1- siyasî Tarih 2- teşkilât 3- sanat



Yüklə 1,21 Mb.
səhifə41/43
tarix05.09.2018
ölçüsü1,21 Mb.
#76790
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43

ERGUNER, SÜLEYMAN

(1902-1953) Neyzen ve bestekâr.

2 Ağustos 1902 tarihinde İstanbul'un Sultanselim semtinde doğdu. Babası Sul­tan Selim Camii müezzinlerinden Hafız Hasan Efendi, annesi Dürriye Hanım'dır. Dört yaşında annesini, on bir yaşında babasını kaybetti. Babasının vefatı üze­rine erken yaşta Sultan Selim Camü'ne müezzin oldu. Caminin başimamı Sadet­tin Kaynak'tan mûsiki öğrenmeye baş­ladı. Bu arada I. Dünya Savaşı"nın olum­suzluklarına rağmen hıfzını, ardından da rüşdiye öğrenimini tamamladı. 1923 yılında Muazzez Hanımla evlendi. Dört yıl sonra müezzinlik görevinden ayrılıp İnhisarlar daresi'nde memur olarak ça­lışmaya başladı. Aynı yıl İstanbul'dan ay­rılarak bu kurumun Keskin, Karaman. Kütahya. Çarşamba, Burdur müdürlük­lerinde bulundu ve 1942'de İstanbul'a döndü. Önce Tekel Genel Müdürlüğü'n-de zat işleri şube müdürlüğü, daha son­ra da Cibali Tütün Fabrikası sicil amirli­ği görevlerinde bulundu. Cibalİ fabrika-sındaki görevi sırasında 1 Aralık 1953'-te vefat etti ve Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi.

Hüseyin Fahreddin Dede'den sonra son devrin en iyi neyzeni kabul edilen Süley­man Erguner ayrıca sesinin güzelliğiyle de tanınmıştır. Küçük yaşta katılmaya başladığı mûsiki toplantılarında, devam ettiği tekke ve mevlevîhânelerde ilk mû­siki bilgilerini almıştır. Önce Sadettin Kaynak, daha sonra Mecid Sesigür ile ça­lışmış, Bestenigâr Ziya Bey ve onun ta­lebelerinden Sultanselimli Hafız Cemal Efendi'den de istifade etmiştir. Ancak mûsiki hayatında Hafız Sami ile eski saray müezzinlerinden Hafız Hüseyin'in bü­yük tesiri olduğunu belirtmek gerekir. Ney üflemeye Neyzen Emin Efendi'nin (Yazıcı) teşvikiyle on altı yaşında başla­yan Erguner. kimseden ders almadan kendi gayretiyle ilerleyerek üslûp sahibi bir neyzen olmayı başarmıştır. Anado­lu'da memuriyeti sebebiyle bulunduğu yerlerde cemiyetler kurarak mûsiki fa­aliyetlerine katılmış ve bu hususta de­rin izler bırakmıştır. Ayrıca İstanbul'a döndükten sonra salı günleri Sultanse-lim'deki evinde yapılan mûtat mûsiki toplantıları devrin ünlü musikişinasları­nın devam ettiği mahfiller arasında yer almıştı.

1944'te İstanbul Radyosu'nun ilk de­neme yayınları ile başladığı radyo ça­lışmalarına 1950'de hizmete giren ye­ni İstanbul Radyosu'nda devam etti. Bu kurumdaki çalışmaları sırasında vefatı­na yakın yıllarda ney. tanbur, ud ve ku­düm sazlarından oluşan Erguner Toplu­luğu adlı bir grup kurdu. İstanbul Rad­yosu'nda ve devam ettiği mûsiki top­luluklarında klasik Türk mûsikisi ve ta­savvuf mûsikisinin yeniden canlanması yolunda büyük gayretler gösteren, özel­likle mansur ve şan neyi üflemeyi ter­cih eden, neyde pürüzsüz ve kuvvetli dem sesleriyle tanınan Süleyman Ergu­ner aynı zamanda birçok talebe yetiş­tirmiştir. Bunlar arasında oğlu Ulvi Er­guner ile Niyazi Sayın. Selâmi Bertuğ. Alâeddin Yavaşça ve Nevzat Atlığ en ta­nınmışlarıdır.

Neyzenüğinin yanı sıra bazı eserler de besteleyen Erguner'in bugün elde altı ilâhi, beş şarkı ve dokuz saz eserinden müteşekkil yirmi bestesi bulunmakta­dır. Bunlar arasında Yahya Kemal Beyat-lı'nın, "Ömrün şu biten neşvesi tâm ol­sun erenler" mısraı ile başlayan uşşak yürük semâisiyle güftesi Hacı Bayrâm-ı Velî'ye ait olan. "N'oldu bu gönlüm n'ol-du bu gönlüm" mısraı ile başlayan uş­şak ilâhisi çok meşhurdur.



Bibliyografya:

Mustafa Rona, Elli Yıllık Türk Musikisi. İs­tanbul 1970, s. 505-506; Kip, TSM Sözlü Eser­ler, s. 113, 149. 176, 278; a.mlf., TSM Saz Eser­leri, s. 6, 13, 17, 23, 31, 58, 61; 5üleyman Er­guner, Ney "Metod", İstanbul 1986, s. 6; Fikret Akıncı, "Süleyman Erguner ve Arkadaşları", Resimli Radyo Dünyası, Mart 1952, İstanbul, sy. 90, s. 25-27; "Süleyman Erguner'in Ter-ceme-ı Hali", MM. sy. 71606, s. 320; Ekrem Kongar. "Bir Hâtıra", Milliyet, 1 Ağus­tos 1958: Hakkı Göktürk, "Erguner (Süley­man)", isLA. IX. 5179-5181; Öztuna, BTMA, I, 262.



ERGUNER, ULVİ

(1924-1974) Musikişinas ve neyzen.

3 Ağustos 1924 tarihinde İstanbul'un Sultanselim semtinde doğdu. Babası ta­nınmış neyzen Süleyman Erguner, anne­si Muazzez Hanım'dır. İlkokulu babası­nın memuriyeti sebebiyle Karaman, Kü­tahya ve İstanbul Çarşamba'da okudu. Ortaokulu Konya Askerî Ortaokulu'nda, Liseyi ise Maltepe Askerî üsesi'nde ta­mamladı. Daha sonra girdiği Kara Harp Okulu'ndan 1943 yılında levazım asteğ­meni olarak mezun oldu. Gelibolu, Kars, Ankara ve İstanbul'da görev yaptı-, 7 Ha­ziran 1958'de Kore'ye gitti. Bir yıl kaldı­ğı Kore'den dönüşünde İstanbul. Hayra­bolu ve Keşan'da ordudaki görevine de­vam etti. 1 Şubat 1964 tarihinde kendi isteği üzerine yarbay rütbesiyle emekli­ye ayrıldı. Bundan sonra üç yıl kadar ser­best çalıştı. 15 Haziran 1967'de İstanbul Radyosu'nda Türk Sanat ve Halk Mûsi­kisi şube müdürü olarak görev aldı. 17 Kasım 1974'te öldü ve Edirnekapı Şehit-liği'ne defnedildi.

Asıl şöhretini ney icracılığı ite kazanan Erguner, ilkokul sıralarından itibaren mû­siki bilgilerini ve ney üflemeyi babasın­dan öğrenmiş, bu arada Konya Askerî Ortaokulu'nda Ahmet Ezgimen'den isti­fade etmiştir. Ayrıca Ankara ve İstan­bul'da bulunduğu yıllarda Halil Can, Nu­ri Halil Poyraz, İlyas Tonguç, Fahri Ko­puz, Hulusi Gökmenli, Cahit Gözkan ve Sadettin Heper'den dinî ve din dışı mû­siki meşketmiş. radyo yayınlarına ka­tılmış, Mesut Cemil ile çalışmalar yap­mıştır.

Ulvi Erguner yaptığı Türk mûsikisi ta­rihi çalışmaları ite Fârâbî, Abdülkâdir-i Merâgî. Kâtib Celebi'nin eserlerini mû­siki repertuarına kazandırmış, kurduğu ve yönettiği Klasik Türk Mûsikisi Erkek­ler Korosu ile başarılı bir icra ortaya koy­muştur. Yurt içi ve yurt dışında düzen­lenen Mevlevî mûsikisi ve âyinleriyle ilgi­li programların çoğunda yer almış, Kon­ya'da yapılagelen Mevlânâ'yı anma tö­renlerinde Halil Çan'dan sonra neyzenba-şılık görevini yürütmüştür. Ayrıca TRT'de günümüzde de (1994) devam eden Türk Tasavvuf Mûsikisi adlı radyo program­larının temel çalışmalarını yaparak ilk defa neşrini sağlamıştır. Türk mûsikisi tarihi, nazariyatı ve usulleriyle ilgili ba­zıları neşredilmiş incelemeleri bulunan Erguner ud ve keman da çalardı.

Bestekârlık alanında pek çalışması ol­mamakla beraber bayatî-araban maka­mında bir peşrev ve saz semaisi beste­lemiş, neyde babasının tavrını kendi tek­niğiyle devam ettirmiştir. Neyzen olarak yetiştirdiği oğullarından Süleyman ile Fransa'da yaşayan ve klasik Türk mû-sîkisiyle neyin Avrupa'da tanınmasında başarılı çalışmalar yapan Kudsi Erguner de birer sanatkârdır.



Yüklə 1,21 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin