Insan hakları için yasama, yürütme ve yargıyı izleme bülteni -23 eylül 2010



Yüklə 367,94 Kb.
səhifə1/3
tarix07.08.2018
ölçüsü367,94 Kb.
#67911
  1   2   3



10

insan hakları için yasama, yürütme ve yargıyı izleme bülteni -23 eylül 2010





İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından yayımlanan İzlem’in

10. sayısıyla yeniden birlikteyiz.
Bu sayımızın ilk haberi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi, Hrant Dink’in ifade özgürlüğü ve yaşama hakkını ihlal ettiği ve cinayetten sonra ailesine etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkı tanımadığı

için mahkum ettiği kararı hakkında. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink kararı “Doğum gününden bir gün önce çıkan bu karar, Hrant’a bir hediye” şeklinde yorumlamış ve ödenecek tazminatın Hrant Dink Burs Fonu, Getronagan Lisesi ve Gedikpaşa Protestan Kilisesi’ne bağışlanacağını söylemişti.

Yaz aylarını, anayasa değişikliği paketi için yapılacak referanduma yönelik siyasi açıklamalarla geçirdik. 12 Eylül günü gerçekleştirlen referan- dumun resmi sonucunun yü- rürlüğe girmesinden itibaren, Türkiye çarpıcı gelişmelere sahne olacak. Referandumla kabul edilen pakette yer alan düzenlemeler ve yaşanabile- cek muhtemel gelişmeler bu sayımızda ayrıntılı bir şekilde

yer alıyor. İlginizi çekeceğini düşünüyoruz.


1993-1997 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayetleri “devlet politikası” olarak niteleyerek, o dönem yüzbaşı ya da üsteğmen olan kişilerin, cinayetleri emir üzerine işlediklerini söyleyen

emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın iddiasının, faili meçhul cinayet ve eylemlere ilişkin

bilançolarla da örtüştüğü ortaya çıktı. İHD verileriyle de örtüşen bilanço ile ilgili haberi de bu sayımızda okuyabilirsiniz.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, evliliğin vatandaşlık hakkını alabilmek için yapılmasını, evliliğin iptalini gerektirmedi- ğine ve bu tür evliliklerin nikah memuru önünde usulüne uygun yapıldığı takdirde evrakta sahtecilik suçundan ceza verilemeyeceğine hükmetti. Karar kesinleşirse,

Türkiye’de kalabilmek için sahte evlilikler yapanlar, usule uygun nikah kıymaları halinde sahtecilikle suçlanmayacak.
Daha önce haksız tahrik indirimi yaptığı töre cinayeti




3

7
kararlarından, yasalarda yapılan değişikliklerden sonra vazgeçen Yargıtay’ın şimdi de kan davasıyla ilgili verdiği kararlar

tartışma yaratıyor. “Bir Garip Kan Davası Kararı” adlı haberimizde ayrıntıları okuyabilirsiniz.
“Yasama” bölümümüzde, CHP’nin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van’daki Mustafa Muğlalı Kışlası’nın isminin değiştirilmesini istemesinin ardından verdiği soru önergesiyle ilgili haber yer

7
alıyor. “Yürütme” bölümüzde ise Adalet Bakanlığı’nın hazırladğı bir kanun tasarısı taslağına yer verdik. Söz konusu tasarı,

internet ve telefon üzerinden tüketicilere reklam amaçlı toplu mesaj gönderenlere, alıcının onayı yoksa 50 bin TL’ye kadar ceza verilmesini öngörüyor.
Bu sayımızda Hrant Dink’le ilgili kararın yanı sıra AİHM tarafından Türkiye hakkında verilen üç kararı da sizlerle

paylaşıyoruz. Bu kararlardan ilki, askeri bir tesiste çalışırken Milli Savunma Bakanlığı Yüksek

Disiplin Kurulu kararıyla işten çıkarılan ve bu kararın

iptali için Askeri Yüksek İdare

Mahkemesi’ne başvuran Utku Karaaslan’ın, işten çıkarılmasına temel oluşturan bilgi ve belgelerin ilgili mevzuat uyarınca “gizli” olarak nitelendirilmesiyle ilgili. AİHM Türkiye’yi bu dava sonucunda adil yargılanma hakkı ihlalinden mahkum etti. Diğer

iki haberi ise bültenimizin son sayfalarında görebilirsiniz.
11. sayımızda yeniden bir arada olmak dileğiyle sözümüzü, eşiyle ilgili verilen karara ilişkin konuş- masından, Rakel Dink’in sözlerine bırakıyoruz:
Hrant öldürülmemiş olsaydı şu anda kesinlikle çok mutlu

olurdu. Çünkü ülkesinden ayrılmak istemiyordu. Ama bir o kadar da üzüntülü olduğunu söylerdi Türkiye için. Çünkü her

zaman ülkesiyle övünmek isterdi.


Umarız bugüne kadar ifade özgürlüğüyle, cinayet soruştur- ması ve davası sürecinde üze- rine düşeni onun övünebileceği



şekilde yerine getirmeyen Türkiye devleti, bugünden sonra suçluyu aklayan, suçsuzu mahkum eden bu tavrından vazgeçer.

TÜRKİYE’YE AĞIR MAHKUMİYET
İZLEM
AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi), Türkiye’yi Hrant Dink’in ifade özgürlüğü ve yaşama hakkını ihlal ettiği ve cinayetten sonra ailesine etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkı tanımadığı için mahkum etti.
Türkiye’nin Dink ailesine toplam 133 bin Euro tazmi- nat ödemesine karar veren AİHM kararında, Dink’i Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde düzenlenen Türklüğü tahkir suçundan mahkum eden Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na ağır suçlamalar yöneltildi. Kararda, Dink’in Yargıtay kararından sonra aşırı milliyetçilerin hedefi haline geldiği belirtilerek “Dink öldüğü sırada,

en üst derece ceza mahkemesi (Yargıtay Ceza Genel Ku- rulu) Dink’in Türk kimliğini tahkir etmekten ötürü suçlu olduğu kararını onamıştı. Bu karar Dink’i aşırı milliyetçilerin hedefi haline getirmiştir ve Dink’i öldürme planından haberdar edilen Türk makamları kendisini korumak için hiçbir adım atmamıştır” denildi.

AİHM, Dink’in ve ailesinin farklı tarihlerde yaptıkları beş ayrı başvuruyu birleştirerek ele aldı. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenle- nen yaşama hakkı, 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen etkili

bir hukuk yoluna başvuru hakkını ihlal ettiği sonucuna varılan kararda, Dink ailesinin başvurusundaki Ermeni olduğu için ayrımcılığa uğradığı iddiasına ilişkin incel- eme yapılmasına ise gerek görülmedi. Kararda, şöyle denildi:


Türk güvenlik güçleri Dink’e yönelik milliyetçi çevre- lerde hüküm süren yoğun düşmanlıktan haberdardı. İstanbul Savcılığı ve İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin soruşturmaları, Trabzon ve İstanbul polisi ile Trabzon


5

10


jandarmasının suikast girişiminden ve hatta azmet- tiricilerin kimliğinden haberdar olduğunu vurgulamıştı. Suikasttan haberdar olan üç makamın hiçbiri, suikastı önlemek için herhangi bir adım atmamıştır. Türk Hükümeti tarafından da vurgulandığı üzere, Dink’in polis koruması talep etmemiş olduğu kabul edilmektedir. Ne var ki, Dink’in kendisine yönelik suikast planını bilme ihtimali yoktu”.
İzin Verilmedi

Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu, alt düzey iki görevli

dışında, Trabzon jandarma görevlilerine karşı ceza

davası açılmasına izin vermemiştir. Alt düzey yetkililer

müfettişlere yalan beyanlarda bulunmaya zorlanmıştır.

Bu, delil toplanması yükümlülüğünün açık bir ihlali ve

sorumlu olanların tespit edilmesinin engellenmesi için

planlı yapılan bir işlemdir. Trabzon Savcılığı, dosyadaki

delillere aykırı şekilde polisler hakkında soruşturma

yapmamıştır. Savcı, polislerin suikast ihbarını ciddi

bulmadıkları beyanlarına itibar etmiştir. Oysa aynı

polisler suikast ihbarını İstanbul polisine bildirmiştir.

İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin polisle- rin gereken tedbirleri almadığı sonucuna varmalarına rağmen polislere ilişkin hiçbir ceza yargılaması başlatılmamıştır. İstanbul polisinin tehdide neden cevap vermemiş olduğuna dair hiçbir açıklama sunulmamıştır.


Yargıtay Hedef Yaptı

Dink öldüğü sırada, en üst derece ceza mahkemesi

Dink’in Türk kimliğini tahkir etmekten ötürü suçlu

olduğu kararını onamıştır. Dahası, bu karar Dink’i aşırı

milliyetçilerin hedefi haline getirmiş ve Dink’i öldürme

planından haberdar edilen Türk makamları kendisini ko-

rumak için hiçbir adım atmamıştır. Yargıtay’ın bu ifadeyi

yorumlayıp fiili ifadeye Türk kimliği kavramını yükleme

biçimininin analizi, Yargıtay’ın aslında Dink’i, Devlet

kurumlarını 1915 olaylarının soykırım olduğu görüşünü

inkâr etmesinden ötürü eleştirdiği için dolaylı olarak

cezalandırdığı sonucuna varmıştır.
Tartışmalar Özgür Olmalı

Bir toplumda bu denli önemli tarihi olaylara dönük

tartışma serbest biçimde yapılmalıdır. Tarihi gerçeğin

araştırılması ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Ayrıca

Dink’in makaleleri hiçbir şekilde hakaret niteliği

taşımamaktadır; kin ve nefrete teşvik etmemektedir.

Dink, gazeteci sıfatıyla halkı ilgilendiren bir konuda

yazı yazmıştır. Tarihsel gerçeğin aranması ifade

özgürlüğünün bölünmez bir parçasıdır. Devlet ifade

özgürlüğüne müdahale etmemelidir. Ama aynı zamanda




kişinin ifade özgürlüğü hakkını özel şahısların saldırıları

da dahil olmak üzere her türlü saldırıdan koruma


6




10





yönünde bir ‘pozitif yükümlülük’ altındadır.


7

10

Türkiye, Sil Baştan Değişecek

İZLEM
Yaz aylarını, anayasa değişikliği paketi için yapılacak referanduma yönelik siyasi açıklamalarla geçiren Türkiye, referandum resmi sonucunun yürürlüğe girmesinden itibaren çarpıcı gelişmelere sahne olacak. Referandumla kabul edilen pakette yer alan düzenlemeler ve yaşanabilecek muhtemel gelişmeler şöyle:
-Anayasa Mahkemesi̇ Si̇l Baştan: 11 asıl 4 yedek üyeden oluşan mahkemenin üye sayısı 17’ye çıkacak. Mahkeme, iki daire şeklinde çalışacak. İlk etapta, mahkemenin yedek üyeleri asıl üye olacak ve tüm üyeler 65 yaşına kadar görevlerini sürdürecek. Yeni seçilenler ise 12 yıl için görev yapacak. İlk etapta,





7











15 üye mevcut isimlerden oluşacak. Kalan 2 üye ise 30 gün içerisinde TBMM tarafından Sayıştay ve baro başkanları arasından seçilecek. TBMM’nin seçim yapabilmesi için Sayıştay, üç aday belirleyecek. Bunun için de 5 gün içerisinde adaylık başvurusu ilanı yapacak. Sonraki 5 gün içerisinde adaylar arasında seçim yapılacak. En yüksek oyu alan 3 adayın ismi, içlerinden birinin atanması için TBMM’ye bildirilecek. Türkiye Barolar Birliği de 5 gün içerisinde baro

8




10





başkanlarına adaylık çağrısı yapacak. Seçimle başkanlar arasından en yüksek oyu alan 3 isim belirlenecek. Adaylar belirlendikten sonra 10 gün içerisinde TBMM’de seçim yapılacak. TBMM, ilk oylamada 367 oyu geçen isimlerin atamasını yapacak. Bu sayıya ulaşan aday olmazsa,

ikinci oylamada 276 oyu alan iki aday arasında üçüncü tur yapılacak. Bu turda en yüksek oyu alan Yüksek Mahkeme’ye üye seçilecek.


Bireysel Başvuru

Yüksek Mahkeme’ye bireysel başvuru yolu da açıldı.

Mahkemeye bireysel başvuru yapılabilmesine yönelik

düzenlemeler 2 yıl içerisinde tamamlanacak. Kanunlar

çıktıktan sonra bireysel başvuru yolu açılacak. Yargıtay ve

Danıştay kararlarından memnun kalmayan, hak ihlaline

uğradığını düşünen herkes, AİHM’ye olduğu gibi Anayasa

Mahkemesi’ne başvurabilecek.
İçtihatlar Değişecek

Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değişecek olması,

hükümete, türban ve imam hatipler başta olmak üzere,

mahkemeden bugüne kadar geçiremediği temel bazı

düzenlemelerle ilgili adım atma imkanı tanıyacak. AK

Parti, mahkemenin yapısının değişecek olması ne-

deniyle bu adımları atarken, Yargıtay Başsavcılığı’nın

açacağı olası bir kapatma davası baskısını da üzerinde

hissetmeyecek. Mahkemenin şu andaki 4 yedek üyes-

inden 3’ünü Cumhurbaşkanı Gül atadı. Kalan 2 üyeyi de

TBMM’nin atayacağı düşünüldüğünde, 17 üyenin profili,

mahkemenin yerleşik kararlarının değişmesine yol aça-

bilecek. Mahkeme, özellikle anayasa değişikliklerini esas

yönünden denetleyebileceği yönündeki içtihadını aksi

yönde değiştirebilecek. 1989’dan bu yana sürdürdüğü

türbanın anayasanın değişmez ilkelerine aykırı olduğu

yorumlarından da bu kapsamda vazgeçebilecek.
Komutanlara Yüce Divan Yolu

Paketteki düzenlemelere göre, Yüce Divan kararları kesin




nitelik taşımayacak. Yüce Divan kararlarına karşı yeniden

inceleme başvurusu yapılabilecek. Genelkurmay Başkanı

ve kuvvet komutanları da görevleriyle ilgili suçlardan

dolayı Yüce Divan’da yargılanabilecek.


9

10
Kapatma Üçte İki Oyla



Siyasi partilere ilişkin dava ve başvurulara iptal ve itiraz davaları ile Yüce

Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara iki daireden oluşacak Anayasa

Mahkemesi’nin tüm üyelerinin katılımıyla kurulan Genel Kurul tarafından

bakılacak. Anayasa değişikliğinde iptale, siyasi partilerin kapatılmasına ya

da devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için üye tam

sayısının üçte iki oy çokluğu şart olacak.

- HSYKda Yeni̇ Dönem: 7 asıl 4 yedek üye çalışan HSYK’nın üye sayısı 22 asıl, 12 yedek şeklinde değişecek. 3 daire şeklinde çalışacak kurula, 30 gün içerisinde yeni üyeler seçilecek. Yeni üyelerden 4’ü, Cumhurbaşkanı Gül tarafından, avukatlar ve üst kademe yöneticileri arasından seçilecek. Yargıtay, üyeleri arasından 3 asıl, 3 yedek üye seçecek. Bu üyelerin seçimi için 7 gün içerisinde adaylık başvurusu ilanı yapılacak ve başvurular

için belirlenen 7 günlük sürenin ardından 15 gün içerisinde seçimler gerçekleştirilecek. Danıştay aynı yöntemle 2 asıl, 2 yedek, Türkiye Adalet Akademisi de 1 asıl 1 yedek üye seçecek.
Yargıda Seçim Dönemi

Asıl tartışma, yerel mahkemelerde görevli hakim ve savcılar arasından 7 asıl

4 yedek üye seçimi sırasında yaşanacak. Seçim için birinci sınıf hakim ve

savcılar aday olabilecek. YSK, 5 gün içerisinde seçim ilanı yapacak. 3 günlük

başvuru süresinin ardından 3 gün içinde kesin aday listeleri açıklanacak.

Listelerin ilanından sonraki ikinci pazar günü her ilde seçim yapılacak. O ilde




görevli hakim ve savcılar seçimde oy kullanacak. Adaylar, YSK’nın belirlediği

ilkeler doğrultusunda özgeçmişlerini internetten yayımlayabilecek. Aynı

yöntemle, idari yargıdan da 3 asıl, 2 yedek üye seçilecek.



Üyelik Karmaşası

Mevcut üyelerin görevleri, süreleri bitene kadar

devam edecek. Görev süresini dolduranlar, sırasıyla

yerini seçilen yeni üyelere bırakacak. Ancak Yargıtay

ve Danıştay’daki seçimler, mevcut üyelerin süresi

dolmadan yapılacağından, seçilen isimler, göreve

başlamayı beklemek zorunda kalacak. İlk olarak görev

süresi 13 Ekim’de dolacak olan Başkan Vekili Kadir

Özbek ile asıl üye Musa Tekin yerine en çok oyu alan

iki üye göreve başlayacak. Yargıtay’ın seçeceği 3.

isim ise 6 Mayıs 2012’de Ali Suat Ertosun’un görev

süresinin dolmasının ardından göreve başlayabilecek.

Danıştay’dan seçilen üyeler ise 17 Kasım 2012’de görev

süreleri dolacak olan Suna Türkoğlu ve Orhan Cem

Erbük’ün yerine görev yapabilecek. Bu durum 4 yıllığına

seçilen yeni üyelerin sürelerinin bir bölümünü görev

yapmadan geçirmeleri sonucu doğuracak.
Başkanvekili Değişiyor

Uygulama kanunu çıkana kadar tek kurul olarak

çalışacak HSYK, yeni üyeler seçildikten sonra 1 hafta

içinde toplanacak. Toplantıya Adalet Bakanı başkanlık

edecek. Kurulun asıl üyesi bakanlık müsteşarı da




toplantıya katılacak. İlk toplantıda, yeni başkanvekili

seçimi yapılacak. Kanun çıkana kadar kurulun

sekreterya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından


10




10





yürütülecek. Bu durum, soruşturma kararlarını bu


11

10
süreçte yine sadece bakanın vermesi sonucunu doğuracak.


Dosyalar Geliyor

HSYK’nın yenilenen yapısı,

tıkanan kararname süre-

cinin hükümetin istediği

biçimde çözülmesini

sağlayabilecek. Mevcut

üyeler azınlıkta kalacakları

için Ergenekon savcılarının

soruşturulması ve görev

yerlerinin değişmesi gibi

talepler reddedilerek, kara-

rname çıkartılabilecek. Yeni

HSYK, meslekten çıkarılmaları istemiyle hazırlanan disiplin raporları bugüne

kadar Adalet Bakanlığı’nca sevk edilmeyen Savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu,

Başsavcı İlhan Cihaner, Sincan hâkimi Osman Kaçmaz gibi isimlerin kaderini

de belirleyecek. Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya, Kenan Evren hakkında

dava açtığı için meslekten atılan Sacit Kayasu gibi isimler ise mesleğe dön-

mek için dava açabilecek.
- Pozi̇ti̇f Ayrimcılık mı Türban mı?: Paketin 1. maddesiyle, anayasanın “eşitlik” başlıklı 10. maddesine, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vezife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak önlemlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı eklendi. Buna göre, bu kesimler

için pozitif ayrımcılık içeren düzenlemeler yapılabilecek. Maddeyle, 10. maddenin “hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve sınıfa imtiyaz tanınamaz” fıkrasına, bu maksatla alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağı hükmü eklendi. Tartışmalar sırasında, bu düzenle- menin, üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması için çıkartılacak düzenlemenin iptalini önleme amaçlı yapıldığı iddia edildi. Düzenlemeyle, kadınlarla ilgili pozitif ayrımcılık içeren adımlar da atılabilecek.


- Di̇nleme ve Fi̇şlemelere Anayasal Önleme: Paketin 2. maddesiyle, anayasanın “özel hayatın gizliliği başlıklı” 20. maddesine kişisel verilerin korunmasına ilişkin kapsamlı ifadeler eklendi. Düzenlemeye göre, kişisel verilerin nasıl korunacağı çıkartılacak uygulama yasasıyla gösterilecek.
- İsti̇smara “Dur”:Paketin 4. maddesiyle, anayasanın “ailenin korunması” başlıklı 41. maddesine, devletin, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu önlem almakla yükümlü olduğu hükmü eklendi. Buna





12




10





göre, çocuk istismarı ve benzeri durumlarda, kusur, korumayı yapamayan devletin olacak.
Yüklə 367,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin