1-CİN, insanın beş duyusuyla tesbit edemediği, örtü altında olan ruhânî yaratıklara verilen isimdir ki, "ins" karşılığıdır.. Bu sûretle, bu mânâda kelimeye, melâike, şeytanlar ve CİNler girer... Binâenaleyh, melâike ile CİN arasında özel ve genel bağlantı vardır.
Her melâike CİNdir; CİN melâike değildir...
1.CİN, ruhânî (bedensiz) yaratıkların bir kısmına denilir... Zira, ruhânî yaratıklar üç kısımdır:
a-Ahyardır (hayırlılar) ki, melâikedir..
b-Eşrardır (şerliler) ki şeytandır...
c-Ahyarı da eşrarı da bulunan aradakilerdir ki, tam mânâsıyla bunlar da CİN taifesidir..." (Hak Dini c:3, s:2031)
İleride de tekrar üstünde duracağımız için, konumuzla çok yakından ilgisi olan iki kelimenin; "ŞİHAB" ve "SEMÛM" kelimelerinin Arap lisanında ne anlama geldiğini Hamdi Yazır merhumun tefsirine dayanarak verelim:
"ŞİHAB", lugatta "ateşalevi" demektir.
"SAMM". semm maddesinde fail; "SEMÛM"da onun mübalağası feul sıgasıdır... "SEMM", "zehir" ile, bir de "SEMMÜLHIYAT" gibi "incedelik" mânâsına gelir. Nitekim, bedendeki terin çıktığı ve havanın nüfus ettiği gizli deliklere "mesemme", çoğulunda "mesamm" veya "mesemmat", cemül cemine de "mesammat" denilir.