Eraeyte menittehaze ilâhehu heva Bu ayetlerin ardından da böyle muhteşem bir ibare gelmeliydi zaten ve o geldi; Hevasını, arzu ve tutkusunu tanrı edinen kimsenin durumunu göz önüne getirsene bir. Yani ey bu vahyin muhatabı olan müminler neden böylesine muhteşem bir imkanı ayaklarıyla tepiyorlar diyorsanız eğer inkarcı mantık, sen bu insanın hevasını, tutkusunu, arzusunu tanrısı edindiğini göz önüne getir.
Bir insan düşün ki tanrısı tutkusu olsun, tutkusuna tapıyor, arzusuna tapıyor o insan. Ona kul olmuş, onun önünde eğiliyor sadece. Böyle bir insan ne yapmazdı ki. Böyle bir insan Allah’a isyan etmez mi? Böyle bir insan vahyi reddetmez mi, böyle bir insan bu ilahi imkanı elinin tersiyle itmez mi? İşte bu tip böyle bir tip.
Heva, hakikate ne doğrudan ne dolaylı hiçbir nispeti olmayan referans demek. Tutku ve arzuyu hakikatin makamına oturtmak. Eşyanın aslında ters döndürülmesidir bu. Çünkü insan kendi egosunu putlaştırmıştır. Egosantrik, ben ben merkezci bir dünya kurmuş, merkezine de kendi egosunu oturtmuştur, ona tapınmaktadır. Yani şu ben Ateistim, ben inkarcıyım, ben varlığın bir yaratanı olduğunu inkar ediyorum diyen insanların aslında siz tanrısız olduğunu sanmayın. Onların sahte bir tanrısı var. Bu ayetten biz bunu istidlalen çıkarıyoruz.
Nedir o? Kendi tutkuları, kendi arzuları Yani özetle sahici bir Allah’a iman etmeyenler uğruna kul olacakları sahte bir tanrı mutlaka bulurlar. Eğer dışarıdan bulmazlarsa kendi içlerinden egolarını tanrı edinirler. Artık arzuları emreder onlar yaparlar. Niçin yaptın dediğinizde arzusunu referans verir. Canım istedi. Canım öyle istedi. Canı istemiş yapmıştır.
Düşünebiliyor musunuz her insanın tutkusunu arzusunu tanrı edindiği bir dünya nasıl bir dünya olur. Yaşanabilir bir dünya olabilir mi? Düşünün arzusunu tanrı edinmiş neyi emrederse arzusu kendisine onu yapıyor ve niçin yaptığını sorduğunuzda doğru olduğu için değil, iyi olduğu için değil, güzel olduğu için değil; canı istediği için, arzusu öyle emrettiği için, keyfi öyle istediği için diye cevap veriyor. Referansı hevası, tutkusu. İşte onun tanrısı tutkusu olmuştur. Ve o tipi gözümüzün önüne getirmemizi istiyor.