Batı Toroslar'da Bulunan Geleneksel Türk Evlerinde Ahşap Süsleme / Yrd. Doç. Dr. Osman Kunduracı [s.265-272]
Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye
Ev, insanın içinde barındığı fiziksel ve sosyal bir ortamdır. Bu ortam içerisinde her türlü dış etkilere karşı korunur ve yaşar. Ev, mekân olarak toplumun en küçük birimi olan aile bireylerinin ortak kullanım alanıdır. Bir ailenin kullanabileceği ölçüler içinde şekillenen evlerin plân tasarımları ve süsleme programları tarih içinde gelişim ve değişimlere uğramıştır. Bu gelişim ve değişimler sosyal, kültürel, coğrafik ve ekonomik şartlara göre farklılıklar göstermektedir.
Bu araştırmanın konusu “Batı Toroslar’da Bulunan Geleneksel Konutların Süslemeleri” olarak belirlenmiştir. Araştırmada incelenen örnekler bölgedeki kent, kasaba ve köy yerleşmelerinden seçilmiştir. Bu örnekler o yöredeki konutları temsil eden tipik yapılardır. Araştırmamızda bu konutların süsleme ögelerinin bütün özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.
Anadolu yarımadasının güneyinde, kıyıya paralel uzanan Toroslar’ın batı bölümü çalışma alanımız olarak belirlenmiştir. Bölgenin güneyinde Antalya, kuzeyinde Konya, doğusunda Karaman ve İçel illeri, batısında ise Muğla ili bulunur.
Yüzey şekilleri bakımından dağlık olan bölgede taş ve ahşap malzemeye dayalı geleneksel nitelikte konutlar üretilmiştir. İdari ve coğrafi yapısı yüzünden Taşeli yaylası olarak da tanımlanan bölgenin konut mimarisi daha önceleri kapsamlı olarak araştırılmamıştır. Sadece şehir veya kasaba ölçeğinde hazırlanmış araştırmalar mevcuttur.1
Bu konutların büyük bir bölümü fiziki bakımdan sağlam durumda olup günümüzde de kullanılmaktadır. Öte yandan bölgenin bazı kesimlerinde konar göçer hayatı bugün de devam etmektedir. Ancak son yıllardaki sosyal ve kültürel değişmeler bölgenin geleneksel konutları ve kültür hayatını yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirmiştir. Bölgenin araştırma konusu olarak seçilmesinin sebeplerinden birisi de budur.
Araştırma konumuza giren Batı Toroslar konutları, geleneksel süslemeleriyle Türk konut kültürü içerisinde önemli bir yer tutmaktadırlar.
Süslemeler, bulundukları yüzey ve tekniklerinin yanında motif ve kompozisyon zenginliğine de sahiptirler. Ayrıntılı olarak inceleyip ve değerlendirmeye aldığımız bölge evlerinde süsleme programları malzemeye bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bölgenin mevcut orman varlığından kaynaklanan ahşap malzemeye dayalı zengin bir süsleme programı ile karşılaşıyoruz.
Ahşabın yanında bağdadi duvarlarının yüzeylerinde, tekne tavanlarda, çiçeklik ve lambalık gibi öğelerde alçı süslemeler de mevcuttur. Alçının suya ve rutubete karşı dayanıksız oluşundan daha çok kapalı mekânlarda ve yüzeylerde kullanıldığını görüyoruz. Bu tür süslemede uygulanan motif ve kompozisyonlar Avrupa barok ve ampir üslubun tesiri ile yapılmıştır. Daha çok lotus, palmet, asma dalı ve üzüm salkımı gibi bitkisel motifler işlenmiştir.2
Madeni süsleme bölge evlerinde çok az uygulama alanı bulmuştur. Daha çok kapı tokmakları, pencere parmaklıkları ve kısmen ahşap yüzeylerdeki çivili tezyinat şeklinde görülmektedir.3
Bölgenin geleneksel konutlarında çini, taş ve tuğla gibi malzeme ile yapılmış süslemeler görülmez. Muhtemelen malzemenin teminindeki güçlükler ve ekonomik sebeplerle bu tür süsleme örneklerine yer verilmemiş olabilir.
Bu bağlamda ahşabın bölge evlerinde esas malzeme olması bölgenin orman ürünleri bakımından zenginliğine bağlı olarak yörede ahşap işleme ve süsleme teknikleri geliştirilmiştir. Araştırmalarımız sırasında tespit ettiğimiz ahşap süsleme teknikleri de şunlardır: Yüzeysel oyma, ajur, çıtakari, çatma ve çakma teknikleri.4 Bölgede görülen ahşap işçiliğinde Türk süsleme sanatı motifleri ile kısmen yabancı öğelerin de karıştığı bir taşra üslubu ortaya çıkmıştır.
1. Dış Mimaride
Bölge insanı bu doğal ve zengin malzemeyi evinin yapımında, süslemesinde hatta kullandığı araç gereç ve kap-kacağında gayet güzel kullanmıştır.
Evlerin dış cephe elemanlarında ahşap süsleme öncelikle çıkmalarda görülür.5 Değişik form ve tekniklerle yapılmış çıkma kafesleri cephelerin estetik değerleridir. Daha çok kiriş ve konsollarla taşınan çıkma yüzeyleri bol pencereli ve zengin süslemeli olurlar. Çıkma altları panolar halindeki tahtalar ile çevrilir. Genellikle yüzeyleri oyma olarak değişik motif ve kompozisyonlarla süslenmiştir. Çıkmanın pencereli bölümü, ince çıta çerçeveler ile taksim edilmiş olup üçlü pencere düzenine sahiptir. En üstte ise çıkmanın alınlık kısmı bulunur. Bazen tek bir üçgen, bazen de ortası üçgen iki yanında yarım daire formlu yüzeye sahip olan alınlık üzerinde bazen bitkisel, yazılı veya figürlü süsleme kompozisyonları bulunur.
Evlerin dış cephe mimarisinde zengin süslemesiyle kafesli çıkmalar önemlidir. Bunların yanında pencere şekilleri ve pervazlarıyla parmaklık ve kepenk düzenekleri de cepheye süsleyici özellikler katmaktadır. Saçak ve silmeler de dış cephenin süslemesinde etkili olmuştur.6
Bu elemanların dışında dış cephelerde duvar örgülerindeki yatay veya 45 derecelik açılarla konulan hatılların ortaya koyduğu tabiî görünüm ile değerlendirilmiş cepheler de süsleme bakımından ilginçtir.
Dış cephedeki ahşap yüzeylerde görülen süsleme öğelerinden bir başka eleman ise saçak ve silmelerdir. Özellikle yaprak şeklinde sarkıtılmış püsküllü ahşap saçak silmeleri bölge evlerinin önemli bölümleridir. Daha çok çıkma saçakları ve köşk oda şeklinde dışarı taşırılan odaların saçak silmeleri bu bakımdan önemlidir. Ormana İzzet Baştuğ evi hariciyesindeki köşk oda saçak silmeleri (Resim: 1) ile Halis Bayar evi köşk odasının saçak silmeleri bu şekildedir (Resim: 2). Yukarı Kayalar kasabasındaki Bozdoğan kardeşlere ait evlerden Durmuş Bozdoğan evinin çıkmasında (Resim: 3) ve Pınarbaşı köyündeki Miktat Kırıcı evinin çıkma saçaklarında da ahşaptan püsküllü pervaz süslemeleri yapılmıştır (Resim: 4).
Dış cephede süsleme elemanı olarak ortaya konan çıkma ve saçak silmeleri ile pencere parmaklıklarında motif ve kompozisyon zenginliği görülür. Yıldızlar ve çokgenler şeklinde geometrik ve bitkisel motiflerin yanında stilize kuş tasvirleri ve el motifleri de görülmektedir (Resim: 5). Oyma ve ajur tekniğinde yapılmış koruyucu anlamındaki stilize kuş figürleri ile el tasvirlerinin bulunduğu örnekler Ormana ve Derebucak çevresindeki evlerin ahşap kafeslerinde yoğunluktadır.7
Bölge evlerindeki ahşap işçiliğinin dış cephedeki örnekleri sadece evlerin çıkma, saçak ve parmaklıklarında yoğunlaşmamaktadır. Ayrıca evlerin cümle kapılarında da benzer kalitede ahşap işçiliğine ait uygulamalar tespit edilmiştir. Türk mimarisinin her alanında sıkça gördüğümüz ve ilk örneklerini Anadolu Selçuklu sanatına kadar indirdiğimiz ahşap parmaklıklar Türk sanatının değişik alanlarında sevilerek uygulanmış ve günümüze kadar kullanıla gelmiştir.
Parmaklıklar trabzan veya yöresel deyimiyle dırbızan olarak isimlendirilmiş, yapımında geometri bilgisinin bütün hünerleri ortaya konulmuştur. Görevi sadece pencereleri dışarıdan gelecek tehlikelere karşı koruyan ve perde görevi bulunan dırbızanlar, bazen de odalara giren ışık hüzmelerine farklı yönler vererek estetik görünümler kazandıran elemanlardır.
İlk örneğimiz Katrancı köyünden Hüseyin Kocagöz evinin kuzey odasının kuzeybatı penceresindeki dırbızan örnekleridir (Resim: 6). Yatay ve dikey kare kesitli çıtaların çatılmasıyla oluşturulan bu dırbızanda dairevi boşluklar şeklinde kare taksimatlar elde edilmiştir.
Pencerenin boyutuna göre dikey dikdörtgen formdaki dırbızanın üst bölümünde biri küçük diğeri büyük dairelerden oluşan iki sıra yatay bir bordür yapılmıştır. Bu bordürün aynısı ortada ve altta tekrarlanmıştır. Dairelerden oluşan bu ikili bordürler arasında da beş gözlü karelerden yapılmış iki adet yatay bölüm vardır. Daireleri ve kareleri oluşturan çıtalar sahip olduğu motiflerin ortasından birer boğum yapmıştır ve bu boğumlar dairelere dört yapraklı yonca görünümü kazandırmıştır. Böylece dırbızanın bütününe süsleme açısından estetik değer kazandırılmıştır.
İkinci örneğimiz yine aynı evin, aynı odasının kuzeydoğu penceresine ait dırbızandır. Bu parmaklıkta üstte karelerden oluşan iki sıralı bir bordür olup aynı bordür sadece ortada tekrarlanmıştır. Alt kısmı ise tek sıra halindeki karelerden oluşan bir bordür ile nihayetleşmiştir. Karelerden oluşan bordürlerin arasında kalan bölümlerin üsttekinde ahşap kapılarda gördüğümüz çarkıfelek kompozisyonu yapılmıştır. Alttaki bölümde ise beşli bir açıklık vardır. Bu dırbızanda da karelerin ortasına gelen kısımlarda çıtalarda boğumlar yapılarak sekizgen şema görüntüsü elde edilmiştir.
Memiş Kocagöz evinin kuzeybatı odasının penceresinde tespit ettiğimiz dırbızan da dikeyde beş bölüme ayrılmıştır. Üst bölümünde yan yana beş kare ile beş dikdörtgenden oluşan iki sıralı bir bordür bulunmakta ve bu bordür altta da simetrik olarak tekrarlanmaktadır. Ortadaki bölüm ise beş dikdörtgen göz boğumlu bovling topu şeklindeki çıtalarla bölünmüştür. Yatay ve dikey çıtalar yine kare motiflerin ortalarında boğumlar yaparak dört yapraklı yonca görüntüsü elde edilmiştir.
Muammer Bayar evinde tespit edilen dırbızan diğer örneklere göre biraz farklı tasarlanmıştır. Bu parmaklığın tam ortasında büyük bir kare boşluk bırakılmıştır. Bu boşluk insan başının geçeceği boyutta olup ev sahiplerinin dışarıyı gözetlemesi için bırakıldığı öğrenilmiştir. Dırbızanın üst ve alt kısmı karelerden oluşan üç sıra halindeki bordürler şeklinde yapılmıştır. Her karenin çıtaları yine boğumlu yapılarak yonca şeklini almışlardır.
Hasan Yavuz evinde gördüğümüz dırbızan örneği dikeyde üç bölümden oluşmaktadır. Üst ve alttaki bölümler dört gözlüdür. Ortadaki bölüm ise yatayda iki bölümlü olup yanlardaki dört gözlü ortadakiler ise iki gözlü tasarlanmışlardır.
Diğer korkuluk örneklerinden olan dairevi formdaki çıtalarla yapılmış dırbızan örnekleri evlerde ve camilerde sıkça gördüğümüz uygulamalardandır.
Bölge evlerinde oldukça zengin kompozisyonlara sahip dırbızanların yanında basit şekillerde tasarlanmış ince çıtaların dizilmesiyle yapılan dırbızanlar da vardır. Ayrıca birbirlerine ahşap baklalarla bağlanmış yuvarlak kesitli çıtalardan yapılan parmaklıklar da tespit edilmiştir (Resim: 7).
Özellikle Akseki’deki Osman Yüksel Serdengeçti evinin güneydoğu odasındaki yıldız ve rozetlerden oluşan ajur-kafes tekniğinde yapılmış parmaklıklar (Resim: 8-9) ile Ormana evlerinde görülen farklı kompozisyonlarda tasarlanmış parmaklık uygulamaları dikkati çekmektedir. Osman Yüksel Serdengeçti evinin parmaklıklarının üst kısımlarındaki simetrik tasarlanmış stilize kuş ve yıldız motifinin farklı tasvirlerini bölgedeki diğer evlerde de görmekteyiz (Resim: 10).
Dış cephelerin süsleme programları, yapım tekniklerinin tabiî sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bunun sonucu evlerin dış cephelerindeki bazı bölümlerin özenle süslendiği görülür. Bu bakımdan bölge evlerindeki ahşap süsleme örneklerimiz geleneksel Türk evi süslemeleri içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.
2. İç Mimaride
Bölge evlerindeki süsleme programları daha çok iç mimarideki elemanlarda toplanmıştır. Konut içinin süslemesi Türk ev geleneğinin özünde vardır. Konar göçerlikten gelen çadır kültürü ile yakından ilgilidir.
Çadırlar üzerindeki nakışlar, süslemeler, halı, kilim ve diğer yaygılardaki motif ve düzenleme evlerde oda içlerindeki elemanlara yansıtılmıştır. Saray, kasır ve köşklerde de zengin süsleme programları göze çarpar. Bu anlayış sonucu Türk evinde geleneksel yapı ve süsleme ustaları, ahşap ve diğer malzemeler ile yaptıkları yapım ve süsleme programlarında sonsuz başarılar elde etmişlerdir.
Ahşap konut mimarisinde iç mekânlarda sürekli yaşanan birimlerde daha çok kaplama malzemesi şeklinde kullanılmıştır. Bu ahşap yüzeylerdeki motif ve kompozisyon zenginlikleri, insanların ruh dünyalarının zenginliğini gösterir. Tavanlardaki yıldız ve fırfır göbekli tavanlar ile şua motifli tavanların nakışlı süslemeleri ev içi yaşamının sonsuzluk ilkesinde dışa açılımı şeklinde ferah tutması için düşünülmüştür (Resim: 11-14). Yüklük ve dolap kapakları, çiçeklikler ile ağzı açıklar bu anlayışı tamamlayan diğer elemanlardır (Resim: 15-17).
Bunların yanında daha çok oda giriş kapılarında yoğunlaşan ahşap süslemelerden ilk örneğimiz Muğla ili Yatağan ilçesi Katrancı köyündeki Hacı Hüseyin Kocagöz’e ait evin üst katındaki oda giriş kapılarıdır.8 Etrafı pervazlı ve üst kısmı yarım daire kemerli taç ile tamamlanmış kapıların yüzeyleri tablalı süsleme kompozisyonuna sahiptir. Kapıların motif ve kompozisyonları birbirlerinin tekrarı şeklindedir.
Kapı kanatlarının esas yüzeyleri üç ana bölüme ayrılmaktadır. Oyma tekniğinde işlenmiş tablalarda gülbezekler, ay ve yıldız motifleri, birbirlerine simetri teşkil eden kılıç veya yaprak motifleri görülmektedir. Ajur tekniğinde yapılan taç kısımlarında ise karşılıklı iki tane vazoda çiçek motifi işlenmiştir. Benzer teknikte yapılmış başka bir örnek ise üzerinde testere dişi motifi ile düzenlenmiş tepeliğe sahip Ayşe Arıkan evinin kapısıdır9 (Resim: 18).
Kapı kanadı çatma ve çakma10 tekniğinde tablalı olarak iki bölümlü bir kompozisyondan oluşmakta ve birinci bölümün merkezinde iç içe iki kare pano 45 derecelik açılarla döndürülerek yerleştirilmiştir. Kare panoların köşeliklerinde kalan üçgen parçaların içlerine de gülçe motifleri işlenmiştir. Konsantrik karelerin çerçeve kısmında ise bir kare bir dikdörtgen panoların çarkıfelek kompozisyonunda döndürülmesiyle merkezi bir kompozisyon düzenlemesi elde edilmiştir.
Diğer panoların ikisinde vazoda çiçek ve göz motifleri işlenmiştir. Küçük kare panolarda ise beş ve altı kollu yıldızlardan oluşan gülbezekler bulunmaktadır. Kapının yarısını dolduran bu kompozisyon diğer alt yarısında da tekrar edilmiş ve yüzeysel oyma süslemelerle doldurulmuştur.11 Kare panoların içlerinde beş veya altı kollu yıldız motifleriyle işlenmişken dikdörtgen panolarda silah, vazoda çiçekler, edirnekâri ve göz motiflerinin yapıldığını görmekteyiz. Özellikle silah ve hançer gibi motiflerin bu yörede ailede erkek çocuğun istendiği veya varlığı sembolize edilmektedir.
Dördüncü örneğimiz aynı köyden Muhsin Karakaş evinin kapısı olup12 çerçeve kısmı çam, tablalı kısımları dut ve ceviz ağacından yapılmıştır.13
Muhsin Karakaş evindeki bu kapıda da kapı yüzeyi iki ana süsleme kompozisyonuna sahiptir. Kapının üstte kalan bölümünde dört kollu yıldız ve yıldızın kolları arasından geçen iki ahşap çıta bu panonun köşegenleri şeklindedir. Bu bölümde özellikle köşegen çıtalarıyla yıldızın kolları arasında kalan üçgen panoların dördünde hançer motifi ve diğer dört panoda ise gülçe motifleri işlenmiştir. Yıldızın kollarına ait panolarda da iç içe dörtgenler yapılmıştır (Resim: 19).
Kapının altta kalan ikinci bölümünde önceki kapılarda gördüğümüz çarkıfelek kompozisyonuyla oluşturulmuş panolar vardır.
Kapının tam ortasındaki gülçenin merkezinde ve üstteki dört kollu yıldızın merkezinde nazara karşı iki adet mavi boncuk aplike edilmiştir.
Diğer bir kapı örneğimiz Turgut’a bağlı Zeytinköy’de eski muhtar Muharrem Oğuz evine aittir. Yukarıda tanıtmaya çalıştığımız Muhsin Karakaş evinin kapısıyla yakın benzerlik göstermektedir. Bu iki kapı tamamen aynı ustanın elinden çıkmış olmalıdır. Önceki örnekte görülen iki kareden oluşan süsleme kompozisyonu burada tekrarlanmıştır. Ancak çarkıfelekli bölüm bu kapıda üstte yer almıştır14 (Resim: 20).
Kapının sol üst köşesi ile onun çapraz karşısındaki sağ alt köşesindeki dikdörtgen panolarda önceki kapılarda gördüğümüz tabanca tasviri işlenmiştir. Sağ üst köşedeki panoda yanar vaziyette bir gaz lambası, sol alt köşede ise tek kulplu bir adet Kavaklıdere güğümü tasvir edilmiştir.15
Çarkıfelek kompozisyonun üst ortasında kalan kare panoda ise Atatürk portresi olarak nitelenen figürlü süsleme ve etrafında ışık şuaları nakşedilmiştir. Burada Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bir ahşap ustasının yorumuyla aydınlık ve ışık saçan bir lider olduğu vurgulanmıştır.
Kapının altta kalan ikinci ana kompozisyondaki bütün panoların içleri de gülçe motifleriyle doldurulmuştur.
Katrancı köyünden Memiş Kocagöz evi güneydoğu odasının giriş kapısında da diğer örneklerde olduğu gibi kapı aynası iki kare panoya ayrılmıştır.
Kapının birinci bölümündeki tablalarda iki adet fiyonk motifi ile vazoda çiçek ve ibrik tasviri ile merkezindeki tablada ise iç içe halkalardan oluşan gülçe motifleri yapılmıştır.
Memiş Kocagöz evinin kuzey doğu odasının giriş kapısı ise üstte ve altta çarkıfelek şeklindeki düzenlemenin arasında kalan üç tablalı yatay bir panoya sahip olup panoları oluşturan tablaların yüzeyleri de farklı gülçe motifleriyle süslenmiştir (Resim: 21).
Katrancı köyündeki Mehmet Ümek evinin oda giriş kapısında diğer kapılardaki gibi benzer düzenlemeler dikkati çekmektedir. Süsleme motiflerinde ise keklik figürü ile bir tabanca tasviri işlenerek bölgedeki avcılık kültürü vurgulanmaya çalışılmıştır. Üstte ve alttaki tablalarda da yıldız ve gülçe motiflerinin işlendiği görülür.
Aynı köyden Turan Bayar evinin kapısındaki taksimatlanma diğer kapılara benzer ise de süslemesindeki tabanca tasviri bölge evlerinde delikanlıların varlığına işaret etmektedir. Bunun yanında kapı tablalarında selvi ile yıldız ve gülçe motifleri de işlenmiştir (Resim: 22).
Katrancı köyünden Hüseyin Yavuz evinin kapısı kısmen Muhsin Karakaş evinin kapısını hatırlatmaktadır. Kapı aynası yine üstte ve altta iki pano ile ikisinin arasında kalan yatay dikdörtgen panodan oluşan düzenlemeye sahiptir. Kapıdaki üçgen ve kare tablaların tamamında değişik gülçe motifleri bulunmaktadır.
Katrancı köyünden Mehmet Tan evinin kapısındaki düzenleme aynı köyden Ayşe Arıkan evinin kapısıyla benzerlikler göstermektedir. Sadece kapı aynasını oluşturan tablalarda farklı yıldız ve gülçe motifleri ile fiyonk ve bir tabanca tasviri görülür.
İbrahim Pekel evinin kapısında da Muhsin Karakaş evinin kapısı gibi üstte dört kollu yıldız ortada üç tablalı bir pano ve altta da diğer kapılarda gördüğümüz kareler ve üçgen tablalardan oluşan bir düzenleme vardır. Alttaki bu panonun üst köşelerindeki üçgen tablalarda karşılıklı iki tabanca tasviri yapılmışken kapıdaki diğer tablalarda yıldız ve gülçe motifleri işlenmiştir.
Katrancı köyündeki son örneğimiz Hüseyin Karaoğlu evinin kapılarıdır. Evin kuzey ve güney odalarının giriş kapılarındaki düzenleme diğer Katrancı kapılarıyla benzerlikler gösterir. Ancak kuzey odanın kapısında önceki kapılarda karşılaşmadığımız bir uygulama dikkati çekmektedir. Üst ve alttaki panolar arasında kalan yatay bölümün ortasındaki kare tablada “Maşallah” yazılı bir süsleme vardır. Bu uygulama ile kapının ve süslemesinin kötü gözlere karşı korunduğu ifade edilmiştir. Alttaki bölüm ise üç dikey tabladan oluşan bir düzenlemeye sahip olup tablalarında selvi motifleri işlenmiştir.
Hüseyin Karoğlu evinin güney odası kapısındaki düzenleme de ise sadece çarkıfelekli iki pano ve panoyu oluşturan tablalarda fiyonk gülçe ve bazı taramalı süslemeler görülür.
Zeytin köyündeki Muammer Oğuz evinin kapısından başka İzzet Soy ve Kel Hasan evlerinin kapılarında da küçük tablalardan oluşan çarkıfelekler ve bu tablaların yüzeylerinde selviler, gülçeler, fiyonklar ve tabanca tasviri gibi süslemeler yapılmıştır.
Hacıbayramlar köyünden Raziye İnce ve Ali Rıza İnce evlerinin kapılarında diğer örneklerde olduğu gibi tablalarında dört veya beş kollu yıldızlar, gülçe, fiyonk ve hilal motifleri gibi bazı taramalı süslemeler görülür.
Ayşe İnce evinin kapısı sadece iki kare pano şeklinde tasarlanmıştır. Üstteki panonun tablalarında iki tabanca tasviri ile fiyonk ve selvi motifleri yapılmıştır. Merkezdeki kare tablalarda ise gülçe motifleri yer almaktadır.
Mehmet İnce evinin kapısı da iki kare panodan oluşmaktadır. Üstteki bölüm kendi içinde eşkenar dörtgen ve kare şeklinde bir düzenlemeye sahiptir. Bu bölümün alt köşelerindeki üçgen tablalarda iki tabanca tasviri yer alır. Diğer tablalar da ise hilalli alem ve stilize kuş tasvirleri yapılmıştır.
Hasan Balcı evinin kapısı iki bölüm olup her iki bölümün yüzeyi çarkıfelek kompozisyonunda tasarlanmış dikdörtgen ve kare tablalardan; Musa Gökbel evinin kapı kanadı da sıkça gördüğümüz iki kare pano ile bunların arasında kalan bir yatay panodan meydana getirilmiştir. Tablalarda tabanca ve keklik figürü ile yıldız ve gülçe motiflerinin farklı uygulamaları görülür. Musa Gökbel evindeki kapının tablalarında ise çarkıfelekler, gülçeler, fiyonk motifleri ve karşılıklı iki keklik figürü ile tabanca tasvirleri yapılmıştır.
Zeytinköy örneklerimize dahil ettiğimiz Yusuf ve Ali Kurt kardeşlere ait ev ile Mehmet Dağlı evinin kapıları da bölgedeki diğer kapılara benzemekte ve burada da iki adet tabanca ile gülçe ve tütün yapraklarından oluşan motifler işlenmiştir.
Mehmet Dağlı evinin kapısı iki bölümden oluşturulmuştur. Her bölümün tablalarında tabanca ve kuş figürü tasvirleriyle yıldız, gülçe ve tütün yaprağı motifleri işlenmiştir.
Bölgedeki kapı örneklerimizin sonuncusu Yatağan-Gökgedik köyünden Hatice Gökmen evinin kapısıdır. Kapının yüzeyi iki bölümden oluşmuş ve tablalarında ise tabanca tasviri, fiyonk, gülçe ve tütün yaprağı motifleri işlenmiştir. Alt bölümde de kare ve dikdörtgen tablalar içerisine güçeler ve motifleri yerleştirilmiştir.
Daha çok Muğla ili Yatağan ilçesine bağlı köylerden tespit ettiğimiz oda giriş kapılarında gördüğümüz ahşap oyma işlerini Beyşehir -Üstünler evleri ile İbradı- Ormana evlerinin dolap ve yüklük kapaklarında da görmekteyiz. Genellikle yüzeysel oyma şeklinde yapılan bu süslemelerin yanında ajur tekniğinde yapılmış süslemeleri de Hüseyin ve Memiş Kocagöz evlerinin kapı tepeliklerinde görmekteyiz.
Özellikle Üstünler Hüseyin Gökmen evinin baş oda kapısı yapım ve süsleme tekniğiyle Anadolu Selçuklu ahşap sanatının devamı niteliğindedir. Hüseyin Gökmen evinin kapısı yarım daire kemerli bir taç ile çerçevelenmiştir. Kapının kanadı üç bölümden oluşan tabla düzenlemesine sahiptir. Çakma ve çatma tekniğinde yapılmış kapının yüzeyindeki üst ve alt bölümler kare panolar içerisinde yer alan baklava dilimi motifleriyle doldurulmuşken ortadaki bölümün merkezinde şua motifi yanlarında ise ibrik ve gülçe motifleri görülmektedir (Resim: 23). Benzer bir kapı örneği ise Derebucak-Pınarbaşı köyünden Karabıyıklar evinde yapılmış olup kapı kanadının merkezinde ince çıtalardan şua motifi işlenmiş üst ve altta kalan bölümlerde çakma tekniğinde aplike edilmiş sakçe göz tasvirleri bulunmaktadır (Resim: 24). Her iki kapı örneğinin süslemeleri diğer kapılardan farklı olarak kabaralı çivilerle yapılmış olup çivili tezyinat bakımından da önemlidir.
Türk evi genelinde olduğu gibi bölge evlerinin özellikle baş oda tavanlarında yoğunlaşan ahşap süslemenin Antalya-Akseki ve İbradı ilçeleri ile bunlara bağlı kasaba ve köy evlerinde değişik kompozisyonlarda uygulandığı görülmüştür.
Odaların üst örtüleri genellikle alttan çakmalı, düz, çıtalı taksimatlı ve ortasında yıldız göbek bulunan tavanlar şeklindedir. Bunun yanında oval veya şemseli, bitkisel motifli göbekler de yapılmıştır. Ayrıca sekizgen tekne tavan veya altıgen göbekli tavan kaplaması da görülür.
Bazı tekne tavanların köşelerinde kalan üçgen yüzeylerin köşebentlerine ise ince çıtalı taksimat şeklinde şemseli süslemeler yapılmıştır.
Tavanların dışında yüklük ve dolap kapaklarında, oda giriş kapılarında, çiçeklik ve ağzı açıklarda ahşap süsleme örneklerini görüyoruz.
Özellikle yüklük ve dolap kapaklarındaki ahşap yüzeyler oyma tekniğinde yapılmış süslemelere sahiptir. Aynı teknikte yapılmış olan oda giriş kapılarında da küçük panolar halindeki yüzeyler rozet veya çelenk şeklinde bitkisel motifler ile doldurulmuştur. Ayrıca “Maşallah” şeklinde güzel yazı olarak yazılmış süslemeleri de görmekteyiz.
Çiçeklik veya ağzı açıklarda ise kısmen oyma tekniğinde, fakat ağırlıklı olarak da ajur tekniğinde yapılmış süslemeler görüyoruz.
Ahşap davlumbazlar ve raflar ile musandıra önlerindeki, merdiven korkuluklarındaki korkuluklar ve bazı pencerelerin içteki kepenk veya parmaklıklarında da ahşaptan yapılmış süsleme öğelerini görmekteyiz.
Bölge evlerinin ahşap süsleme programları genellikle dışta cümle kapılarında, çıkmalarda, pencere kafeslerinde, saçaklarda ve diğer doğramalarda yoğunlaşmıştır. İçeride dolap ve yüklük kapaklarında, oda giriş kapılarında, tavan kaplamalarında, çiçeklik ve raflarda, davlumbazlar ve merdiven korkuluklarında görülmektedir. Genellikle yıldız şeklindeki geometrik şekiller, çıtalı taksimatlaşma, bitkisel göbek ve bordür süsleri ile nadiren figürlü süslemeler biçiminde yapılan motifler birçok anlamlar içermektedirler. Tavanlardaki çok kollu yıldız ve şemse motifi güneşi ve dolayısıyla aydınlığın sembolü şeklinde yapılmıştır. Tavan ve diğer yüzeylerdeki bitkisel motifler ile tabiatı tasvir etmişlerdir. Bazı kuş ve el motifleri de simgesel olarak koruyucu anlamında tasvir edilmiştir.16
Muğla ve çevresindeki evlerde uygulanan ahşap tavanlarda ise tavan göbeği uygulamaları birbirlerinin tekrarı şeklindedirler. Daha çok ince çıtaların yan yana getirilmesiyle zikzak veya baklava dilimi şeklinde oluşturulan bu tavan göbeklerinde yer yer mavi boncuklar aplike edilmiştir. Nazara karşı yapılmış olan bu mavi boncuk uygulamalarını ahşap kapılarda da görmekteyiz. Hafif çökertilmiş tekne tavan şeklindeki bu göbek uygulamaları süsleme bakımından oldukça sadedirler.
Bunların dışında yapılan motif ve kompozisyonlar Avrupa barok süslemeleri tarzında yapılmış süsleme öğeleri ve çıkmalardaki ampir üslubunun tesiri ile yapılan üçgen formlu alınlık düzenlemeleriyle karşılaşıyoruz.17
Sonuç olarak ahşap, dış mimarideki kullanımının birkaç kat daha fazlasıyla iç mimaride yoğun bir süsleme malzemesi şeklinde tercih edilmiştir. Bu durum Türk evinin ve bölge evlerinin genel bir karakteristiği olarak dikkati çekmektedir.
Ahşap malzemenin kullanımına bağlı olarak bazı yapım ve süsleme teknikleri ortaya çıkmıştır. Kündekari tekniği dışındaki diğer yapım tekniklerinin hemen hepsi bölge evlerinde sıkça kullanılmıştır.
Süsleme teknikleri de yapım teknikleri gibi malzemeye bağlı olarak uygulanmıştır. Ahşap elemanlarda oyma, ajur, çakma ve çatma teknikleri şeklinde görülmektedir. Oyma tekniğinde motifler yüzeylere oyularak işlenmiştir. Geometrik, bitkisel, nesnel (tabanca ve kap-kacak) tasvirler, stilize kuş figürleri ile insan portreleri ve el tasvirlerinden oluşan motif ve kompozisyonlar görülmektedir. Tabanca tasvirleri evde erkek çocukların varlığını, el tasvirleri ise büyüsel anlamlar ifade ederek evlerin kem gözlerden korunması için yapılmıştır. Anadolu kültürlerinde görülen el ve stilize hayvan figürlerinin bu nedenle sıkça tasvir edildiği görülür.18
1 Osman Kunduracı, Batı Toroslar’da Bulunan Geleneksel Konutlar, Konya, 1995, (S. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi); Osman Kunduracı, “Hadim ve Çevresi Sivil Mimari Örnekleri”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi Sayı: 5, Konya 1999, s. 137-156; Osman Kunduracı, “Alanya Evlerinden Örnekler”, Alanya 7. Tarih ve Kültür Semineri, 21-23 Kasım 1997; Osman Kunduracı, “Alanya Köy Evlerinden Örnekler”, Alanya 8. Tarih ve Kültür Medeniyeti Semineri, 27-28 Kasım 1998; Osman Kunduracı, “Yatağan-Turgut Çevresindeki Eski Evler”, Osmanlı’nın 700. Yılında Muğla Sempozyumu (6-7 Mayıs 1999); Hasan Şener, Alanya’da Geleneksel Konutlar, İstanbul, 1984; Cengiz Bektaş, Antalya, İstanbul, 1980, s. 67-173; Cengiz Bektaş, Halk Yapı Sanatından Bir Örnek-Bodrum Sivil Yapıları, İstanbul, 1975; Cengiz Bektaş, Şirince Evleri, İstanbul, 1987; Oktay Ekinci, Yaşayan Muğla; Seyit Yıldırım, Ermenek Evleri, Konya, 1992, (S. Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi); Perihan Heper, Antalya Evleri, Konya, 1990, (S. Ü. Fen-Edb Fak., Arkeoloji-Sanat Tarihi Bölümü, Lisans Tezi). Esin Karaaslan, Seydişehir Evleri, Konya, 1994, (S. Ü. Fen-Edb. Fak., Lisans Tezi); Lütfi Sunar, Beyşehir Yöresi Evleri, Konya, 1992, (S. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi); Hasibe Canevi, Akseki Evleri, Konya, 1989, (S. Ü. Fen-Edb. Fak., Lisans Tezi). Ertuğrul Aladağ, Muğla Evleri, İstanbul, 1990 (Mimar Sinan Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Restorasyon Programı, Yüksek Lisans Tezi); K. Alan, “Anamur Evleri”, Anamur Müzesi Yıllığı, Sayı: 1, Cilt: 1, Konya, 1990, s. 24-32; İlhami Öztürk, “Burdur Evleri”, Sky Life, 11/20, İstanbul, 2000; Günsel Renda, “Datça’da Eski Bir Türk Evi”, Sanat Dünyamız, Sayı: 2, İstanbul, 1974, s. 22-29.
2 Haşim Karpuz, “Eski Antalya Evlerinde Süsleme”, Antalya IV. Selçuklu Semineri (13-14 Mart 1992), Antalya, 1993, s. 50-61; Rüçhan Arık, Batılılaşma Dönemi Anadolu Tasvir Sanatı, Ankara, 1976, s. 119-149; Günsel Renda, Batılılaşma Döneminde Türk Resim Sanatı, Ankara, 1977, s. 137.
3 Yılmaz Önge, “Türk Mimarisinde Çivili Tezyinat”, Arkeoloji-Sanat Tarihi Dergisi, Sayı: IV, İzmir, 1988, s. 82-84.
4 Ahşap süsleme teknikleri hakkında bakınız: Bahaeddin Ögel, “Selçuklu Devri Ağaç İşçiliği Hakkında Notlar”, Yıllık Araştırmalar Dergisi, Sayı: 5, Ankara, 1957, s. 216 v.d.; Semra Ögel, “Anadolu’da Ağaç Oymacılığında Mail Kesim”, Sanat Tarihi Yıllığı-I, İstanbul, 1965, s. 110 v.d.; Haluk Karamağaralı, “Çorum Ulu Camii’ndeki Minber”, Sanat Tarihi Araştırmaları-I, İstanbul Üniversitesi Yayını, 1964-1965, s. 120-129; Can Karametli, “Osmanlı Devri Ağaç İşleri, Tahta Oyma, Sedef, Bağ ve Fildişi Kakmalar”, Türk Etnoğrafya Dergisi-IV, Ankara, 1962, s. 5-13; Gönül Öney, “Anadolu’da Selçuklu ve Beylikler Devri Ahşap Teknikleri”, Sanat Tarihi Yıllığı: III, İstanbul, 1970, s. 135-149; Zeki Oral, “Anadolu’da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri, Tarihçeleri”, Vakıflar Dergisi, Sayı: V, Ankara, 1962, s. 23-79, Fig. 1-41; Erdem Yücel, “Türk Sanatında Ağaç İşçiliği”, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı: 82, İstanbul, 1993, s. 169-194; Yaşar Erdemir, Konya ve Yöresindeki Nakışlı Ahşap Camiler, S. Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji-Sanat Tarihi Bölümü, Doktora Tezi), Konya, 1985; Yaşar Erdemir, Beyşehir Eşrefoğlu Süleyman Bey Camii ve
Külliyesi, Beyşehir, 1998; Yılmaz Önge, “Selçuklularda ve Beyliklerde Ahşap Tavanlar”, Atatürk Konferansları, Sayı: 5, Ankara, 1975, s. 179-196; Muzaffer Batur, “Beyşehir’de Eşrefoğluna Ait Ağaç Oyma Pencere Kapakları Hakkında”, Arkitekt, Sayı: 7-10, İstanbul, 1949, s. 199-201; Nur Urfalıoğlu, “Ahşap Kafesler”, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, Sayı: 10, İstanbul, 1991, s. 57-61. Bölge evlerindeki mimari bezeme için bakınız: Özden Süslü, “Ormana-Ardıçpınar Köyü Mimari Bezemesine Genel Bir Bakış”, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 5, 1989, s. 76-78. Osman Kunduracı, “Muğla-Yatağan ve Çevresindeki Ahşap Süslemeli Kapılar”, 2000’li Yıllarda Geleneksel Türk El Sanatlarının Sanatsal, Tasarımsal ve Ekonomik Boyutu Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 1999, s. 183-189.
5 Yıldız Toker, “Türk Evlerinde Dış Ahşap Süsleme”, Türkiyemiz, Sayı: 24, İstanbul, 1978, s. 54-61; Haşim Karpuz, “Eski Antalya Evlerinde Süsleme”, Antalya IV. Selçuklu Semineri (13-14 Mart 1992), Antalya, 1993, s. 50-61. Özden Süslü; “Ormana-Ardıçpınar Köyü Mimari Bezemesine Genel Bir Bakış”, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, Sayı: 5, İstanbul, 1993, s. 75-80.
6 Haşim Karpuz, a.g.m., s. 52.
7 Ormana evlerinde ajur tekniğindeki kuş tasvirleri işlenirken, Derebucak evlerinde oyma tekniğinde kuş figürleri ve el motifleri tercih edilmiştir. El motifinin ikonografik anlamı hakkında bkz.; Ayşen Aldoğan, “Anadolu Kültüründe-Sanatlarında Sembolik El Motifi”, II. Battal Gazi ve Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu, Tebliğler, Malatya, 1987, s. 26-34.
8 Osman Kunduracı, a.g.m., s. 185.
9 Osman Kunduracı, a.g.m., s. 186.
10 Gönül Öney, a.g.m., s. 138.
11 Gönül Öney, a.g.m., s. 141.
12 Osman Kunduracı, a.g.m., s. 187.
13 Dut, Kestane ve Ceviz ağaçlarının Türk ahşap oymacılığında çok sık kullanılması işlemeye elverişli oluşundandır. Bu konuda Bkz. Gönül Öney, a.g.m., s. 135.; Erdem Yücel, a.g.m., s. 3; Boris Denike, a.g.m., s. 29.
14 Osman Kunduracı, a.g.m., s. 188.
15 Kavaklıdere Muğla iline bağlı bir ilçe olup bakırcılığı ile ünlü önemli bir yerleşmedir. Kavaklıdere bakırcılığı konusundaki araştırmalarımız “Yatağan ve Çevresindeki Türk Dönemi Eserleri” başlıklı çalışmamızda ayrıntılı biçimde tanıtılmıştır.
16 Ayşen Aldoğan, a.g.m., s. 26-34.
17 Bu tür alınlık düzenlemesi 18-19. yy.’da Avrupa sanat akımlarının tesiri ile cephe düzenlemelerinde sıkça görülmektedir. Evlerde, çeşmelerde ve benzeri resmi binaların cephelerinde üçgen alınlık düzenlemesiyle karşılaşıyoruz.
18 Ayşen Aldoğan, a.g.m., s. 26.
Dostları ilə paylaş: |