İlkokul çocuğu 1 yaşına gelene kadar yılda 5 cm arası uzamakta ve 2-3 kg almaktadır. Kilodaki artış iskelet sistemi, kas sistemi ve organ gelişimi açısından gereklidir. Okul öncesi dönemdeki egzersiz kas tonunda ilerlemeye yol açar
İlkokul çocuğu 11 yaşına gelene kadar yılda 5-7.5 cm. arası uzamakta ve 2-3 kg almaktadır. Kilodaki artış iskelet sistemi, kas sistemi ve organ gelişimi açısından gereklidir. Okul öncesi dönemdeki egzersiz kas tonunda ilerlemeye yol açar. Kas gücündeki ilerleme hem genetik faktörlere bağlıdır hem de egzersiz yapmaya bağlı olarak şekillenir
İlkokul çocuğu 11 yaşına gelene kadar yılda 5-7.5 cm. arası uzamakta ve 2-3 kg almaktadır. Kilodaki artış iskelet sistemi, kas sistemi ve organ gelişimi açısından gereklidir. Okul öncesi dönemdeki egzersiz kas tonunda ilerlemeye yol açar. Kas gücündeki ilerleme hem genetik faktörlere bağlıdır hem de egzersiz yapmaya bağlı olarak şekillenir
İlkokul yıllarında çocuk kas gücü açısından okul öncesi döneme göre 2 kat daha güçlüdür. Kas hücrelerindeki fazlalık nedeniyle erkekler kızlara göre daha güçlüdür
Motor gelişim açısından da okul öncesi dönemden kıyaslanamaz derecede gelişkindirler
Daha güçlü, hızlı ve çeviktirler
Örn: okul öncesi dönemde 1000 çocuktan sadece 1’i tenis raketiyle vurduğu topu filenin öbür tarafına geçirebilirken 10-11 yaş çocuğu bu tarz sporları rahatlıkla yapabilecek güçte ve çevikliktedir
Okul dönemi çocuğu için oturmak zorunda olmak koşmak, zıplamak ve bisiklete binmekten çok daha yorucudur
Okul dönemi çocuğu için oturmak zorunda olmak koşmak, zıplamak ve bisiklete binmekten çok daha yorucudur
Bu dönemde kendi yeteneklerini ve fiziksel gelişimlerini olumlu yönde etkileyecek, onları aktif kılan faaliyetler yapmaları gereklidir
Nöronlardaki artan miyelinizasyon sayesinde ince motor hareketlerde artan bir beceri yükselişi mevcuttur. Bu dönemde çocuklar ellerini daha ustaca kullanabilirler
8-10 yaş arası çocuklar ellerini büyük bir çeviklik ve rahatlıkla kullanmakta, yazılar yazmakta, çizim ve boyamalar yapmaktadırlar
10-12 yaş arası ise bir yetişkin kadar becerikli bir şekilde yaratıcı ürünler ortaya koyar ve enstrümanlar çalabilir
Aşısı TV izlemek ise çocuğu pasifleştiriyor ve egzersiz yapmasını engelliyor
Terim olarak kökenini fizik
Terim olarak kökenini fizik
biliminden alıyor. Metal gibi fiziksel
objelerin kendisine uygulanan
dışsal güç nedeniyle var olan
direncini yitirmesi demek
Çocuklar da çok sayıda sosyal
faktörden etkilenen varlıklar
Dolayısıyla psikolojideki stresi
açıklamak fizikteki stresi açıklamak-
tan çok daha zordur
Stres araştırmacısı Lazarus’a göre çocuk başından geçen stres verici yaşantıları 2 aşamalı olarak değerlendirmektedir:
Stres araştırmacısı Lazarus’a göre çocuk başından geçen stres verici yaşantıları 2 aşamalı olarak değerlendirmektedir:
BİRİNCİL DEĞERLENDİRME: zarar verici ve kayba uğratan durum yeni oluşmuştur ve 2 şekilde değerlendirilebilir:
1. gelecek için tehlikeli bulma, 2. sorunun üstesinden
endişe gelmek için meydan
okuma
Örn: kötü geçmiş bir sınav sonrası ile ilgili düşünceler
İKİNCİL DEĞERLENDİRME: Çocuk var olan kaynakları hakkında değerlendirme yapar. Bu durumla en etkin nasıl başa çıkabileceğine karar verir
Örn: sınav sonucunu aileme söyleyerek destek almalıyım/ söylememeliyim ben bu işi yapabilecek kapasitede değilim zaten
Kronik hastalıklar, tehlikeli bir mahalle ortamı, ekonomik belirsizlikler, annenin depresyonu, çocuğun cezalandırıcı bir ortamda büyütülmesi gibi ihtimaller arttıkça stres de artıyor
Kronik hastalıklar, tehlikeli bir mahalle ortamı, ekonomik belirsizlikler, annenin depresyonu, çocuğun cezalandırıcı bir ortamda büyütülmesi gibi ihtimaller arttıkça stres de artıyor
Dayanıklılık (Resilience): Zorlayıcı yaşam koşulları (fakirlik gibi) ile karşılaşan çocuklar daha dayanıklı olup bu olumsuz koşullara karşı kendini daha rahat koruyabilir mi?
Araştırmacılara göre (Garmezy, 1993) çocuğun stres verici yaşam olaylarına karşı daha dayanıklı olmasını belirleyen 3 temel faktör vardır:
1. bilişsel beceriler (dikkat vb) ve diğer insanlara olan pozitif tepkisellik
2. sıcak, birbirine bağlı, çocukla ilgilenen en az 1-2 yetişkinin bulunduğu aile ortamları
3. dışsal destek (örn: büyükanne-baba, komşu, aile dostları, kurumsal destek)
Bedensel ve zihinsel engeli olan birçok çocuk var ve bu kişiler toplumun %10-15’ini oluşturuyor. Bu çocuklar özellikle ilkokula geldiklerinde bu engellerine karşı daha hassas oluyorlar
Bedensel ve zihinsel engeli olan birçok çocuk var ve bu kişiler toplumun %10-15’ini oluşturuyor. Bu çocuklar özellikle ilkokula geldiklerinde bu engellerine karşı daha hassas oluyorlar
Öğrenme Bozuklukları: Normalin biraz daha altında bir zeka seviyesine sahipler. Birçok akademik alanda güçlükler ve başarısızlıklar yaşarlar. Bu problemin kaynağını açıklayacak başka fiziksel ve sosyal koşul da yoktur
Dinleme, düşünme, bellekte tutma, okuma-yazma, telaffuz etme ve matematikte problemleri var
Dikkat bozukluklarında ise daha çok yerinde oturamama, bir şeye dikkatini toplayamama ve konsantre olamama söz konusudur
A. B. D. de 3-21 yaş arası öğrenme güçlüğüne sahip 2 milyon insanın olduğu düşünülmektedir
Özel eğitim alması gereken bu çocukların mümkün olduğunca erken (bebeklik ve sonrasında) bu eğitimi almaya başlamaları çok önemlidir. Ne kadar erken başlanırsa o kadar fazla ilerleme kaydedilebilir
Yuvarlak geniş bir yüz yapısı, çekik gözler
Yuvarlak geniş bir yüz yapısı, çekik gözler
Kas gücü gevşekliği, kalp kusurları, hormon bezi kusurları
Zihinsel gerilik
Bodur parmaklı eller, alışılmışın dışında avuç içi çizgileri
gibi yaklaşık 60 değişik semptomun bazı bileşenlerini gösterir
Okul dönemi çocuklarına eleştirisel düşünme nasıl öğretilebilir?
Okul dönemi çocuklarına eleştirisel düşünme nasıl öğretilebilir?
Dikkatli dinleme
Benzerlik ve farklılıkları not etme
Kendi düşüncelerini organize etme
Sorular oluşturma
Genelden özele nedensellik değerlendirmeleri yapma
Mantıksal olarak uygun olan ve olmayanları ayırt etme. Sonuçlar çıkarma
Çocuk aynı zamanda olaya açıklık getirecek soruları sormayı da öğrenmelidir
Örn: bunun önemli noktası nedir? Bu söylediğinle ne demek istedin? Neden? gibi soruları, doğru düşünme stratejilerini, problem çözümüne yönelik işlerliği olan stratejileri geliştirme
Düşünme sistemini ortaya yeni bir ürün kuracak şekilde yapılandırma
Farklı görüşleri de anlama ve değerlendirme
Bilgi temelinde konuşma
Çocuklar eleştirisel düşünmeyi destekleyen bir biçimde eğitilmeli
Zeka çok yönlü ve açıklaması oldukça güç soyut bir kavramdır. Ancak, Stanford-Binet’nin zeka ölçümündeki tanımı:
Zeka çok yönlü ve açıklaması oldukça güç soyut bir kavramdır. Ancak, Stanford-Binet’nin zeka ölçümündeki tanımı:
Günlük yaşam olaylarına uyumu sağlayıcı sözel beceriler, problem çözme becerisi ve öğrenme yeteneğidir.
IQ = MA x 100 MA: zeka yaşı puanı
CA CA: kronolojik yaş puanı
Wechsler’in zeka testi ve WISC-R önemli ve sık kullanılan zeka testleri
Zeka testleri Kültürel Yanlılıklara Sahip mi?
İlk oluşturulan zeka testlerinin önemli bir kısmı kültürel yanlılıklar içermekteydi
Orta SED, şehirli ve beyaz insanlara yönelik olarak geliştirilmişti, onların daha kolaylıkla yanıtlayabileceği soruları içeriyordu
Orta SED, şehirli ve beyaz insanlara yönelik olarak geliştirilmişti, onların daha kolaylıkla yanıtlayabileceği soruları içeriyordu
Örn: Sokakta 3 yaşında bir çocuk bulduğunda ne yaparsın?
Yanıt: polisi ararım. (Birçok şehirli çocuk bu seçeneği seçebilir. Ancak şehrin varoşlarında yaşayan bir çocuk polisle ilgili olumsuz geçmiş yaşantılara sahip olduğu için ya da polisle pek karşılaşamadığından bu seçeneği seçmemiş olabilir)
Zekaya yönelik değerlendirmeler de farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıyabilmektedir
Örn:
Papua New Guine’de zeka, sayısı 10000-20000 arasında olan klanların adlarını hatırlayabilme becerisi iken Filipinlerin doğusundaki Carolina adalarında yıldızlar aracılığıyla yön tespiti yapabilmek
Genelikle 70’in altında zeka puanına sahip olan ve günlük yaşam olaylarına uyumları güç olan kişiler zihinsel geriliğe ya da bozukluğa sahip kişiler olarak adlandırılır
Genelikle 70’in altında zeka puanına sahip olan ve günlük yaşam olaylarına uyumları güç olan kişiler zihinsel geriliğe ya da bozukluğa sahip kişiler olarak adlandırılır
Zeka geriliğinin %89’u genelikle 55-70 IQ ranjında yer alır (hafif düzey)
%6’sı 40-54 IQ (yetişkinin yardımına ihtiyaç duyar)
%3.5’i 25-39 IQ (konuşmayı biraz öğrenebilir, basit görevleri yapar, ciddi bir yetişkin yardımı gerektirir)
%1’i 25 ve altı IQ (ileri seviyede zeka geriliği, sürekli bakım ve ilgi gerektirir)
Zeka geriliklerinin kaynakları:
1. organik kökenli (kromozom bozukluğu, beyin hasarı, fiziksel hasarlar)
2. sosyal-kültürel kökenli (aile bireylerinde zihinsel gerilik olması, uygun sosyal-fiziksel koşullarda yetişmeme)
120’nin üzeri zeka puanına sahip olma ve/veya bir alanda diğer insanlardan sıyrılan bir yeteneği bulunma
120’nin üzeri zeka puanına sahip olma ve/veya bir alanda diğer insanlardan sıyrılan bir yeteneği bulunma
Lewis Terman (1925) Standford-Binet zeka testinde IQ’su ortalama 150 olan kişileri boylamsal olarak incelemiştir (2010 yılına kadar sürmesi planlanmış bir çalışma)
(n = 1500)
800 erkekten 78’i doktoralarını tamamladı (aralarında Amerikan Psikologlar Birliğinin başkanlığını yapmış 2 kişi de var)
48 masterlı
85’i hukuk fakültesini bitirmiş (normal bir grupta bulunandan 10-30 kat daha fazla)
700 kadından 2/3’ü üniversiteyi bitirmiş 1930’lu yıllarda ve ¼’ ü lisansüstü eğitim aldı
eğitim alanındaki bu başarılarına rağmen bu kadınlar 1. sıraya aile, 2. sıraya arkadaşlar ve sonuncuya da kariyeri koymuşlar
Ayrıca en çalışkan 30 kadından 25’inin hiç çocuğu olmadı
Okul döneminde aile çocuğa okul öncesi dönemde olduğunun yaklaşık yarısı ya da daha azı süre harcamaktadır
Okul döneminde aile çocuğa okul öncesi dönemde olduğunun yaklaşık yarısı ya da daha azı süre harcamaktadır
Birlikte geçirilen süre daha azalmış olsa da aile çocuk için önemli bir sosyalizasyon kaynağı olma özelliğini sürdürmektedir
Alçakgönüllülük, yatış-kalkış düzeni, huy kontrolü, kardeşler ve akranlarla olan didişmeler, yeme davranışı, giyin kuşamda özerklik, dikkatini toplayabilme gibi konular daha çok okul öncesi dönemde ebeveyn-çocuk etkileşiminin temel noktalarıdır
Bunlardan bazıları (akranla didişme ve disiplin gibi) okul yıllarında da önemini korur. Genellikle 7 yaştan itibaren okulla ilgili konular ve çocuğun başarısı temel meseleler haline geliyor.
Disiplin bu dönemde okul öncesi döneme göre biraz daha kolaylaşıyor. Çocuk bu dönemde bilişsel anlamda daha olgun ve davranış kontrolü daha fazla
Ergenlikte ise aile disiplinini kabul etmeme biraz daha artıyor, bağımsızlık çabaları fazla
Ergenlikte ise aile disiplinini kabul etmeme biraz daha artıyor, bağımsızlık çabaları fazla
Okul döneminde ebeveynlerin yapması gerekenler:
İzleme (monitoring), rehberlik ve destek
Birlikte geçirilen zamanları işlevsel/etkin olarak değerlendirmek
Çocuğu kendi davranışlarını izlemesi konusunda güçlendirmek, uygun/riskli olmayan davranışlara yönlendirmek ve desteklendiğini hissettirmek önemli
Bu dönemde hem çocuk hem de ebeveynler birbirleri hakkında etiketlemeler yapıyorlar (soğuk ebeveyn, anlayışlı ebeveyn, çalışkan çocuk, tembel çocuk gibi)
Yıllar içinde anne-babalar ebeveynlik konusunda daha deneyim sahibi oluyorlar. Çocuktan beklentiler biraz daha azalıyor ve anneler kariyerlerine daha ağırlık verebiliyorlar
Bu çocuklar birçok probleme açıklar, aile izlemesi, otoritesi ve ilgisinden yoksun kalıyorlar genellikle
Bu çocuklar birçok probleme açıklar, aile izlemesi, otoritesi ve ilgisinden yoksun kalıyorlar genellikle
Erkek çocuklar bu zamanın %45’ini, kızlarsa %26’sını takım sporları yaparak geçiriyor
Genel oyun, bir yerlere gitme, sosyalizasyon ortak faaliyetler arasında
Bu faaliyetler genellikle ev dışında ya da eve yakın ortamlarda gerçekleşiyor. Genellikle bu dönemde aynı cinsiyetten olan kişilerle görüşme var
Çocuklar arasındaki popülariteyi sağlayan nedir?
Çocuklar arasındaki popülariteyi sağlayan nedir?
Popüler çocuklar çoğu çocuk tarafından sevilen ve yakın arkadaş olarak görülen çocuklardır. Diğerleri:
1. İhmal edilen çocuklar (neglected children): En iyi arkadaş olarak değerlendirilmiyorlar ama sevilmeyen grubunda da değiller
2. Reddedilen çocuklar (rejected children): Sevilmeyen, istenmeyen çocuklar
3. İhtilaflı çocuklar (controversial children): kimilerince iyi, kimilerince de kötü arkadaş olarak tanımlanan çocuklar
Reddedilen çocuklarda ihmal edilenlere göre daha fazla uyum problemleri oluyor. Okula gelmeme, saldırganlık vb.
Reddedilen çocukların %10-20’si ise çekingen çocuk
Onlara arkadaşlarına ilgi duyma, onlarla ilgili sorular sorma, sıcak ve arkadaşça davranma konusunda eğitim veriliyor
Onlara arkadaşlarına ilgi duyma, onlarla ilgili sorular sorma, sıcak ve arkadaşça davranma konusunda eğitim veriliyor
En önemlisi de özellikle reddedilen çocuklara “arkadaşlarını dikkatle dinleme” eğitimi veriliyor
Videolar izletilerek uygun arkadaş ilişkilerinin ne olduğu gösteriliyor
Aynı zamanda popüler olan çocuklara da reddedilen ve itilaflı çocukları daha fazla kabul etmeleri yönünde eğitim veriliyor
Okul Hayatı ve Okula Uyum
Liseden mezun olan bir çocuk eğitim hayatı boyunca 10000 saat ders yapmış durumdadır. Çocuklar yaşamlarının önemli bir kısmını okulda geçirirler. Bu yolla içinde yaşadıkları toplumun kurallarını, davranışlarını, duygularını ve başarılması gereken görevlerin ne olduğunu öğrenirler
Bazı çocuklarda okul fobisi gelişebiliyor (kronik tip/akut tip). Sabahları iştahsızlık, okula gitmeyi istememe, gece yatağını ıslatma gibi gerileme davranışları olabiliyor
Bazı çocuklarda okul fobisi gelişebiliyor (kronik tip/akut tip). Sabahları iştahsızlık, okula gitmeyi istememe, gece yatağını ıslatma gibi gerileme davranışları olabiliyor
Öğretmenlerin çocuğa olan yaklaşımları, çocuğu desteklemeleri, benlik saygısını ve akademik gelişimini güçlendirici şekilde davranmaları çok önemli
Benlik saygısının oluşumunda ve şekillenmesinde öğretmen ve akranlar büyük role sahip
Çalışkanlar/tembeller diye ayrımların yapılması ve çocuğun aşağılanması çocukta olumsuz bir benlik algısının gelişmesine neden olabiliyor
KOHLBERG ahlak gelişimini ahlaki nedensellik temelinde ele alarak dönemler halinde incelemiştir. Görüşme yöntemini kullanmış ve çocuk-gençlere ahlaki gelişimlerini incelemeye yönelik hipotetik hikayeler sunarak bunlara verdikleri yanıtlara bakmıştır
KOHLBERG ahlak gelişimini ahlaki nedensellik temelinde ele alarak dönemler halinde incelemiştir. Görüşme yöntemini kullanmış ve çocuk-gençlere ahlaki gelişimlerini incelemeye yönelik hipotetik hikayeler sunarak bunlara verdikleri yanıtlara bakmıştır
Örn: Heinz’ın eşi kanserdir ve hastalığına iyi gelen ilaç 2000$ dır (maliyeti ise 200$). Heinz bu ücretin yarısı olan 1000$’ı temin eder ama gerisini tamamlayamaz. Durumunu anlattığında eczacı “Hayır bu paraya veremem ilacı, bu ilacı ben keşfettim ve bu emeğin karşılığında da bu işten para kazanmak isterim” der. Akşam eczacı çıktığında dükkanından Heinz gelir ve dükkanın camını kırarak ilacı çalar.
Heinz ilacı çalmalı mıydı?
Çalmak doğru mu yoksa yanlış bir davranış mı? Neden?
Bir eşin vazifesi eşi ölmek üzereyken ona gereken ilacı çalmak mıdır?(bir başka çare olmadığı durumda)
Bir eczacı kendine bu konuda bir fiyat limiti konulmadıysa ilaca istediği fiyatı koymaya hakkı var mıdır? Varsa neden vardır? Yoksa neden yoktur?
1. Gelenek Öncesi Dönem (9 yaş ve öncesi): Ahlak gelişiminin en alt seviyesidir. Bu düzeydeki bir çocuk ahlaki değerleri henüz tam olarak içselleştirememiştir. Ahlaki nedenselliğin dışsal ödüllendirmeler ve cezalandırmalar temelinde işlediğini düşünür.
1. Gelenek Öncesi Dönem (9 yaş ve öncesi): Ahlak gelişiminin en alt seviyesidir. Bu düzeydeki bir çocuk ahlaki değerleri henüz tam olarak içselleştirememiştir. Ahlaki nedenselliğin dışsal ödüllendirmeler ve cezalandırmalar temelinde işlediğini düşünür.
Düzey 1: ceza ve itaat yönelimi:
Ahlaki düşünme ceza temellidir. Örn: çocuklar kurallara uymalıdır çünkü yetişkinler uymalarını söylemektedir
Düzey 2: bireysellik ve amaç: Ahlaki düşünme ödül ve kişisel ilgi odaklıdır
Örn: itaat etmek istediğim için ediyorum, doğru olan şeyin kişi için ödüllendirici ve kendini iyi hissettiren şey olduğuna inanma
Orta düzeyde bir içselleştirme mevcuttur. Toplumun ve ailenin değer yargıları ve bunlara uymak ön plandadır.
Düzey 3: kişilerarası normlar: Kişisel değer, güven, bakım, sadakat ahlaki kararların temelini oluşturur. Bu düzeyde çocuklar genelde ailelerinin ahlaki karar ve değerlendirmelerine uyarlar “iyi çocuk olmak” önemlidir.
Düzey 4: Sosyal sistem ahlaksallığı: Ahlaki kararlar sosyal düzen, hukuk, adalet ve görevler temelinde verilir
3. Gelenek Ötesi Dönem (13 yaş ve üstü)
3. Gelenek Ötesi Dönem (13 yaş ve üstü)
Kohlberg’in en üst düzey ahlaki gelişim evresidir. Ahlaki değerlendirmeler yapılırken bu ahlaki değerlerin içselleştirilmiş olması söz konusudur. Bu içselleştirilmiş değerler diğer insanların standartlarına göre oluşturulmaz. Evrensel etik değerler, fikirler, değerlendirmeler önemlidir
Düzey 5: Toplumsal doğrulara karşı bireysel doğrular: Bu düzeydeki kişi değerler ve kuralların bir insandan diğerine değişebildiğini görür. Kanunlar toplum düzeninin sağlanmasında önemlidir ancak değişebilirler de. Özgürlük gibi değerler bazen kanunlardan daha önemli olabilir
Düzey 6: evrensel etik prensipler: Bu düzeyde evrensel insani değerler ve haklar dikkate alınarak değerlendirmeler yapılır. Eğer insan yaşamı riskteyse bazı toplumsal ve hukuk normları ihlal edilebilir
GRUP ETKİNLİĞİ:
Sizce sağlıklı ve üst düzey bir ahlak gelişiminde neler etkilidir? Aileye, öğretmenlere ve toplumun kurumlarına ne gibi görevler düşmektedir? Tartışınız.