Ahlat mezar taşlarında tespit ettiğimiz sanatkârlar şunlardır: Osman b. Hasan, İbrahim b. Kasım, Esed b. Eyyüp, Cuma b. Muhammed, Havend b. Bergi, Esed b. Haved, Asil b. Veys, Muhammed b. Veys, Hacı Yusuf b. Miran, Hacı Mirçe b. Miran, Hacı Miran b. Yusuf, Muhammed b. Miran, Buus b. Şems (Şemdik) ed Darrabi el-Hilâti, Kasım b. Üstad Ali, Kasım b. Muhammed , Ahmed.
Bunlardan başka kendi eserlerini bulamadığımız fakat yetiştirdiği sanatkârların imza kitabelerinde ismi anılan Üstat Hoyeng adlı bir sanatkâr vardır.
Bütün bu sanatkârların hiçbirinin lahdini bulamadık. Meydanlık Kabristanı’nda rastlayabildiğimiz üç sanatkâr mezarı hüviyetleri hakkında başkaca bilgi edinemediğimiz “el-Müveşşi” lâkabı ile maruf üstat Ali b. Mevlud’’a, üstad Miran b. Hacı b. Hüseyin el-Haccare’ye ve üstat Alemuddin Sencer es-Sayigi’ye aittir. Diğer sanatkârların hiçbirinin mezarının bulunmaması, buna mukabil mezarı bulunan üç ustanın da mezarlıkta hiçbir eserine rastgelinmemesi bu üç sanatkârın mezar taşı ustası olmadığını düşündürür. Mezar taşı sanatkârlarının mezarlarının ise Meydanlık Kabristanı’nın dışında başka bir mezarlıkta bulunduklarını düşünmekle beraber henüz bu mezarlara rastlayamadık
Eseri Bulunan Mezar Taşı Sanatkârları
1. Osman B. Hasan
Elimizde bulunan üç eseri de XII. asrın son çeyreğine aittir. Bunlar baş ve ayak şahidesi bulunan yekpare sandukalı örneklerdir. İmza kitabesi ilk defa bu sanatkârlarda XIII. asırda klasik şeklini alacaktır.
Bu sanatkârlar adı bilinen ilk sanatkârdır. Eserleri Meydanlık Kabristanı’nın kuzeyinde, ortalara doğrudur.
2. İbrahim B. Kasım
Babasının Kasım olduğunu öğrendiğimiz sanatkârın eserleri Meydanlık Kabristanı’nın doğu kısmındadır. 1223 ve 1225 tarihli iki eserinde şahideler yıldız ağları ile kaplanmıştır. Sanatkârların 1217 ve 1222 tarihli iki eseri daha vardır. Bunların şahideleri silindiriktir. Bu sanatkârların şahideleri yıldız ağları ile kaplanmıştır.
3. Hasan B. Yusuf
Klasikleşen, şahideyi enlemesine bordürlerle ve büyük bir nişle süsleyen şahide kompozisyonlarının öncülerindendir. Motifleri iri ve kabadır. Küçük ölçülerde ve XIII. asrın ilk çeyreğinde eser vermiştir.
4. Muhammed Davud
Henüz tek bir eserini tanıdığımız bu sanatkâr XIII. asrın ilk çeyreğinde çalışmıştır. Şahideli bir mezar taşı yapmıştır. Taşın ön yüzünde sivri bir kemer içinde geometrik bir ağ görülür.
Bu sanatkâr, ön yüzündeki sivri kemerli nişi, kemer köşeliklerine koyduğu imza kitabesi ve kemerin üstündeki geçmeler ile birçok yeni unsuru bir araya toplamıştır.
5. Ahmed El Müzeyyin
Bu sanatkârların eserlerine Ahlat’ın Meydanlık Kabristanı’nda ve Reşadiye’de Çehrgilân Mezarlığı’nda rastlamaktayız. İmzası ve tarihi okunabilen en erken eseri 1249, en geç 1261 yıllarındandır.
Sanatkârlar şahide tezyinatında yepyeni motif ve kompozisyonlar denemiş. yeni bir teknikle çalışmalar yapmıştır. Böylece geometrik motifler ve etrafını saran rumi bordürler tamamen kaybolmuştur. Sanatkârların karakteristlik bir kompozisyonu örgülü kûfîden mülhem tezyinatın çift ve simetrik olarak bir pano halinde kullanılmasıdır. Ahmed el-Müzeyyin her eserine bir veya birkaç kandil de yerleştirir. Bu sanatkâr yeni bir lahit formu denemiş ve lahitler üzerine yeni motif ve kompozisyonlar yapmıştır. Moğol istilasına uğramış, karışıklığın hüküm sürdüğü bir yerde eski geleneğin ve çok emek isteyen, çift şahideli silindirik sandukaların terk edilmesi ve işçiliğin kabalaşması bu sanatkâr için tabii karşılanabilir.
6. Veys B. Ahmed
Eserleri Meydanlık Kabristanı’nın Kuzeydoğu kısmında, “Kadılar Mezarlığı” denilen alanda, bulunmaktadır. Bu mezar taşlarından en erkeni 1265, en geç olanı da 1275 tarihini taşımaktadır. Sanatkârların babası olan Ahmed, Ahmed el Müzeyyin olabilir. Eserlerinin tarihleri de böyle bir münasebete uygundur. Veys’in Asil ve Muhammed isimli oğulları devrin en büyük ustalarıdır. Yine devrin büyük ustalarından Asil b. Veys’e hocalık yapmış bulunan Esed b. Eyyub’da Veys’in yetiştirdiği bir sanatkârdır.
Bu sanatkâr, da birtakım yeni şekil, motif ve kompozisyonlar denemiştir. Sanatkârın repertuvarında yıldız ağları ile nar-palmet veya kandil-ruli konbinezonu mühim bir yer işgal eder. İmza kitabesinin yeri belli değildir. Eserleri babasınınkilere göre daha emeklidir. XIII. asrın üçüncü çeyreğinde eserler vermiştir.
7. Esed B. Eyyub
İmzasına Meydanlık ve Tahtı Süleyman Mezarlıklarında rastladığımız bu sanatkârların en erken 1277, en geç olanı ise 1291’dir. Sanatkâr bir eserinde Üstat unvanını kullanmakla beraber, Veys b. Ahmed’in gulâm’ı olduğunu kaydetmektedir. Babasının Müslüman olduğu anlaşılan Esed’in köle olması mümkün değildir. Çünkü İslam fıkhında babası Müslüman olan köle olamaz. O halde buradaki “gulâm” kelimesini köle değil talebe anlamına almak uygun olur. Sanatkâr kendisinin Veys b. Ahmed’in şagirdi olduğunu yaptığı eserlerinde tekrarlamıştır. Havend b. Bergü isimli büyük üstat ile Veys b. Ahmed, Esed b. Eyyub’un talebeleridir. Bu sanatkârların eserleri çok gelişmiştir. Sanatkâr hep yeni kompozisyonlar ve motifler denemiştir. Geometrik kompozisyonların ustası Ahmed b. Müzeyyin’in tesiri görülür. Fakat Ahmed’in kûfîden mülhem geometrik örgülerini rûmilerle kaynaştırmıştır.
8. Cuma B. Muhammed
Bu sanatkâr XIII. asrın son çeyreğinde çalışmıştır. XIV. asrın sanatkârı Yusuf b. Miran onun talebesidir. Adını Hoyeng olarak okuduğumuz hocasının ise hiçbir eserine rastlamadık. 1297 tarihli eserinin hiçbir orijinal tarafı bulunmamaktadır. Kitabelerini kaba bir sülüs ile kabartma olarak yazmış, harf aralarını rumîlerle süslemiştir. Barok bir hava taşıyan, taba ve kabarık motifler kullanılmış, teferruatlı ve emekli çalışmıştır. Sanduka tezyinatında urgan şeklinde ve aşırı derecede kabarık silmeli kemer dizileri üslubunu karakterlendirmektedir.
9. Asil B. Üveys
XIII. asrın sonu ile XIV. asrın ilk yarısında eser veren bu sanatkârların babası Üstat Veys b. Ahmet; ustası ise babasının gulâmı veya şakirdi olan Esed b. Eyyub’dur. Kardeşi Muhammed b. Üveys’dir. Meydanlık ve Taht’ı Süleyman Kabristanları’nda eserleri bulunmaktadır. En erken tarihli eseri 1325, son eseri ise 1327 tarihlidir.
Asil bin Veys, şahideli taşlar yapmıştır. Çift katlı oygu tekniğini geliştirmiş ve değişik seviyedeki motiflere farklı ışık tonları vererek, üstte bulunan desenleri daha plastik olarak göstermiştir. Yeni tekniklerle, şahidelere bambaşka görünüşler kazandırmıştır. İmza kitabesinde çift katlı oygu sistemini terk etmiş, yazı yıldız ağları, rumîleri hep aynı seviyede yaparak ayrı bir tarz gelişmiştir.
Işık gölge kontrasını küçük satıhlarda bile halletmiştir. Sanatkâr son eserlerinde motifleri sıklaştırarak veya seyrekleştirerek çeşitli oyunlar yapar, zengin desenler işler. Eserlerinde gözün seçemeyeceği kadar küçük rumîlerle, filigran tarzındaki oygularla, boş tek bir nokta bırakmaksızın taşı işlemiştir. Bu iki katlı işlemenin şaheser bir örneğidir. Bu kompozisyonu Esed b. Havend ve Mirçe b. Miran daha maharetle tekrarlamışlardır.
Asil’in harikulade eserleri yanında kaba bir işçilik gösteren, küçük çalışmaları da vardır. Asil’in şagirdine tesadüf edemedik. Bu sanatkârlardan sonra, mezar taşı işlemeciliğinde bir duraklama dikkat çeker.
10. Muhammed B. Veys
Veys b. Ahmed’in Asil b. Veys’in kardeşidir. XIII. asrın sonlarından 1331 yılına kadar eser vermiştir. Bu sanatkâr iddiasız fakat temiz ve itinalı kompozisyonlar yapmıştır. Değişik ve çeşitli motiflere rağbet etmemiş, teferruatı işlemekten kaçınmıştır. Şahideleri büyük ölçüde değildir. Eserleri kardeşine göre daha azdır.
XIII. asrın sonuna ait olduğunu tahmin ettiğimiz zaman eserlerinin birinde imza kitabesinde “Muhammed b. Veys ve Muidi’nin eseri” denilmektedir. Bundan dolayı bu eserini yaptığı sırada yanında kalfa yetiştirecek bir seviyede olduğu düşünülmelidir. Fakat talebesinin ismine daha sonra rastlanmıştı. Bir eserinde, farklı bir kompozisyon kullanılmıştır. Bu eserde ölüm kitabesinin yazılı olduğu iç yüzde üstte tepede gövdeleri düğüm yapan iki kurt başlı ejder motifi görülür. Ejder figürleri korkunçtur. Ağızları açık, dişleri sivri, gözleri adetâ yerinden oynamış gibidir. Sanatkâr palmetlerle dolu inişlerden oluşan güzel bir şahide yapmıştır.
11. Havend B. Bergi
Sanatkârın 1291-1317 tarihleri arasında yaptığı eserler Meydanlık ve Tahtı Süleyman kabristanlarında bulunmaktadır.
Yaptığı taşlardan biri üzerindeki sanatkâr kitabesine göre Esed b. Eyyup’un gulâmıdır. Kendisinin, devrin büyük sanatkârlarından biri olan Esed b. Bergi isminde bir oğlu mevcuttur.
Sanatkârın motif ve kompozisyonlarında devamlı bir gelişme görülür. Çeşitli motifleri değişik şekillerle kombine ederek ve iki ayrı derinlikte işleyerek gölgeli ve plastik görünüşlü zengin kompozisyonlar meydana getirmiştir. 1314 tarihli mezar taşı sanatkârın gelişmesini ve özelliklerini en iyi gösteren eserlerinden biridir. Bu şahide 3.52 m. boyu ve 0.97 m. eni ile Ahlat’taki en yüksek taşlardan biridir ve ölçüleri ile Bilge Kaan anıtına yaklaşmaktadır. Sanatkâr bu eserinde ışığı çok iyi kullanmış, motifleri plastik göstermiştir. Üstadın sanat değeri düşük eserleri Tahtı Süleyman Kabristanı’nda bulunmaktadır
12. Esed B. Havend
Üstat Havend b. Bergi’nin oğludur. Meydanlık ve Tahtı Süleyman Mezarlarında taşları bulunmaktadır. Elimizde bulunan tarihli eserleri 1317-1327 tarihleri arasındadır.
Eserleri Havend bin Bergi’nin en güzel eserlerini yaptığı zamana rastlar. Bu sebeple onun etkisinde kalmıştır. Havend’e göre daha plastik görünüşler elde etmiştir. Babasının repertuarındaki motif ve kompozisyonları kullanılmış, gözle bile zor seçilecek incelikte oygular yaparak babasını aşmıştır. Nişleri Asil b. Veys’ten daha emeklidir.
Sanatkâr, ayrı bir teknikle bütün işlemeli satıhları aynı hizada gösteren yani aynı derinlikte oyulmuş yüzleri, güneşte adeta perdahlı gibi olan bir tarz geliştirmiştir. Bu taşların üzeri Ahlat’ta bütün taşlar yosun kaplandığı halde, yosun tutmamaktadır. İlk eserlerinde bile itinalı bir işçilik görülen Esed b. Havend Gevaş, Halime Hatun Türbesi’nin mimarıdır.
13. Hacı Yusuf B. Miran
1294-1336 tarihleri arasında yaptığı eserlere Meydanlık ve Tahtı Süleyman Mezarlıklarında rastlanmaktadır. Gevaş Halime Hatun Kümbeti civarında da yaptığı taşlara rastlanmaktadır. Van Gölü çevresinde tanınmış olan sanatkârların ustası Cum’a b. Muhammed’dir. Mirçe b. Miran’ın kardeşidir. Şagirdlik eserlerinde, ustası Cum’anın etkisi görülür. Bu sanatkâr daha ziyade orta tabakanın taşlarını yapmıştır. Gevaş’taki taşları bir hususiyet taşımaz. Şahide ve sandukalarının ölçüleri nispeten küçüktür.
14. Hacı Miran B. Yusuf
Sanatkârın Meydanlık ve Tahtı Süleyman mezarlıklarında eserleri vardır. Norşin’de iki eseri bulunmaktadır. Bu eserinden biri 1320 tarihlidir. Yusuf ismindeki babasının Yusuf bin Miran, Amcasının Mirçe b. Miran olması kuvvetlidir. Muhammed b. Miran ismindeki sanatkâr da oğlu olmalıdır. Eserleri 1320-1345 tarihleri arasındadır. İkinci derecede işçilik gösteren en küçük ölçülerde çalışmış olan sanatkârın pek çok eseri vardır.
Miran b. Yusuf, orijinalitesi olmayan aynı motif ve kompozisyonları sık sık tekrarlayan bir sanatkârdır. Eserlerinin çoğunda işçilik kaba ve itinasızdır. XIII. asrın başlarında kullanılan sanduka tipini tekrar canlandırmıştır.
15. Hacı Mirçe B. Miran
Eserleri Meydanlık Kabristanı’nın “Kadılar Mezarlığı” denilen kısmında batı tarafta bulunmaktadır. Yaptığı taşlar 1319-1338 tarihleri arasındadır. Yusuf isminde bir ustası vardır. Bu Yusuf’un ağabeyi Yusuf b. Miran olup olmadığı anlaşılmamaktadır. Ancak Mirçe gibi bir sanatkârın ustası olabilecek Yusuf isminde başka bir sanatkâr da tespit edemedik.
Üstat 1326 tarihli eserde imzasını “haci” olarak kullanmaktadır. Bu usta da ağabeyi gibi hacca gitmiştir. Sanatkârların baba veya oğlunun bulunup bulunmadığını tespit edemiyoruz.
Mirçe’nin şahideleri, ölçü bakımından Havend b. Bergininkiler kadar büyük olmamakla beraber abidevi karakterlerdedir. Şahidelerin kitabe bulunan iç kısımları, iki üç sıra halinde zengin stalaktıtlidir. Kitabenin altında kalan boşluk, itinalı eserlerinde küçük tezyini nişlerle süslenmiştir.
Mirçe devrinin en büyük ve tanınmış kişilerinin mezarlarını işleyen, sayıları mahdut büyük ustalardandır.
Asil b. Veys, Havend b. Bergi, Esed b. Havend ve Mirçe b. Miranyaklaşık aynı zamanda yaşamışlardır. Onlardan sonra mezar taşı imalâtında bir duraklama olmuştur.
Sanatkâr, hiç boş yer bırakmadan bütün sahayı doldurur. Çift derinlikte işler. Eserleri fevkalade itinalıdır.
16. Muhammed B. Miran
Meydanlık Kabristanı’nda iki eserine rastladığımız sanatkâr XIV. asrın son çeyreğinde eser vermiştir. Eserleri motif ve kompozisyon bakımından bir yenilik getirmez. Eserleri birinci sınıf bir işçilik göstermez.
17. Kasım B. Üstad Ali
Meydanlık Kabristanı’nın batısında iki eserine rastlanmıştır. Ahlat’ta Erzen Hatun Kümbeti’nin de mimarıdır. XIV. asrın son çeyreği ile XV. asrın ilk çeyreğinde eserler vermiştir. Babası Üstat Ali’nin Kabristanda hiçbir eseri yoktur. Muhtemelen mezar taşı ve kümbet üstadıdır.
Kasım b. Üstat Ali’nin Ahmed isminde bir talebesinin bulunduğu kitabelerden anlaşılmaktadır. Sanatkâr mezar taşı ustası olarak bir yenilik getirmemiş, eskileri tekrarlamıştır.
18. Ahmed
1420 tarihli tek bir eserine rastlanmıştır. Kasım b. Üstad Ali’nin talebesidir. Bu sanatkâr da bir yenilik ve değişiklik getirmemiş, kendinden evvelki kompozisyon ve motifleri tekrarlamıştır. Desenleri daha basitleştirmiş, kabaca ve acemice işlemiştir. Kompozisyonlarının bütününde bir ahenk görülmez yalnız sandukasının yan kenarlarını güzel bir geçme ile süslemiştir.
19. Buus b. Şemsik ed-darrabî el Hilati
Bu sanatkârın Meydanlık Kabristanı’nda iki eserine rastlanmıştır. Bunlardan biri 1378 tarihlidir. Hilati, mahlasını kullanan sanatkâr motif ve kompozisyon bakımından bir yenilik göstermez. Ancak itinalı işçiliği ile dikkati çeker. Motifleri daha çok ana hatları ile vermeğe çalışmış, teferruattan kaçınmıştır.
20. Kasım B. Muhammed
Meydanlık Kabristanı’nda “Kadılar Mezarlığı” denen kısmın kuzeyinde, ince uzun nispetleri, ince işçiliği ve yoğun tezyinatı ile derhal dikkatleri üzerine çeken dört esere imzasını atmıştır. Bu sanatkâr uzun bir fasıladan sonra tekrar birdenbire ortaya çıkmış gibi görünüyor. 1502-1508 yılları arasında eserler vermiştir. Kasım b. Muhammed XIV. asrın kaideleşmiş motif ve kompozisyonlarını tekrarlamaya çalışmıştır. Ancak, kompozisyonlarda muvaffak olamamıştır. İnce uzun şahidelerin alındığında yer alan uzun panolar içleri ince ince doldurulmuş olmakla beraber XIV. asrın ahenginde değildir. Alınlıkta geçmeler ve yıldız ağları kullanmıştır. Şahidelerinin hepsine niş yapmıştır. Şahidelerin arka yüzleri, yukarıya kemerler yerleştirmiştir. Ölüm kitabeleri yazının Osmanlı sülüsüne döndüğü bir devreye tesadüf etmektedir. Yazı güzel ve itinalıdır. Dikdörtgen şeklindeki sandukalar birer kapak mahiyetindedir.
Şahidelerin bütün zarafetine rağmen, mahareti maniyerizme vardıran çok ince ve detaylı işçilik, panoların nispetlerinin bozulması bir inhitatı göstermektedir.
Kasım b. Muhammed XI. asrın sanatını yeni bir zevk ve anlayış içinde canlandırma teşebbüsü uzun ömürlü olmamış, Ahlat’a bir hususiyet veren bu sanat, kısa süren bu son parıltının ardından tamamen sönmüştür.
Sonuç
Meydanlık Kabristanı’nda muhtelif tipteki lahitlerin yayılma sahası Ahlat’ın geçirdiği muhtelif devirleri göstermektedir.
Bütün bu lahitler tipleri, miktarları, tezyin özellikleri ve kitabeleri ile bölgenin kültür tarihi ile siyasi tarihi bakımından çok önemli belgelerdir. Çift gövdeli sandukaların son örneklerini takiben, mezarlıkta 25-30 yıllık bir boşluk görülmektedir. Bu fasıladan sonra birdenbire en gelişmiş şekliyle çift şahideli silindirik sandukalar ortaya çıkmıştır. Bu durum sosyal ve siyasi bir takım olaylarla ilgilidir.
Bu tipin ortadan çekilerek, yerini tek şahideli dikdörtgen prizma şeklindeki mezarlara bıraktığı görülmektedir. Bu durum tesadüfi değildir. Moğolların sürükleyip getirdikleri Doğu Türk Urukları, Erman şahlardan çok daha kuvvetli olarak, Türklerin İslam’dan evvelki inanç, adet ve geleneklerini Ahlat’a taşımışlardır. Bu derin şahideler birer mezar anıtı karakterindedir.
Bunlar hiçbir İslâmi mezar taşında rastlanmayan ölçüleri, kitabelerinin muhtavası ve ejder motifli tezyinatı ile Orhun anıtlarının İslamiyet ten sonraki devamı gibidir.
Meydanlık Kabristan’ı, bu anıt şahidelerle eski Orta Asya mezarlıklarının görünüşünü almıştır. XIV. asır Ahlat Mezar taşlarının en mükemmel bir şekilde yapıldığı, halkın refah ve zenginlik içinde olduğu bir devreyi göstermektedir. XVI. asırda, XIV. asrın parlak çağına dönme gayretleri olmuş ise de neticesiz kalmıştır.
Kitabeler, bizce meçhul olan bazı şeyh, vali, emir, âlim, fakih, şair ve kadıların isimlerini tanıtmaktadır. Bunlar Ahlat’ın belli bir döneminde mühim simalardır.
20 sanatkâr üslupları ile tespit edilmiştir. Ayrıca usta talebe münasebeti ortaya çıkarılmıştır. Mezar taşı sanatkârlarından Kasım b. Ustad Ali ile Esed b. Havand aynı zamanda kümbet mimarıdırlar. 3 sanatkârın ismi de ölüm kitabelerinde kayıtlıdır.
Bu lahideler üzerindeki yazılar bu sanat dalının şaheserleri olmaktan başka, kûfîden neshe ve sülüs’e kadar devam eden gelişmeyi bize kronolojik olarak bütün safhaları ile verilmesi bakımından önemlidir.
İlhanlı devri lahitlerinde hadislerin çok azaldığını ve taşın tâli bir yerine, bir boşluğu doldurmak için yerleştirildiği görülür. Şahidelerin dış yüzünde, nişi çevreleyen bordürler üzerinde Ayetu’l Kürsi ile Âli İmran süresinin 18. ayeti tekrarlanır. Bunlar görünüş ve gösterişin ön plana alındığı tezyini yazılardır. Dinî mahiyetteki yazıların azalması ve ehemmiyetini kaybetmesi bu devir için karakteristiktir. Ölünün hüviyetini bildiren kitabelerdeki mübalağalı metihler, İlhanlı devrinin özelliğidir.
İlhanlı devrinde şahıslara fazla önem verilmesi, zerginliğe itibar edilmesi, Ahlat’ın manevi bir çöküş içinde bulunduğunu gösterir.
Ahlat’taki mezar taşları o bölgede bir Ahilik teşkilatının bulunduğunu ortaya koymuştur.
Mezar taşı ustaları aynı zamanda mimardırlar. Orta Asya ile Anadolu arasındaki köprüyü de gösteren mezar taşları, bu alandaki çalışmaların ilerlemesi ile yeni boyutlar kazanacak ve Orta Asya ile Anadolu arasına yeni bağlar kuracaktır.
Dostları ilə paylaş: |