ERGUVAN BİZANS’TIR, OSMANLI’DIR VE TÜRKİYE’DİR
“Erguvanı fark etmek asaleti fark etmektir” diyor bir tarihçi. Hakikaten de o Doğu Roma’dan beri gelen asaletin rengidir. Bir rivayete göre, M.S. 330 yılında Doğu Roma İmparatoru Konstantin, imparatorluk merkezini İstanbul’da kurduğunda mevsim erguvan mevsimiymiş, bu nedenle de erguvan moru, yani eflatun, sadece Bizans imparatorlarının giyebildiği ve sadece onların tahtlarının rengi olabilen eflatun, yine sadece onların mühürlerinin rengi olabilmiş.
Osmanlı ise şenlikleriyle karşılarmış erguvan mevsimini. Baharın bütün güzelliğiyle kendini gösterdiği erguvanların rengârenk açtığı günler, Erguvan Bayramı adı ile kutlanmış. Bu fasıl 15. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlarına kadar kutlanmaya devam edilmiş. Güzellik sembolü, duruşu ve rengiyle Osmanlı’nın sefahati olmuş. Ayrıca güçlü dallarından bastonlar yapılmış. Mutfaklarında zengin sofraları yapraklarıyla süslemiş, lezzetiyle tatlandırmış. Saray bahçelerinin de has konuğu olmuş. Bugün ise Türkiye’nin neşesi erguvan ağacı… Anadolu’da, Ankara’da, Bursa’da baharı müjdeleyen o eşsiz güzelliğiyle erguvanları görebilirsiniz. Ama hiçbiri İstanbul’a yakıştığı gibi yakışmaz. Hiçbir yerde İstanbul’daki kadar sevilmez.
Dostları ilə paylaş: |