Son zamanlardaki araştırmalar göstermektedir ki, stres ruhsal hastalıklardan, kansere, kanserden genel bağışıklık sistemi bozukluğunun yer aldığı bir çok bozukluğa kadar bir çok biyolojik ve ruhsal hastalıkta yer almaktadır.
Son zamanlardaki araştırmalar göstermektedir ki, stres ruhsal hastalıklardan, kansere, kanserden genel bağışıklık sistemi bozukluğunun yer aldığı bir çok bozukluğa kadar bir çok biyolojik ve ruhsal hastalıkta yer almaktadır.
Bu nedenle stresin, stresle baş etme metodlarının ne olduğunu, stresin nasıl azaltılacağını bilmek oldukça önemlidir.
Stres günümüzde sokaktaki adamdan tutun , laboratuardaki bilim adamına herkesin ağzında olan bir sözcüktür
Stres günümüzde sokaktaki adamdan tutun , laboratuardaki bilim adamına herkesin ağzında olan bir sözcüktür
Yapılan araştırmalar herkesin stres tanımının kendine göre olduğunu göstermektedir. Örneğin bir iş adamı, stresi borsadaki dalgalanmalar olarak tanımlarken, havaalanındaki gözlem odasında bir hava trafik sorumlusu, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü olarak görebilmektedir.
1.sıkıntı, kaygı, üzüntü ve gerginlik süresinin uzaması
1.sıkıntı, kaygı, üzüntü ve gerginlik süresinin uzaması
İçten veya dıştan gelen etkilerle duygu ve davranışlarda ortaya çıkan, rahatsız edici bir durum ve bundan duyulan rahatsızlık
Bunalım gerginlik,
Genelde anlamlı gelen şeylerin anlamsız gelmesi
Bir şey yapmak istememe
Sistemlerin varlığı, sistem içindeki ve dışındaki tüm değişkenlerin dengede olmasına programlanmış gibidir. Bu dengedeki herhangi bir bozulma, sistemi tekrar dengeye dönme arayışlarına sokar.
Sistemlerin varlığı, sistem içindeki ve dışındaki tüm değişkenlerin dengede olmasına programlanmış gibidir. Bu dengedeki herhangi bir bozulma, sistemi tekrar dengeye dönme arayışlarına sokar.
Tüm canlılar bu dengeyi sürdürme çabası içindedir.
Denge, varoluşun sürmesine, dengenin bozulması ise varoluşa tehdite eşittir.
Dengelerdeki geçici bozulmalar, organizmayı harekete yönlendirir
Dengelerdeki geçici bozulmalar, organizmayı harekete yönlendirir
Sürekli dengede olma bir anlamda hareketsizlik demektir. Diğer bir deyişle dengedeki geçici bozulmaların sistemi eyleme götürmesi sayesinde, sistem canlılığını sürdürür.
Canlı organizmalardaki bu hareketlilik ve hareketsizlik sürecinin kendisi de bir denge içindedir
Özetle, canlı sistemlerin canlılıklarını sürdürebilmeleri için hareket ve hareketsizliğin de (dinlenme) bir denge de olması gerekir
Doğa bunu otonom sinir sisteminin iki mekanizması ile mümkün kılmış, bunları bir anlamda otomatik pilota bağlamıştır.
Doğa bunu otonom sinir sisteminin iki mekanizması ile mümkün kılmış, bunları bir anlamda otomatik pilota bağlamıştır.
Bunlardan biri vücudu hareket halinde tutan sempatik sistem, ikincisi de organizmanın dinlenmesini ve kendini yenilemesini sağlayan parasempatik sistemdir.
Bedenin stresli durumlarda verdiği üç aşamalı tepki "Genel Uyum Sendromu“ olarak adlandırılmaktadır.
Bedenin stresli durumlarda verdiği üç aşamalı tepki "Genel Uyum Sendromu“ olarak adlandırılmaktadır.
Bu kurama göre, organizmanın strese tepkisi üç aşamada gelişir.
Alarm Aşaması: Birey bir stres kaynağı ile karşılaştığında, sempatik sinir sisteminin etkin hale gelmesi nedeniyle beden savaş ya da kaç tepkisi" gösterir.
Alarm Aşaması: Birey bir stres kaynağı ile karşılaştığında, sempatik sinir sisteminin etkin hale gelmesi nedeniyle beden savaş ya da kaç tepkisi" gösterir.
Savaş ya da kaç tepkisi sırasında bedende oluşan fiziksel ve kimyasal değişmeler sonucunda kişi, stres kaynağı ile yüzleşmeye ya da kaçmaya hazır hale gelir.
Bu durum kalp atışlarının hızlanması, tansiyonun yükselmesi, solunumun hızlanması ve ani adrenalin salgılanması biçiminde gelişir.
Bu durum kalp atışlarının hızlanması, tansiyonun yükselmesi, solunumun hızlanması ve ani adrenalin salgılanması biçiminde gelişir.
Savaş ya da kaç tepkisinin ortaya çıktığı aşama, "alarm aşaması" olarak adlandırılır
Streste alarm aşamasında, stresi yaratan kaynaklar ve bunların yoğunluğu arttığı ölçüde stres eğrisi hızla normal direnç düzeyinin üzerine çıkarak normal davranıştan sapmanın ilk işaretleri verilmeye başlanır.
Bedene daha fazla enerji sağlamak için hormon üretimi artar.
Bedene daha fazla enerji sağlamak için hormon üretimi artar.
Rahatlama ve gevşeme durumlarından sorumlu parasempatik sistem yavaşlar
Hareket ve enerjiden sorumlu sempatik sistem hızlanır
Bedende birikmiş şeker ve yağlar, hızlı enerji sağlamak için kana karışır
Bu şekeri enerjiye dönüştürmek için gerekli oksijeni sağlamak üzere solunum hızlanır.
Kaslar hareket etmek için hazırlanır ve gerginleşir
Kaslar hareket etmek için hazırlanır ve gerginleşir
Terleme artarak vücudun aşırı ısınması önlenir
Bağırsak ve idrar torbası kasları kaçma durumunda vücudu hafifletmek için gevşer.
……..bütün bunlar sonucunda bireyin fark edebildikleri ise,
Nabızda artış
Nabızda artış
Terlemede artış
Kasılmış bir mide
Kalbin hızlı hızlı çarpışı
Nefeste daralma
Dişlerin gıcırdatılması
Konsantrasyon güçlüğü
Aşırı tedirginlik
Organizmayı tehdit eden durumlarda bu tepkilerin çok önemli işlevi vardır. Acil durumlarla başa çıkmamızda bize bunlar yardımcı olurlar.
Organizmayı tehdit eden durumlarda bu tepkilerin çok önemli işlevi vardır. Acil durumlarla başa çıkmamızda bize bunlar yardımcı olurlar.
Savaş ya da kaç tepkisi fiziksel tehlike karşısında gelişmişlerdir.
Modern toplumlarda savaş ya da kaç tepkisi artık gerekli ya da yararlı olmadığı halde yine de harekete geçer.
Bizler psikolojik uyarıcılara da benzer biçimde tepki göstermeye koşullanmışızdır.
Psikolojik uyarıcılarda işin içine “yorum” girmektedir.
Psikolojik uyarıcılarda işin içine “yorum” girmektedir.
Kişi egosuna yönelik bir tehdit algılarsa savaş ya da kaç tepkisi alevlenmektedir.
Örneğin genç bir erkeğin, arkadaşlık teklif ettiği kızın bu teklifi kabul etmeyeceğinden korkması savaş ya da kaç tepkilerini harekete geçirmektedir.
Direnme Aşaması: Alarm aşamasını, "uyum ya da direnme aşaması" izler. Stres kaynağına uyum sağlanırsa her şey normale döner.
Direnme Aşaması: Alarm aşamasını, "uyum ya da direnme aşaması" izler. Stres kaynağına uyum sağlanırsa her şey normale döner.
Bu aşamada kaybedilen enerji, yeniden kazanılmaya ve bedendeki tahribat giderilmeye çalışılır. Stresle başa çıkıldığında parasempatik sinir sistemi etkin olmaya başlar. Kalp atışı, tansiyon, solunum düzene girer, kas gerilimi azalır.
Direnme aşamasında birey, strese karşı koymak için elinden gelen tüm gayreti ortaya koyar ve stresli bir insanın davranışlarını göstermektedir.
Belirli bir süre bireyin davranışlarında ve yaşantısında bu durum gözlenebilir.
Tükenme Aşaması: Uyum aşamasındaki gerilim kaynakları ve bunların yoğunluk dereceleri azalmadığı sürece ya da artış gösterdikleri durumlarda bireyin gayreti kırılır ve davranışlarında ciddi derecede sapmalar ve hayal kırıklıklarının yaşandığı bir evreye girilir.
Tükenme Aşaması: Uyum aşamasındaki gerilim kaynakları ve bunların yoğunluk dereceleri azalmadığı sürece ya da artış gösterdikleri durumlarda bireyin gayreti kırılır ve davranışlarında ciddi derecede sapmalar ve hayal kırıklıklarının yaşandığı bir evreye girilir.
Eğer stres kaynağı ile başa çıkılamaz ve uyum sağlanamaz ise, fiziksel kaynaklar kullanılamaz ve tükenme aşamasına geçilir.
Tükenme aşamasında, parasempatik sinir sistemi etkindir. Kişi tükenmiştir ve stres kaynağı hala mevcuttur. Bu aşamada uzun süreli stres kaynakları ile mücadele edilemez ve kişi başka stres kaynaklarının etkilerine de açık hale gelir.
Tükenme aşamasında, parasempatik sinir sistemi etkindir. Kişi tükenmiştir ve stres kaynağı hala mevcuttur. Bu aşamada uzun süreli stres kaynakları ile mücadele edilemez ve kişi başka stres kaynaklarının etkilerine de açık hale gelir.
Tükenme aşamasında olan kişilerde çökkünlük, karamsarlık, kızgınlık ve öfke duyguları, hayal kırıklıkları, yaşamın anlamını yitirmesi, istek kaybı, aile ve arkadaşlarla birlikteyken bile onlardan uzak hissetmek
Tükenme aşamasında olan kişilerde çökkünlük, karamsarlık, kızgınlık ve öfke duyguları, hayal kırıklıkları, yaşamın anlamını yitirmesi, istek kaybı, aile ve arkadaşlarla birlikteyken bile onlardan uzak hissetmek
Tükenen biri dışardan bakıldığında pek sempatik değildir. Bu insanlar garip, eleştirici, kızgın, katı önerilere kapalı ve insanları iten davranışlar içinde görülürler.
Tükenenlerin çoğu bir amaca ulaşmak için çabalamış kişilerdir. Programları doludur, işleri her ne ise, kendi paylarına düşenden fazlasını yaparlar. Kendilerini çok uzun zaman zorladıkları için tükenmektedirler.
Tükenenlerin çoğu bir amaca ulaşmak için çabalamış kişilerdir. Programları doludur, işleri her ne ise, kendi paylarına düşenden fazlasını yaparlar. Kendilerini çok uzun zaman zorladıkları için tükenmektedirler.
Hayata daha büyük beklentilerle başlamışlar ve yol boyunca daha azı ile yetinmeyi reddetmişlerdir
Tükenme nasıl başlar?
Tükenme nasıl başlar?
Yavaş ve sinsice, kişi haftalar aylar ya da yıllar boyunca bir ideale ulaşmak için kendini zorlamıştır
Tükenme durumuna gelmeden kısa bir süre önce genellikle ya bir iş baskısı ya aile üyelerinin hastalığı ya da arka arkaya gelen sınavlar gibi bazı çevresel koşullara rastlanır.
Bazen çok seyrek de olsa herhangi bir olay olmadan da rastlanır
Kısaca….
Kısaca….
Stres durumu sürer ve sistem savaşmakta ya da kaçmakta başarılı olamazsa, organizma genel uyum sendromunun “direnç” aşamasına girer.
Stres durumu sürer ve sistem savaşmakta ya da kaçmakta başarılı olamazsa, organizma genel uyum sendromunun “direnç” aşamasına girer.
Direnç aşamasında, strese rağmen varoluş sürdürülmeye çalışılmaktadır. Bütün sistem sanki artık savaşmaktan vazgeçmiş, strese rağmen bir denge ya da uyum sağlayarak kendi varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.
Direnç aşamasında,
Direnç aşamasında,
Bağışıklık sistemi iyice zayıflamakta ve organizma virüsler, bakteriler gibi dış etmenlerin olumsuz etkilerine daha açık olmakta incinebilir duruma gelmektedir. Kronik stres durumunda bir süre sonra organizmanın tükenme aşamasına girdiği gözlenir.
İnsan beyni doğadaki tüm canlıların beyinlerin arasında en gelişmiş olarak doğanın bize armağanıdır. Bu beyin sayesinde hayvanlar tarafından kontrol edilemeyecek pek çok durum, insanlar atarfından kontrol edilmekte, strese yol açan sorunlar daha kolayca çözülebilmektedir.
Bu onun aynı zamanda hem en güçlü hem en zayıf yanıdır.
Beyin bunları yaparken sürekli olarak kestirme yollara başvurur, burada hatırlaanması gereken önemli nokta: insan beyninin, insan hızlı evrimleşemediği, dolayısıyla daha çok fizik çevreden gelen basit stresörlerle başa çıkmak için programlanmış olduğudur.
Örneğin, kişi daha önce yaşadığı başarısızlık deneyimlerine bağlı olarak, aynı uyarıcıyla tekrar karşılaştığında yine başarısızlık yaşayacağı yorumunu yapabilir. (bir sınavdan başarısız olan öğrenci, daha ikinci sınav sorularını görmeden o sınavdan başarısız olacağını düşünebilir)
Örneğin, kişi daha önce yaşadığı başarısızlık deneyimlerine bağlı olarak, aynı uyarıcıyla tekrar karşılaştığında yine başarısızlık yaşayacağı yorumunu yapabilir. (bir sınavdan başarısız olan öğrenci, daha ikinci sınav sorularını görmeden o sınavdan başarısız olacağını düşünebilir)
Stresle başa çıkmak için kasıtlı bazı davranışlar kullanmak gerekir:
Stresle başa çıkmak için kasıtlı bazı davranışlar kullanmak gerekir:
Yetersiz olarak adlandırdığımız yöntemler: stresi daha da arttırmaktadır.
Bunlar alkol/madde/sigara kullanımı, saldırganlık, kaçma davranışları,içe kapanma ve intihar
Kendini aldatmaya yönelik davranışlar: rasyonalizasyon-reddetme, bastırma, yansıtma vb.)
Bazı kişilik yapıları, birey için fazladan stres yaratırken,bazı kişilik özellikleri de stresin etkilerini olabildiğince az yaşamaya yardımcıdır,
Bazı kişilik yapıları, birey için fazladan stres yaratırken,bazı kişilik özellikleri de stresin etkilerini olabildiğince az yaşamaya yardımcıdır,
Kendine güven, yetkinlik, yeterlik, kendiyle barışıklık, stresli durumdan kurtulabileceğine ilişkin inanç, kandaki adrenalin ve nöroadrenalin düzeyinin daha düşük olması, güçlü ve çok yönlü bir özsaygı, psikolojik sağlamlık, mizah yeteneği, hayata ve kendine gülerek bakabilme, yapılan işin sonucundan değil, sürecinden zevk alma..
Dramatik yaşam olayları (eşin ya da çok yakın bir arkadaşın ölümü, evlenme, emekli olma, işten atılma vb) stres kaynağıdır. Ancak
Dramatik yaşam olayları (eşin ya da çok yakın bir arkadaşın ölümü, evlenme, emekli olma, işten atılma vb) stres kaynağıdır. Ancak
Gündelik sıkıntılar (insanı sinirlendiren, tedirgin eden, engelleyici rahatsız edici olaylar) sözcükleriyle tanımlayabileceğimiz küçük ancak her gün sık sık karşılaştığımız olayların kişilerin üzerindeki etkisi göz ardı edilmektedir.
Kişi gündelik sıkıntılara ne kadar maruz kalırsa, fiziksel ya da ruhsal sorun yaşama olasılığı artmaktadır.
Kişi gündelik sıkıntılara ne kadar maruz kalırsa, fiziksel ya da ruhsal sorun yaşama olasılığı artmaktadır.
Kişilerin başlarından geçen önemli olaylar ile o olaydan bir yada iki sene sonra ortaya çıkan fiziksel hastalıkların arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Diğer bir deyişle kişi ne kadar önemli yaşam olayına maruz kalmışsa, daha sonra bir fiziksel hastalık geçirme olasılığı artmaktadır.
Diğer bir deyişle kişi ne kadar önemli yaşam olayına maruz kalmışsa, daha sonra bir fiziksel hastalık geçirme olasılığı artmaktadır.
“Aynı iş yerinde çalışan bir kişiyle kişilik çatışmaları”
Küçük ama kronik stres kaynakları
Kısaca, olumsuz ve stres yaratıcı faktörlerin yanında gündelik sıkıntılar da hastalıkla sonuçlanan fiziksel ve psikolojik değişikliklere yol açmaktadır.
Kısaca, olumsuz ve stres yaratıcı faktörlerin yanında gündelik sıkıntılar da hastalıkla sonuçlanan fiziksel ve psikolojik değişikliklere yol açmaktadır.
Bir de bunun tam tersi olan hoş olaylar vardır
Hoş olan olayların ruh sağlığında nasıl etkisi vardır?
Hoş olaylar özellikle ruhsal hastalıklara karşı koruyucu bir işlev görüyorlar.
Hoş olaylar özellikle ruhsal hastalıklara karşı koruyucu bir işlev görüyorlar.
Hoş olaylar bireyin stresli durumlaarda harcadığı enerjiyi tekrardan toplamasına neden olur. Kayıpların ya da yaşadığı hasarların etkisinden kurtulmasında yardımcıdır.
Yapılan araştırmalara göre, temel yaşam olaylaarına kıyasla, gündelik sıkıntılar psikolojik ve fiziksel sağlığı daha iyi yordamaktadır.
Sevilen bir kişinin ölümü
Sevilen bir kişinin ölümü
Boşanma olayı
İnsanda büyük acılar oluşturur. Bu tür olaylar arka arkaya geldiğinde hastalığa yatkınlık artabilir.
Dramatik olaylar ile hastalık arasındaki ilişki, o olaydan sonra bir ya da iki yıl sonra bile sürebiliyor.
Kısaca, günlük yaşamımızdaki küçük yenilgiler ve sıkıntılar büyük olaylar kadar zarar verici olabilmektedir.
Kısaca, günlük yaşamımızdaki küçük yenilgiler ve sıkıntılar büyük olaylar kadar zarar verici olabilmektedir.
- Fiziksel Belirtiler: Baş ağrısı, hızlı nefes alıp verme, ağız kuruluğu, terleme, gergin kaslar, düzensiz uyku, sırt ağrıları, çene kasılması veya diş gıcırdatma, kabızlık, ishal ve kolit, döküntü, hazımsızlık ve ülser, yüksek tansiyon, kalp krizi, iştahta değişiklik, yorgunluk veya enerji kaybı, kazalarda artış.
- Fiziksel Belirtiler: Baş ağrısı, hızlı nefes alıp verme, ağız kuruluğu, terleme, gergin kaslar, düzensiz uyku, sırt ağrıları, çene kasılması veya diş gıcırdatma, kabızlık, ishal ve kolit, döküntü, hazımsızlık ve ülser, yüksek tansiyon, kalp krizi, iştahta değişiklik, yorgunluk veya enerji kaybı, kazalarda artış.
- Duygusal Belirtiler: Kaygı veya endişe, depresyon, çabuk ağlama, ruhsal durumun hızlı ve sürekli değişmesi, asabilik, gerginlik, özgüven azalması veya güvensizlik hissi, aşırı hassasiyet veya kolay kırılabilirlik, öfke patlamaları, saldırganlık veya düşmanlık duygusal olarak tükendiğini hissetme
- Duygusal Belirtiler: Kaygı veya endişe, depresyon, çabuk ağlama, ruhsal durumun hızlı ve sürekli değişmesi, asabilik, gerginlik, özgüven azalması veya güvensizlik hissi, aşırı hassasiyet veya kolay kırılabilirlik, öfke patlamaları, saldırganlık veya düşmanlık duygusal olarak tükendiğini hissetme
- Zihinsel Belirtiler: Konsantrasyon güçlüğü, karar vermede güçlük, unutkanlık, zihin karışıklığı, hafızada zayıflık, aşırı derecede hayal kurma, tek bir fikir veya düşünceyle meşgul olma, mizah anlayışı kaybı, düşük verimlilik, İş kalitesinde düşüş, hatalarda artış, muhakemede zayıflama.
- Zihinsel Belirtiler: Konsantrasyon güçlüğü, karar vermede güçlük, unutkanlık, zihin karışıklığı, hafızada zayıflık, aşırı derecede hayal kurma, tek bir fikir veya düşünceyle meşgul olma, mizah anlayışı kaybı, düşük verimlilik, İş kalitesinde düşüş, hatalarda artış, muhakemede zayıflama.
- Davranışsal Belirtiler: Bir maddeye aşırı düşkünlük (alkol, sigara ya da yemek gibi), uykusuzluk ya da aşırı uyuma, gevşeme ya da sakinleşme güçlüğü, huzursuzluk, kızgınlık, sakarlık.
- Davranışsal Belirtiler: Bir maddeye aşırı düşkünlük (alkol, sigara ya da yemek gibi), uykusuzluk ya da aşırı uyuma, gevşeme ya da sakinleşme güçlüğü, huzursuzluk, kızgınlık, sakarlık.
- Sosyal Belirtiler: İnsanlara karşı güvensizlik, başkalarını suçlamak, randevulara gitmemek veya çok kısa zaman kala iptal etmek, insanlarda hata bulmaya çalışmak ve sözle rencide etmek, haddinden fazla savunmacı tutum, birçok kişiye birden küs olmak, konuşmamak
“M. Herkesin ortasında dersi özetlerken oldukça gergindi. Aslında dersin başından beri bunu hocası kendisinden yapmasını istediğinden beri kaygılıydı. Konuşması bittiğinde derin bir nefes aldı. Sırasına döndü. Birkaç dakika gevşedikten sonra dersi dinlemeye devam etti.
“M. Herkesin ortasında dersi özetlerken oldukça gergindi. Aslında dersin başından beri bunu hocası kendisinden yapmasını istediğinden beri kaygılıydı. Konuşması bittiğinde derin bir nefes aldı. Sırasına döndü. Birkaç dakika gevşedikten sonra dersi dinlemeye devam etti.
Burada M.’nin stres kaynağı ani saptanabilir ve çözümlenebilir türdendir. Önce bir gerginlik başlıyor, daha sonra yaşamı normal akışına dönünce, kolaylıkla gevşeyebilmiştir.
Bu örnekte olduğu gibi kısa süreli stres kişinin stres kaynağına yönelip onunla şöyle ya da böyle başa çıkmaya çalıştıktan sonra gevşeyebildiği gündelik işlerine devam edebildiği türden bir strestir.
Bu örnekte olduğu gibi kısa süreli stres kişinin stres kaynağına yönelip onunla şöyle ya da böyle başa çıkmaya çalıştıktan sonra gevşeyebildiği gündelik işlerine devam edebildiği türden bir strestir.
Eğer kişi stresli durum ortaya çıktığı anda başa çıkmaya çalışıp daha sonra hemen stres öncesi düzeyine dönebiliyorsa, beden ciddi zarar görmez.
Stres oluşturucu durumlarının bazılarının net bir çözümü yoktur. Belli iş sorunları ve parasal zorluklar, duygusal çatışmalar, ailevi gerginlikler bunlardan bazılarıdır. Bedensel işlevlerimiz devam eden bu streslere tepki olarak aynen kısa süreli streslerde olduğu gibi bir atış gösterir.
Stres oluşturucu durumlarının bazılarının net bir çözümü yoktur. Belli iş sorunları ve parasal zorluklar, duygusal çatışmalar, ailevi gerginlikler bunlardan bazılarıdır. Bedensel işlevlerimiz devam eden bu streslere tepki olarak aynen kısa süreli streslerde olduğu gibi bir atış gösterir.
Ne yazık ki sorunlar çözülmemiş olarak kaldığı sürece fizyolojik tepkilerimizde artarak sürer.
Stres çözülebilir türden olsa da çok sayıda oldukları taktirde uzun süreli strese neden olurlar.
Stres çözülebilir türden olsa da çok sayıda oldukları taktirde uzun süreli strese neden olurlar.
Çocuğunuz hasta, bir iş için size tanınan süreyi bir hafta aştınız, sekreteriniz izinde, bir toplantıya geç kaldınız….
Tek tek bakıldığında bu stres kaynaklarının hepsi üzerinden gelinebilecek durumlardır.
Ancak kısa aralıklarla bir araya geldiklerinde sorun oluşturabilirler. Daha ilk stres kaynağı ile başa çıkma fırsatı bulmadan, ikincisi, üçüncüsü ve diğerleri gelirse kişi gafil avlanır.
Diğer bir deyişle kişi hiçbir zaman stres öncesi düzeye dönemez.
Kişinin stres öncesi düzeyine dönemediğinde tükenme ortaya çıkmaktadır.
Kişinin stres öncesi düzeyine dönemediğinde tükenme ortaya çıkmaktadır.
Kronik stresin zararlı etkileriyle başa çıkabilmek için bedenimizin strese gösterdiği fiziksel tepkilerin bilincinde olmalıyız.
Her bir stres kaynağı ile ortaya çıkar çıkmaz başa çıkılmaya çalışılmalı
Stresli durumun hemen ardından gevşemek için bilinçli bir çaba harcamalıyız. Bu tür bir gevşeme süresi bedene kendisini toparlaması için zaman kazandıracaktır.
Böylece bir sonraki stres kaynağını, uyarılmış durumdayken değil, stres öncesi durumdayken karşılayabiliriz. Böylece kişi daha donanımlı olur.
Biraz önce de değindiğimiz gibi, stresi yoğun işlerde çalışan ya da başlarından önemli ve olumsuz olaylar geçmiş kişilerin hastalıklara yakalanma olasılıkları daha sıktır. Ancak bu sonuç bu tür hastalıkların kaçınılmaz olmadığı şeklinde de yorumlanmamalıdır.
Biraz önce de değindiğimiz gibi, stresi yoğun işlerde çalışan ya da başlarından önemli ve olumsuz olaylar geçmiş kişilerin hastalıklara yakalanma olasılıkları daha sıktır. Ancak bu sonuç bu tür hastalıkların kaçınılmaz olmadığı şeklinde de yorumlanmamalıdır.
Çünkü yukarıdaki benzer durumlarda olan ama sağlıklı olarak yaşamlarını sürdürebilen insanlar da vardır.
Stres altındayken bile bu kişileri sağlıklı kılan nedir?
Stres altındayken bile bu kişileri sağlıklı kılan nedir?
Bu kişilerin bazı tipik tutumları var.
Bu kişilerin bazı tipik tutumları var.
1. değişmeye açıklık
1. değişmeye açıklık
2.Yaptıkları iş her ne ise kendilerini o işe verebilme
3. olayların kontrolünü elinde tuttuğuna inanma
4. bu kişiler zorlukları bir tehdit olarak değil, yeteneklerini sınayacakları bir fırsat, bir mücadele olarak değerlendirmektedirler.
Bu kişiler yaşamlarında bir yerlerde sallanmaktansa, yaşamla kenetlenmişlerdir. İşlerinde ve aile yaşamlarında aktif rol almışlardır.
Örn. İşini kaybeden bir kişi bunu bir felaket telafi edilmesi mümkün olmayan ve kendi yetersizliğini kanıtlayan bir kayıp olarak algılayabilir.
Örn. İşini kaybeden bir kişi bunu bir felaket telafi edilmesi mümkün olmayan ve kendi yetersizliğini kanıtlayan bir kayıp olarak algılayabilir.
Bir başka kişi ise aynı olayı aklından geçirmiş olduğu ve günün birinde karşılaşabileceği o riskli durumlardan biri, hatta yeteneklerine daha uygun daha az riskli başka bir iş bulmak için ele geçirilmiş bir fırsat olarak değerlendirebilir.
Kısaca, kişi bakış açısını değiştirdiğinde, başlarına gelen olayları kendi avantajlarına dönüştürebiliyor.
Kısaca, kişi bakış açısını değiştirdiğinde, başlarına gelen olayları kendi avantajlarına dönüştürebiliyor.
Psikolojik sağlamlık konusunda yetersiz olanlar, kaçma taktiklerini daha fazla kullanmaktadırlar.
Kaçma taktikleri nelerdir?
Kaçma taktikleri nelerdir?
Tv seyretme
Tv seyretme
Daha fazla içki, alkol, sigara kullanma
Daha fazla uyuma..
Bunlar kişiye zarar veriyor.
Neden?
Çünkü gerçek stres kaynağına yönelik, onu daha az stresli hale getirecek bir şey yapılmamıştır.
Çünkü gerçek stres kaynağına yönelik, onu daha az stresli hale getirecek bir şey yapılmamıştır.
Rahatsız eden şey her ne ise kişinin zihninde değişmemiş bir şekilde kalmıştır. Farkında olunmasa da kuruntular şeklinde kişiyi rahatsız eder, kişiyi hareketsiz hale getiren etkisini sürdürür.
Herkesin kendine özgü, kişisel stresle başa çıkma tarzı vardır:
Herkesin kendine özgü, kişisel stresle başa çıkma tarzı vardır:
Kendimiz ve çevremiz hakkında düşündüklerimiz de strese gösterdiğimiz farklı tepkileri belirlemede önemli rol oynar.
1-sigara içmek, yemek yemek, alkol almak
2-strese tepki olarak geri çekilmek, içe kapanmak, pasifleşmek, sorunlarla yüz yüze gelmekten kaçınmak. Bazen de sorunları tümüyle yok sayarak olayların dışına çıkmak (böyle bir davranış karşıdaki kişiye sıkıntı ve öfke duyguları yaşatabileceğinden bu kez ilişkilerde sorunlara yol açmaktadır)
3- Aşırı tepki göstermek?
3- Aşırı tepki göstermek?
Küçük hayal kırıklıklarını dert etmek, en ufak değişikliklerden olumsuz etkilenmek
Aşırı tepki göstermek şu şekillerde kendini gösterir: başkalarına yönelik öfke nöbetleri, kırıcı olma, kaygılanma vb.
4- stres karşısında hiç tepki göstermeyip içinizde biriktirmek . Bu birikimler sonucunda artık daha fazla dayanamayacağınız için herhangi bir olayın hiç beklenmedik bir anda strese dönüşme olasılığı vardır. Ayrıca stresin birikebilen bu niteliğini fark etmek güç olduğundan dayanma sınırlarının zorlandığı da olur.
Stresle başa çıkma tarzınız ne olursa olsun, esnek olabilmek önemlidir. Bir başka başa çıkma davranışı daha yararlı olabilecekken, tek bir davranışın alışkanlık halinde kullanılması başa çıkma tarzınızın esnek olmadığına işaret eder.
Stresle başa çıkma tarzınız ne olursa olsun, esnek olabilmek önemlidir. Bir başka başa çıkma davranışı daha yararlı olabilecekken, tek bir davranışın alışkanlık halinde kullanılması başa çıkma tarzınızın esnek olmadığına işaret eder.
Bu alışkanlığınız bazı durumlarda işe yararken, diğerlerinde yetersiz kalabilir.
Esneklik değişime daha açık olmanıza olanak sağlar.
Kendi kişisel tarzınızı ne kadar yakından izlerseniz, hangisinin işe yaradığını, hangilerinin ise sağlığınız ilişkileriniz ve performansınız açısından zararlı olduğunu fark edebilirsiniz.
Kendi kişisel tarzınızı ne kadar yakından izlerseniz, hangisinin işe yaradığını, hangilerinin ise sağlığınız ilişkileriniz ve performansınız açısından zararlı olduğunu fark edebilirsiniz.
Kendimi baskı altında hissettiğimde neler yaparım?
Alışkanlık halinde yaptığım tekrarlayıcı davranışlarım var mı?
Kendi davranışlarınızın farkına varırsanız, bunları değiştirmek isteyip, istemediğinize karar verirsiniz.
Problem çözme yaklaşımı, stres ile başa çıkmada da kullanılıyor.
Problem çözme yaklaşımı, stres ile başa çıkmada da kullanılıyor.
1-problemi saptama
Seçenekleri gözden geçirme
Bir çözümü seçme
Eyleme geçme
Sonuçları değerlendirme
1-problemi saptama: bazı problemler kolayca isimlendirilebilirler (çalıştırılamayan araba, gürültülü bir iş ortamı) ancak strese neden olan bir çok problemi bu kadar kolay tanımlamak mümkün değil,
1-problemi saptama: bazı problemler kolayca isimlendirilebilirler (çalıştırılamayan araba, gürültülü bir iş ortamı) ancak strese neden olan bir çok problemi bu kadar kolay tanımlamak mümkün değil,
Problem çözme sürecinde bu ilk basamak en zorudur. Diyelim ki, belli bir zamanda yetiştirmek zorunda olduığunuz bir proje var. Bunu altınızda bulunan bir kişi ile yapmak zorundasınız, bu kişi ile aynı zamanda bir de sorununuz olduğunu düşünün, onun üzerine düşeni yapacağından emin değilsiniz ve sıkılıyorsunuz. Şimdi burdaki problem nedir?
Bu kişi kendisine daha önceleri verilen görevleri zamanında tamamlamakta başarısız mıydı?
Bu kişi kendisine daha önceleri verilen görevleri zamanında tamamlamakta başarısız mıydı?
Yoksa sizi kaygılandıran onun aldırmaz tavırları mı?
Onun başarısızlığı yüzünden başkalarının hakkınızda olumsuz bir yargıya varacağından mı korkuyorsunuz?
Belki de yukarıdakilerin tümü geçerlidir.
Durum ne kadar belirsizse, stres olma olasılığı o kadar çoktur. Belirsizlik stresli durum üzerindeki kontrolümüzü azaltır. Bizi çözüm yolları aramadan önce etkiler ve daha çok strese sokar.
Durum ne kadar belirsizse, stres olma olasılığı o kadar çoktur. Belirsizlik stresli durum üzerindeki kontrolümüzü azaltır. Bizi çözüm yolları aramadan önce etkiler ve daha çok strese sokar.
Bu nedenle stresimizin ne olduğunun belirlenmesi stres yükümüzü azaltır.
Problemi belirginleştirmek, onu kendi içinde daha küçük parçalara ayırmamıza yardımcı olur.
Bunu yaptığınızda çoğu zaman bir değil, birden fazla problemle ya da ayrı ayrı ele alınabilecek parçaları olan tek bir problemle karşı karşıya olduğumuzu farkederiz.
Hangisinin daha önce ele alınması, o kadar açık olmayabilir. Önemli olan problemin bazı yönlerinin somutlaştırılması
Problemi saptayıp, amacınızı belirledikten sonra, bir sonraki basamak olabildiğince çok seçenek üretmektir.
Problemi saptayıp, amacınızı belirledikten sonra, bir sonraki basamak olabildiğince çok seçenek üretmektir.
Aşırı komik ya da saçma görünse de tüm seçenekleri gözden geçirin,
Saptamış olduğunuz seçeneklerin olumlu ve olumsuz yönlerini saptadıktan sonra, bir eylem planı seçerken ya şu ya bu türü düşünce tarzından kaçınmaya çalışmak yararlıdır. Bunun yerine birbiriyle uzlaşan çözümler aramaya ve listedeki seçeneklerin bazılarını birleştirmeye çalışın.
Saptamış olduğunuz seçeneklerin olumlu ve olumsuz yönlerini saptadıktan sonra, bir eylem planı seçerken ya şu ya bu türü düşünce tarzından kaçınmaya çalışmak yararlıdır. Bunun yerine birbiriyle uzlaşan çözümler aramaya ve listedeki seçeneklerin bazılarını birleştirmeye çalışın.
Bir eylem planı çizdikten sonraki aşama bu planı uygulamaktır. Ancak bunu nasıl yapacağınızı iyice bilmeniz gerekmektedir.
Bir eylem planı çizdikten sonraki aşama bu planı uygulamaktır. Ancak bunu nasıl yapacağınızı iyice bilmeniz gerekmektedir.
Diyelim ki, eşinizle olan probleminizi enine boyuna tartıştıktan sonra , çözümün birlikte daha çok vakit geçirmek olduğuna karar verdiniz, bu yetmez daha alınacak bir çok karar vardır.
Birlikte geçireceğiniz bu zaman nasıl bir zaman olmalıdır?
Hangi süreyi kapsayacak?
Düzenlemeleri kim yapacak?
İsteğinize ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini, ne tür kaynaklara gereksinimiz olabileceğini, zaman sınırınızın ne olduğunu ve sorununuzla ilgili olarak her ne yapmaya karar vermişseniz, bunları gerçekten yapabilmek için daha hangi bilgileri istediğinizi belirleyerek bu plan içine yerleştirin.
Bazı durumlarda eyleme geçer geçmez başarılı olup olmadığınızı kolayca anlayabilirsiniz, diğer durumlarda ise problemin çözülmesi daha çok zaman alabilir ya da sonuçların olumlu ve olumsuz yanlarını birbirinden ayırt etmek ve değerlendirmek oldukça güç olabilir
Bazı durumlarda eyleme geçer geçmez başarılı olup olmadığınızı kolayca anlayabilirsiniz, diğer durumlarda ise problemin çözülmesi daha çok zaman alabilir ya da sonuçların olumlu ve olumsuz yanlarını birbirinden ayırt etmek ve değerlendirmek oldukça güç olabilir
Her ne olursa olsun, eylem planınıza seçtiğiniz çözümlerin iyi işleyip işlemediğini değerlendireceğiniz bir tarih koymak da yararlıdır.
O tarihe kadar sorununuz ortadan kalkmamış olabilir, ancak sorun üzerinde çalışmaya başladığınız zamandan bu yana yaşadığınız sıkıntı da bir değişme olup olmadığına bakabilirsiniz.
Eğer sıkıntınızda azalma olduysa belki tuttuğunuz yolda devam etmeye karar verebilirsiniz. Cevabınız hayır ise listenizde denemediğiniz tüm seçenekler halen elinizde bulunmaktadır. Onları deneyebilirsiniz.
Ya da geriye dönüp, başa çıkmaya çalıştığınız stresin ana kaynağını doğru belirleyip, belirlemediğinize bakabilirsiniz.
Bilgi, tecrübe ve becerileriniz ölçüsünde yapabileceğiniz kadar iş üstlenin: Her işi yapabileceğinizi düşünürseniz hayal kırıklığı ve stres kaçınılmaz olur.
Bilgi, tecrübe ve becerileriniz ölçüsünde yapabileceğiniz kadar iş üstlenin: Her işi yapabileceğinizi düşünürseniz hayal kırıklığı ve stres kaçınılmaz olur.
2. Yapamayacağınız şeyler için söz vermeyin: Yapmayı vaat ettiğiniz bir şeyi yapamadığınızda bu hem itibarınızı etkiler hem de sizi sorumluluk ve başarı doğrultusunda baskı altına sokar.
3. Kendi kendinizi motive edin: Motive olmak için başkalarının sizi değerlendirmesini, ödüllendirmesini, motive etmesini beklemeyin kendi kendinizi motive edin. Böylece bir adım önde olursunuz.
4.Gülümseyin: İçten bir gülümseme stresin dışa açılan kapısıdır.
5. Hedef ve amaçlarınızı ulaşılabilir ve yeteneklerinizle doğru orantılı olarak belirleyin: Yüksek hedef ve amaçlar ulaşılamadığında motivasyonu bozar, stresi körükler. Ulaşılabilen hedefler ise sizi amacınıza ulaştıracak yukarı çıkan basamaklar gibidir.
6. Kendinize zaman ayırın: Dünyaya insanlara kölelik etmek için gelmediniz, kendinize zaman ayırın, kendinize gereken değeri verin.
7. Düzenli egzersiz yapın: Böylece bedeninizi çalıştırarak zihninizi dinlendirecek stresi en aza indirecek ve zararlarından kurtulacaksınız.
7. Düzenli egzersiz yapın: Böylece bedeninizi çalıştırarak zihninizi dinlendirecek stresi en aza indirecek ve zararlarından kurtulacaksınız.
Hoşlandığınız bir egzersizi sürdürme olasılığınız daha fazladır.
8-Mevsimlere göre beslenme alışkanlığı edinin: Beslenmenin insan psikolojisini etkilediğini unutmayın. Sıcak bir havada ağır yağlı hamur işi yemekler yemek psikolojinizi olumsuz etkiler.
8-Mevsimlere göre beslenme alışkanlığı edinin: Beslenmenin insan psikolojisini etkilediğini unutmayın. Sıcak bir havada ağır yağlı hamur işi yemekler yemek psikolojinizi olumsuz etkiler.
Bazı yiyecekler sempatik sinir sistemini uyarmaktadır. Böylece stresin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. Sempamimetik maddeler, sempatik stres tepksini taklit eden maddelerdir. Bu besinler alındıklarında vücutta stres tepkisini harekete geçirirler. Tepkinin şiddeti kimyasal maddelerden ne kadar alındığına bağlıdır.
Çoğu diyette en sık rastlanan sempatomimetik stres arttırıcı madde kafeindir. Kafein amfetemine benzer bir uyarıcı, yüksek düzeyde uyanıklık ve hareketliliğe yol açıyorlar. Bunun yanısıra kalp atışı kan basıncı ve kalbin oksijen gereksinimini arttıran stres hormonlarının salgılanmasına neden olurlar.
Çoğu diyette en sık rastlanan sempatomimetik stres arttırıcı madde kafeindir. Kafein amfetemine benzer bir uyarıcı, yüksek düzeyde uyanıklık ve hareketliliğe yol açıyorlar. Bunun yanısıra kalp atışı kan basıncı ve kalbin oksijen gereksinimini arttıran stres hormonlarının salgılanmasına neden olurlar.
Büyük bir kahve fincanı 108 miligramlık kafein içermektedir. Oysa günde 250 miligramın üzerinde alınan kafein normalin çok üzerindedir.
Aşırı kafein tüketiminin en sık rastalanan yan etkileri arasında, kaygı, sinirlilik ve huzursuzluk halleri, ishal ve aritmiler (düzensiz kalp atışları)
Aşırı kafein tüketiminin en sık rastalanan yan etkileri arasında, kaygı, sinirlilik ve huzursuzluk halleri, ishal ve aritmiler (düzensiz kalp atışları)
Çay, kolalı içecekler, çikolata, kakao diğer kafein içeren maddelerdir.
350 gram şişelerde 50-60 miligram kafein bulunur. Ortalama 30 gramlık bir çikolatada 20 miligram kafein bulunur.
Kahve ve çay yerine, bitki çayları önerilmeli
Kahve ve çay yerine, bitki çayları önerilmeli
İkinci önemli nokta vitamin yoksunluğudur: vitamin eksikliği stres yaratan faktörlere olan toleransı ve bunlarla baş etme becerisini düşürür.
Ayrıca stres sırasında vitaminler daha fazla tüketilir.
Vitamin B ve C önemli…
Özellikle B vitamini eksikliğine yol açan önemli bir kötü beslenme alışkanlığı rafine beyaz şekerdir ve beyaz un
Özellikle B vitamini eksikliğine yol açan önemli bir kötü beslenme alışkanlığı rafine beyaz şekerdir ve beyaz un
Bu nedenle doğal gıdalar dengeli olarak alınmalı.
Tuz, gerekli tuz miktarı 1 gramdan az olmalı, çoğu insan günde 4-8 gramdan fazla tuz almaktadır.
Bunlara beslenme mühendisliği denilmektedir.
Bu şekilde bize başvuran kişilerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmek.
Özellikle stresli bir haftaya girileceği zaman bu tür önerilerde bulunabiliriz.
9-Gerilimli insanlardan uzak durun: Stres bulaşıcıdır, eğer bağışıklığınız yoksa böyle insanlardan olumsuz etkilenirsiniz.
9-Gerilimli insanlardan uzak durun: Stres bulaşıcıdır, eğer bağışıklığınız yoksa böyle insanlardan olumsuz etkilenirsiniz.
10- Alkol ve sigaradan uzak durun: Bunlar sağlıklı bedeni bozduğu gibi sağlıklı zihni de bozar ve sağlıksız bozuk bir zihin strese karşı savunmasızdır.
11-Zamanınızı iyi değerlendirin: Boşa zaman harcamak ve yapmanız gerekenleri yapmanız gereken süre içinde yapamazsanız daralan zaman sizi strese sokar.
Stresi çoğunlukla bazı olaylara verdiğimiz tepki olarak tanımlarız. Ancak stres aynı zamanda zamanı nasıl değerlendirdiğimize bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Stresi çoğunlukla bazı olaylara verdiğimiz tepki olarak tanımlarız. Ancak stres aynı zamanda zamanı nasıl değerlendirdiğimize bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Zamanın etkili kullanılması bu problemin çözülmesine yardımcı olur. Zaman etkili kullanıldığında daha çok şey başarılır. Günlük etkinliklerimiz içinde gerekli olmayanları ayırarak, öncelik tanıdıklarımıza odaklaşabilirsek yapılmayan şeyler için duyduğumuz kaygıyı azaltmış oluruz. Etkili bir zaman planlaması için düzenli olmak, yazılı planlar yapmak, işleri uygun kişilere paylaştırmak ve zaman cetveli kullanmak yararlı olabilir.
Düzenlilik işe yarar:
Düzenlilik işe yarar:
Herhangi bir şeye gereksinim duyduğunuzda masanın dağınık olması aradığınız şeyi bulmanızı güçleştirir. Eğer dosyalarla, kitaplarla çalışıyorsanız, bunları belli bir düzen içinde tutmayı öğrenin,
Masanızın üzerinde yalnızca size o sırada gerekli olacak evrağı bulundurun
Planlama Güven Yaratır:
Planlama Güven Yaratır:
Masanızın üzerini temizledikten sonra yapılması gerektiğine inandığınız işlerinizin bir listesini yapın. Listeniz hem kişisel yaşantınız, hem de işinizle ilgili pek çok etkinliği içerecektir.
Listenizdeki her etkinlikle ulaşmak istediğiniz amaç arasında bir ilişki kurmaya çalışın
Öncelikli işlerinizi (A-B-C) şeklinde kodlayarak belirleyin, bunların bitirilmesi için gereken zamanı tahmin etmeye çalışın, tahminlerinizde çok daha cömert davranın, çünkü işlerin bitmesi tahmin ettiğinizden çok daha fazla zaman alır.
Başkalarına da iş paylaştırabileceğinizi unutmayın:
Başkalarına da iş paylaştırabileceğinizi unutmayın:
Zaman cetvelleri yararlıdır:
Hangi durumların ya da kişilerin üzerinizde gün içinde baskı yarattığını 1-10 arasında puanlayarak belirleyin. Örn.
HAYIR DEMEYİ MUTLAKA BAŞARMALISINIZ
HAYIR DEMEYİ MUTLAKA BAŞARMALISINIZ
Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsanız; belirli aralıklarla mola verin, dik oturun, gözlerinizi kapatın ve 10 Dakika kadar zihninizi boşaltın. Sevdiğiniz şeyleri, olmak istediğiniz bir yeri hayal edin.
Belirli aralıklarla iş yerinde dolaşın, yürüyün ya da merdiven inip çıkın. Hareket etmeniz kan dolaşımınızın da harekete geçmesine yardımcı olacaktır.
Ne olursa olsun eve iş getirmeyin. Eşinizi, sevdiklerinize, çocuklarınıza mutlaka zaman ayırın. Bu süreleri dolu dolu, kaliteli bir şekilde geçirin. Aile birliğinin korunmasına ve aile bağlarının güçlendirilmesine önem verin. Düzenli aralıklarla aile büyüklerinizi arayın ve ziyaret edin.
Gün içinde kendinize ve hobilerinize zaman ayırın. Bu, kitap okumak ya da müzik dinlemek, yürüyüş yapmak, sevdiğiniz bir arkadaşınızla bir kafede oturup sohbet etmek de olabilir.
Evde ya da iş yerinde, yapabileceğinizden fazla sorumluluk almayın. İşlerinizi daima aciliyet ve önem sırasına göre yapın. Kimsenin aynı anda her şeye birden yetişemeyeceğini unutmayın. Zamanınızı iyi kullanın. Gerek evde gerekse iş yerinde günlük ve haftalık planlar, programlar yapmak size yardımcı olacaktır.
Evde ya da iş yerinde, yapabileceğinizden fazla sorumluluk almayın. İşlerinizi daima aciliyet ve önem sırasına göre yapın. Kimsenin aynı anda her şeye birden yetişemeyeceğini unutmayın. Zamanınızı iyi kullanın. Gerek evde gerekse iş yerinde günlük ve haftalık planlar, programlar yapmak size yardımcı olacaktır.
Gerek evde gerek iş yerinde, eğer ihtiyacınız varsa mutlaka yardım ve destek isteyin. Siz bunu dile getirmedikçe insanların farketmesini beklemeyin.
İnsanların boş yere vaktinizi çalmasına izin vermeyin.
Stresiniz ve öfkenizle başa çıkmayı öğrenin. Acele karar vermeyin, nefes alma tekniklerini deneyerek sakinleşmeye çalışın, daha sonra pişman olacağınız sözler sarf etmeyin. Gerekirse bir süre bulunduğunuz ortamı terk edin ve sakinleştikten sonra durumu yeniden değerlendirin.
Gülümsemeyi, iyimser ve esprili olmayı ihmal etmeyin.
Gülümsemeyi, iyimser ve esprili olmayı ihmal etmeyin.
Sıkıntılı anlarınızda kendinize başarılarınızı hatırlatın ve gelecek için neler yapmak istediğinizi listeleyerek planlayın.
Şu anda sizi çok üzen ya da kızdıran bir olayı 1 yıl sonra muhtemelen hatırlamıyor olacağınızı unutmayın.
Geçmişte olanlarla çok fazla uğraşmayın. Gelecek için planlar yapın, ancak bunun için kafanızı çok yormayın. En önemlisi, içinde bulunduğunuz anı yaşayın.
Belirli aralıklarla tatile çıkın, özellikle de doğa ile içiçe olabileceğiniz yerlere gidin.
İnançlarınızı güçlü tutun. Bu, iç huzurunuz açısından önemlidir.
İhtiyacı olanlara maddi-manevi yardım edin. Bu, kendi gözünüzdeki değerinizi arttıracaktır.