TKİ yetkilileri TCK’nun 236. Maddesindeki suçu işlemişlerdir. Temliknameye onay veren sorumlular, yalnızca onay işlemiyle değil, temliknamenin tesisinden sonra, bu firmayla danışıklı olarak sözü edilen belgeyi sıra cetvelinde ilk sıralara yerleştirerek, şirketin edimlerini yerine getirdiği yönünde bir hukuki sonuç yaratmışlardır.
Tahakkuk etmiş alacağı bulunmayan ve ne zaman faaliyete geçeceği de belli olmayan bir şirketin temlik talebini kabul etmek, sonrasında da düzenlene temliği sıra cetvelinin ilk sıralarına yerleştirmek, şirketin tüm edimlerini ve aradaki hukuki ilişkinin tüm gereklerini yerine getirmiş gibi bir hukuki sonuç doğurmuş, böylece kurum kendi yetkilileri tarafından açıkça zarara uğratılmıştır. Hali hazırda, edimini yerine getirmemesine karşın, tesis ettiği temliik belgesi sıra cetvelinin üst sıralarına konularak edimlerinin tümünü getirmiş gibi hukuki muamele gören şirket, gördüğü bu hukuki muamele ile işçi ailelerinin alacaklarını da öteleme olanağını elde etmiştir. TKİ yetkilileri, temliğe onay ve temliği sıra cetvelinin üst sıralarına yerleştirme işlemleriyle TCK’nun 236/b,c,e maddesini ihlal etmişlerdir.
d-“Zimmet” Suçu
“Zimmet
TCK-247-(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.”
Yukarıda da sunulduğu gibi, Sayıştay raporunun 148. Sayfasında, iş cinayeti nedeniyle TKİ personeli hakkında açılabilecek davalarda savunmaların yapılabilmesi amacıyla özel bir avukatlık bürosu ile “150.000,00 TL+KDV+stopaj” bedeliyle anlaşma yapıldığı, ayrıca Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/81 E. Sayılı dosyası kapsamında yargılanan TKİ-ELİ müessesesinde görevli 8 personelin savunulması için de yine özel bir avukatlık bürosuna 41.300,00 TL vekalet ücreti ödendiği belirtilmektedir.
Ceza yargılamasının ana ilkelerinden birisi “suçların kişiselliği” ilkesidir. Bir suçla ilişkilenen tüm kişiler,suçla ilişkilenen fiilleri nedeniyle yargı mercileri önüne çıkarılırlar.Resmi görevli sıfatı taşıyan kişiler de, şahsen yetkilerinin gerektirdiği görev ve sorumlulukları yerine getirip getirmedikleri gözönünde bulundurularak yargı mercilerinin önüne çıkarılabilirler. Ceza yargılaması anlamında, bu kişilerin, fiilleriyle işledikleri suçların, içinde bulundukları veya idare ettikleri kurumun tüzel kişiliğini bağlayan ve suçlayan bir yanı bulunmamaktadır. Öyle olduğu için, örneğin, suç işleyen bir hakimin avukatlık giderlerini Adalet Bakanlığı karşılamamaktadır. Yine örneğin, suç işleyen bir baro başkanın avukatlık giderlerini de baro tüzel kişiliğinin karşılaması düşünülemez.
Yukarıda belirtilen ve TKİ personelinin, Soma faciası nedeniyle karşılaşacağı/karşılaştığı avukatlık giderlerinin kurum bütçesinden karşılanması, “zimmet” suçunu oluşturmaktadır. Çünkü;
-Avukatlık ücretleri ödemelerini yapanlar, kendilerinin veya başkaca personelin kişisel olarak karşılamaları gereken bu giderleri kuruma yüklemişler ve ödetmişlerdir.
-Ödemeler her ne kadar avukatlık bürolarına yapılmışsa da, bu,esasen ödenen paraları kendi zimmetlerine geçirdikleri anlamındadır.Zira ödeme yükümlülüğü kuruma değil, kişilere aittir. Kaldı ki, yasa hükmü, zimmetin kendisinin veya başkasının yararına yapılması ile ilgili bir ayırım gözetmemektedir.
-Yapılan tüm avukatlık ödemeleri, zimmet suçunu oluşturmaktadırlar. Avukatlık ödemeleri, sanıkların görevleri nedeniyle koruma ve gözetleme yükümlülüğündeki paranın, kendisinin (veya başkalarının) zimmetine geçirilmesi anlamındadır.
-Ödenen 41.300,00 TL’lik avukatlık ödemesiyle halen süren ceza davasında sanık olarak yargılanan 8 personel “savunulurken”, 150.000,00 TL’lik avukatlık ücretinin hiçbir karşılığı dahi bulunmamaktadır. Zira, yargılanan 8 personelin dışında, yargılanan veya savunma yapan başkaca herhangi bir TKİ personeli (örneğin genel müdür, yönetim kurulu üyeleri vs) yoktur. İlgili bakanlığın “soruşturma izni vermemesi” nedeniyle haklarında hiçbir soruşturma ve yargılama işlemi yapılamayan bu zevatın kendileri için ancak kurum parasıyla ödedikleri avukatlık ücretleri, kelimenin gerçek anlamıyla “karşılıksız”dır.
Yukarıda sunulan, Soma faciası sonrasında gelişen ve Sayıştay raporu ile belirlenen usulsüzlüklerin bir bütün olarak değerlendirilerek, sanıkların, işledikleri suçlarla ilgili cezalandırılmalarını, filleriyle ilgili başkaca suçların da saptanması halinde bu suçlarla ilgili de haklarında kamu davası açılmasını talep ediyoruz. Şu noktayı da özellikle belirtmek isteriz: Türkiye’nin bu en büyük iş cinayeti sonrasında, olaydan sorumlu şirket ve TKİ yöneticilerinin, olayın sosyal-toplumsal sonuçlarını karşılama ve giderme çabası yerine, kendi karlarını, kişisel, kurumsal ve parasal çıkarlarını öne almaları, bunu da ölen işçilerin ailelerinin haklarını öteleyerek ve engelleyerek gerçekleştirmeleri, insanlık ve hukuk açısından utanç vericidir. Bu utanç verici çizginin adalet merciileri tarafından en güçlü biçimde mahkum edilmesi, ülkemizde hukuki, insani ve vicdani bir çizginin oluşturulması açısından kaçınılmaz bir gerekliliktir.
SONUÇ VE İSTEM :Sunulan nedenlerle ve resen saptanacak diğer nedenlerle; sanıklar hakkında ayrı ayrı gerekli soruşturmanın yapılarak haklarında yukarıda yazılı suçlardan dolayı TCK hükümlerine göre kamu davası açılmasını vekil olarak saygılarımla talep ederiz. 23.03.2016
Milletvekili Şikayetçi Vekilleri
Tur YILDIZ BİÇER Av. Sercan ARAN - Av.Seçil EGE DEĞERLİ - Av.Denizer ŞANLI
Ekler :
1- Onanmış vekaletname ve yetki belgesi örnekleri
2-Mahkemelerin tesis ettikleri ihtiyati tedbir kararının uygulanma süreçleri ile ilgili belgeler.
3-İlgili ticari sicili gazetesi örnekleri
4-Sayıştay Raporu
Dostları ilə paylaş: |