=? Atların üzerine örtülen örtü neydi? Bürde mi? Buna benzer bir şeydi?



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə11/14
tarix30.01.2018
ölçüsü0,74 Mb.
#41218
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

pini: köpek yavrusu, köpek

Pireçol= Gullep=Kapılarda eskiden bu günkü menteşelerin işlevini yerine getiren, el yapımı metal aparatlar..

pireli=herşeyden şüphe eden.öğğ emme pirelising sende

PİSLEEÇ= İNCE EKMEK ÇEVİRME TAHTASI***

poğ( bohca)poğ: 1.elde taşınan bohça,2. bohça POĞ= ELDE TAŞINAN KÜÇÜK BOHÇA***Poğ=Başörtsü, Mendilin dört tarafından ( iki köşe birbirine bağlanmasıyla) bağlanmış hali, poğlamak= Bu bağlanmış halinee getirmek.

Poğça = bohça ( Gelinin poğçası hazır.)

potak: ayı yavrusu, domuz yavrusu

potpot(Tosya)= motosiklet:)

Potuk=ayı yavrusu

Poyra, Kağnı tekeri göbeğine yerleştirilen demir boru, ve su değirmeninde taşın ortasına konulan boru, Poyra= Su borusu

Poyra= Araç'ta poyra deriz biz de Germeç=Göknar ağacının gövdesinin "V" şeklinde oyulması ile yapılan, genellikle yağmur oluğu olarak ve su iletiminde kullanılan oluk. bizde de poyra vardır ama o üzeri açık değil, içi açıktır aynı su boruları gibi, onu yapmak için uzun poyra burgusu vardır. Burgu=ahşapta delik açmaya yarayan, şimdiki matkapların yerine kullanılan aygıt. POYRA=Su borusu,

pöçük: 1.keçi kuyruğu,2.kebapta kuyruğa yakın yer

pöçük= izmarit(taşköprü tarafından)

pöçüklü: saçları dağınık, bakımsız olan kimse

pöğre:ağaçtan yada topraktan yapılmış küçük su borusu

pölüt: meşe palamutu, Pölüt= Meşe palamudu, pelit.

pörsümek (yumuşamak)

pörtlek: patlak

Pörtlemek=? Börtlemek=? Pörtlemek'le aynı olabilir. Pörtlemek=bir kabın yada başka bir nesnenin içinde bulunan bir şeyin bir kısmının dışarı çıkması anlamında değilimidir.(Adamın bağırsağı pörtlemiş) Çok doğru; Gözlerini pörtletmiş de deniyordu galiba.

pörtlemiş: patlamış

Pöşgür= avlu

Pözü: bir ekmeklik hamur

pözülemek(hamuru yuvarlamak)

Purç: Bakımsız ağaçların dallarında yetişen asalak bitki, ağaç asalağı bitki. Ağaçlarda normalin dışında çıkan küçük yaprakçıklar, aslında bu ağaçta olan bir hastalıktır.ama son zamanlarda altarnetif tıpta demlenerek içilmesinin yararlı olduğu belirtiliyor. Genellikle Ahlat ağaçlarında olur

Pür: çam yaprağı, çam dalı

Püsküğüt = Bisküvi

Radiye, rodiye= Radyo

Rahmet= Yağmur

Rastık= lastik, Rastık=lastik, rastık aynı zamanda kadınların kaşlarını gözlerini boyadıkları boya ismi, Rastık ve lastiğin hem bir nevi ayakkabı manası vardır, hem de don gibi giysilere takılan ip benzeri bir şeydir. Don isimli giyside kullanılan rastık nev-zuhur (sonradan görünme ) bir şeydir ki, bundan önce rastığın yerine, 1-1,5 metre uzunluğunda, eni de uzunlamasına katlanarak 0,5-1 cm ye düşürüldükten sonra, sıkıca dikilerek adeta ip haline getirilmiş bez şeritler kullanılırdı ki, bunların adına "uçkur" denirdi. Milletin başına bela olan uçkur işte bu nesnedür. Donun üst kısmında, bu uçkurun içine yerleştirildiği aralığa "gıyba" denirdi. Uçkuru gıybadan geçirmek için, daha çok çıralı ağaçlardan yapılan, yarım kurşun kalem uzunluğunda, çuvalduza benzer aletin de bir adı vardı. Herhalde "biz" denirdi, Rastık=lastik ayakkabı

reçber-leçber: çiftçi, rençber

Sabak= Ödev, ders

Saban Eneği : (Buradaki n tam bin geniz n'sidir).Saban denilen bu en eski alet üç parçadan oluşur. Az çok L harfine benzeyen ve çift sürerken ucundan tutuğumuz kısmının bütününün adı budur. Sade elle tutulan yerine-ki L'nin üst kısmıdır ve geriye doğru asa şeklinde kıvrıktır- "tutak" denir. L'nin alt kısmı da ucuna saban demiri takılacak şekilde yontulur.

Saban Oku : Sabanı L harfine benzetirsek, bu harfi oluşturan iki çizginin kesiştiği noktada 5 X10 cm ebatlarında dikdörtgen bir delik açılır.Bir ucu bu deliğe girecek şekilde yontulmuş , 10 x 15 cm ebatlarında dikdörtgen prizma şeklinde 3- 3,5 metre uzunluğunda bir ağaç bu deliğe 30-40 derece bir açı ile yerleştirilir.Bu açı küçük olursa saban yere batmaz.Büyük olursa da "derine sarar".Bu üç metre civarındaki ağaca saban oku denir.Okun diğer ucu boyunduruğa sabitlenen halkaya takılmak (Koşulmak ) için bir iki yerden delinir.

Sacayağı:Ocakta üzerine koyup pişirmek için demirden yapılmış üç ayaklı alet,Sacayağı= Ateş üzerinde yapılan ekmek türlerinin pişirildiği sacın altına konan üç ayaklı demir.

sacıyak: odun ocağında üzerine tencere, sac vb. şeylerin konulduğu üç ayaklı demirden alet,sacayak

saçak: binaların kiremitle örtülen çatı kısmı

sadalamak : 1-sayıklamak ,2-çok istenilen bir şeyin adını devamlı olarak söylemek

Sadır=? kötü koku anlamında kullanılıyor da sadır ne bilen varmı? MESELA İŞKEMBE ÇORBASINDA SADIR KOKUYORDU DENİLİYOR AMA O SADIR NE? İŞKEMBE ÇORBASINDA SADIR KOKUYOR -İşkembe çorbasında hayvan pisliği kokuyor demektir. SADIR- Hayvan pisliğinin kokusu anlamındadır. bİRDE SALDIR SALDIR YORUMU VARDIR BU ÇORBA İÇİN KURU YAĞSIZ TATSIZ TUZSUZ ANLAMINA GELİR saldır saldırı duymuştum bir yerde misafirlikte arpa şehriye çorbası içerken bu nasıl çorba saldır saldır dedi arkadaş bende ekledim dakış dakış tutulmuyor diye ekleyiverdim Saldır saldır- Yağsız,tuzsuz,tadsız yemekler için kullanılır.

Sagıdak= düğünlerde kız köyü 'ne vwerilen koyun Sagıdak=varsa kızın ekek kardeşleri yada abisi'nede verilen goyuna (SAGIDAK) denir.

sağ: kendirin taranmışı

sağduç: dâmada eşlik eden bekar genç

Sağsağan bey= yoğurt ve pekmez karışımı

SAĞSAK= ALAGARGA***

sağulu: süt veren hayvan

Sakar:Alnındaki tüylerden bir kısmı beyaz olan öküz.

Sâki-sanki(yanlışsa düzeltme istiyorum) a'ya yakın o harfi ê şeklinde gösteriyoruz. Sêki= Sanki, evet. doğrudur.

sako-sakoğu: sakağı, hayvan öksürüğü, Sako: at hastalığı. Sakoya yakalanan atların (çok afedersiniz!)makatına yanan sigara tutturulur dumanının hayvanın bağırsaklarına gitmesi sağlanırdı.(kocakarı ilacı kabilinden bir şey herhalde)

Saksağan beyni ya da kar helvası...=Pekmezle kardan yapılan tatlının adı

Saksağan beyni=yoğurt ve pekmezin karıştırılması.

SAKU=? (TOSYA?) sanırım ceket anlamında SAKO. Bir çok yerde kullanılıyor

Sakurga, sokurga: Kene, (Şenpazar) sakurga(kene)ye adı denmez de deniliyor...:)

Sal ağacı= Tabutun üzerine konduğu, taşımaya yarıyan kaide.

Salavatlama= 1. Selevat getirme 2. Uğurlama

Saldır Saldır: Sadır=? kötü koku anlamında kullanılıyor da sadır ne bilen varmı? MESELA İŞKEMBE ÇORBASINDA SADIR KOKUYORDU DENİLİYOR AMA O SADIR NE? İŞKEMBE ÇORBASINDA SADIR KOKUYOR -İşkembe çorbasında hayvan pisliği kokuyor demektir. SADIR- Hayvan pisliğinin kokusu anlamındadır. bİRDE SALDIR SALDIR YORUMU VARDIR BU ÇORBA İÇİN KURU YAĞSIZ TATSIZ TUZSUZ ANLAMINA GELİR saldır saldırı duymuştum bir yerde misafirlikte arpa şehriye çorbası içerken bu nasıl çorba saldır saldır dedi arkadaş bende ekledim dakış dakış tutulmuyor diye ekleyiverdim Saldır saldır- Yağsız,tuzsuz,tadsız yemekler için kullanılır.

salma :başı boş

salmalık: hayvanlar için kullanılan başı boş araziye bırakma

salta: üzerlik,cepken

Samaruk=zayıf, cılız. Nurhayat Aydemir ekledi: Cumartesi günü inebolu pazarından fındık alıyorum ve teyze gegelini çıkartma samaruk gibi olur dedi. Mustafa Fakazlı ekledi: "Suyu uçmuş,buruşmuş aynı zamanda lezzeti kaçmış .Yerken yüzünüzü buruşturacağınız hale gelmiş "demek. Semer'le ilgisi olabilir mi? Semer üstünde duran biraz sersemler, yorulur, bir yerleri acır ya!

SAMIRDAMA= Söylenip durmaSAMIRDAMA=Kendi kendine konuşma

SAMIRDAMA=Kendi kendine konuşma.

SAMSA DATLISI - 40 katlı üçgen bükülerek yapılan köy baklavası

sañ vurmak, san enmek=kırağı düşmek. -bostanı hep sañ vurmuş!, sañ enmek de denü. Sañlamak da denir.

Sanduk= sandık

Sañra= Sangralı sekiz ay, dongralı dokuz ay, kedi fistan gadun üç ay on gün! Sagra inekler için sözde kedinin kullandığı bir terim Ne dermiş? şöyle diyor kedicik; sagralı 8 ay dogralı 9 ay ee ben gülibistan hanı m üçbuçuk ay (Sangra=İneğin doğum yaptıkdan sonra düşen et parçası?)

Sañra=?Doñra=? (Sañralı sekiz ay, doñralı dokuz ay, kedi fistan gadun; üç ay on gün) diye bir deyim vardı.

Sapır supur= biz şimdilerde ne yaptığını bilmez adam anlamında sapır supur diyoruz ona

Sapsap = abuk subuk konuşana verilen ad

Saratma=gel hele gel, sallanma, aşam bizim sarartma gelin, yaprak sarmış, iki dıkı dıgıve...

‎Sarı yemiş : Şeftali.

Sarıkıvrak= Yalnız Kastamonu'da dokunan bir kumaş

Sarışmak: Sarılmanın bir deyimi İhsangazi tarafında daha çok rastlanır bu cümleye..

Sarıya mı?: Hoşuna gidiyor mu? (Sarıyamı ôğğ seyina,Sarmazmı ôğğ hasan aa hemde nasıl sarıya)

sarlaşma:yapışma bırakmama

Sarmak(köpek)= havlamak

SARSUK: Dengesiz –SARSUK= NE YAPTIĞI BELLİ OLMAYAN, BECERİKSİZ***

sarsuk-samaruk:aptal kafası çalışmayan

Saru; sarı

SASI=lezzetsiz, tuzsuz.

Sasık, sasuk= Tatsız, tadı bozulmuş "SASIK SASIK" Olmuş bu çorba... Tatsız , istenilen lezzeti olmayan, istenilen sonuç başarı elde edilemeyen, esas aranılan norm bulunamayan.

savak:su kanallarında suyu yönlendirmek için yapılan kapak

sayır sayır : Hızlı takılmadan

Sayi=Sahi

SAYKAL= UZUN VE DÜZGÜN ÇAM AĞACI***

sayvan:üzümün sarması için ağaçtan yapılmış yüksekçe yer

Seçemedim= göremedim.

sede: meyveler için kullanılır,berelenme ,yaralanma

sedir:odalarda bir köşeden bir köşeye kadar oturmak için tahtadan yapılmış yer

seeli=salı

Seğirtmek=Hızlıca koşmak

Seğmek= ?

sehet= saat

selavatlamak: uğurlamak

seme:1. uykulu yorgun,2. aptal, Seme= Uyuşuk?

semet: düğünün ertesi günü damat evinde yapılan eğlence, Semet= Gelin görme töreni (Gerdek'ten sonraki Cuma günü sabah yapılır, kız-erkek evi kadınları gelin ve damadı görürler),Semet=Semet töreni, toyu var mıdır? Çarşamba Hak'a, gelin almaya gidilir, Cuma günü Semet töreni yapılır. Kızın tarafının kadınlarının çağrıldığı ve erkek tarafının da kadınlarının katıldığı bu törende bir nevi damat gösterme işi yapılır. Semet kelimesini TDK Tarama Sözlüğünde bulamadım. Gıygaşuk gibi bir sürü Kastamonu sözü TDK Tarama Sözlüğünde yok. biz küçükken giderdik semete köyde:))) kadınlar hönçe atarlardı birbirlerine mendilin içinde.(kuruyemiş mendile bohçalanıp)atılırdı hem eğlenceli olurdu hem de karşılıklı hediyeleşme :)) semet= tabiki bir kastamonu türkçesi bizim orda gelin perşembe akşamı gerdeğe girer. Cuma günüde semet olur bayanlar yeni gelinin evinde toplanıp eğlenirler. Bu adet bir çok yerde var hatta üsküp'te bile onlar bu eğlenceye paça diyorlar .'' O gün genç kızlar ve yeni gelinler yine aynı şekilde eğleniyorlar bu hemen hemen bütün türk boylarında var.

sepetlik : ahırların önünde saman yada saman sepeti konulan yer

sepgen: ince ufak yağan dolu

seren : kuyudan su çekmeye yarayan sırık

Serender= Ambar

‎Sergen : Köy evlerindeki rafa verilen isim.Tabak konan yer Sergen, Oda tavanına yakın yerde bulunan eşya koyma yeri. sergen: odaların duvarlarına bir tahta ile yapılmış büyük raf

Sergengezen = fare

Sergen-raf

serit:çevirme kebabın terbiyelenmiş yağı, SERİT= SIRIK KEBABI YAPILIRKEN TEPSİYE AKAN YAĞ***

serme : yufka ekmeği

Serme ekmek, Sermekmek= Yufka

SERME GAVURMASI = Bir de Yufkanın yağda kızartılması ve yumurta ile yapılan bir yemeğimiz vardı adı neydi? Cevap: Tavaya 2-3 adet soğan doğranır,kavrulunca içine 3-4 yumurta kırılır yumurtalar pişince üzerine evde yapılan serme dediğimiz yufkalar küçük parçalar halinde koparılarak konur .Yumurta soğan harcının içine eklenerek birav kavrulur,üzerine biraz su yada süt serpilerek biraz yufkaların yumuşaması sağlanır.Ocağın altı kapatılır.yemeğe hazırdır.Eskiden köylerde her zaman dana kıyması olmadığı için kıyma yerine tarhana pişirilkende,SERME GAVURMASI yapılırkende yumurta konurdu.Malzeme içine kıyma varsa eklenebilir ve börek tadında yenebilir. Afiyet olsun.

sersebil=perişan sersefil olmalı?

setikli : iri,bakımlı,etine dolgun(setikli tavuk)”köçekli yöresi”

seyin ağa (hüseyin ağa)

SEYİN AĞA......HÜSEYİN AĞA

SEYİN: Hüseyin

seyirt(mek)= koşmak

Seyirt, Seyit= koş

SEYİS= Keçinin aylık erkek yavrusuna verilen ad.

SEYİT: Koş

Seyit: Koşup yetişmek

Seyit: seyit tez ol ibi alalım banduma edelim pişirip yeğlim uşşak...)))

seyit= koş=Çap

seyitmek- seyirtmek: koşmak

Sıçan= Fare

Sıçandişi = mahsule zarar veren bir böcek

sıçandişi bir oya çeşidi idi.

Sıçan südüğü gada= azıcık çok az

Sıçrayında= Ağzına sıçrayında gelsin=şaşırmak, şaşırtıcı

Sıfat=Yüz

sığ= çorap örülen tığ

sıkı:elma ve pancarın ,pekmez ve marmelat yapmak için suyunu çıkarmaya yarayan ağaç oluk

Sıklet bastı= sıkıntı geldi

sıkma : hamurla sıvı yağda kızartılarak yapılan tatlı, Sıkma: Lokma tatlısı

Sıması bozuk=?

sınamak:denemek

SINDU=MAKAS

Sınınçı, sınıkçı: Kırık çıkığı saran kimse

‎Sıntıraç = Hayvan nallamada tırnak temizliği yapmak için ullanılan alettir.Sıntıraç= yük hayvanlarının nallanması esnasında, tırnaklarını keserek düzeltmeye yarayan geniş yüzlü keski.

Sıntraç, Hayvan Nallama da kullanılan Tırnak Keseceği,

sınur-sunur: sınır

SIRACALI: Şirret

Sıran(nazal n ile) Sıran=Dizi dizi, sıra sıra, arka arkaya... Sırang sırang=Sıra sıra, dizi dizi...

SIRATMAK kelimesini hiç duymadım. Sırtarmak,köpeğin ısırma niyeti ile dişlerini göstermesi anlamında kullanıldığı gibi..aynı zamanda çocuklarada ,bazen yakınlarımızada sırtarma deriz, yani şımarma anlamındada kullanılır

Sıratmak ne demek? Vurulduğunda yüzeyine yapışacak şekilde sopa çekmek anlamında böyle bir söz hatırlıyor musunuz? sıratmak (değnekle vuru vuru vermek, gibi bir anlamı vardı galiba) kelimesinin peşindeyim. Duydunuz mu?

Sırım: Hayvanın derisinin ince ince kesilmesiyle yapılan ip benzeri deri parçaları.Bağlama işlerinde, daha çok sarık dikmede ve sarığı ayakkabı gibi bağlamakta kullanılırdı. Sırım gibi: Mecazen, dayanıklı, kaslı buğday tenli insanlar için kullanılır. Kalburun elemeye yaran gözleri de sırımdan yapılır.

sırnaşık= çevresindeki kişi veya kişileri devamlı olarak rahatsız eden kişilere denir

sırnaşuk:ayrılmayan,yapışkan

Sırnaşuk=sırnaşma bak şindi döğerin seni haa = diye serzenişte bulunulur.elleri öpülesi baba anneler çok daha kullanır bu cümleyi ah ah o günler bir başkaydı gerçekten artık yeni nesil bizm kuşağın , yaşadığını yaşayamaz biz bile bilgi sayar başından kalkmıyorsak , onlar ne yapsın devi teknoleji devri...

sırtarma : karşı gelme

sırtarmak diye birşey biliyorum ,köpeğin ısırma niyeti ile dişlerini göstermesi.. Sırtarmak,köpeğin ısırma niyeti ile dişlerini göstermesi anlamında kullanıldığı gibi..aynı zamanda çocuklarada ,bazen yakınlarımızada sırtarma deriz,yani şımarma anlamındada kullanılır

‎Sıruk= 5-6 metre uzunluğunda sopa.Daha çok meyvaları dalından düşürmek için kullanılırdı.Meyvayı bu şekilde düşürüp toplamya da "Meyvayı dokumak" denir.Mecazen uzun boylu insanlar için kullanılır.

Sıva= benzi sıva gibi olmak? Yüzü bembeyaz olmak.

sıvarmak : tarlayı sulamak anlamında kullanılır

SIVARMAK= TARLADAKİ BİTKİYİ SULAMAK***

Sıvasa testere= büyük boy el testeresi

sıvışmak: kaçmak kurtulmak

sıynak :kendir çubuğunun soyulduktan sonra elde kalan lifiSIYNAK=SOYULAN KENDİR LİFLERİNİN ELDE TOPLANMIŞ HALİ***

Sızırmak, Sızumak= Eritmek

Siddin sene :hiçbir zaman sittin sene Arapçadan,60 sene olarak geçiyor ki, bu da dediğiniz gibi hiçbir zaman; kim öle kim kala, anlamına geliyor. Kelime kırk yıldan başlamış ama günlük kullanımda anlamı kaymış.Rahmetli Babam " siddin sene"yi 60 yıl yerine hiçbir zaman gerçekleşmeyecek anlamında kullanırdı.

Sigek= sinek

SİĞDÜMEK= İdrarı tuvaletin sağına soluna sıçratmak

SİĞDÜMEK= İdrarı tuvaletin sağına soluna sıçratmak

Siğil= Bir hastalık

Siğmek= Ayakta işemek (köpekler için kullanılır?)

Silgü= silgi

sima: yüz çehre

simil simil de derler bazı köylerde mıyıl mıyıl= ağır hareket etmek.(mıyıl mıyıl iş görüyor, pek mıyıl gibi cümlelerde kullanılır.) simil simili sessizce gezinme olarak kullanıldığını sanıyorum.

Simsim= sinsi

Sinç= Surat, Sinci eğri= Suratı asık

Sini, Büyük tepsi.

sini: büyük tepsi, Sini=tepsi

Siñir= Sinir

sinsile-sülale, silsile

SİYEZ: Genellikle İhsangazi tarafında yetişen bulgur çeşidi..

siymek: ayakta işemek

sobe- sobü: çocuk oyunu ,saklambaç

Sobun=Suya sobuna dokunmadı iyi dedig hocam efe bi açuklama oldu..

Soğalak-Sovalak: İçi boş, olgunlaşmadan kurumuş mevya.

soğmek : küfür etmek

SOĞNA=Sonra

Soğukluk = ayran, ekşi, komposto gibi soğuk içecekler ( Etli ekmeğin yanında soğukluk iyi gider.) Soğukluk = Etli veya pastırmalı ekmek gibi yiyeceklerin yanında içilen meşrubat..(genellikle ekşi ezmesi) SOGUKLUK= Yemeklerin yanına meyve marmelatlarının ezilmesi ile elde edilen içecek

Soğulmak= Pörsümek, içi boşalmak

Soğurmak= Savurmak (Soğurmak sadece bu iş savrularak yapıldığı için savrulma anlamına gelmeyebilir, tınazın ayıklanması için kullanılan yöntemin özel bir adı da olabilir.) savurduk olması lazım

sokak: ahırda hayvanların dışkılarının toplandığı yer

Sokum= (Kuru yiyecekler için?) bir lokmalık yiyecek

Sokurga, sakurga: Kene, (Şenpazar) sakurga(kene)ye adı denmez de deniliyor...:)

‎Solak= Kısa ve kalınca sopa, dal parçası.Daha çok yüksek dallarda kalan meyvaları düşürmek için ağaca doğru fırlatılırdı.Bu atış tarzına da "Solaklama " denir.Solaklama biraz ters, biçimsiz anlamına da gelir. (sol elini kullanan anlamını herkes bilir)

‎Soluma= Nefes darlığı hastası .İnsan için "soluma " denirken, hayvanlar için daha çok "solugan" denir.

Somun- köylerde taş fırında pişirilen ekmek

Soñ gûz=Sonbahar

Sona, Soğna= Sanra

sorak:bebeklere bez içinde verilen tatlı,yalancı meme

‎Sorak= Ceviz,kuru üzüm, ayva gibi meyvaları ağızda bir müddet çiğnedikten sonra , bir tülbente sararak , bebeklere emzirmek üzere hazırlanan emzik. Helva ve lokum şekeri gibi tatlılar da doğrudan sarılırdı.

SORAK= küçük ince tülbente içine lokum parçası konarak bağlanır ve beşikteki bebeğin ağzına verilir,çocuk emerek uyur.Eskiden emzik yoktu,emzik yerine sorak verilirdi.

Sormak= 1. Soru Sormak 2. Emmek

soru= sarı (Şu şapkalı soru herif bizim mıkdara benzemaya mı?Şartoosun ona benzeyaa.)

Sorum burması =baklavadan artan hamurla yapılan tatlı

Sorutmak : Suskun durmak, durgun olmak?? Suratını asmak olabilir mi.? Evet öyle olmalı somurtma'nın bizim usulde söylenişi herhalde..

Soyak: Mısır üzerindeki yaprak

soymuk: baharda çam ağacının kabuğunun çıkartılarak içzarının yenilmesi, soymuk= Çam ağacının kabuğuyla gövdesi arasında bulunan ince şeffaf tabaka.(1 yaş halkası) Öğğ bı yıl gine soymuk yiyemedük. Soymuk = Çam ağacının kabuğu altundaki beyaz yenilebilir tabaka..( Ağaçlara büyük zarar verir)

Söbelek: söbü(elips) şeklinde

Söbü=Yuvarlak değil, uzunsu, Söbü gafalı,

söççü : çok bilmiş. ( O söççünün biridir.)

Söğmek= Küfretmek SÖĞMEK= Küfür etmek

Söğmüş, siğmiş= Küfretmiş, ?

Sökü=Kürsü=Tahtadan yapılmış basit oturak. (Küre)

sökül: hayvanların kuyruğundaki beyazlık

söyletmelik:el öpmede damadı konuşturmak için verilen hediye, Söyletmelik= Gelini konuşturmak için gerdek öncesi damadın verdiği hediye, Küre'de Söyletmelik=Yüzgörümlüğü (bu takı veya hediye verilmeden damat gelinin duvağını açamaz, yüzünü göremez.

Söyündümek= Söndürmek

Söz temsilki, söz temsili= Mesela

Stil= yoğurt çalınan kaba araç ilçesinde stil adı verilir

Su böreği= İçine hamur kıvrılmış üçgen şeklindeki hamurların suda pişirilip süzüldükten sonra üzerine ceviz, çökelek vb. ile sunulduğu yemek.

Su tıkırı=Ağaç su taşıma kabı

Su yutgunu=Kesilen ağacın suyu çekmesi.anlamında.birde bizde salak adamlara derlerdi su yutgunu diye.Evet,bir türlü yakamazsınız,kesildikten sonra yağmur veya kar altında kalıp hafif morlaşır ağaç,buna denir su yutgunu diye.mecaz anlamını da yeni duydum. Aşırı yağış alan zamanlarda toplanan mantarlara da su yutgunu denir. bişeye benzemez.

Sufalamak= Ahşap evlerde zemini tahta ile kaplama işlemi

Sufra= sofra (Adam karısı veya kızına acıkınca şöyle seslenir:"Gız vallahi demeeyin açlıktan ganım sırtıma yapışıya; çobuk olung, sufrayı gurung." Sufra=yerde yemek yemede kullanılan yuvarlak ahşap sofra. Etrafına oturduğunuz zaman dizleriniz hafifçe sofra altına girer. Elbette mideniz biraz baskı altında olduğundan az yersiniz; böylece tabii diyet yapmış olursunuz:))) biz ona sofra derdik'te en kızdığım şey kedinin sofra altına saklanmasıydı

suğlem: doğru,düzgün

SUĞLEM=İNCE, DÜZGÜN VE UZUN AĞAÇ DALI***

Sulu zırtlağa limon deyala=Sulu zırtlağa limon diyorlar.

SULU ZIRTLAK= Çok hassas her şeye çabuk ağlayan kişi için kullanılır

Sulu Zırtlak=ilimona sulu zırtlak da deniyor. SULU ZIRTLAK= Çok hassas her şeye çabuk ağlayan kişi için kullanılır

Sumsuk, sümsük, zumzuk= yumruk, Zumzuğu Yemek: Şaka yollu dayağı yemekti sanırsam

sundurma:

Sungur=Sınır

Suyutkunu= kar veya yağmur suyunu emmiş, kolay kolay yanmayan odun (Küre)

SÜBEK: Eskiden çocukların beşiğinin altına tuvaletlerini yapmaları için konulan tahta alet, Sübek:Beşiğe yerleştirilen çocuğun çişinin içine dolması için tahtadan yapılmış, Sübek= Beşikte kullanılan çocuk çişini akıtmaya yarayan alet..(Beşik aparatı/özellikle kız çocuklar için) beşiklerde idrarı hevrüze taşıyan aparat, sübek: beşiğe yatırılan bebelerin küçük çişlerini yapmaları için çüküne takılan ağaçtan yapılmış alet. sübekler vardı. cinsi ayrımlı Ortası sübek yerleştirmek için delikli çocuk yatakları vardı Tılar denilirdi. yatakların içine ot doldurulurdu. pamuk yok zaten, yün de kıymeti idi. Gabak sorağı hemen uyutur. Çok enterasan. Kastamonu beşiğindeki sübek, Kazak beşiğindeki şümek-tir.Sorak da sormaktan gelir herhalde.

SÜDÜK= İdrar, Sidik

süflü: pasaklı

Süğen= Araç tarafında su alınan yer çeşme gibide kullanılır bir nevi meydan çeşmesi, Selami bey Ben Araçta hiç süğen diye bişey duymadım. İğdğr tarafındamı kullanılır acaba?

SÜKSÜNÜM: Ense

sümezlenmek=? Bir türlü eli işe varmayanlar için söylenen bir sözdür.(Gız orda ne sümezlenip duruyosung. Ecük sona buban gelü.Şu çorba tenciresini ocağa goyvesene.)

Sümsük, sumsuk, zumzuk= 1. Zumzuğu Yemek: Şaka yollu dayağı yemekti sanırsam Merkezde sümsük denir..2. Sümsük=Yemek aramak için kap kacağı karıştıran. Daha çok köpekler için kullanılır.

Sümsük: Beceriksiz

SÜMÜLCÜME=sendeleme, dengesisini kaybetme?, bekleme, “sümülcümede goma” beklemeye bırakmak?

sünepe-sülepe: dağınık, bakımsız, kendine bakmayan , beceriksiz

Sürgeşük, bulaşık bezi..

Sürgü=kürede çocukluğumuzda oduna giderdik..anam karşılıklı miki kadın odun yarar ,eğrelti otuyla sırtına sararken bize de SÜRGÜ denilen ağaç çekmek getirmek düşerdi..2. Bir nevi kapı kilidi

Sürgü=kürede çocukluğumuzda oduna giderdik..anam karşılıklı miki kadın odun yarar ,eğrelti otuyla sırtına sararken bize de SÜRGÜ denilen ağaç çekmek getirmek düşerdi..

Sürgüç = köy meydanındaki taş fırınları temizleme bezi sopaya baglanıp fırın içine salınır... SÜRGÜÇ: Fırın içini temizlemede kullanılan, değnek ucuna bağlı ıslatılmış çaput ya da çok gezen-gezinti sürgüç: bulaşık yıkamak için kullanılan bezSÜRGÜÇ= Yerleri silmek veya bulaşık yıkamak için kullanılan bez,

sürunge: ekmek fırınını temizlemek için kullanılan ucuna bez takılmış olan uzun ağaç, Sürünge= Ekmek fırınlarında yakılan odundan kalan küllerin fırın tabanından temizlenmesi için ıslatılarak kullanılan ucunda bez bağlı sopa.

Sürün sapıt= hep birlikte kalabalık olarak

Süsgünü eğri= Darıldığı için başını aşağı eğmiş insanların bu halini anlatmak için kullanılır.

süsmek: hayvanların kafalarıyla insana ya da başka bir hayvana saldırması, SÜSMEK= boynuz darbesi, boynuz vurma

Sütleğen= Bir çiçek adı

süymek: bir malın tutulması, çok satılması

Şabap= Şakacı

ŞADI : kılıbık. Kaynanaların gelinin sözündan çıkmayan oğullarını aşağılamak amaçlı kullandıkları ifade. " Bizim gôbel belli garı şadısı oldu."Çocuğuna söz geçiremeyen ebeveynler için de kullanılır."İyice uşak şadısı olduñuz"


Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin