Tekfur Sarayı Camcılığı
Bizans döneminden kalma Tekfur Sara-yı'nda, 19. yy'da bir cam imalathanesi olduğu bilinmektedir. Sarayın avlusunun kuzeydoğu köşesinde, duvarların dış kısmında yer aldığı bilinen imalathanenin yerinde bugün bir iplik fabrikası bulunmaktadır. Tekfur Sarayı'nın 16. yy'dan beri belirli dönemlerde çini imalatı için kullanılmış olması, burada camcılığın da başlamasına olanak sağlamıştır. Evliya Çelebi 17. yy'da camcı esnafına ait üç işyeri olduğunu yazar, ancak yerlerini belirtmez. Tekfur Sarayı veya çevresinde cam imalatının 19. yy'da ne zaman başladığı kesin olarak belli değildir. Eremya Çelebi'nin istanbul Tarihi adlı kitabım çeviren ve notlarla zenginleştiren Hırant Andresyan, Patrik Konstantinios zamanında Tekfur Sarayı'nda bir şişe fabrikası kurulmuş olduğunu yazar. Andresyan, Ortodoks patriğinin kaçıncı Konstantinios olduğunu belirtmez. I. Konstantinios 1830-1834 arasında patriklik yaptığına göre imalathanenin kuruluşunu 1830'dan önceye tarihlemek zordur.
20. yy başlarında yapılan sigorta haritalarında, Tekfur Sarayı'nın doğusundan başlayıp kuzeyine geçen ve Eğrikapı'ya kadar devam eden caddenin adı bugün de olduğu gibi "Şişehane" Caddesi'dir. Ernest Mamboury, 1925'te yayımladığı istanbul rehberinde, Tekfur Sarayı çevresinde bu fabrikanın artıklarından çok miktarda cam kırığı bulunduğunu yazar. 1950'li yıllarda iplik fabrikasını alan kişiler cam imalathanesinden kalan kısımları yıktırarak parçalarını Tekfur Sarayı'nın duvarlarından içeri atmışlardır. Tekfur Sarayı'nda yapılan yüzey araştırmaları sırasında (1993) avlunun doğusunda ve kuzeydoğusunda şeffaf cam sırçası ve sır-çalanmış taş parçaları ele geçmiştir. Bölgeyi bilen ve burada yaşamış olan kişiler burada gaz lambası şişesi ve camı, kavanoz ve diğer şişeler gibi günlük kullanım eşyalarının üflenerek, şeffaf veya mavi renkte yapıldığından söz ederler. Tekfur Sarayı içinde ve kuzeyindeki evlerin bahçelerinde ele geçtiği söylenen renkli cam bileziklerin buradaki imalata ait olup olmadığı belli değildir.
C. Ender, arşiv belgelerine göre II. Mahmud döneminde (1808-1839) şişeci esnafının daha çok Yahudilerden oluştuğunu söyler. Yahudilerin 19. yy'da Tekfur Sarayı çevresinde oturdukları, hem Kasturya Sinagogu'ndan hem de Tekfur Sarayı'nın bir dönem Yahudi yetimler i-çin kullanılmasından bellidir. Bu durum şişe imalatı ile mahalleli arasında bir ilişki olabileceğini düşündürmektedir. Şişe-ciliğin iyi bir gelir kaynağı olduğu, II. Mahmud dönemi Bostancıbaşı Defterle-ri'ne göre, şişeci Yahudi Menahim'in, Ba-lat'ta sahilde evi olmasından da bellidir, istanbul'da günlük kullanım için üretim yapan, Tekfur Sarayı yanındaki cam imalathanesinin ürünleri, Beykoz Cam Fabrikası ürünlerinden farklı olarak, ancak istanbul Şehir Müzesi'nde bulunan lamba, şişe, kavanoz gibi cam eserlerle beraber düşünülmelidir.
FiLiZ YENlŞEHlRLİOĞLU
Dostları ilə paylaş: |