Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi


CELVETILIK 394 395 CELVETÎLİK



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə596/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   592   593   594   595   596   597   598   599   ...   899
CELVETILIK

394

395

CELVETÎLİK

Topkapı Sarayı avlusunda Cellat Çeşmesi diye anılan kitabesiz çeşme, 18. yy sonu. AH Hikmet Varlık

perçeminden tutarken diğeri tek vuruşla enseden boynu keserdi.

Cellatlar, aldıkları buyruk uyarınca suçlulara türlü işkenceler de uygularlardı. Konuşturmak için, ustura ile deri yüzmek, başa kızgın tas geçirmek, cımbızla sinir çekmek, makata burgu sokmak, çekiçle kemik kırmak yöntemlerine başvururlardı. İşkenceyle idam ise üç türlüydü. Çengel cezası Eminönü'ndeki özel ahşap kulede uygulanıyordu. Limana bakan bu kulenin ön yüzünde yerden yüksekçe çengeller vardı. Suçlu bir makara ile yukarıya çekilir, ip boşaltılınca hızla düşerken çengellerden bir veya ikisi vücuduna saplanır, orada ölünceye kadar asılı kalırdı. Donanmanın İstanbul'a her dönüşünde, yakalanan forsalardan birkaçının burada çengele vurulması gelenekti. Çarmıh cezası eşkıya reislerine ve casuslara uygulanıyordu. Soyulan mahkûm, yüzükoyun bir çarmıha bağlanır, kabaet-leri bıçakla oyularak iri birer yağ mumu dikilip yakılır, bir devenin sırtında kentte gezdirildikten sonra, akşama kadar ölmezse asılırdı. Kazık, en ağır işkenceydi. Suçlu soyulur, makatından ucu sivri ve bilek kalınlığında bir kazığa yavaş yavaş çakılır, kazığın ucu omuz başından çıkınca iki omzuna yağ mumları dikilerek meydanda teşhir edilirdi. Cellatlar, her üç işkencede de hüner gösterip mahkûmun uzun süre işkence çekmesini sağlayarak bahşiş alırlardı.

Taşrada idam edilen vezirlerin, ünlü zorbaların ve derebeylerinin kesik başları İstanbul'a geldiğinde bunlar Cellat Ocağı'nda temizlenip Bâb-ı Hümayun ö-

nünde ibret taşlarına konurdu. Akşam, kesik başları toplayıp bir kayıkla karşıya götürerek Karacaahmet'teki kesik başlara mahsus yere gömmek de cellatların göreviydi.

İdam edilenin üzerindeki her şey cellatların olur, topladıklarını yılda bir kez cellat mezadı düzenleyerek satarlardı. Cellatlık, halk arasında en uğursuz meslek sayıldığından ölen cellatlar, umumi mezarlıklara gömülmeyerek sur dışındaki ve Eyüp'te Karyağdı Bayırı'ndaki cellat mezarlığına defnedilirler, üzerlerine de kabaca yontulmuş iri ve yazısız taşlar dikilirdi.

Osmanlı tarihinde ünlü cellatbaşı Kara Ali(->) ile yamağı Hammal Ali'yi Na-îmâ ve Evliya Çelebi, eserlerinde anlatmışlardır.



Bibi. R. E. Koçu, "Osmanlı İmparatorluğunda Cellatlar", Resimli Tarih Mecmuası, s. 190-192; Tarih-i Naima, IV, 332; Evliya, Seyahatname, I, 518; "Cellad, Cellad Ocağı, Cellad Mezadı, Cellad Mezarı", İSTA, VI, 3426, 3429. NECDET SAKAOĞLU


Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   592   593   594   595   596   597   598   599   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin