(Şimdi bu örneği mezheplere göre değerlendirelim):
1-Cebriyecilere göre: Gemiye yön verme hususunda kaptanın hiç bir rolü yoktur. Gemi onun iradesi dışında hareket eder. Bununla fırtınaya kapılan bir gemi arasında hiç bir fark yoktur.
2-Mutezileye göre: Kaptanın vazifesi sadece gemiye yön vermek değildir, kaptan aynı zamanda binlerce tonluk gemiyi hareket ettirecek bir kudrete sahiptir.
3-Ehli Sünnete göre: Kaptanın yapacağı tek iş, gemiye yön vermek ve geminin gideceği adayı tespit etmektir.
(Bu misaldeki: Padişah=Allah, Kaptan=İnsan, Gemi=İnsan vücudu, Deniz=Dünya, O iki ada=Cennet ve Cehennem’dir)
Mü’minlerin, ulaşmak istedikleri gayeleri için gerekli olan bütün sebepleri hazırladıktan sonra neticeyi Allah’tan beklemeleri ve esas tesiri O’ndan bilmeleri demektir.
(Mesela: Bir savaşta tevekkül; düşmana karşı en sağlam silahlarla donandıktan ve savaş kaidelerine harfiyyen riayet ettikten sonra zaferi Yüce Allah’tan beklemek ve O’na güvenmektir...Bir çiftçinin yapacağı tevekkül, önce zamanında tarlasını sürüp ekime hazırlamak, tohumu atmak, sulamak, zararlı bitkilerden arındırıp ilaçlamak, gübrelemek, sonra da iyi ürün vermesi için Allah’a güvenip dayanmak ve sonucu Allah’tan beklemek.