III. İçeriği Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenmesi : 125. madde devlet sırrı konusunda büyük bir yenilik getirmiştir. Buna göre hapis cezasının alt sınırı BEŞ YIL VE DAHA FAZA OLAN suçlarda “bir suç olgusuna ilişkin bilgeleri içeren belgeler, devlet sırrı olarak mahkemeye karşı GİZLİ TUTULAMAZ” Böyle bir belge söz konusu olduğunda; bu belgeler mahkemeye sunulur ve bunlar ancak mahkeme hakimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Bu belgelerde yer alan bilgilerden sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olanları tutanağa geçirilir. Buradaki mahkeme heyetinin içinde savcı yoktur. Savcı zaten sav-savunma-yargı diyalektiğinde yargı makamı içinde değildir. Onun bu işlemin içinde olması halinde silahların eşitliği ilkesi uyarınca savunmanın da bunun içinde olması gerekirdi. Bu nedenle değerlendirmeyi davayı gören hakimlerden oluşan heyet, tek hakimli mahkemelerde de mahkemenin hakimi yapacaktır. Kısaca inceleme sırasında C.Savcısı, Z.Katibi, taraflar veya avukatlar hazır bulunmayacaklardır.Beş yıldan az hapsi gereken suçlarda devlet sırır niteliğindeki bilgileri içeren belgeler hakim yada mahkeme heyeti tarafından incelenemez. Devlet sırrının tanımı CMK.nun 47. maddesinde “ Açıklanması, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, Devlet sırrı sayılır. “ şeklinde yapılmıştır. DEVLET SIRLARI KANUNU TASARISI nın 3. maddesi de Devlet sırrı, “ yetkili bulunmayan kişilerce hakkında bilgi sahibi olunması hâlinde, Devletin güvenliği, millî varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni ve dış ilişkilerini tehlikeye düşürebilecek her türlü bilgi ve belgelerdir. 1.11.1983 tarih ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen görev ve faaliyetlerle ilgili olan bilgi ve belgeler birinci fıkra kapsamındadır. “ şeklinde tarif edilmiştir.
IV. Şirket yönetimi için kayyım tayini ( CMK. m. 133 )
1. Şirket yönetimi için kayyım tayini hükümlerinin uygulanabileceği suçlar :
A) Türk Ceza Kanununda yer alan,
1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80),
2. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
3. Parada sahtecilik (madde 197),
4. Fuhuş (madde 227),
5. Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),
6. Zimmet (madde 247),
7. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
8. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315),
9. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337),
Suçları,
B) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları,
C) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
D) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar,
E) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
2. Şirket yönetimi için kayyım tayini hükümlerinin uygulanama şartları
A) Soruşturma konusu suçun 133/4 maddesinde katalog halinde sayılan (yukarıda belirtilen ) suçlardan birisi olmalıdır,
B) Bu suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda KUVVETLİ ŞÜPHE sebeplerinin bulunması gerekir,
C) Şirket yönetimine kayyım tayini, soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için GEREKLİ olmalıdır.
Bu şartlar tümü var ise hakim veya mahkeme tarafından şirket işlerini yürütülmesi ile ilgili olarak bir kayyım atanır.
Bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olsa bile, icrası tamamlanmış bir suçla ilgili olarak şirket yönetimine kayyım tayin edilemez. Bir turizm şirketinin faaliyeti içinde örneğin uyuşturucu madde ticareti, göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, fuhuş, kumar oynatma gibi suçların işlendiği; kurulan şirketin, gerçek bir ticari faaliyeti için değil, örneğin banka kaynaklarının zimmete geçirilmesinde bir araç olarak kullanıldığı; kurulan şirketin, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin yurt dışına transfer edilmesinde veya bunların resmi olmayan kaynağını gizlemek ve meşru bir yol elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak amacıyla, çeşitli işlemlere tabi tutulmasına araç olarak kullanılması hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, bu koruma tedbirine başvurulabilecektir.
2. Şirket yönetimi için kayyım tayini kararı, içeriği ve ilanı :
Bu tedbire hakim veya mahkeme hükmedebilecektir. Kayyım atama kararında yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına mı bağlı kılındığı veya yönetim organını yetkilerinin tümüyle kayyıma mı verildiği açıkça belirtilir. Şirket yönetim organının karar ve işlemlerinin kayyımın onayına bağlı tutulduğu hallerde, özel hukuk hükümlerine göre görevlendirilmiş olan şirket yönetim kurulu veya müdürleri, görevlerine devam ederler. Ancak, bu kişilerin şirket yönetimi ile ilgili tasarruflarının ve işlemlerin hukuki geçerlik taşıyabilmesi atanan kayyımın onayına bağlıdır.
Atama kararı ile yönetim organlarının yetkilerinin tümü ile kayyıma verilmesi halinde özel hukuk hükümlerine göre görevlendirilmiş olan şirket yönetim kurulu veya müdürleri, görevleri sona erer.
Şirket yönetimine kayyım tayini üçüncü kişilerle yapılan işlemlerle ilgili bağlayıcı sonuç doğurabilmesi için, hakim veya mahkemenin kayyım atama kararının ticaret sicili gazetesinde ( ve diğer uygun vasıtalar ile ) ilan edilmesi gerekir. Bu karar örnekleri, ayrıca, ilgili şirketin merkez ve şubelerinde üçüncü kişiler tarafından görülecek şekilde asılır.
3. Kayyım tayini kararının süresi, kayyımın ücreti, kayyımın işlemlerine itiraz :
Atanan kayyımın görevi, soruşturma ve kovuşturma süresince ve en geç hüküm anına kadar devam edebilir.
Hakim veya mahkemenin kayyım hakkında takdir etmiş olduğu ücret, şirket bütçesinden ödenir. Ancak kovuşturmaya yer olmadığına veya beraat kararı verildiğinde; şirket bütçesinden ödenen bu paranın tamamı kanuni faizi ile birlikte devlet hazinesinden karşılanır.
Tüm ilgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı Türk Medeni Kanunu ve Türk Ticaret Kanuna hükümlerine göre, görevli mahkemeye başvurabilirler.
V. ELKOYMA YA İLİŞKİN ÖZEL DÜZENLEMELER :
1. 5187 Sayılı Basın Kanunu 25. maddesinde;
“ Soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü basılmış eserin en fazla üç adedine Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kolluk el koyabilir.
Soruşturma veya kovuşturmanın başlatılmış olması şartıyla … öngörülen suçlarla ilgili olarak basılmış eserlerin tamamına hakim kararıyla el konulabilir.”
2. 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun Suçların Takibi başlıklı 20.maddesinde;
“….. Suçların takibi ile görevli olan av koruma memurları ve saha bekçileri bu Kanunda belirtilen yasaklara aykırı hareket edenleri avlanmadan men etmeye, haklarında suç zaptı düzenlemeye ve silah, alet ve ekipmanlar ile canlı, cansız av hayvanlarını, av hayvanlarının bizatihi avında kullanılan suç vasıtalarını kime ait olursa olsun zapt etmeye ve bu amaçla yakalamaya görevli ve yetkilidir…kır ve köy bekçileri ile köy muhtarları aynı yetkiyi haizdir…’
3. 4926 Sayılı Kaçakçılık Kanunu :
17/2. maddesi ; ”Kaçak eşya, her türlü silah, mühimmat, patlayıcı ve uyuşturucu maddelerin bulunduğu şüphe edilen her türlü kap, ambalaj veya taşımaya yarayan diğer araçlarda arama yapılır.” ; ” Ticarethane, işyeri, eğlence ve benzeri yerler ile eklentilerinde arama yapılması ve buralardaki eşyaya el konulması bu Kanunda öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş hakim kararı; bu sebebe bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise o yerin en büyük mülki amirinin veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılır. Mülki amirin veya Cumhuriyet savcısının verdiği yazılı emir yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını en geç kırksekiz saat içinde açıklar, aksi halde el koyma kendiliğinden kalkar…..” ;
19/ 1. maddesi ; ” Bu Kanunda zoralımı öngörülen kaçak eşyaya derhal el konulur…” demektedir.
4. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu :
Eser sahiplerinin, eser sahiplerinin hakları ile bağlantılı hak sahiplerinin veya diğer hak sahiplerinin haklarının ihlali halinde, şikayete selahiyeti olanların başvurması üzerine, tecavüzün gerçekleştiği veya sonuçlarının meydana geldiği yerin Cumhuriyet savcısı, yetkili mahkemeden usulsüz çoğaltılmış nüsha veya yayınlara el konulmasını, bunların imha edilmesini, bu konuda kullanılan teknik araçların mühürlenmesini, satışını ve usulsüz çoğaltımın gerçekleştirildiği yerin kapatılmasını talep edebilir( 75/ 2. fıkra)
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı üç gün içinde yetkili mahkemeye sunulmak üzere el koyma ve mühürleme kararını re`sen verebilir. (75/ 3 .fıkra ).
Nüsha ve süreli olmayan yayınların el konulduğu tarihten itibaren onbeş gün içerisinde, eser veya hak sahipleri tarafından yetkili mahkemeye herhangi bir şikayet veya başvuruda bulunulmaz ise Cumhuriyet savcısının talebi üzerine yetkili mahkeme, davaya esas olacak sayıda nüshanın muhafaza edilerek, diğerlerinin imhasına veya bunların hammadde olarak yeniden kullanımlarına dair imkanların olması halinde, mevcut halleriyle veya bir daha kullanılmayacak derecede vasıfları bozulmak suretiyle, hammadde olarak satışına karar verir. Belirtilen süre içinde eser veya hak sahipleri tarafından bir şikayet veya başvuru yapılması halinde bu Kanunun 68 inci maddesi hükümleri uygulanır. El konulan nüsha ve süreli olmayan yayınların imhasına, bunların hammadde olarak yeniden kullanımlarına ve hammadde olarak satışına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.( 75/ 4. fıkra )
Madde 79-Bu Kanun hükümlerine göre imali veya yayımı cezayi mucip olan çoğaltılmış nüshalarla bunları çoğaltmaya yarıyan kalıp ve buna benzer vasıtaların zabıt, müsadere ve imhasında Ceza Kanununun 36 ncı maddesi hükümleriyle Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 392, 393 ve 394 üncü maddeleri uygulanır.
Dostları ilə paylaş: |