11. Sinif dil ve anlatim ders notlari I. ÜNİTE: metinlerin siniflandirilmasi


söyleşmeye bağlı anlatım türü ağırlıklı olarak kullanılır



Yüklə 328,75 Kb.
səhifə4/4
tarix01.03.2018
ölçüsü328,75 Kb.
#43489
növüYazı
1   2   3   4
söyleşmeye bağlı anlatım türü ağırlıklı olarak kullanılır.

Bunun yanında açıklayıcı anlatım ve öyküleyici anlatım türü

de mülakatta başvurulan anlatım türleri arasındadır.

Özellikleri

Mülakat; mülakat veren insanların kişilikleri gibi çeşitlidir.

Mülakat genellikle sorular ve cevaplardan oluşur.

Soru soran kişi konuyu genişletir, anlatımı düzenler.

Mülakatın başarısı, mülakat yapan kimsenin yeteneğine

bağlıdır.

Mülakat yapılan kişilerin sorulara verdiği cevapların



değiştirilmeden aynen yayımlanması mülakat türünün en

başta gelen özelliğidir.

Mülakatı yapan kişi kendi yorum ve görüşlerini mülakata



eklemez.

Mülakatta dil genel olarak göndergesel işlevde kullanılır.



Çünkü mülakatta bilgi vermek, bir konuda okuru

aydınlatmak söz konusudur.

Mülakatta cümleler açık, yalın olmalı; diyalog



çizgisinden, tırnak işaretinden yararlanılmalı;

konuşmanın ayrıntılarına girmeyip ana fikirler üzerinde

durulmalıdır.

Mülakat Örneği

YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU NE DİYOR?

- En çok hangi eserinizi seversiniz?

- En çok, "Kiralık Konakla "Yaban"ı severim.

- Niçin?

- "Kiralık Konak" bence roman tekniğine uygun olan

eserimdir. "Yaban'a gelince o, bütün millî heyecanlarımı

taşıyan kitaplarımdan biri olmak dolayısıyla bence çok

kıymetlidir.

- Bugün hikâye ve romancılığımızı nasıl buluyorsunuz?

- Bugünkü nesil, hikâyecilikte eski nesli epeyce geride



bırakmıştır. Fakat henüz roman adı verilebilecek bir büyük

eser meydana gelmemiştir. Belki yanılıyorum, bugünkü

telakkime göre roman, bir insan ve hayat görüşünün

felsefesidir. Ve böyle bir görüşle böyle bir felsefe ancak uzun

soluklu bir çalışma ile vücuda gelebilir. Ve böyle bir eserin

yanında küçük hikâye ancak bir etkiyi ifade edebilir. Hepimizi

edebiyata hikâye yazmakla başlamışızdır. Hayat

tecrübelerimiz çoğaldıkça hikâyenin hududunu romanla

genişletmek mecburiyetinde kalmışızdır.

- Sanat alanından yaptıklarınızla yapmak istedikleriniz

arasında bir fark oldu mu?

- Samimiyetle itiraf ederim ki bu alanda yaptıklarım, yapmak

istediklerimin bir gölgesinden ibarettir.

(Mustafa BAYDAR)

3. SÖYLEV (HİTABET, NUTUK)

Bir dinleyici topluluğuna bir düşünceyi aşılamak, topluluğu

coşturmak ve bir amaç doğrultusunda yönlendirmek için

yapılan konuşmalardır. Bir topluluğa düşünceler, duygular

aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel sözlere

nutuk (söylev) denir. Nutukların askeri, siyasal ve dinî

olmak üzere üç çeşidi vardır. Bunun yanında kulüp, dernek

ve sendika yöneticilerinin yaptığı konuşmalar da nutuk türü

içinde değerlendirilebilir.

Nutuklarda topluluğa seslenen kişi (hatip), dilin güzel ve

etkileyici olmasına önem verir. Çünkü amaç, dinleyicileri

coşturmak, onları belli bir hedefe yönlendirmek, ortak duygularda

bir araya getirerek heyecanlandırmak ve harekete

geçirmektir. Nutukta konuşmacı belli bir plana göre konuşmalı,

dinleyicileri sıkmaktan kaçınmalı, açık ve inandırıcı

olmalıdır.

Alıcıyı harekete geçirme niteliği taşıyan nutuklarda özellikle

sonuç bölümü çok önemlidir. Bu bölüm, etkileyici bir sözle

bitirilmelidir. Konuşmacı, bu bölümde ustalığını göstermelidir.

Özellikleri

Söylev veren kişiye hatip denir.

İyi bir hatip nerede, ne söyleyeceğini bilmeli, dinleyiciyi

istediği doğrultuda yönlendirebilecek iletişim becerisine

sahip olmalıdır.

Söylevin başarılı olması; hatibin jest, mimik, vurgu ve



tonlama gibi öğeleri doğru kullanmasıyla orantılıdır.

Türk edebiyatında önemli söylevciler Mehmet Akif Ersoy,



Halide Edip Adıvar ve Hamdullah Suphi

Tanrıöver’dir.

Söylev Örneği

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet,

muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel,

senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden

mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların

olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine

düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın

vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve

şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve

Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali

görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve

hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine

girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her

köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha

elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde,

iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde

bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini,

müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü

zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde

dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
Yüklə 328,75 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin