Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla
Yüce Rabbimizin, Rahmet ve mağfiretinin, feyiz ve bereketinin, lütuf ve ihsanının, Müslümanların üzerine bolca tecelli ettiği, üç aylardan Recep ayını; ilk Cuma gecesi Regaib Kandilini, 27. Gecesi Miraç Kandilini kutlayarak geride bıraktık ve Şaban ayının ortasına yetiştik. Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve inayetiyle 30 Nisan 2018 Pazartesiyi Salıya bağlayan gece Ramazan ayının müjdecisi olan Berat Gecesine erişmenin sevinç, huzur ve mutluluğunu yaşayacağız. Ruhumuzu daraltacak her türlü sıkıntıdan, her türlü hatadan, insana yakışmayan her türlü kötülükten kurtulmak için, “berat etmek” için eşsiz bir fırsat yakalayacağız.
Kaynaklarımızda rahmet, icabet, gufran ve takdir olarak isimlendirilen Berat gecesi, af, arınma ve kurtuluş gecesidir. Hiç şüphesiz ki Beratın en derin anlamı af ve bağışlanmadır. Sevgili Peygamberi miz (sav) bu gecede Allah’a çokça ibadet edilmesini, gündüzünde ise oruç tutulmasını tavsiye etmiş ve bu gece güneş batınca Allah Teâlâ’nın dünyaya rahmetiyle tecellî ederek fecre kadar: “Bağışlanmak dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belâya dûçar olan yok mu, ona afiyet vereyim!..” buyurduğunu bizlere müjdelemiştir. (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salavât, 191)
İnsanlar için hesaplaşma günleri olan bu rahmet geceleri, varlığımızı yeniden gözden geçirme, muhasebe ve tefekkür etme imkanları kazandıran birer fırsat olarak değerlendirilmelidir. Bu gecede her mü’min, kötülüğe olan mesafesini ölçmeli, kötülüğe giden yolları kapatmaya bir kere daha karar vermelidir. Çünkü bu geceler bizi; Kur'an ve sünnet ölçüleri ışığında geçmişle yüzleşmeye, bugünü değerlendirmeye ve yarını inşa etmeye davet eder.
Bize düşen tefekkürdür, niyazdır, tövbedir. Berat; Yüce Yaradan'ın affına erebilmek için yaratılanı affetme, rahmet ve mağfirete mazhar olma günüdür. Allah'tan af dileyen affedici olmalı, Allah'tan bağışlanma dileyen bağışlayıcı olmalıdır. Bu konuda kendimize, eşimize, çocuklarımıza, komşularımıza, bütün insanlığa ve bütün mahlukata karşı affedici olmalıyız. Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma zamanıdır.
Berat, tövbe ve dua zamanıdır. Bunu fırsat bilerek, hata ve günahlarımızdan nasuh bir tövbe ile uzaklaşırsak Allah’ın mağfireti bizleri kuşatır. Kalbimizden kin, nefret, haset, öfke ve düşmanlık duygularını atıp af yolunu tutarsak Yüce Rabbimiz bizleri affına mazhar kılar. Kendimiz için istediğimiz güzellikleri başkaları için de isteyebilirsek Cenab-ı Hakk bizlere tüm güzellikleri ihsan eder. Mazlum ve mağdurların, zorda ve darda kalmışların imdadına yetişebilirsek Allah Teâla da bizlere yardım eder. Dua, niyaz ve yakarışlarımıza sadece nefsimizi değil, eşimiz, çocuklarımız, ailemiz, ana-babamız, geçmişlerimiz, akrabalarımız, komşularımız, bütün kardeşlerimiz ve tüm insanlığı katabilirsek, duamızda herkesin iyiliğini ve selametini talep edebilirsek, Yüce Rabbimiz niyazlarımızı karşılıksız bırakmaz ve bizlere gerçek özgürlük beratımızı verir. Yüce Yaratan “De ki: ‘Ey kendi aleyhlerine günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah dilerse bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” (Zümer, 39/53) buyuruyor.
Bu Berat Kandili'nde tüm Edirnelileri, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle ailelerimizi camilerimize davet ediyoruz. Hep birlikte Allah'ın evlerine misafir olalım ve top yekün tövbeye durarak İslam ümmetinin beraatı için dua ve niyaz edelim. Ta ki, sonsuz merhamet ve mağfiret sahibi olan Yüce Allah’ımız, el açıp yalvardığımız bu gecenin ardından, günahlarından temizlenmiş, suçlarından en ufak bir leke kalmamış kullar olarak sabaha ulaşmamızı nasip etsin.
Bu duygu ve düşüncelerle Serhat Şehri Edirnelilerin, aziz milletimizin ve tüm İslâm âleminin mübarek Berat Kandillerini tebrik ediyorum. Bu gece ve aylarda yapacağımız ibadet, dua ve yakarışların kabul olmasını, Suriye ve Irak başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında akan gözyaşının bir an önce dinmesini, Ramazan-ı şerife barış, huzur ve güven içinde kavuşmayı Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.
Allah Devletimize ve Milletimize zeval vermesin. Ümmet-i Muhammed’in kardeşliğini daim eylesin. Allah’ım bize merhamet eyle! Bizi birbirimize düşürmek, kuvvetimizi parçalamak, dayanışma ruhumuzu zayıflatmak, yuvamızı dağıtmak isteyen her türlü fitne ve fesattan bizleri muhafaza eyle! Muhabbetimize, birliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize gölge düşüren her türlü şiddetten, nifaktan, tefrikadan, şeytandan bizleri muhafaza eyle. Hem yurt içinde hem yurt dışında ülkemizin birliği ve bütünlüğü, milletimizin huzur ve güvenliği uğruna canlarını feda ederek bu yüce makama ulaşan şehitlerimize rahmet eyle. Gazilerimize acil şifalar ver. Başta Afrin olmak üzere Suriye’de, Kuzey Irakta, Anadolu’nun ve Dünyanın değişik yerlerinde çarpışan /görev yapan askerimize ve polisimize nusret’inle (yardımınla) daha nice zaferler nasip eyle. Amin.
EMRULLAH ÜZÜM
İL MÜFTÜSÜ
Dostları ilə paylaş: |