2260- Borçlunun, borcunu ödemediği taktirde alacağını karşılaması için alacaklının yanında bir miktar mal koymasına rehin denir.
2261- Rehinde akit okumak gerekmez. Borçlu olan malını alacaklıya rehin kastıyla verir, oda aynı maksatla alırsa, rehin sahihtir.
2262- Rehin verenin, alanın mükellef, akıllı olmaları, kimsenin onları mecbur etmemesi, rehin verenin aptal ve müflis olmaması gerekir.(müflis ve aptalın manaları 2213. meselede zikredildi) müflisin rehin bırakmış olduğu mal kendisinin olmaz veya tasarruf etmesi men edilmeyen maldan olursa, sakıncası yoktur.
2263- İnsan şer’i açıdan tasarruf edebileceği bir malı veya bir başkasının malını sahibinden izin alarak rehin olarak bırakabilir.
2264- Rehin bırakılan şeyin alım satımı sahih olmalıdır. Şarap ve benzeri şeyler rehin olarak bırakılamaz.
2265- Rehin bırakan mal sahibi veya bir başkası olsa da, rehin bırakılan malın tüm menfaati, sahibine aittir.
2266- Rehin alan kişi, rehin aldığı malı -ister sahibi tarafından, isterse sahibinden izinsiz başkası tarafından rehin bırakılsın- izinsiz bir başkasına satamaz ve bağışlayamaz. Daha sonra sahibi izin verirse, sakıncası yoktur.
2267- Rehin alan, rehin aldığı malı sahibinden izin alarak onu satarsa, ondan almış olduğu para malın kendisi gibi rehin değildir. Aynı şekilde, sahibinden izinsiz satılır, daha sonra sahibi razı olursa, sakıncası yoktur. Rehin bırakılan mal sahibinin izniyle satılır, parasının rehin kalması kararlaştırılırsa, karara uyulmalıdır. Uyulmadığı taktirde yapılan muamele batıldır. Rehin alan ona izin verirse batıl olmaz.
2268- Borçlu, borcunu vermesi gerektiğinde, alacaklı ister, fakat borçlu vermezse; alacaklının rehin aldığı malı satma hususunda vekâleti varsa onu satıp hakkını alabilir. Vekâleti olmadığı taktirde sahibinden izin almalıdır. Sahibine ulaşamıyorsa, vacip ihtiyat gereği, şer’i hâkimden izin almalıdır. Her iki durumda da, fazlalık olursa sahibine geri vermelidir.
2269- Borçlu, oturduğu ev ve ihtiyacı olan ev eşyasının dışında başka bir şeyi olmazsa, alacaklı ondan alacağını talep edemez. Ama rehin bıraktığı mal ev veya ev eşyası gibi şeylerden olursa, bir önceki meselede zikredilen kurallara uyarak onu satıp alacağını ondan alabilir.
ZAMANET HÜKÜMLERİ
2270- İnsan bir başkasının borcunu ödemeğe zamin olursa, onun zamaneti Arapça olmasa dahi her hangi bir dille veyahut zamin olduğunu anlatan bir işle alacaklıya anlatır, alacaklı da kabul ederse, zamin olması sahihtir. Borçlunun razı olması şart değildir.
Bu muamele iki şekilde olur:
1- Zamin borcu borçlunun üzerinden kaldırır kendi üzerine alırsa, ödemeden ölmesi durumunda, mal vereseler arasında bölüşmeden ödenmesi gereken borçlardan biridir. Fakihlerin zaminden kastettikleri de budur.
2- Zamin borcu ödemeği üstlenir, ama üzerine gelmez. Vasiyet etmediği taktirde, öldükten sonra onun malından ödenmez.
2271- Zamin ve alacaklı, mükellef ve akıllı olmalıdır. Onları kimse mecbur etmemeli ve aptal olmamalıdırlar. Alacaklı müflis olmamalıdır. Borçluda bu şartların olması gerekmez. Mesela, bir insan, bir çocuk, aptal veya delinin borcuna zamin olursa, sahihtir.
2272- Zamin olması için bir şart bırakır, mesela şöyle der; borçlu borcunu ödemezse, ben ödeyeceğim yücem. 2270. meselede zikredilen birinci şıkka göre onun zamin olması sakıncalıdır. İkinci şıkka göre sakıncası yoktur.
2273- Borcunu ödemek için, zamin olunan kişinin borçlu olması gerekir. Bir insan birisinden borç almak ister, borç alınmadıkça ondan taraf zamin olunmaz. 2270. meselede ikinci şıkkında bu şart geçerli değildir.
2274- Zamin olmak için, borçlu, alacaklı ve borcun cinsi belli olmalıdır. İki kişinin bir kişiden alacağı olur, ikisinden birisini ödemeye zaminim der, hangi borcu ödeyeceğini belli etmediği için, onun zamin olması batıldır. Aynı şekilde insanın birisine on lira para ve on kg buğday borcu olur, borçların hangisi olduğu belirtilmeden, birisine ben zaminim derse, sahih değildir.
2275- İnsan borçludan izinsiz, onun borcunu ödemeye zamin olursa, ondan bir şey talep edemez.
2276- İnsan, borçlunun izniyle onun borcunu ödemek için zamin olursa,- borcu ödemeden de- ödenmesine zamin olduğu miktarı ondan talep edebilir. Alacaklıya alacağı cinsten başka bir cinsten borcunu öderse, ödediği cinsi borçludan talep edemez. Mesela, on kg buğday borcu olur, alacaklıya zamin on kg pirinç verirse, borçludan pirinç talep edemez. Ama borçlu kendisi pirinç verilmesine razı olursa, zamin borçludan pirinç talep edebilir.
2277- Alacaklı, alacağını zamine bağışlarsa, zamin borçludan bir şey talep edemez. Ama o borcun hepsini veya bir bölümünü hibe eder veya humus, zekât ve sadaka gibi şeylere sayarsa, zamin borçludan onu talep edebilir.
2278- İnsan, birisinin borcunu ödemeye zamin olursa, zamin olmaktan vazgeçemez.
2279- Zamin ve alacaklı -vacip ihtiyat gereği- istediklerinde zamanet anlaşmasını bozma şartı bırakamazlar.
2280- İnsan, zamin olduğunda alacaklının alacağını ödeyecek durumda olur, daha sonra fakirleşse bile, alacaklı zamanet anlaşmasını bozamaz, alacağını da borçludan talep edemez. Aynı şekilde, zamin olduğunda ödeme gücü olmadığı ve bunun alacaklı tarafından bilindiği ve ona razı olması durumunda, alacaklı anlaşmayı bozamaz.
2281- İnsan zamin olduğunda, alacaklının alacağını ödeyecek durumda olmaz, alacaklı da durumun farkında değilse, o zamaneti bozması sakıncalıdır. Özellikle, alacaklı farkına varmadan ödeme gücüne ulaştığında, anlaşmayı hiç bozamaz.
KEFALET HÜKÜMLERİ
2282- Kefalet, alacaklı ne zaman borçluyu isterse borçluyu hazır bulunduracağına söz vermesidir. Söz verene de kefil denir.
2283- Arapça olmasa da, her hangi bir dille veya her hangi bir işle alacaklıya, borçluyu istediğinde hazır bulunduracağını anlatır, alacaklı da kabul ederse, kefalet sahih olur. Kefaletin sıhhatinde, vacip ihtiyat gereği borçlunun da rızası, anlaşma akdinde borçlunun bulunması, borçlu ve alacaklının her ikisinin de kefaleti kabul etmeleri gerekir.
2284- Kefil, mükellef ve akıllı olmalıdır. Kefalete mecbur edilmemelidir. Kefil olduğu kişiyi hazır etme gücüne sahip olmalıdır. Kefil olduğu kişiyi hazır etmek için malında tasarruf etmek zorunda kalırsa, aptal ve iflas etmiş olmamalıdır.
2285- Aşağıda zikredilen beş şey kefaleti bozabilir:
1- Kefil, borçluyu alacaklının yanında hazır bulundurması, ya da borçlunun kendisinin teslim olması.
2- Alacaklının borcu ödendiği durumunda.
3- Alacaklı alacağından vazgeçer veya bir başkasına intikal ederse.
4- Borçlu veya kefilden biri ölürse.
5- Alacaklı, kefili kefaletten serbest bırakırsa.
2286- Bir insan borçluyu alacaklının elinden zorla kurtarır, alacaklı ona ulaşamazsa, borçluyu serbest bırakan şahıs borçluyu alacaklının yanında hazır bulundurmalı veya alacaklının borcunu ödemelidir.