Ashab-ı ahruf



Yüklə 1,41 Mb.
səhifə27/52
tarix27.12.2018
ölçüsü1,41 Mb.
#87127
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   52

ASR SÛRESİ

Kur'ân-ı Kerim'in 103. sûresi. Tercih edilen görüşe göre Mekkî sûre­lerden olup üç âyettir. Fâsıla'sı (j) har­fidir. Masdar olarak “Hapsetmek, me­netmek; vergi vermek; sıkıp suyunu çı­karmak” demek olan asr, isim olarak “Dehr, mutlak zaman, özellikle içinde bu­lunulan zaman, karn yani seksen veya 100 senelik zaman dilimi, gündüz, ge­ce, sabah, akşam, ikindi vakti” gibi mâ­nalara getir. Gündüzle geceye, sabah ile akşama “İki asır” mânasında asrân de­nildiği gibi, sabah namazı ile ikindi na­mazı da bir hadiste 276 bu kelime ile ifade edilmiştir.

Müfessirler Kur'ân-ı Kerîm'de 277 zikredilen asr kelimesini “İkindi vakti”, “kindi namazı”, “Mutlak zaman” “Hz. Muhammed'in asrı” 278 ve “Ahir zaman” diye tefsir etmişler, aşra yapılan yeminle insan hayatında zamanın önemi ve değeri ara­sındaki ilişki üzerinde durmuşlardır.

Adını ilk kelimesinden alan Asr süresi, kısa olmakla beraber Kur'an-ı Kerîm'deki bütün nasihatların özü sayılır. İmam Şâfif nin bu sûre hakkında, “Şayet Kur’an'da başka bir şey nazil olmasaydı şu pek kısa süre bile insanlara yeterdi. Bu sûre Kur'an'ın bütün ilimlerini kucaklı­yor” dediği nakledilir. Sûrenin birinci ve ikinci âyetlerinde Allah asra yemin ede­rek insanların hüsran içinde bulunduk­larına dikkat çekerken üçüncü âyetinde sırasıyla, iman edenlerin, amel-i sâlih iş­leyenlerin, birbirlerine hakkı ve sabrı tav­siye edenlerin bundan müstesna olduk­larını haber vermiştir.

Ashaptan iki kişinin karşılaştıkları za­man biri diğerine Asr sûresini okuma­dan ve ardından selâm vermeden ayrıl­madıkları rivayet edilmiştir. 279 Ancak bu sûreyi okumanın fa­ziletine dair Sa'lebî ve Vahidî gibi bazı müfessirlerce Ubey b. Kâ'b'dan nakle­dilen ve bazı tefsirlerde yer alan, “Al­lah Asr sûresini okuyanın günahlarını affeder ve o kimse hakkı ve sabrı tavsi­ye edenlerden olur” mealindeki hadisin mevzu olduğu kabul edilmiştir.280

Mehmed Akif Ersoy bu sûre ile ilgili duygularını şu mısralarla dile getirir:

Hâlikin nâmütenâhi adı var, en başı Hak,

Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldır­mak,

Hani, ashâb-ı kiram, ayrılalım, der­lerken,

Mutlaka "Sûre-İ Vel'asrı" okurmuş, bu neden,

Çünkü meknûn o bü­yük sûrede esrâr-ı felah,

Başta îmân-ı hakîkî geliyor, sonra salâh,

Sonra hak, sonra sebat. İşte kuzum insanlık,

Dör­dü birleşti mi yoktur sana hüsran artık.


Bibliyografya



1- Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât.

2- İbnü'l-Cevzî. Nüzhetul-a'yün.

3- İbnü'l-Esîr. en-rühaye.

4- Lisanü'l-Qarab.

5- Kamus Tercümesi;

6- Turayhî, Mecma'u't-bahreyn, “Aşr” md.leri.

7- Ebû Dâvûd, “Şalât”, 9.

8- Taberî, Tefsir, XXX, 188-190.

9- Salebî. el-Keşf ve'l-beyân can tefsiri'l-Kur’ân, Süleymaniye Ktp., Şehit Ali Paşa, nr. 133, II, 185.

10- Beyhaki, Şu'abü'l-İmân, Nuruosmaniye Ktp., nr. 1125, III, vr. 174b.

11- Vahidî. et-Vasît, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 124, II, 960a-960b.

12- Fahreddin er-Râzi. Tefsir, XXXII, 84-90.

13- Kurtubî. Tefsir, XX, 178-181.

14- Zerkeşî, el-Buhâri, I, 332,432.

15- İbn Hacer. el-Kâfi'ş-şâf fî tahrîci ehâdîsi'l-Keşşâf (Zemahşerî, el-Keşşâf içinde). Ka­hire 1373/1953.

16- Şevkânî, Fethulkadîr. Kahire 1383/1964.

17- Âlûsî. Rûhul-me'âni XXX, 227-229.

18- Mehmet Akif Er­soy, Safahat, İstanbul 1924-İstanbul 1984.

19- Elmalılı. Hak Dini, IX, 6066-6084.

ASRİ MEZARLIK

Cumhuriyet'ten sonra yeni kurulan bazı mezarlıklara verilen genel ad; İstanbul Gayrettepe - Zincirlikuyu'da bulunan bîr mezarlık. Cumhuriyet devrinin başlarında bir­çok alanda yapılan değişiklikler mezar­lık tanzim ve mimarisinde de kendini göstermiştir. Bir taraftan bilhassa şe­hir içinde kalan tarihî mezarlıklar çeşitli bahanelerle tahrip edilerek yok edilmiş, diğer taraftan da ihtiyaç duyulan yerler­de yeni mezarlıklar açılmıştır. Asri me­zarlık adıyla anılan ve hemen her şehir ve büyük kasabada kurulan bu yeni me­zarlıklarda kabirlerin içi beton duvarlar­la örülerek üstü beton kapaklarla ka­patılmış, bazan birkaç kat olabilen bu kabirlere böylece birden fazla defin ya­pılma imkânı elde edilmiştir. Çeşitli ka­gir malzemeyle dış görünüşleri itibariyle havuz biçiminde yapılan mezarların baş taşlarına mezar sahibinin pantografla işlenmiş resminin yerleştirilmesi de bu devrede ortaya çıkan ve asri mezarlık gö­rüntüsünü tamamlayan unsurlardandır.

İstanbul'da da bu anlayışa uygun ola­rak Zincirlikuyu'da 380.847 m2 üzerin­de modern bir mezarlığın inşasına baş­lanmış ve ilk defa 12 Nisan 1937 tari­hinde şair Abdülhak Hâmid Tarhan'ın buraya defnedilmesiyle Atatürk tarafın­dan resmî açılışı yapılmıştır. 1959 yılına kadar Asrî Mezarlık adıyla bilinen bu mezarlık bu tarihten sonra çok tanınan mevkiinden dolayı Zincirlikuyu Mezar­lığı ismiyle anılmıştır. İstanbul'da bun­dan başka Zincirlikuyu adını taşıyan iki semtin daha bulunmasının ortaya çıkar­dığı bazı karışıklıklara rağmen bugün bu ad daha çok Gayrettepe-Zincirlikuyu Mezarlığı için kullanılmaktadır. Asrî Me­zarlık inşa edilirken Hâtıralar Parkı adıy­la, daha çok Türk sanat ve fikir adam­ları ile çeşitli sahalarda şöhret bulmuş insanların da defnedileceği bir yer olarak düşünülmüştü. Bu sebeple Ömer Seyfeddin'in naaşı 1939'da Türkiye Bü­yük Millet Mectisi'nin karan ile Kadıköy Mahmutbaba Mezarlığı'ndaki kabrinden alınarak buraya defnedilmiştir. Ancak günümüzde bu görüş önemini tamamen kaybetmiş ve Zincirlikuyu şehrin normal mezarlıklarından biri haline gelmiştir. Asrî Mezarlık'a defnedilen tanınmış şah­siyetler arasında Rıza Tevfik Bölükbaşı, Cemil Topuzlu, Yûsuf Ziya Paşa. Zuhurî Danışman. İsmail Hami Danişment, Sait Faik Abasıyanık, Reşit Rahmeti Arat. Fa-lih Rıfkı Atay, Fazıl Ahmet Aykaç. Ali Ek­rem Bolayır. Behçet Kemal Çağlar. Fa­ruk Nafiz Çamlıbel, Orhan Seyfi Orhon, Ercümend Ekrem Talu. Ahmet Kudsi Tecer. Mazhar Osman Uzman, Mehmed Emin Yurdakul, Hüseyin Sadeddin Arel. Mehmet Suphi Ezgi, Refik Fersan. Selâ-hattin Pınar, Şerif Muhittin Targan, Os­man Şevki Uludağ, Ali Sami Boyar. Halil Dikmen. Cemal Nadir Güler, Münir Hay-ri Egeli. Ali Vasfi Egeli, Emin Onat, Refet Bele, Ragıp Gümüşpala, Fuat Ağralı, Ali Fethi Okyar. Kâzım Orbay, Şükrü Sa­raçoğlu, Remzi Oğuz Arık ve Erol Gün­gör'ün adlan sayılabilir.

Bibliyografya



1- Büyük Şair Abdülhak Hâmit Tarhan'ın Makberinin Başında Söylenen Nutuklar, İstanbul 1940.

2- Cumhuriyet Devrinde İstanbul (haz. İs­tanbul Belediyesi Neşriyat ve İstatistik Müdür­lüğü), İstanbul 1949.

3- M. Orhan Bayrak, İstanbul'da Gömülü Meşhur Adamlar (1453-1987), İstanbul 1979.


Yüklə 1,41 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin