Siyasi iktidarın, ulusal ve uluslararası demokratik kamuoyunun tüm tepkilerine rağmen kararlılık içinde yürüdüğünü görüyoruz

Tüm muhalif kesimlere karşı yoğun bir baskı ve sindirme operasyonuna devam eden siyasal iktidar, 4 Kasım 2016 tarihinde HDP Eş Başkanlarını, Grup Başkan Vekilini ve milletvekillerini gece yarısı operasyonuyla gözaltına alıp tutuklayarak halk iradesini bir kez daha yok saymıştır.  Geleceğin demokratik Türkiye’sinin umudu olan ve milyonlarca insanın iradesini temsil eden seçilmişlerin evrensel hiçbir hukuk kuralında yeri olmayan bir şekilde tutuklanmaları, esas olarak meclisin 3. Partisini siyaset alanından tasfiye etme operasyonuydu. 

Meclisi işlevsiz hale getirip halk iradesini yok sayan faşist bir aklın siyaset alanını kuşatması karşısında HDP’nin, Meclis grubunun yasama faaliyetlerini durdurarak ortaya koymuş olduğu demokratik tavrını her zeminde savunduk ve destekledik.
Siyasi iktidarın, ulusal ve uluslararası demokratik kamuoyunun tüm tepkilerine rağmen kararlılık içinde yürüdüğünü görüyoruz. Bugün iktidardaki AKP ve MHP’nin mutabakatıyla muhtemel anayasa referandumu dâhil, yeni bir rejim inşa etme sürecinde başta HDP olmak üzere bütün muhalif kesimler zor ve şiddet yoluyla bastırılarak, meclisten tasfiye edilerek, demokratik siyaset zemini dışına düşürülmek istenmektedir. Bunun için her türlü tedbir alınmakta, muhalefetin sindirildiği ve susturulduğu bir ortamda yeni rejimim tek adam etrafında inşa edilmesi amaçlanmaktadır. 
Bu amaçla OHAL ilan edilmiş olup KHK marifetiyle binlerce kamu emekçisi işinden edilmiş, haber alma hakkımız gasp edilerek radyo, televizyon ve gazeteler kapatılmış, dernek faaliyetleri durdurulmuş, ülke derin bir karanlığa boğulmuştur.
Halkın oylarıyla seçilmişlerin, hukuksuz ve siyasi bir operasyonla tutuklanmaları karşısında, HDP Meclis Grubunun yasama faaliyetlerini durdurması ne kadar doğru bir tutum olmuşsa, bugün demokratik siyasetin olanaklarını sonuna kadar kullanma iradesi göstermek ve AKP’nin yeni rejim inşa etme girişimi karşısında meclisin olanaklarını sonuna kadar kullanmak da o kadar doğru ve politik bir tutum olacaktır.
Bizler, başından beri HDP ile yan yana olan, HDP’nin mecliste yer almasına katkı koymuş HDP bileşeni siyasi yapılar olarak, anayasa referandumu ve Başkanlık tartışmalarını da gören bir yerden, önemli bedeller ödenerek kazanılmış olan demokratik siyaset zemininin korunması gerekltiğini ve HDP’nin yasama faaliyetlerine kaldığı yerden devam etmesi çağrısı yapıyoruz. 
HDP’nin katılmadığı meclis genel kurulları göstermiştir ki, parlamento AKP iktidarının noterliğinden öteye gidememektedir. HDP’nin yasama faaliyetleri içerisinde olduğu dönemlerde kadınlar, çocuklar ve toplumun tüm mağdur kesimleri Meclis kürsüsünden sesini duyurabilmiştir. 
Bugün gelinen bu aşamada ve yukarıdaki tespitlerimize bağlı olarak, HDP’nin geçici olarak durdurmuş olduğu yasama faaliyetlerine yeniden aktif olarak katılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Toplumun sesi ve vicdanı olmak, taleplerinin taşıyıcısı olmak adına ve iktidarın savaş eksenli faşizan rejim inşa etme girişimi karşısında barikat oluşturmak için bütün mücadele zeminlerinin sonuna kadar kullanılması gerektiğini düşünüyor ve HDP’nin yasama faaliyetlerine devam etmesini öneriyoruz.





Demokratik Bölgeler Partisi

Ezilenlerin Sosyalist Partisi

Devrimci Parti

SODAP

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi