Buhara Halk Sovyet Cumhuriyetinde İttifakların Şekillenmesi / Dr. Suchandana Chatterjee [s.775-782]
Maulana Abul Kalam Azad Instıtute of Asıan Studıes / Hindistan
I. Giriş
Buhara Halk Sovyet Cumhuriyeti (BNSR), Buhara Emiri’nin 2 Eylül 1920’de dramatik şekilde görevden uzaklaştırılmasıyla 1920’de kurulmuştur. Kızıl Ordu tarafından başkent Buhara’nın kuşatma altına alınması, Emir’in ülkeden kaçmasına ve Genç Buharalıların1 iktidara gelmesine yol açmıştır. Buhara Halk Cumhuriyeti, 1920-24 yılları arasında varolmuş ve daha sonra Sovyetler Birliği bünyesine dahil olmuştur. Buhara tarihindeki bu kısa geçiş dönemi, Buhara bağımsızlığının gündeme geldiği yeni bir dönemin başlangıcını göstermesine rağmen, elimizde söz konusu dönemi inceleyen yeterli çalışma bulunmamaktadır. Kuruluşu göz önüne alındığında, BNSR tarihçesine gerektiğinden daha az önem verildiği görülmektedir. Bu dönem, Emirlik halkı için yeni bir tecrübe olarak, ‘otoriter yönetim’den (Emir ve bürokrasisi tarafından temsil edilen) ‘cumhuriyet yönetimi’ne (Genç Buhara liderleri ve halkın iradesini yansıtan hükümet tarafından temsil edilen) ‘geçiş’ dönemidir.
Olayların gelişimi ve genç Buhara Cumhuriyeti’ndeki devlet kuruluşunu belirleyiş şeklini anlatan kaynak bulunmaması, literatürdeki ciddi bir eksikliktir. Bu makale, Buhara Emirliği’nin ilk dönemlerinde, otoritenin tekrar nasıl yapılandırıldığını araştırmak amacıyla, yaşanan olayları konu almaktadır. Dönemin belirgin özelliği, Buhara’nın olayların merkez noktası olmaya devam etmesidir. Buhara içinde ve dışında yeni ittifakların şekilleniş tarzı büyük önem arz etmektedir. Bu inceleme, siyasi otoritenin, kendisini Buhara’da nasıl şekillendirdiğini anlamak açısından yeni bir ışık tutmaktadır.
Yukarıda değinildiği üzere, Emir’in 1920 Eylül ayında tahttan uzaklaşması, iktidarın yasal olarak Genç Buharalılar’a geçmesi ve Buhara Cumhuriyeti’nin kurulması, Emirlik döneminin eski otoriter yönetiminin sona erdiğini simgeler. İncelenen dönem, yeni umutlar ve vaadlerin başlangıcını ve Sovyet Devlet yapısının arka planını oluşturan atmosferi işaret etmektedir. Aynı zamanda eski rejimin pek çok özelliği muhafaza edilmiştir. Bu özellikler, ‘değişik’ alternatifleri, değişik şekillerde temsil eden liderlerin tepkilerine de yansımıştır. Makalenin inceleme konusu sözkonusu ‘alternatifleri’ incelemektir.
Cumhuriyet içindeki fikirlerin farklılığı pek çok Türkistan liderinin anılarında da ortaya çıkmaktadır. Anılar, dönem içinde Buhara liderleri ile olan ilişkileri de kapsamaktadır. Yazışmalarda, pek çok Buharalı liderin, Bolşevikler ve Buhara Komunist Partisinin (BCP) üst düzey yönetimi arasındaki ‘yeniden yakınlaşmayı’ onaylamadıkları açık şekilde görülmektedir.
Liderlerin hoşnutsuzluğunu göz önüne alırsak, bu dönemi, sosyalizmin Buhara’daki zaferi olarak tanımlamak yanlış olacaktır. Tam tersine, değişik düzeylerde yapılan müzakereler, dönemin sosyalizme başkaldırılarla dolu olduğunun işaretidir. Gündem maddeleri genellikle Orta Asya’nın Buharalı olmayan milliyetçi liderlerinin çıkarlarını yansıtıyordu. Söz konusu çıkarlar da yeni Buhara Cumhuriyeti’ndeki karar verme süreçlerinde etkili olmuştur. Karar verme süreçlerinde rol alan Buharalı ve Buharalı olmayan liderlerin hayat hikayeleri de bu makalenin ana temalarından birini oluşturmaktadır. Liderler genel olarak tüm Orta Asya’da ve özellikle Buhara çevresinde faaliyet gösteren iletişim ağlarını etkin olarak kullanmayı sürdürmüşlerdir.
Makalede ele alınan konular, makale ilerledikçe anlatı formunda, büyük kısmı Genç Buhara lideri (daha sonra Buhara Halk Cumhuriyeti’nin Başkanı olan) Feyzullah Hocayev ve Başkurt milliyetçisi Zeki Velidi Togan’ın anılarından ve Buhara Komunist Partisi gazetesinin Izvestiya Vse Buharskoy Kommunistiçeskoy Partii raporları esas alınarak incelenecektir.
II. Sovyet Uydusu Olarak Buhara
1920 yılından sonra bir dizi olay Buhara siyasetinin yönünü önemli ölçüde değiştirmiştir. Emir’in yönetimi resmen sona ermiş ve Emirlik, Buhara Halk Cumhuriyeti olarak yeniden adlandırımıştır. ‘Cumhuriyetçi’ yönetim, Devrimci Komite (Revkom) tarafından 2 Eylül 1920’de kabul edilmiştir. Sovyet Halk Komiserliği (Nazirs) oluşturulmuştur. Komiserlik aşağıdaki üyelerden oluşmaktaydı:
1) Feyzullah Hocayev (Dışişlerinden sorumlu Halk Komiserliği Başkanı)
2) Pulatov (Eğitimden sorumlu Halk Komiseri).
3) Abdul Muhitdinov (Tarımdan sorumlu Halk Komiseri)
4) Muhtar Saıdcanor (İçişlerinden sorumlu Halk Komiseri)
5) Usman Hocayev (Maliyeden sorumlu Halk Komiseri)
6) Huseyinov (Devlet Kontrolünden sorumlu Halk Komiseri)
7) Ibragimov (Olağanüstü Komisyondan sorumlu Halk Komiseri)
8) Burhanov (Adaletten sorumlu Halk Komiseri)
9) Şegabutdinov (Askeri İlişkilerden sorumlu Halk Komitesi).2
Yeni düzenleme, Buhara’daki siyasi otoriteyi yeniden şekillendirmiş, halk adına hareket eden ve daha sonra çeşitli önlemlerle güçlendirilen ve tanımlanan bir yapı oluşturulmuştur. Yeni hükümetin yetkileri arasında (a) boş arazilerin, su kaynaklarının ve büyük özel mülklerin millileştirilmesi, (b) istimlak edilen arazilerin yoksul köylülere dağıtılması ve kullanımı köylülere ait olmak üzere toprağın verimli şekilde ekilmesi için yöntemlerin belirlenmesi, ve (c) milli eşitliğin tesis edilmesi bulunmaktaydı. Çıkarılan kararname ile, tüm boş arazilerin, yeraltı kaynakları, su kaynakları, üretim araçları dahil olmak üzere eski yöneticilerin topraklarının millileştirilmesi sağlanmıştır. ‘Millileştirilen’ araziler ve üretim araçlarının, kendilerine tahsis edilen yeni arazileri ekmek için teşvik edilen yoksul köylüler arasında dağıtılması öngörülmüştür. Program, Ekim 1920’de Emir’in yazlık sarayında toplanan Birinci Buhara Halk Temsilcileri Kurultay (Kongre) da onaylanmıştır. Kurultay, cumhuriyetin en üst yasama organı olarak tanımlanmış ve Halk Komiserliği Konseyi cumhuriyet yönetiminin en yüksek yürütme organı olarak kabul edilmiştir.
Kurultay’ın onayıyla 4 Mayıs 1921’de Buhara Cumhuriyeti ile Moskova arasında Birleşme Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma ile, (cumhuriyetin) bağımsızlığını ve özgürlüğünü garanti altına almak amacıyla geliştirilecek ortak plan, ortak liderlik ve yapılacak hazırlıkları sağlamak üzere ‘askeri-siyasi’ bir kongrenin toplanması sağlanmıştır. Yine, anlaşma ile Rusya Federasyonu, (RSFSR) Buhara’nın bağımsız statüsünü resmen kabul etmiş ve yeni cumhuriyetin ekonomik ve kültürel gelişimi için yardım taahhüdünde bulunmuştur. Anlaşmanın pek çok maddesi (5, 6, 7 ve 8. maddeler) gereğince yeni cumhuriyet tarafından RSFRS’den talep edilen ekonomik yardım ile ilgili hususlarda Buhara’nın, RSFRS kanunlarına tâbi olması öngörülmüştür.3
Diğer maddeler (3 ve 12. maddeler) Buhara’nın askeri açıdan RSFRS’ye tâbi olduğunu göstermekteydi.4 Yeni cumhuriyetin tâbi olduğu yükümlülükler, bazı liderlerin, özellikle Abdal Kadir Muhiddinov’un hoşuna gitmemiştir. Rusya-Buhara Anlaşmasının bazı hükümlerini liderlerin onaylamaması ve duraksaması özellikle İkinci ve Üçüncü Buhara Kurultaylar (1921-23) döneminde dikkat çeker hale gelmiştir.
İlk kongrede (Eylül 1921), Halk Temsilcileri Konseyi’nin (Halk vekilleri şurası) oluşturulması ve eski Emirliğin merkez ve doğu kısımlarında bulunan Basmacı topluluklarından gelen temsilcilerin üçüncü kongrede (Ağustos 1922) devlet yönetimine katılımının sağlanmasıyla, ülke içindeki asi unsurların kontrol altında tutulması amaçlanmıştır.
Muhalefet üzerindeki kontroller, Üçüncü Kurultay’da (a) Emir hükümetinin tüm eski yöneticilerini ve üst sınıfı oy hakkından men eden anayasal bir değişiklik (b) Başkanlık sekreteri olan Fitrat tarafından desteklenen, ülke içinde ve dışındaki karşı-devrimciler hakkında suç duyurusunda bulunulmasıyla daha dolaysız hale getirilmiştir.
Türkistan, Buhara ve Hiva ekonomilerini Sovyet modeli etrafında birleştirmek amacını güden Orta Asya Ekonomik Konseyi’nin Eylül 1923’te kurulmasıyla, harekete soğuk bakmakta olan liderler hareketten tamamen uzaklaşmıştır. Bunu takiben, Buhara ve Hiva’daki ‘milli ihtilaflar’ adıyla anılan hareketleri kısıtlayıcı yönde önlemler alınmıştır. Önlemler arasında, belirlenen hareket çizgisi doğrultusunda davranmayan Buharalı komunistlerin uzaklaştırılmasından sorumlu olması planlanan, Taşkent’teki Orta Asya Bürosu’nun kurulması da vardı.5
Bu sebeple, Buhara siyasetinin bağımsızlıktan hemen sonra kutuplaşması su yüzüne çıkmıştır. Başkan Feyzullah Hocayev tarafından yönetilen en popüler grup, cumhuriyetin kesin olarak Moskova’nın koruması altında kurulmasını desteklemekteydi. Muhalefeti temsil eden diğer grubun liderlerinin çoğu, Sovyet modelinin dışında kalan yeni alternatiflere taraftardılar. (Basmacı hareketinin efsanevi kaleleri olarak tanınan cumhuriyetin doğu vilayeti liderlerinin değişik niyet ve tutumlarını temsil etmekteydi).
1921-23 tarihleri arasında vuku bulan bir seri olay, Buhara liderliğinde bir ayrımı ortaya çıkarmış ve Genç Buharalılar arasındaki ‘grup kimliği’ mitine son vermiştir. “Grup”, Buhara Komunist Partisi’nin sağcı ve solcu üyeleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 1920-23 tarihleri arasında iki partinin üyeleri arasındaki ayrılık açığa çıkmıştır. Ayrıca Feyzullah Hocayev gibi zengin karakul tüccarları tarafından temsil edildikleri için solcu üyeler veya Revkom, çerçevesi Rus Komunist Partisi tarafından belirlenen ana görüşü temsil eden siyasi görüşe dahil olmuşlardı. Ayrılık genişledi ve İkinci ve Üçüncü Buhara Kurultaylarının (kongreler) toplanmasıyla, 1921-1923 yılları arasında ittifaklar yeniden şekillendi. Revkom sosyal adalet ve yapısal değişimleri içeren Bolşevik prensiplerine doğru yönetirken, diğer Genç Buharalı liderler hareketsiz kalmışlardır. Sovyet hegemonyasından kurtulmak isteyenler Abdul Kadir Muhiddin, Buhara Komunist Partisinin (BCP) Yürütme Komitesi’nin ilk başkanı ve halefi olan Usman Hocaoğlu (Hocayev) idi. Muhiddin, Buhara’daki Sovyet askeri varlığına karşı çıkmaktaydı. Hocaoğlu (Hocayev) göre ise, Komunistler Doğu insanının milliyetçi taleplerine tolerans göstermeliydi. Her ikisi de RSFSR’nin, dışında olan cumhuriyetlerin işlerine doğrudan müdahalesine karşı çıkmaktaydılar. Tam bir fikir birliğine ulaşılamadığı mevcut durumda, siyasi stratejilerin ‘yeniden yapılandırılması’ zamanı gelmişti.
III. Buhara Halk Cumhuriyeti’nin Anlatılmamış Hikayesi: 1921-1924 Arasında Yeni İttifakların Şekillenmesi
Söz konusu düzenlemeler, yıllar içinde açığa çıktı. 1921-1924 arasındaki dört kısa yıl, liderlerin farklı görüş açılarına rağmen, karar alma süreci ve Buhara’da bağımsız bir politik birlik oluşturma girişimleri açısından önemlidir. Söz konusu konjektür nedeniyle, Türkistan Cumhuriyeti ve RSFSR ile entegrasyon uzun bir süre mümkün olmamıştır. Bu süre içinde ‘bağımsızlık’ kavramının nasıl taban bulduğu, Buhara liderliğine nasıl yeni yönler verdiği ve Bolşevik Devleti’ne yeni bir tehdit oluşturması incelenecektir.
Söz konusu tehditin önemli bir kısmı (ve Buhara bağımsızlığının temelleri), Buharalı aydın ve politikacıların ya lehte cevap verdiği ya da hareketlerini kontrol etmeye çalışmadıkları gizli gruplardan kaynaklanmıştır. Bu durum, yakın geçmişte dikkati çeken ve 1921-1923 senelerini kapsayan anılarda da yansıtılmıştır.
Ayrıca, anılarda Türkistan’daki Müslüman milliyetçileri ile pekiştirilen bağlar ve faaliyetler hakkında ilgi çekici deliller bulunmaktadır. Bir Başkurt milliyetçisi olan Zeki Velidi Togan’ın6 hatıraları özellikle dikkate değerdir.
Bolşeviklerden bağlarının kopmasından sonra (Başkurtlara verilecek özerkliğin nihai kapsamı ve Müslüman Rusya’nın geleceği konusunda Bolşeviklerle fikir uyuşmazlığına düştü), Togan, Türkistan’daki milliyetçilerle gizli temaslar kurdu. Hatıralarında, Togan 1920-1921 yıllarındaki Genç Buhara liderleri ile geliştirdiği yakın bağlara işaret etmektedir.
Togan, o sıralarda, Kuzey Buhara’daki Horgoş köyünde bölgedeki casusluk ve diğer hareketleri izlemek için bulunmaktaydı. Revkom liderleri Buhara’da yetkili olduktan sonra, liderlerle günü gününe temas halinde oldu. Togan’ın bahsettiği liderler:
Feyzullah Hoca (Hocayev)- İspolkom (Yürütme Komitesi) Başkanı. Togan, bu kişiyi Almanca ve Rusçayı iyi bilen ve Buhara’lı hocalardan zengin bir tüccar aileye mensup olarak tanıtmaktadır.
Mirza Abdul Vahid Burhanov- 1919 yılında Buhara Komünist Partisi lideri ve 1920 yılında Buhara Revkom üyesi.
Muhiddin Mahdum Hakim Oğlu- 1919-1920 yıllarında Eski Buhara’da Cadid lideri. Müslüman asilerle ilişkiye girdiği ve Basmacılara yardım ettiği iddia edilmektedir.
Abdulhamid Arif- Buhara Milli Savunma Naziri (Komiser). Bir Buhara kışlak köyü olan Kakuştivan’da doğup büyümüş ve Tatar talebeler arasında eğitilmiştir. Arif, 1920 senesi ortalarından itibaren Emir’e karşı hareket oluşturma amacıyla, Buhara ve Türkistan’da şekillenen gizli anlaşmalarda kilit rol oynayan, etkili bir askeri kimliktir.
Mirza Abdul Kadir- Buhara’daki İspolkom (Yürütme Komitesi) lideri. Feyzullah Hoca (Hocayev) gibi Rusçayı iyi konuşan asil bir aileye mensuptur.
Karı Yuldaş- Eğitim Bakanı ve 1920 Eylülü’nden itibaren Buhara Komünist Partisi üyesi.
Usman Hoca- Revkom üyesi ve Eğitim Bakanı.
-Kasım Şeyh- İstanbul’da eğitim görmüş Dışişleri Bakanı. Buhara’da Fars-Türk eğitimi veren söz sahibi bir Buharalı aydındır. Daha sonra, Buhara’nın Afganistan Büyükelçisi olmuştur.
Muin Can- İçişleri Bakanı.
Anılar, bu gibi liderlerle Togan’ın ilişkilerinin tarzını ortaya koyarken, bu ilişkilerin oluşumunu ve Buhara liderliğinin jeopolitik konum açısından izlediği yönü önemli, ancak olağandışı bir perspektiften göstermektedir. Örneğin anılarda, Genç Buhara liderlerinin Bolşevik desteğine karşı duydukları ihtiyacın yanısıra, Türkistan bölgesinin tamamen bağımsız olması fikrinden oldukça etkilendikleri açıkça görülmektedir. Buhara Emir’inin azledilmesinden en az bir sene önce (1920 yılı civarı), anılan liderler, Buhara Emirliği dışındaki milliyetçilerin yeterli askeri desteği ile Buhara Halk Ordusunun kurulmasında etkin rol oynamışlardır. Fergana ve Kazakistan’da etkili haberleşme ağlarına sahip Başkurt milliyetçileri, gizli şekilde Buhara’ya girmişlerdir. Buhara ve Başkurdistan’daki devrimci komiteler, eski Emirlik yerleşimlerinden olan Karşı, Şarisabz, Nur Ata, Guzar ve Kermine’de ana karakolları olan bir Türkistan ordusu kurma niyetindeydiler. Tüm grupların ortak milis hareketinin planı; Emirlik’te isyan çıkarmak ve Emir’i tahtından indirmekti. Amaçları; Rusların, başkenti kuşatma planını sabote etmekti.
Oluşturulan planlar,7 Buharalı devrimcilerin yanısıra, Togan gibi milliyetçilerin de Buhara konusunu, Türkistan’ın bir iç problemi olarak yorumlama konusunda benzer görüşler taşıdıklarını göstermektedir. Tüm bu liderler, Buhara’da bir askeri Bolşevik darbesi fikrine karşı olup, Türkistan’dan alternatif destek toplamayı denemişlerdir. Taşkent, Fergana ve Buhara, bu tip askeri hazırlıkların yuvası olmuştur. Askeri hazırlıkların amacı; sadece Emir’i uzaklaştırmak olmayıp, aynı zamanda Emirlik ve çevresinde istihbarat ağı kurarak, Buhara’daki Sovyet ordusuna karşı koymak olmuştur. Sözü en çok geçen Buharalı lider olan Muhammed Arif’in Bakanlığı, Başkurt milliyetçilerinin çağrısına acilen cevap vermiştir.8 Muhammed Arif, güvendiği Türk yüzbaşısı Ali Rıza Biem’i Buhara’daki Buhara milislerine istihbarat eğitimi vermesi için konuşlandırmıştır. Jurnalciler arasında Buhara, Kargoş ve Emir’in sarayındaki (Sitara-i-Mahi Khossa) casus üslerine rapor veren Türkmen Kakacan Berdiyev, Alaş destekçisi Hayreddin Baglanbayev ve Muhtar Avezov gibi diğerleri de bulunmaktaydı.
Togan’a göre, değişik amaçları olan yerli grup ve kişileri birleştirmek oldukça zordu. Bu alternatifin gerçekleşememe sebebi, Taşkent ve Buhara’daki yenilikçiler arasında bir birlik olmamasıydı (Taşkent’te Münevver Karî ve Buhara’da Feyzullah Hocayev). Kongre başkanlığı konusunda, Buharalılar arasında, Feyzullah Hocayev ve Abdul Kadir Muhiddin arasında bile, önemli farklar bulunmaktaydı. Abdul Kadir Muhiddin’in adaylığını destekleyen Türk delegeler, Doğu Buhara temsilcisi Usman Hoca, Alaş Orda temsilcisi Dinşa ve Afgan Konsolosu Abdul Rasul Han’a, çalışmaları “kanun dışı” olduğu iddia edilen Sadreddin Aynî tarafından şiddetli olarak muhalefet edilmekteydi. (Büyük ihtimalle Togan, Feyzullah tarafından da bahsedilen “Eski Cedidler” veya sağcılar ve Genç Buharalılar veya solcular arasındaki mücadeleden bahsetmektedir).9 Buhara’dan Feyzullah Hocayev ve Hiva’dan Molla Bekcan arasında da zıt görüşler bulunmaktaydı.10 Togan’a göre, liderlerin görüş ayrılıkları sebebiyle Türkistan’daki askeri birlik yenilmiştir. Bolşevizme karşı alternatif oluşturmak için en önemli fırsat, Buhara’daki bölünmüş liderlik doğası sebebiyle kaçırılmıştır. Ancak, 1921 yılından sonra Türkistan ve Buhara liderleri arasında heyecanlı bir siyasi hareket olduğu gerçeği yadsınamaz.
Togan’ın kitabı Buhara Halk Cumhuriyeti liderlerinin, Türkistan içindeki bir çok ‘alternatif’e nasıl tepki verdiklerini göstermektedir. Bu alternatifler, cumhuriyetin başkenti olan Buhara’da yoğunlaşmış olan bağımsızlık hareketleriydi. Liderler, Buhara şehri tarafından sembolize edilen kültürel mirasın koruyucuları gibi davranarak, Emir’in yönetimden çekilmesinden sonra bile gücün yine başkentten yayıldığı gerçeğini göstermeye çalıştılar. Eski otoriter yapının yok olması, Buhara’daki siyasi birimin dağılıp gittiğini göstermemektedir. Aksine, Genç Buharalı liderler şehrin zaferini ebedi kılmaya çalışmışlardır. ‘Buhara mirası’, yönetimde Emir ya da Genç Buharalıların olmasından bağımsız olarak, diğer kuşaklar için süregelmeye devam etmiştir. Dolayısıyla, Emir’in yönetimden azlinden sonra, Buhara’da siyasi otoritenin olmadığını ve Bolşeviklerin de bir siyasi boşluk ortamına pratik olarak girdiğini söylemek gülünç olur.11 Makalenin merkez noktası, otorite sınırlarının zaman içinde değiştiğidir, fakat Buhara kendine has önem taşımaya devam etmiştir. Emirlik ya da Halk Cumhuriyeti’nin ne kadar süre varolacağını belirleyen sosyal güçler Buhara’da iyice yapılanmıştır. Genç Buharalılar, Emir’in gidişinden sonraki ‘sosyalist değişim’ rüzgarına kendilerini kaptırmışlar ve sovyet kılavuzlarının çizgisine ayak uydurmuşlardır. Belki de bu yüzdendir ki, Feyzullah Hocayev gibi kişiler, Togan tarafından idare edilen gizli gruplarla yakın ilişkiler kurmuş olan Muhiddin gibi muhalif liderlerle aralarına mesafe koymuşlardır.
IV. Togan ve Enver Paşa’nın Karşılaşmaları
Togan’ın hatıraları, Türkili Türkıstan ve Hatıralar, bölgedeki komplo efsanesini ölümsüzleştirmiştir. Bu hatıralar, anti-Sovyet örgütlenmelerin ve komploların kayıtlarıdır. Daha sonra anıları düzenleyerek, Sir Olaf Caroe,12 R. G. Landa13 ve H. B. Paksoy14 gibi tarihçiler, Togan’ın, Türkistan ve Buhara liderleri arasında bir ‘alternatif’ hissini yeniden canlandırmaya çalışan kişi olduğunu göstermeye çalışmışlardır. Sovyet propagandacılarına göre, hem Togan hem de Enver Paşa 1920’den sonra Bolşeviklerle ilişkilerini koparmış ve Buhara ve Fergana’da desteklenen komplolarla devrimi içten sabote etmeyi planlamışlardı.15 Bu yerler, Togan, Enver Paşa ve Cemal Paşa’nın maceralarının Basmacı hareketiyle (yerel kabile ayaklanmaları) ilgili olarak incelendiği bölgeler olmuştur. Bu bölgedeki Basmacı asileri, eski yerleşik otoritenin haklarını yeniden tesis etmeye çalışmış ve komşu Afganistan’a sığınmış olan Buhara emirinden yardım almışlardır. Tüm bölge eski asker kökenli olan ve Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinden sonra İngiliz emperyalistlerine karşı Doğu’da kaybedilen toprakları geri alma doktrinini yaymaya çalışan Türk ajanlarına açılmıştır. Türk ajanların ilk hedefleri Bolşeviklerle müttefik olmak ve İngilizlerden intikam almak olmuştur. Türkistan’daki aracıları ise tüm bölgeyi iyi tanıyan Togan gibi Başkurt milliyetçileriydi.16 Moskova, ironik bir şekilde, bölgedeki kariyerlerine Bolşevik koruması altında başlayan ve İngilizleri Afganistan’daki kendi kuzey-batı cephelerinde ‘köşeye kıstırmak’ göreviyle gönderilen komplocuları besleyen yer haline gelmiştir.17 Daha sonra Moskova, Türkistan milliyetçi hareketini yönetme eğilimi içinde olduğu için Togan’la kurmuş olduğu tüm ilişkilerini resmi olarak sona erdirmiştir. Bolşeviklerden kopma Togan’ı serbest bırakmış ve Togan tüm zamanını ve enerjisini kendi tabiriyle ‘Gizli Organizasyon’a adamıştır.18 Daha sonra Buhara Cumhuriyeti’ne yerleşmiş, oradaki ve Türkistan’daki sosyalist partilerle ve özellikle Cedid Terakkiperver ve Erk ile ilişki kurmuştur. Hedefi, bu partileri Rus Komunist Partisi’ne karşı bir ‘alternatif’ olarak desteklemek olmuştur. Bu amaçla, Buhara hükümeti içinde gayretle müttefik yaratmaya çalışmıştır.
Togan, Taşkent’ti hareket noktaları olarak seçmiş Türk milliyetçileri olan Enver Paşa ve Cemal Paşa’nın yardımı ile Buhara Cumhuriyeti’ndeki, birbirlerinden farklı grupları birleştirmeye çalışmıştır. Cemal Paşa, Moskova’dan Taşkent’e Ağustos 1920’de gelmiş ve İslami Devrimci Hareket’i başlatmak amacıyla Kabil’e gitmiştir. Amacı, Afganistan’daki orduları organize etmek, çözümünde tam bir başarı sağlayamadığı Türkistan’ın problemlerini Kabil’den halletmektir. Osmanlı askeri kahramanı ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra sürgüne gönderilmiş olan dava arkadaşı Enver Paşa ise, Buhara’ya 1921’in sonlarında, Türkistan’daki Sovyet hükümetine hizmet etmek amacıyla gelmiştir. Ancak varışının akabinde (zaman zaman Kabil’de bulunan) Togan’la görüşmelere başlamış ve doğu Buhara’da Basmacı hareketine liderlik etme konusundaki niyetini bildirmiştir. Togan, Enver Paşa ile yaptığı görüşmede, Enver Paşa tarafından ortaya atılan fikirden memnun kalmamıştır, çünkü ‘özerklik’ ve ‘bağımsızlık’ gibi konuların, Türkistan’ın içişleri olduğunu ve bu konuların Paşa gibi bir yabancıya değil Türkistan milliyetçilerine bırakılması gerektiğini düşünmekteydi.19
Togan, Enver’in müdahalesinin taktik bir hata olacağından ve 1918’de Orta Asya’ya İngilizlerin askeri müdahalesinden beri kayıtsız kalan Rusya’daki Kızılların ve Beyazların tepkisini alacağından emin olmuştu. Togan’ın Enver’in müdahalesinin kendisinin Türkistan milliyetçi hareketini yönetme planlarını da tehlikeye atacağından korkmuş olması muhtemeldir. Bu kaygı, Togan’ın Enver’e Türkistan dışında bir yerden hareketi yönetmesini, örneğin Afganistan’dan yönetip, İran gibi ülkelerden yardım almaya çalışması ve daha sonra Buhara’ya dönmesini salık vermesinde de açıkça görülür. Böyle bir öneri, Enver Paşa’nın Buhara’daki ateşli hareketten uzun bir süre uzak kalması gerektiği imasını içermektedir. Enver Paşa’nın gelişiyle tüm askeri harekat üzerinde sahip olacağını varsaydığı kontrolün Togan’ın hoşuna gitmediği aşikardır. Hoşnutsuzluğu anılarında açıkça görülmektedir.
Ancak, Togan’ın muhalifini kısıtlama ve kendi otoritesini kurma planı, Türkistan hareketine Enver’in liderlik etmesini isteyen bazı saygın aydınlar ve nüfuzlu Genç Buhara liderlerinin karşı koymaları nedeniyle başarılı olamamıştır. Bu kişiler arasında Buhara’daki Dışişleri Bakanı Kasım Şeyh, Feyzullah Hoca ve Hacı samı’nın ezeli rakibi Mirza Abdul Kadir de bulunmaktaydı. Adı geçen kişilerin tamamı, Enver’in Buhara’ya gelişinin herkes tarafından faydalanılacak çok elverişli bir zaman olduğunu düşünmekteydi.20 Charjui ve Burdalik (Afganistan’a yakın) da bulunan üslerden Enver’e yardım sağlanması açıkça karara bağlanmıştır. Bundan sonra Togan, müttefiklerini yeniden birleştirmeye girişmiş ve Türkistan Milli Birlik Derneği’nin himayesi altında Buhara Cumhuriyeti’nde askeri hazırlıklarına başlamıştır. Derneğin, Karşi, Şahrisabz ve Guzar’da komuta merkezleri bulunduğu ve Zarafşan’daki Basmacı hareketini organize ettiği bilinmektedir.21 Buhara’daki Gijduvan ve Bobkent heyecanlı askeri kazırlıkların merkezini oluşturmuştur.22 Semerkant ilçesindeki Basmacı gruplarıyla başka ilişkiler de kurulmuştur, aralarında en tanınmış olanları Bahram Bek ve Açil Bek’tir. Bahram Bek Tacik, Açil Bek ise Nayman’ın Özbek kabilesi kökenliydi. ‘Türkistan, Buhara ve Hiva Milli Ordular Komutanı’, payesini kuşanmış olan Enver Paşa Ahund Yusuf Talibzade, Açil Bek ve diğerleri olmasına bakmaksızın Basmacı kabile reisleriyle yapılan tüm sahra operasyonlarını yönetmeye çalışmıştır. Kilit roldeki müzakereciler dışında, dış destek İngiltere, Fransa ve Afganistan’dan sağlanmıştır. Bir Kızıl Ordu yayını olan Voyenniy Rabotnik Turkestana (1922)’a göre, Enver’in birliklerine sürekli olarak İngiliz cephanesi temin edilmekteydi.23 Rivayetler, İngilizlerin, asilere Aşkabat’ta bulunduğu söylenen Enver’in üvey kardeşi Nuri Paşa kanalıyla destek verdiği üzerinde odaklanıyordu.24 Hatta Afganistan’ın bile asilere yardım ettiği iddia edilmiştir. Buhara’daki Afgan büyükelçisi Abd al Rasul müzakerecilere elçilikteki görüşmelerde eşlik etmiştir.
Yeni Buhara Halk Cumhuriyeti içinde ve dışında iktidar için mücadele edenler arasındaki ilişkilerin ve bağlantıların doğası buydu. Anti-Sovyet grupların amacı, sosyalist yeniden yapılanmaya karşı bir alternatifin mümkün olduğunu vurgulamaktı ve bu görüş Buhara Halk Sosyalist Cumhuriyeti’nin 1920-23 yılları arasında karşılaştığı en önemli tehditti.
V. Kurbaşiler: Ölümsüzleştirilmiş Kahramanlar mı Yoksa Mağlup Olmuş Asiler mi?
Tutarlı liderliğin olmaması sebebiyle tehdit pek korkutucu olmamıştır. Yol göstericileri olan Togan ve Enver Paşa, yerel liderler olmadıkları ve geniş tabanlı halk desteğinden yoksun oldukları için dezavantajlı konumda kalmışlar, dolayısıyla, temsil ettikleri bakış açısı kısa zamanda kaybolmuştur. Buhara hükümetinin, yerel ayaklanmaları bastırmak için Kızıl Ordu’ya verdiği destek sayesinde, isyanı askeri olarak zaptetmek kolay olmuştur. Buhara Cumhuriyeti’nden alınan resmi izinle, Sovyetler, Türkistan Komisyon’unun direktifleri uyarınca, askeri operasyonlarını Emirliği’n doğu kesimlerinde yapmayı planlamışlardır.
Buhara’daki durumla ilgili olarak Türkistan İlişkileri’nden sorumlu Komisyonun sunduğu verileri incelemek için oluşturulmuş olan özel komisyon süratli bir şekilde hareket ederek öncelikle Basmacı hücre ve faaliyetlerini yok ettikten sonra, Buhara, Fergana ve Türkistan’ın diğer bölgelerindeki Basmacı liderlerini devre dışı bırakmıştır.25 Plan, Basmacı asilerinin kökünü kazımak üzerine oluşturulmuştur (Buhara Emiri’nden askeri birlik ve mali destek alanları) ve onları destekçilerinden, Basmacı ve Türkistan partileri arasında anlaşma müzakere eden Togan ve diğer Başkurt ve Tatar aktivistlerinden, uzaklaştırmaktı.
Asilerin yokedilmesi ile hükümetin, Basmacı hareketinin başındaki liderlerin yok edilmesi gereken haydut ve eşkıya olduklarına dair yaptığı propaganda eş zamanlı olarak devam etmiştir. Sabotaj ve eşkıyalık hareketleri Kızıl Ordu yayını olan Voyenniy Rabotnik Turkestana ve Voyennaya Mısl’a konu olmuştur. ‘Basmacı’ kelimesi Sovyet askeri tarihinde küçük düşürücü bir anlam kazanmıştır. Revkom’un üst yöneticileri Buhara ve çevresindeki eşkıyalık ve komploculuğu yok etmekle uğraşmışlardır. Togan ve Enver Paşa’nın uzaklaştırılması, Buhara Başkanı Feyzullah Hocayev tarafından dikkatli ve hesaplı bir şekilde yapılmıştır. Hocayev Moskova’daki Komunist Parti merkezi tarafından Validovşina’daki tehlikeli durum hakkında uyarılmıştı. Buna göre, Hocayev, Savaş Bakanı olan Muhammad Arif’e Karşi, Şahrisabz ve Guzar’daki asi hareketlerini yok etme emri vermiştir.
Togan tarafından ele geçirilen istihbarat kaynaklarına göre, Moskova Türkistan’daki bilinen üyeleri saf dışı bırakmak için önlemleri arttırmaktaydı. Tutuklanmaktan veya öldürülmekten kurtulmak için, Togan da diğerleri gibi, daha sonradan anti-Bolşevik hareketçilerin beşiği olan Taşkent’e kaçmıştır. 1922 yılının sonu itibariyle hepsi Almanya, Fransa ve Türkiye’de sığınacakları daha güvenli yerler aramaktaydılar.
Türkistan’ı terketmeyenlerden biri de, eski Buhara Emirliği’nin doğu kesimlerinde, Bolşevikler tarafından yenilgiye uğratılmış olan Enver Paşa’ydı. Kızıl Ordu tarafından izi sürülerek geldiği Baljuan’da şehit oldu. Hatası, aynı devlet vatandaşı olmak ve özerklik gibi özgür hayallerini paylaştığı, dağılmış Basmacı zümrelerini (Irgaş Bey, Madamin Bek ve Şer Muhammad) birleştirmekteki başarısızlığında yatmaktadır. Diğerleri ise 1920-23 yılları arasında Afganistan’da yerleşen eski Buhara Emiri Said Amir Alim Han etrafında birleşmişlerdir. Tahttan indirilen Emir’in Doğu Buhara’daki sığınağında ne gibi faaliyetlerde bulunduğu ve Match bekdom26ların kurbaşilerine yayılan hareketi için nasıl yardım teklif ettiğine ilişkin bir öykü vardır. 1921 yılı boyunca Basmacı kabile reisleri Abdul Kahar, Hal Hoca direnişlerini Buhara ve çevresinde kurmuşlardı. Dağlık bölgeyi adamakıllı bildikleri için Afganistan’a kaçmışlar ve Buhara-Afgan sınırında direnişi sürdürmeleri için adamlarını dağıtmışlardır. Sovyet literatüründe az önem atfedilen Basmacılık bir ‘örgütlü direniş’27 durumunu ifade etmektedir. Buna ek olarak, tehdit, Doğu Buhara Emirliği’nin Lokay vadisinden gelmiştir. Burada yeni Basmacı liderleri Ibrahim Bek (Lokay’den), Firzail (Karategin’den) Rahman Dahto, Nurmat Ali, Amlan Pavlan, Yar Muhammad ve Hacı Sami idi.28 Moskova, (a) Basmacı liderleri pasifize etmek ve (b) yokluk içinde ve başarısız olmaları için, bir ara tedbir olarak, onları askeri açıdan boyun eğdirmeye çalışmıştır. Bu hususta başarı ancak Buhara Halk Cumhuriyeti hükümetiyle yapılan müzakerelerden sonra sağlanabildi.
VI. Sonuç
Makale, araştırma konusu olan dönemin iki yönüne dikkat çekmektedir a) bir Sovyet uydusu olarak Buhara ve b) bağımsız bir Buhara. Başlangıçta başkan Feyzullah Hocayev ekonomik reorganizasyon programları ve kur ağı ile, ulaşım sistemleri, telekominikasyon, sulama, ticaret, tarım ve planlama ile Buhara ekonomisini Sovyet ekonomisiyle birleştirme ve entegre etmeye çalıştı. (tuhaf bir çelişki olarak, 1922 yılında, ekonomik konular Sovyet makamlarla Hocayev arasındaki münakaşaların temelini oluşturmuştur). Buhara aynı zamanda cumhuriyetçilik, kendi kendinin hükümeti olmak ve bağımsızlık konularının da Sovyet Devleti’nin otoriterliğine karşı temsil edildiği bir savaş arenası halini muhafaza etmiştir. Muhammad Arif ve Muin Can gibi liderler, Hocayev’in Buhara Devleti’ni siyasi ve ekonomik olarak entegre etme çalışmalarına sürekli olarak muhalefet etmişlerdir. Bu iki yönden üçüncü bir yön çıkmaktadır -Genç Buhara liderlerinin verilmiş bağımsızlık çerçevesi içinde, kendi bireysel kontrollerini uygulama yöntemleri farklılık göstermiştir. Bu liderlerin büyük bir kısmı 1924’e kadar yeni ittifakların şekillenmesinde etkili olan çeşitli alternatiflere cevap vermişlerdir.
1 Genç Buharalılar, Buharanın entellektüel ve tüccar ailelerini temsil etmekteydi. Genç Buhara hareketinin kökleri 1900 yıllarına gitmektedir. Daha evvel ise Buhara entellektüellerinin sınırlı bir etkisi vardı. Tartışmaları Buhara’daki otoriter düzenin eleştirisi üzerinde yoğunlaşmaktaydı ve arkadaş toplantıları ile sınırlıydı. 1905’ten sonra Buharalı entellektüeller Taşkent, Fergana, Semerkant ve Kazan gibi Buhara dışındaki yerlerle temasa geçtiler. 1910 yılına kadar belli bir düzeyde siyasi birlik etkisinden söz etmek mümkün değildi. O zamanlarda, Şırkat-ı Buhara-i Şarit Birliği (Aristokrat Buhara Birliği) kanalıyla entellektüeller Kazan, İstanbul ve Semerkant’taki geniş irtibatları sayesinde daha sonra kurulan Genç Buharalılar Partisi’nin temellerini attılar. Genç Buharalı ‘organizasyonu’ şekillendi ve Buharalı entellektüeller arasındaki belli bir ‘grup kimliği’ de yine bu geç dönemde görünür hale geldi.
2 Faizullah Khojaev, K Istorii Revolutsii v Bukhare, Tashkent, 1926, s. 76.
3 ‘Soyuzni Dogovor Mezhdu Rossiskoi Sotsialistichskoi Federativnoi Sovetskoi Respubliki I Bukharskoi Sovetskoi Respubliki’, 4 Mart 1921, ‘Dokumenty Vneshnei Politiki SSSR, Tom Tretyi, 1 Iulya 1920 gody, Gosudarstvennoe Izdatelstvo, Moskova, 1959.
4 A.g.e.
5 1922-23 arasında yapılan temizlik operasyonları, Buhara Komunist Partisinin yaklaşık 15000 üyesini yok etti. Sürgüne gönderilen tanınmış Buharalı liderlerden birisi de Usman Khojaev’di. R. Vaidyanath, The Formation of the Soviet Central Asian Republics: A Study in Soviet Nationalities Policy, 1917-1936, Delhi: People’s Publishing House, 1967, s. 134.
6 Hatıralar (Türkçe), İstanbul, 1969. 1997 yılında Moskova’da Rusça’ya Vospominaniya adıyla tercüme edilmiştir. Anılar, ilk defa İngiliz tarihçisi Sir Olaf Caroe tarafından The Soviet Empire: Stalinism and the Turks of Central Asia, London: Macmillan, 1967 adlı kitabında referans olarak gösterilmiştir.
7 Planların detayları Togan’ın Vospominaniya, Moskova, 1997 adlı kitabında, s. 272-292 anlatılmaktadır.
8 Bu bağlamda, Genç Buhara Partisi’nin gündemi konusunda Faizullah Khojaev ile Arif (Arifov) arasında olan tartışmalara dikkat etmek önemlidir. Faizullah Khojaev, K Istorii, s. 59.
9 Faizullah Khojaev, K Istorii, s. 30-52.
10 Bu iki lider, aynı kuşağın zıt karakterlerini yansıtmaktaydı ve her ikisi de dış müdahalelere değişik sebeplerden dolayı karşı çıkmaktaydı. Khojaev, zengin bir tüccar ailesinin oğlu olarak hem halkın hem de Buhara’daki yeni durumda Sovyetlerin tercihiydi. BNSR’de Sovyet çıkarlarını gözetti. Buhara’daki tüm organize çalışmaları yürütmek için Sovyetler, Khojaevler gibi zengin tüccar ailelerin yardımına başvurmak zorundaydılar. Bu yüzden, Faizullah’ın Sovyetlere yakınlaşması ve kendi yurttaşlarından uzaklaşması doğaldı. Bazı yoldaşlarının kariyerlerinin mahvına bile sebep oldu. Buna rağmen, Togan’a göre, Buhara’daki insanların Khojaev gibi liderler ile temsil edilen solcu radikallere güvenmesi için yeterli sebep vardı. Halk arasında egemen olan düşünce, Khojaev’in kendilerini geçmişteki tüm yanlışlardan kurtaracağıydı.
Togan’a göre, Mulla Bekjan, Makhdum Khojaev’den belirgin derecede farklıydı. Sol eğilimleri olan ve idealist karaktere sahip fakir bir öğretmendi. Türkistan’daki sömürge ve derebeylik baskılarından kurtulmayı isteyen tüm bağımsızlık hareketlerine destek vermeye hazırdı. Sovyetler ve Ruslar tarafından yönetilen aydınlardan ayrıldı. Faizullah’tan farklı olarak, Sovyetler icin vazgeçilmez bir kişilik değildi. Alternatif sesi temsil ediyordu ve sesi Bolşevik sosyalist ana görüşten kopmak isteyen milliyetçiler tarafından duyuldu. Rusların hegemonyasında kaldıkları için Türklere karşı bir sempati besliyordu. Dolayısıyla, Togan için radikal-solcu Ruslara karşı sözlü mücadelesini Khiva’da başlatmak daha kolay oldu.
11 M. N. Roy’un anılarında değindiği üzere M. N. Roy’s Memoirs, Delhi: Ajanta Publications, 1984.
12 Sir Olaf Caroe, The Soviet Empire: The Turks of Central Asia and Stalinism, London: Macmillan, 1967.
13 R. G. Landa, Islam v istorii Rossii, Moscow: Vostochnaya Literatura RAN, 1995.
14 H. B. Paksoy’ed Central Asia Reader: A Rediscovery of the Past, Armonk: M. E. Sharpe, 1994.
15 M. N. Roy’s Memoirs.
16 Doğu dil, tarih ve edebiyatında tecrübeli olup, St. Petersburg Kraliyet Bilim Akademisi tarafından 1914’de Buhara Emirliği’nde saha araştırması yapması için finanse edilmiştir. Rus Doğu dil, tarih ve edebiyatının kıdemlilerinden V. V. Barthold tarafından himaye edilmiştir. Eğitimi sayesinde Rusya ve Türkistan’daki bazı siyasi kişilerle, Sosyalist Devrimci olan Kerensky ve Türkistan’daki özerk hareketin lideri olan Mustafa Chokai ile temasa geçti. H. B. Paksoy’un Central Asia Reader: A Rediscovery of the Past, adlı kitabında verilen bilgilerden derlenmiştir. Armonk: M. E. Sharpe, 1994, s. 129-130.
17 RTsKhIDNI dosyaları, V. M. Gilsenen tarafından aktarılmıştır, ‘Sotrudnichestvo Krasnoi Moskvi s Enver Pashoi I Djemal Pashoi’, Vostok, No. 3, 1996, s. 45-63.
18 Paksoy, op. cit, s. 133.
19 Togan, Vospominaniya, s. 306-308.
20 Togan, Vospominaniya, s. 309.
21 Togan, Paksoy’da aktarılmıştır, op. cit., s. 146.
22 Togan, Vospominaniya, s. 312-313.
23 Helene Aymen de Lageard’ın, ‘The Revolt of the Basmachi according to Red Army Journals’, adlı eserinde aktarılmıştır, Central Asian Survey, C. 6, No 3, 1987, s. 9.
24 Glenda Fraser, ‘Basmachi-II’, Central Asian Survey, C. 6, No 2, 1987, s. 11.
25 Michael Rywkin, Central Asia: Moscow’s Muslim Challenge, Armonk: M. E. Sharpe, 1990, s. 37.
26 Sözlü anlatımlara dayanan araştırmaya göre, insanların Basmacı liderleri veya kurbaşiler hakkındaki görüşü günümüzde bulanıktır. Fakat, doğu ve güneydoğu Tacikistan’daki anılar, hatırat ve folklör, kurbaşilerin büyüleyici imajlarını sürdürmektedir. Vladimir Medvedev, ‘Basmachi-Obrechennoe Boinstvo’, Druzhba Narodov, No 8, 1992, s. 122-158.
27 Kozlovsky, Krasnaya Armiya v Srednei Azii, Tashkent, 1928. Glenda Fraser tarafından aktarılmıştır, ‘Basmachi-II’, Central Asian Survey, C. 6, No. 2, 1987, s. 13.
28 Glenda Fraser, ‘Basmachi-II’, s. 11.
‘Bukhara-okrug’, Bolshaya Sovietskaya Entsiklopediya, 1927.
Caroe, Sir Olaf. The Soviet Empire: Stalinism and the Turks of Central Asia, London: Macmillan, 1967.
Dokumenty Vneshnei Politiki SSSR, Tom Tretyi, 1 Iulya 1920 gody, Gosudarstvennoe Izdatelstvo, Moscow, 1959.
Fraser, Glenda. ‘Başkurt-II’, Central Asian Survey, C. 6, No 2, 1987.
Gilsenan, V. M. ‘Sotrudnichestvo Krasnoi Moskvi s Enver Pashoi I Djemal Pashoi’, Vostok, No. 3, 1996.
Izvestiya Vse Bukharskoi Komunisticheskoi Partii, Nisan-Eylül 1922.
Khojaev, Faizullah. K Istorii Revolutsii v Bukhare, Tashkent, 1926.
Kozlovsky, Krasnaya Armiya v Srednei Azii, Tashkent, 1928.
Lageard, Helene Aymen de. ‘The Revolt of the Başkurt according to Red Army Journals’, Central Asian Survey, C. 6, No 3, 1987.
Landa, R. G. Islam v istorii Rossii, Moscow: Vostochnaya Literatura RAN, 1995.
Medvedev, Vladimir. ‘Başkurt-Obrechennoe Boinstvo’, Druzhba Narodov, No 8, 1992.
M. N. Roy’s Memoirs, Delhi: Ajanta Publications, 1984.
Paksoy, H. B. ed Central Asia Reader: A Rediscovery of the Past, Armonk: M. E. Sharpe, 1994.
Rwykin, Michael. Central Asia: Moscow’s Muslim Challenge, Armonk: M. E. Sharpe, 1990.
Togan, Zeki Velidi. Vospominaniya, Moscow, 1997.
Vaidyanath, R. The Formation of the Soviet Central Asian Republics: A Study in Soviet Nationalities Policy, 1917-1936, Delhi: People’s Publishing House, 1967.
Dostları ilə paylaş: |