Organizasyonlarda çevreye uyum ve değİŞİmle iLGİLİ yaklaşimlar



Yüklə 19,95 Kb.
tarix18.08.2018
ölçüsü19,95 Kb.
#72456

ORGANİZASYONLARDA ÇEVREYE UYUM ve DEĞİŞİMLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR
Yönetim düşünce ve yaklaşımlarını üç genel gruplama ve bakış açısı içinde incelemek mümkündür:
-Postmodernizm bakış açısının gelişmesi

-Yönetim ve organizasyon konularına sosyolojik ve ekonomik açıdan bakan görüşlerin ortaya çıkması

-Globalleşme ve bilgi çağı çerçevesinde gelişen kavram, uygulama ve yaklaşımlar...
Sosyal bilimlerde bir düşünce sistemi olarak postmodernizm, yerleşmiş düşünce kalıplarından kurtulmayı hedefleyen; her türlü bilimsel araştırma ve birikmişi bilgi birikimini eleştiren, bir nevi yerleşmiş düzene başkaldırmayı ifade eden herşeyi nispi gören bir bakış açısını ifade etmektedir. Yönetim açısından farklılıklar yaratıcılığı teşvik eder. İnsanlara “doğru”ları empoze etmek yerine, onları tamamen serbest bırakmalı ve kendi istediklerini yapmalarına fırsat verilmelidir.

Organizasyonların bilinçli olarak alınmış kararlarla çevrelerine uyum sağlamalarını inceleyen görüşler “adaptasyon-uyum yaklaşımı” olarak adlandırılmaktadır.

Organizasyon teorisinde “ekolojik görüş”, “popülasyon ekolojisi” veya “örgütsel nüfus çevrebilim modeli” olarak da bilinen bu görüşün ana fikri şudur:

Doğadaki canlı varlıklar nasıl tabii bir seçimle (seleksiyonla) elenip bir kısmının yaşamı son bulurken diğerleri bir evrim içinde gelişerek yaşamlarını sürdürüyorsa, organizasyonlar dünyasında da durum bunun benzeridir.

Elenenler faaliyetlerini durdurmakta, seçilenler ise yaşamlarını sürdürebilmektedir. Böylece çevre, örgütsel nüfusu kontrol etmektedir.

Adaptasyon (uyum) yaklaşımları



  1. Durumsallık Yaklaşımı

İşletme organizasyonlarının yapı ve işleyişini, işletmelerin içinde bulundukları çevre koşullarının özellikleri, işletmede kullanılan teknoloji ve işletmelerin büyüklükleri etkilemektedir.




  1. Genel Örgütsel Gruplaşma Yaklaşımı (Organizational Configuration)

Organizasyonları ve performanslarını ayrı ayrı ve birbiriyle ilişkisiz teorilerle açıklamak yerine, bütün bu teorileri birlikte dikkate alarak, organizasyonlarda performansı etkileyen çeşitli özellikleri ve bunları etkileyen faktörleri gruplar halinde belirlemeye çalışmak daha yararlı olacaktır.




  1. Kaynak Bağımlılığı Yaklaşımı (Resource Dependence Theory)

Her işletme için kritik önemde sayılan inputlar olabilir. İşte organizasyonlar, bu şekildeki kritik ve temininde belirsizlik bulunan inputlar için çeşitli önlemler alırlar.


Bu önlemlerin başında işletmelerarası birleşmeler (mergers ve joint ventures), konsorsiyumlar, çeşitli yasal anlaşmalar ve stratejik birlikler) strategic alliances), ortak yönetim kurulu üyeleri gelmektedir.
Kaynak Bağımlılığı Yaklaşımı açık sistem anlayışını esas almaktadır. Bu yaklaşım, organizasyonların yaşamlarını sürdürebilmeleri için, kendi yapı ve davranışları ile diğer organizasyonlar arasındaki ilişkiler ve onların davranışları üzerinde durmaktadır.


  1. Örgütsel Strateji Yaklaşımı (Organizational Strategy Approach)

Organizasyonlar, üst kademe yönetimlerinin formüle ettiği stratejileri uygulayarak çevrelerine uyum sağlarlar.


Bunun için üst kademe yönetim, işletmeyi etkileyen çevresel koşullardaki değişmeleri sürekli izler; bu değişmelerin ne gibi fırsatlar yarattığını veya ne gibi tehlikeleri beraberinde getirdiğini tespite çalışırlar.
Öte yandan işletmenin kuvvetli ve zayıf yönlerini ayrı ayrı değerlemeye tabi tutarak organizasyonun kaynaklarının nerede ve nasıl kullanılacağına karar verirler. Verilen bu kararlar işletmenin stratejisini oluşturur.
Bu süreç esasında SWOT olarak biline süreçtir.
5. Bilgi İşleme Yaklaşımı (Information Processing Approach)

Bilgi işleme yaklaşımı, tıpkı insan beyni gibi, organizasyonları, en alt kademesinden en üst kademesine kadar bilgi işleyen ve karar üreten birimler olarak ele alır. İlke-prosedürden stratejilere...

Çevrede belirsizlik arttıkça, organizasyonda amaçları ve hedefleri vurgulayarak ön plana çıkaran bir karar mekanizması gelişmekte ve karar vericiler nispi olarak daha fazla yetki kullanır hale gelmektedir. Buna karşılık, belirlilik ve durgunluk şartlarında ise, organizasyon, mensuplarının davranışlarını daha fazla kontrol eden bir karar mekanizması gelişmektedir.

Organizasyonların çevrelerine uyumu, çevreleri ile ilgili bilginin toplanması, işlenmesi ve karara dönüştürülmesi süreci sayesinde başarılmaktadır. Çevrelerine uyumu sağlayarak yaşamlarını sürdüren organizasyonlar, kara, ilke, çerçeve ve mekanizmalarında değişiklik yapabilen, değişen şartlara ilişkin bilgileri toplayıp değerleyebilen organizasyonlardır.


6. Vekalet Yaklaşımı (Agency Theory)

Vekalet yaklaşımı, amaçları ve çıkarları farklı iki kişinin birbiri ile yardımlaşmak durumunda ortaya çıkan sorunları inceleyen bir yaklaşımdır. Ortak bir amaç uğruna yardımlaşmak durumunda olan iki tarafın birincisi Vekalet veren (principal) diğeri de Vekil (agency)dir. Bir işin gerçekleştirilmesinin başkasına devredildiği durumlarda vekalet ilişkisi söz konusu olur.

Hissedar-yönetici; üst yönetici-ast; müşteri-satıcı

Amaca ulaştıracak işler konusunda “vekil” daha fazla bilgiye sahiptir. “Vekalet veren”, çeşitli teşvik ve kontrol önlemleri ile, vekilin amaçlar doğrultusunda çalışmasını denetlemek isteyecektir.

7. İşlem Maliyeti Yaklaşımı (Transaction Cost The.)

Organizasyonlar ürettikleri mal ve hizmetlerin değişim işlemlerini (transactions), maliyeti en ekonomik olacak şekilde organize etmek isterler.

İşlem maliyeti yaklaşımı, organizasyonların bu değişim maliyetlerini analiz edebilecekleri ve en ekonomik şekilde organize edebilecekleri teorik çerçeveyi (modeli) araştırmaktadır. Çünkü ekonomi en iyi stratejidir.

Yaklaşımın temelinde yine rasyonellik ve etkinlik arayışı vardır.



8. Kurumlaşma, Kurumsallaşma Yaklaşımı

Kurumsallaşma, sosyal, ekonomik ve politik nitelikteki olayların incelenmesinde kullanılan bir yaklaşımdır. Sosyolojik anlamda kurum, toplumda organize olmuş, yerleşmiş, kabul edilmiş, prosedürleri belli sosyal ilişkiler düzeni ve topluluğunu ifade etmektedir.

Bir organizasyon teorisi olarak kurumlaşma, organizasyonların yapı ve davranışlarının, sadece Pazar koşulları tarafından değil fakat kurumsal nitelikteki baskılar, bekleyişler ve inançlar tarafından da etkilendiğini söylemektedir. Kurumsallaşma Yaklaşımı, belli bir çevrede faaliyet göstermekte olan organizasyonların yapı ve işleyiş özellikleri ile çevrenin özellikleri arasında bir benzeşme, parelellik öngörmektedir. Eşbiçimlilik veya eş şekillilik (izomorfizm) olarak da adlandırılan bu benzerlik, organizasyon ile çevresi arasındaki ilişkiyi kuran en önemli faktördür. Organizasyonlar, bu yapısal eşbiçimliliklerinin yanında, çevresel baskılar karşısında, belirli işleri yapma prosedürleri açısından da çevre ile eşbiçimli-uyumlu olacaklardır.

POPÜLASYON EKOLOJİSİ


Popülasyon ekolojisi, organizasyonları bir grup olarak ele almakta ve bu grup ile çevre arasındaki ilişkileri araştırmaktadır.


Canlı bir varlık olan organizasyonda da, “katılık” görülebilir ve organizasyon değişime ayak uyduramaz hale gelebilir.
Çevre, koşullarına uyamayan organizasyonları elimine eder. Yaşama imkanı bulanlar da birbirine benzemeye, eşbiçimli olmaya başlarlar.
Yüklə 19,95 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin