ÖĞRENCİ YURTLARININ SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI ÖNERGESİ
AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana'nın Aladağ ilçesinde kız öğrenci yurdunda çıkan yangın sonucunda ortaya çıkan öğrencilerin barınma ve beslenme sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına dair bütün partilerimizin ortaklaşa verdiği önerge hakkında AK PARTİ Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Öncelikle, Aladağ'da öğrenci yurdunda çıkan yangında kız çocuklarımızın vefatı milletçe hepimizi derinden sarstı. Bu acının tarifi yok. Allah anne babalarına ve ailelerine sabırlar versin, milletçe başımız sağ olsun, yaralı yavrularımıza da acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, konu çocuklarımız. Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Onları gerek sağlık gerek eğitim gerekse barınma ihtiyaçları başta olmak üzere her açıdan korumak, kollamak, devletin asli görevi. Bu konuda altına imza attığımız uluslararası sözleşmeler, Anayasa hükümleri, çocuklarımıza yönelik mevzuatımız ve çocuklarımızı korumaya yönelik diğer yönetmelikler... Ancak, bakıyoruz ki, uygulamada bu mevzuat yenilemelerine rağmen sorunların yaşandığını görüyoruz. Aladağ'da özel öğrenci yurdunda meydana gelen yangın bir kez daha dikkatlerimizi öğrencilerimizin barındığı yurtlara çevirdi. Yurtların fiziki durumu, yurt görevlilerinin eğitimleri, yurtların güvenliği, denetimi gibi konularda ne tür eksiklikler var da bu üzücü olaylar yaşanıyor? Bu konuda Meclisin ortak iradesiyle bir araştırma komisyonunu inşallah bugün hep beraber kuracağız.
Öncelikle, Aladağ'daki elim hadiseden sonra "Acaba devlet öğrencilerimizin barınması için yeterli sayıda yurt yapmıyor mu da öğrencilerimiz bu özel yurtlara gitmek zorunda kalıyor?" sorusuna hep beraber yanıt arayalım.
Türkiye'de 30 Kasım 2016 tarihi itibarıyla ortaöğretimde devlete bağlı olarak hizmet veren yurt sayısı 2.933. Bu yurtların toplam kapasitesi 531.934. Bu yurtlarda barınan öğrenci sayısı 359.181; boş kontenjan sayısı 172.757. Yani devlet yurtlarındaki doluluk oranı yüzde 67 değerli milletvekilleri. Özel ortaöğretimde, özel ortaöğretim yurtlarına baktığımızda da, yurt sayısı 2.247, barınan öğrenci sayısı 53.414. Rakama baktığımızda devletin boş kontenjan sayısı 172.757, özel yurtlarda barınan öğrenci sayısı 53.414. Yani özel yurtlarda barınan öğrenci sayısının 3 katından fazla devlet yurdunda boş kontenjan var aslında. Burada şunu görüyoruz: Çeşitli sebeplerle öğrencilerimizin ve velilerinin özel yurt konusunda tercihinin -bir kısmının- söz konusu olduğunu görüyoruz. Ancak bazı bölgelerde yurtların yenilenmesi ve yeni ihtiyaçlar için 2016 yılı devlet yatırımına baktığımız zaman 81.500 öğrenci kapasiteli 409 yurt projesinin de bir kısmının inşaatlarının, bir kısmının da ihalelerinin ve projelerinin gerçekleştirildiğini görüyoruz.
2017 Yatırım Programı, 2017 bütçesinde de yine en fazla bütçe çocuklarımıza, millî eğitime ayrılıyor, bütçenin yüzde 20'si millî eğitime yani 122 milyar lira, bunun da 13,7 milyar lirası derslik ve yeni yurt yapımıyla ilgili. Eskiyen yurtların yenilenmesiyle alakalı çalışmaların olduğunu görüyoruz. Yine, kız öğrencilere yurt yapımıyla ilgili talepleri de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız karşılıyor. 200'e yakın gelen talepleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın yaptıktan sonra millî eğitime devretmek üzere inşa ettiğini görüyoruz.
Adana ilimize baktığımızda da ortaöğretim özel öğrenci yurdu sayısı Adana'da 69; kontenjanına baktığımız zaman 5.364; toplam barınan 1.790, yüzde 33. Yine devletin Adana'da ortaöğretim öğrenci yurdu 45, kontenjanı 7.200, barınan 5 bin, doluluk oranı yüzde 70. Adana'da ortaöğretimde devlete ait boş kontenjan sayısı 2.200, özel ortaöğretim yurdunda kalan öğrenci sayısı 1.790. Yani aslında Adana'da da devletin boş kontenjanı özel öğrencilerin barındığı miktardan fazla.
Aladağ'da ne oldu? Aladağ'da devletin ortaöğretim yurdu geçen yıla kadar vardı ancak deprem riski nedeniyle yurt yıkıldı, yerine yeni 300 kişilik bir yurt inşaatı başladı. O yurtta kalan öğrenciler de Kozan'daki yatılı bölge okuluna kaydedildiler ancak özel öğrenci yurdunda, Aladağ'da kalmak isteyen bir kısım öğrenci velileri bu yurtta öğrencilerini barındırıyorlardı. Şimdi, devlet yurtlarındaki doluluk oranı yüzde 67 olmasına rağmen öğrencilerimizin ve velilerimizin bir bölümünün özel yurtlarda kalmayı tercih etmesi nedeniyle faaliyet gösteren yurtların denetimi de büyük bir önem taşımaktadır.
Bu nedenle 11/10/2011 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'unda bir değişiklik yapılmıştır değerli milletvekilleri. Yapılan değişiklikle şu getirilmiştir: Her kademedeki öğrencilere yönelik dernek ve vakıflar ile gerçek ve diğer tüzel kişilerce açılacak veya işletilecek yurt, pansiyon ve benzeri kurumların açılması, devri, nakli ve kapatılmasıyla ilgili esasları belirlemek ve denetlemek görevi Millî Eğitim Bakanlığına verilmiştir. Özel öğrenci yurtları da 3/11/2014 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı'yla yürürlüğe giren -daha önce de yönetmelikleri vardı ama daha sonra bu yönetmelik yenilenmiş- Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği'ne göre açılarak işletilmekte ve denetlenmektedir. Mevcut mevzuat uyarınca özel öğretim kurumlarına iş yeri açma ve çalışma ruhsatları Bakanlık tarafından verildiği hâlde özel öğrenci yurtların kurum açma izni Bakanlıkça düzenleniyor ancak ruhsatlarının yerel yönetimler tarafından verildiği görülüyor. Bu da tabii, uygulamada karmaşaya neden oluyor. Bakanlığın uygun görmediği birtakım uygulamaların olduğunu görüyoruz. Tabii, Bakanlık bunu da çözmek istediği için işte, gündemimizde olan 405 sıra sayılı Kanun'a bir madde ekledi. Burada da şu söz konusu: "Her ne ad altında olursa olsun, kim tarafından açılırsa açılsın öncelikle Millî Eğitim Bakanlığına gelecek ve ruhsatı Millî Eğitim Bakanlığı verecek. Millî Eğitim Bakanlığının verdiği bu ruhsat izninden sonra da denetimlerini Millî Eğitim Bakanlığı yapacak." Yurtlar denetlenirken gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin tabi oldukları mevzuat hükümleri ve yönetmelikle belirtilen esaslar dikkate alınıyor. Yurtlar, mülki idare amirleri tarafından hazırlanan plan doğrultusunda yılda iki defa, gerekli görüldüğünde ise bakanlıkça belirli aralıklarla denetleniyor.
Şimdi, Aladağ'daki özel öğrenci yurdunun denetimiyle ilgili denetim raporunu da istedik, denetim raporu burada. Tabii, denetim raporuna baktığımız zaman birtakım eksikliklerin olduğu da göze çarpıyor. Evet, "Şunlar şunlar var." deniyor. İşte, yangınla ilgili maddeye baktığımız zaman "Binanın yangından korunmasına yönelik her katta yangın tüplerinin bulunduğu, yangın tüplerinin periyodik bakımının yapıldığı, sivil savunma ekiplerinin güncellendiği, yangın söndürme tatbikatının yapılmadığı..." Demek ki yangın söndürme tatbikatı yapılsa çocuklar yangın merdivenine ulaşabilecekler. Yangın merdiveni var ancak "Kapı kolu kırık." deniyor. Tabii, bilirkişi raporları net olarak ortaya çıktığında bunları göreceğiz. İşte, kapının pvc kapı olduğu söyleniyor. Tüm bunlar detay unsurlar. Demek ki denetimlerde sadece yangın merdiveninin olduğu ya da yangın tatbikatının yapılmadığı ortaya çıkmışsa bu konuda bir müeyyidenin yapılması gerekiyor. Tabii ki burada uygulayıcılara çok büyük görevler düşüyor. Bu ifadelerden yola çıktığımızda, yapılan denetimler formalitenin yerine gelmesi olarak görülmemeli. Yangın merdiveni var ancak bir tehlike anında bu merdivene açılan kapının kullanıma elverişli olup olmadığı gibi detay unsurların atlanmaması gerektiği ortaya çıkıyor. Yangının elektrik panosundan çıktığı söyleniyor. Bu konuda, denetim raporunda elektrik tesisatına ilişkin bir veri olmadığını görüyoruz. Eğer yönetmelikte varsa böyle bir eksiklik, bunların da giderilmesi gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, çocuklarımız her türlü politik tartışmanın dışında tutulmalıdır. Her çalışmamızda çocukların üstün yararını gözetmek mecburiyetindeyiz. Bu acı olayın meydana gelmesinde etkili olan unsurlar, yapılacak olan soruşturma neticesinde belli olacaktır. Ancak, bundan sonra bu tür acı olayların meydana gelmemesi için de gerekli bir araştırmanın yapılması zarureti var, bu konuda zaten tüm siyasi partiler olarak görüş birliğindeyiz. Aslında konu çocuk haklarıyla ilgili konu. Çocukların bütün sorunlarıyla alakalı, çocukların korunmasıyla ilgili Mecliste daimi bir çocuk hakları Komisyonunun da aslında artık bundan sonra daha net bir şekilde düşünülmesi gerektiğini ifade ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dostları ilə paylaş: |