BİGİ FELSEFESİ: (Alpaslan Açıkgenç)
Bilgi: Bilimsel disiplinlerin ortaya koyduğu birikim.
Bilimsel bilgi: Bilimsel disiplinlerin ortaya koyduğu bilgi.
Bilgi-fıtrat ilişkisi:İnsan, özü itibariyle bilgiye müpteladır; yani fıtraten bilgi peşinde koşacak bir surette yaratılmıştır.
Göreceliğin bilginin önemini azaltıp azaltmadığı: Genellikle kabul edilen görüş, geçici olan ve kişilere göre veya yer ve zamana göre değişen bilginin, önemsiz bilgi olduğudur.
İslamî çerçeve: Elde ettiğimiz bilgi birikimimizle Kur’an ve Sünnet’i yorumlayışımızdan ortaya çıkan bakış açısıdır.
Bilginin, bilgisel bağlamda önemini gösteren bu istatistik ifadeye göre: “Bilgi” (ilim) kökünden kelimeler, Kur’an’da 750’den fazla kullanılmıştır. Kur’an’ın tümü ise 78000 kelime olduğuna göre her yüz kelimeden bir tanesi “bilgi” kökünden gelen bir kelimedir.
Rosenthal, Franz, Knowledge Triumphant, The Concept of Knowledge in Medieval İslam, adlı eserinde İslam medeniyetinin yükseliş ve çöküşünü bir bakıma “bilgi” kavramının İslami çerçevedeki anlaşılışına bağlamaktadır.
İslam Felsefesi’inde oluşturulmuş beş önemli sistem: 1) Meşşailik, 2) Gazali sistemi, 3) İşrakilik, 4) Tasavvuf, 5) Varlıkçı (vücudiye).
Felsefeyi bir sistem bilimi olarak anlarsak, Gazalinin İhya’daki çabalarının felsefe olduğunu açıkça görürüz.
Sadece aşkın bilimler, hem içerik hem de tutum olarak İslami çerçeve içerisinde geliştirilmelidir ki, İslamilik özelliğine sahip olabilsinler.
Aşkın bilimlerde (gayb bilgisinde) İslami çerçeveyi esas alıp bunları bütün ve sistemli bir dünya görüşü arz ede felsefi düşünce şeklinde insanlığa sunmalıyız. Olgusal ve günlük bilimlerde ise çağımızın bilgisini esas olarak İslami çerçevenin bilgi tutumuna bunları tabi tutmalıyız.
İslam’da felsefi düşüncenin köklerini İslam’ın birinci asrında ve Kur’an’nın bizzat bu asır İslam düşüncesine kaynak olmasında, İslam çerçevede aramaktır.
İslam felsefesi tarihi konusunda yazılan önemli bir eser de Mehmet Bayraktar’ın İslam Felsefesine Giriş adlı kitabıdır. İslam’da felsefi düşüncenin kaynağını vurgulayarak yine İslamî kaynaklara bağlayan İlk başarılı eser budur. Felsefi düşüncenin kaynaklarını yerli ve yabancı diye ikiye ayıran Bayraktar; “yerli kaynaklardan maksat, Kur’an ve Hz. Peygamber’in sözleri, yani hadislerdir.” Diyerek bunu açıkça ifade etmiştir.
Özgün fikir: Bulunulan ortamın bilgi birikiminden kaynaklanan ve daha önceki bilgilere bağımlı, fakat onlardan belli bir yönde ayrılan her fikir özgündür. “Taze anlayış”tır. Özgünlüğün iki önemli yanı vardır: Biri ortam/evveliyat, diğeri ise ortamdan kopma.
Özgünlük anlayışının temellendirildiği bilgi kuramı, insan zihnini yaratıcı/ibda değil, üretken/inşa kabul etmektedir. O halde özgünlük yeni bilgi üretmek demektir.
Batılılar, İslam felsefesini Aristo felsefesinden ibaret görmüşlerdir.
İslam felsefesi: İslamî çerçeve içerisinde geliştirilen kuramlar, görüşler ve sistemlerin bulunduğu düşünce birikimidir..,
İslamiliğin sorun olması: İslam’ın yüzyıllarında genel olarak genel olarak bilgi üretenler Müslümanlar olduğundan, İslami çerçeve bir sorun olarak gündeme gelmemişti ve bu yüzden bu düşünürler bir İslamilik ölçütü geliştirme ihtiyacı hissetmemişlerdi. Ancak bugün bu soruna bir çözüm getirmek artık bir ihtiyaç halini almıştır; çünkü Müslümanlara düşen, diğer insanların ürettiği bilgileri kendi kültürlerine ithal etmektir. Bu bilgiler ise, İslami çerçeveye uymayınca, İslami’lik bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Gazali: Bu büyük filozof kendisini filozof olarak kabul etmemektedir. Bunun sebebi ise şudur; “felsefe” terimi Eski Yunan felsefesi ile İslam’a girdiği için ve Aristo felsefesinin özellikle alemin ezeliyeti, haşrin inkarı ve Allah’ın kainata ve insana müdahalesi gibi konularda Kur’an ile çelişkiye düşen görüşlerini kabullenen kimselere atfedildiği için, “filozof” tabiri de sadece bu gelenek içersinde düşünenlere izafeten kullanılmıştır. Halbuki bugün bu kelimeyi biz, daha geniş anlamda kullanmaktayız. Bu geniş kullanım içerisinde kelamcıları da, tasavvufçuları da hatta büyük ölçüde hukukçuları da filozof olarak kabul edebiliriz. Gazali ise, yukarıda belirttiğimiz gibi, ihya adlı eserinde bir sistem kurduğundan bir sistem filozofudur.
Özgün bilginin iki alanı: 1-Duyusal alan, 2) Duygusal alan. Kur’an buna “Şahadet alemi”, “Gayb alemi”.
Kur’an’ın sadece yorumları eskir, kendisi ise aynı kalır.
Roger Garaudy: “Tarihte kaçırılan fırsatların ve Batı insanı tarafından yitirilen boyutların ötesinde bizim görevimiz, Batı’nın intihar denebilecek monoloğuna son vermek için, Doğu ve Batı medeniyetleri arasında diyaloğu yeniden başlatmaktır.” Demekte ve bunun da ancak Kur’an’ı iyi anlamaktan geçtiğini söylemektedir.
Maurice Bucaille: Kur’an, bilim ve felsefe için temel prensipler sistemi koymuştur.
Dostları ilə paylaş: |