Hazirlayan talip orhan hasan polatkan ortaokulu



Yüklə 445 b.
tarix12.08.2018
ölçüsü445 b.
#69786





Dinimizin 3 temel bölümü vardır:

  • Dinimizin 3 temel bölümü vardır:

  • İman

  • İbadet

  • Ahlak

  • Bu üç kavram bir zincirin halkaları gibidir, birbirini destekler. İman, ibadet etmeyi, ibadet etmekte, güzel ahlaklı olmayı gerektirir.

  • Kur’ an – ı Kerimde “ Sizin Allah katında en değerliniz takva bakımından en üstün olanınızdır.”(Hucurat/13) buyrulmuştur. Takva sahibi kimse günahlardan ve haramlardan uzak duran ve ahlakı güzel olan kimsedir.



Peygamber efendimiz (s.a.v)’de bu konuda: ” Sizin en hayırlınız ahlak bakımından en üstün olanınızdır.” buyurmuştur.

  • Peygamber efendimiz (s.a.v)’de bu konuda: ” Sizin en hayırlınız ahlak bakımından en üstün olanınızdır.” buyurmuştur.

  • İslam dini insanları güzel davranışlara yönlendirmek için ödül ve ceza prensibini uygular. Güzel davranışları sevapla ödüllendirir. Sevabı çok olanlara da cenneti vaat eder. Kötü davranışların günahla cezalandırır. Günahı çok olanlara da cehennemle korkutur. “ “Teşvik ile caydırma”



Askerin birisi koşarak gelir. Selam verir ve “ savaşı kaybettik komutanım” der. Komutan “Niçin evladım?” diye sorar. Asker “ bunun 39 tane sebebi var komutanım” der. Komutan “sayar mısın evladım” der. Asker “Mermimiz tükendi komutanım” der. Komutanda “ mesele anlaşıldı. Diğerlerini saymaya gerek yok” der.

  • Askerin birisi koşarak gelir. Selam verir ve “ savaşı kaybettik komutanım” der. Komutan “Niçin evladım?” diye sorar. Asker “ bunun 39 tane sebebi var komutanım” der. Komutan “sayar mısın evladım” der. Asker “Mermimiz tükendi komutanım” der. Komutanda “ mesele anlaşıldı. Diğerlerini saymaya gerek yok” der.









Allah rızası için ihtiyaç sahibi birisine maddi olarak yardım etmeye, harcamada bulunmaya infak denir. Çevremize baktığımız zaman insanların kimi zengin kimi fakirdir. Zengin olanlar mallarını ve paraları paylaşarak fakirlerin ihtiyaçlarını gidermelidir bu bir insanlık görevidir çünkü rızkı bize veren Allah’tır.

  • Allah rızası için ihtiyaç sahibi birisine maddi olarak yardım etmeye, harcamada bulunmaya infak denir. Çevremize baktığımız zaman insanların kimi zengin kimi fakirdir. Zengin olanlar mallarını ve paraları paylaşarak fakirlerin ihtiyaçlarını gidermelidir bu bir insanlık görevidir çünkü rızkı bize veren Allah’tır.



Allah da bizden mallarımızın fazlasını ihtiyaç sahiplerine vermemizi istemektedir. Bu gün yeryüzünde bir milyardan fazla aç insan vardır. Bunun sebebi Allah’ın o insanların rızkını yaratmamasından değildir. Paylaşım adaletsizliğindendir. Zengin ülkeler fazla yemekten hastalanırken yoksul ülkelerde yaşayanlar açlıktan hastalanıyorlar. Zengin ülkelerde yaşayanları yiyeceklerini fakirlerle paylaşsalar kendileri daha sağlıklı olacaklar yoksul ülke vatandaşları da açlık sıkıntısı çekmeyecektir.

  • Allah da bizden mallarımızın fazlasını ihtiyaç sahiplerine vermemizi istemektedir. Bu gün yeryüzünde bir milyardan fazla aç insan vardır. Bunun sebebi Allah’ın o insanların rızkını yaratmamasından değildir. Paylaşım adaletsizliğindendir. Zengin ülkeler fazla yemekten hastalanırken yoksul ülkelerde yaşayanlar açlıktan hastalanıyorlar. Zengin ülkelerde yaşayanları yiyeceklerini fakirlerle paylaşsalar kendileri daha sağlıklı olacaklar yoksul ülke vatandaşları da açlık sıkıntısı çekmeyecektir.







Bir gün, Peygamber Efendimiz kendisine gömlek satın almak için çarşıya çıktı. Yanında on dirhemi vardır. Bir satıcıdan dört dirheme bir gömlek aldı. Eve dönerken Medinelilerden bir kişi yanına gelerek:

  • Bir gün, Peygamber Efendimiz kendisine gömlek satın almak için çarşıya çıktı. Yanında on dirhemi vardır. Bir satıcıdan dört dirheme bir gömlek aldı. Eve dönerken Medinelilerden bir kişi yanına gelerek:

  • "-Y â Rasülallah! Bana bir gömlek giydirin de Allah da size cennet elbiselerinden bir elbise giydirsin!" diye duâ etti.

  • Peygamberimiz (SAV) hemen üzerindeki gömleği çıkarttı ve adama verdi. Sonra geri dönerek yine dört dirheme yeni bir gömlek satın aldı. Cebinde iki dirhemi kalmıştı. Medine sokaklarında yürürken bir kız çocuğunun ağladığını gördü. Hemen yanına gitti ve:

  • "-Niçin ağlıyorsun? “diye sordu.









Emanet: korumak amacıyla birisine verilen veya bir yere bırakılan her türlü mal veya eşyadır. Dürüst ve güvenilir insan olmanın göstergelerinden biriside kişinin kendisine bırakılan emaneti koruması ve sahibine sapa sağlam teslim etmesidir. Kur’an’ı kerimde bu konuda…“…Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin….» (BAKARA 283) buyrulmuştur.

  • Emanet: korumak amacıyla birisine verilen veya bir yere bırakılan her türlü mal veya eşyadır. Dürüst ve güvenilir insan olmanın göstergelerinden biriside kişinin kendisine bırakılan emaneti koruması ve sahibine sapa sağlam teslim etmesidir. Kur’an’ı kerimde bu konuda…“…Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin….» (BAKARA 283) buyrulmuştur.



Başka bir ayette “ALLAH size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adalet ile hükmetmenizi emreder” (NİSA 58)

  • Başka bir ayette “ALLAH size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adalet ile hükmetmenizi emreder” (NİSA 58)

  • buyrulmuştur.

  • Peygamber efendimiz bu konuda en güzel örnektir. daha gençlik yıllarında ona «el-Emin» yani güvenilir unvanı verilmiştir. Peygamberlik döneminden kendisine inanmayan insanlar bile emanetlerini getirip ona bırakıyorlarmış.







Adalet: Olması gerekeni olması gereken yere koymak herkese hakkettiğini vermektir. Adaletin zıttı zulümdür.

  • Adalet: Olması gerekeni olması gereken yere koymak herkese hakkettiğini vermektir. Adaletin zıttı zulümdür.

  • İslam dini adalete çok büyük önem vermiştir. Eşitlikten daha çok adalet prensibini ilke edinir. Çünkü her eşitlik adaleti sağlamayabilir. Bugün her alışveriş yapandan aynı oranda KDV kesilmektedir, bu adil bir vergilendirme değildir. Çünkü kazancı az olanda çok olanda aynı vergiyi ödemektedir oysaki kazancı çok olandan çok, az olandan az vergi almak adalete daha uygundur



Bir toplumdaki insanlar birbirlerine adaletli davrandığı sürece o toplum huzurlu ve mutlu olur. Adalet sadece mahkemelerden beklenmemelidir anne baba çocuklarına, öğretmenler öğrencilerine, abiler ablalar kardeşlerine İşverenler, çalışanlarına adaletli davranmalıdır.

  • Bir toplumdaki insanlar birbirlerine adaletli davrandığı sürece o toplum huzurlu ve mutlu olur. Adalet sadece mahkemelerden beklenmemelidir anne baba çocuklarına, öğretmenler öğrencilerine, abiler ablalar kardeşlerine İşverenler, çalışanlarına adaletli davranmalıdır.







İnsanlar her zaman hata yapabilir, birbirini incitebilir, birbirine zarar verebilir. Bu durumda karşısındakine düşen biraz daha anlayışlı olmak ve hoşgörülü davranmaktır. Çünkü dostluklar ve arkadaşlıklar ancak böyle korunabilir. Kuran-ı Kerim’de bu konuda ‘’O takva sahipleri ki bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışlarda bulunanları sever. (Al-i İmran suresi, 134. ayet) buyrulmuştur.’’

  • İnsanlar her zaman hata yapabilir, birbirini incitebilir, birbirine zarar verebilir. Bu durumda karşısındakine düşen biraz daha anlayışlı olmak ve hoşgörülü davranmaktır. Çünkü dostluklar ve arkadaşlıklar ancak böyle korunabilir. Kuran-ı Kerim’de bu konuda ‘’O takva sahipleri ki bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışlarda bulunanları sever. (Al-i İmran suresi, 134. ayet) buyrulmuştur.’’

  • Bazı insanlar kendisinden daha üst seviyede bulunanlara son derece hoşgörülü davranırken, altında bulunan insanları ezmekte hiçbir tolerans göstermemektedir. Bir ev sahibi bardak kırdığı zaman bunda bir hayır var denir. Hizmetçi kırdığı zaman ise’’ Ne sakar şeysin!’’ diye azarlanır. Halbuki hoşgörüye ve affetmeye daha çok ihtiyacı olanlar güçsüz kimselerdir.

  •  







  • Alçak gönüllülük(tevazu)kendini başkalarından üstün görmemek kibirli olmama duygusudur. Yüce Allah gurur ve kibirden kaçınma konusunda bizleri açıkça uyarmıştır. “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme, zira Allah kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez” buyrulmuştur.(Lokman /18)

  •  



Kibir duygusu çok çirkin bir hastalıktır. Şeytan bu duygu sebebiyle Allah’ın huzurundan kovulmuştur. Hiçbir insanın insan olmak bakımından başkalarına karşı herhangi bir üstünlüğü yoktur. Makam, mevki, mal ve mülk bir insanı diğerinden üstün yapmaz. Kur-an’ı Kerim’de “Sizin Allah katında en değerliniz en fazla takva sahibi olanınızdır” buyrulmaktadır.

  • Kibir duygusu çok çirkin bir hastalıktır. Şeytan bu duygu sebebiyle Allah’ın huzurundan kovulmuştur. Hiçbir insanın insan olmak bakımından başkalarına karşı herhangi bir üstünlüğü yoktur. Makam, mevki, mal ve mülk bir insanı diğerinden üstün yapmaz. Kur-an’ı Kerim’de “Sizin Allah katında en değerliniz en fazla takva sahibi olanınızdır” buyrulmaktadır.

  •  







Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetmeden önce acaba benim ilim adamlarımın durumu nedir? Ben bunlarla İstanbul’u fethedebilir miyim diyerek ülkenin önde gelen ilim adamlarını sarayında toplatır. Arka arkaya dizilen ilim adamlarına en bilgiliniz hanginiz diye sorar. Hepsi bir arkadakini gösterir. En arkadakine gelince buradakilerin en bilini herhalde sensin diye sorar. O da olur mu efendim benim önümdekilerin hepsi en bilgindir. Fatih Sultan Mehmet ellerini açarak “Yarabbi sana şükürler olsun ben böyle tevazu sahibi ilim adamlarıyla değil İstanbul’u bütün dünyayı fethederim” demiştir.

  • Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetmeden önce acaba benim ilim adamlarımın durumu nedir? Ben bunlarla İstanbul’u fethedebilir miyim diyerek ülkenin önde gelen ilim adamlarını sarayında toplatır. Arka arkaya dizilen ilim adamlarına en bilgiliniz hanginiz diye sorar. Hepsi bir arkadakini gösterir. En arkadakine gelince buradakilerin en bilini herhalde sensin diye sorar. O da olur mu efendim benim önümdekilerin hepsi en bilgindir. Fatih Sultan Mehmet ellerini açarak “Yarabbi sana şükürler olsun ben böyle tevazu sahibi ilim adamlarıyla değil İstanbul’u bütün dünyayı fethederim” demiştir.



“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor. Eğer evde kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, ‘Geri dönün.’ denirse hemen dönün. Çünkü bu sizin için daha nezih bir davranıştır…” (Nur/27-28)

  • “Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor. Eğer evde kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, ‘Geri dönün.’ denirse hemen dönün. Çünkü bu sizin için daha nezih bir davranıştır…” (Nur/27-28)













Savurganlık: Maddi veya manevi bir değeri gereğinden fazla harcamaktır. Bunun zıttı tutumluluktur.

  • Savurganlık: Maddi veya manevi bir değeri gereğinden fazla harcamaktır. Bunun zıttı tutumluluktur.

  • Cenabı ALLAH yeryüzünde bütün canlılara yetecek kadar rızık yaratmıştır. Bazı bölgeler ALLAH’IN verdiği nimetler açısından biraz daha şanslı iken, bazı bölgelerin imkânları kısıtlıdır. Bundan dolayı bir milyardan fazla insan aç ve susuzluk çekmektedir. Suyun ve gıdaların çok olduğu bölgelerde ise insanlar yediklerine içtiklerine dikkat etmemekte ve savurganlık yapmaktadırlar. Bu ülkedeki insanların yaptığı israfla aç olan bir milyardan fazla insan rahatlıkla karnını doyurabilir.















Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin