7 Mayıs 2010’da Türkiye Sinemaları’nda gösterilmeye başlanıyor.
Dağıtım: UIP Filmcilik
Yönetmen Jon Favreau ve Oscar adayı Robert Downey Jr.’ı tekrar bir araya getiren, Marvel’ın efsanevi süper kahramanından esinlenerek çekilen, herkesin beklediği, gişe rekorları kıran “Iron Man” serisinin ikinci filmi, Paramount Pictures ve Marvel Entertainment iş birliğiyle tekrar karşımızda…
Milyarder sanayici Tony Stark’ın (Robert Downey Jr.) Demir Adam olduğunu tüm dünya öğrenmiştir. Tony, rahmetli babasına ait, Stark teknolojisi ürünü hayırsever yeniliklerin sergtilendiği Stark Fuarı’nı tekrar devreye sokarak, Demir Adam zırhının faydalarının altını çizmek istemektedir. Amerikan hükûmeti; Tony’den bu devrimsel silahı orduya vermesini isterken, Stark ailesinin geçmişinden gizemli bir karakter olan Ivan Vanko (Mickey Rourke), Stark teknolojisinden esinlenerek yapılan kendi yıkıcı silahıyla Tony’yi yok etmek istemektedir.
Her açıdan bitkin düşen ve aynı zamanda da kendi şeytanlarıyla da yüzleşen Tony; onu ve insanoğlunu yok etmek için bir araya gelen ve tehdit oluşturan güçlerle yüzleşmesine yardım etmeleri için eski ve yeni müttefiklerini çağırmalıdır.
“Iron Man 2”de Downey’ye eşlik eden iyi ve kötü kahramanların hepsi yıdız: Gwyneth Paltrow, Don Cheadle, Scarlett Johansson, Sam Rockwell, Mickey Rourke ve Nick Fury rolünde Samuel L. Jackson.
Paramount Pictures ve Marvel Entertainment’ın, Fairview Entertainment iş birliğiyle çıkardığı Marvel Stüdyoları prodüksiyonu, Jon Favreau’nun yönettiği “Iron Man 2”de Robert Downey Jr., Gwyneth Paltrow, Don Cheadle, Scarlett Johansson, Sam Rockwell, Mickey Rourke ve Nick Fury rolünde Samuel L. Jackson var. “Iron Man 2“’y, Jon Favreau yönetti ve senaryoyu da Justin Theroux yazdı. Filmin yapımcısı Kevin Feige. Sorumlu yapımcılar; Alan Fine, Stan Lee, David Maisel, Denis L. Stewart, Louis D’Esposito, Jon Favreau ve Susan Downey. Görüntü yönetmeniMatthew Libatique, ASC. Yapım tasarımcısı J. Michael Riva. Filmin kurgusu Richard Pearson, A.C.E. Dan Lebental, A.C.E’ye ait. Kostüm tasarımcı Mary Zophres. Ortak yapımcılar; Jeremy Latcham ve Victoria Alonso. Görsel efektler ve animasyonlar Industrial Light & Magic’e ait. Müzikler John Debney’nin. Müzik süpervizörü Dave Jordan. Bu film henüz sınıflandırılmamıştır.
GERÇEK BİR ORİJİNAL
Orijinal Marvel Comics’lerden biri olan, Demir Adam; karakterin Nisan 1963’te Marvel çizgi romanı Tales of Suspense’te ilk kez görünmesiyle başlayan uzun ve zengin bir hayat sürmüştür. Demir Adam’ın ikinci kişiliği Tony Stark, 2 Mayıs 2008’de gösterime girdiği gün, bir gecede ünlü oldu. Gösterime girdiği ilk hafta 98,6 milyon dolar gişe yaptı, toplamda da dünya çapında 572 milyon dolar hasılat elde etti. Hayranlar ve eleştirmenler kırmızı ve altın renkli bu kahramana bayıldı. Film, birçok ödül ve övgüye layık görüldü. Bunlara iki Oscar ödülü adaylığı da dâhil. “Iron Man” o zamandan bu yana popular kültürün bir parçası oldu.
“Çizgi romandaki karakterlere sadık kalmak istedik ama karakterlerle ilgili risk almaktan da korkmak istemedik” diyor Marvel Stüdyoları başkanı ve “Iron Man 2”nin yapımcısı Kevin Feige. “Hikâyelerimiz ve karakterlerimiz o kadar güçlü ki riske girebiliriz. Milyarder bir çapkını alıp ona demir bir zırha giydirmek ve onu dünyayı kurtarmak için oradan oraya uçurmak tehlikeli bir riskti. 1962 tipik hikâye de bu değildi, bugün de tipik bir hikâye değil. Bunlar üstüne çıkmamız gerektiğini bildiğimiz faktörlerdi. Demir Adam karakterine ve filme, hayranların verdiği tepki den daha çok gurur duyamazdık.
“’Demir Adam’ gibi bir karakter yaratmamı tetikleyen şey, bilindik super kahramandan farklı bir şey görmek istememdi” diyor sorumlu yapımcı Stan Lee. “Tony Stark karakteri çok görkemli, başarılı, enerjik ama kırılgan bir yanı da var. Demir Adam çizgi romanlarını yazıp yayımlamaya başladığımızda, yarattığımız diğer çizgi romanlara nazaran bayan hayranlardan daha çok mektup aldık. O ünlerde galiba çizgi roman okuyan bayanların Tony Stark hakkındaki hisleri, filmi izleyip Robert Downey Jr.’a ve karaktere kattığı kırılganlığa bayılan bayanlarla aynıydı. Her yaştan kişi, bu karakterin insane yanıyla bağ kurdu.”
“Film çıktığında insanlardan gelen en büyük iltifatın ‘Normalde bunun gibi çizgi roman filmlerini sevmem ama ‘Iron Man’e bayıldım.” Olduğunu söylüyor Feige. “A”, “B”, “C” tarzı karakterlere inanmam; Marvel karakterlerini başarılı filmlere dönüştürmek bize kalmış çünkü çizgi roman dünyasında zaten bu statünün tadını çıkarıyorlar. ‘Iron Man’in başarısı, kostümü dışında, o zırhı giymiyorken de ilginç olan bir karakter sunabilmek bizi çok heyecanlandırmıştı. Bu Robert Downey Jr. ve yönetmen Jon Favreau için büyük başarıydı çünkü onlar filmin başından itibaren ikon hâline gelen bir film karakteri yarattılar.”
Film dünya çapında elde ettiği hasılat ve aldığı olumlu eleştiriler, yönetmen Jon Favreau ve filmin inanılmaz kadrosunu savunmasız yakalamıştı. “Sanırım özel bir şey yaptığımızı ilk kez uluslararası basın turuna çıkıp, hem geri bildirimlerin hem de film eleştirilerinin olumlu olduğunu gördüğümüz zaman anladık,” diyor Favreau. “Ama bunu tam olarak kavramamız, sinemalarda gösterime girdiği hafta seyircinin verdiği tepkiyi görünce oldu.” İlham vericiydi ve Robert’ın bu zorluğu aştığını görmek, filmin de başarısıyla onun daha da güçlü bir dönüş yapması çok memnun ediciydi. Bu tam bir başarı hikâyesi ve tuhaf bir şekilde de Tony Stark’ın karakterine paralel. Bazen sanat hayatı taklit eder, gerçekten de inanılmaz şeyler yakalayabilirsiniz.”
“İlk filmi yapmaya Robert’la çalışmayı çok istediğim ve Jon Favreau’yu çok sevdiğim için karar verdim” diyor Gwyneth Paltrow. “İnsanlar ilk etapta niue çizgi roman filminde yer aldığımı sorguladı ama bu bana çok doğal geldi, büyük bir deneyimdi ve çok eğlenceliydi. Ortaya çıkan sonuç beni çok heyecanlandırdı, filmin büyüklüğüne çok şaşırdım. Normalde büyük aksiyon filmleri çekmem, o yüzden dünya çapında hayranların verdiği tepkiler çok heyecan vericiydi.”
“Sokaktaki insanların ‘Iron Man’ en sevdiğim süper kahraman öünkü gerçeğe çok yakın” demesi insana çok iyi hissettiriyor.” diyor sorumlu yapımcı Louis D’Esposito da. “Filmde harika karakterler var, bir borcun ödenmesinin hikâyesi anlatılıyor ve yine de birçok aksiyon dolu heyecanlı sahne var. Sanki süper kahraman ikinci plandaydı. Bu da daha geniş bir seyirci kitlesinin filmi izlemesini sağladı.”
Bu büyük oranda filmin dengesiyle de alakalıydı filmin yıldızı Robert Downey Jr’a göre: “Bence ‘Iron Man’in tonlamasıydı filmi başarıya taşıyan. Konuyu ciddiye alıp kendimizi almamamızdı. Film için deneme yaparken Tony Stark’ın ateşli yanını gösterirken mizahi yanını da ortaya çıkarmamın çok önemli olduğunun farkındaydım.”
DEVAM FİLMİNE HAZIRLIK
“Iron Man” in dünya çapında elde ettiği gişe başarısıyla yönetmen Favreau, sevilen filmin ikincisinin çekilmesiyle ilgili kaçınılmaz bir durumla karşı karşıya kaldı.
“İlk filmi çekerken devam filmiyle ilgili bir planımız yoktu ama işler iyi gittiği takdirde çekileceğinin farkındaydık. Dolayısıyla resmin genelinin ne olacağını ve hikâye anlamında bizi nereye götüreceğinin de farkındaydık” diyerek gözlemlerini belirtiyor Favreau. “ ‘Iron Man 2’yi geliştirirken karşılaştığımız esas zorluk, ilk filmde seyircinin sevdiği yönlere dokunmadan diğer açılardan filmin çıtasını nasıl yükselteceğimizd – bu ilginç ama yürümesi zor bir çizgidir. Fazla karmaşık olursa fazla şekillenir ve dokusunu kaybeder. Ama ilk yaptığınızdan fazla bir şey yapmazsanız da aynı hissi verir. O yüzden devam filmi çekmek fazla karmaşıktır.”
“Filmin başında Jon Favreau’nun olması bize büyük bir uyum sağladı çünkü neredeyse dört yıldır Demir Adam’ın dünyasını konuşup onun üzerinde düşünüyoruz” diyor Feige. “Artık çoğu zaman birbirimizin ne düşündüğünü biliyoruz. Jon, ilk filmde inanılmaz bir iş çıkardı. Tonu, dokuyu ve mizahı korumayı başardı. Tony Stark’ı ve Demir Adam’la etkileşimini gördüğünüzde, sıradan bir süper kahraman olmadığını anlıyorsunuz. Bir yandan kıvrak zekâya ve alaycılığa sahip, bir yandan da son derece iyimser. Karakter, Jon Favreau ve Robert Downey sayesinde bu durumda.”
“İlk filmin başarısının getirdiği bir başka şey de taze ve ayırt edilebilir bir ton yaratmış olmamız, o yüzden ikincisini hazırlarken “bu tonu nasıl devam ettiririz?” dediklerinin altını çiziyor ortak yapımcı Jeremy Latcham. “İşte bu ton, seyircilere ‘Iron Man’ filmi izledikleri hissini veriyor. Çok eğlenceli, heyecanlı ama saplantılı değil. Çizgi film havası vermiyor, fazla siyasi de değil. O yüzden hikâyeyi ve karakterleri geliştirirken en büyük amaçlarımızdan biri, ilk filmde oturttuğumuz ton ve çizgide olmasını sağlamaktı.”
“Tonlamayı ve karakterizasyonu oturttuğunuzda ve insanlar karakteri sevdiğinde, bir sonrakini anlatmak istediğiniz hikâyelerde size büyük bir özgürlük tanıyor.” diyor Feige. “Genelde çizgi romanlarda en sevdiğimiz hikâyeler, asıl hikâyede yapılamayacak olanlardır çünkü onlar 200-300 sayı sonra olur. Ama devam filminde, eldivenlerinizi gerçekten de çıkarabilirsiniz çünkü ilk filmde neyin iş yaptığını biliyorsunuz. O açılardan çıtayı neyin yükseltebileceğini biliyorsunuz. Böyle bir fırsata sahip olmak, film yapmanın en güzel yanlarındandır.”
Favreau ve yapım ekibi için “Iron Man 2”nin hikâyesini geliştirmek, senaryonun ilk sayfası henüz yazılmadan başlamıştı.
“’Iron Man 2’nin yazım süreci benzersizdi ve senarist henüz gelmeden başlamıştı” diyor Favreau. “Bu tarz filmlerde genelde böyle olur çünkü Robert Downey, Kevin Feige, Jeremy Latcham ve diğerleri ilgimizi çeken şeyleri oturup tartıştılar; karakterlerin bulunacakları yeri, yolculuğun bir sonraki ayağının nereden başlaması gerektiğini, Tony’nin durumunun ne olacağını oturup konuştular. Yani temel hikâyenin ana hatlarını çizmeye, sahneleri oluşturmaya başlıyorsunuz bile. Sonra o noktaya geldiğinizde, esas senaryo yazım sürecine başlayabiliyorsunuz.”
“Iron Man 2” için yapım ekibi senaryoyu yazması için, kendi de büyük bir çizgi roman hayranı olan Justin Theroux’yu ekibe dâhil etti. Theroux, Ben Stiller’la beraber, Downey’ye en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar ödülü adaylığı getiren komedi hiti “Tropik Fırtına”nın senaryosunu yazmıştı.
“Projeye beni çeken en büyük etken tekrar Robert Downey Jr.’la çalışma fırsatım olmasıydı” diyor Thereoux. “Ayrıca büyük bir çizgi roman hayranı olmamın, ortasında büyük bir RT’si olan, taytlı bir Demir Adam oyuncağımın olmasıydı. Demir Adam, günün birinde var olabilecek bir süper kahraman. Çok ihtimal dışı değil, uçabilecek zırhlı bir kostüm yapmak insana olası geliyor. Bu, çok küçük yaşta benim ilgimi çelmişti.”
“Robert’ın sahnelerini yazarken, James Brown’a yazıyormuşum gibi geliyor,” diyor Theroux. “James Brown, hangi şarkının iş yapacağını bilen bir müzih dehasıydı. Sahne yazmaya gelince de Robert öyle. Karaktere yapısal bir yaklaşımı var, ona asla ona ait olmayan şeyler söyletmeye çalışmıyorum. Filmde yanlış bir söz olduğunu hemen anlıyor ve “burayı düzeltmeliyiz” diyen ilk kişi o oluyor.”
Downey, “Tropik Fırtına”daki deneyimi sebeiyle “Iron Man 2”nin senaryosunu Theroux’nun y azmasını istedi. “Thereoux bir sanatçı ve bir Rönesans adamı. Üçüncü sahneyi çekerken, onun daha önce yazmış olduğu bu sahnenin meyvesini verdiğini anlıyorsunuz. Onun sesini, mizah anlayışını ve işleri ele alışını seviyorum. Çok akıcı biri. Aradığımız adamın o olduğunu biliyordum. Neyse ki herkes benimle aynı fikirdeydi.”
“Iron Man 2”nin hikâyesini geliştirirken, geçtiğimiz 42 yıl içinde Marvel’dan çıkan 600 Demir Adam sayısından, hangi hikâyeleri ve karakterleri alacağımıza karar vermemiz gerekiyordu. Favreau’ya göre, sınırsız bir kaynaktan seçim yapmanın da tehlikeli yanları vardır.
“Filmi çok karakteriniz olunca, işler ister istemez karmaşıklaşıyor. Bence devam filmleri bu karmaşıklık katmanlarını fazlalaştırdığı için başarısız olabiliyor. Hem karakter hem de konu açısından” diyor Jon Favreau. “Konu, çok başarılı olduğum bir alan değildir çünkü karmaşık, labirent gibi hikâyeleri pek aklım almaz. Ben konuyla alakası olan ama film yapmanın farklı bir öğresini içinde barındıran hikâyeleri seven bir adamım ben.”
Yönetmen sözlerine şöyle devam ediyor: “Hikâye, karakterin çizgisiyle daha alakalı bir şeydir: Nerede başlarlar, ne gibi zorluklarla karşılaşırlar ve nasıl değişirler? Bu değişim süreci, değişimin nerede yapılacağını anladığınız ve ona kendinizi verdiğiniz noktada başlar. Kaçınılmaz olarak insan olduğumuz için, baskıya maruz kaldığımızda tökezleyebiliyor, yoldan sapabiliyoruz. Bu da bizi eski usul yöntemlere döndürüyor. Tony Stark’ın durumundaysa karşımızda ilk seferkine benzeyen ama ondalardan farklı zorluklarla karşılaşan bir adam var. ‘Iron Man’ de Tony’nin muhtemelen yavaşlaması gerekiyordu ama mağaradan kaçışıyla yaptığı keşifler ve dünyada bulunduğu yeri fark etmesi ona ilham veriyor.”
“Tony Stark kadar zengin bir karakteriniz olduğu zaman, hayatının iniş çıkışlarını keşfetmek istiyorsunuz” diye ekliyor Feige. “İlk filmin sonunda, Tony’ye başka hiçbir süper kahramanın yapmadığı bir şey yaptırıp, halka kimliğini açıklatarak seyirciye bir top attık. Bu gerilimi hemen arttırdı ve bu filmle ilgili ihtilaflar oluşturdu. Biz de bunu keşfetmeye devam etmek istedik. Tony Stark’ın Demir Adam olduğu gerçeğinden saklanmak istemedik. Çizgi roman serisinde, insanlar Tony’nin kim olduğunu biliyordu ve biz de gizli kimliklerin elimizi kolumuzu bağlamasını istemedik. O yüzden ilk filmin sonunda Tony’nin kimliğini açıklayarak, gitmek istediğimiz yöne doğru bir kapı açtık.”
”En büyük avantajlarımızdan biri, en iyi hikâyelerin anlatıldığını yığınla Marvel çizgi romanlarımızın olmasıydı” diyor ortak yapımcı Latcham. “İlk filmin senaryosu geliştirilirken; hepimizin şahsen sevdiği sahneler, karakterler ve kıyafetler vardı. Ama biz şöyle dedik ‘Bunu gelecek sefere saklayalım.’ Çünkü seyirciye bir anda çok şey sunuyormuşuz gibi geldi. Orijinal araştırmamızdan edinmiş olduğumuz tüm bu elementleri artık istediğimiz gibi kullanma imkânına sahiptik. Justin de birçoğunu harika bir şekilde senaryoya dâhil etti ve korumak zorunda olduğumuz ve daha önce oturtmuş olduğumuz tonu feda etmek zorunda kalmadık.”
Senaryo yazarken Theroux’nun ilk başlarda karşılaştığı en büyük zorluklardan biri de karmaşık Tony Stark karakteri için bir sıçrama noktası bulmaktı. “Bu devam filminin benzersiz yanı, ilk filmde Tony’yi gerçek zamanda bırakmış olmamızdı” diyor Theroux. “Artık süper kahraman olduğu açığa çıktığı için ilk yapmamız gerekenin o fındığı kırmak olduğunu biliyorduk. Ünlü hayatının yanı sıra bir de özel bir hayatı olan bir adamı alıp, etrafında nasıl bir dünya kurarsınız? Biz de, ilk filmin sonundan bu yana onun neler yaptığına ve insanların ona nasıl tepki verdiğine dair resmen bir öz geçmiş oluşturduk; olaylar, yerler falan.”
Theroux sözlerine şöyle devam ediyor, “Zengin ve güçlü olsa da sivil bir vatandaşın, sadece ulusal anlamda değil küresel anlamda da elinde büyük bir güç dengesi bulundurmasının nasıl bir şey olduğunu belirlememiz gerekiyordu. İlk başta bunu çözmenin çok zor olacağını düşündük ama aslında bize karakter açısından daha büyük bir platform, bir oyun alanı sağladı ve onu daha ilginç daha sevilir yaptı. Tony’nin bu “ünlü” ve “kahraman” dengesini iyi kurması gerekiyor. Dünyanın karşısına geçip “Ben Demir Adam’ım” dediğinizde ne oluyor? Bu açıklama size ne kazandırıyor ve ne gibi sorunları temsil ediyor?
Yapım ekibine göre, bu soruların cevapları “Iron Man 2” aşamasında çok verimli oldu.
“Gidebileceğimiz bir sürü farklı yerle ilgili konuştuktan sonra, Tony’nin meşhur basın toplantısından altı ay sonra başlama kararı aldık.” Diyor Favreau. “O zaman zarfında, Tony ilgi odağı oldu ve Stark Endüstrisi’yle ilgili ne yapacağına karar vermeye çalışıyor çünkü artık silah üretmiyor. İlk filmden sonra Amerika’nın en ünlü adamı idiyse, yenisinde kesinlikle dünyanın en ünlü adamı.”
“Iron Man”in büyük başarısı, yıldızı Robert Downey Jr’ı da tekrar dünya çağında bir film yıldızı mertebesine çıkardı.
“’Demir Adam’ın kim olduğunu bilmeyenler bence karakteri Robert Downey’nin canlandırmasından etkilenmişti.” Diyor Favreau. “O son derece yetenekli bir aktör ve bence insanlar onun doğru projede yer almasını bekliyordu. Sanırım bu, materyalin ve aktörün iyi bir ikili olduğu durumlardan biriydi ve benimde “Demir Adam”a tek ve en büyük katkım, aradaki bu bağı görmek ve bunu gerçekleştirmekti. Robert cidden çok başarılıydı ve film yıldızı olmak ve Hollywood’da başlıca bir oyuncu olmak konusunda ne kadar ciddi olduğu yönündeki şüphelerin hepsini bertaraf etti.”
“Iron Man”in ardından gişede başarı elde eden ödüllü “Tropik Fırtına” ve “Sherlock Holmes” gibi filmlerde boy gösteren Downey için, ilginç milyarder sanayici Tony Stark karakterini oynamaya devam etme fırsatı çok önemli.
“İlk filmin sonundan bu yana, halk Tony Stark’ı; dünyayı dengeli ve huzurlu bir yaptığı için çok sevmeye başlıyor ama hükûmet onu tehdit olarak görüyor çünkü Tony kimseye cevap vermiyor.” Diyor Favreau. “Şu ana dek işler iyi gitmiş ama onların çok da dengeli biri olarak görmediği bu sivil vatandaşın elinde toplu imhaya yol açabilecek güçlü bir zırhl kıyafet olması, büyük bir endişe yaratıyor.” Yönetmen şöyle devam ediyor: “Tony Stark’ı, sadece Amerikalıların değil, dünya çağında insanların hayal gücünü yakalayabilecek ve onları birleştirecek bir güç olmasını sağlayacak bir fırsatımız olduğunu gördük.”
Downey; Tony Stark’ın ilk filmin sonundan “Iron Man 2”nin başlangıcına kadar olan hayatını aktarıyor: “İlk filmde Tony bir anlamda suç dünyasındaydı, kontrol edilmesi gereken biriydi. ‘Iron Man 2’nin başladığı noktada, Tony’nin kişiliğini görüyorsunuz. Bu kişiliği her şeye ve herkese gösteriyor çünkü bir şeyin değiştiğini düşünsünler istemiyor. Halbuki çok şey değişti ve aslında Tony biraz çaresiz durumda. İnsanlara anlatmadığı şey, kahramanın yolculuğu. Üstünde zırh varken ya da yokken ne yaptığı değil. Bunu Pepper’la da tam olarak paylaşamaması kişisel bir duygusal güvensizliğe de yol açıyor.”
Aktör şöyle devam ediyor: “Bu boşluk sırasında Tony aküsünün üstündeki korumanın son kullanma tarihinin yaklaştığını görüyor. O yüzden yenilenebilir bir enerji kaynağı üzerinde çalışıyor. İlk filmde Tony ve ordunun ilişkisi de iyi değildi, yine de gelip doğru bir şey yaptığında onu destekliyorlar. Eminim Rhodey’nin bununlaçok ilgisi vardır. Ama aynı zamanda Tony ve Rhodey arasında gerilim de artıyordur.”
Tony’yi hizada tutan, Starj Endüstrisinde istikrarın ve mantığın sesi olan, Tony’nin güvenilir ve vazgeçilmez asistanı Virginia “Pepper” Potts. İlginç patronuna asla sırtını dönmeyen Pepper, yıllarca ettiği sadık hizmetin karşılığını Stark Endüstrine genel müdür olarak alıyor. Pepper rolünde, Oscar ödüllü Gwyneth Paltrow tekrar bizlerle.
“Film başladığında, Pepper ve Tony’nin aynı enerjiye ve dinamikliğe sahip olduğunu görüyoruz.” Diyor Paltrow. “Arada cilveli konuşmalar geçiyor ve karşılıklı bir çekim söz konusu. Film ilerledikçe, Pepper’a daha çok sorumluluk veriliyor, terfi ediyor. Stark Endüstrisine genel müdür oluyor. Onun bu anlamda büyüdüğünü görmek çok güzel. Bence onu yakışıyor çünkü zaten şirketin günlük işlerini o idare ediyor. O iyi ve ayakları yere basan biri, o yüzden Tony’nin onun yoluna çıkardığı her şeyle baş edebiliyor.
“Bir anda dâhiyane bir kararlar, Tony; Pepper’ı Stark Endüstrisinin genel müdürü yapıyor ve şirketin tüm kontrolünü ve idaresini ona veriyor” diyor sorumlu yapımcı D’Esposito. Bu onun için de Tony için de büyük bir adım. Ama yeni pozisyonuna geçtikten sonra Tony ile Pepper arasında bir uzaklık oluşuyor. Tony atölyesinde yeni kıyafetler yapıyor, filmdeki ihtilaflarla uğraşıyor, Pepper’sa ofisinde şirketi idare etmeye çalışıyor. Bu kolay bir geçiş değil çünkü bir anda tüm şirketten sorumlu oluyor ve Tony’nin işini idare etme şeklinin Pepper üzerinde çok daha büyük bir etkisi oluyor. “Tony ve Pepper arasındaki ilişki; çok zengin, çok duygusal, çok yoğun bir ilişki olabilirdi, onları bir arada görmeyi cidden çok isteyebilirdiniz ama bir türlü henüz bir araya gelemediler.” Diye ekliyor yapımcı Feige. “Aralarındaki dinamik yürüyordu biz de bunu devam ettirmek istedik. İlk filmin sonunda Tony neredeyse öpüştüklerine gönderme yapıyor ve Pepper da şöyle diyor “Bana içkimi getirmediğin ve beni orada beklettiğin gece – ondan bahsetmeyelim” Aradan altı ay geçmiş olmasına rağmen bundan bahsetmemişler, bu da birbirleriyle etkileşimlerini etkilemiş.
Demir Adam mirasının diğer bir tanıdık yüzü de Tony’nin yakın dostu, Yarbay James “Rhodey” Rhodes. İkilinin her zaman için ortakyaşar bir ilişkisi olmuş olsa da, Stark Endüstrisinin yeni yönetimi ve Tony’nin Demir Adam zırhını orduya vermeyi reddetmesi, ilişkilerinin gerilmesine sebep olmuş.
“Tony artık silah yapmıyor. Dolayısıyla Rhodey’nin Stark Endüstrisinin ordu irtibat subayı görevi de devam etmiyor.” Açıklamasını yapıyor Feige. “İlişkileri, Tony’nin yaptıkları yüzünden iyice geriliyor. Rhodey çok sadık bir arkadaş ama aynı zamanda kendini, devlet ve Tony arasında kötü bir duruma da düşürmez. Aynı zamanda Pepper dışında Tony’ye gerçeği söyleyecek ve tuhaf davranışlarıyla ilgili onu uyaracak birkaç insandan biri.”
Yapımcı sözlerine şöyle devam ediyor: “Birbirlerini ilk kez görüyorlar halk içinde ve Tony’nin doğru olduğuna inandığı ama Rhodey’nin destekleyemeyeceği şeyler var. Tony, Rhodey’nin yardımı olmadan istediği noktaya çıkamaz ve Rhodey de aklının alamayacağı kadar büyük bir kahraman olabilir.”
“Iron Man 2”de Yarbay James “Rhodey” Rhodes rolünü Oscar adayı ve Marvel çizgi romanlarının ezelden beri hayranı olan Don Cheadle canlandırıyor.
“Küçükken Marvel çizgi romanlarına bayılırdım. X-Men’i ve Demir Adam’ı çok severdim” diyor Cheadle. “O karakterleri hep çok severdim çünkü üstlendikleri görevi yerine getirmeye çalışırken hatalar da yapabilen insanlardı onlar. Benim için bu tarz, sadece siyah beyaz olmayan karakterler hep çok ilgi çekici olmuştur.
Aktör sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu filmde, Rhodey sadece Tony’nin zırhlarının değil, bu gücün getirdiği bazı sorumluluklarda da sahiplik iddia ediyor. Tony biraz çapkın biri ve her şeyi her zaman ciddiye almıyor. Rhodey’nin düşüncesiyse şu: “Elinde bu inanılmaz teknoloji var, peki bununla ne yapıyorsun?”
“Don Cheadle çok akıllı, çok yetenekli bir adam. Birçok zekice ve zor sorular sordu. Bu da en sevdiğim oyuncu tarzıdır” diyor Favreau. “Sırf soru sormak için soru sormuyor. Gerçekten de bir bakış açısı var, merak ettikleri oluyor. Ve Don ne merak ettiyse, sahnede iyi düşünülmemiş bir kare ortaya çıkıyordu.”
“Don’ın Robert’la inanılmaz doğal bir kimyası var, filmdeki karakter gibi birlikte ilerleyebiliyorlar” diye ekliyor ortak yapımcı Latcham. “Geçen temmuz ayında ComicCon’dayken, hayranların Don’ı da kabul ettiğini görmek çok tatmin ediciydi.”
Downey şöyle diyor: “Don insan olarak çok gelişmiş biri, aktör olarak da birinin bıraktığı yerden devam edebiliyor. Karaktere ve hikâyenin ciddiyetine bağlı kalmak istedi ki bu da büyük bir disiplini gösterir çünkü doğal cazibeye sahip büyük bir oyuncu o. Tabii ki filmde harika repliklere sahip.”
Pepper Potts’ın Stark Endüstrisi genel müdürü olmasıyla, onun yerine de birini bulmak gerekiyordu. Bu noktada Stark Endüstrisine Natalie Rushman adında, Tony ve Happy Hogan idman yaparken odaya girdikten sonra Tony’nin hemen asistanı yaptığı seksi bir çalışan geliyor.
“Pepper genel müdür olunca, Tony’ye yeni bir asistan, günlük hayatını planlayacak biri gerekiyor” diyor Feige. “Natalie, Pepper’ın imzalaması için evrak getiren hukuk çalışanı rolünde. Tony’nin gözüne çarpıyor ve sonunda Tony onu işe alıyor. Onu bir sonraki görüşümüzde, Monaco’da Tony’nin asistanı rolünde ama her şey göründüğü gibi değil ve Natalie’nin orada bulunma sebebi başka. Daha sonra öğrendiğimiz üzere bunun ikinci kişiliği Kara Dul’la ilgisi varmış.”
Natalie’yi ve seksi likra kıyafetli Kara Dul’u, Scarlett Johansson canlandırıyor.
“ ‘Iron Man’ sinemalara geldiğinde annemle izledik ve bayıldık” diyor Scarlett Johansson. “Vay canına, annem çizgi romanlardan anlamaz ama filmi izleyici kitlesi çok geniş o yüzden iyi olmalı” dedim. “Filmi izlemeye gittim ve hikâye aklımı başımdan aldı. Çok güzeldi. Aksiyonlar harikaydı ama bir yandan da romantik, komik, akıllı ve alaycıydı. Harika bir filmdi. İkinci filmde bir rol olabileceğini duyduğum zaman hemen atladım ve filmde oynamayı kafama taktım.”
“Marvel’ın yakında çıkacak ‘Avengers’ filmiyle sunacağı bambaşka bir dünya var. O yüzden biz de bunu kurmak ve o karakterlerle bağ kurduğumuzdan emin olmak istedik” diyor senarist Theroux. “Natalie, nam-ı diğer Kara Dul karakteri Tony’nin hayatına girip içeride köstebek olacak birini elde etmiş olduk. Yine Nick Fury oturma odasında beliriverip “Selam, ben yine hikâyeye dâhil oldum” diyemezdi. Daha planlı bir şeye, Tony’ye bilgi verecek ya da kendini düzeltmesine yardımcı olacak şeyler verecek birine ihtiyacımız vardı. Kara Dul, benim diyen her adamın seveceği bir karakter ve Scarlett onu çok iyi canlandırdı.”
“Bu karakter gelip Tony’nin dünyasını yıkan baştan çıkarıcı bir kadın olabilirdi ama onun belli bir motivasyonu var ve bu karakterler arasına biraz kıvılcım katıyor.” diyor Johansson. “Tony’yle ilgili Pepper’ın bilmediği bir şey biliyor ve bu da kendi içinde cinsellikten öte, derin bir dinamiklik katıyor.
“Filmde başka bir kadın karakterin olması harika çünkü Tony ve Pepper arasındaki duruma bir yenisi daha eklenmiş oluyor” diyor Paltrow. “Aralarına giren bir şey hep oluyor ve onların romantik anlamda bir araya gelmesine engel oluyor ve Natalie; bu genç, fıstık gibi kadın ortaya çıkıyor ve tabii ki Tony’nin dikkatini çekiyor. Böylece Pepper geri planda kalıyor. Bu, rolü canlandırmayı daha eğlenceli kılıyor. Scarlett aramıza katıldığı için çok şanslıyız çünkü o harika bir oyuncu.”
“Hayran kitlesi arasında ilk etapta Scarlett’in oynaması tepki topladı çünkü daha önce hiç aksiyon filmi çekmemişti ama Scarlett’i seçerken bana en çekici gelen şey filme kendisini adaması ve zekâsıydı” diyor Favreau. “Bence bunun gibi bir filmde zeki insanlara ihtiyaç var çünkü bir sürü değişken olabiliyor. Dolayısıyla karakteri kendi taşıyacak insanlara ihtiyaç duyuyorsunuz.”
Yönetmen sözlerine şöyle devam ediyor: “Scarlett, elinden geldiğince çalışacağının sözünü verdi bana çünkü filmdeki aksiyon sahnelerini, fiziksel sahneleri onun yapması gerekiyordu. Sözünü de tuttu, saatlerce o mükemmel Kara Dul kostümünün içinde çalıştı durdu.”
Johansson, Kara Dul kostümünü ilk gördüğünde hem korkmuş hem de çok motive olmuş. “Seksi bir tulum olacağını biliyordum çünkü çizgi romandaki karakteri araştırmıştım” diyor “Daha önce böyle bir şey giymemiştim, o yüzden yarım gün bir tedirginlik yaşadım sonra ‘tamam artık mecburuz’ dedim ve kostüme girmek ve fiziksel aksiyon sahnelerini doğru yapabilmek için tam hız çalışmaya başladım.”
Yapım öncesi Johansson dublör koordinatörü Tommy Harper gözetiminde çok sağlam bir idman programına girdi.
“Scarlett bu filme hazırlanmak için çok çalıştı” diyor Harper. “Burada ondan istenen şey ayarında bir şey daha önce hiç yapmamıştı, o yüzden temel olarak sıfırdan başladık.” Koştuk, esnedik, tekmeler attık. İlk günden itibaren kendini adadı. Daha önce çok çaba harcayan birçok büyük oyuncuyla çalıştım ama yapım öncesi aşamada Scarlett’in harcadığı gibi bir çabaya ve zamana hiç şahit olmadım.”
“Kara Dul, yumruk yumruğa mücadelede uzman, karışık dövüş savanatları ustası ve dans ve jimnastik geçmişi var. Dolayısıyla bu üçünü harmanlayıp, insanın canına okuyan bir dövüş makinesi hâline geliyor.” Diyor Johansson. “Ben de saatlerce prova yaptım, dublör ekibiyle çalıştım. Ta ki kendimi hareketi yaparken rahat hissedene kadar.”
Tony Stark’ın “Iron Man 2”deki yeni düşmanlarından biri de gizemli Rus teknoloji uzmanı Ivan Vanko, nam-ı diğer Whiplash. Yapım ekibi için, karakteri gerçeğe oturtmak çok önemliydi.
“Bu karakterin gizemini çok abartmak istemedik çünkü çizgi romanlarda, filmlerde yapamayacağınız şeyler var” diyor D’Esposito. “Kötü adamlarınızı gereğinden güçlü yaparsanız, inanırlıklarını yitirirler. Bunu istemezsiniz. O yüzden biz de kaynaklarımızı iyice taradık ve ‘Hangi karakter en dinamik sinematik varlığa sahip olur’ dedik. Ve Whiplash’te, teknoloji vasıtasıyla – özellikle de Tony’nin teknolojisi - güncellenebilen bir karakterde karar kıldık. Dolayısıyla Tony’nin “Ben Demir Adam”ım demesi, büyük bir övgü aslında ama sonra bu karakter çıkıp “Bende de aynısı var ve Demir Adam ben olmalyım” diyor.
Ekip rolü, “Şampiyon”daki performansıyla aday gösterildiği Oscar ödüllerinden dönen ve Rus kültürüne aşina olan Mickey Rourke’a veriyor.
“Filmde Ivan karakteri, Tony’nin geçmişinin karanlık yanını tepsil ediyor” diyor Favreau. “Rus bir kötü karakteriniz olması havalı ve retro bir şey ve Mickey Rourke bu fikri beğenip orada vakit geçirdi”
“Ivan Vanko karanlık, dövmeleri olan tehlikeli bir karakter. Bu, Mickey’ye çok uygundu” diyor D’Esposito. “Aynı zamanda Rusya’dan çıkan suçluların Amerika’daki suçlulara nazaran daha sağlam olduğuna da şahit oluyoruz. Bu da karaktere ayrı bir gaddarlık katıyor.”
Rourke hazırlıklar sırasında Rusya’ya da gitti. “Karakter Rus olduğu için ben de Rusya’ya gidip orada biraz vakit geçirdim” diyor Rourke. “Yer altı sisteminin nasıl çalıştığını anlayabilmek için hapiste vakit geçirdim. Hapishane dövmeleri sanatını araştırdım ve Ivan’ın hücresindeyken vücudundaki tüm dövmeleri gördüğünüz sahneleri ekledik. Anlıyoruz ki hepsinin farklı bir anlamı var, bu da karakterle ilgili size fikir veriyor.”
Aktör şöyle devam ediyor: “Rusça öğrenmek epey zordu çünkü İngilizce’den sonra dili döndürmek zor oluyor. Diyalekt koçumla günde üç saat, haftada altı gün çalıştım. Sadece bir paragraf Rusça diyalogu söyleyebilmek için.
Tony Stark, teknolojisini vermeyi reddedince ve Stark Endüstrisinin artık orduya silah üretimi ve tedariki yapmayacağını açıklayınca, bu silah üretiminin bir numarası olmak isteyen Hammer Endüstrisinin sahibi Justin Hammer’a yol açıyor.
“Senaryoyu daha yeni yazmaya başladığımız bir noktada, Ivan Vanko ve Justin Hammer bir karakterdi, silah üreticisiydi ve Tony2nin Rus muadiliydi” diyor Theroux. “Kısa süre sonra fark ettik ki bu fazla olacaktı, onları ikiye bölmeli, iki farklı karakter yapmalıydık. Kaynağa bakınca Justin Hammer’ın daha yaşlıca bir adam olduğunu öğrendik ve bu yüzden onu daha yaklaşılabilir bir karakter yaptık çünkü Tony’nin “yin”ine “yang” bulmak istedik. Justin Hammer’la, Tony Stark’ın daha ucuz, polyester versiyonunu aradık. Tony silah yapmayı bırakınca o boşluğu dolduracak bir adam olsun ama bir yandan da çok aceleci olsun istedik.”
Favreau şöyle diyor: “Justin Hammer, Tony Stark’tan bir kademe aşağıda ama kendini onunla aynı görüyor. Tony’yle büyük bir rekabet içinde ve tonla parası olmasına rağmen, dışarıda bir yerde ondan daha iyi birinin olması onu çok korkutuyor. Çaresizlik içinde, Justin; Stark Endüstrisi teknolojisini –kendinin yaratamayacağını bildiği ama ona yardım edecek yetenekleri tanıdığı teknoloji- kullanarak Tony Stark’a saldırdığı için hapis yatan Ivan Vanko’ya ulaşıyor.”
Ekip rolü, her türlü rolü oynamış, Favreau’nun da yönetmenliğini yaptığı ilk film “Made”de de onunla çalışan Sam Rockwell’e verdi.
“ ‘Iron Man’in çok özel olduğunu düşünmüştüm” diyor Rockwell. “Daha önce Jon’la çalıştığım için onun ve Robert’ın bana çok benzer olduğunu biliyordum, doğaçlamayı seviyorlardı. O yüzden ekibe girerken çok rahattım. Justin Hammer karakterini de, Amerikan hükûmetiyle iyi anlaşmaya çalışan ve onların yeni Tony Stark’ı olmak isteyen silah kaçakçısı olarak sevdim. Justin, kullanılmış araba satan biri gibi o anlamda, Jeremy Piven’ın ‘Entourage’ daki karakteriyle George C. Scott ‘The Hustler’” Daki karakterinin karışımı gibi.
“Sam inanılmaz bir karakter, görüneni gösteriyor ama aynı zamanda oyuncu ve sahneyi keşfetmeye istekli” diyor Theroux. “Oyunculuğun eğlence olduğunu ve tadı çıkarılması gerektiğini anlıyor. Mizah anlayışı inanılmaz ve sahnede topu nasıl atacağını biliyor. Daha az yetenekli oyuncular, topu alıp onunla koşar ve işleri bitince onu atar ama Sam; Harlem gösteri takımındaki basketçiler gibi saha da oradan oraya atlayıp zıplıyor. Hikâyeyle, karakterle oynamayı biliyor ve en randımanlı performansı ortaya çıkarıyor. Kötü karakter bile olsa, onu izlemek çok keyifli.”
“Iron Man 2”de, ilk filmdeki kısa rolünden sonra Samuel L. Jackson da, ortaya çıkan yeni zorluklarla mücadele eden Tony’yi yakından takip eden SHIELD’ın lideri Nick Fury olarak tekrar karşımıza çıkıyor.
“Nick Fury’nin enerjisinin, Tony’nin bulunduğu noktayı anlayan bir boyutta olmasını istedik” diyor Favreau. “Tony belki de en düşük noktasındayken geri dönüyor ve babasıyla ilgili gerçekleri ortaya döküyor.”
Yönetmen sözlerine şöyle devam ediyor: “Sam Jackson’ın ekrandaki ağırlığı inanılmaz. Onu ilk filme biraz da eğlence olsun diye katmıştık ama Tony’nin vermiş olduğu bazı kararlar bu filmin hikâyesinin yolunu çizmemize yardımcı oldu.”
“Nick Fury geliyor ve Tony’ye babası Howard Stark’la ilgili ve onun Marvel evrenindeki rolünün ne olması gerektiğiyle ilgili bilgi veriyo” diye ekliyor Feige. “Tony babasının pozisyonunu ve Stark Fuarıyla ilgili nereye varmaya çalıştığını öğreniyor.”
Howard Stark rolünü deneyimli aktör John Slattery üstleniyor. “Howard Stark, Marvel Evreninde çok önemli bir karakter” diyor ortak yapımcı Latcham. “İlk filmin başlangıcında, Howard Stark’ın kim olduğunu öğreniyor ve dergi kapaklarında onun resimlerini görüyoruz. Tony esaretten kurtulduktan sonra söylediği ilk şeylerden biri, “Babama hiç veda edemedim. Ona soracağım sorular vardı” oluyor. Belli ki bu ilişki, babası 20 yıl önce ölmüş olmasına rağmen Tony’nin bocaladığı bir ilişki.
Latcham sözlerine şöyle devam ediyor: “Tony’nin iç ihtilaflarının çoğu babasıyla ve doğru ya da yanlış onun hakkında inandığı şeylerle ilgili. “Iron Man 2”de ortaya çıkan gerçekler aracılığıyla Tony, babasının gerçekte kim olduğunu öğreniyor ve bu da büyük bir kapı açıyor. O yüzden John slattery gibi büyük bir oyuncuya ihtiyacımız vardı çünkü karakteriyle tüm Marvel evrenini bir araya getirecek olan o.”
“Iron Man 2”de kameranın önünde ve arkasında çalışan yönetmen Jon Favreau, Tony’nin güvenilir şoförü ve koruması Happy Hogan olarak karşımıza çıkıyor.
“Jon çok zeki bir yönetmen çünkü ilk hikâye geliştirme toplantısında şöyle dedi: ‘Bir fikrim var. Happy Hogan’ın rolü daha büyük olmalı” diyor yapımcı Feige. Ben de “Haklısın, seyirci onu daha çok görmek istiyor ve bu defa görecekler” dedim.
Yapımcı sözlerine şöyle devam ediyor: “Tüm ciddiyetine rağmen Happy Hogan hemen hemen tüm Demir Adam çizgi romanlarında; arkadaş, şoför, boks partneri olarak geniş bir yer kaplıyor ve bu filmde onu seyirci daha çok görecek. Karakter, Tony’nin komik yanını ortaya çıkarıyor.”
“Son filmde Happy figürandı” diyor Favreau. “Bana karakterin dikkat dağıttığını çünkü hiçbir alakası olmadığı söylendi; o yüzden bu sefer daha çok sahnesi var. Ama montaja girdğimde oyuncu Jon Favreau’ya kötü haberlerim vardı çünkü bazı replikleri kesilmişti. Hayranlar kimi görmek isterdi? Kostümlü Kara Dul’u mu yoksa limuzin şoförü beni mi? Herhalde bu soruya cevap vermeme gerek yok.”
“Iron Man 2”nin yetenekli kadrosunda Ajan Coulson rolünde Clark Gregg, Christine Everhart rolünde Leslie Bibb, Jarvis rolünde Paul Bettany, Senatör Stern rolünde Garry Shandling ve Larry Ellison ve Stan Lee’nin de yer aldığı ufak sahneler var.
Feige, hikâyeye katılan yeni karakterler ve “Iron Man 2”de yer alan oyuncular hakkında yorum yapıyor: “İyi devam filmleri de oldu, çok iyi olmayan devam filmleri de. Öğrendiğimiz şey şu: Ortaya bir sürü yeni karakter sürerek baskıdan kurtulamazsınız. Çok karakter katarsanız hikâye, karakterlerin ağırlığı altında dağılır. Burada yaptığımız şey ana karakterlere doğrudan ya da dolaylı etkisi olan yeni karakterler katmaktı. Bu; Tony, Pepper ve Rhodey’yi; yeni karakterlerin yarattıkları engellerle mücadele ederken izlemeyi daha ilginç kılıyor. Scarlett Johansson Natalie’yi, Mickey Rourke Ivan Vanko’yu, Sam Rockwell’ Justin Hammer’ı canlandırıyor. Bu üç karakter, başrol oyuncularımızın ikilemlerini daha da arttırıyor. Filmin kadrosuna baktığınızda, bir araya getirdiğimiz aktörler fazlasıyla iyi oyuncular.
İLK GÜNDEN İTİBAREN TONLAMAYI AYARLAMAK:
“Iron Man 2”nin prodüksiyonu, Pasadena, California’da; Tony Stark’ın senatodaki ifadesiyle başlıyor. Filmin yapım ekibi, Robert Downey Jr.’ın karakterinin alameti farikası olan fiyakası ve alaycı zekâsıyla geri dönmesinden son derece memnun.
“Robert, her zaman sayfada yazan sahnenin çıtasını yükseltiyor ve kendinden bir şey katıyor ama aynı zamanda tonunu da tam olarak tutturuyor,” diyor D’Esposito. “Aynı zamanda sette de manyetik bir varlığı var. Bu, ekip arakadaşlarının ve yönetmenin prodüksiyonu başlatmasını da ateşledi. Bu herkesi rahatlattı ve iş birliği içinde, enerji dolu bir atmosfer oluşturdu sette. Yapımın ilk iki gününde senatodaki duruşma sahnesini çektik ve bu sahnede hemen hemen bütün kadro çalıştı. Tony, kendisinin devlette iş birliği yapmak istememesinden hiç hoşnut olmayan bir grup senatörün karşısına çıkıyordu.”
“Tony’nin en büyük ihtilaflarından biri sadece Amerikan hükûmetiyle değil, dünyanın her yerindeki askerileştirilmiş uluslarıylaydı,” diyor Feige. “Herkes teknolojisini istiyor, o da kimseye bunu vermek istemiyor. Bunu bir tek kendisinin yapacağı konusunda da çok emin. Tahmin edeceğiniz gibi, birinde böyle bir gurur varsa, bunu yapacak tek kişinin kendileri olmadığını öğrenmenin yıkıcı sonuçları olabiliyor.”
Senatodaki duruşma da, Senatör Stern rolüyle Downey ile oldukça eğlenceli ağız dalaşlarına giren Garry Shandling de var. “Robert Downey Jr’la hiç doğaçlama yapmamış kişiler için şunu söyleyebilirim, bunu da daha önce hiç kullanmadım, o uçsuz bucaksızdır” diyor Shandling. “Çok eğlenceliydi. Hem Robert’ın hem Jon’ın enerjisi inanılmaz ve size öyle destek oluyorlar ki, çok daha iyi işler ortaya çıkarıyorsunuz.”
“Sette doğaçlama taraftarıyım. Robert çok kıvrak, tahmin edilemez, onunla başa baş gidecek birini vermelisiniz yanına” diyor Favreau. “Garry’yle özel olarak da arkadaşız ve onun Robert’la başa baş gidebileceğini, onları ayne kareye koyarsam bomba gibi bir şey orataya çıkacağını biliyordum. İlk filmin en çok hoşuma giden yanı bazı sahnelerin tahmin edilemez olmasıydı, bu tarz diğer filmler daha kitabına göre gider çünkü. Ben biraz raydan çıkacaklarını biliyordum ama aynı zamanda gerçeklere sadık kalacaklarını da biliyordum.
Yönetmen şöyle devam ediyor: “Benim için hem çok eğlenceli hem çok komikti çekimleri izlemek. Yapıma başlamak için harika bir yoldu. Eski ve yeni bütün karakterlerin bir arada çalışmasını görmek beni çok rahatlatmıştı. Filmin tonunu hemen oturttuğumuzu hissettim.
İlk günde oturtmamız gerekmeyen bir dinamik, Downey ve Paltrow arasındaki manyetik kimyaydı.
“’Iron Man’lerin gizli silahı, Robery ve Gwyneth arasındaki kimyadır” diyor Feige. “Onlara senaryo sayfalarını verdiğinizde ezberlemeye başlıyorlar. Yani ellerine sayfaları sıkıştırıp ne yapacaklarını izlemeye koyuluyorsunuz. Çok dürüst ve gerçek. Sayfaya bağlı kalıyorlar, sonra kopuyorlar. Sonra o büyü gerçekleşmeye başlıyor, ki bu da çok duygusal ve etkili bir şey.”
Yapımcı sözlerine şöyle devam ediyor: “Onlara arada üstesinden gelmeleri gereken engeller koyuyoruz, bunların en büyüğü de devreye Tony stark’ın yeni asistanı Natalie Rushman kılığında Kara Dul’un girmesi. Karakteri Scarlett Johansson canlandırınca,arada bir aşk üçgeni olacağını, ama beklediğiniz gibi olmayacağını, Pepper Potts beklediğiniz gibi bir tepki vermeyeceğini biliyorsunuz. O yüzden bu da her şeyi daha da ilginç kılıyor.
“Iron Man 2” için, ilk filmde de kullanılan en elverişli lokasyonlardan biri de Rosamond, California’daki Edwards Hava Kuvvetleri üssüydü. 50 yılldan fazla süredir Edwards Hava Kuvvetleri Üssü (Hava Kuvvetleri Uçuş Test Merkezi) uçuş tarihinde en büyük kilometre taşlarına ev sahipliği yapmıştır. 1218 metrekarelik alana sahip Edwards, Kuzey Amerika’daki en büyük kuru göl yatağına paralel Mojave Çölünde yer alıyor. Edwards’ın bugünkü ve gelecekteki odak noktası, Hava Kuvvetleri Uçuş Test Merkezinin aynı zamanda da mottosu “Ad Inexplorata” – Keşfedilmeyene Doğru.”
Ordunun “Iron Man 2”de büyük bir valığa sahip olması sebebiyle ekip bir kez daha Savunma Bakanlığının onayını aldı. Yapımcı Feige süreci şöyle anlatıyor: “Film için Savunma Bakanlığının onayını alınca, bir sürü fiyakalı uçak ve aracın yanı sıra diğer ordu gereçklerini de kullanabiliyorsunuz. İlk filmdi çok başarılı bir iş birliğimiz oldu ama yine de senaryoyu hükûmete yollamalıyız ki onlar da okuyup bize not yollasınlar. Esas amaçları; silahlı kuvvetler bağlantılı karakterleri ve filmin genelinde orduyu olumlu göstermek istemeleriydi.
“Savunma Bakanlığıyla çalışmak, karşılığını çok aldığımız bir deneyim oldu ve sahnelere inanılmaz bir gerçeklik katıyor” diyor ortak yapımcı Latcham. “B-2 bombardıman uçağı, C17’leri, F22’leri, F35’leri var ve Edwards Hava Kuvvetleri Üssü’nde çekim yapacak çok harika yerler var. Rhodey ve diğer birkaç karakter dışında filmde kullanılan bütün personel aktif ordu mensubu. En büyük fark bu çünkü Los Angeles’ta bir hangarda bir grup figüranla da sahneleri çekersiniz ama onlar ne yürümeyi, ne selam vermeyi ne de ordunun protokollerini bilir. Savunma Bakanlığı’ndan onay alınca, gerçek silahları olan gerçek havacılarınız oluyor ve filmde yer almaktan bütük heyecan duyuyorlar.
Savunma Bakanlığı onayı dâhilinde, Hava Kuvvetleri pilotu Kaptan Brian McGarry de filmde departman subayı olarak görev aldı.. “Hava Kuvvetleri Eğlence departmanında, sektörle çok yakından çalışıyor, birlikte daha yaratıcı neler yapabiliriz diye fikir alışverişinde bulunuyoruz,” diyor McGarry. “Burada, Edwards Hava Kuvvetleri Üssünde, bu adamlar havanın gücünü yaşıyor, kokluyor, bu kuşları uçuruyorlar. O yüzden film için harika bir yapım değeri ve operasyonel alanda yaptığımız şeyleri göstermek de bizim açımızdan çok iyi. Arkadaşlarımıza da bir yandan Hollywood’un nasıl işlediğini gösteriyoruz.”
Rhodey karakteri “Iron Man 2”de hava kuvvetlerinde yarbaylığa devam ediyor. McGarry’nin en önemli görevlerinden biri, Don Cheadle’a Amerikan Hava Kuvvetlerindeki bu üst düzey subayı oynaması için gereken tüm bilgileri vermekti. “Marvel Stüdyoları ve Jon Favreau, Rhodey karakteri için destek verip rehberlik etmemizi istedi” diyor McGarry. “Diyalogların doğru olduğundan emin olmak istediler. Bu da bize hava kuvvetlerinin değerleriyle ilgili bir bakış açısı oluşturma fırsatı verdi bize.”
“Sette ordu danışmanlarının olması, Rhodey’nin kim olduğuyla ilgili gerçekler ve efsaneler arasında bir köprü kurmamızda çok yardımcı oldu” diyor Cheadle. “Bu iki konsepti bir araya getirecek bir yer bulmalısınız, her şeyin ordu seviyesinde olmasını sağlamalısınız. Edwards’takiler bir şey sormak istediğimizde hep yanımızdaydılar. Her adımda onlarla çalışabilmek büyük bir zevkti.”
Unutulmaz sahnelerden biri de – Favreau’nun da en çok sevdiklerinden – Edwards Hava Kuvvetleri Üssün’de çekilen – Rhodey’nin silah kaçakçısı Justin Hammer’ı güçlü ateşgücü arayışıyla ziyaret ettiği sahnedir.
“Sahne, sonradan çekilen bir sahneydi ve prodüksiyon öncesi çok ilgi çekmemişti” diyor Favreau. “Edwards’da hızlı çekim yapmak zorundasınız çünkü aktif bir üste çok vaktiniz olmuyor. You have to shoot really fast at Edwards because you just don’t have a lot of time being on an active base. Justin’in çok güzel tanımladığı silahların hepsini taşıdık. Sahnede Justin’in çok sevdiğim tasvirleri var ve özellikle bir tanesi onun üstünlüğünü şairane bir şekilde ortaya koyuyor.”
Yönetmen sözlerine şöyle devam ediyor: “O gün son dakikada tüm silahların sırasını değiştirdik, ki bu işleri Sam Rockwell’in işini çok zorlaştırdı çünkü iki tam sayfa diyalog vardı. Ama benim en çok önemsediğim nokta karakteri nasıl ortaya koyduğuydu. Biraz zaman aldı çünkü fazlasıyla teknik bilgi vardı ve gerçek silahlar kullanıyorduk. O yüzden doğru yapmalıydık ki onu aptal konumuna düşürmeyelim. Sam sahneyi kotardı, harika vakit geçirdi ve üstün çaba gösterdi.”
“Kolay olmadı ama oldukça eğlenceli bir sahne çektik” diyor Rockwell. “Üç başlı canavar gibiydi. Justin yeni replikler buluyordu ve her replikle biraz daha çıta yükseliyordu. Onu yapıyordum, sonra Jon Favreau bir sonraki çekimde “Hadi şöyle yapalım” diyordu ve yeni şeyler ortaya sürüyordu, biz de hepsini harmanlıyorduk. Tanrı o sahnede olduğu ve bunlara katlandığı için Don Cheadle’ı korusun.”
“Harika bir sahne oldu çünkü Rhodey bütün her şeyi satın aldı, ona gösterilen her şeyi. ‘Pembeyi, moru, yeşili, hepsini alıyorum. Hepsinden dört tane ver” diyordu’ diyor Cheadle. “Savaş Makinesi zırhını kurgulamak da eğlenceliydi, inanılmaz bir ateşgücü canavarıydı o.”
Cheadle, Edwards Hava üssündeki çekimlerde de ilk kez Mark II zırhını giydi. “Kullanışlı zırh insana öyle bir şeyin içinde olmanın getirdiği bir bağ kurmasını sağlıyor.” Diyor. “Demir Adam’ın mirasının büyük bir parçası olan o zırhı giymek çok havalıydı, kollarınızın etrafına sarılı görsel efekt bantlarının sarılı olduğu likra kıyafeti giymekten çok daha farklıydı. Kıyafeti giyip nihayetinde çıkaracağınızı bilmek harika çünkü sonrasında sıcak basıyor ve ağırlaşıyor.”
“İnanılmazdı çünkü Rhodey’nin Mark II zırhıyla geldiği sahneyi çekmek için Edwards Hava Üssü’ne gittiğimizde, Savunma Bakanlığının uçuş hattına koyduğu malzemeler akıllara zarardı.” Diyor ortak yapımcı Latcham. “Tek tek sayacak olsanız, sadece uçuş hattında yer alan malzemeler bir milyar doların üstündeydi. Edwards’takiler müthiş partnerlerdi ve istediğimiz her şeyi bize sağladılar, dünyalarının nasıl olduğunu göstermemize izin verdiler. Çok havalı, üstün teknoloji malzemelere sahip.”
Edwards Hava Üssündeki en büyük geleneklerden biri, demirden filo ve tabur mücadele paraları taşımaktır. İlk filmde, oyuncu kadrosuna ve yapım ekibine, filmi üsse taşıdıkları için çekitli filoların madeni paraları verilmişti. Prodüksiyonu tekrar üsse getirdiklerinde, Favreau hazırdı ve ordu personeline harika bir sürprizi vardı.
“İlk filmde bütün tabur ve hava filoları Jon’a bu mücadele paralarından verip durdu. Bu bir ordu geleneğidir ve bütün kadroyla ekip bunlardan toplamaya koyuldu” diyor Latcham. “Ama Jon kendini kötü hissediyordu çünkü karşılığında onlara verecek bir şeyi yoktu; o yüzden bu filmden önce gidip ‘Demir Adam’ mücadele paralarını yaptırdı. Edwards’ta olduğumuz süre boyunca, çok iyi iş çıkarmakta olan ordu mensuplarına bu paralardan dağıtıp durdu. Ordudakiler arasında bu paralar o kadar popüler olmuştu ki bir nokta da Jon’dan o madeni paraları almak için Jon’a para verir duruma gelmişlerdi. Bu, inanılmaz bir iyi niyet göstergesiydi ve Jon’ın onların kültür ve geleneklerini anlayıp onlara saygı duyduğuna müteşekkirdiler.
YENİ ZIRHLAR
Edwards Hava Üssü’ndeki çalışmalar tamamlandıktan sonra prodüksiyon tekrar Marvel Stüdyolarına, Demir Adam için yeni zırh çalışmalarının yapılmaya başladığı yere dönmüştü. Yapım ekibi için Demir Adam zırhlarının popülerliği biraz acı-tatlı bir duyguydu çünkü tüm ikonik zırhları üreten şirketin sahibi, özel efektler makyaj efsanesi Stan Winston’ı kaybetmiştik.
“Stan Winston’la iki kez çalıştım ve çok yakınlaştık” diyor Favreau. “Ölümü çok üzücüydü. Onun; beyaz perdede yarattığınız her şeyin yolunu açan, filmlerin her anlamda patlama yapmasını sağlayan teknolojik devrimin ne büyük ve ayrılmaz bir parçası olduğunu, cenazesinde kaç Hollywood büyüğünün konuştuğunu gördüğünüzde anlıyordunuz.”
Yönetmen sözlerine şöyle devam ediyor: “Stan sadece pratik bir kuklacı değildi, bilgisayar grafikleriyle iç içe işler de yapıyordu. Bence ‘Jurassic Park’, bilgisayar desteğiyle neler yapılabileceğinin ve en iyi nasıl yapılabileceğinin bir timsalidir hâlâ. Ve oradaki işlerin çoğu Stan’in yaptığı ve yarattığı tasarımlardı.”
“İlk filmin başarısını sağlayan kilit noktalardan biri de Demir Adam zırhının gelişmiş teknoloji ve donanımının inanılır bir ürünü olmasıydı” diyor yapımcı Feige. “Büyülü bir kıyafet ya da süper güçleri olan bir giysi değildi. Karakterin kanından, terinden ve göz yaşından yapılmıştı ve kesilmiş, biçilmiş, monte edilmiş bir teknoloji ürünü gibi görünüyordu. Seyircinin perdede gördüğü ILM’in dijital çalışmalarıyla, Stan Winston’ın grubunun uygulamalı çalışmalarının bir kombinasyonuydu. Stan bu işin en iyisiydi, gerçek bir dâhiydi. “Iron Man 2” için ekibe Shane Mahan’ı dâhil ettik. Mahan, Legacy Effects adı altında Stan’in mirasını devam ettiriyor. Shane ve teknik ekibi ilk toplantıya bu filmde kullanılacak uygulamalı kıyafetlerin inanılmaz bir planıyla geldi.”
Mahan ve sanatçı grubu, devam filminde aramıza tekrar katıldıklarında; ilk film için kıyafet tasarlarken yaşadıkları deneme-yanılma deneyimini tekrar yaşar gibi oldular.
“Sarp bir öğrenme eğrisi ve uzun bir deney süreci yaşadık ilk filmde kostümü nasıl yapacağımıza dair” diyor Mahan. “Marvel’ın ilk filmde şart koştuğu tek şey; Demir Adam’ın asla sırada elbiseli bir adam gibi görünmemesi ve öyle hissetmemesiydi. Geçmişte onun gibi harika kostümler yapılmış olsa da, film ekibinin istediği; çizgi roman karakterinin sayfalardaki oranlarını alıp, onları hayata geçirmekti. Ekibim için doğru oranlara sahip tam bir kıyafet yapması büyük bir zorluktu çünkü o kadar geniş omuzlara, küçücük kalçalara ve kaska sığdırmak zorunda olduğumuz bir kafaya sahip bir insan yoktu. Kıyafetteki birkaç modifikasyondan sonra, çok atletik olan ve kıyafete sığabilecek çok yetenekli dublörler bulduk.”
Mahan sözlerine şöyle devam ediyor: “O zamanlar adımız Stan Winston Studios’du. O vefat ettikten sonra çok şey değişti ama ekibimiz, motivasyonumuz ve enerjimiz ilk filmdekiyle aynı. ‘Iron Man 2’ için kıyafet yapma süremiz çok azdı ama artık onu daha iyi tanıyorduk. Yapım ekibi zırhı daha hafif ve hızlı yapmak istediği Robert daha kolay giysin ve gitsin.”
Yapım ekibi ve Mahan’ın verdiği bir başka karar da, yapım sırasında, Downey’nin giydiği Demir Adam zırhları, oyuncuya daha doğal hareket imkânı sağlaması açısından yarı kıyafet olacaktı.
“Shane’in çözmesi gereken en büyük bulmaca, kıyafetin oranlarını hem doğru yapmak hem de aktör ve dublörlerin rahatça giymesini sağlamaktı” diyor sorumlu yapımcı D’Esposito. “Shane’le ve Legacy ekibiyle çok yakın çalıştık ve aklımıza bir futbol forması fikri geldi. Kıyafeti giymek, omuzluk takmak gibi bir şey olacaktı. Bu hem oranların tutmasını, hem de rahatça giyilmesini sağladı. Bacakları çıkarmamızın sebebi; doğru hareketin yapılmasını ve ihtiyacımız olan görüntü gerçekliğini zorlaştırmasıydı.”
“Bu arada Robert’ın anatomisine uyması için oranları doğru şekle soktuk” diyor Mahan. “Bir şeyi saklamak için oranlarda ya da perspektifte hile yapamazsınız. Her şey görülecekti ve Robert’ın belden yukarısının sığması için yapılmıştı. Ama belden aşağısının oranları da doğruydu ve bence uygulamalı ve dijital çalışmanın son derece başarılı bir örneğiydi bu çünkü dijital şirketler, fiziksel, parçanın bütünü alıp onu tarayıp, bilgisayar modellerinin temeli olarak kullanabilirler.”
Favreau “Shane ve ekibinin kıyafetleri bu kadar hızlı yapması gerçekten inanılmazdı” diyor. “Kıyafetleri daha hafif ve çok daha esnek materyallerden yaptılar. Uygulamalı kıyafetler, yaptığımız dijitalleri hem bilgilendirdiler hem de Robert’ı kıyafetle çekmemize olanak tanıdılar. Böylece kıyafeti gerçekten Tony Stark giyiyormuş gibi durdu. Bu görüntüyü kaybetmek istemedik çünkü filmin esas yıldızı Tony, Demir Adam daha ziyade ikinci kişilik.”
“Robert o kıyafeti giydiğinde, kıyafet adeta hayat buldu ve sahip olduğu karakterle ilgili birçok şey öğrentik,” diyor ortak yapımcılardan Victoria Alonso. “Robert’ın giyecek fiziksek kıyafeti olmazsa, her ne kadar bilgisayar grafiklerinde çok başarılı olsak da o nüansı veremiyoruz. Dolayısıyla her zaman onun canlı ve kullanışlı olmasın çalıştık. Olmadığı zaman da, eşleştirmek ya da çoğaltmak için uygulamalı bir referans yaratmaya çalıştık. Robert, kıyafetin yarısını giyecekti, belden aşağısında da, üzerinde hareketlerini takip edebilmemiz için işaretler bulunan MoCap kıyafeti olacaktı. Yani devinimlerin yakalandığı aşamaya benzer bir durum olacaktı ama Robert Downey’nin bedenindeki kıyafetin gerçekliğini anlayacaktık.
Demir Adam kıyafetinin zorluklarını ve evrimlerini anlatan yapımcı Feige “bu filmde Tony’nin giyeceği kıyafetlerin tasarımlarında, bizim için Demir Adam çizgi romanlarında ortaya çıkardığımız şeyi takip etmek istedik. Esas olarak iki şey var: İki, Tony’nin daime yeni fikirlerle ve eklentilerle kıyafetini geliştirmesi, ikincisi; Demir Adam’ın simgesel kırmızı-altın yüzünün aşağı yukarı aynı kalması. Yani ikonik açıdan hâlâ Demir Adam olan ama aynı zamanda anlattığımız hikâye dâhilinde evrim geçiren kıyafetler tasarladık. Tony filme Mark IV zırhıyla başlıyor. Bu zırhta ikonik RT halkası var ama Mark III’le karşılaştırdığınızda daha gösterişli, daha dinamik, daha çok cihazları bulunan bir zırh. Tabii yine de sorgusuz sualsiz Demir Adam’a uygun” diyor.
“Mark IV’ü tasarlarken, kolları ve omuzları değiştirdik ama en büyük değişiklik bacaklardaydı” diyor filmin baş illüstratörü Ryan Meinerding. “Önden bakıldığında bacakların daha insani bir görüntüsü olmasını istedik. Mark III’e yaptıkları harikaydı çünkü bacakları çok doğrusaldı ve sanki yere sabitlenmek ya da uçmak için orada olduklarını hissediyordunuz. Yine de bazı aksiyon sekanslarında pozları daha dinamik göstermek için biraz daha haraket eklense daha iyi olurdu diye düşünüyoruz. Aynı zamanda Mark IV’tel, omuzlukları, futbol omuzluğu değil de daha teknoloji ürünü olduğu belli olsun diye daraltmak istedik. Bütünde, tasarımdaki esas amaç daha gösterişli ve modern olmasıydı.”
“Iron Man 2”deki zorluklardan biri de, Tony Stark’ın baş düşmanı Whiplash’in kıyafetini kavramsallaştırmak, tasarlamak ve yapmaktı. Ortak yapımcı Latcham, karakterin görüntüsünün evrimini anlatıyor.
“Whiplash karakterini çok sevdik ama çizgi romandaki tipi; ağzının etrafında fermuarlar kemer tokaları olan sado-mazoşist bir adam tipiydi ve biz de bunu hiç istemiyorduk” diyor Latcham.
“Onun yerine karakteri alıp, ‘Iron Man’ dünyasına daha çok dâhil olmasıni sağlayacak yeni bir şeyler yapmaya karar verdik. Ryan Meinerding, sektörün en yetenekli konsept sanatçılarından ve bizde Whiplash’in kostümünü onun tasarlamasının çok iyi bir fikir olduğunu düşündük. Kostüm, bir mağarada hurdalardan yapılmış olabilirdi, tıpkı tutsak olduğu dönemde Tony Stark’ın yaptığı gibi.”
“Whiplash’in kostüm tasarımı için çizgi romanı esas almak biraz zordu çünkü tam olarak tasarım ikonu değil” diyor Meinerding. “Karaktere bir tür gerçeklik katmak istediğimiz için, Tony’yle başladığımız yere yakın bir başlangıç yaptık ama göğsüne RT benzeri düşük bir tıbbi cihaz yerleştirdik. Jon bunun cazibesine kapıldı ama adamın kendini ameliyat etmesi biraz abartı olacağı için daha ziyade bir dış iskelet tasarımına dönüştü. Herkes bu konsepti çok sevdi ve oradan itibaren Jon’la karakterin ne kadar zarar göreceğini konuştuk çünkü ona ne oranda bir dış iskelet yüklememiz gerektiği ve onun ne kadar korunması gerektiği konuları arasında alengirli bir denge vardı.”
Meinerding’e göre, Whiplash rolünü Mickey Rourke’un canlandıracak olması da karakterin konsept tasarımında etkili oldu.
“Karakterin her zaman, benim de ilk çizimlerde desteklediği serseri bir Rus esiri arketipi olacağını düşünmüştük” diyor Meinerding. “Mickey Rourke’un canlandıracağını öğrenmemizin kesinlikle tasarıma katkısı oldu. Sonunda karakter olacak Mickey’ye yeni bir çizim yaptım ki bu da ona yepyeni, karanlık bir boyut kattı.”
“Mickey’yi esas canlandıran Ryan’ın konsept tasarımlarıydı” diyor Latcham. “Jon ve Kevin Feige, Mickey ile ilk kez görüştüklerinde ona iki konsept tasarım gösterip “bu karakteri senin canlandırmanı istiyoruz” dediler. Mickey, dövmeli, kayışlı, yırtık pantolonlu tasarımı görünce, bunu çok havalı buldu ve Ryan’ın çizimleri, gerçekten de Mickey’nin filme dâhil olmasında önemli bir rol oynadı.”
Tasarım konsepti hallolunca, Mickey Rourke’un sette giyeceği uygulamalı kıyafet tasarımı için meşaleyi Shane Mahan ve ekibi devraldı.
“Ryan bize Whiplash tasarımlarını verdi, biz de Jon’la konuşup bunu eski tarz, Rus tipli, elektrikçilerin taktığı deri kemeri olan ama daha ham bir his veren bir görüntü olarak düşündük.” Diye açıklıyor Legacy Effects koordinatörü Dave Merritt. “Daha fütüristik bir görüntü oluşturmak için de bir grup model parçalar yaptık.”
Rourke’a göre, Whiplash kıyafetinin görüntüsü harikaydı ama uzun süreli giymesi pek kolay değildi. Ama o bir şekilde yolunu buldu. “Çok havalı bir görüntüye sahip harika bir kıyafet yaptılar. Çok beğendim çünkü komple bir kıyafet giymek istemiyordum” diyor. “Tenimin göründüğü, kısmen de deri olan bir kıyafetti ama yine de kollar hariç yaklaşık 20 kiloydu. İlk giydiğimde “bu olmaz” dedim çünkü o kadar ağır ve hantaldı ki birkaç dakika giydikten sonra bitkin düşmüştüm. Ben de antrenörümle, üzerimde 20 kiloluk yelekle 45 dakika boyunca koşu bandında haftalarca yürüdüm ki kıyafeti her giydiğimde bitkin düşmeyeyim.”
Dostları ilə paylaş: |