Türkmenistan



Yüklə 228,58 Kb.
səhifə1/13
tarix09.01.2019
ölçüsü228,58 Kb.
#93914
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   13

10 Aralık 2004

MAZLUMDER İNSAN HAKLARI 2004 DÜNYA RAPORU



2004 yılı Dünya İnsan Hakları Raporu, Dış İlişkiler Komitesinden 13 gönüllünün bir yıllık çalışması sonucunda hazırlandı. Dünyanın altı bölgeye ayrıldığı ve bu bölgesel çalışmada her devletin sınırları içinde yaşanan hak ihlalleri medya takip edilerek raporlandı. Ve bu çalışmanın sonucu olarak 2004 Dünya İnsan Hakları Raporu hazırlandı. Raporu hazırlayan arkadaşlarımız derneğimiz Dış ilişkiler komitesi olarak İstanbul Şubemiz nezdinde çalışmalarını yürüttüler. Kendilerini tanıtmak ve teşekkürlerimizi ifade etmek isteriz.
Hazırlayanlar
    Dış İlişkiler Komite Başkanı
    Fatih Haras
   Editoryal Grup
    Kadir Temiz

    Selman Ortaköy

    Gülizar Delen

Salih Bayram

Serdal Meral

Ebubekir Özbek

Cihat Saatçioğlu

Hatice Delil

Habibe Ustaçık

Hüseyin Özalp

   Sümeyra Misge


    Burcu Mutlu
  MAZLUMDER DIŞ İLİŞKİLER KOMİTESİ
    

Bölgeler:


    1. Avrupa Kıtası
   2. Kafkasya-Orta Asya
    3. Orta Doğu ve Alt Kıta

    4. Amerika Kıtası


   5. Uzakdoğu
    6. Afrika Avustralya Kıtaları
Çalışmaların daha verimli yürütülebilmesi için, her bölge de kendi içinde ayrıma tabi tutuldu. Bu görev dağılımı çerçevesinde dünyada yaşanan İnsan Hakları ihlalleri raporlandı. Bu çalışmamızda İnternet aracılığı ile uluslararası medya takip edildi. Sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yapıldı. Yerel kuruluşların çalışmalarına ulaşıldı. Bunun neticesinde değerlendirme yapıldı.

Ayhan BİLGEN

MAZLUMDER Başkanı
GENEL DEĞERLENDİRME

MAZLUMDER bu raporu Türkiye Kamuoyunun dikkatini dünyada yaşanan hak ihlallerine çekmek ve bu konuda duyarlılığımızı artırmak için hazırladı.  Aralık 2003 ile Aralık 2004 tarihleri arasında yaşanan insan hakları ihlallerini ve bu ihlallerin değerlendirmesini içeren bu rapor, MAZLUMDER'in ikinci Dünya Raporudur. ... ülkeyi kapsayan rapor; Medya taraması, sivil toplum kuruluşları ile yapılan görüşmeler ve yerel kurumların çalışmaları dikkate alınarak hazırlanmıştır.

Bu çalışma, dünyada yaşanan hak ihlallerinin genel seyrinin ne olduğunu, bununla birlikte bölgelere göre farklılık gösteren ihlaller ve bunları ülkelere göre nasıl şekillendiğini görmek için gerekli doneleri içermektedir.

2004 yılında, dünyada yaşanan hak ihlallerinin en göze çarpan yanı, 11 Eylül sonrası ABD’de insan hakları aleyhine seyreden gelişmelerin Avrupa Birliği ülkelerinde etkilemeye başlamıştır. İnsan haklarını yalnızca kendi “beyaz” vatandaşları için kabul eden, göçmenleri ve diğer ülke insanlarını ise dışlayan bir hal aldığı görülmektedir. Batı Avrupa Ülkelerinde ve ABD’de yükselen İslam ve Müslüman karşıtlığı bu ülkelerde yaşayan Müslümanların hayat alanlarının her gün biraz daha daraltılmasına neden olmaktadır. ABD ve müttefiklerinin Irak ve Afganistan işgalleri devam ediyor. Irak’ta ortaya çıkan işkence fotoğrafları cami içinde sivilleri öldürmesi bu ülke yönetiminin insan hakları ve insani değerleri hiçe sayarak, Iraklıları boyun eğmeye çalışmaktadır. İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin verdiği karar, dünyada işkence turizmi mi başlıyor sorularını akla getiriyor.

Afrika kıtasında; sömürgecilikten yeni kurtulan devletlerin sınır kavgası, iç çatışma ve açlık, bu yılda bölgede yaşanan insan hakları ihlallerinin ana eksenini oluşturmaktadır. Eski sömürgelerden oluşan Afrika ülkelerinde, her geçen gün artan yoksulluk, salgın hastalıklar ve iç çatışmalar yaşama hakkını tehdit etmektedir.

Kafkaslar ve Uzak doğuda da iç çatışmalar devam etmektedir. Bununla birlikte, Basın yayın ve örgütlenme alanındaki kısıtlamalar, bu bölgede yaşanan en önemli hak ihlalleridir. Çeçenistan'da süren Rusya baskısı, ve Özbekistan’da özgürlüğü konusundaki kısıtlanmalar bölgede yaşanan en önemli sorunlardır.

Ortadoğu bölge ülkeleri, dış baskıları hafifletmek amacıyla, "terörizm ile mücadele'' adı altında, insan hakları daha da yapılan kısıtlamalar sürmektedir. Bu bölgede İsrail'in Filistin işgali ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak işgali nedeniyle her gün insan kaybının yaşanmasına ve insanların en temel haklarının yok edilmesine yol açmıştır. Bölgede örgütlenme özgürlüğü konusundaki kısıtlamalar ve basın yayın üzerindeki baskı öne çıkmaktadır.

AVRUPA KITASI

FRANSA

Fransa bu yıl devlet okullarında dini giysi ve sembolleri yasakladı. Bu yasanın uygulanması nedeniyle bir çok öğrenci mağdur oldu. Bazı öğrencilerin okulla ilişikleri kesildi. Bunun yanında, Fransa’da bulunan MRAP adlı bir STK’nın verdiği bilgilere göre Müslüman bir kadın, başörtüsü nedeniyle özel bir bankaya girememiştir ve başörtülü kadınlar ehliyet alırken ve okul içinde yapılan veli toplantılarına katılırken çeşitli sorunlar yaşamışlardır. Ayrıca, Hint asıllı bazı erkek Sih öğrenciler de dini sembollerin giyilmesini yasaklayan yasa uyarınca okula alınmamışlardır.

Öte yandan, Müslüman ve Yahudi mezarlıklarına yönelik saldırılar oldu. Bu saldırılarda Müslümanlara ait mezarlıklara gamalı haçlar çizildiği bildirildi. Göçmen çocuklarına karşı ayrımcı uygulamaların olduğu belirtildi.

Göçmenlerin Fransız asıllılara göre ev ve iş bulabilmeleri daha zordur. Basın-yayın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar da dikkat çekmiştir. Fransa Radyo Televizyon Üst Kurulunun uydu operatörü Eutelset ve Medya TV’ye yayın lisansının verilmemesi basın-yayın özgürlüğü ihlallerine örnektir. Ayasofya Camii’ne bağlı Fransa İslam Derneği Başkanı Mithat Güler herhangi bir suçu kesinleşmeden “aşırı dinci” faaliyetler yaptığı gerekçesiyle sınır dışı edildi.



İNGİLTERE

İngiltere’de yaşanan hak ihlalleri özellikle ırkçılık, haksız gözaltılar, kötü muamele ve işkence alanlarında yoğunlaşmıştır.

Son yıllarda yaşanan gelişmeler Avrupa’da ve dolayısıyla İngiltere’de ırkçılık ve ayrımcılığın arttığını göstermektedir. Londra’da Cuma namazı için toplanan cemaate bir grup tarafından saldırı yapılması, Müslümanlara ait mezarlıkların tahrip edilmesi farklı din veya ırktaki insanlara yönelik ayrımcılığın arttığını göstermektedir. Bunun yanında, 11 Eylül saldırılarından sonra Müslümanların sokakta durdurulup sorgulandıkları, üstlerinin, evlerinin veya işyerlerinin gerekçe gösterilmeden arandığı belirtilmektedir. European Research Institute of Race Relations kurumunun belirttiğine göre polisler, cezaevi görevlileri ve göçmenlik ofisleri göçmenler, mülteciler ve iltica için başvuranların haklarını ihlal etmektedir. Cornwall’da çalışan bir grup Yunan mültecinin dayaktan aç bırakılmaya çeşitli işkencelere maruz bırakıldıkları belirtilmiştir.

Irak savaşı ve 11 Eylül saldırıları hakkında açıklamalar yapan İmam Ebu Hamza El Masri’nin İngiltere polisi tarafından evine operasyon yapılarak tutuklanması ifade özgürlüğünün kısıtlandığını göstermektedir.

Öte yandan ABD ile birlikte Irak’ta işgalci olan İngiltere’nin Irak’taki rolü tarihinde benimsediği sömürge mantığını hala devam ettirmeye çalıştığı değerlendirmesine neden olmaktadır. İngiliz askerlerinin Irak’ta sivil halkı öldürmeleri, esirlere kötü muamelelerde bulunmaları ve işkence yapmaları İngiltere’nin insan hakları ihlallerini üst düzeyde uygulayan bir ülke olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Nitekim İngiliz Yüksek Mahkemesinin İngiltere’nin, işkenceyi teşvik etmediği ve işkence yapılmasına katılmadığı sürece, başka ülkelerde işkence altında alınmış ifadelerin İngiliz mahkemelerinde delil sayılabileceğine dair aldığı karar, İngiltere’nin hak ihlallerini üst düzeyde uygulayan bir ülke olarak değerlendirilmesine katkıda bulunmaktadır. Bu yasanın uygulanması bakımından Guantanamo’da tutulan kişilerin işkence altında verdikleri ifadelere dayanarak 2001 tarihli Terörle Mücadele yasasının uygulandığının, Suç ve Güvenlik Yasası uyarınca tutuklu bulunan 10 kişinin temyiz başvurusunun reddedilmesidir.

Sonuç olarak İngiltere, gerek Irak’taki rolü gerek de ülkede yabancılara yönelik ayrımcılık olaylarıyla insan hakları bakımından kötü bir tablo çizmektedir.



HOLLANDA

11 Eylül saldırılarından sonra batıda özellikle yabancılara karşı artan saldırganlık bu yıl daha da artmıştır. İslam’a hakaret ettiği ileri sürülen bir film yapımcısının öldürülmesi ile başlayan olaylar sonucu Müslümanların evleri, okulları, camileri kundaklanmıştır. Sadece yakılan cami sayısı 20’yi geçmiştir.

Öte yandan göçmen politikalarını sertleştiren hükümet 26.000 mülteciyi sınır dışı etmeyi planlamakta, bu konuda yapılan gösterileri sert şekilde engellemekte, göstericiler fişlenmekte ve fotoğrafları çekilmektedir.

Halkta sağcı/ırkçı eğilimin giderek arttığı bildirilmiştir. Sağcı partinin son seçimlerde aldığı oylardaki artışın, diğer partilerin de sağcı söyleme yönelmelerine neden olduğu belirtilmektedir. Bu durum Hollanda’da insan hakları ihlallerinin bundan sonra daha da artacağının sinyalleri olarak algılanmaktadır.




Yüklə 228,58 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin