Aman, ateskes kalkiyor!

“Aman, ateskes kalkiyor!” panigi

Baskin Oran

Türkiye tam nefes alirken, simdi de, 10 yildir içeriye kapatilmis 4 insanin açik havaya çikinca yasadiklari öforya kullanilmaya baslandi.

Kimileri, bu olayi kendilerini gündeme getirmek için firsat biliyor. Kimileri de: “6 ay ateskes bozulmasin dendi, yani 6 ay sonra bozulsun denmek istendi” diye tercüme ederek kullaniyor.

3 yil önce gücü tükendigi için “ateskes” ilan eden, simdi de kendini durmadan isim degistirmeye veren PKK’nin dönüs olasiligi hepimizi titretiyor. Oysa, bu titremenin ne kadar gülünç oldugu, özellikle yurt disindan bakinca öylesine açik ki...

* * *

Berlin Eyalet Parlamentosunun 311 numarali toplanti salonundayiz. “Avrupa Birligi Adayi Türkiye ve Kürt Sorunu” konulu toplanti. Almanya’ya 1976’da gelmis Mehmet Sahin’in ve Türkler ile Kürtler arasinda bir iliski ortami yaratmaya çalisan Dialog Kreiss’in (Diyalog Çevresi) çagrilisi olarak, Türkiye’den bendeniz ve Dr. Tarik Ziya Ekinci burada, ciddi bir toplantidayiz.

T.Ziya bey, özetle sunlari söylüyor: Soven Türk milliyetçiligi ortaminda atilan adimlar çok yetersizdir; ama bunlari küçümsemek imkansizdir. Kürtlerin demokratik talepleri hep bölücülük sayildi; oysa bu iddianin hiçbir nesnel dayanagi yoktur. Kürtler Türkiye’ye entegredir. “Hiçbir insan toplumu, bulundugu kosullardan daha kötü yasam için mevcudu terk etmez. Bir halki akilsizlikla suçlayan böyle bir iddia ancak onu ortaya atanlari yaralar”.

Bir zamanlarin TIP genel sekreteri bu 80’lik çinar, konusmasinin sonunu, umudun demokratik Türkiye’nin AB üyeliginde oldugunu söyleyerek baglayacak.

Ve tabii, dinleyiciler arasindan: “Daha cesur olamaz misiniz?” diye elestiri gelecek. Oysa, cesaretin dik âlâsi, onca sikinti çekmis onca Kürt diaspora mensubunun ve onlari destekleyen Alman dinleyicilerin bulundugu bir toplantida, ayri devletin artik alternatif olmadigini söyleyebilmekti; insanlar farkinda degil veya olmak istememekte...

* * *

40 dakikalik kendi konusmami umarim vakit bulup bir Berlin gezi dizisi içinde yazarim. Bugün yapmak istedigim, dinleyicilerden gelen elestiriler karsisinda Alman bilimadami ve politikacilarin orada büyük dikkatle not ettigim çok ilginç sözlerini aktarmak:

R. Polenz (federal milletvekili): “PKK legal ilan edilemez”.

A. Dietert-Scheuer (Amnesty International): “PKK’yi barisçil bir organizasyon olarak degerlendirirsek, bunu sorunlu görürüm”.

Dr. H. Schnoor (NRW eyaleti eski içisleri bakani): “Biz kalkip PKK’yi gündeme oturtarak diyalogu saglayamayiz”.

H. Koschnick (AB Mostar komiseri ve Bremen eyaleti eski basbakani; Ermeni sorununu açmak isteyen bir dinleyiciye): “Bunu açmayin; bu defter Kürtlerin zararina kapanabilir”.

Prof. A. Buro (Kibris ve Ermeni konularinin da açilmak istenmesine cevap olarak): ““Türkiye’nin AB’ye girmesinde Kopenhag Kriterleri disinda bir kriter yoktur. Ceplerimizi fazla doldurmayalim”.

Prof. Buro’nun kapanista söyledikleri, aslinda, konusmaci diger Almanlarin en az birer kere söylediklerinin tekrari ve/veya özeti: “Karsinizdakinin sorunlarini da dikkate almak zorundasiniz; yoksa diyalog olmaz. Türkiye’de son yillarda yetersiz, yavas, ama çok önemli ve dikkate deger gelismeler oluyor. Bir tabu kirilmistir. Artik Prof. Oran gibi büyük bir açiklikla konusulabilmektedir. Kürtler arasinda birçok kisi siddetin yikici oldugunu düsünüyor. Biz de Türkiye’de insan haklarinin taninmasini istiyoruz; sinirlarin degismesini degil”.

* * *

Güneydogu gezisi dizimde de yazmistim: Bölgede çatisma ortami bitti! Kürt halki ticarete basladi, alisverise basladi, yaralarini sarmaya basladi, bir nefes almaya basladi! Silahli örgüt falan duymak istemiyor! Tek duymak istedigi, devletin reformlara devami. Acunun en ürkek ve efendi insanlari olan Süryaniler ve Yezidiler bile bölgeye dönüyor...

Artik çatismanin kosullari yok! Artik, devletin doludizgin insan haklari vermesi ortami var! Hiç kimse en ufak panige kapilip da ortaligi velveleye vermesin. Tek korkulacak sey, üzümün çöpü var armudun sapi var diye reformlari kesintiye ugratmak. Korkacaksaniz bundan korkun, ama hakikaten korkun!

Özetleyeyim: Eger, çatisma ortami oldugunu isitip isitip gündeme getirenlerdenseniz, dört kisiden birisiniz:

1) Sadece gazete manseti okuyan, gerçek gündemden habersiz birisi,

2) Berlin’deki bu sözlere “Alman Takiyyesi” diyecek ve böylece kendi karsitlarinin oyununa gelecek bir Sevr Paranoyacisi,

3) Artik Kürdistan’la ve Kürt haklariyla falan ugrasmayi çoktan birakmis ve yalnizca LIDER’in serbest birakilmasina odaklanmis birisi,

4) Reform ortaminin ancak ürküntü yaratilirsa aksatilabilecegini hesaplayan “karanlik” birisi.

Eger ilk ikisinden iseniz diye söylüyorum, son ikisinin oyununa geliyorsunuz, dikkatli olunuz.