MÜSLÜMANIN AHLÂKI 2
Önsöz 2
Müslüman İnsanın Ahlakı 4
Giriş 4
Ahlâk Za'fîyeti İmanın Zatına Delildir 6
Daha Güzel Bir Âleme Doğru 7
Hayır Ve Şerle Karşı Karşıya Olan İnsan 10
Ahlakı Cürümlere Karşı Konulan Hadler 13
Ahlâk Mefhumu Her Şeye Şâmildir 14
Sadakat (Doğruluk) 15
Emanet 19
Ahde Vefa 22
İhlas 27
Konuşma Âdabı 31
Kalbin Kinden Salim Kalması 34
Kuvvet 39
Hîlm (Vakar) Ve Suç Bağışlama 43
Cömertlik Ve Kerem 46
Sabır 51
İktisat Ve İffet 56
Şiir 58
Temizlik, Güzellik Ve Sıhhat 59
Haya 63
Kardeşlik 66
Birlik 70
Arkadaş Seçimi 74
(Mü'minin) İzzet (Kaynakları) 78
Şiir: 82
Merhamet 82
İlim ve akıl 86
Vakitten Faydalanmak Ve Zamandan Ders Almak 90
Sonuç 94
MÜSLÜMANIN AHLÂKI
Önsöz
Bir damla su idik. O suyun:
Ne kulağı vardı, ne de ayağı,
Ne saçı vardı, ne de gözleri,
Ne ciğeri vardı, ne de böbreği,
Ne derisi vardı, ne de kemiği, kası, siniri, O sadece bir damla suydu.. Bir tek damla...
O bir damla suyun cinsi, cibilliyyeti bilinmiyordu:
Erkek miydi, kadın mıydı?
Esmer miydi, beyaz mıydı?
Kısa boylu muydu, uzun boylu mu?
Zayıf mıydı, şişman mıydı?
Bilemezdik, çünkü görülen sadece bir damla suydu..
Yine o bir damla suyun hüviyetini de bilmiyorduk:
Hangi ırktandı, hangi renktendi?
Hangi dile sahipti, hangi kelâmı konuşacaktı?
Ne şeklini görebiliyorduk, ne de vasfını.
Netice olarak o bir damla suydu.
O bir damla suyun hangi inanca sahip olduğunu da bilemiyorduk:
Kâfir miydi, mü'min mi?
Fasık mıydı, fâcir miydi?
Müşrik miydi, münafık mı? Her ne kadar akide kimliğini tayin etmeye yetkimiz olmasa bile, o bir damla suyu bir sıfat bekliyordu.
Bir damla suya baktıkça neler düşünmüyorduk ki?
Gün gelecek, ya îman edecek, ya da inkar edecekti,
Ya kemalist olacak, ya da ateist,
Ya sosyalist olacak, ya da faşist,
Ya da dört başı mamur bir müslüman olacak. Amma mutlaka olacaktı. Kaçınılmaz bir sondu bu...
Kim bilirdi ki bir damla suyun:
Zengin mi olacağını, fakir mi olacağını,
Cömert mi olacağını, cimri mi olacağını,
Âdil olarak mı yaşayacağını, ya da zâlim olarak mı yaşayacağını, evet kim bilebilirdi,. Bu neticeleri kim tesbit edebilirdi?
O sadece bir damla erlik suyu idi. O bir damla su gün gelecek:
Ya ıslah edecek toplumu, ya da tahrip edecek,
Ya tamir edecek, ya da tahrip edecek,
Ya dini tebliğ edenlerden olacak, ya da tebliğe karşı çıkacak,
Gün gelecek ya Allah diyecek, ya da Tâğut diyecek...
Mutlaka bunlardan biri olacaktı.
O bir damla erlik suyu zamanla gelişecek, büyüyecek, sosyal, siyasî, hüviyetiyle:
Ya Kâbe diyecek, ya da Vatikan,
Ya İslâm diyecek, ya da Cahiliyye,
Ya Asya diyecek, ya da Avrupa...
Ya toplumun hakkına saygılı olacak, ya da yaman bir hırsız,
Ya nikah diyecek, ya da flört ve zina,
Ya helal kazanç diyecek, ya da faiz.
İşte o bir damla erlik suyu, kavşak noktasına geldiğinde, kesin bir tercihini yapacak ve hayata ilk adımını atacak. Bekliyoruz şimdi. Adımını kim için ve kime atacak?
O bir damla suyu, Rabbimiz, erkek ve kadının bünyesinden çıkaracak1 Daha sonra emin olan bir karargaha yerleştirecek.2 O karargahta bir damla suyu aşılanmış yumurta haline dönüştürecek, sonra bir parça et haline çevirecek, o eti kemiklere dönüştürecek, tekrar kemiklere et giydirecek, daha sonra güzel bir yaratılışla onu insan haline getirecekti.3
O bir damla suyu yaratan, yaratıcı öyle buyuruyordu:
"Allah, her canlıyı sudan yarattı."4
"Sudan (Meniden) bir insan yarattı."5
"İnsan, atılan bir sudan yaratıldı."6
"Biz, insanı en güzel biçimde yarattık."7
O bir damla su merhale merhale ilerliyor ve insan olarak ortaya çıkıyordu. Evet o bir damla su artık insandı. Kadın veya erkek olarak insandı o..
Bir damla suyu, insan olarak insanlığın arasına katan yüce yaratıcı, yarattığı insanın iyiliğini, hayrını istiyordu. Onun için, yaşaması için, yaratıcısına itaat etmesi için neler yapmamıştı ki?
-Yeryüzünün tamamını ve gökteki olan her şeyi onun emrine vermişti,
-İnsanın aklına rehberlik yapması için, kitabı olan Kur'an'ı Kerim'ini, kulunun eline tutuşturmuştu..
-Yabancı ellerin, yabancı fikirlerin, ideolojilerin, batıl düzen ve sistemlerin ağına düşmemesi için neler yapmıştı:
İnsanın göğsünde iki kalb yaratmamıştı, iki yüzlü olmaması için, çift standartlı yaşamaması için ona bir tek kalp verdi.8
Yarattığı insanına güvendiğinin, itimat ettiğinin alameti olarak, ona yeryüzünü teslim etmiş.9, buna ilaveten kitabını da vermişti.
Yeryüzünde başıboş gezmesine razı olmamış, onu iki temel vazifeye davet ederek, görevini açıklamıştı.10
Bu güzel varlığı tüm nimetleriyle kuşatmış olan Rabbimiz, ondan sadece ve sadece iki şey istemişti, sadece iki şey. "İnan ve inancını yaşa."11
Kulunun görevini yalnızca yeryüzü ile sınırlamamış, gökyüzünden de onu mes'ul tutmuştu. Çünkü O, gökyüzünün de ilahıydı.12
Bir damla suyu, insan haline getiren Rabbimiz, kulunun ayağının tökezlememesi, yürüyüşünde yabancı yollara kaymaması için bir takım irşatlarda, tembihlerde de bulunmuştu:
Rabb ve İlah olarak ancak Allah'a îman etmeyi şart koşmuştu. 13
Yaşanacak din olarak sadece İslâm'ı kabul etmişti. 14
Yol olarak Sırat-ı Müstakimden başkasına razı olmamıştı.15 Bu yolculukta tek rehberin Hz. Muhammed olmasını emretmişti.16
Yolda yürüyecek yolcuların da kimliklerine dikkat çekmiş ve dinde kardeş olanların, ancak mü'minler olduğunu açıklamıştı.17
İslâm ümmetinden başka kalabalıklara tenezzül etmememizi istemişti. 18
Talimat ve direktiflerin alınacağı merciin, sadece kendisi ve elçisi olabileceğini tenbih etmişti.19
En sonunda da:
Kime kulluk edilir?
Niçin kulluk edilir?
Nasıl kulluk edilir?
Nerede kulluk edilir?
Kimlerle kulluk edilir? Suallerinin cevabını almak için, kullarının kitabına, Kur'an'ına davet etmişti.
Bir damla sudan meydana gelen insan, eğer yukarıdaki talimatlara, uyarılara, ikazlara dikkat eder ve üzerine düşeni yaparsa netice ne olur? Yani kendisini yaratan Rabbine ortak tutmadan yaşar, ibadet ve taat dünyasını yalnızca Rabbine kaydırırsa kulun alacağı netice ne olacak dersiniz? Yine bunun cevabını bir damla sudan insanı yaratan Rabbimiz verir:
"Allah, sizlerden îman edip iyi davranışlarda bulunanlara:
1. Kendilerinden öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi, onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını,
2. Onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onlar için güç kaynağı yapacağını,
3. Ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını va'dettî.
Çünkü onlar:
l. Bana kulluk ederler,
2. Hiçbir şeyi bana ortak tutmazlar.
Artık bundan sonra kim inkar ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.20
Bir damla sudan yaratılan insan şu hakikate bir daha inanmalıdır ki, kötüler ve kötülük sürekli olarak ayakta kalamaz. İyilik asıl, kötülük ise geçicidir. Hakimiyet eninde sonunda iyilerin eline geçecektir. Bu iş böyle takdir edilmiştir. Kur'an’ımızın müjdesi, Sırat'ı Müstakimde yürüyen müslüman kullar için önem arzeden bir mesajdır:
"Yemin olsun ki, zikirden sonra Zebur 'da: 'yeryüzüne salih kullarım vâris olacaktır,' diye yazmıştık". 21
Bir damla su iken sonra insan olan,
Nikah yoluyla evlenip ve müşterek bir hüviyete kavuşarak aile olan, yani İslâm ailesi olan,
İçerisinde yaşamış olduğu cemiyet insanı ile ayını maksat ve niyeti taşıyarak cemaat merhalesine konaklayan,
Dağlardan, derelerde akan sular misali ırmak olup denize dökülen su gibi cemaat kimliği ile İslâm ümmetine iltihak edip ummanlaşan,
En nihayet, Allah'ın razı olduğu ve kemalleştirdiği İslâmı, hayat tarzı kabul ederek, yeryüzüne Kur'an’ın hakimiyetini sağlamada ideal otoritenin ihyası için hizmet eden müslüman insanına "Merhaba" diyerek, onun önem arzeden bir yönüne parmak basmak istiyorum. 22
Dostları ilə paylaş: |