Birinci Bölüm Bilgi ve Bilim Ders: Araştırma Yöntemleri



Yüklə 53,91 Kb.
tarix27.10.2017
ölçüsü53,91 Kb.
#17254


Birinci Bölüm

Bilgi ve Bilim


Ders: Araştırma Yöntemleri

c:\users\sau\desktop\set\13.png


Hedefler
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;c:\users\sau\desktop\set\12.png

Bilgi ve türlerini öğrenecekc:\users\sau\desktop\set\12.png

Bilim ve bilimin gelişimi hakkında bilgi sahibi olacak,c:\users\sau\desktop\set\12.png


Anahtar Kavramlar


Bilgi Bilim
İçindekiler


  1. Bilgi ve Bilim

    1. Bilgi ve Bilgi Türleri

    2. Bilim



1. BİLGİ, BİLİM VE BİLİMSEL YAKLAŞIM

İnsan var olduğu günden bu yana, evrende olup bitenleri anlama, tanıma, sırlarını çözme ve doğayı kontrol altına alarak rahat ve güvenli bir yaşam sürdürme isteği duymuştur. Bu istek doğrultusunda sürdürülen sistemli çabalar sonucu, bilgi ve bilim oluşmuştur. Bilim, toplumların yaşantılarını önemli ölçüde etkilerken aynı zamanda toplumsal gelişme ve çağdaşlaşmanın temel ölçütü kabul edilmektedir (Yaşar,1998:155).




    1. Bilgi ve Bilgi Türleri

Hedef: Bilgi ve bilgi türlerini öğrenmek

Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek insanlara özgü kavramlardır. İnsanlar bilgiyi, duyu-tecrübe, akıl, sezgi, bellek, inançlar, otorite, ideoloji gibi birçok kaynaktan elde edebilirler (Arslan,2012:9). Bilim sürecinin sonunda elde edilen bir ürün olan bilgi, hayatın her alanında olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da önemlidir.

Nesnelerle insanlar arasındaki etkileşim süreci sonucunda ortaya çıkan ürüne bilgi denir ve her araştırma bilgi üzerine inşa edilmektedir (Al,2007:12). Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Bilgi teorisi açısından bilgi ve özelliklerinin ne olduğunu anlamak, bilginin şartlarını incelemekle mümkün olmakla (Arslan,2012:9) birlikte bilimin anlaşılabilmesi açısından da önem taşımaktadır.

Yaşamın her alanında önem arz eden bilgi, sadece insanlar için değil organizasyonlar, işletmeler için de oldukça önemlidir. Günümüzde organizasyonların da insanlar kadar bilgiye ihtiyacı vardır. Rekabet koşullarının değiştiği günümüz bilgi ,enformasyon çağında bilgi bir güç kaynağıdır. Dolayısıyla bilgiyi üreten, geliştiren ve bilgiye tüm yönleriyle sahip olan insanlar ve kuruluşlar güçlü olmaktadırlar (Arslan,2012:9).

Görüldüğü gibi bilgi, sadece bilimsel çalışmalar yapanların değil, herkesin ihtiyacı olan bir üründür. Al’ın da ifade ettiği gibi (2007:12);

“ Gündelik yaşamda bulutların, yıldızların, ormandaki bir sesin, birisinin yüz ifadelerinin, insanların davranışlarının ne anlama geldiğini, düğünde, cenazede, kütüphanede, kahvede, nasıl hareket edileceğini, elektriğin, devletin, hastalığın ne olduğunu bilmek, hayatı kolaylaştırır. Belki de hayatta bilinmesi gereken en önemli şey bilgidir. Bu anlamda bilgi hayattır. Bu nedenledir ki, bilmeyenlerin –çocuklar, deliler vs.- yaşamlarını devam ettirebilmesi, bilenlerin desteğine bağlıdır.”

İnsanlar için olduğu kadar günümüz organizasyonları için de bilgiye ulaşma ve onu elde etmeyi ve kullanmayı sağlayan tekniklerin tamamını içeren bilişim teknolojileri önemlidir. İşletmeler karlı ve sürekli müşterileri elde tütmek istiyorlarsa teknolojik altyapı imkanlarını geliştirmek durumundadırlar. Teknolojik altyapıyı kuran işletmeler elde edilen bilgileri işletme içerisinde bölümler arasında etkin ve verimli kullanırlar. Bilindiği gibi günümüzde iletişim teknolojileri sürekli gelişmekte ve her türlü bilgi de digital ortamda aktarılabilmektedir (Arslan,2012:9). Bilimsel bilgi açısından da bilgiyi elde etme, ulaşma ve aktarma önemli olduğu kadar ve elde edilen bilgilerin işlenmesi de belli kuralları olan bir süreci ifade etmektedir.

Türkçede marifet, malumat, enformasyon, data / veri gibi kavramlarla ifade edilen bilgiye (Al,2007:12) ilişkin farklı tanımlar yapılmaktadır. Buna göre,



  • Bilgi, kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba sarfederek elde ettiği olguları ifade eder.

  • Bilgi: Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile edinilen gerçeklerdir.

  • Bilgi: Çeşitli hissî yaşantıların mantıkça bir örnek düşünce dizgesine uydurulması için gösterilen çabalara verilen isim olarak ifade edilir.

  • Bilgi: Bilgi işlemde, kullanılan üzerinde anlaşma sağlanmış kurallardan faydalanarak kişinin veriye yönelttiği anlam olarak ifade edilir.

  • Bilgi: İnsan aklının kapsayabileceği olgu, gerçek ve ilkelerin tümüne verilen isimdir.

  • Bilgi: Bir yargılamada bulunabilmek için bilinmesi gereken unsurların her birine verilen isimdir.

  • Bilgi: İnsanların toplumsal iş ve düşünme etkinliklerinin bir ürünü olan; değişen objektif çevredeki tarafsız yasal ilişkilerin dil şekli altında fikri düzeyde yeniden üretilmesine dayanan olgudur (Arslan,2012:9).

Türk Dil Kurumuna göre ise bilgi, insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü; öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf; insan zekasının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü; genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler; kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam şeklinde tanımlanmaktadır.


Bilgi, gündelik dilde, felsefede, bilimde, sanatta, dinde farklı anlamlara gelebilmektedir. Örneğin, gündelik dilde bilinen şeye bilgi denilirken, felsefede bir şeyin bir şey olarak kavranmasına bilgi denilmektedir.

Nesnelerle insan arasındaki ilişki, etkileşim sonucunda ortaya çıktığı varsayılan bilgi, varlığı tanıma ve anlama isteği, bilme isteği sonucunda ortaya çıkar. Bu yönüyle bilgi, varlıklara yüklemler vererek elde edilen zihinsel ürün; öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek; insan zekasının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü; kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam şeklinde tarif edilmektedir (Al,2007:12-13).

Her devirde önemli olmuş olan bilgi, bir kuram üzerine oturtulmuştur. Bilgi kuramı (Bilgi felsefesi) adı verilen bu kuram bilginin kaynağı nedir, bilgi nasıl elde edilir, bütün bilgiler doğru mudur, bilginin sınırı var mıdır, insan neyi ne kadar bilebilir, doğru bilginin ölçüsü nedir, mutlak bilgiye ulaşmak mümkün müdür gibi sorular sorar. Bilgi felsefesinin yanıt aradığı bu soruları iki grupta toplayabiliriz; “Bilginin kaynağı ile ilgili sorular” ve “Bilginin değeri ile ilgili sorular”. Dolayısıyla bilgi felsefesi, bilginin kaynağını koşullarını, türlerini, sınırlarını ve değerini araştıran bir felsefe disiplinidir.

Doğruluk ve gerçeklik bilgi kuramının temel kavramlarını oluşturmaktadır. Doğruluk; algılar, kavramlarla nesnel gerçeklik arasındaki uygunluğu ifade eder. Buna göre örneğin, masa ile ilgili zihnimizdeki bilgiler ile gerçek masa uyuşursa bu doğruluktur. Gerçeklikte ise somut olan, zihin dışında var olandır. Örneğin, Ağaç, kedi, köpek gibi kavramlar sadece zihnimizde değil, zihin dışında da vardır. Yani gerçekliktir (AÖL,2012).



      1. Bilgi Türleri

Bilgi, gündelik dilde, felsefede, bilimde, sanatta, dinde farklı anlamlara gelmektedir. Buna göre bilginin farklı türlerinden bahsetmek mümkündür.

Gündelik Bilgi; Pratik bilgi türü olarak nitelendirilen gündelik bilgi, duyum ve algıya dayanan bir bilgi türü olup, sezgiye ya da tecrübeye dayanabilir. Çevresel faktörlerin etkisi oldukça fazladır ve bu tür bilgi hayatı kolaylaştırır. Gündelik bilginin, çok fazla sistematik olması ve belirli yöntemlere dayanması gerekmemektedir. Diğer yandan gündelik bilgiler, bilimsel bilgi özelliği taşıyabileceği gibi batıl inançlar şeklinde de ortaya çıkabilirler. Hayatın her alanına nüfuz eden gündelik bilgilerin zamanla değişmesi ve diğer bilgi türlerine kaynaklı etmesi mümkündür.

Teknik Bilgi; Gündelik bilgiye, sanat bilgisine ve bilimsel bilgiye dayanan teknik bilgi, özellikle gündelik hayatı kolaylaştırmak, doğayı ve canlıları kontrol altına almak amacıyla kullanılır. Bilim ve teknik arasındaki sıkı ilişki, etkileşim, teknik bilgileri, bilimsel bilgiyle iç içe geçirmektedir. Teknik bilgiye örnek olarak mühendislik bilgisi verilebilir. Mühendislik bilgilerinin önemli bir bölümü hem bilimsel hem de teknik bilgidir.

Sanat Bilgisi; Yetenek, hayal gücü ve yaratıcılık gerektiren sanat bilgisi, akla, deneye, sezgiye ve düş gücüne dayanır. Güzel olanı ortaya çıkarma ve oluşturma sanat bilgisini geliştirmiştir. Resim, edebiyat, mimari, sinema gibi alanlarda kullanılmaktadır.

Dini Bilgi; Kendi paradigması içinde sistemli ve bütüncül olan dini bilgi ağırlıklı olarak inanca dayanır ve o dine inananlar, bu bilgilerin doğruluğuna inanırlar.

Felsefi Bilgi; Felsefe ile bilimin ayrışması felsefi bilginin bilimsel bilgiden ayrı olarak tasnif edilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Felsefi bilgi, bilimsel bilgi kadar akla genel geçer ve kesin olmasa da akla dayalı, sistemli ve bütüncüldür. Cevaplardan çok soruların önemli olduğu felsefi bilgide varlığı ve evreni bir bütün olarak kavrama, anlama ve açıklama bilgisi verilmektedir.

Bilimsel Bilgi; Bilimsel bilgi, bilimsel yöntemlere uygun olarak üretilmiş, gerçekliğin belirli bir bölümünü açıklamayı amaçlayan, yorum esnekliği az, doğruluğu veya yanlılığı test edilmeye açık bilgi türüdür. Bilimsel çalışmalarda yaygın olarak kullanılan bilimsel bilgi, sistemli, yöntemli, düzenli, tutarlı, kanıtlanabilir, denenebilir, nesnel, genel bilgi türü olarak tanımlanmaktadır. Deneylerle ya da akıl yürütme yoluyla elde edilebilir. Bilimsel bilginin özelliklerine baktığımızda;

- Bilimsel bilgi nesneldir. Olguları olduğu gibi anlattığı varsayılır.

- Bilimsel bilgi geneldir. Belirli bir zamana, bölgeye ya da topluma göre oluşmadığı varsayılır. Her yerde ve her toplumda geçerli olduğu kabul edilir.

- Bilimsel bilgi nedenseldir. Olaylarda neden-sonuç ilişkileri aranır. Olayları sadece bilmek yetmez nedenleriyle de bilmek gerekir.

- Bilimsel bilgi pozitiftir. Bilimsel bilginin elde edildiği bilimsel çalışmalar olgular üzerine inşa edilir.

- Bilimsel bilgi eleştiricidir ve eleştiriye açıktır.

- Bilimsel bilgi sistemli ve yöntemli bilgi türüdür (Al,2007:16-21).

Her devirde önemli olan bilgiyi sağlayan, bilimdir. Ve bilimsel bilgi bizi bilime götürmektedir.



    1. Bilim

Hedef: Bilim hakkında bilgi sahibi olmak

Bilim, Latince bilmek kökünden (scire) türemiş ve bilinen şey ya da bilgi anlamına gelen kelimedir. Bilim bir düşünme metodudur. Gerçeğe ve olgulara dayalı olarak, önyargısız, tutarlı, rasyonel ölçülerde bir anlama, bulma, doğrulama metodudur. Bilim, bir taraftan düşünme ve ele aldığı konuları bilimsel metotlarla araştırma sürecidir; bir taraftan da bilimsel araştırma sonucunda ulaşılan bir üründür. Sürekli gelişen dinamik bir bilgi olan bilimsel bilgi hiçbir zaman statikleşmez.

Gözlenebilir olgulara dayalı olan bilim, mantıksaldır ve bilimsel hükümler birbiriyle tutarlı ve çelişkisizdir. Bilimsel önermelerden doğru mantıksal çıkarımlar yapılırsa, onlar da doğru olur. Bilim, seçicidir; varlık dünyasındaki tüm olguları değil, özellikle insana faydalı olabilecek bazı olguları ele alarak inceler. Bilim, soyutlayıcı ve genelleyicidir. Belli bir tür olayların hepsinde geçerli olabilecek şekilde yasalar ortaya koyar.

Bilim, varsayımlara dayanır. Bunlara örnek vermek gerekirse; kendi dışımızda düzenli ilişkiler içinde bir olgular dünyası vardır. Bu olgular dünyası bizim için anlaşılabilir. Bütün olgular birbirine ve tespit edilebilir nedenlere bağlıdır. Gözlem konusu bütün olgular belli bir zaman ve mekân içinde yer alır. Bilim, varolan her şeyin belli bir miktarda varolduğu ilkesine bağlıdır ve bunu ölçmeye çalışır. Bilim, denetimli gözlem ve gözlem sonuçlarına dayalı mantıksal düşünme yolundan giderek, olguları açıklama gücü taşıyan hipotezler bulma ve bunları doğrulama metodudur (Ergün,x:1).


Bilim tanımı yapanların hedefleri, başkalarını bilim konusunda aydınlatmak ve fikir sahibi yapmak değil, dünya ve onu yorumlamanın bir aracı olan bilimsel yaklaşım konusunda nasıl bir tavır aldıklarını ortaya koymak içindir. Bilimin konusunun dinamik olup sürekli değişmesi, kapsamının belirlenmesi ve tanımının yapılmasını zorlaştırmaktadır.
Bu bakımdan terimsel kökeninden bakarak bilimi, bir bilgiler kümesi olarak tanımlamak olanaklıdır. Bununla birlikte, söz konusu bilgilerin mantıksal ve olgusal bakımdan birbirleri ile ilgili olduğu ve bir bütün oluşturduğu belirtilmektedir. O halde bilim en genel anlamıyla sistematik bilgiler kümesidir. Ancak bilim bu anlamda ele alındığında kapsamı çok geniş tutulmuş, her türlü bilgiyi içine alacak biçimde tanımlanmış olur. Oysa her bilgi dalı bilim olmadığı gibi, bilim adını taşımakla birlikte bilimselliğe aykırı düşen bilgi dalları da vardır.
Bu nedenle, bilimi sadece sistemli bilgiler kümesi olarak tanımlamak yeterli değildir. Başka bir deyimle tanımın kapsamını daraltmak gerekir. Sistemli bilgiler içinde bilimsel olanları ayırabilmek için başvurulacak en önemli ölçüt “konusu”yla ilgilidir. Bir bilgi dalının bilim olabilmesi için, her şeyden önce konusunun gözlenebilir(ampirik) bir varlık alanı ve nesnel bir gerçekliği bulunmalıdır. Burada ampiriklik, bilginin konusunu oluşturan olayların gözlenebilir olması, nesnellikse, bu gözlemin herkese açık bulunması demektir. Bir bilgi, ancak çeşitli gözlemciler tarafından gözlenebilir bir konuya sahip olması halinde bilimsellik özelliğini kazanır. Herkesçe paylaşılabilir gözlemlere kapalı olay veya nesneleri konu alan bir bilgi dalının bilim olduğundan söz etmek olanaksızdır.
Kısaca ilk ölçüte göre bilim, ampirik ve nesnel konusu olan sistematik bilgilerdir. Ancak bu anlamda bile bilim değişik nitelikteki bilgileri içine alacak bir genişliktedir. Başka bir deyimle, konusu gözlenebilir ve nesnel olmakla birlikte bilimsel olmayan bazı bilgiler vardır. Bu nedenle bilimin sınırını çizmek için ikinci bir ölçüte başvurmak gerekir. Bu da bilimin amacı ile ilgilidir. Bilim kendine özgü belli bir amaca sahip olmak bakımından da öteki bilgilerden ayrılır.
Bilim, birbirine bağlı ve birbirini izleyen üç aşamadan geçerek son amacını gerçekleştirir. Her bilimde bu amaca ulaşmak için izlenen aşamalar şunlardır.
a) Gözleme dayanarak konusunu oluşturan olay ve nesneleri (kısaca olguları) kavramak, tanımlamak ve sınıflandırmak üzere çözümleyerek tanıtlamak (ispatlamak),

b) Olgular arasında nedensellik ilişkileri kurmak ve bu ilişkileri, gözlem yoluyla sınayıp gerçekleyerek açıklama,

c) Çeşitli derecelerde gerçekleşmiş ilişkileri geneller, yasalar, kurumlar halinde dile getirip bunlardan kalkarak gelecekle ilgili çıkarımlarda bulunmaktır.
Bilimin son amacı tanıtlama ve açıklamalara dayanarak konusuna giren olayların alacağı biçim ve izleyeceği doğrultu üzerinde önceden çıkarımlar yapmaktır. Bilimi boş bir uğraş yada salt bilgisel bir doyum kaynağı olmaktan çıkaran bu özelliğidir. Başka bir deyimle bilimin pratik yarar ve önemi bu çıkarımcı özelliğinde yatar. Ancak bu çıkarımlar yoluyla bilim insana yaşam ve doğayı denetleme olanağı sunar (Unsal,2002:6-8).
Bilinçli ve akıllı bir varlık olan insan, sahip olduğu farklı bilgi türleriyle dünyada karşılaştığı nesneleri bilmek ister. Bu nesnelerle insan arasındaki etkileşim süreci sonunda ortaya çıkan ürüne bilgi denir. Bu anlamda, bilim, felsefe, gündelik bilgi, edebiyat, sanat, din, fal ve büyü birer bilgi türüdür. Örneğin, şimşeklerin düştüğü andaki duygularımızı kağıda dökebilir, şiir yazabiliriz. Ancak bilimsel olarak şimşeği anlamak ve açıklamak istiyorsak, onun ne olduğunu tanımlayan kavramlar kullanmamız gerekmektedir. Şimşekler hakkında bilgi toplayıp, gözlemler yapabiliriz. Şimşeklerin öncesi ve sonrasında meydana gelen değişmeleri belirleriz ve bu esasa göre yıldırımları sınıflandırabiliriz. Bilimsel bilgiyi büyü, fal, din, edebiyat ve sanat gibi diğer bilgi türlerinden ayıran en önemli ölçüt bilimin konusunun görgül (ampirik) ve nesnel gerçeklik olmasıdır. Görgüllük bilginin konusunu oluşturan olay ya da nesnelerin gözlemlenebilir olması anlamına gelir (Altunışık vd.,2007:2).
Tanımı zor olmakla birlikte bilim ile ilgili farklı tanımlar şöyledir:
Bilim: Çevreyi anlama ve açıklama gayretlerinin tamamını ifade eder.

Bilim: olayların ve nesnelerin oluşum, yapı ve gelişimindeki kanunları açıklamaya çalışan, olguları, mantıki düşünceyi temel alan, tarihi nitelikte bilgi düzeni olarak ifade edilir.

Bilim: evrenin bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgidir. Bilimin temeli; tecrübe, deney ve araştırmadır.

Üzerinde henüz herkesin uzlaşabildiği ortak bir bilim tanımı yapılamamıştır. Bunun nedeni, bilimin hızla gelişen, çok yönlü ve devingen bir etkinlik oluşu önemli rol oynamıştır. Diğer yandan bilim için, “geçerliği kanıtlanmış sistemli bilgiler bütünü” olarak tanım yapmak mümkündür (Yaşar,1998:156).


Bilimin temel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz;

1. Gerçeği ifade eder

2. Mantıksaldır

3. Nesneldir

4. Genelleyicidir

5. Bilim seçicidir.

6. Temel kabullere dayanır. Evrenseldir.

7. Olguları bol gerçek bir dünya vardır ve bu dünya araştırılabilir durumdadır.

8. Bilimde miktar her zaman vardır.

9. Bilim eleştiricidir

10. Bilim, birikimli bir süreçtir.

Bilimin amaçlarını da şöyle sayabiliriz;

1. Bilim gerçekleri tasvir eder ve anlatır.

2. Gerçeğin açıklanması ve anlaşılır şekilde ifade edilmesi

3. İlişkilerin ve değişmelerin tahmin edilmesi

4. Olayların ve olguların kontrol edilebilmesi

Bilim dalları çeşitli faydalar gözetilerek farklı şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Zamanla yeni bilim dalları ortaya çıkarak daha yeni sınıflandırmalar ortaya çıkabilir. Günümüzde daha çok akademik amaçlı beş yüzün üzerinde bilim ve sanat dalı isimleri bulunmaktadır. Bilimlerin genel bir sınıflandırması aşağıdaki gibi verilebilir:

1. Maddi bilimler (fizik, biyoloji gibi) / Manevi bilimler (Din bilgisi, ahlâk bilgisi gibi)

2. Fen bilimleri (kimya gibi) / Sosyal bilimler (sosyoloji gibi)

3. Deneysel bilimler (fizik gibi) / Teorik bilimler (felsefe gibi)

4. Temel bilimler (matematik gibi) / Uygulamalı bilimler (mühendislik gibi)

5. Fen bilimleri (kimya gibi) / Sosyal bilimler (ekonomi gibi) / Sanat ve Estetik (sanat gibi)

Birleşmiş Milletlere bağlı UNESCO’ya göre bilim ve teknoloji dalları; doğal bilimler, mühendislik ve teknoloji, sağlık bilimleri, tarım bilimleri, sosyal bilimler ve beşeri bilimler olarak altı grup altında yapılmaktadır (Arslan,2012:9-10).

Bilimin işlevlerini, doğa olaylarını ve toplumsal yaşamla ilgili olguları açıklamak, yordamak ve kontrol altına almak olarak üç grupta toplamak mümkündür. Olgu ya da olgusal durumları açıklamak bilimin en temel işlevidir. Bilim adamları olayların sadece adını vermek, onları sınıflandırmak, ne olduklarını bilmekle yetinmezler. Aynı zamanda inceledikleri olay ve olgusal durumların niçin ve nasıl oluştuklarıyla ilgili olarak da açıklamalarda bulunmaya çalışırlar.

Bilimin diğer önemli bir işlevi yordamaktır. Yordamak, bilinen ya da gözlenen durumlardan yola çıkarak bilinmeyen ya da gözlemlenmeyen durumlar hakkında kestirimde bulunmak anlamına gelir. Bilim adamları, sadece açıklamaya yönelik genellemeler ileri sürmekle kalmaz aynı zamanda geleceğe yönelik güvenilir kestirimlerde de bulunurlar. Örneğin, Türkiye’de elektrik tüketimine ilişkin bugünkü verileri değerlendirerek “Türkiye’nin 2040’lı yıllardaki elektrik gereksinmesine yönelik kestirimlerde bulunma” bir yordamda bulunma etkinliği olarak ifade edilebilir.

Bilimin diğer önemli bir işlevi ise, istenen sonuçları elde edebilmek için gerekli olan koşulları kontrol altında tutmaktır. Örneğin, belli bir öğretim tekniğinin öğrencilerin akademik başarıları üzerindeki etkisini sınamak isteyen bir araştırmacı söz konusu öğretim tekniği dışındaki diğer tüm değişkenleri kontrol altında tutmaya çalışır (Yaşar,1998:157).


Değerlendirme Soruları

  1. Bilim ve bilgi kavramlarını açıklayıp, aralarındaki ilişki hakkında bilgi veriniz.

Kaynakça
Al, Hamza (2007), Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Akademik Yazım Kuralları, Sakarya Yayıncılık, Sakarya
Altunışık, R., Recai Coşkun, Serkan Bayraktaroğlu, Engin Yıldırım (2007), Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, 5. Baskı, Sakarya
AÖL (2012), Felsefe Ders Kitabı, Anadolu Üniversitesi
Arslan, Metin (2012), Araştırma Yöntem ve Teknikleri, Ders Notları, Harran Üniversitesi, Birecik Meslek Yüksekokulu
Ergün, Mustafa (X), Felsefeye Giriş (Bilim Felsefesi), http://www.egitim.aku.edu.tr/bilimfelsefesi.pdf Erişim Tarihi: 20.10.2012
Neuman, Lawrance W. (2009), Toplumsal Araştırma Yöntemleri, Nitel ve Nicel Yaklaşımlar I. Cilt, (Çev.) Sedef Özge, Nisan, İstanbul

Unsal, İbrahim (2002), Araştırma Teknikleri, Sayıştay, Hizmet İçi Eğitim Yayınları



http://www.sayistay.gov.tr/yayin/yayinicerik/hizm.k11iunsalar%FEtek.pdf Erişim Tarihi : 08.11.2012
Yaşar, Şefik (1998), “Çağdaş Bilim Anlayışı”, Anadolu Üniversitesi, http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/IOLTP/1268/unite09.pdf
Yıldırım, Ali ve Hasan Şimşek (2000), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin, 2.Baskı, Ankara
Yüklə 53,91 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin