Takıntı (obsesyon) günlük yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkileyen, kişinin stres ve gerginlik düzeyini arttıran, olumsuz düşünce biçimidir.
Takıntıların en belirgin özelliği kişileri zorlantılı bir davranış ya da düşünceye yönlendirmesidir. Kompulsiyon adını verdiğimiz bu davranış veya düşünceler kişiler tarafından her ne kadar anlık rahatlatıcı ve takıntıyı giderici nitelikte görünse de esasen bir sonraki takıntılı düşünceye zemin hazırlamaktadır.
Kişiler bu düşüncelerin saçma olduğunu bilseler de zihninden uzaklaştırmakta güçlük çekerler ve rahatlamak için kompulsif davranışlara yönelirler. Örneğin kirlenme takıntısı olan bir insan defalarca ellerini yıkayarak takıntısının rahatsız edici boyutuna yönelik kompulsif davranış geliştirebilir. Ya da bir kadın evden çıktıktan sonra ütüyü fişten çektim mi acaba kuşkusuna kapılıp tekrar eve dönerek birkaç kez kontrol etme davranışı sergileyebilir. Bunlar obsesif kompulsif türlerinden sadece bazılarıdır. Oldukça geniş bir çatısı olan bu psikopatoloji sadece bu sorunu yaşayan kişileri değil yakın çevresini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle mutlaka tedavi edilmesi gereken bir bozukluktur. İlaç tedavisinin yanı sıra davranış terapisi oldukça etkili olmaktadır. Davranış terapisinde, kişilerin, zorlantılı davranışlarının aşamalı bir şekilde üzerine gidilerek zihinsel olarak biçimlendirilmesi amaçlanır. Tedavi planında, hastanın abartılı ve tehlikeli algıladığı düşünce biçimlerinin üzerine gidilerek yerine işlevsel ve gerçekçi düşünceler geliştirmesi hedeflenir. Çeşitli ev ödevleriyle terapi süreci desteklenir ve kişinin rahatsızlığının ortadan kaldırılması hedeflenir. Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisi mümkün olabilen bir hastalıktır. Önemli olan kişilerin bu takıntıları gündelik yaşamın bir parçası haline getirmemeleri ve yardım çağrısında bulunabilmeleridir. Çünkü bir çok insan bu takıntılarla yaşamayı öğrenmekte, hayatının bir parçası olarak algılayarak normalleştirmekte ve tedaviye başlama girişiminde bulunmamaktadır. Daha işlevsel ve yaşam doyumu yüksek bir hayat sürmek mümkünken takıntılarla tek başına mücadele etmek sancılı bir süreci beraberinde getirecektir. Bu nedenle bu sorunlara sahip olduğunu düşünen bireylerin bir uzman desteği almasının hem kendisi hem de yakın çevresi açısından faydalı olabileceği öngörülmektedir.