ACIYAN,BAĞIŞLAYAN ÖLÜMSÜZ ALLAH’IN KUTLU,ŞANLI,ADIYLA…
TEVHİD(VAHDET) VE TEFRİKA
(TEFRİKA RİSALESİ)
“İnananlar(müminler)ancak kardeştirler.Öyleyse-aralarının açılması halinde-kardeşlerinizin arasını bulun,barışı sağlayın. Ve Allah’tan sakının(sorumluluk bilincinizi
koruyun.)Belki size merhamet edilir”.Hucurat:(49/10)
“ Ey iman edenler!Allah ve Elçisi’nin (emrettiği şeyin)önüne geçmeyin.Allah’a itaatsizlikten sakının.Şüphesiz Allah,her şeyi işitmekte ve bilmektedir.”Hucurat:(49/1)
“Evet dinlerini(hakikati/inançlarının bütünlüğünü)parça,parça edip fırkalara
bölünenler var ya,(Ey Nebi!)senin (ve ey müminler sizlerin)onlarla hiçbir ilişkin(iz)yoktur,
olamaz.(yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur.)Onların işi yalnızca Allah’a kalmıştır.Onlara
yaptıklarını sonra(zamanı gelince)bildirecektir.(hesabını soracaktır.)En’am:(6/159)
“(Bir de şunlardan olmayın ki;)Onlar dinlerini parça,parça böldüler ve fırkalara
ayrıldılar;her fırka(hizip)kendinde bulunanlarla(koyduğu ilkelerle)böbürlenmektedir.(Sen
onlardan taraf olma!) Rum:(30/32)
“Ve hiç kuşkusuz insanı Biz yarattık.Ve iç benliğinin ona telkin ettiği(fısıldadığı)
şey(ler)i biliriz.Zira Biz ona(insana/size)şah damarın(ız)dan daha yakınız.”Kaf:(50/16)
“Rabbiniz buyurur ki:”Bana dua edin(Beni çağırın)duanıza(çağrınıza)icabet edeyim.(karşılık vereyim.)Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler mutlaka aşağılanmış olarak Cehennem’e gireceklerdir.”Gafir(Mü’min):(40/60)
“Ey Nebi!Ve kullarım sana Beni sorarlarsa,şüphesiz Ben onlara çok yakınım.
Dua edenin(Beni çağıranın)duasına(çağrısına)hemen icabet ederim.(cevap veririm.)Öyleyse
Benim çağrıma uysunlar ve Bana inansınlar/güvensinler.Belki(umulur ki)böylece onlar irşada
ulaşırlar.”(doğru yolu bulurlar,hidayete erişirler.)Bakara:(2/186)
“(Ey Nebi!)De ki:Ben Kendisine hiç kimseyi ortak koşmaksızın yalnız Rabbime yakarır,kulluk ederim.”Cin(72/20)
“…O’nun(Allah’ın) izni olmadan Katında kim aracılık(şefaat/yardım)edebilir?....”
(..şefaat edecek de kimmiş?)Bakara:(2/255)
“Dinin(esas ilişkin kısmından)Nuh’a buyurduğumuzu,(Ey Muhammed)sana vahyettiğimizi,İbrahim’e ve İsa’ya ve Musa’ya buyurduğumuz(gösterdiğimiz)yolu,Allah size de din kıldı.Bu şudur;(şu demektir;)”Dini yerleştirin(sahih itikada sağlam bir şekilde sarılın)ve çığırından çıkarmayın,onda ayrılığa düşmeyin.(bütünlüğünüzü bozmayın.)
(Ey Nebi!)Çağırdığın şey(vahiy/ilahi mesaj) tanrılar uyduranlara ağır gelmektedir.Allah,dilediğini Kendine seçer,yöneleni de Kendisine(doğru yoluna/hidayete)iletir.
(ulaştırır.)Şura(42/13)
2
“(Ey iman edenler!)Biliniz ki şu ümmetiniz tek bir ümmettir(toplumdur).Ben de sizin
Rabbinizim.Öyleyse Benden(yolumdan/buyruklarımdan çıkmaktan) sakının!(Sorumluluğunuzun
bilincinde olun!)
“Ama onlar(sizi izlediklerini söyleyen toplumlar)aralarındaki bu birliği(davalarını/
dinlerini)bölüp,parça parça (bölük,bölük)oldular.Her bölük(hizip)yanındakiyle hoşnuttur.”(Ancak
kendi benimsediği öğretinin katı ve dar sınırları içinde rahat soluk alır oldu!) Sen onları bir süreye kadar sapkınlıklarıyla(kendi cehaletlerinin karanlığına gömülmüş olarak)baş başa(kendi hallerine) bırak!”Mü’minun:(23/52,53,54 v.d.)
“Kim bir insanı,başka birine veya yeryüzünde yapılmış bir bozgunculuğa karşılık
olmaksızın(cinayetin ve yeryüzünde fesadı yaymanın cezası olarak işlenmesi dışında) öldürürse,
sanki bütün insanları(insanlığı) öldürmüş gibidir.”Maide:(5/32)
“(Allah’ın buyruklarını umursamaz hale gelen şu)insanların kendi elleriyle yapıp
ettikleri(kazandıkları)yüzünden karalarda ve denizlerde çürüme ve bozulma başladı.Bu şekilde Allah,
belki(doğru yola)geri dönerler diye yaptıklarının bazı(kötü)sonuçlarını onlara tattıracaktır.”(tattır-
maktadır.)(Bozulan ekolojik denge,aşırı teknolojinin getirdiği olumsuzluklar,insanın enfüsi ve afaki
boyutlarındaki bozulmalar,hastalıklar,savaşlar v.b.)Rum:(30/41)
***
TEVHİD / MUVAHHİD
Tan yeri ağarıyor hicran ufuklarında,
Evrenler ürperiyor Vuslat’ın kollarında
Vahdet’in çığlıkları sar(s)ıyor zamanları,
(Varlığın anlamına anlam(coşku) katıyor Nazar,)
Hayatın şifreleri çözülme umudunda…
İçimizde Ölümsüz Sevgili’nin nefesi,
Devriliyor tağut’un kara bahtlı putları…
(Düğümler çözülüyor kader yumaklarında…)
Muhteşem bir Çağrı’nın frekanssız yankıları
Uykularını zehir ediyor zalimlerin,
Vuruyor can evinden kendini bilmezleri.(…kara yüreklileri.)
Akın,akın iniyor göklerden nur kanatlar,(…güvercinler,)
Hisarları yerle bir ediyor muvahhidler,
(Haksızlıklara kıyam ediyor has yiğitler,)
Hilaller dolunaya dönüyor alınlarda,(…bakışlarda/ufuklarda,)
İniyor karanlıklar üstüne aydınlıklar,
Doğuyor sinelerden Güneş’in güneşleri…
*
3
HAK VE BATIL
Hz.Hüseyin(RA)’e…
Bir yanda kutlu ışık,karşı yanda karanlık,
Bir yanda aşk,adalet,hüzün,halis insanlık,(…kamil…)
Öte yanda hainlik,zulüm,öfke,sapkınlık,
Güvensizlik,bencillik,gurur,kibir,uzaklık,
Nefsperestlik,alçaklık,dünyevilik,haksızlık…
Bir yanda kahramanlık,has iman,adanmışlık,
Öte yanda korkaklık,riyakarlık,hoyratlık.
Bir tarafta basiret,feraset,iyi niyet,
Öte yanda hor görü,açgözlülük,art niyet.
Bir tarafta bilgelik,teslimiyet,haysiyet,
Metanet,vahdaniyet,güven,asalet,haşyet,
Uhuvvet,tok gözlülük,muhabbet,hakkaniyet,
Bir tarafta sağduyu,bir yanda mantıksızlık,
Bir tarafta sadakat,öte yanda kaypaklık,
Bir tarafta risalet,takva,şefkat,kurbiyet,
Bir yanda selim akıl,bir yanda akılsızlık,
Allah’a,Peygamber’e küstahlık,saygısızlık.(…nankörlük…)
Bir tarafta rızıklar,nimetler üstü nimet,
Bir yanda talihsizlik,karamsarlık,bağnazlık.(…nasipsizlik…)
Bir yanda gönülsüzlük,hoş görü,irfan,hikmet,
İlim,tefekkür,rahmet,dosdoğru yol,fütüvvet,
Öte yanda kabalık,kin,fesat,nefret,zillet…(…hoyratlık…)
Bir tarafta nezaket,onur,zarafet,izzet,
Tek İlah’a inanan,kulluk eden özgürler,
Öte yanda gafletler üstü gaflet,dalalet,
Egolarına tapan tutsaklar,beyinsizler…
Bir yanda Hak Cephesi,bir yanda ötekisi…
Allah’ın,Peygamber’in gözü pek fedaisi,
Firdevs Bahçeleri’nin seyyidi,efendisi (…saraylarının…)
Öte yanda Sakar’ın saygıdeğer gözdesi! (…bendesi!)
Galip gelen mağluplar,yenik düşen galipler…!
4
İmanın evrenleri aydınlatan cehresi,(…evrenlere sığmayan
İliklere işleyen bakışları,nefesi… tebessümü/ışıltısı…)
Kucak açan Cehennem,yaklaştırılan Cennet,
Özgürlükle mutlanan,kanatlanan yürekler,
Utançla,ızdırabla kavrulan dengesizler…(…mühürlüler/bakar körler..)
Hakimler Hakimi’nin şaşmayan terazisi,(Adiller Adili’nin…)
İlahi adaletin ölümsüz tecellisi…(…önlenmez…)
***
T E F R İ K A
Tevhid bahçelerini darmadağın ettiniz,(…edenler,)
En büyük günahların ilkini işlediniz,(…günahlardan birini
Fırkalara ayrılmak Vahid(Ahad)’in buyruğu mu? işlediler…)
Resul’un ahlakı mı,sünneti mi,yolu mu?
İkilikten,kesretten ne hayır gelir canlar!(…gelmiş mi hiçbir hayır?)
Kardeşlikten,birlikten güç,onur,zafer doğar…(…Kardeşlikte…vardır.)
Allah’a kalmış artık sizin geleceğiniz…(*)
_____________________________________________
(*):Enam:(6/159),Rum(30/32)
***
R A B İ A
Ruhu kanatlandıran,tutuşturan aşktır,aşk…
Allah’ın,Elçisi’nin safında yer bularak (…alarak…)
Barış’a,kardeşliğe bukağı vuranlara
İnsanlığın onuru için kıyama kalkmak,
Adaletin em olmak kanayan yarasına…
***
5
Ü L T İ M A T O M
(Manifesto)
Işıklar Işığı’yla aydınlanmış,arınmış,
Cananlar Cananı’nın aşkıyla çılgınlaşmış,
Özgürlüğü,onuru pusat diye kuşanmış,
Akkor gözyaşlarını yüreğine akıtmış,
Adalete,şefkate yaklaştıkça yaklaşmış,
Izdırabla,çileyle ezelde kucaklaşmış,
Sabrın potalarında yoğrulmuş,olgunlaşmış,
Karanlığın bağrından şafakleyin fışkırmış,
Ateşler ortasında ateş olmuş,yanmamış,
Bengisu pınarından içmiş,içmiş kanmamış,
Nefsin prangalarını eritmiş,parçalamış,
Kavrulan yüreğinde sonsuz goncalar açmış,
Mazlum bir müslümanın manifestosudur bu,(…ültimatomudur…)
Çağ’ın nasır bağlamış,taşlaşmış idrakine
Çağlar üstü Mesaj’ın frekanssız sesidir bu!
Siz de katılın ona,insanlık borcudur bu!
Birlik güçtür,bakıştır geleceğe güvenle,
Oturtmaktır taşları temelle özenle,
Yükseltmektir Evrensel Site’yi ihtişamla,
Kapıları açmaktır kokular,ışıklarla,
Gönül bahçelerinden derilmiş goncalarla…(…zambaklarla…)
Ey bilinci ters dönmüş,gözleri perdelenmiş,
Vicdanları kararmış,kalpleri mühürlenmiş,
Uygarlık,demokrasi,adalet havarisi
Narsist,bencil,müstekbir egemenler meclisi!
Kuzu postu bürünmüş kurtlar,bukalemunlar,
Egolarını ilah edinmiş firavunlar,
İçinden pazarlıklı zarifler,erdemliler!
Maskeli suratlarda yalancı tebessümler,
Isırılmaktan parça,parça olmuş tırnaklar,
Sülükler,köstebekler,timsahlar,örümcekler,
Vampirler,solucanlar,çakallar,kırkayaklar…(…sırtlanlar…)
Liderliğe soyunan yeteneksiz aktörler,
İpleri Soytarı’nın ellerinde kuklalar!
Yeryüzünü fesada bozan düzelticiler(!),
Kan gölüne çeviren altın kalpli mücrimler(!),
Akılları üç arşın havada akıllılar(!),
Ne olacak kayınca altınızdan koltuklar?
6
İnsanlığın başına ördüğünüz çoraplar
Kurduğunuz düzenler,oyunlar,senaryolar
Yakında başınıza geçecek,hazır olun
Dünyada,ahirette zillete,mezellete…
Elinize kimse su dökemez ihanette!
Kazanç saydıklarınız yitirdiklerinizdir,
Bilir sandıklarınız bilmediklerinizdir…
Varmak üzeresiniz başına uçurumun!
Nerdesiniz gözünü budaktan sakınmayan,
Albatroslar,şahinler,kartallarla yarışan,
Tağut’un surlarını aşkın gücüyle yıkan,(…beyin/sözün/yürek…)
Özgürlük ateşini can soluğuyla yakan,
En Yüce İdeal’e adanmış soylu ruhlar,
Kardeşlik barış için baş veren kahramanlar,
Başınızı dik tutun,direnin kahpelere,
Kanlı yangın yerleri dönüşsün gülşenlere!
Üstündür,korkusuzdur gerçekten inananlar,
Zalimler korkaktırlar,darmadağınıktırlar,
Gelecekleri yoktur,Işık’tan yoksundurlar,
Karanlık burgaçlarda debelenir dururlar…(Dipsiz anaforlarda…)
Onlara el uzatın,geri çevirseler de!
Size yaraşan budur,bir gün gelir belki de
Dönüşebilir derin nefretler sevgilere…
(*)
“Kötülüğü en güzel davranışla savarsak,
Affedersek,dahası bir iyilik yaparsak,
Düşmanlar gelebilir içten bir dost haline.”
Zafer inananların olacaktır sonunda…
En güvenilir Allah’ın sözüdür bu!
Hayırlar getirecek bu zafer İnsan’a da…
Çağlardır özlemini çektiği huzura da,
Barışa,kardeşliğe,mutluluğa,aşka da
Kavuşmanın tarifsiz coşkusuyla yanacak,
Yerde,gökte en uygun yere konuşlanacak,
Mü’min/insan olmanın onurunu tadacak!(…hazzını yaşayacak!)
_______________________________________________________
(*):Fussilet:(41/34)
***
7
H A L İ M İ Z
Ağlarız gülünecek,güleriz ağlanacak
Halimize,kardeşler ne oldu böyle bize?
Kuyumuzu kazanlar gülüyor yüzümüze…(Altımız oyanlar…)
Bir görsek,bir anlasak,kim dost,kim düşman bize?
Artık bir karar versek gelmeye kendimize!
Kimimiz altın kaplı musluklardan içeriz,
Her gün havyar,ıstakoz,bal,kaymak tüketiriz,
İçecek bir yudum su,bir tas çorba,giyecek
Bir mintan,bir çift çorap,başımızı koyacak
Bir yastık,sıcak bir diz bulamayız kimimiz!
Bazımız villalarda,köşklerde,saraylarda,
Yaşarken mağralarda,çadırlarda,damlarda
Ölüm,kalım savaşı veriyoruz kimimiz…
Kimimizin başı dik,yüzü ak,alnı paktır,
Takılmışız birinin kuyruğuna kimimiz
Ki,bu onursuzluktur,zillettir,tutsaklıktır…
Canan’ın küskünlüğü gitmesin gücümüze,
Sorulmayan soruyu soralım kendimize…
Aymazlık perdesi mi indi gözlerimize,
Yoksa göze mi geldi masum güzelliğimiz?(…nefislerimiz?)
-Arap saçından beter sevgimiz,nefretimiz!-
Sevgisizlik ayrılık,ayrılık karanlıktır…
Elleriniz kırılsın içimize kin,nifak
Tohumları ekenler,yerinde mi keyfiniz?
Allah’la yaptığımız sözleşmeyi feshettik,
Tağut’un cephesinde yer almayı yeğledik!
Görmez oldu dünyadan başka şey gözlerimiz,
Hoyratça günahlarla kirlendi ellerimiz…
Oynadı yerlerinden temellerin taşları,
Sütunlar kaldıramaz oldu boş çatıları!
Kardeşlerim şımardık,Işık’tan uzaklaştık,
Uçtuk üç kuruş gördü diye keselerimiz,
Kantarın topuzunu kaçırdık,ıskaladık
Bizi aydınlıklara çıkaracak yolları…(…sonsuzluklara…)
8
Sapla samanı,akla,karayı karıştırdık,
En sağlam İp dururken,çürük dala sarıldık…(…kulp…asıldık!)
Kaldırılmaz yüklerin altına girer olduk,
En Doğru Söz’e değil,yalancılara uyduk!(…sözü…yalancıyı dinledik!)
Allah,Furkan,Peygamber en şaşmaz rehberlerken,
Koştuk durduk nereye gittiği bilinmeyen
Uzamadan kısalan gölgelerin peşinden!
-Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler
Ardından gidenleri Ateş’e sürüklerler.-
Daha ne kadar sürer bu zulüm özümüze,
Zamanı gelmedi mi dönmenin kendimize?(Hiç mi niyetimiz yok
……dönmeye?)
Bu mudur Müslümanlık,Allah aşkına bu mu?
Birlik,kardeşlik varken her hizbin ayrı yurdu!
Birbirine hor bakan,bağlarını koparan
Yalnız Müslüman değil,insan değildir,insan!
Yeniden inşa etmek istiyorsak İnsan’ı,
Sevgiyle yoğurmamız gerek temel harcını…
-Tasarımcısı Bari,Elçisi baş mimarı.- (…Bedi/Musavvir…)
Kirişleri adalet,sütunları hakikat,
Liyakat,şura,şefkat,hikmet yapı taşları…
Yağmur damlası ruhlu gönüllü emekçiler,(Çiy damlası yürekli…)
Yürek teriyle,kanla karılmış gözyaşları,(…korla…)
Beyinleri nebülöz,dolunay alınları…
Onların emeğiyle yükselecek şaheser…(…elleriyle/sevgisiyle…)
Tağut’un saltanatı yerle bir edilecek,
Ufuksuz bataklıklar gülşene dönüşecek,
Mazlumlar gönenecek,mahzun yüzler gülecek, (…asık…)
Sevmeyi bilmeyenler,sevmeyi öğrenecek…(…unutanlar..)
Özgürlük türküleri evren(ler)i sar(s)acak….
***
9
EMPERYALİZM
En keskin azılara sahip olduğundan mı,(En dolgun pazulara…)
Masumların kanını içiyorsun iştahla?(…belini kırıyorsun uygarca!)
Perişan ettiklerin senden perişan değil!
Egon seni çekiyor dipsiz anaforlara!
Rakipsizsin belli ki bin bir suratlılıkta!
Yazdığın senaryolar tavsadı tavsayacak,
Aktörler rollerini unuttu,unutacak!
Lüks,konfor,gurur,kibir vazgeçilmezlerindir!
(Lüksün,gururun,kibrin,tafran ilkelerindir!)
İçindeki kanyonlar bir gün doruklaşır mı?(..karanlık…aydınlanır mı?)
Zaferlerin başına büyük işler açacak!
(Zehrini akıtırken benliğini yılanı…)
Mahkeme’ye sunacak mazeretin kaldı mı?
***
KAPİTALİZM
Kan emici vampirler kelebektir sinende,
Adalet ak güvercin kanlı pençelerinde!
Para,engel tanımaz biricik hedefindir,
İnsanlığın karanlık yüz bencilliğindir!(…yüzüdür bencilliğin!)
Tarihin sayfaları seninle kirlenmiştir.
Allah’ın buyruğuna karşı gelmek dinindir!(…gelmektir dinin!)
(Allah’a,Elçisi’ne savaş açmak…)
Lüksün,konforun,kibrin yoksul zenginliğindir!
(…varsıl yoksulluğundur!)
İçindeki korkular Ecel’in soluğudur…(…çığlıklar…)
Zulmün bir gün gelecek başını yiyecektir!(..başına inecektir!)
Mahkeme-i Kübra’da işin gerçekten zordur!(…iştir/güçtür!)
***
10
S İ Y O N İ Z M
Sınırsız bir gururun,kibrin,nefretin,kinin,
İhtirasın,hükmetme,yıkma histerisinin
Yaktığı,kavurduğu uslanmaz bir benliğin
Ortaya koydukları,karanlık tuzakları
Nasıl çıban başıdır yüzyıllardır Beşer’in…(…baş belasıdır…)
İnsanlık onuruna bu kadar kara çalan,
(…onurundan bu kadar uzaklaşan,)
Zulmetin ışığıyla yolunu aydınlatan
Mahkeme’de döker mi nedamet gözyaşları?
***
BARIŞA,KARDEŞLİĞE ÇAĞRI
Sevgili yurttaşlarım,kardeşlerim,canlarım,
Genç beyinler,yürekler,analar,bacılarım,
Dünyada,ahirette arayıp sorduklarım,
Aldatılıyorsunuz,yanıltılıyorsunuz,
Asıl hedefinizden saptırılıyorsunuz,
Fitne kasırgasıyla sürükleniyorsunuz…
Onlar ne söylüyorlar,siz ne söylüyorsunuz,
Onlar ne arıyorlar,siz ne arıyorsunuz?
Hem özgürlük,kardeşlik,barış istiyorsunuz,
Demokrasi,hak,hukuk,aydınlık diyorsunuz,
Hem egolarınıza tutsak oluyorsunuz,
Siz kendi kendinize savaş açıyorsunuz…
Barış için savaşmak budur sanıyorsunuz,
Kaş yapacağım derken,göz çıkarıyorsunuz!
Hırçınlıktan.öfkeden,inattan,ön yargıdan
Bir hayır gören var mı kavgadan,zıtlaşmadan?
-Keskin sirke küpüne zarar verir kuşkusuz!-
Doğru yaptığınız inanıyor musunuz?
Hedef belirliyorken ışıyor mu ufkunuz,
Varacağınız yeri kestiriyor musunuz?
En büyük sorunumuz kimlik erozyonumuz,
Onu arıyorsanız açık olsun yolunuz…
11
Ya siz,sütten,yoğurttan çıkmış tahta kaşıklar,
Önünüzde çanaklar,ardınızda çığlıklar,
İçinizde tayfunlar,başınızda bora(n)lar,(…yangınlar,)
Uzayan burnunuzdan kıl aldırmıyorsunuz!
Şu olan bitenlere nerden bakıyorsunuz,(…nasıl…)
İbret alıyor,dersler çıkarıyor musunuz?
Nerde duruyorsunuz,neler görüyorsunuz?
Her iki cephede de artılar,eksiler var,
Eksileri atalım bize kalsın artılar…
Aramıza örülen duvarları yıkalım,
Ara bozan Şeytan’ın bacağını kıralım...
Göz göze bakışalım,can cana tutuşalım,
Kardeşlikle,dostlukla,aşka kucaklaşalım…
Artılar üstümüze inen ışıklar olsun,
Bizi birbirimize bağlayan bağlar olsun…
Tağut’un oyunları çoktur ama zayıftır,
Güçlü ve üstün olan yürekten bir imandır…(…katıksız…)
Yalancıların mumu daha ne kadar yanar,
Güçleniyor anbean sinelerde soluklar,
Karanlıklar üstüne iniyor aydınlıklar…
“En Güzel Kelime”de ifadesini bulan,
İnsan’a yitirdiği ne varsa kazandıran,
Yeryüzünde,evrende,evrenlerde her zaman
Onu layık olduğu yere konuşlandıran
En Yüce İdeal’in Çağrısı’na koşalım…
Bunu torunlarımız başarabilir belki,
Onlara güzel örnek olalım biz yeter ki!
***
Sevgili dünya,ahiret kardeşlerim!
Gelin hep birlikte sözlerin en doğrusu ve en güzeli olan çağlar(zamanlar/mekanlar)
üstü ölümsüz Allah Kelamı(dünya edebiyatının aşılmaz en büyük şaheseri) Kur’an-ı Kerim’den aldığımız yukarıdaki ayetler –ve onlardan ilham alınarak yazılmış şiirler-üzerinde güzelce düşünelim.
Kur’an-ı Kerim;”İnananlar ancak kardeştirler…”diyor…Bizler gerçekten bu ilahi
buyruğa uyuyor,birbirimize “kardeşçe” bir tutum ve davranış sergileyebiliyor muyuz?Bunu içtenlik-
le söyleyebilir miyiz,yaşantımızla kanıtlayabilir miyiz?
12
Öyle olsaydı bugün içinde bulunduğumuz yürekler acısı durumlara düşer miydik?
Aralarında dargınlık olan “kardeşlerimiz”in aralarını bulmamız,barışı sağlamamız
gerekirken yangına körükle gitmiyor muyuz?
Başka problemlerimiz de var.Bunların en önemlilerinden biri-belki birincisi-fırkalara
(tarikatlara,mezheplere,hiziplere)ayrılmak.
Bu,Kur’an-ı Kerim’in koyduğu Vahdet(Birlik/Kardeşlik)ilkesine tamamen aykırı olan
bir uygulama değil midir.(Bkz:En’am:6/159),Rum:(30/32) v.b.)
Çünkü Yüce Allah(CC) Tek’tir,ortağı benzeri yoktur.İnsanları(kullarını) da Vahdet
(Birlik)içinde,Kendisinin Yüce Zatı’nda birleşmiş olarak görmek istemektedir.
Yüce Rabbimiz,o kadar sade,içten,muhteşem bir ifadeyle;”Kullarım sana Beni sorarlar,Ben onlara çok yakınım…Hatta şah damarım(n)ızdan bile yakın…Yani ta yüreğimizde…
Hatta bir kudsi hadiste:”Ben yerlere göklere sığmadım,mü’min kulumun kalbine
sığdım” buyurarak.bu gerçeği-Kendisiyle kulu arasına hiçbir şeyin,hiç kimsenin sokulamayacağını-
ne kadar çarpıcı bir biçimde ifade buyurmuştur.
Dua ettiğimizde aramıza başkalarının sokulmasına(aracılara)gerek olmadığını ne
kadar açık seçik belirtiyor,Öyle değil mi?
Ama-ne yazık ki-bazı kardeşlerimiz,bilerek,bilmeyerek-kötü niyetli olmadıkları halde-
Allah’la aralarına başkalarını sokarak(onları aracı yaparak)O’na böyle yakalaşacaklarını sanmak-
tadırlar.Bu-Allah korusun-şirke varabilecek derecece korkunç bir yanılgı olmaz mı?
Tarih boyunca yaşanan bütün olumsuzlukların,savaşların,yıkımların,cinayetlerin,
velhasıl insanı insanlıktan çıkaran her türlü düşüncenin ve eylemin kökeninde senlik,benlik davası,
Vahdet ilkesinden uzaklaşma yatmaktadır.
Bireyin kişiliğini,toplumların birliğini,bütünlüğünü parçalamak,onları güçsüzleş-
tirmenin,etkisizleştirmenin ve yok etmenin en etkin yöntemi değil midir?Dün yapılan,buydu,bugün yapılan da budur,yarın yapılacak olan da!
Sevgili kardeşlerim.Ne olur,”tanrılar uyduranlara ağır gelen vahyin” rehberliğinden
şaşmayalım,onların oyunlarına gelmeyelim!
Bireysel ve toplumsal olarak tağut’un oyunlarına gelmemek için biz Müslümanların
yapacağı en doğru,en sağlıklı,en etkili bir sonuca ulaştıracak olan şey Vahdet(Birlik) ilkesine her
zamankinden daha fazla,daha sıkı sarılmak olmalıdır.
Fırkalara/hiziplere ayrılarak güçten,kuvvetten düşmeyelim,birbirimize rakip-hatta
düşman!-gözüyle değil,”dünya ve ahiret kardeşi” gözüyle bakalım.
Hangi mezhebe,hangi cemaate mensup olursak olalım,ancak bunu mezhepçiliğe,
cemaatçiliğe çevirerek Vahdet ilkesini zedelemeyelim,yaralamayalım ne olursunuz…
Artık,cemaat,mezhep,tarikat,parti(ismi ne olursa olsun Vahdet’e zarar veren tüm unsurlar)taassubunu aşarak birbirimizle kucaklaşmanın,tek yürek,tek vücut halinde tağut’un karşı-
sında kıyama kalkmamızın zamanı gelmiştir,geçmektedir…
Biz böyle bölük pörçük oldukça onların ekmeğine yağ sürmüş olmuyor muyuz?
İlimde,sanatta,maneviyatta derinleşmiş,Peygamber ahlakıyla ahlaklanmış seçkin
insanların sohbetlerinden,eserlerinden elbette yararlanalım ama,onları Allah(CC)’la aramızda
birer aracı,Mahşer’de şefaat edecek kimseler olarak görmeyelim.(Bkz.Bakara:2/255)
Hele,hele onları Allah(cc)’ın,Peygamber(AS)’in önüne geçirmek gibi korkunç bir
hataya düşmeyelim.Zaten onların da böyle bir şeye razı olmaları mümkün değildir!
Allah(CC)’ı,Peygamber(AS)’i kırmanın,incitmenin,gücendirmenin ne demek
olduğunun bilincine varalım lütfen!
13
Bunun dünyada da,ahirette de bedelinin çok ağır olacağını unutmayalım…
(Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.)
Bireylerin doğal yaratılışlarına(fıtratlarına) uygun olmayan duygu,düşünce ve eylemler yüzünden toplumlar da ağır yaralar almakta,güçsüzleşmekte,yoldan,çıkmakta,dağılıp
parçalanmaktadır.
Bütün bu mülahazalar doğrultusunda;toplumlara/kalabalıklara yön/ışık verme misyonunu yüklenmiş her kademedeki yönetici kimselerin/kadroların başarılı olmaları,insanlık
tarihinin en büyük siyasi,askeri-ve duygusal-dehası,en üstün karakteri,en güzel ahlaklısı olan,
Bizzat Allah(CC) tarafından eğitilip insanlığın kurtuluşu için görevlendirdiği,Hz.Muhammed(AS)’i
ve tebliğ ettiği,hayatına en iyi şekilde uyguladığı gerçek İslam’ı örnek almalarına bağlıdır.
Kusurlu ve yetersiz insan aklı tarafından üretilen ve uygulanan beşeri sistemlerin
bugün İnsanlığı getirdiği içler acısı durumdan kurtaracak başka bir yol,bir alternatif yoktur.
Eğer İnsanlık barışın ,kardeşliğin,özgürlüğün,onurun,sevginin,hoşgörünün,adaletin,
huzurun,dayanışmanın,paylaşmanın…”insanca yaşamanın”egemen olduğu bir dünya kurmak,
yitirdiği değerlerine yeniden kavuşmak Altın Çağ’ı kurmak istiyorsa,İslam’ın(Hz.Muhammed(AS)’ın Müslümanlığının)evrensel,ilahi,ölümsüz prensiplerini bireysel ve toplumsal ölçekte Hz.Muhammed (AS) ve o’nun yolundan giden gerçek bilim,sanat ve devlet adamlarının örnekliğinde/önderliğinde hayata geçirmek durumundadır/zorundadır.
Bunu birbirimizi inciterek,kırarak,öldürerek değil,insanca,kardeşçe el ele,omuz omuza
yürek yüreğe vererek hep birlikte gerçekleştirebiliriz,başarabiliriz…
Başka bir çıkış ve çözüm yolu yoktur,kalmamıştır.
Bu kaosun hercümercin İnsanlığın Altın Çağı’nın doğum sancıları olması ihtimali de
göz ardı edilmemelidir.
Güneşteki değişimler-enerji dönüşümleri,patlamalar v.s.-yeryüzünün yepyeni,huzurlu,
barışçıl,insancıl…bir ortama doğru evrildiğini gösteren kozmik işaretler olarak değerlendirilmektedir
bilim insanları tarafından…
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır;”Allah,sizden inanan ve iyi işler yapanlara( dü-
rüst ve erdemli davrananlara/güzellikler üretenlere)kesin söz vermiştir ki,-kendilerinden(sizlerden)
öncekileri yeryüzünde egemen kıldığı gibi-onları da(sizleri de)mutlaka egemen kılacaktır.Onlar
(sizler)için beğendiği/seçtiği dini sağlam biçimde yerleştirecek (kuvvetle kökleştirecek) ve hiç kuşkusuz korkularını(zı),kaygılarını(zı) güvene çevirecektir.(Ki)onlar yalnız Bana kulluk eder hiç
bir şeyi Bana ortak koşmazlar.(Benden başka şeylere ve kişilere tanrısal güçler ve nitelikler yakış-
tırmazlar.)Kim bundan(bütün bu açıklamalardan)sonra,inkar ederse,işte onlar artık yoldan çıkmış
(hüsrana uğramış) olanlardır.Nur:(24/55)
Ve şu muhteşem çağlar üstü ayetler;
“Evet,Firavun yeryüzünde(ülkesinde)büyüklük tasladı,halkını/sakinlerini fırkalara
(kastlara/sınıflara)ayırdı,böldü.Onların her bir bölümünü güçsüz bırakmaya çalışarak/niyetlenerek
oğullarını boğazlıyor,kızlarını ise sağ bırakıyordu.Gerçekten o,bir bozgunculuk yanlısıydı.(Büyük bir bozgunculuk/ayrımcılık sergiliyordu.)
Ama Biz istiyorduk ki,yeryüzünde güçsüz bırakılanlara(ezilen,horlanan mustazaflara)
iyilikte/yardımda bulunalım ve onları önderler(dinde öncüler) ve mirasçılar (varisler)yapalım.
(Firavun’un/Firavunların şeref ve itibarına varis kılalım.)
14
Ve onları yeryüzünde sağlamca yerleştirelim.Firavun’a,Haman’a ve ikisinin askerleri-
ne çekinmekte oldukları şeyi(mağlubiyeti/dünyada,ahirette hüsranı)gösterelim.”Kasas:(28/4,5,6,7)
(Ayetler İsrailoğulları hakkında olmasına rağmen günümüze uyarlandığında yaşanan olaylarla
nasıl örtüştüğü,güncellik kazandığı da bir gerçektir.Bu da Kur’an-ı Kerim’in zamanlar/mekanlar
üstü bir mesaj olduğunun kanıtlarından biridir.)
Bir de şu ayetlere bakar mısınız!
“Sizden iyiye çağıran,uygun olanı(ma’ruf) emredip,kınanacak olandan(münkerden)
sakındıran bir toplum olsun.Ve kazananlar işte onlardır.”
“Ve kendilerine deliller geldikten sonra bölünen ve birbirleriyle çekişen kimseler
(toplumlar)gibi olmayın!Onlar için büyük bir ceza vardır.”Al-i İmran(3/104,105)
“Siz insanlar için ortaya çıkarılmış en iyi(seçkin)toplumsunuz.Uygun olanı emreder,
kınanacak olandan sakındırır ve Allah’a inanırsınız.Eğer Kitap Halkı(Yahudiler ve Hıristiyanlar)
inansaydı,bu kendileri için daha iyi olurdu.Onların kimileri inanırlar;ama çoğu yoldan çıkmış
kimselerdir.”
“Onlar incitmekten başka size asla bir zarar veremezler.Sizinle savaşacak olsalar
arkalarını/sırtlarını dönüp kaçacaklar,sonra onlara yardım da edilmeyecek.”Al-i İmran(3/110,111)
“Ey iman edenler!Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin;onlar size –gizli,açık-kötülük
yapmaktan geri durmazlar,sıkıntıya düşmenizi isterler.Onların ağızlarından nefret/kin taşmaktadır.
Kalplerinin gizlediği(kin ve nefret) ise daha büyüktür.(daha şiddetlidir.)Gerçekten size delilleri
açıklamışızdır,eğer düşünüyorsanız!”(Duruşunuzu,tavrınız ona göre almanız gerekmez mi?)
“Size gelince;Siz onları seviyorsunuz,(onlara hayranlık duyuyorsunuz,hatta bir çoğu-
nuz onları örnek alıyor,taklit ediyor),ama onlar sizi sevmiyorlar.Siz Kitab’ın tamamına(bütün vahiy-
lere)inanıyorsunuz.(acaba gerçekten inanıyor muyuz?İnansak böyle mi yaşarız?)Oysa onlar sizinle
karşılaştıklarında “inandık!”diyorlar(derler),yalnız kaldıklarında ise;size karşı öfkelerinden(kinle-
rinden,kıskançlıklarından)parmaklarını ısırıyorlar!(ısırırlar!)(Tırnaklarını yerler/yiyorlar!)De ki:
“Öfkenizden çatlayın!”Şüphesiz Allah,kalplerde olanları-en ince ayrıntılarına kadar-bilmektedir.
“Size bir iyilik gelirse,bu onları üzer,ama başınıza bir kötülük gelse(bir musibet dokunsa)buna sevinirler.Eğer sabreder ve-Allah’a karşı gelmekten-sakınırsanız onları tuzağı
(entrikaları)size hiçbir zarar veremez.Allah,onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır”
Al-i İmran:(3/118,119,120)
“Kafir(inançsız)olanlar birbirlerinin yardımcıları(müttefikleri,destekçileri,dostları)dır.
Eğer siz onu(Allah’ın buyruklarını)yerine getirmezseniz,(siz de-onlar gibi-dayanışma içinde)olmaz-
sanız)yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat(kargaşa/kaos)meydana gelir.”(Bundan siz sorumlu
olursunuz..)Enfal:(8/73)
“Ey iman edenler!Eğer kafirlere uyarsanız,sizi gerisin geriye(eski cahillik döneminize)
döndürürler de hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz.”
Oysa sizin Mevlanız(koruyucunuz)Allah’tır ve O,yardımcıların en hayırlısıdır.”
Al-i İmran:(3/149,150)
“Zulmedenler nasıl bir yıkılışla(devrimle)yıkılacaklarını,hangi deliğe tıkılacaklarını
yakında göreceklerdir.”Şuara:(26/227)
15
“(Ey Nebi!)De ki:”Ey Ehl-i Kitap!Gerçeği görüp bildiğiniz halde,niçin Allah’ın
yolunu eğri göstermeye yeltenerek,mü’minleri Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz?Allah,
yaptıklarınızdan habersiz değildir.”
“Ey iman edenler!Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba/kesime uyarsanız,sizi imanınızdan döndürüp yeniden inkarcılığa/sapkınlığa sevk ederler.”Al-i İmran:(3/99,100)
“İşte onun için ey Nebi,(ve onun yolundan giden halis Müslümanlar bütün insanlığı) Allah’ın Birliği’ne(tevhide,vahdete)davet et!(edin!)Ve sana(size)buyrulduğu gibi dosdoğru ol(un!)
Onların heveslerine(tutkularına/sapkınlıklarına)uyma(yın!)Ve de(yin)ki:Ben(biz)Allah’ın bütün
vahiylerine(indirdiği kitaplara/sahifelere)inandım/inanırım,(inanırız,)sizin değişik görüşleriniz ara-
sında adaleti gözetmekle,sağlamakla emrolundum.(emrolunduk.)Allah,bizim de Rabbimiz,sizin de
Rabbinizdir.Bizim işlediklerimiz(in hesabı)bize,sizin işlediklerinizin size(çıkacaktır.)Bizimle sizin
aranızda-boşu boşuna-hiçbir tartışmaya gerek/yer yoktur.Allah hepimizi(Mahşer Günü)bir araya
toplayacaktır.Ve dönüş yalnız O’nadır.”Şura:(42/15)
“Kim zulme uğradıktan sonra,-kendini savunur-hakkını alırsa,işte artık bunların zararına yapılacak bir şey yoktur.”(Aleyhlerine ceza uygulamak için herhangi bir yol yoktur.”
“Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere
-yaptıklarına karşılık olarak-şiddetli/can yakıcı bir ceza vardır.”
“Ama şunu bilin ki,kim sabreder ve bağışlarsa,işte bu gerçekten azmedilmeye değer,
(gönülden istenen)bir şeydir.(işlerdendir.)Şura:((42/41,42,43)
“Allah size yardım ederse,artık size üstün gelecek kimse(hiçbir güç)yoktur.Eğer sizi
(yardımsız) bırakıverirse,ondan sonra size kim yardım edebilir?Öyleyse mü’minler ancak Allah’a
güvenip,dayanmalıdırlar.”Al-i İmran:(3/160)
“Onlar ağızlarıyla(var güçleriyle)Allah’ın nurunu(vahyi/İslam’ı)söndürmek istiyorlar.
Oysa kafirler istemese de Allah,nurunu tamamlayacaktır.(İslam’ı yeryüzüne hakim kılacaktır.)
Saff:(61/8)
“Allah,Kendi(davası) yolunda (kurşunla)kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever.”Saff:(61/4)
“Yoksa Allah,içinizden cihad edenleri belli etmeden ve sabredenleri ortaya çıkarmadan
Cennet’e gireceğinizi mi sandınız?Al-i İmran:(3/142)
“(Ey Müslümanlar!)Gevşeklik göstermeyin,üzüntüye kapılmayın.Eğer gerçekten/yürek-
ten inanıyorsanız,-er,geç-üstün gelecek olan sizsiniz.”(siz olursunuz/olacaksınız.)Al-i İmran:(3/139)
“Ve –and olsun-gerçek şu ki;Hatırlatma’dan(zikirden/insanı uyarıp,öğüt verdikten)
sonra,Tevrat’ta,Zebur’da(ve hikmetlerle dolu bütün ilahi metinlerde);”Yeryüzüne ancak iyi(dürüst ve
erdemli)kullarımı varis kılacağım” diye yazmıştık.”
“İşte bunda,-gerçekten-yalnız Allah’a kulluk eden kimseler için bir mesaj(ibret/öğüt)
vardır.” Enbiya:(21/105,106)
16
“Ey inananlar!Allah’tan O’na yaraşır şekilde sakının-sorumluluğunuzun hakkıyla bilincinde olun- ve ancak teslim olanlar(Müslümanlar)olarak ölün!”Al-i İmran:(3/102)
“Ve hep birlikte Allah’ın İpi’ne(Kur’an-ı Kerim’e) sımsıkı sarılın,parçalanmayın!”
(birbirinizden kopmayın!)Al-i İmran:(3/103)
“Ve hainlik edenlere/zulümde ısrar edenlere asla meyletmeyin.Sonra(ahirette)ateş size de dokunur.Sizin için Allah’tan başka koruyucular-olamayacağına göre-size yardım da edilmeyecek.
(Yardım edecek kimse bulunmayacak.O zaman ne yapacaksınız?)Hud:(11/113)
“And olsun Zaman’a(Çağ’a,Çağlara,bütün zamanlara/mekanlara),Evet,kesinlikle İnsan kayıptadır,ziyandadır.Ancak inananlar ve iyi işler yapanlar(güzellikler,iyilikler,hayırlar üretenler)ve aralarında birbirlerine doğruyu(hakkı/hakikati)öğütleyenler(tavsiye edenler),sabrı(daya-
nışmayı)öğütleyenler başka.(bunlar müstesnadır.Dünyada,ahirette kazançlı çıkacak olanlardır.)
Asr:(103/1,2,3)
“Ey Nebi!(Ve ey Müslümanlar!)İnkarcıların yeryüzünde-Allah’ı-güçsüz (ve etkisiz) bırakacaklarını kesinlikle düşünme(yin!)(Olanca varlığınızla Allah’a sığının ve güvenin.(Onların)
varacakları yer de Ateş’tir.Ve o,ne kötü bir (sondur)dönüştür.” Nur:(24/57)
Yukarıdaki muhteşem ayetlerden anlaşıldığına göre bu kutsal,evrensel,yüce,onurlu görevi Sevgili Rabbimiz bizlere(gerçek Müslümanlara/mustazaflara)vermeyi murad etmektedir.
Ancak ayetlerde belirtilen şartları yerine getirmemiz gerekmektedir.Başarı ve zafer
ancak o zaman mümkün olabilecektir.
Yalnız Allah(CC)’a kulluk etmek,başka hiçbir güç ve kişi önünde eğilmemek,iyi,güzel,
yararlı işler yapmak,güzellikler üretmek,hayırlarda yarışmak,velhasıl adam gibi adam olmak…
Bu,gerçekten olağanüstü ama imkansız olmayan işi/görevi başarmak için önümüzde
en büyük engel olan “T E F R İ K A”yı ve onun türevi olan “FİTNE” yi aşarak VAHDET(TEVHİD)
ilkesinde birleşmemiz,Allah!a “kul”,Elçisi’ne “ümmet” olma bilincine yükselmemiz,Kur’an ahlakıy-
la ahlaklanarak,gerçek İSLAM’ı özümseyerek,içselleştirerek,hazmetmemiz,hayatın bütün alanlarına
uygulamamız,örnek kişiliklerimiz ve toplumumuzla İnsanlığın güvenini kazanmamız ,“ÜMMET”(*) olmanın hakkını vererek İnsanlığı bir ana şefkatiyle,merhametiyle,sevgisiyle kucaklamamız gerek-
mektedir.Bize yaraşan budur…Birbirimizle dalaşmak,hırlaşmak,birbirimizi horlamak değil…!
İnsanlığa bir “Saadet Asrı/Mutluluk Çağı”nı ve başka altın çağları (Endülüs Emevileri,Babür Şah İmp.,Selçuklular.,Osmanlı İmp.,Eyyübiler.,Timur İmp.v.b)yaşattığımız gibi,
niçin bir-belki de son-Altın Çağı’nı daha biz yaşatmayalım.
İnsanlığı “modern cahiliyye”den,”gerçek medeniyet”e taşıyanlar niçin biz olmayalım
sevgili dünya,ahiret kardeşlerim…
Eğer gerçekten inanıyorsak,Allah(CC)’a kul,Hz.Peygamber(AS)’e ümmet olabiliyor-
sak,başarmamız için hiçbir sebep yoktur.
Selam olsun-yaklaşmakta olan-Altın Çağ’ın,yitirdiği değerlerini yeniden kazanmış,
“insanlaşmış”,onurlu,özgür,mutlu,barışçıl,sevecen…insanına ve Çağ’ı inşa eden muvahhidlerine,
ışık,bilgi,inanç erlerine…
Rahman’ın rahmeti,inayeti,keremi,muhabbeti,izzeti,esenliği,nusreti inananların,
hidayeti inanmayanların üzerine olsun…
(*):Ümmet :“ümm” kökünden gelen “ana” anlamındadır.(Tüm insanları ana merhametiyle kucaklayan topluluk.)
06-27 Şevval 1434/13Ağustos-3 Eylül 2013
Çeşme
Dostları ilə paylaş: |