Genel Gerekçesi
(17. Dönem TCMB Zabıt Ceridesi Sıra Sayısı:276)
Dördüncü beş yıllık kalkınma planında da öngörüldüğü üzere, belirlenen sektörel üretim ve yatırım hedeflerinin kredi gereklerinin yeterli ölçüde sağlanması, bu kredilerin etkinlikle, yöreler ve gelir grupları açısından dengeli gelişmeyi gözetecek biçimde kullanılması ilkeleri dikkate alınarak, bankacılık sistemine tasarrufları planlanan ekonomik ve toplumsal hedeflere yöneltecek yapı ve işleyiş kazandırılması amacıyla ve 2171 sayılı Yetki Kanununa dayanılarak 7129 sayılı Bankalar Kanununun bazı maddelerinin, günün koşullarına uygun bir biçimde yeniden düzenlenmesi gerekli görülmüştür.
Bu tasarı ile,
-
Banka sahipliğinin yaygınlaştırılarak sermayenin belli ellerde toplanmasının önlenmesi,
-
Kararlara katılmada küçük pay sahiplerine de olanak tanınması,
-
Holdingleşme ve banka sahipliliği arasındaki karşılıklı ilişkiler gözönünde bulundurularak, bankaların belirli sermaye gruplarının eline geçmesi yoluyla halktan toplanan mevduatların belirli kişilerce kullanılmasının önüne geçilmesi,
-
Bankaların sermayelerini artırmalarını özendirmek amacıyla aynı kent içinde de olsa, her şube için ayrı sermaye ayrılmasının sağlanması,
-
Mevcut parasal limitlerin günün koşullarına uygun hale getirilmesi,
-
Yurt dışında çalışan mühendislik ve müteahhitlik firmalarının banka teminat alımlarını kolaylaştırmak amacıyla bankalar arasında işbirliği yapılmasını sağlayacak hükümler getirilmiştir.
Madde Gerekçeleri
Madde 4- Yürürlükteki Kanunda 20 olarak saptanmış bulunan “oya katılma hakkına sahip” ortak sayısı, bankaların halka açık ortaklar haline gelmelerini sağlamak amacıyla artırılarak 100 ortağa çıkarılmış.
Bankaların, sermayelerinden çok halktan topladıkları fonları kullandıkları gerçeği dikkate alınarak, belli sayıda kişinin bu fonların kullanımındaki aşırı etkinliğini önlemek için bir kişinin, ailenin ya da grubun banka sermayelerindeki payları sınırlandırılmış,
Ayrıca, bu değişikliklerin etkisini artırıp denetimi mümkün kılabilmek için, banka hisse senetlerinin % 51 olan ada yazılı kısmı % 100 'e çıkarılmış,
bulunmaktadır.
Yürürlük maddesindeki hükümde belirtilen uyum dönemi sonunda, ada yazılı hale getirilmeyen ya da yasal oranlara indirilmeyen sermaye paylarının sahipleri, yasal hüküm yerine getirilinceye değin, hissedarlık haklarından yararlanamayacaklardır.
Madde 6- Bankaların şube sayılarını öz sermayeleriyle uyumlu hale getirmek ve şubelerin ülke düzeyinde daha dengeli dağılımını sağlamak amacıyla, bir bankanın aynı kent sınırları içindeki şubelerini tek şube itibar eden yürürlükteki madde hükmü kaldırılarak, merkez şube dışında açılacak her şube için ayrı sermaye ayrılması görülmüştür.
Ayrıca, her bankanın sahip olması gereken en az sermaye tutarı, para değeri dikkate alınarak, 25 milyon liraya yükselmiştir.
Maddedeki sermaye tutarı gerektiğinde ilerideki yıllarda, Bankalar Kurulu tarafından üç katına kadar artırılabilecektir.
Madde 14- Yürürlükteki, madde, anasözleşmeye bir hüküm konulmak suretiyle, ortakların genel kurulda oy kullanma hakkını 20 pay senedine sahip olmaları koşuluna bağlı tutabilme olanağını vermektedir. Büyük paylar yanında küçük pay sahiplerinin de kararlara katılabilmesini sağlamak amacıyla maddenin Türk Ticaret Kanunundaki ilke doğrultusunda değiştirilmesi yoluna gidilmiştir.
Vekil olarak oy kullanma olanağı kısıtlanmak suretiyle de 4 üncü madde ile getirilen düzenlemenin etkisiz hale gelmesi önlenmiştir.
Yapılan bu değişikliklere banka genel kurulları daha demokratik hale getirilmekte ve halka açık şirket anlayışı pekiştirilmektedir.
Madde 26- Tasarruf sayılmayacak paraların tasarruf mevduatına tanınan ayrıcalıklardan yararlanmasını önlemek amacıyla bu tür mevduat yeniden tanımlanmış, evvelce bu grup içinde gösterilen paraların diğer mevduat türü içinde yer alması sağlanmış,
Sadece 1 yıldan fazla vadeli mevduat yerine vade kaydı taşıyan bütün mevduatın vadeli mevduat olarak kabulü yoluna gidilmiş,
Resmi mevduatı kabul edebilecek bankaların Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmesine olanak verilmiş,
Kalkınma ve yatırım bankalarının diğer bankalardan uzun vadedeki fon sağlamalarını kolaylaştırıcı bir hükme yer verilmiş,
Yukarıda belirtilen nedenlerle, madde uygulamadaki duraksamaları giderecek biçimde de yeniden düzenlenmiş
bulunmaktadır.
Madde 28- Bankaların kabul edebileceği tasarruf mevduatı kabul sınırları, 20 yıllık parasal genişleme dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir.
Tasarruf mevduatı kabul sınırını aşan bankaların T.C. Merkez Bankasına yatıracakları mevduat munzam karşılığı oranına da esneklik kazandırılmıştır.
Madde 31- Sahipleri tarafından 10 yıl aranmadığı için Hazineye kalması söz konusu olan mevduat tutarları günün parasal değerleri seviyesine yükseltilmiş, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Resmi Gazete ile bir kez ilanı öngörülmüş ve reşit olmayan küçüklere ait mevduatın zamanaşımı konusuna açıklık getirilmiştir.
Madde 38- Sermaye ve yedeklerin % 25'ine kadar kredi verilebilmesi olanağı kalkınma planı yıllık programlarında gösterilen sektörlere tanınmak suretiyle durağan bir kredi teşviki anlayışı yerine dinamik bir kredi özendirme anlayışına yönelinmiştir.
Büyük bayındırlık işleri yapan, yurt dışında iş alan veya dış kredi sağlayan girişimcilerin gereksinme duydukları teminat mektuplarının bankalar tarafından daha geniş biçimde karşılanabilmesi olanağı yaratılmıştır.
20 yıllık uygulama ve gelişme nedenleriyle yürürlükteki maddenin dolaylı kredi tanımı yeniden yapılmıştır.
Maddenin istisnaları arasında getirilen yeni hükümlerle;
Bir banka tarafından karşılanamayacak boyuttaki teminat mektuplarının, oluşturulacak bir bankalar konsorsiyumu tarafından verilebilmesi olanağı yaratılmıştır.
Bankaların yabancı para üzerinden yaptıkları işlemlerle kur değişikliğinden doğan farkların kredi sınırları dışında tutulması sağlanmıştır.
Madde 39- 38'inci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak, bankaların belirli sektörlerde çalışan, %20'nin üzerinde sermayesine katıldıkları iştiraklerine açabilecekleri krediler de sınırsız olmaktan çıkarılarak kredi sınırları içine alınmış, halktan toplanan paraların iştirakler lehine ayrıcalıklı kullanımı önlenmiştir.
Madde 44 ve 45- Banka yetkili organlarının bir gerçek veya tüzel kişiye açabilecekleri teminatlı kredilerle açık kredilerin tutarı günün parasal değerleri gözönünde tutularak yeniden düzenlenmiş ve bunların Maliye Bakanlığı tarafından zaman zaman ayarlanabilmesine olanak verilmiştir.
Madde 46- Bankaların, hesap durumu olmadan verebilecekleri kredi tutarı 3.500 liradan 25 bin liraya yükseltilmiş ve bu tutarın 3 kata kadar da artırabilmesi sağlanmıştır.
Kredi müşterilerinin bankaya verdiği hesap durumları ile vergi dairelerine verdikleri bilanço ve hesap özetleri arasındaki farklılığı giderici yönde önlemler getirilmiştir.
Madde 48- Bankaların iştiraklerine yatıracakları sermaye oranının (yani % 10'unun) istisnaları yeniden belirlenmiştir. İstisnadan yararlanacak iştiraklerin faaliyet gösterdiği sektörlerin kanunda sayılmasından vazgeçilerek kalkınma planı ile ilişki kurmak bakımından, yıllık programlarda belirtilecek sektörlerin eseas alınması yoluna gidilmiştir.
Gereksinme duyulan konularda kanunla kurulacak ortaklıklara, kalkınma ve yatırım bankalarına, ihtisas bankalarının özel giderlerini gerçekleştirmek üzere kuracakları ortaklıklara yatırılacak sermayelerin de sınırlandırılmaması ulusal ekonomi bakımından yararlı görülmüştür.
Bankaların büyük hissedarlarının yöneticilerinin kuracakları ortaklıklara, bankaların ve belirli iştiraklerinin de katılması suretiyle kaynak sağlamaları yasaklanmıştır.
Madde 50- Yürürlükteki maddenin ipotekli kredi işlemlerine getirdiği karışık ve yetersiz düzenleme ortadan kaldırılarak, bankaların taşınmaz mal üzerine hangi işlemleri yapamayacakları ve hangi işlemleri yapabilecekleri konusunda açık ve ayrıntılı hükümler getirilmiştir. Bu arada bankaların, büyük şehirlerimizdeki konut gereksinmesi dikkate alınarak, toplu ve sosyal konut yapacaklara kredi açabilmesi, bu krediyi ipotek karşılığı olarak da verebilmesi olanağı yaratılmıştır.
Madde 54- Bankaların bütün defter ve kayıtları arasında uyum bulunması doğal bir muhasebe ilkesi olmakla bereber, uygulamada aksine örnekler saptandığından, bu ilkenin yasal bir zorunluluk haline getirilmesi gerekli görülmüştür.
Madde 60- Bir bankanın mali bakımdan güç duruma düşmesi halinde Hükümetin müdahale yetkisini düzenleyen yürürlükteki hükümler, bu konuda başarılı sayılabilecek bir deneme istisna edilirse özellikle müdahale sonrasında alınabilecek önlemlerin kapsamını tayindeki güçlükler nedeniyle uygulamada iyi sonuçlar vermemiştir. Tasfiye halinde işlemlerin uzamasına, para değerindeki değişmeler sonucu mevduat sahiplerinin zarara uğramalarına mani olunamamıştır. Tasfiye fonundan ödenecek kati ve nihai açığın hissedarlar dışında bütün banka alacaklılarının alacaklarını içerecek şekilde tanımlanması dolayısıyla da sözü edilen fon aşırı mali yük altında kalmış ve adil olmayan bir sigorta fonu görünümünü kazanmıştır.
Maddede yapılan değişiklikler yukarıda sayılan sakıncaları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır :
Maliye Bakanlığına, bankanın parasal bakımdan güç duruma düşmesinden önce de kimi önlemler alma yetkisi tanımıştır.
Mali bakımdan güç duruma düştüğü için idaresine müdahale edilen bir bankanın tasfiyesine karar verilmeden önce, başka bir banka ile birleştirilmesi veya devri olanakları araştırılabilecek, aktif ve pasifini devralacak bankaya tasfiye fonundan faizsiz ödünç şeklinde mali yardım da yapılabilecektir.
Madde 61- Bankalar Yeminli Murakıp ve Muavinlerinin bankaları murakabedeki etkinliklerini artırmak üzere, bankaları ilgilendiren başlıca kanun hükümleri bu defa açıkça belirtilmiş ve karşıt inceleme yapabilme olanağı sağlanmak suretiyle de incelemelerin bütünlüğü ilkesine işlerlik kazandırılmıştır.
Ceza Maddeleri: 66, 68, 69, 70, 72, 73, 74, 75, 76
Yirmi yıl önceki para değerlerini yansıtan para cezaları etkinlik sağlayacak biçimde yükseltilmiş ve önceki maddelerde yer alan değişikliklere uygun eklemeler yapılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |