İSLÂM PRENSİPLERİ ANSİKLOPEDİSİ
Önsöz
Ansiklopedi, ilim ve kültürün geniş çevrelere ulaştırılmasında mühim bir vasıtadır.
Memleketimizde son zamanlardaki umumi gelişmeye uygun olarak, ansiklopedi neşriyatında da çeşitli çalışmalara şahit olmaktayız. Ne var ki, bunların çoğunluğu ya Batı dünyasında neşredilmiş ansiklopedilerin tercümeleri veya bunlar esas alınarak yapılan te’liflerdir.
Ansiklopedilere alınan maddeler ve bunların izah tarzları, bu malumatın yayıldığı memleketler ve medeniyet çevrelerine hakim dünya görüşünün te’sirlerine açık bulunmaktadır. Bu sebepledir ki, bizde neşredilen ansiklopedilerin ekseriyeti, cemiyetimizin bin yıllık İslâm kültür ve medeniyetiyle yoğrulmuş ve şekil almış milletimizin ruhî ve hayatî ihtiyaçlarına mutabık olmaktan uzaktır.
O halde, bu sahada yazılacak bir ansiklopedi öyle olmalıdır ki; hem insanımızın uzun zamandan beri istifadesine set çekip mahrum bırakılmak istenen mutemed kaynakları önüne sersin, hem de bunları kuru bir malumat yığını olarak değil, bunca neşir vasıtaları yolu ile ve Batı taklidi ve hayat tarzı ile aşılanan batıl telkinlerden kurtulmasına vesile olabilsin. Ve en mühimmi de, ruhlarda örtülü bir nüve halindeki İslâm ve iman esaslarını harekete getirici dinamik malumat olsun.
Elbette farkındayız ki, “muhit-ül maarif” manasında ve yukarıda işaret edilen vasıflara haiz bir ansilopedinin hazırlanması için çeşitli ilimlerde mütehassıs, imanlı bir heyetin teşekkülü şarttır. Fakat işaret ettiğimiz acil durum ve ihtiyaç, bir yerde, ilk adımı atmak ve imkan ölçüsünde bu ihtiyaca cevap vermek mecburiyetini de beraberinde getirmektedir.
İşte bu hakikate ve bu ihtiyaca binaen, kusursuz olma iddiası taşımadan, ilk adımı atmaya kendimizi mecbur hissettik. Ansiklopediye aldığımız maddeler ve bunların izah tarzlarının farklılığını, sanırız okuyucu da takdir edecektir. Gayemiz, kuru malumat vermek değil; daha çok, yukarıda işaret edildiği gibi, çağımız insanının muhtaç olduğu fakat çeşitli sebeplerle mahrum kaldığı veya bırakıldığı hakikatlerle, mevzu ve mes’elelerle tanıştırmak; diğer ansiklopedilerde pek rastlanmayan bir tarzda fikir, iman ve ahlaki istikamet ve insanın dünyaya geliş ve varoluşundaki hikmetler ile gayeler bakımından bu mevzulara ışık tutan mutemed kaynaklarla, mehazlarla yüz yüze getirmektir.
Bu ansiklopedinin üstlendiği vazifelerden biri; öncelikle dar veya geniş, küçük veya büyük topluluklara şifahen veya neşriyat yolu ile hitap etmek durumunda olanlara, mevzu ile alakalı mutemed kaynaklardan esaslı malumatı derleyip önlerine sermek; daha geniş malumat ihtiyacı duyanlara da baş vuracağı mu’temed kaynak eserleri göstermek, gerektiğinde Kur’an ayetleri ve hadislerden müracaatı kolaylaştıran notları sunmak suretiyle yardımcı olmaktır.
İkinci olarak, az çok kültürlü olmakla beraber kendilerine yöneltilen sualler veya karşılaştıkları mes’elelerde bir yardımcı kaynak ve bir dayanak ihtiyacı duyanlara, güvenebilecekleri malumatı el altında bulundurmalarını sağlamaktır.
Nihayet, hakikatı arayan ama bunları araştırmak ve gerekli bilgi kaynaklarına ulaşmak için zaman ve imkanları elverişli olmayanlara belli ölçüde yardımcı olmaktır.
Başka ansiklopedilerde bulunabilen tarihî, içtimaî, felsefî yahut fen ve müsbet ilimleri alÂkadar eden bazı mevzulara bu ansiklopedide de yer verilmekle beraber; bunların izahları yapılırken ya bu mevzulardaki mevcut yanlış telakkileri tashih etmek veya bunların manevi nokta-i nazarı gösterip, ihtiva ettikleri ilâhî hikmetlere işaret etmek gayesi esas alınmıştır. Bu meyanda bir takım yanlış ve bâtıl felsefî görüşler ve mevzular da aynı şekilde, “Bâtılı tasvir, sâfi zihinleri idlâl eder” düsturuna uyarak, zaruret olmadıkça nazara verilmemiştir.
Ansiklopedide kullanılan dil mevzuunda da şunu belirtmek istiyoruz: Ansiklopedinin dili ile, nakiller yapılan kaynakların dili arasında bir uygunluk ve bütünlük bulunmasını gözönünde tuttuk. Aynı ansiklopedide, ayrı dil kullanılmasını doğru bulmadık. Bunun diğer ve daha mühim bir sebebi de bazı çevrelerin “dil devrimi” bahanesi altında, yeni nesillere unutturmak istedikleri bin yıllık kültür dilimizle ifade edilen İslâmî ve mânevî mefhumları ve tabirleri muhafaza edip devamını sağlamak, unutulmalarına mani olmak, ecdadımızın müstesna ve üstün değer taşıyan eserleriyle yeni nesil arasındaki köprüyü açık tutmaktır.
Bu dili anlamakta güçlük çekecek bir kısım okuyucularımıza da, hazırladığımız ve Türdav şirketinde yayınlanan Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat’ın yardımcı olabileceğine işaret etmekle yetiniyoruz.
Bu eserimizle okuyucuya faydalı olabilmişsek Allah’a hamdeder, kusurlarımız olmuşsa O’nun affına ve Sevgili Peygamberi’nin (A.S.M.) şefaatine sığınır, bu ansiklopedide eserlerine ve fikirlerine yer verdiğimiz büyüklerin aziz ruhlarına Cenab-ı Hak’tan rahmet niyaz ederiz.
Dostları ilə paylaş: |