Sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde gerçek anlamının dışında



Yüklə 283,69 Kb.
tarix09.01.2019
ölçüsü283,69 Kb.
#93718

SÖZCÜKTE VE SÖZCÜK ÖBEĞİNDE ANLAM

TEST 5



1.

"Dağılmak" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde gerçek anlamının dışında kullanılmamıştır?



  1. Kentin eski merkezindeki evlerin bahçe duvarları dökülüp dağılıyordu.

  2. Üçüncü golü yedikten sonra takım iyice dağılmıştı.

  3. Babalarının ölümünden sonra aile dağılmıştı.

  4. Ona ne zaman rastlasanız, efkârınız dağılırdı.

  5. Güneşin ilk ışıklarıyla, yaşlı kadının sıkıntısı da dağılmıştı.

2.


I. Programda, halk müziği konserini folklor oyunları izledi.

II. Bu ustaca düzeni, onların her işinde izleyebilirsiniz.

III. Köye ulaşmak için derenin yanından geçen yolu izleyin.

IV. Bu sezon, çiftçileri memnun etme politikası izleyeceğiz.

V. Yarışmanın ikinci bölümünde genel kültür sorularını, sporla ilgili sorular izledi.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde "izlemek" sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?

A) l. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV. D) I. ve V. E) III. ve IV.


4.

Türk edebiyatını küçük düşürmemek şartıyla, edebiyat tarihimizin, dünya edebiyatıyla karşılaştırmalı bir biçimde öğretilmesinde yarar vardır. Bu, çocuklarımızın kafasında gerçek eğiti-cimciler aracılığıyla, başka milletlerin düşünce dünyalarına bir pencere açmak demektir.



Bu parçada geçen "başka milletlerin düşünce dünyalarına pencere açmak" sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Evrensel kültüre ait değerlere farklı bir gözle bakabilmek

  2. Kendi düşünce sistemini beğenmeyip yeni düşünceleri benimsemek

  3. Diğer milletlere ait düşünce akımları hakkında bir fikir sahibi olabilmek

  4. Medeniyetler arası düşünce farklılıklarına tarafsız bir gözle bakabilmek

  5. İki farklı kültürün düşünce hayatına dair değerlendirme yapabilme yetisini edinmek

5.


Tomruklar, suyun hafif akıntısına uyarak bulunduğumuz yerden uzaklaştı.

"Hafif sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki anlamıyla kullanılmıştır?



  1. Uyumak üzereyken salondan hafif bir ses geldi.

  2. Kendimi bugün çok hafif hissediyorum.

  3. Hafif bir kahvaltıdan sonra bahçede yürüyüşe çıkıldı.

  4. Camı kıran çocuğa hafif bir ceza verildi.

  5. Kardeşimin uykusu çok hafiftir.


6.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, birinci cümlede gerçek, ikinci cümlede mecaz anlamıyla kullanılmamıştır?

  1. Bu sabahki ekmek iyi kabarmıştı.

Çocuk, boyuna bakmadan herkese kabarıyordu.

  1. Annesi onu yoğurt mayası almaya yolladı.

Görevli, mayası bozuk birine benziyordu.

  1. Ben babamın yazısını kolaylıkla okurum.

Suçlu olduğunu yüzünden okumuştu.

  1. Bakkala olan borcunu maaş alınca ödeyecekti.

Kazandığımız bu zaferi kanımızla ödedik.

  1. Oyuncular sahnede rollerini çok iyi oynadılar.

Bize karşı hep iyi insan rolü oynardı.
12. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi "tedbirli olma" ile ilgili değildir?

  1. Azıksız yola çıkanın, iki gözü el torbasında kalır.

  2. Dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için.

  3. Nasihat istersen tembele iş buyur.

  4. Sen işini kış tut; yaz çıkarsa bahtına.

  5. Keseye danış, pazarlığa sonra giriş.




8.

Virginia Woolf, yazarlığı boyunca babasının bir öğüdünü hiç aklından çıkarmadı: "Yazar, kendisi olma cesaretine sahip çıkmalıdır." Kitaplarında kendisi vardı ve o, kendisine sahip çıkıyordu. Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?



  1. Özgünlüğünü, her durumda hiç kimseden çekinmeden savunabilmek

  2. Kendine ait özelliklerin neler olduğunun farkında olmak

  3. Düşüncelerini ifade ederken baskılardan çekinmek

  4. Başka insanlardan farklı yönlerini, törpüle-meye çalışmak

  5. Duygu ve düşüncelerini söyleme cesareti içinde olmamak

9.

Dertlerim örülmüş çorap gibi Söktükçe sevdiğim sökesim gelir içime işledi şu zalim gurbet Gönül ah çektikçe çekesim gelir



Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

  1. Deyim kullanılmıştır.

  2. Somutlamaya başvurulmuştur.

  3. Benzetme yapılmıştır.

  4. Kişileştirme vardır.

  5. Dolaylamaya yer verilmiştir.

10.

I. Tuhaf davranışlarından ötürü mahallelinin ağzına sakız olmuştu.

II. Açtığı son dükkanı da işletemeyince beş paralık olup çıkmıştı.

III. İş yerindeki herkes bu zavallı adama cephe almıştı.

IV. Almanya’dan başarılı olamayıp dönünce tüm köyün diline düşmüştü.

V. Yanında çalışıp da kendine ihanet edenlerin ekmeğine yağ sürmek istemiyordu.



Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisindeki deyimler anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV. D) II. ve IV. E) III. ve IV.



11.

Dar bir günüm gelmiş, birinden üç beş kuruş almışım, bundan ne çıkar? Altı çizili sözcüğün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?



  1. Bu akşam vaktinde senden bir fener istememin ne zararı var?

  2. Sabahın bu saatinde senin gibi biri burada ne arıyor?

  3. Adamın bize her konuda yardım etmesine ne buyrulur?

  4. Ben de oraya gitmek istemezdim; ne çare mecburum!

  5. Sizi hiç bu otel köşesinde bırakır mıyım; herkes bana ne der?

12.


İstanbul Türkçesi, tıpkı İstanbul gibi, yalnız İstanbulluların değil, bütün Türk milletinin ortak eseridir. Bu eser, İstanbul'un halis Türk semtlerindeki dil potalarında eriyip kaynaşan bir söyleyiştir. Bu dili en güzel, İstanbul’un hanımları konuşur.

Bu parçada geçen "halis Türk semtlerindeki dil potalarında eriyip kaynaşmak" sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerin hangisidir?

  1. Türkçenin güzel konuşulduğu bölgelerdeki kültürü canlı tutmak

  2. Türkçeye mal olmuş sözcükleri her yerde özenle kullanıp yaşatmak

  3. Türklerin yoğun bulunduğu yerlerin dilinin kullanım alanını genişletmek

  4. Türk kültürünün etkin olarak görüldüğü yerlerdeki konuşma dili ile yoğrulmak

  5. Halkın konuştuğu Türkçe ile ideal Türkçeyi birleştirmek

13.

Bu kitapta benim eski romanlarımın da izlerini sürmek mümkün. Her romanımda olduğu gibi burada da görünenle görünmeyen arasındaki farkı çok önemsiyorum. Görüntünün altında başka dinamikler yaşıyor. Bütün takıntılarımızı eve saklıyor, göstermemeye çalışıyoruz. Kamusal alanda sakladığımız yüzler var. Ben o görünmeyeni göstermek istedim bu romanda. Bu parçada geçen altı çizili sözcükle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?



  1. Hiç yazmadığı kadar güzel romanlar yazmak

  2. Daha önce yazılmış romanlar hakkında ipuçları bulunmamak

  3. Var olan romanların seviyesine henüz ulaşamamak

  4. Roman yazarken geçmiş birikimlerden yararlanmamak

  5. Kendi roman tekniğini sürdürür tarzda yazmaya devam etmek

14.


Söz ve dil yurdum, böylesi bir kentin gerçeğiyle çocukluk evrenimde yer etmişti. Söz ve yazı belirlerdi bu kentin belleğini. Yaşadıklarımıza, tanıklıklarımıza bunların mührü vurulurdu adeta. Sözle güne başlanır; sözle akşam karşılanır; geceye sözün ve yazının büyüsüyle girilirdi. Bu parçada geçen "söz ve yazının, kentin belleğini belirlemesi" sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Kentteki sanatsal etkinliklerin, olması gerekenden bile fazla olduğu

  2. Sözlü ve yazılı eserlere olan ilgisizliğin kentte üst düzeyde olduğu

  3. Yazı ile sözün, kentte yaşayanlar için bir soluk alma ortamı oluşturduğu

  4. Sözlü anlatımın yazıya geçirilmesinin kentteki edebi ortamı etkilediği

  5. Yazılı eserlerin ve konuşmaların kentin sosyal hayatında önemli bir yerinin olduğu

15.


I. Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak.

II. Bu bahar, kırlardan demet demet çiçek topladık.

III. Bugün sofrayı toplamak bana düştü.

IV. Bu odayı biraz toplamak gerekiyor.

V. Uzun saçlarını kasketinin altında topladı. Bu cümlelerde, "toplamak" sözcüğünün aşağıdaki açıklamalarından hangisi örneklendirilmemiştir?


  1. Bir araya getirmek

  2. Devşirip kaldırmak

  3. Hizmete çağırmak

  4. Dağınıklıktan kurtarmak

  5. Bir düzene sokmak

16.


"Kullanmak" sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde verilen açıklamaya uygun değildir?

  1. Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak: Aldığı bir elbiseyi eskiyinceye kadar kullanırdı.

  2. İşletmek, değerlendirmek: Dedesinden kalan parayı, ticarette kullanmayı tercih etmişti.

  3. Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak: Sekreter olarak işe aldıkları kadını, temizlikçi gibi kullanıyorlardı.

  4. Harcamak, sarf etmek: Sattıkları eşyaların parasını son derece idareli kullanıyorlardı.

  5. Bir kimseyi ya da şeyi amacına alet etmek, istismar etmek: Bu traktörü otuz yıldır kullanıyorlardı.


17.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamda kullanılmıştır?

  1. Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu.

  2. Merdivenin başındaki paravanın ardında garip bir eşya gördüm.

  3. Bekçi, adama kendisiyle sert konuşmanın ne demek olduğunu gösterdi.

  4. Düğün için yaşlı kadına temiz bir elbise giydirdiler.

  5. Her işte onun ileri görüşlülüğüne güveniyorlardı.




18.

"Lokma" sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde, "Bu güzel yemeklerden, ağzına bir lokma bile koyamadı." cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?



  1. Koynundan yavaş yavaş çıkardığı ekmeği, küçük lokmalara ayırarak yedi.

  2. Meydanda lokma satan adamlarla arkadaşlık kurmuştu bile.

  3. Bu akşam lokmayı bizim evde yiyelim de olan biteni konuşalım.

  4. Annesi geçen pazar misafirler için lokma yapmıştı.

  5. O kadar acıkmıştı ki, ağzındaki lokmayı çiğnemeden yutuyordu.

19.


Benim doğduğum mahallede insanlar birbirini tanırdı. Geleneksel yaşam biçimleri, bağlı olunan değerler çözülmemişti henüz. Sokakların dili vardı, mahallelerin yaşam kültürü iz bırakıyordu bizlerde. Sözün ipek giysilerini buralarda kuşanıyorduk, ömrümüz boyunca konuşacağımız Türkçenin o narin yapısını burada öğrenip uygulama imkânı buluyorduk.

Bu parçada geçen "sözün ipek giysilerini kuşanmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Dilin kullanım alanlarını genişleten sözcükleri incelemek

  2. Dile ait şekil özelliklerini geliştirerek dili güzelleştirmek

  3. Dili kullanmanın inceliklerine sahip olamamak

  4. Dilini, içinde yaşadığı toplumun diline ait güzelliklerle süslemek

  5. Dildeki anlaşılması zor sözcükleri daha kolay anlar hale gelmek


20.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde "göz" sözcüğü, yüklemle birlikte deyimleşmemiştir?

  1. Gözlerim yollarda kaldı visalini can arzular

  2. Gözü açık olan bilir değerini

  3. Gözüm açık gider, sarmasam seni

  4. Gözüm kaldı şu kaplanın postunda

  5. Sevdiğim, gözümde tüter yurdun

21.


Türk resminin önemli fırçalarından biri olan Kamil Eryavaş, geçen hafta bir sergi açtı.

Bu cümledeki altı çizili sözcükte görülen anlam olayının benzeri aşağıdakilerin hangisinde vardır?

  1. Perdeyi açınca her yerin aydınlandığını gördüler.

  2. Gezdiğimiz ülkeler ile ilgili detaylar, bu hafta çıkacak dergimizde var.

  3. Şehrin ünlü yüzleri bu gece bu toplantıya katılacak.

  4. Yol kenarındaki çöp bidonları kaldırıldı.

  5. Sınıftaki herkesin elinde bir Dostoyevski romanı vardı.

22.


Milletlerin öyle şairleri, öyle yazarları vardır ki kelimeleri bir lezzet gibi kullanırlar. Divan edebiyatında, sözü Türkçe kelimelerle tatlandıranların başında Fuzulî vardır. Mesela, birçokları için iyi bir anlamı olmayan "düşmek" sözcüğü, Fuzuli’de dile çeşitli lezzetler katan çok anlamlı bir sözcüktür.

Bu parçada geçen "sözü Türkçe kelimelerle tatlandırmak" sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Sözcükleri seçerken, Türkçe olanlara ağırlık vermek

  2. İnsanların duygularını şiirdeki her sözcükle yansıtabilmek

  3. Türkçe olmayan sözcüklere Türkçe karşılıklar bulmak

  4. Anlatımı, Türkçe sözcüklerin güzellikleri ile süslemek

  5. Sözcüklerin, Türkçe olanlardan seçilmesine özen göstermek

23.


"Kaba" sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir anlamda kullanılmıştır?

  1. Salonda son derece kaba sözler söylemişti.

  2. Kaba konuşmayı âdet edinmiş bir sürü adam meydanda toplandı.

  3. Çocuklardan biri ağzından çok kaba bir laf kaçırdı.

  4. Kaba bir yün döşekle yastık getirdi yanında.

  5. Yaşlı adam, kaba kaba konuşuyor, herkesi rahatsız ediyordu.

Yüklə 283,69 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin