Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi
5. Dünya Odalar Kongresi, İstanbul, 4-6 Temmuz 2007
Başkan Dimitriadis’in
Kamu-Özel Sektör Ortaklıkları – Büyüme Stratejisi Çalıştayında Yaptığı Konuşma
5 Temmuz Perşembe
Giriş
Bayanlar ve Baylar,
5. Dünya Odalar Kongresine katılmak üzere buraya, İstanbul’a davet edilmiş olmak benim için büyük bir zevk.
Kamu-Özel Sektör Ortaklıkları ya da kısaca PPP’ler veya P3’ler, 21. yüzyıl için ekonomik gelişmeye yönelik yeni bir paradigmayı temsil etmektedir. Bu ortaklık türü, kamu binalarına ve altyapıya yönelik ihtiyacın mevcut hükümet fonlarını çoğu zaman geride bıraktığı bugünün dünyasında çok önemli bir rolü yerine getirmektedir.
İhtiyaç duyulan kamu tesislerini ve altyapıyı sağlamak için kamu ve özel sektörün sahip olduğu en iyi kaynakları ve gücü temin etmektedir.
Tüm Avrupa ülkeleri, PPP ve imtiyaz sistemini geçmişte kullanmış veya halen kullanmaktadırlar. Ancak Komisyon henüz bir envanter yapamamıştır. EIB (Avrupa Yatırım Bankası) yüz kadar proje hakkında eksik istatistiklere sahiptir. On dokuzuncu yüzyılda, imtiyaz sözleşmeleri yoluyla Avrupa demiryolu ağı inşa edilmiştir. Bu imtiyaz sözleşmeleri, sadece demiryollarında değil, su, gaz, elektrik, çöp bertarafı ve telefon hizmetleri gibi belediye kamu hizmetleri için de çok yaygın olarak kullanılmıştır.
Avrupa’da kamu-özel sektör ortaklıklarının teşvik edilmesine yönelik ilk sistematik program, 1992 yılında İngiltere'nin başlattığı Kamu Sektörü Finansman Girişimi (PFI) olmuştur.
İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki diyalog çoğu zaman karşılıklı güvensizlik ve yanlış anlama yüzünden bozulmakta, bu da birlikte çalışmamıza izin vermemekte ve bunun sonucunda da iş dünyası fırsat, hükümet ise güvenilirlik kaybına uğramaktadır; ANCAK, nihayetinde en fazla kayba uğrayan taraf toplum olmaktadır.
30 Nisan 2004 tarihinde Avrupa Komisyonu, kamu-özel sektör ortaklıkları (PPP’ler) hakkında bir Yeşil Kitap yayımlamıştır. Bununla, Topluluk hukukunun imtiyazlara ve PPP’lere uygulanması üzerinde bir tartışma başlatılması amaçlanmıştır.
Bu arada, bir dizi ülkedeki PPP projeleri ile tecrübe de kazanılmıştır.
Özellikle incelenmesi gereken hususlar, PPP’lerin Avrupa’nın dünyanın geri kalanı karşısında rekabet edebilirliğini korumaya yardımcı olup olamayacağı ve olacaksa ne şekilde yardımcı olabileceği ile geleneksel hizmet sağlama yollarına göre avantajlarının ve dezavantajlarının neler olduğudur.
Genel sözleşmeler, sadece otoyolların ve otoparkların değil, zaman içerisinde dünya genelinde, su temin şebekeleri, müzeler, havalimanları, tramvaylar, yer altı demiryolları, kentsel yeniden gelişim ve okulların ve hastanelerin modernizasyonu gibi projelerin de finansmanını, tasarımını, inşasını ve yönetimini karşılamak amacıyla uzun zamandır kullanılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |