Birinci Bölüm / allah'i tanimak



Yüklə 1,3 Mb.
səhifə34/80
tarix21.08.2018
ölçüsü1,3 Mb.
#73543
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   80

İsmetin Diğer Faktörleri


Yukarıdaki mantık ve delil esasınca meleklerle peygamberlerde var olduğu ispatlanan bu ismet vahyin telakki ve iblağına mahsustur. Ancak bir de bu delille ispatlanmayan ismetler vardır, bunları üçe ayırabiliriz:

1- Meleklerin ismeti

2- Peygamberlerin ismeti

3- Diğer bazı seçkin insanların ismeti (Ehlibeyt İmamları, Hz. Meryem -a.s-, Hz. Fatımatüz-Zehra -s.a-… gibi)

Meleklerin, vahyin iblağı ve telakkisi dışındaki ismetleri konusunda iki noktadan söz edilebilir: Birincisi meleklerin vahiy alma veya ulaştırmalarıyla ilgili olmayan ismetleri, diğeri de vahiy meselesiyle hiçbir ilgisi bulunmayan meleklerin ismetleri (ör: rızk, amelleri yazma, ruhları kabzetme (can alma) vb. işlerle görevli melekler)

Peygamberlerin risaletleriyle [peygamberlik görevleriyle] ilgili olmayan ismetleri konusunda da iki nokta vardır: Biri, peygamberlerin bilerek isyan ve günaha girmekten masum oluşları, diğeri de bilmeyerek bile hata ve unutkanlıktan beri ve masum oluşları. Bu iki nokta, peygamber olmayanlar için de söz konusu edilebilir.

Vahyin iblağı ve telakkisi konusunda meleklerin ismeti mevzuu, ancak onların mahiyetlerinin bilinmesi ve anlaşılması hâlinde aklî delille çözülebilir niteliktedir. Meleklerin mahiyetini tartışmak kolay bir mevzu olmadığı gibi, bu bölümdeki konuyla da yakından ilgili değildir. Bu nedenle bu konuda, Kur'ân-ı Kerim'de meleklerin ismet ve masumluğuna delalet eden iki ayeti aktarmakla yetineceğiz: Allah Teâla, Enbiya Suresi'nin 27. ayetinde şöyle buyurmaktadır:

Onlar sözle bile olsa O'nun önüne geçmezler ve O'nlar O'nun emriyle yapıp-etmektedirler.

Tahrim Suresi'nin 6. ayetindeki buyruk da şöyledir:

…Melekler, Allah kendilerine neyi emretmişse sadece onu yapar ve O'na isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.

Bu iki ayetin bütün melekleri kapsamına alıp almadığı tartışılır olsa da, meleklerin sadece Allah'ın emrine uydukları, yaptıkları her şeyin ilâhî emir olduğu ve Allah'ın emrinden asla çıkmayan pek değerli kullar oldukları bu ayetlerde çok sarih bir beyanla anlatılmaktadır.

Peygamber olmayan bazı insanların ismeti ve masumiyeti konusu, daha çok imamet meselesini ilgilendirdiği için buna, imamet konusunda etraflıca değineceğiz. Dolayısıyla, burada sadece peygamberlerin ismetiyle ilgili konuları irdelemeye çalışacağız. Bu konuların bazısı ancak naklî ve taabbüdî delillerle çözülebilir olup usul gereğince Kitap ve sünnetin hücciyetinin ispatından sonra ele alınması daha uygunsa da, bahsimizde kopukluk olmaması için bunları burada ele alacak, Kitapla sünnetin hücciyetini şimdilik esas kabul edip yeri geldiğinde ispatlanmasını sağlayacağız.


Peygamberlerin İsmeti


Peygamberlerin ne ölçüde günahtan masum oldukları konusunda İslâm mezhepleri arasında görüş farklılıkları bulunmaktadır. On iki İmam Şiası (İmamiye) peygamberlerin doğumdan ölüme kadar küçük ve büyük bütün günahlardan masum olduğuna, hatta bilmeyerek bile günah ve hata işlemediklerine ve asla unutmadıklarına inanır.

Ama bazı mezhepler peygamberlerin sadece büyük günahları işlemediğini, bazıları buluğdan, bazıları da peygamberlikten sonra günah işlemediğini söyler.

Haşeviyye'yle bazı hadisçiler gibi kimi Ehlisünnet mensupları da peygamberlerin esasen masum olduklarını tamamen inkâr eder, onların her nevi günahı işleyebileceklerini, hatta peygamber oldukları dönemlerde ve kasıtlı olarak bile günah işlemelerinin mümkün olduğunu zannederler!

Peygamberlerin masumiyetini ispatlamadan önce birkaç noktanın altını çizmek istiyoruz:

Birincisi, peygamberlerin (veya diğer bazı insanların) "masumîyet"inden maksat, onların sadece günah "işlememiş olmaları" değildir. Zira alelade herhangi birinin de hiç günah işlememiş olması (özellikle ömrü çok kısa olmuş birinin) pekalâ mümkündür.

Buna ilaveten, masumiyetten maksat, şahsın çok güçlü bir iradeye ve nefsanî meleklere sahip bulunması ve en zor şartlarda bile onu günah işlemekten alıkoymasıdır. Günahın niteliği ve kötülüğüne vakıf olup bu bilinci her lahza taşıyan, nefsanî eğilimleri dizginleyebilen güçlü bir iradeyle oluşan meleke ve vasıflardır bunlar… Böyle bir meleke Allah'ın lütfuyla elde edilebildiğinden, bunun failliği de Allah'a mal edilmektedir, yoksa Yüce Allah masum bir insanı günahtan zorla alıkoymamakta, onun iradesini elinden almamaktadır. Nübüvvet ve imamet gibi ilâhî makamlara sahip bulunup yine Yüce Allah'a mal edilen kimselerin ismeti böyledir ve Yüce Allah onların masuniyet ve dokunulmazlığını garantilemiştir.

Bir başka nokta da şudur: Her insanın ismetinin gereği, kendisine haram olan şeyleri asla yapmamasıdır. Mesela bütün şeriatlarda günah olan ve işleneceği sırada onun şeriatında haram sayılan günahlar bu sıraya girer. Binaenaleyh bir peygamberin kendi şeriatında ve bizzat onun için caiz olan, ama daha önceki şeriatta veya daha sonraki şeriatta haram sayılan bir ameli işlemesi, bir peygamberin ismetine halel getirmez.

Diğer bir nokta da masum şahsın işlemekten masun olduğu (asla işlemeyeceği) "günah"tan maksat, fıkıhta "haram" olarak adlandırılan ameli işlemesi ve "farz" olarak adlandırılan bir ameli terk etmesidir. Ama "günah"la, bu terimin versiyonları olan "zenb" ve "isyan"ın geniş bir kapsamı olduğu ve "terk-i evlâ"nın da bu kapsamda yer aldığı unutulmamalıdır ki "terk-i evla" da bulunmak "ismet"e halel getirmez.


Sorular:


1- Vahyin her nevi müdahale ve bozulmadan masun olduğu nasıl ispatlanır?

2- Vahyi alma ve iblağ etme dışında hangi konularda ismet vardır?

3- Meleklerin ismeti hangi yolla ispatlanabilir?

4- Peygamberlerin ismeti konusunda ne gibi görüşler vardır? Şia'nın görüşü nedir?

5- İsmeti tanımlayıp gereklerini sıralayınız.

25- PEYGAMBERLERİN İSMETİNİN DELİLLERİ

Giriş


Peygamberlerin bilerek ve bilmeyerek günah işlemekten tamamen masun oldukları inancı, Şia'nın temel inançlarından biridir. Ehlibeyt İmamları bu ünlü inancı taraftarlarına öğretmiş, buna karşı olanların görüşlerini türlü delil ve belgelerle defalarca çürütmüşlerdir. Bunların en ünlüsü İmam Rıza'nın (a.s) hadis ve tarih kitaplarında kayıtlı ihti-cac ve delilleridir.

Ancak, mubah ve alelade konularda da, bilmeyerek de olsa hatalı olup olamayacakları, unutup unutamayacakları hususunda ise bazı ihtilaflar vardır, hatta Ehlibeyt'ten ulaşan rivayetlerde de bu ihtilaflar yer yer göze çarpmaktadır; bu hususta inceleme yapabilmek için geniş bir zamana ihtiyaç vardır. Ancak, bunun vazgeçilmez bir inanç (usul-i din=imanın şartları) olmadığı da bilinmelidir.

Peygamberlerin ismeti konusunda öne sürülen deliller iki kısımdır: Aklî deliller, naklî deliller.

Naklî deliller çok daha güvenilir olmasına rağmen biz burada iki aklî delille konuya girecek, daha sonra Kur'ân'daki bazı delilleri aktaracağız.



Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin