Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir



Yüklə 473,66 Kb.
səhifə6/11
tarix07.08.2018
ölçüsü473,66 Kb.
#68477
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

IV.2. İşletme Aşaması


Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretimi ve ürünü saflaştırma veya ayırma işlemleri sırasında çeşitli atık akımları (atık gazlar, ana çözelti, yıkama suları, kullanılmış solventler, kullanılmış katalizörler, yan ürünler) oluşur. Tarım ilaçları ve farmasötik tesislerinin temel emisyonları uçucu organik bileşikler, yüksek derecede bozunmayan organik bileşikler içerebilen atık sular, nispeten yüksek miktarda kullanılmış solventler ve geri dönüşümsüz atıklardır. Sektörde üretilen kimyasal çeşitlilik göz önüne alındığında çok geniş bir emisyon çeşitliliği söz konusudur [1].

Her aktif madde üretim reaksiyonu, reaksiyona girmeyen bazı hammaddeler ve bazı istenmeyen yan ürünlerle sona erer. Reaksiyonlardan istenen ürünler sistemin her adımında dikkatli bir şekilde ayrılırken istenmeyen ürünler atır. Bu istenmeyen ürünlerin pekçoğu, atıksu ya da katı atık formunda atılır. Bunlardan gaz formunda olanlar ise atmosfere salınır. Bazı durumlarda geri dönüştürülebilen yan ürünler, sisteme geri döndürülebilir. Hammaddelerde bulunan yabancı maddeler de birbirleriyle reaksiyona girebilir ve birçok durumda köpük veya katran veya tepkimeye girmemiş hammadde olarak ortaya çıkar [3].


IV.2.1.Toprak ve Jeoloji

Oluşması Muhtemel Etkiler


  • Dökülme sebebiyle oluşan sızıntılardan kaynaklanabilecek toprak kirliliği,

  • Dökülme sebebiyle oluşan sızıntılardan kaynaklanabilecek yeraltı suyu kirliliği.

Alınması Gereken Önlemler


  • Kimyasal, yağ, vb. malzemelerin kullanıldığı ya da depolandığı alanlar, uygun şekilde (beton, vb) kaplanmalı; boru, tesisat, vb. Yapılar düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve bakımı yapılmalıdır.

  • Kaza, arıza, kaçak ve dökülme durumları için acil durum müdahale planları hazırlanmış olmalıdır.

IV.2.2. Gürültü ve Titreşim

Oluşması Muhtemel Etkiler


  • Pompa, kompresör, blover, buhar ventleri ve jeneratörlerin yol açtığı gürültünün çevreye olumsuz etkisi.

  • Araç hareketleri ve konveyörlerin çalışması, fabrika içi ve dışı paketleme makinelerinden kaynaklanan gürültü

Alınması Gereken Önlemler


  • Pompa, kompresör, blover, buhar ventleri ve jeneratörler için bir akustik muhafaza sağlanmalı veya bulunduğu mekan akustik olarak muamele edilmelidir.

  • Pompa, kompresör, blover, buhar ventleri ve jeneratörler, uygun egzoz susturucusu ile donatılmalıdır.

IV.2.3. Hava Kalitesi


Hava emisyonları, tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretiminde çevresel sorunların başında gelmektedir. Kimyasal sentez prosesi uygulanarak aktif madde üretimi başlıca hava kirletici kaynağıdır. Üretim sırasında meydana gelen emisyonları proses kaynaklı ve kaçaklar olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Proses kaynaklı emisyonlar uygulanan işlemlerden kaynaklanan noktasal kaynaklı emisyonlarken kaçak emisyonlar depolama tanklarından, dökülmelerden, sızıntılardan, taşmalardan vs kaynaklı kontrolsüz emisyonlardır. Tarım ilacı ve farmasötik üretiminde ortaya çıkan başlıca hava emisyonları ve kirleticiler Tablo ’da ve spesifik olarak bazı tarım ilaçlarının üretimi sırasında ortaya çıkan hava emisyonları

Error: Reference source not found’de verilmiştir. Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretimi sırasında meydana gelebilecek örnek emisyon değerleri ise Tablo ’de verilmiştir.



Tablo . Tarım ilacı ve farmasötik üretimi sırasında ortaya çıkan hava emisyonları [12][28][29]

İşlem

Emisyonlar

Fermentasyon

Azot ve Sülfür Oksitler

Karbon Dioksit

Kimyasal sentez

VOC

Uçucu İnorganik Bileşikler (Örn. NOx, SO2, HCl, HF, HBr, Cl2)

Partiküller

Formülasyon

VOC

Solvent Kullanımı Kaynaklı Gazlar

Yakma Prosesleri

SO2, HCl, HF, HBr, NOx

Partiküller

Tablo . Tarım ilacı üretimi sırasında ortaya çıkan birincil hava kirleticileri [28]

Tarım ilacı

Kirletici Adı

Asefat

HCl

Aluminyum fosfid

P2O5 (H3PO4 olarak)

Kaptafol

Cl2 ve HCl

Kaptan

Cl2 ve HCl

Sipermetrin

Cl2 , HCl ve SO2

Dimetoat

H2S

2, 4 – D Asit

HCl ve Cl2

Diklorvos

CH3Cl

Etiyon

H2S ve C2H5SH

Endosulfan

HCl

Fenvalerat

HCl, Cl2 ve SO2

Izoproturon

NH3

Malation

H2S

Monokrotofos

HCl ve CH3Cl

Fosalon

NH3, HCl ve H2S

Forat

H2S ve C2H5SH

Fosfamidon

HCl ve CH3Cl

Çinko fosfid

P2O5 (H3PO4 olarak)

Tablo . Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretiminde örnek emisyon değerleri [1]

Emisyon

Miktar

HCl, mg/m3

0,2 – 10,4

HBr, mg/m3

0,1 – 0,4

Cl2, mg/m3

0,04 - <55

Br2, mg/m3

-

SO2, mg/m3

0,08 – 82

NOx, mg/m3

1,4 – 836

NH3, mg/m3

0,09 – 6,1

Partiküller, mg/m3

0,05 – 13

Uçucu organik bileşikler, mgC/m3

0,04 – 1688

Dioksinler/Furanlar, ng/m3

0,00 – 0,09

Tarım ilacı ve farmasötiklerin üretimi sırasında karıştırma, sentez, formülasyon, hammadde depolanması, paketleme, prosesler arasında nakliye, tesise veya tesisten nakliye işlemleri sırasında toz oluşabilmektedir. Tesiste en çok hava emisyonları kurutuculardan, reaktörlerden, damıtma ünitelerinden ve hammadde ve yakıtın depolanması ve nakliyesinden meydana gelmektedir. Bunları filtrasyon, ekstraksiyon, santrifüj ve kristalizasyon takip etmektedir [29].

N-asilasyon işleminden kaynaklı atık gazlar genellikle asetik asit, etanol ve ksilen ihtiva etmektedir. Yoğunlaştırma ve saflaştırma işlemleri ile atık gazda bulunan solvent ve VOC’ler geri kazanılarak yeniden kullanılması ya da ticari amaçla satılması mümkündür.

Alkilasyon prosesi sırasında oluşan atık gazlar kullanılan organik maddelerden kaynaklı VOC’lerdir. Atık gaz kullanılan halojene bağlı olarak dimetil eter ve metil klorit gibi halojenür maddeler ihtiva etmektedir. Gaz kompozisyonunda bulunan kirleticilerin suda çözünme oranları yüksek olduğunda gaz yıkama (scrubber) ile temizlenmesi mümkündür. Düşük çözünürlüğe sahip kirleticiler ise genellikle oksidasyon ile arıtılmaktadır.

Yoğunlaşma tepkimelerinde kullanılan solvent ve uçucu kimyasallardan ötürü atık gazlar VOC ihtiva etmektedir. VOC’lerin kontrol yöntemi suda çözünürlüklerine bağlı olarak gaz yıkama ya da oksidasyondur.

Diazolama ve azo kuplaj proseslerinden kaynaklanan atık gazlar HCl içermektedir. Atık gazda bulunan kirleticiler gaz yıkama üniteleri ile temizlenebilmektedir.

Halojenleme işleminde halojenürleri içeren atık gazlar oluşmaktadır. Hidrojen halojenür (HX) içeren gazlardan yıkama işlemi ile hidrojen halojenürlerin rejenerasyonu sağlanabilmektedir. Ayrıştırılamayan kısım HHC ve VOC giderimi için yakıldıktan sonra sıyırma ve/veya adzorblama işlemiyle geri kazanılmaktadır. Arıtılamayan gazlar ise kalan HHC, HX ve X2 arıtımı için yıkama sistemlerinden geçirildikten sonra atmosfere verilebilir konsantrasyonlara düşürülebilmektedir.

Nitratlama prosesi sırasında oluşan atık gazlar SOX, NOX ve VOC içermektedir. Atık gaz içerisindeki kirleticilerin miktarı tepkime sıcaklığına ve kullanılan asidin kuvvetine göre değişmektedir. Gaz yıkama sistemleri ile kirletici miktarını azaltmak mümkündür. Yıkamanın yeterli olmadığı durumlarda oksidasyon da uygulanabilmektedir.

Aromatik nitro bileşiklerinin indirgenme tepkimeleri sırasında VOC ve sülfür bileşikleri atık gaza geçebilmektedir. Atık gaz içerisindeki VOC miktarına göre yalnızca gaz yıkama ya da yıkama ve yakmanın birlikte kullanılması ile atık gaz arıtımı sağlanmaktadır.



Sülfonlama tepkimelerinde açığa çıkan atık gazlar SO2, SO3, HCl ve VOC ihtiva etmektedir. Atık miktarı kullanılan sülfürik asit ve oleum miktarına göre değişiklik göstermektedir. Sülfoklorlama tepkimelerinde ise HCl, Cl2, SO2 ve VOC ihtiva eden atık gazlar açığa çıkmaktadır. Atık gaz içerisindeki gazlardan abzorblama, sıyırma, yoğunlaştırma ve yıkama işlemler kullanılarak sülfürik asit, HCl, Cl2 ve bazı solventlerin rejenerasyonu mümkündür. Geri kalan atık gaz ise içerisindeki kirletici organik miktarına bağlı olarak yıkama ya da yakma işlemlerine tabi tutularak bertaraf edilmektedir.

Oluşması Muhtemel Etkiler


  • Baca gazı emisyonu sebebiyle hava kalitesinin bozulması (özellikle fosil yakıtların kullanıldığı tesisler)

  • Üretim prosesleri sırasında kullanılan solventlerden kaynaklı organik ve inorganik kirleticileri içeren emisyonlar

  • Üretim sırasında meydana gelebilecek depolama tanklarından, dökülmelerden, sızıntılardan ve taşmalardan kaynaklanan kaçak emisyonlar

  • Üretim, depolama ve nakliye sırasında ortaya çıkan tozlar

Alınması Gereken Önlemler


  • Baca gazı arıtma sistemi, her koşulda ilişkin yönetmelikte belirtilen emisyon limit değerlerini sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır.

  • Hava Kalitesi Dağılım Modellemesi yapılarak, tesisten çıkan emisyonların hava kalitesi ile ilgili tüm mevzuatları ihlal etmediği gösterilmelidir.

  • Fosfidli aktif maddelerin üretimi sırasında ortaya H3PO4 buharı olarak ortaya çıkan P2O5 gazı sıyırıcıdan geçtiği için bu emisyonu kontrol etmek için buhar giderici (mist eliminator) kullanılmalıdır.

  • Kullanılan solventler geri dönüştürülmeli veya geri kazanılmalıdır.

  • Proses izin verdiği sürece daha çevre dostu solventler seçilmelidir.

  • Kaçak emisyonların kontrolü için sızıntı tespit ve onarım programı uygulanmalıdır.

  • Kimyasal sentez sırasında ortaya çıkan emisyonunun azaltılması için:

    • ayırma teknikler (örn. Siklonlar,buhar filtreleri, ıslak sıyırıcılar)

    • oksidasyon teknikleri (örn. Isıl yakma, katalitik yakma)

    • tehlikesiz ürünlere dönüştürme (örn. Biyofiltrasyon, biyosıyırma)

uygulanmalıdır.

  • Ortaya çıkan tozlar mümkün olduğunca toplanarak eğer mümkünse sentez aşamasına geri dödürülmeli, mümkün değilse bertaraf edilmelidir.

  • Mümkün olduğunca alternatif sentez ve reaksiyon şartları kullanımı sağlanmalıdır (örn. mikro yapılandırılmış reaktör sistemleri kullanımı, kimyasal prosesler yerine enzimatik proseslerin tercih edilmesi, reaksiyonların iyonik sıvılarda gerçekleştirilmesi, vs)

  • Emisyonların oluştuğu kimyasal depolama alanları, reaksiyon tankları vb birimlerin kapalı alanlar içine alınarak emisyonlar kontrol edilmelidir.

  • Tesisteki havalandırma kanalları baca gazı arıtım sistemlerine bağlanmalıdır.

IV.2.4. Atıklar


Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretimi işlemlerinden aktif madde sentezinde fermentasyon, kimyasal sentez ve formülasyon işlemlerinde oluşması muhtemel tehlikeli ve tehlikesiz atıklar miktar ve çevresel etkiler açısından üçüncü sırada yer alırken ekstraksiyon işlemlerinde ekstrakte edilen aktif maddeler genellikle hammaddede çok düşük seviyelerde bulunduğundan bu atıklar miktar bakımından neredeyse hammadde ağırlığı kadardır. Bu atıklar, artık kullanılmayan veya standartları sağlamayan hammadde veya ürünler, harcanmış solventler, reaksiyon kalıntıları olan filtreler, kullanılmış kimyasal reaktifler, filtre ve hava kirliliği kontrol ekipmanlarından tozlar, hammadde paketleme atıkları, laboratuar atıkları, döküntüler, ürünlerin paketlenmesi sırasında oluşan atıklardır [29]. Atık üreten proses aşamaları ve atıklar Tablo ’da özetlenmektedir.

Tablo . Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretimi sırasında ortaya çıkan atıklar [1][12][29][30]



İşlem

Atıklar

Fermentasyon

Filtre kekleri, kullanılmış hammadde, bakır ve çinko tuzları

Biyolojik ekstraksiyon

Filtre kekleri, atık plazma fraksiyonları, kullanılmış besiyer, bitki kalıntıları gibi hammaddeler

Formülasyon

Üretim sırasında oluşan toz (üretim hattına geri gönderilir)

Kimyasal sentez

Reaksiyon kalıntıları ve filtratlar,

Tesis geneli

Artık kullanılmayan veya standartları sağlamayan hammadde veya ürünler, harcanmış solventler, reaksiyon kalıntıları olan filtreler, kullanılmış kimyasal reaktifler, filtre ve hava kirliliği kontrol ekipmanlarından tozlar, hammadde paketleme atıkları, laboratuar atıkları, döküntüler, ürünlerin paketlenmesi sırasında oluşan atıklar, Ekipman bakımından kaynaklı atıklar (yağlar ve diğer yağlama atıkları, kullanılmış organik solventler, boya ve kaplamalardan kaynaklanan çamur ve katılar)

Alkilasyon prosesinde kullanılan katalizörler ve filtreleme ekipmanlarından kaynaklı atık oluşumu söz konusudur. Rejenerasyonu mümkün olmayan katalizörler ve filre ekipmanları halojenli maddeler ile kontamine olabildikleri için genel bertaraf yöntemi yakmadır. Üretilen her ton ürün başına ortalama 50 kg atık oluşmaktadır.

Yoğunlaşma tepkimelerinde kullanılan ekstraksiyon ve ürün yıkama işlemlerinden kaynaklı çözeltiler oluşmaktadır. Çözeltilerde bulunan organik maddeleri fiziksel işlemler kullanarak geri kazanmak mümkündür. Bu çözeltilerin içerisindeki organik maddelerin biyobozunurluğu düşük olduğundan en uygun bertaraf yöntemi yakmadır.

Halojenleme işleminde kullanılan saflaştırma ekipmanlarından kaynaklı halojenürleri ve VOC içeren filtre ve atık solventler oluşmaktadır. Bu atıklar tehlikeli madde içeriklerine göre yakma ya da depolama ile bertaraf edilmelidir. Damıtma işleminden kaynaklı atıklar ve istenmeyen yan ürünlerin bertaraf yöntemi ise genellikle yakmadır. 100 ton ürün için ortalama 6 ton atık açığa çıkmaktadır.

Nitratlama sırasında açığa çıkan atık solventlerin büyük bir kısmı geri kazanılabilmektedir. Geri kazanılamayan solventlerin, damıtma işleminden kaynaklı atıkların ve istenmeyen yan ürünlerin bertaraf yöntemi ise yakmadır. Kristalleşme ve filreleme işlemlerinden kaynaklanan atıklar ise yakma ya da depolama ile bertaraf edilebilmektedir.

Aromatik nitro bileşiklerinin indirgenme tepkimeleri sırasında kullanılan asidik solventlerin geri dönüştürülemeyen kısımları, demir oksitler ve katalizörlerden kaynaklı atıklar oluşmaktadır. Ortalama olarak üretilen ton ürün başına 2,2 ton atık demir oksit ve diğer organiklerin karışımı açığa çıkmaktadır.

Sülfonlama ve sülfoklorlama tepkimelerinde kullanılan jips, Na2SO4 ve CaCO3 kaynaklı kontamine atıklar açığa çıkmaktadır. Bu atıkların tek bertaraf yöntemi düzenli depolamadır. Diğer atıklar ise filtreleme ve abzorbanlarda kullanılan ekipmanların ömrünü tamamlamış atıklarıdır. Bu atıkların bertaraf yöntemi genellikle yakmadır.



Oluşması Muhtemel Atıklar/Etkiler

  • Kimyasal madde ambalajları,

  • Atık mamul ambalajları,

  • Mutfak vb. Birimlerden kaynaklanan evsel atıklar,

  • Atıksu arıtma tesisinden kaynaklanan arıtma çamurları (birincil ya da ikincil arıtma olmasına bağlı olarak niteliği değişecektir),

  • Ofis vb. birimlerden kaynaklanan baskı toneri, atık floresan, pil, vb. atıklar,

  • Baca gazı arıtma çamurları,

  • Laboratuvar atıkları ve diğer kimyasallar.

  • Kimyasal sentez proseslerinden kaynaklanan kalıntılar

  • Kristalleşme, ekstraksiyon, damıtma gibi ünitelerde gerçekleşen reaksiyonlar sonucu tank diplerinde biriken ve periyodik olarak tank diplerinden uzaklaştırılan tortu, çamur ve reaksiyon kalıntıları,

  • Kullanılmış asit, baz, solvent, aktif madde bileşenleri, siyanit ve mettallerle kontamine olmuş katı veya yarı katı atıklar

  • Paketleme şartlarına uymayan ürünler

  • Kullanılmış hava filtresi parçaları (örn. Kullanılmış aktif karbın vs)

  • Fermentasyon ve kimyasal sentez kaynaklı filtre kekleri

  • Proseslerde oluşan kullanılmış katılar (örn. Ara ürünler, inorganik tuzlar, organik yan ürünler, metal bilekişikleri)

  • Bitik katalizörler/ajanlar,

  • Proseslerde kullanılan çözeltilerin depolanması sırasında tanklardan sızan ya da proseste kullanım sırasında dökülen, saçılan ya da raf ömrünü tamamladığı için atık konumuna geçen miktarları

Alınması Gereken Önlemler

  • Ambalajlama hataları azaltılmalıdır.

  • Atık gazların temizleme vb. süreçlerinden kaynaklanan yağla kirletilmiş atıklar önlenmelidir.

  • Mümkün olduğunca alternatif sentez ve reaksiyon şartları kullanılmalıdır (örn. mikro yapılandırılmış reaktör sistemleri kullanımı, vs)

  • Atıkların (katalizörler, adzorbanlar, filtreler, iyon değiştirici reçineleri, vb.) rejenerasyonu ve geri dönüşümü sağlanmalı, geri dönüşümü mümkün olmayan atıklar ise bertaraf edilmelidir.

  • Kalorifik değeri yüksek olan atık solventler, organik kirleticiler ve atık çamurlar içerisindeki tehlikeli madde içeriğine göre yakıt olarak değerlendirilmeli ya da bertaraf edilmelidir.

IV.2.5. Atıksular


Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretimi, ürün saflaştırma ve ayırma işlemleri sırasında kullanılan kimyasal proseslerden kaynaklı konvansiyonel parametreler (örn. BOİ, TAK ve pH) ile birlikte farklı kimyasal bileşenler (aktif madde, hammadde kalıntıları) içeren atıksu oluşmaktadır. Bunun dışında zemin ve ekipman temizlenmesinden, dökülmelerden vs. atıksular oluşmaktadır. Farmasötiklerin üretimi sırasında en çok kullanılan on kimyasal metanol, etanol, aseton, izopropanol, asetik asit, metilen klorür, formik asit, amonyum hidroksit, N, N-dimetilasetamid ve toluen olarak sayılabilir [29].

Kimyasal sentez işlemleri sırasında kullanılan kontamine olmuş solventleri arındırarak tekrar kullanmak için birçok tesis solvent geri kazanım üniteleri işletir. Bu işlemler, kullanılmış solventle tamamen veya kısmen doymuş sıvı atıklarla sonuçlanabilmektedir. Atıksu genellikle kesikli reaktörlerin doldurulması ve boşaltılmasını gerektiren kimyasal değişiklikler sonucunda ortaya çıkar. Bu atıksu, reaksiyona girmemiş hammadde, bazı solventler ve gerçekleştirilen kimyasal reaksiyona (örn., aminasyon, halojenleme, sülfonlama, alkilasyon) bağlı olarak çok çeşitli bileşikler içerir. Kimyasal sentez atıksuyu genellikle yüksek BOİ5 ve KOİ atık yüküne sahiptir ve atıksudaki kirleticiler toksisite ve biyolojik bozunurluk açısından farklılık gösterir. Üretim basamaklarında asitler, bazlar, siyanürler, metaller ve diğer kirleticiler oluşabilirken, atık proses çözeltileri ve küvet yıkama suyu atık organik solventler içerebilir. Bazen kimyasal sentez atık suyu arıtım sistemindeki biyokütle için çok konsantre veya çok toksik olabildiği için biyolojik arıtma sistemlerinde arıtılamaz. Bu nedenle, biyolojik arıtma öncesinde bazen kimyasal sentez atık suyunu dengelemek ve/veya kimyasal olarak ön işleme tabi tutmak gerekebilir [12]. Kimyasal sentez işlemlerinden kaynaklanan atıksuların başlıca kaynakları şunlardır:



  • Kullanılmış solventler, filtratlar ve konsantreler gibi proses atıkları;

  • Zemin ve ekipman yıkama suları;

  • Pompa sızdırmazlık suyu;

  • Islak gaz sıyırıcı atıksuyu;

  • Dökülmelerin temizlenmesi [12].

Aktif madde üretiminde en yaygın olarak uygulanan ekstraksiyon işlemlerinden kaynaklanan atıksuların başlıca kaynakları şunlardır:

  • Kullanılan ham maddeler (örneğin, atık plazma fraksiyonları, kullanılmış besiyerler (fermentör sıvıları, bitki kalıntıları);

  • Zemin ve ekipman yıkama suları;

  • Kimyasal atıklar (örneğin, kullanılmış solventler);

  • Döküntülerin temizlenmesi [12].

Formülasyon işlemlerinden kaynaklanan atıksuların başlıca kaynakları şunlardır:

  • Zemin ve ekipman yıkama suyu,

  • Islak sıyırıcılar,

  • Döküntülerin temizlenmesi [12].

Formülasyon işlemleri için kullanılan karıştırma tanklarını temizlemek için kullanılan su nedeni ile alışılmadık bileşimdeki seyreltik atık sular periyodik olarak kanalizasyon sistemine boşaltılır. İnorganik tuzlar, şekerler ve şurup içerebilen karıştırma tanklarından çıkan yıkama suları, farmasötik bileşiklerin ana partilerini hazırlamak için kullanılabilir. Formülasyon işlemlerinden kaynaklanan atık suyun diğer kaynakları, bina havalandırma sistemlerinde veya spesifik teçhizatta bulunan gaz yıkayıcılardan gelen toz ve dumanlardır. Genel olarak, bu atıksu biyolojik arıtma sistemleri ile kolaylıkla arıtılabilir [12].

Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretimi sırasında ortaya çıkan atıksular ve kaynakları Tablo ’da, bazı tarım ilaçlarının üretiminde meydana gelen atıksular ve kaynakları ise Tablo ’de özetlenmiştir. Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretiminden kaynaklanan örnek atıksu değerleri Tablo ’de verilmiştir.



Tablo . Tarim ilaçları ve farmasötiklerin üretimi sırasında ortaya çıkan sıvı atıklar [12][33]

İşlem

Emisyonlar

Kimyasal sentez

Zemin ve ekipman yıkama suyu

Pompa sızdırmazlık suyu

Islak gaz sıyırıcı atıksuyu

Kullanılmış solventler, filtratlar ve konsantreler gibi proses atıkları

Dökülmeler

Fermentasyon

Abzorblanan kimyasallar, çözünmüş organik bileşikler ve çözünmeyen organik yağlar ve mum içeren atıksular

Fermentasyon besiyeri, şeker, nişasta, protein, azot, fosfat ve diğer besin maddeleri içeren atıksular

Feneol gibi dezenfektanlar içeren atıksular

Solvent geri kazanımı kaynaklı atıksular

Biyolojik Ekstraksiyon

Zemin ve ekipman yıkama suyu

Solventler gibi kullanılmış kimyasallar, atık plazma fraksiyonları, kullanılmış besiyer, bitki kalıntıları içeren atıksular

Döküntülerden kaynaklanan atıksu

Formülasyon

Islak sıyırıcı yıkama atıksuyu, genel temizleme işlemleri

Dökülmeler ve kırılmalar sonucu meydana gelen atıksu

Ekipman temizleme atıksuyu

Tesis geneli

Tesisdeki duşlar (İlaçla temas eden çalışanların tesis çıkışı öncesi kullanımı)

Tablo .Tarım ilaçlarının üretimi sırasında meydana gelen atık sıvılar [28]

Aktif Madde

Uygulanan Proses

Atık

Asefat

Ekstraksiyon

Asetik asit (50%) ve amonyum sülfat içeren sıvı faz

İzomerizasyon

MeCl2 (geri dönüşüm)

Aluminyum fosfid

Abzorber, Fosfor eritme

Absorber ve fosfor eritme kaynaklı atıksu

Abzorber

H3PO4 (Yan ürün)

Elek

Büyük parçalar kırmaya geri gönderilir

Kaptafol

Yıkama

Atıksu

Kaptan

Yıkama, Sıyırıcı

Atıksu

Sipermetrin

Reaksiyon, Yıkama

Siyanür içeren sıvı atık

Yoğunlaşma

Hekzan (geri dönüşüm)

Reaksiyon

Kullanılmış sülfürik asit

AlCl3 çözeltisi (satılabilir)

KBr çözeltisi (Br geri kazanımı)

Dimetoat

Ayırma

Toluen (Damıtmaa)

NaCl çözeltisi

Atıksu

Filtrasyon

P2S5 (Kalıntı)

Kurutma

Etilen diklorür (Geri dönüşüm)

2,4–D asit

Filtrasyon

2,4-D Sodyum

Diklorvos

Reaksiyon

Metil klorür (Yakma)

Etiyon

Reaksiyon

Sodyum bromür (yan ürün)

Sıyırıcı

Sodyum sülfit (yan ürün)

Endosülfan

Damıtma

Geri kazanılmış Karbon tetra klorür

Reaksiyon

Het Diol sulu çamuru (Buharlaşma ile Hekzaklorosiklopentadien geri kazanım)

Fenvalerat

Damıtma

Para kloro toluen (Geri dönüşüm)

İzopropil Bromür

Hekzan (Geri kazanım)

Kalıntı (Yakma)

Yıkama

Siyanürlü atık

NaBr (Br2 Geri kazanım)

Atıksu

Hidroliz

H2SO4 (Satılabilir)

İzolasyon

Etilen diklorür

Atıksu

Reaksiyon

Hekzan (Geri kazanım)

Di Metil Formamid

Siyanürlü atık

Yoğunlaştırma

Toluen (Geri kazanım)

Malation

Sıyırıcı

Kullanılmış NaOH çözeltisi

Esterleşme

Etanol

Benzen

Su

H2SO4

Nötrleşme

Atıksu

Kurutma

Toluen

Monokrotofos

Damıtma

Geri kazanılmış metanol

Geri kazanılmış etilen diklorür

NaCl çözeltisi

Yoğuşturma

Metil klorür

Saflaştırma

Trimetil fosfit + Etilen diklorür + safsızlık (Etilen dklorür geri kazanımına gider)

Izoproturon

Nitratlama

Kullanılmış asit (Satılabilir)

Yıkama

Atıksu

Sülfür geri kazanımı

Sülfür (Reaksiyonda kullanılmak üzere)

Atıksu

Damıtma

Kalıntılar (Yakma)

Amonyak geri kazanımı

Dimetil amin (Yoğunlaşmaya geri döndürülür)

Geri kazanılan amonyak (Satılabilir)

Atıksu

Saflaştırma

Atıksu

Hidroliz

Parakümidin (Yoğuşturmada tekrar kullanılmak üzere geri kazanım)

Orto-nitro-kümen (Yakma)

Fosalon

Reaksiyon

Solvent (Geri kazanım)

Kristalizasyon

Solvent (Geri kazanım)

Santrifüj

Solvent (Geri kazanım)

Solvent (Geri kazanım)

Atıksu

Dekantasyon

Asit (Reaksiyonda geri kullanılmak üzere)

Yıkama

Atıksu

Yoğunlaşma

Solvent

Forat

Reaksiyon

Sodyum sülfit (Yan ürün)

Atıksu

Fosfamidon

Sıyırıcı

Atıksu

Toksikleşme

Metil klorür




Jet kondensat (Detoksifikasyona)

Detoksifikasyon

Atıksu

Önderiştirme

Tehlikeli atıklar (Yakma)

Safkaştırma

Jet kondensat (Yakma)

Çinko fosfid

Fosfor Havuzu

Atıksu

Tablo . Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretiminden kaynaklanan örnek atıksu kompozisyonu [1]

Parametre

Miktar

KOİ, mg/L

100 – 25000

BOİ5, mg/L

370 – 3490

NH4-N, mg/L

3,9 – 152

Toplan N, mg/L

6,4 – 5458

İnorganik N, mg/L

10,7 – 153

Toplam P, mg/L

3,5 – 48

AOX, mg/L

0,57 – 14

Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretiminden kaynaklanan atıksuların karakteristiği ve miktarı prosesten prosese farklılık göstermekte, birden fazla prosesin bir arada olduğu durumlarda mümkün olduğu kadar atıksu hatlarını doğrudan birbiri ile karıştırmamak gerekmektedir. Atıksuların kaynaklandığı prosesler genellikle reaktif maddeleri içerdiğinden birbiri ile karıştırılması durumunda istenmeyen kazalara ve çevresel açıdan tehlikeli maddelerin oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca çoğu proseste açığa çıkan atıksuların büyük bir kısmı arıtılmadan önce içerisindeki kimyasallar ve ana çözeltiler çeşitli saflaştırma ve ayırma işlemleri kullanılarak yeniden kullanılabilir hale ya da yan ürünlere dönüştürülebilmektedir. Yeniden kullanılamayacak durumda olan atıksular ise diğer atıksular ile karıştırılmadan önce içerisindeki toksik madde, ağır metal ve biyobozunur madde konsantrasyonu ile yük miktarı belirlendikten sonra ön arıtmaya ihtiyaç olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ön arıtmaya ihtiyaç duymayan ya da toksik özellikleri ön arıtma tesisi ile giderilen tarım ilaçları ve farmasötik ürünlerin imalatı atıksularının büyük bir kısmı, biyoljik atıksu arıtma sistemleri ile arıtılabilmektedir. Ön artıma ve biyolojik arıtma tesislerinde tercih edilen proses ve mikroorganizmalar atıksuyun içerisinde bulunan kimyasalların ve toksik maddelerin türüne göre belirlenmelidir.

N-asilasyon işlemi sırasında yan ürünler, amonyum sülfat, etanol, alüminyum, ve asetik asit kullanıldığı durumlarda AOX ihtiva eden çözeltiler oluşmaktadır. Proses sırasında açığa çıkan moleküller çoğunun biyobozunurluğu düşük olduğundan arıtma tesisleri için problem oluşturabilmektedir. Atıksu içerisindeki etanol, asetik asit ve solventlerin geri kazanımı sağlandıktan sonra arıtma tercih edilmelidir. 1 ton ürün başına ortalama 2 ton arıtma çamuru oluşması beklenmektedir. Kuru tip asilasyon tercih edilerek kullanılan tuz ve atıksu oluşumu engellenebilmekte, ancak bu durumda da oluşan atık gaz miktarı artmaktadır.

Alkilasyon işlemi sırasında açığa çıkan atıksular yüksek miktarda organik madde ve istenmeyen yan ürünleri içermektedir. Ortalama atıksu yükü 20 gr/L KOİ ve 14 gr/L BOİ’dir. Alkilasyon işleminde oluşan atıksuların önemli bir kısmı baca gazı yıkama sistemlerinden ve temizlik işleminden gelen sulardır. Bu atıksular yapıları itibariyle biyoljik olarak arıtılmaya uygundur.

Yoğunlaşma tepkimelerinden açığa çıkan atıksular yüksek miktarda VOC içermektedir. VOC içeriği hem kimyasal tepkimelerin gerçekleştiği çözeltilerden hem de ürün yıkama işleminden gelmektedir. Ön arıtmadan geçirilmiş atıksudaki ortalama AOX miktarı 300 mg/L, TOK miktarı ise 2,8 gr/L’dir. Oluşan atıksuları arıtmak mümkün olduğu gibi bir diğer bertaraf yöntemi de yakmadır.

Diazolama ve azo kuplaj proseslerinden kaynaklanan atıksular genellikle AOX, tuz ve ağır metal ihtiva edebilmektedir. Atıksu ortalama 7 gr/L KOİ ve 200 gr/L tuz içermektedir. Özellikle halojenür maddeleri içeren atıksuların biyobozunurluğu çok düşük olduğundan genellikle oksidatif ön arıtma gerekmektedir. Bazı durumlarda ön arıtmadan çıkan atıksuların bertaraf yöntemi yakmadır.

Esterleşme tepkimelerinde alkol ve yardımcı sürükleyicileri içeren solventler ile VOC içeren atıksular oluşmaktadır. Esterleşme tepkimelerinde açığa çıkan atıksular %93-100 biyobozunur özelliktedir.

Halojenleme tepkimeleri halojen grubun bağlanması ile gerçekleştiğinden atıksularda beklenen kirleticiler AOX türevleridir. AOX içeren atıksuları solvent geri kazanım ile büyük ölçüde yeniden kullanmak mümkündür. Halojenleme işleminde halojenürleri içeren atık gazlar oluştuğundan bu gazların arıtımı için gaz yıkama sistemleri (scrubber) kullanıldığı durumlarda VOC, HHC, X2 ve HX içeren atıksular oluşmaktadır.

Nitratlama tepkimeleri sırasında oluşan atıksular organik maddeler, yan ürünler, fenoller, sülfirik asit ve nitrit asit içermektedir. Bir diğer atıksu kaynağı ise filtreleme sonrası elde edilen filtrattır. Ekstraksiyon ile asit rejenerasyonu mümkündür. Organiklerin arıtımı için oksidasyon ya da yakma tercih edilmektedir.

Aromatik nitro bileşiklerinin indirgenme tepkimeleri sırasında oluşan atıksular yüksek miktarda organik madde, AOX, sülfür bileşikleri ve katalizör kalıntıları içermektedir. Katalizör ve solventler arıtılarak sonra yeniden kullanılabilmektedir.

Sülfonlama tepkimelerinden oluşan atıksular genellikle yüksek miktarda organik kirleticiler, AOX, tuz ve sülfirik asit ihtiva etmektedir. Tipik bir atıksu örneği >20gr/L KOİ, 2,5-4 gr/L BOİ ve 200 mg/L’ye kadar AOX içermektedir. Sülfirik asit ve bazı solventlerin ön arıtma ile geri kazanımı mümkündür. Atıksuyun biyobozunurluğu %30-60 arasında olduğundan arıtma sistemlerinde genellikle oksidasyon ve yakma tercih edilmektedir. Sülfoklorlama tepkimelerinde ise kullanılan tionil klorit ve CH2Cl2 ve organik kirleticiler atıksularda beklenen kirleticilerdendir. SOX’lerin atık gazdan yıkama ile uzaklaştırılması sonucu ortaya çıkan atıksu yüksek miktarda SO4 içermektedir.


Oluşması Muhtemel Etkiler


  • Atıksularda bulunan biyobozunurluğu düşük kimyasalların varlığından kaynaklanan zor arıtılabilirlik,

  • Soğutma suları ve blöfler,

  • Solvent geri kazanımı işlemlerinden kaynaklanan solventle kontamine olmuş atıksular,

  • Formülayon işlemleri sırasında karıştırma tanklarını temizlemek için kullanılan su nedeni ile kanalizasyon sistemine boşaltılan alışılmadık bileşimdeki seyreltik atık sular,

  • Tesiste üretilmekte olan ürünün üretimi tamamlandıktan sonra farklı ürünün üretilmesine başlanması sırasında ekipmanların temizlenmesinden kaynaklanan atıksular,

  • Acil durumlarda (örn. Tepkimenin kontrolden çıkması, dökülmeler, yangın, vs) ortaya çıkan yüksek hacimli kontamine sular

  • Solventler için geri dönüşüm veya geri kazanım işlemleri uygulanmasına rağmen bir miktar solvent proses suyunda kalabilir

Alınması Gereken Önlemler


  • Mümkün olduğunca alternatif sentez ve raksiyon şartları kullanılmalıdır. (örn. sıvı-gaz reaksiyonlarda SO3’le sülfonlama yapılması, 2-naftilamin-8-sülfonik asitle asetilleme, Trifenilfofin oksit’in arıtılması veya eşarjı yerine geri dönüşümü, indirgeme işlemlerinin katalitik hidrojenasyonla sağlanması, mikro yapılandırılmış reaktör sistemleri kullanımı, vs)

  • Münferit işletmelerde (tam arıtma gereken) tüm atıksular kimyasal ve biyolojik proseslerle arıtılmalıdır.

  • Münferit işletmelerde atıksular ikinci (biyolojik) arıtma öncesi veya sonrası biyobozunurluğu düşük bileşiklerin bozunmasını sağlamak amacıyla ön işleme (ozonlanma, oksitleme vb. teknikler) tabi tutulmalıdır.

  • Organize sanayi bölgelerinde bulunan işletmelerde, atıksular ortak arıtmanın gerektirdiği düzeyde ön arıtılmalıdır.

  • Geri kazanılabilir atıksuların geri kazanımı yapılmalı ve diğer tüm atıksuların gerektiği düzeyde arıtımı sağlanmalıdır.

  • Kazan (varsa kojenerasyon tesisi) soğutma suları tekrar kullanılmalı ya da arıtılmalıdır.

  • Uygun şartlarda ekipman yıkanmalı, diğer proses sularının devamındaki ünitelerde ilave su olarak tekrar kullanımı mümkünse sağlanmalıdır.

  • Atıksu arıtma tesisi girişine debi ve/veya beklenmedik yükleri kontrol etmek için dengeleme sistemlerinin kurulması

  • Kullanılan solventler geri dönüştürülmeli veya geri kazanılmalıdır.

  • Proses izin verdiği sürece daha çevre dostu solventler seçilmelidir.

  • Tarım ilaçları ve farmasötiklerin üretildiği tesislerden kaynaklanan atıksular için uygun arıtma teknolojileri aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:

    • Ağır metal, toksik veya biyolojik olarak parçalanamayan organik maddeleri içermeyen atıksulara biyolojik atıksu arıtma uygulanır.

    • Ağır metal, toksik veya biyolojik olarak parçalanamayan organik maddeleri içeren atıksular (yüksek AOX, HX veya yüksek KOİ/BOİ oranına sahip) diğer atıksulardan ayrı olarak arıtılır ya da geri kazanılır. Bu atıksu hatları için uygun arıtma teknolojileri, kimyasal oksidasyon, adzorpsiyon, filtreleme, ekstraksiyon, sıyırma, hidroliz (biyolojik parçalanmayı artırmak için) veya oksijensiz ön arıtım olarak sıralanabilir.

    • Metal içeren atıksu hatları (örneğin katalizör kullanımından kaynaklı) kimyasal çöktürme (tercihen metal geri kazanımına uygun), iyon değiştirici, elektrolitik geri kazanım veya ters ozmoz ile arıtılabilir.

    • Askıda katı madde içeren atıksular için çöktürme, flotasyon ve filtreleme uygulanabilir.

    • Yağ/organik ve su karışımları için API seperatörleri, hava flotasyonu veya hidrosiklonlar kullanılabilir.

IV.2.6. Radyofarmasötikler


Radyoizotoplar içeren radyofarmasötikler hem tanılama hem de tedavide kullanılan özgün ilaçlardır. İçerdikleri radyoaktif izotop sebebiyle radyoaktif madde sayıldıklarından, radyoaktif maddelerin tabi oldukları tüm yönetmeliklere de tabidiler. Kullanılacak olan ilacin dozajı elde edilmek istenen tanı/tedavinin ihtiyacına yönelik olarak tasarlanmaktadır [34]. Bu sebeple bu ilaçların yarılanma ömürleri 70,8 saniyeden (58Co) 301.000 yıla kadar (36Cl) değişen sürelerde olabilmektedir. Klinik tedavilerde kullanılan ilaçların yarı ömürleri genellikle birkaç dakika ile birkaç gün arasında değişmektedir [35]. Bu nedenle bu tarz ilaçların sentezlendikleri yerler genellikle hastane bünyesinde yer almaktadır.

Oluşması Muhtemel Etkiler

  • Radyoaktif maddelerden kaynaklı zararlı ışınlar,

  • Hatalı ürünler ya da yan ürünler,

  • Radyoaktif maddeleri içeren atıksular ve solüsyonlar,

  • Radyoaktif maddeler ile kontamine olmuş atık gazlar,

  • Radyoaktif maddeler ile kontamine olmuş temizlik malzemeleri, kıyafetler, filtreler vb. atıklar,

Alınması Gereken Önlemler

  • Çalışma ortamı radyoaktif madde ile çalışma koşullarına elverişli olarak hazırlanmalıdır. Radyoaktif maddenin sentezlendiği ortam çevre ve insan sağlığını koruyacak önlemleri içermelidir.

  • Çalışan personel radyoaktif madde ile çalışma konusunda eğitilmelidir.

  • Radyoaktif atıklar diğer atıklardan ayrı olarak toplanmalı, içeriğine uygun olarak etiketlenmeli ve radyoaktif maddeler için özel üretilmiş kaplarda ve depolama alanlarında muhafaza edilmelidir. Depolama alanlarına giriş-çıkışlar kontrol altında tutulmalı, izinsiz girişler engellenmelidir.

  • Radyoaktif maddelerle kontamine olmuş her türlü ambalaj, kıyafet, bez, filtre, abzorban vb. yardımcı ekipman radyoaktif madde olarak kabul edilmelidir.

  • Kısa ömürlü radyoaktif atıklar (Yarılanma ömrü 100 günden kısa olan atıklar) radyasyon doz hızları 1 µSv/saat değerinin altına düşünceye kadar radyoaktif madde depolama koşullarına uygun olarak geçici depolanmalıdır [36].

  • Uzun ömürlü radyoaktif atıklar Radyoaktif Atık Yönetimi Yönetmeliği uyarınca bertaraf edilmelidir [37].

  • Radyoaktif maddeler ile kontamine olmuş atıksular (temizlik, bakım, laboratuvar atıkları, personel duşları vb.) radyoaktivite değerleri yönetmelik sınır değerlerinin altına düşünceye kadar radyoaktif madde depolama koşullarına uygun olarak geçici depolanmalıdır

  • Radyoaktif maddelerin sentezlendiği yerlerin havalandırma sistemleri ortak havalandırma sistemlerinden ayrı olarak tasarlanmalıdır.

  • Depoalama alanları uygun bir şekilde havalandırılmalı, havalandırma sistemleri ortak havalandırma sistemlerinden ayrı olarak tasarlanmalıdır.

  • Radyoaktif madde ile kontamine olmuş atık gazlar atmosfere verilmeden önce baca gazı arıtım sistemleriyle kontrol altına alınmalıdır.

Yüklə 473,66 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin