İNGİLİz câSÛsunun i’TİRÂflari



Yüklə 0,59 Mb.
səhifə1/11
tarix21.08.2018
ölçüsü0,59 Mb.
#73404
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Hakîkat Kitâbevi Yayınları No: 8

 

İNGİLİZ

CÂSÛSUNUN

İ’TİRÂFLARI


ve

İngilizlerin İslâm Düşmanlığı

 

Ellidördüncü Baskı

 

Terceme eden

M.Sıddîk Gümüş

 

Hakîkat Kitâbevi



Darüşşefeka Cad. 53 P.K.: 35 34083

Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93

http://www.hakikatkitabevi.com.tr

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr

Fâtih-İSTANBUL

NİSAN-2007
----------------------------

TENBÎH

Misyonerler, hıristiyanlığı yaymağa, yehûdîler, Talmûtu yaymağa, İstanbuldaki Hakîkat Kitâbevi, islâmiyyeti yaymağa, masonlar ise, dinleri yok etmeğe çalışıyorlar. Aklı, ilmi ve insâfı olan, bunlardan doğrusunu iz’ân, idrâk eder, anlar. Bunun yayılmasına yardım ederek, bütün insanların dünyâda ve âhıretde se’âdete kavuşmalarına sebeb olur. İnsanlara bundan dahâ kıymetli ve dahâ fâideli bir hizmet olamaz. Bugün hıristiyanların ve yehûdîlerin ellerindeki Tevrât ve İncîl denilen din kitâblarının, insanlar tarafından yazılmış olduklarını kendi adamları da söyliyor. Kur’ân-ı kerîm ise, Allahü teâlâ tarafından gönderildiği gibi tertemizdir. Bütün papazların ve hahamların, Hakîkat Kitâbevinin neşr etdiği kitâbları dikkat ile ve insâf ile okuyup anlamağa çalışmaları lâzımdır.



Hâşâ zulm etmez hiç, kullarına Hüdâsı!

Herkesin çekdiği, kendi işinin cezâsı!

----------------------------

Baskı:    İhlâs Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-İSTANBUL Tel: 0.212.454 30 00

 

ÖNSÖZ


 

Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, Mâide sûresinin seksenikinci âyetinde, (İslâmiyyetin en büyük düşmanı, yehûdîler ve müşriklerdir) buyurdu. İslâmiyyeti içerden yıkmak için, ilk fitneyi çıkaran yehûdî, Yemenli Abdüllah bin Sebe’dir. Hakîkî müslimân olan (Ehl-i sünnet)e karşı, (Şî’î) fırkasını kurdu. Her asrda, şî’î âlimi olarak ortaya çıkan yehûdîler, bu fırkayı kuvvetlendirdiler. Yehûdîlerin islâmiyyete yapdıkları zararlar, Kuveytde (Mektebet-üs-sahâbet-il-islâmiyye)nin neşr etdiği (Hiyânetül-yehûd) kitâbında uzun yazılıdır. Îsâ aleyhisselâm semâya çıkarıldıkdan sonra, bozuk İncîller yazılınca, hıristiyanların çoğu (Müşrik) oldu. Müşrik olmıyanlar da, Muhammed aleyhisselâma inanmadıkları için (Kâfir) oldu. Bunlara ve yehûdîlere (Ehl-i kitâb) denildi. İslâmiyyet zuhûr edince, papazların kurûn-ı vüstâdaki [orta çağdaki] hâkimiyyetleri yıkıldı. İslâmiyyeti yok etmek için, misyoner cem’iyyetleri kurdular. Bu işde en ileri giden, ingilizler oldu. Londrada (Müstemlekeler nezâreti) kuruldu. Akla, hayâle gelmiyen yehûdî hîleleri ile ve askerî ve siyâsî kuvvetler ile islâmiyyete saldırdılar. (Müstemlekeler nezâreti)nin idâre etdiği ve her memlekete gönderilen binlerce câsûsdan biri olan Hempher, 1125 [m. 1713] senesinde, Basrada avladığı 14 yaşındaki Necdli Muhammedi, senelerce aldatarak, (Vehhâbî) fırkasını kurdular ve İngilteredeki (Müstemlekeler nezâreti)nin emri ile, 1150 [m. 1737] senesinde i’lân etdiler.

Hempher, İngiliz Müstemlekeler nezâretinin emri ile, Mısr, Irâk,Îrân, Hicâz ve hilâfet merkezi olan İstanbulda câsûsluk fe’âliyyetlerinde bulunmak, müslimânları aldatmak ve hıristiyanlığa hizmet için vazîfelendirilmiş bir İngiliz misyoneridir. İslâm düşmânları, islâmiyyeti yok et-meğe ne kadar çok çalışsalar da, Allahü teâlânın bu nûrunu, aslâ söndüremezler. Çünki, Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, Hicr sûresinin dokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen, (Bu Kur’ânı, sana ben indirdim. Onu elbette ben koruyacağım) buyurdu. Ya’nî, kâfirler, Ona tecâvüz edemiyecek, Onu tebdîl, tahrîf edemiyecek, O nûru aslâ söndüremiyeceklerdir buyurdu. Ondört asrdan beri, müslimânlar, Kur’ân-ı kerîmin ışıklı yolunda çalışarak, ilmde, ahlâkda, fende, san’atda, ticâretde, siyâsetde ilerlediler. Büyük devletler kurdular. Fransadaki 1204 [m. 1789] ihtilâlinden sonra, Avrupadaki gençler, kiliselerin, papazların ahlâksızlıklarını, zulmlerini, soygunlarını, yalanlarını ve hıristiyanlık dîninin bozuk olduğunu görerek, hıristiyanlıkdan ayrılmağa, müslimân veyâ dinsiz olmağa başladılar. Hıristiyanlıkdan uzaklaşdıkca, fende, teknikde ilerlediler. Çünki hıristiyanlık, dünyâ için çalışmağa, ilerlemeğe mâni’ oluyor-

3–

du. Bu gençlerin yazdıkları, dinleri kötüliyen kitâbları okuyan ve ingilizlerin islâma karşı yalanlarına, iftirâlarına aldanan ba’zı müslimânlar da, din câhili oldular. İslâmiyyetden uzaklaşdıkca, fende gerilemeğe başladılar. Çünki islâmiyyet, dünyâ işlerinde de çalışmağı, ilerlemeği emr etmekdedir.

İngiliz devletinin esâs siyâseti, dünyâdaki bilhâssa Afrika ve Hindistândaki tabî’î servetleri sömürmek, oralardaki insanları, hayvan gibi çalışdırıp bütün kazançları İngiltereye nakl etmekdir. Adâleti, sevişmeği ve yardımlaşmağı emr eden İslâm dînine kavuşanlar, ingiliz zulmlerine, yalanlarına mâni’ olmakdadır.

Bu kitâbımızı üç kısm olarak hâzırladık:

Birinci kısm, ingiliz câsûsunun i’tirâflarıdır. Bu kısmda, ingilizlerin islâmiyyeti imhâ, yok etmek için hâzırladıkları, âdî, alçak plânları, yalanları bildirilmekdedir. Bu kısmda yedi fasl vardır.

İkinci kısmda, ingilizlerin plânlarını, müslimân memleketlerinde sinsice tatbik etdikleri, devlet adamlarını aldatdıkları, müslimânlara, akla, hayâle gelmiyen işkenceler yapdıkları ve Hind ve Osmânlı islâm devletlerini yok etdikleri bildirilmekdedir. Kitâbımızın bu kısmı, Vehhâbîlerin tuzaklarına düşen zevallı müslimânların, gafletden uyanmalarına sebeb olacak ve Ehl-i sünnet âlimlerinin yazılarını kuvvetlendirecek vesîkalar ile doludur.

Üçüncü kısm, (Hulâsat-ül-kelâm)dan terceme olup, hak dînin islâmiyyet olduğunu isbât etmekdedir.

Bugün, bütün dünyâdaki müslimânlar, üç fırkaya ayrılmışdır. Birinci fırka, Eshâb-ı kirâmın yolunda olan hakîkî müslimânlardır. Bunlara (Ehl-i sünnet) ve (Sünnî) ve (Fırka-i nâciyye) Cehennemden kurtulan fırka denir. İkinci fırka, Eshâb-ı kirâma düşman olanlardır. Bunlara (Şî’î) ve (Fırka-i dâlle) sapık fırka denir. Üçüncüsü, sünnîlere ve şî’îlere düşman olanlardır. Bunlara (Vehhâbî) ve (Necdî) denir. Çünki bunlar, ilk olarak, Arabistânın Necd şehrinde meydâna çıkmışdır. Bunlara (Fırka-i mel’ûne) de denir. Çünki bunların, müslimânlara müşrik dedikleri (Kıyâmet ve Âhıret) ve (Se’âdet-i Ebediyye) kitâblarımızda yazılıdır. Müslimâna kâfir diyene, Peygamberimiz la’net etmişdir. Hangi fırkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan, Cehenneme gidecekdir. Her mü’min, nefsini tezkiye için, ya’nî yaratılışında mevcûd olan küfrden ve günâhlardan temizlemek için her zemân, çok (Lâ ilâhe illallah) ve kalbini tasfiye için, ya’nî nefsden ve şeytândan ve kötü arkadaşlardan ve zararlı, bozuk kitâblardan gelmiş olan küfrden ve günâhlardan kurtarmak için (Estagfirullah) okumalıdır. Ahkâm-ı islâmiyyeye uyanın düâları muhakkak kabûl olur. Müslimânları bu üç fırkaya parçalayan, yehûdîler ve ingilizlerdir.

 

  Mîlâdî        Hicrî şemsî      Hicrî kamerî



   2001              1380                 1422

 

4–



Yüklə 0,59 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin