ADN KRONOS: "KIBRIS: DENKTAŞ'IN AÇILIMI VE PAPADOPULOS'UN
HAYIRI... TÜRK LİDERİN MÜZAKERELERE İVME
KAZANDIRMAYI AMAÇLAYAN SOMUT ÖNERİLERİ"
ROMA, 09/04(BYE)--- İtalyan Adn Kronos haber ajansında
8 Nisan 2003 tarihinde, Mario Nordio imzasıyla ve yukarıdaki
başlık altında yayımlanan analiz haberin çevirisi şöyledir:
Kıbrıs konusunda bir anlaşmaya varılmasını önleyen neden
aslında iki taraf arasındaki güven eksikliğinden başka birşey
değil. Bu değerlendirme ise KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı
geçtiğimiz hafta içinde, adada yaşanan gerginlikleri azaltmayı
ve müzakereleri devam ettirmeyi hedefleyen olumlu ve yeni bir
ortam yaratmaya yönelik olarak, daha önce duyulmamış bir
öneriler paketi sunmaya sevketti.
Sadece Türkiye tarafından tanınan Kıbrıs Türk Kesimi
lideri Denktaş, sürpriz çıkışı ile, yeni Kıbrıs Cumhurbaşkanı
Tasos Papadopulos'u gafil avladı. Lefkoşa derhal kuzey kesimi
tarafından ortaya konan "açılımı" reddetti ve BM Genel Sekreteri
Kofi Annan tarafından zamanında ileri sürülmüş olan plana sadık
kalınması gerektiğini belirtti. Bu tavır aynı zamanda özenle
gizlenen Rum uzlaşmazlığını da ortaya koydu.
Lefkoşa, 16 Nisan'da tüm ada adına AB'ye tam üyelik
anlaşmasını imzalayacak. Bu durum ise, Atina tarafından
desteklenen Kıbrıslı Rumları her türlü uzlaşıyı reddetmeye
ve BM'nin ve dün yine Denktaş'ın eleştirilerinin hedefi
olan BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto'nun desteğine
sığınmaya yöneltmektedir.
Kıbrıs Türk müzakere paketi, Magosa'nın güneyinde
hayalet bir mahalle konumundaki, Kıbrıslı Rumların yerleşimine
yeniden açılacak olan Maraş bölgesinin güneye iadesi konusunu
ve de, misal olarak, hareket kısıtlamalarının kaldırılması ile
ticari değişim gibi iki toplum arasında güven inşa etmeye yönelik
bir dizi tedbiri kapsamaktadır.
Kısacası, anlayışla karşılanabilecek ve bilahare nihai bir
mutabakatı hazırlamaya ve kolaylaştırmaya yönelik bir öneri.
Aynı zamanda diyalog için zaruri bir önkoşul olan iyi niyetin
de bir göstergesi. Geçtiğimiz mart ayında Lahey'deki konferansın
başarısızlığının sorumluluğunu sadece Denktaş'a maletmeye
niyetlenenlerin art niyetli suçlamalarını da boşa çıkarmaktadır.
Bu açılım, Papadopulos'a ikinci bir mektupla teyid
edilmiş ve Türk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından da
övülmüştür. Gül açıklamasında, önerilerin, Lefkoşa tarafından
reddedilmesine karşın, masada kaldığını vurgulamıştır.
Lefkoşa, Ankara tarafından ortaya atılan, adadaki iki
kesimden başka garantör güçler Türkiye, Yunanistan ve
İngiltere'nin de katılacağı beşli bir konferans yapılması
fikrini de aynı şekilde reddetmektedir. Kıbrıslı Rumlar bu
girişimin, KKTC'nin fiilen tanınması riskini taşıdığını ve
Annan'ın planının tamamen hasır altı edilmesine yol
açabileceği şeklinde değerlendirmektedirler.
Gerek Türkiye'deki Türkler gerekse Kıbrıslı Türkler
BM ve AB'nin sürece dahil olmalarını temenni etmektedirler.
Paketin kabul edilmesi, KKTC'nin ekonomisine diz çöktürmeyi
amaçlayan ambargonun da terk edilmesini gerektirecektir.
Belgrad'da düzenlenecek Güney Doğu Avrupa ülkeleri
zirvesi sırasında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan
ile Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis arasında bir görüşme
yapılması öngörülmektedir. Yunan kaynakları ise, bu toplantı
vesileyle, Kıbrıs konusunda bir zirve yapılmasına karşı görüş
belirtmişlerdir.
Bu arada, Ankara'nın AB'ye katılım yolunun açılması
için Kıbrıs meselesi konusunda bir uzlaşı sağlanmasının
zaruri olduğunu -oldukça hileli bir bağlantı- hatırlatmaktan
geri kalmayan Türk basınında, müzakereleri başlatmak için
iki hükümet arasında doğrudan diplomatik bir kanal açılması
gerektiği belirtilmektedir.
Bu arada Lefkoşa ve Atina, belirleyici rolü teyid edilen
Denktaş'ın altı maddelik girişimi zemininde geçici bir çözümü
önlemeye kararlı gözükmektedirler.
Kıbrıslı Türk lider yeni bir savunma stratejisiyle
uğraşmaktadır: Yunan yanlısı tutkularından vazgeçmemiş olan
Kıbrıslı Rumların hükmettiği sözde bir konfederasyonda bir
azınlığa dönüşmeye karşı alternatif olarak -İki toplumlu
devletin ilk Anayasası'nda da zamanında belirlendiği gibi-
Kuzey Kıbrıs'a eşit düzeyde egemenlik statüsü tanınması
hususunu vazgeçilmez olarak vurgulamaktadır. Her türlü
toprak veya demografik değişime ilişkin dayatmayı
reddetmektedir.
Papadopulos'un güven artırıcı önlemleri reddetmesi,
uluslararası topluluk tarafından inanılmaz bir şekilde
adanın temsil hakkı tek başına kendisine tanınan ve bu
nedenle de kendini güçlü hisseden Lefkoşa'nın uzlaşmaz
tutumunu gözler önüne sermiştir. Yine de Kıbrıslı
Türklerin egemenliğinin ve self-determinasyon hakkının
tanınmasını gözardı etmeyecek diplomatik bir çözüme
varmak için yeni yollar halen saptanabilinir.
Dostları ilə paylaş: |