Konusu: Konusu



Yüklə 446 b.
tarix27.12.2017
ölçüsü446 b.
#36217


Konusu:

  • Konusu:

  • Ekonomi politikası teorik ekonominin aksine pür ekonomik olayları değil bunları sosyo-ekonomik içerikleriyle beraber etkilenip yönlendirilmesini kapsar. Teorik ekonomi veya ekonomi teorisi sosyo- ekonomik olayların pür ekonomik yönlerini dikkate alarak onların açıklamasını konu edinir.


Ekonomi politikasının temel varsayımı:

  • Ekonomi politikasının temel varsayımı:

  • “Ekonomik olaylar etkilenip yönlendirilebilir”

  • Ancak bu çok karmaşık ve çok boyutludur. Dolayısıyla belli sınırlar dahilinde mümkündür. Bu durum bilimsel ekonomi politikasının ayrı bir bilim dalı olarak doğmasına zemin hazırlamıştır.



Politika kavramı genelde toplumsal yaşamın ve toplumsal yaşamı oluşturan unsurlar arası ilişkilerin düzenlenmesi, yönlenmesi ve şekillenmesine ilişkin çabaları; özelde ise bu alanda normatif olarak belirlenmiş amaca yönelik uğraşları kapsar.

  • Politika kavramı genelde toplumsal yaşamın ve toplumsal yaşamı oluşturan unsurlar arası ilişkilerin düzenlenmesi, yönlenmesi ve şekillenmesine ilişkin çabaları; özelde ise bu alanda normatif olarak belirlenmiş amaca yönelik uğraşları kapsar.



Her politik uğraşın aktörleri vardır.

  • Her politik uğraşın aktörleri vardır.

  • Her politik uğraşın kaynaklandığı temel düşünce sistemleri söz konusudur.

  • Her politik uğraş belli amaç veya amaçlara yöneliktir.

  • Belirlenen amaçlara ulaşabilmek için uygun araçlar seçilmelidir.



Bilimsel – Pratik Politika

  • Bilimsel – Pratik Politika

  • Genel – Kısmi Politika

  • Ayrımları söz konusudur.

  • İç politika, dış politika Ekonomi Politikası

  • Her politik sistemde ekonomi politikası genel politik amaç için araç olma durumundadır. Çünkü politik gücün elde edilmesi ve kullanılması ekonomik güçten kaynaklanır.



Belirlenmiş sosyo-ekonomik amaçlara ulaşmak için; ekonomik düzen, ekonomik yapı ve ekonomik süreci belli karar birimlerinin seçilmiş uygun araçlar kullanarak bilinçli ve sistematik biçimde etkileme yönlendirme ve denetimini konu alan bilim dalıdır.

  • Belirlenmiş sosyo-ekonomik amaçlara ulaşmak için; ekonomik düzen, ekonomik yapı ve ekonomik süreci belli karar birimlerinin seçilmiş uygun araçlar kullanarak bilinçli ve sistematik biçimde etkileme yönlendirme ve denetimini konu alan bilim dalıdır.





Şekildeki İlişkiler Sistemi

  • Şekildeki İlişkiler Sistemi

  • Ekonomi Politikası – Ekonomik Uğraş

  • Bilimsel – Pratik Ekonomi Politikası

  • Teorik Ekonomi – Bilimsel Ekonomi Politikası

  • İlişkileri şeklinde ele alınabilir.



Ekonomi politikası kendine özgü araç, önlem ve kararlar ile ekonomik uğraşı etkilemeye çalışır

  • Ekonomi politikası kendine özgü araç, önlem ve kararlar ile ekonomik uğraşı etkilemeye çalışır



Bilimsel ekonomi politikası ekonomik sistem yapı ve sürecin etkilenip yönlendirilmesini amaç-araç-aktör ilişkileri içinde rasyonel düzeyde inceleyerek pratik ekonomi politikasının emrine sunar.

  • Bilimsel ekonomi politikası ekonomik sistem yapı ve sürecin etkilenip yönlendirilmesini amaç-araç-aktör ilişkileri içinde rasyonel düzeyde inceleyerek pratik ekonomi politikasının emrine sunar.



Teorik ekonomi fiili ekonomik olaydan hareket ederek olanı inceler; ekonomik olayın neden ortaya çıktığını, neden –sonuç ilişkilerini belirlemeye çalışır.

  • Teorik ekonomi fiili ekonomik olaydan hareket ederek olanı inceler; ekonomik olayın neden ortaya çıktığını, neden –sonuç ilişkilerini belirlemeye çalışır.

  • Teorik ekonomi fiili ekonomik olaydan yani olandan yola çıkarken bilimsel ekonomi politikasının çıkış noktası olması gerekendir. Bu nedenle pozitif değil normatif bir bilim dalıdır.



Bilimsel ekonomi politikasında belli ekonomik amaçlar ile bunların gerçekleşmesine uygun olan araçların ve bu ikisi arasındaki ilişkilerin analizi yapılır. Dolayısıyla nedensellik analizi yerine amaç-araç analizi yapılır.

  • Bilimsel ekonomi politikasında belli ekonomik amaçlar ile bunların gerçekleşmesine uygun olan araçların ve bu ikisi arasındaki ilişkilerin analizi yapılır. Dolayısıyla nedensellik analizi yerine amaç-araç analizi yapılır.

  • Bilimsel ekonomi politikasının amaç- araç ilişkileri teorik ekonominin neden sonuç ilişkilerinden çıkarılabilir. Bunun için nedensellik analizlerinin sonuç olarak gördüğü fiili olay teleolojik analizin amacı ve olayı yaratan nedenleri de teleolojik analizin araçları olarak ele alınır. Dolayısıyla bilimsel ekonomi politikası teorik ekonominin ortaya koyduğu bilimsel yasalardan yararlanır.



Teorik ekonomi konularını açıklarken genel yasalar peşinde koşarak inceleme konusunu gerçek olayın basitleştirilmiş hali olan modeller yardımıyla ele alır.

  • Teorik ekonomi konularını açıklarken genel yasalar peşinde koşarak inceleme konusunu gerçek olayın basitleştirilmiş hali olan modeller yardımıyla ele alır.

  • Model yapısını sağlayan temel ilkeler:

  • Rasyonellik varsayımı

  • Veriler çemberi

  • Teknolojik varsayımlar

  • Ceteris Paribus - Mutadis Mutandis Varsayımları



Ekonomi politikasında dar bir model yapısının ortaya koyduğu sonuçtan çok bireysel ve bir kerelik ortaya çıkan ekonomik olaylar etkilenmek istenir.

  • Ekonomi politikasında dar bir model yapısının ortaya koyduğu sonuçtan çok bireysel ve bir kerelik ortaya çıkan ekonomik olaylar etkilenmek istenir.



Teorik Ekonomiden Beklentiler

  • Teorik Ekonomiden Beklentiler

  • Modellerden elde edilen neden-sonuç ilişkileri amaç araç ilişkilerine kısmen de olsa dönüştürülebilir.

  • Modelde oluşturulan ideal düşünsel sistem uygulama için ulaşılması gereken bir amaç olarak belirlenebilir.

  • İdeal sistemin oluşturduğu denge noktası durum değerlendirmesinde ölçü olarak alınır; sapmalar ve nedenleri araştırılır.

  • İnceleme konusuna ilişkin mantıksal olanaklar alanı belirlenir.

  • Model teori gerçek ekonomik olayı açıklamakta yetersiz kalasa bile gerçeğin anlaşılmasını sağlar.



Ekonomik Sistem ve Düzen Politikası: Ekonomik yaşam ve sistemin temel ilke ve kurallarının oluşturulup geliştirilmesidir.

  • Ekonomik Sistem ve Düzen Politikası: Ekonomik yaşam ve sistemin temel ilke ve kurallarının oluşturulup geliştirilmesidir.

  • Ekonomik Yapı Politikası:

  • Ekonomik ve sosyal olayları belirleyen ekonomik süreci ve düzeni oluşturan unsurlar arasında göreli olarak süreklilik gösteren ilişki ve oranlar ekonomik yapıyı verir.



Ekonomik Süreç Politikası:

  • Ekonomik Süreç Politikası:

  • Ekonominin mevcut sistem ve yapısına bağlı olarak zamanın akışı içinde daha kısa dönemde gösterdiği değişme ve gelişmeler ekonomik süreci ortaya koyar. Ekonomik sürecin belli amaçlar doğrultusunda ve belli araçlar yoluyla etkilenip yönlendirilmesi ekonomik süreç politikasını verir.





Değer Yargısı: Bilimsel ifadelerde “olması” veya “olmaması” gerektiği üzerine yapılan öneriler değer yargısı olarak ortaya çıkar.

  • Değer Yargısı: Bilimsel ifadelerde “olması” veya “olmaması” gerektiği üzerine yapılan öneriler değer yargısı olarak ortaya çıkar.

  • Değer Yargısı Çeşitleri

    • Kişisel (sübjektif-öznel) değer yargıları;
    • Toplumsal (Normatif) değer yargıları,
      • İdeolojik değer yargıları,
      • Dini değer yargıları,
      • Etik değer yargıları,
    • Teleolojik değer yargıları,
    • Ontolojik değer yargıları.


Değer yargısı üzerine yapılan uzun tartışmalar, bilimsel uğraşın üç alanında değer yargısı sorununun ortaya çıkabileceğini göstermiştir. Değer yargıları;

  • Değer yargısı üzerine yapılan uzun tartışmalar, bilimsel uğraşın üç alanında değer yargısı sorununun ortaya çıkabileceğini göstermiştir. Değer yargıları;

  • Bilimsel uğraşın araştırmacısı olarak bilim adamında

  • Araştırma konusunda (objede) ve

  • Araştırma konusuna ilişkin bilimsel ifadelerde

  • ortaya çıkabilmektedir.





Ekonomi politikası amaç-araç ilişkileri üzerine kurulmuştur. Değer yargıları sorunu bu alanda gündeme gelir. Amaç araç ayrımında özellikler araçların değer yargılarından arındırılabileceği ileri sürülür.

  • Ekonomi politikası amaç-araç ilişkileri üzerine kurulmuştur. Değer yargıları sorunu bu alanda gündeme gelir. Amaç araç ayrımında özellikler araçların değer yargılarından arındırılabileceği ileri sürülür.

  • Amaç seçimi normatiftir bu nedenle politik bir iştir ve değer yargısı içerir.

  • Araç seçimi ise bilimsel karakterlidir; bu nedenle değer yargılarından bağımsız olabilir.



Bilimsel Raporlarda iki durumda normatif sorun ortaya çıkar.

  • Bilimsel Raporlarda iki durumda normatif sorun ortaya çıkar.

  • Danışmanlık hizmeti isteyen kişi veya kurumun istediği raporu etkilemesi,

  • Rapor hazırlayan tarafın kendi kişisel değer yargılarını yansıtarak objektif olmayan bir rapor sunması



Sistemleri ancak tekrar değerlendirme zorunluluğu olmayan nihai amaçları yani ontolojik değer yargıları açısından karşılaştırmak olanaklıdır. Burada amaçların çelişkisizliği, araçların çelişkisizliği, seçilen araçların amaçlara uygunluğu ve nihayet belirlenmiş amaçlar çerçevesinde sistemin ekonomik etkinliğinin değerlendirilmesi yapılabilir.

  • Sistemleri ancak tekrar değerlendirme zorunluluğu olmayan nihai amaçları yani ontolojik değer yargıları açısından karşılaştırmak olanaklıdır. Burada amaçların çelişkisizliği, araçların çelişkisizliği, seçilen araçların amaçlara uygunluğu ve nihayet belirlenmiş amaçlar çerçevesinde sistemin ekonomik etkinliğinin değerlendirilmesi yapılabilir.





















































Ekonomi politikası, belirlenmiş sosyo-ekonomik amaçlara ulaşmak için; ekonomik düzen, yapı ve süreci belli karar birimlerinin, seçilmiş uygun araçlar kullanarak, bilinçli ve sistematik biçimde etkileme, yönlendirme ve şekillendirme ve denetimini konu alan bilim dalıdır. Tanımda da ortaya konulduğu üzere ekonominin bazı karar birimlerince etkilenmesi, yönlendirilmesi, şekillendirilmesi ve denetlenmesi söz konusudur. İşte bu karar birimleri, ekonomi politikasında karar birimlerini ortaya çıkarmaktadır.

  • Ekonomi politikası, belirlenmiş sosyo-ekonomik amaçlara ulaşmak için; ekonomik düzen, yapı ve süreci belli karar birimlerinin, seçilmiş uygun araçlar kullanarak, bilinçli ve sistematik biçimde etkileme, yönlendirme ve şekillendirme ve denetimini konu alan bilim dalıdır. Tanımda da ortaya konulduğu üzere ekonominin bazı karar birimlerince etkilenmesi, yönlendirilmesi, şekillendirilmesi ve denetlenmesi söz konusudur. İşte bu karar birimleri, ekonomi politikasında karar birimlerini ortaya çıkarmaktadır.



İnsanları belli davranışlarda bulunmaya yönelten psikolojik durumlar motiflerdir. Ekonomi politikası karar birimlerini ekonomik önlemler almaya yönelten değişik motifler söz konusudur.Bunlar;

  • İnsanları belli davranışlarda bulunmaya yönelten psikolojik durumlar motiflerdir. Ekonomi politikası karar birimlerini ekonomik önlemler almaya yönelten değişik motifler söz konusudur.Bunlar;







Ekonomi politikası karar birimleri aldıkları kararlarla ekonomik birimlerin davranışlarını etkilerler. Bu etkilemenin biçim ve yoğunluğu üç şekilde olur.

  • Ekonomi politikası karar birimleri aldıkları kararlarla ekonomik birimlerin davranışlarını etkilerler. Bu etkilemenin biçim ve yoğunluğu üç şekilde olur.

  • Davranışların belirlenmesi

  • Davranışların uyarılması

  • Davranışların uyumlaştırılması



Ekonomi politikası karar ortamı dört temel faktör tarafından oluşturulur. Bunlar;

  • Ekonomi politikası karar ortamı dört temel faktör tarafından oluşturulur. Bunlar;

  • Yasal ve kurumsal faktörler

  • Toplumsal faktörler

  • Davranış kalıpları

  • Teknik ve ekonomik faktörler



Parlamento, Hükümet ve Bürokrasi

  • Parlamento, Hükümet ve Bürokrasi

  • Merkez Bankası

  • Yerel Karar Birimleri

  • Uluslararası ve Uluslarüstü Karar Birimleri

  • Bağımsız Düzenleyici Kurumlar

  • Birlikler (Baskı ve Çıkar Grupları)





Ekonomi politikası karar birimlerinin ekonomik alana ilişkin faaliyetlerinin yasal çerçeve ve ön koşullarını belirlediği için parlamento ekonomi politikasının temel ve en üst düzeyde karar yetkisine sahip karar birimidir. Bu yasal yetkiye karşın çoğulcu demokrasilerde parlamento, gerek yükünün çok olması nedeniyle gerekse ekonomik gelişme ile beraber devlet faaliyetlerindeki artış ve bu artışa paralel olarak ortaya çıkan uzmanlaşma gereksinimi nedeniyle elindeki ekonomik güç ve yetkinin fiili kullanımını hükümet ve bürokrasiye aktarmıştır. Bu süreç hükümeti fiili olarak en üst organı haline getirmiştir. Bürokrasi ise hükümeti söz konusu yetkileri kullanma aşamasında ortaya çıkan bir ara birim olarak görülebilir.

  • Ekonomi politikası karar birimlerinin ekonomik alana ilişkin faaliyetlerinin yasal çerçeve ve ön koşullarını belirlediği için parlamento ekonomi politikasının temel ve en üst düzeyde karar yetkisine sahip karar birimidir. Bu yasal yetkiye karşın çoğulcu demokrasilerde parlamento, gerek yükünün çok olması nedeniyle gerekse ekonomik gelişme ile beraber devlet faaliyetlerindeki artış ve bu artışa paralel olarak ortaya çıkan uzmanlaşma gereksinimi nedeniyle elindeki ekonomik güç ve yetkinin fiili kullanımını hükümet ve bürokrasiye aktarmıştır. Bu süreç hükümeti fiili olarak en üst organı haline getirmiştir. Bürokrasi ise hükümeti söz konusu yetkileri kullanma aşamasında ortaya çıkan bir ara birim olarak görülebilir.



Hükümetlerin temel amacı bir sonraki seçimlerde oylarını maksimize etmek iken bürokratların temel amacı bürolarının büyüklüklerini maksimize etmektir.

  • Hükümetlerin temel amacı bir sonraki seçimlerde oylarını maksimize etmek iken bürokratların temel amacı bürolarının büyüklüklerini maksimize etmektir.

  • Askeri Bürokrasi de özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir ekonomi politikası karar birimi olarak ortaya çıkmaktadır. Alınan kararlarda ordunun doğrudan etkisi olabileceği gibi alınacak kararları dolaylı olarak da etkileyebilirler.



Merkez Bankası, para ve kredi alanındaki temel karar birimidir

  • Merkez Bankası, para ve kredi alanındaki temel karar birimidir

  • Merkez bankalarının gelişimi incelendiğinde bu bankaların başlangıçta hükümete borç vermek ve emisyonu gerçekleştirmek şeklinde bir fonksiyonu olduğu görülmektedir. Altın standardını terk edilmesiyle birlikte merkez bankalarının para arzını belirleme fonksiyonu, para politikası uygulamalarını da kapsayacak şekilde artmış, bu noktada para politikaları uygulamalarında kurallar ve inisiyatif tartışmaları ortaya çıkmıştır.



Kurala dayalı para politikası uygulamasında politika uygulayıcıları, ki burada merkez bankasıdır, belirlenmiş bazı kurallara göre hareket etmektedirler. Böylece para otoritelerinin, politikacıların kendi çıkarları doğrultusunda kısa vadeli popülist politikalara dayalı olan yaklaşımlarından korunmaları sağlanmaktadır.

  • Kurala dayalı para politikası uygulamasında politika uygulayıcıları, ki burada merkez bankasıdır, belirlenmiş bazı kurallara göre hareket etmektedirler. Böylece para otoritelerinin, politikacıların kendi çıkarları doğrultusunda kısa vadeli popülist politikalara dayalı olan yaklaşımlarından korunmaları sağlanmaktadır.

  • İnisiyatife dayalı para politikasında inisiyatif, politika otoritesinin (merkez bankasının) kurallar gibi herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmadan politika seçiminde serbest olmasıdır. Burada merkez bankalarının politik baskılardan korunması yasal düzenlemelerle sağlanmaya çalışılmaktadır.



Merkez bankalarının tarihi gelişim seyrinde statülerine ilişkin en önemli gelişme bağımsızlıklarına ilişkindir. Bağımsızlık konusunda parasal yöntemle ilgili olarak kurumun kantitatif hedefleri arasında yer alan temel kriterleri belirlemede kuruma verilen serbesti şeklinde bir tanımlama yapmak mümkündür. Merkez bankası bağımsızlığının en önemli nedeni olarak hükümetin para politikası araçlarını kısa vadeli politik çıkarları için kullanırken yapması muhtemel hatalar ya da bilinçli faaliyetler olarak gösterilmektedir. Merkez bankaları, bağımsızlıklarının sağlanması ile para politikası uygulamalarında, politik baskılardan kurtulmuş olmaktadır. Ancak yasal olarak bağımsızlığı sağlanan merkez bankası yönetiminin hükümetten gelecek baskılara karşı güçlü olması da gerekmektedir.

  • Merkez bankalarının tarihi gelişim seyrinde statülerine ilişkin en önemli gelişme bağımsızlıklarına ilişkindir. Bağımsızlık konusunda parasal yöntemle ilgili olarak kurumun kantitatif hedefleri arasında yer alan temel kriterleri belirlemede kuruma verilen serbesti şeklinde bir tanımlama yapmak mümkündür. Merkez bankası bağımsızlığının en önemli nedeni olarak hükümetin para politikası araçlarını kısa vadeli politik çıkarları için kullanırken yapması muhtemel hatalar ya da bilinçli faaliyetler olarak gösterilmektedir. Merkez bankaları, bağımsızlıklarının sağlanması ile para politikası uygulamalarında, politik baskılardan kurtulmuş olmaktadır. Ancak yasal olarak bağımsızlığı sağlanan merkez bankası yönetiminin hükümetten gelecek baskılara karşı güçlü olması da gerekmektedir.



Günümüzde devletler tek yapılı (üniter) devletler ve karma yapılı devletler olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Birinci sistemde, ülkede tek bir politik ve hukuksal örgüt vardır, devlet bir bütündür. İkinci devlet türünün en önemli örneği ise, federal devletlerdir. Yerinden yönetim uygulamasının en belirgin örneğini oluşturan federal devlet yapısında politik ve hukuksal yönden devlet örgütü, federal devlet ve federe devletler olmak üzere üst üste yerleşmiş iki ayrı düzeyde bölünmüştür. Buna bağlı olarak devlet organları da bu iki düzeyde ayrı ayrı oluşmakta ve devlet yetkilerini de paylaşmaktadırlar. Bu nedenle bu tür yapılanma "politik bakımdan yerinden yönetim" olarak nitelenmektedir. En yaygın devlet biçimi olan üniter devlet ise, birlik ve merkeziyet ilkelerine göre örgütlenmeyi ve kararların alınmasının ve yürütülmesinin tek bir merkez tarafından üstlenilmesini içerir.

  • Günümüzde devletler tek yapılı (üniter) devletler ve karma yapılı devletler olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Birinci sistemde, ülkede tek bir politik ve hukuksal örgüt vardır, devlet bir bütündür. İkinci devlet türünün en önemli örneği ise, federal devletlerdir. Yerinden yönetim uygulamasının en belirgin örneğini oluşturan federal devlet yapısında politik ve hukuksal yönden devlet örgütü, federal devlet ve federe devletler olmak üzere üst üste yerleşmiş iki ayrı düzeyde bölünmüştür. Buna bağlı olarak devlet organları da bu iki düzeyde ayrı ayrı oluşmakta ve devlet yetkilerini de paylaşmaktadırlar. Bu nedenle bu tür yapılanma "politik bakımdan yerinden yönetim" olarak nitelenmektedir. En yaygın devlet biçimi olan üniter devlet ise, birlik ve merkeziyet ilkelerine göre örgütlenmeyi ve kararların alınmasının ve yürütülmesinin tek bir merkez tarafından üstlenilmesini içerir.



Merkezi yönetim, kamu otoritesini oluşturan yasama, yürütme ve yargı erklerinin merkezde toplanması, devletin merkez ya da merkez hiyerarşisi içinde yer alan örgütlerce yürütülmesidir. Ancak üniter devlet, zorunlu olarak "mutlak merkeziyetçi devlet" anlamına gelmemekte, üniter devletler de ülke düzeyinde örgütlenmekte ve merkezden yönetimin sakıncalarını gidermeyi amaçlayan "yetki genişliği" ilkesi çerçevesinde yerel örgütlere belirli düzeylerde yetki devri yapmaktadırlar.

  • Merkezi yönetim, kamu otoritesini oluşturan yasama, yürütme ve yargı erklerinin merkezde toplanması, devletin merkez ya da merkez hiyerarşisi içinde yer alan örgütlerce yürütülmesidir. Ancak üniter devlet, zorunlu olarak "mutlak merkeziyetçi devlet" anlamına gelmemekte, üniter devletler de ülke düzeyinde örgütlenmekte ve merkezden yönetimin sakıncalarını gidermeyi amaçlayan "yetki genişliği" ilkesi çerçevesinde yerel örgütlere belirli düzeylerde yetki devri yapmaktadırlar.

  • Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde, merkezi ağırlıklı yönetim sistemlerinden güçlü yerel yönetime, temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye doğru gelişmeler eşlik etmektedir.Oluşturulan kurumlarla hem yerel yönetimin gücü hem de katılımcılık arttırılmaktadır.



Küreselleşme sürecinde yaşanan bu değişimler yereli ve dolayısıyla bölgeyi ekonominin ve ekonomik kalkınmanın odak noktası olarak kabul eden yaklaşımları ön plana çıkarmıştır. Bölgesel düzeyde ekonominin gelişmesini, canlanmasını ve kalkınmanın sağlanmasını gerçekleştirmek için “bölgesel kalkınma ajansları” kurulmuştur. Bölgesel kalkınma ajansları merkezi hükümetten bağımsız bilimsel idari yapıda, sınırları çizilmiş olan bir bölgenin sosyo-ekonomik koşullarını geliştirme amacıyla kurulmuş ajanslardır. En belirgin amaçları, bölgelerin potansiyellerini ve sorunlarını dikkate alarak geliştirdikleri politikalarla, bölge ekonomisini canlandırmak ve bölge halkının gelişmeye katılımını ve gelişmeden yararlanmasını sağlamaktır

  • Küreselleşme sürecinde yaşanan bu değişimler yereli ve dolayısıyla bölgeyi ekonominin ve ekonomik kalkınmanın odak noktası olarak kabul eden yaklaşımları ön plana çıkarmıştır. Bölgesel düzeyde ekonominin gelişmesini, canlanmasını ve kalkınmanın sağlanmasını gerçekleştirmek için “bölgesel kalkınma ajansları” kurulmuştur. Bölgesel kalkınma ajansları merkezi hükümetten bağımsız bilimsel idari yapıda, sınırları çizilmiş olan bir bölgenin sosyo-ekonomik koşullarını geliştirme amacıyla kurulmuş ajanslardır. En belirgin amaçları, bölgelerin potansiyellerini ve sorunlarını dikkate alarak geliştirdikleri politikalarla, bölge ekonomisini canlandırmak ve bölge halkının gelişmeye katılımını ve gelişmeden yararlanmasını sağlamaktır



Bir ülkede uygulanan ekonomi politikalarında ulusal ekonomi politikası karar birimleri yanında uluslararası ve uluslarüstü karar birimleri de etkili olmaktadır. Uluslararası ve uluslarüstü karar birimlerini birbirinden ayıran temel fark; aldıkları kararların ulus devletler için bağlayıcı olup olmamasına ve ulus devletin kendisine ait olan yetkileri devredip etmemesine bağlı olmaktadır. Uluslarüstü karar birimlerinin aldıkları kararlar ulus devletler için bağlayıcı iken uluslararası karar birimlerinin aldıkları kararlar bağlayıcı değil daha çok tavsiye niteliğindeki kararlardır. Uluslararası karar birimlerine örnek olarak, IMF, WB ve OECD verilebilir. Bununla birlikte zaman zaman uluslararası karar birimlerinin aldıkları kararlar da çeşitli zorlamalar ya da taahhütler nedeniyle bağlayıcı olma niteliği kazanabilmektedir.

  • Bir ülkede uygulanan ekonomi politikalarında ulusal ekonomi politikası karar birimleri yanında uluslararası ve uluslarüstü karar birimleri de etkili olmaktadır. Uluslararası ve uluslarüstü karar birimlerini birbirinden ayıran temel fark; aldıkları kararların ulus devletler için bağlayıcı olup olmamasına ve ulus devletin kendisine ait olan yetkileri devredip etmemesine bağlı olmaktadır. Uluslarüstü karar birimlerinin aldıkları kararlar ulus devletler için bağlayıcı iken uluslararası karar birimlerinin aldıkları kararlar bağlayıcı değil daha çok tavsiye niteliğindeki kararlardır. Uluslararası karar birimlerine örnek olarak, IMF, WB ve OECD verilebilir. Bununla birlikte zaman zaman uluslararası karar birimlerinin aldıkları kararlar da çeşitli zorlamalar ya da taahhütler nedeniyle bağlayıcı olma niteliği kazanabilmektedir.



Uluslararası karar birimleri küreselleşmenin hız kazandığı günümüzde, uluslararası ilişkilerde devletlerin yanında ve dışında bir varlığa ve ağırlığa sahiptir. Ancak burada vurgulanması gereken nokta, bunların genel olarak güçlü devletlere karşı mücadele edebilecek yetkilere, kaynaklara ve güce sahip bulunmadıkları ve bu nedenle çoğunlukla büyük devletlerin etkisi altında faaliyet gösterdikleridir. Hatta buna bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik aldıkları kararlarda gelişmiş ülkelerin çıkarlarını gözetmektedirler.

  • Uluslararası karar birimleri küreselleşmenin hız kazandığı günümüzde, uluslararası ilişkilerde devletlerin yanında ve dışında bir varlığa ve ağırlığa sahiptir. Ancak burada vurgulanması gereken nokta, bunların genel olarak güçlü devletlere karşı mücadele edebilecek yetkilere, kaynaklara ve güce sahip bulunmadıkları ve bu nedenle çoğunlukla büyük devletlerin etkisi altında faaliyet gösterdikleridir. Hatta buna bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik aldıkları kararlarda gelişmiş ülkelerin çıkarlarını gözetmektedirler.



Bağımsız düzenleyici kurumlar (BDK), toplumsal yaşam için özel bir önem ve duyarlılık taşıyan, temel hak ve özgürlükler ile ekonomik ve sosyal sektörlerde veya alanlarda düzenleme, denetleme ve yönlendirme (regülasyon) faaliyetinde bulunan, kararları üzerinde hiçbir makam ve merciin etkisinin olmadığı, karar organları özel güvencelere sahip, mali özerkliğe haiz, özerk bütçeli kamu tüzel kişileri; olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla BDK’ lar kendilerine kanunlarla verilen yetki ve güçleri hükümetlerden bağımsız olarak uygulamaktadırlar. BDK’ların klasik idari kurumlardan ayrılan özellikleri bulunmaktadır. Bunlar; bağımsızlık, özerklik ve idari otorite olma özellikleridir.

  • Bağımsız düzenleyici kurumlar (BDK), toplumsal yaşam için özel bir önem ve duyarlılık taşıyan, temel hak ve özgürlükler ile ekonomik ve sosyal sektörlerde veya alanlarda düzenleme, denetleme ve yönlendirme (regülasyon) faaliyetinde bulunan, kararları üzerinde hiçbir makam ve merciin etkisinin olmadığı, karar organları özel güvencelere sahip, mali özerkliğe haiz, özerk bütçeli kamu tüzel kişileri; olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla BDK’ lar kendilerine kanunlarla verilen yetki ve güçleri hükümetlerden bağımsız olarak uygulamaktadırlar. BDK’ların klasik idari kurumlardan ayrılan özellikleri bulunmaktadır. Bunlar; bağımsızlık, özerklik ve idari otorite olma özellikleridir.



Piyasa aksaklıklarının neden olduğu etkinsizlikleri gidermek için devlet, ekonomik hayata müdahale eder. Bağımsız düzenleyici kurullar da sonuç olarak devletin, ekonomik hayata müdahale etme araçlarından biridir. Burada önemli olan konu; bu müdahalenin neden örneğin bir bakanlık dairesi aracılığı ile değil de bir “bağımsız kurul” aracılığı ile gerçekleşmesinin tercih edildiğidir. Bunun nedenleri;

  • Piyasa aksaklıklarının neden olduğu etkinsizlikleri gidermek için devlet, ekonomik hayata müdahale eder. Bağımsız düzenleyici kurullar da sonuç olarak devletin, ekonomik hayata müdahale etme araçlarından biridir. Burada önemli olan konu; bu müdahalenin neden örneğin bir bakanlık dairesi aracılığı ile değil de bir “bağımsız kurul” aracılığı ile gerçekleşmesinin tercih edildiğidir. Bunun nedenleri;



Uzmanlaşma:

  • Uzmanlaşma:

  • Gündelik politikadan bağımsızlık:

  • Yatırım kararları, düzenleyici taahhüt, inandırıcılık ve yetki devri



En önemli amacı oy potansiyellerini artırmak olan politikacılar, bu amaçlarına ulaşabilmek için toplumdaki ilişkilerini sürekli geliştirme çabası içerisindendirler. Bunu bilen bireyler, politik partileri kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek, hatta etkileme güçlerini arttırmak için gruplar oluştururlar. Politik alanda oluşan ve kamu politikalarını etkilemeye çalışan bu gruplara baskı / çıkar grupları denilmektedir.

  • En önemli amacı oy potansiyellerini artırmak olan politikacılar, bu amaçlarına ulaşabilmek için toplumdaki ilişkilerini sürekli geliştirme çabası içerisindendirler. Bunu bilen bireyler, politik partileri kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek, hatta etkileme güçlerini arttırmak için gruplar oluştururlar. Politik alanda oluşan ve kamu politikalarını etkilemeye çalışan bu gruplara baskı / çıkar grupları denilmektedir.



Yasal düzenlemelerle bazı baskı ve çıkar gruplarına kendi konularına giren alanlarda ekonomi politikasına ilişkin yasal yetkiler aktarılabilmektedir. Ayrıca yine kendi konularına giren alanlarda bazı idari düzenleme yetkileri de bulunmaktadır. Kendilerine tanınan bu yetkilerden ötürü yarı kamusal ekonomi politikası karar birimleri olarak adlandırılmaktadırlar Politikacıların üç nedenle çıkar gruplarına dikkat etmeleri gerekmektedir:

  • Yasal düzenlemelerle bazı baskı ve çıkar gruplarına kendi konularına giren alanlarda ekonomi politikasına ilişkin yasal yetkiler aktarılabilmektedir. Ayrıca yine kendi konularına giren alanlarda bazı idari düzenleme yetkileri de bulunmaktadır. Kendilerine tanınan bu yetkilerden ötürü yarı kamusal ekonomi politikası karar birimleri olarak adlandırılmaktadırlar Politikacıların üç nedenle çıkar gruplarına dikkat etmeleri gerekmektedir:

  • Söz konusu gruplar oy gücüne sahiptirler.

  • Politikacıların harcamalarının finansmanında bu grupların yardımına ihtiyaçları olabilir.

  • Politikacıların izlediği politikaların söz konusu grubun bölgesinde etkili olabilmesi için genellikle o grubun özel bilgi ve becerilerine ihtiyacı olmaktadır.



Gerek devlet düzeninin gerekse ekonomik düzenin merkezileştiği ekonomilerde ekonomi politikasının ana karar birimi planlama örgütüdür. Başlangıçta karar birimleri büyük ölçüde merkezileşmiş bir yapıya sahip iken; ekonomilerin gittikçe gelişmesi ve çeşitli reform uygulamaları sonunda merkezin çerçeve planlarına bağlı kalarak karar birimlerinde bölgesel ve sektörel yönlerden farklılaşma yoluna gidilmiştir. Böylece ekonomi politikası karar birilerinin dikey düzenlemesine dayalı bir sistem ortaya çıkmıştır.

  • Gerek devlet düzeninin gerekse ekonomik düzenin merkezileştiği ekonomilerde ekonomi politikasının ana karar birimi planlama örgütüdür. Başlangıçta karar birimleri büyük ölçüde merkezileşmiş bir yapıya sahip iken; ekonomilerin gittikçe gelişmesi ve çeşitli reform uygulamaları sonunda merkezin çerçeve planlarına bağlı kalarak karar birimlerinde bölgesel ve sektörel yönlerden farklılaşma yoluna gidilmiştir. Böylece ekonomi politikası karar birilerinin dikey düzenlemesine dayalı bir sistem ortaya çıkmıştır.



Ekonomik düzen politikası araçları yasama organının yetkisindedir. Ancak bu alandaki fiili iktidar ve güç hükümetin elindedir.

  • Ekonomik düzen politikası araçları yasama organının yetkisindedir. Ancak bu alandaki fiili iktidar ve güç hükümetin elindedir.

  • Mali araçların düzenleme yetkisi parlamentonundur. Ancak bütçe alanında yürütücü ve uygulayıcı birim Maliye Bakanlığıdır

  • Parasal Araçlar Merkez Bankasının kontrolündedir.

  • Doğrudan ekonomi politikası araçları olan miktar ve fiyat kontrolleri ilgili bakanlıkların yetkisindedir.

  • Ücret konusu toplu pazarlık esasına göre işçi ve işveren sendikalarınca düzenlenir.



Karar birimlerinin çeşitliliği ve çok sayıda olması ekonomi politikasında çoğulculuğa yol açar.

  • Karar birimlerinin çeşitliliği ve çok sayıda olması ekonomi politikasında çoğulculuğa yol açar.



Koordinasyon Tipleri

  • Koordinasyon Tipleri

  • İçsel - Dışsal Koordinasyon

  • Yatay – Dikey Koordinasyon

  • Kurumlaşmış ve Kurumlaşmamış Koordinasyon





Kamuoyunun Etkilenmesi

  • Kamuoyunun Etkilenmesi

  • Yasama Organının Etkilenmesi

  • Yürütme Organının Etkilenmesi





Kurumlaşmış Etkileme

  • Kurumlaşmış Etkileme

  • Kurumlaşmamış Etkileme



İnformasyon

  • İnformasyon

  • Uzlaşma

  • Oylama



Birliklerin devlet politikasını ve idareyi etkilemeleri açısından

  • Birliklerin devlet politikasını ve idareyi etkilemeleri açısından

  • Birliklerin parlamenter sisteme etkileri açısından

  • Kamu yararı açısından



Ekonomik amaçlar belli ekonomik durum veya ilişkiler ağının korunmasına veya değiştirilmesine yöneliktir. Koruma veya değiştirilmek istenen ekonomik durum ya da ilişkiler sistemi ilgili amaçların konusunu oluşturur.

  • Ekonomik amaçlar belli ekonomik durum veya ilişkiler ağının korunmasına veya değiştirilmesine yöneliktir. Koruma veya değiştirilmek istenen ekonomik durum ya da ilişkiler sistemi ilgili amaçların konusunu oluşturur.



Ön Amaç –Ara Amaç – Üst Amaç – Yan Amaç

  • Ön Amaç –Ara Amaç – Üst Amaç – Yan Amaç

  • Sabit Amaç – Değişken Amaç

  • Nitel Amaç – Nicel Amaç

  • Basit Amaç – Karmaşık Amaç

  • Tek Boyutlu Amaç – Çok Boyutlu Amaç

  • Ekonomik Amaçlar – Ekonomi Dışı Amaçlar



Nedensellik veya etkileşim sistemleri açısından amaçlar arası ilişkiler

  • Nedensellik veya etkileşim sistemleri açısından amaçlar arası ilişkiler

  • Mantıksal açından amaçlar arası ilişkiler

  • Zaman açısından amaçlar arası ilişkiler

  • Tercih sistemleri açısından amaçlar arası ilişkiler





































ARAÇLARIN AMAÇLAR ÜZERİNE ETKİLERİ

  • Kısa dönemli amaçlar için ekonomik düzen politikası dışındaki bütün araçlara uzun dönemli amaçlar için daha çok mali araçlarla kurumsal yapıyı oluşturmaya yönelik ekonomik düzen politikası araçlarına başvurulur.





ARAÇ ETKİLERİNNİ ZAMAN İHTİYACI

  • Toplam Zaman Gecikmesi

    • Tanı
    • İnformasyon
    • Planlama
    • Karar
    • Yönetim
    • Etki
    • Etki gecikmesinin nedenleri; kurumsal yapı, üretim tekniği ve psikolojik alan




TANIDAN TEDAVİYE EKONOMİ POLİTİKASI

  • Ekonomi Politikası Konseptleri

  • Rasyonel bir ekonomi politikası uygulaması için temel ve ana unsurdur. Ekonomi politikası karar birimlerinin bütün uğraşlarında genel geçerliliğe sahip temek ilkeleri kapsar.

  • Genel bir ekonomi politikası konseptinden ekonomi politikasına ilişkin ilke, yöntem, amaç, araç ve uygun kurumlarla belirlenen amaç ve önlemleri karşılıklı ilişkiler açısından tutarlı biçimde sunan temel çerçeve kurallar bütünü anlaşılır.



Ekonomi Politikası Konseptlerinin İçsel Tutarlılık Koşulları

  • İçsel tutarlılık için her şeyden önce iki temek koordinasyon ilkesinden birinin tercih edilmesi gerekir.

  • Temel ilke araç, amaç ve yöntemlerin çelişkisiz biçimde düzenlenmesi gerekir.





Yüklə 446 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin