DANİMARKA MTO
ÜLKE RAPORU
DANİMARKA KRALLIĞI
ÜLKE RAPORU
İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ BÖLÜM
DANİMARKA HAKKINDA GENEL BİLGİLER
-
Ülke Kimliği 1
-
Kısa Tarihçe 2
-
Siyasi ve İdari Durum 2
İKİNCİ BÖLÜM
GENEL EKONOMİK DURUM
2.1. Genel Ekonomik Yapı 4
2.2. Ekonomideki Belli Başlı Sektörler 5
2.2.1. Tarım ve Hayvancılık 5
2.2.2. Sanayi Sektörü 5
2.2.3. Ulaştırma ve Telekomünikasyon Sektörü 6
2.2.4. Bankacılık Sektörü 7
2.2.5. Enerji Sektörü 7
2.3. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları 8
2.4. Dış Ticaret 8
2.4.1. Dış Ticaret İstatistikleri 9
3.4.2. Dış Ticaret Mevzuatı 10
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DANİMARKA-TÜRKİYE EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLERİ
3.1. İkili Siyasi İlişkiler 11
3.2. Ekonomik ve Ticari İlişkiler 11
3.2.1. Türkiye ile Dış Ticaretin Durumu 15
3.2.2. Yabancı Sermaye Yatırımları 12
3.2.3. Pazar Hakkında Bilgiler 13
3.3. Görüş ve Öneriler 13
Konya-Danimarka Ekonomik ve Ticari İlişkileri 15
BİRİNCİ BÖLÜM
DANİMARKA HAKKINDA GENEL BİLGİLER
1.1. ÜLKE KİMLİĞİ
Resmi Adı: Danimarka Krallığı
Yönetim Biçimi: Meşruti krallık, Parlamenter Demokrasi
Devlet Başkanı: Kraliçe Margrethe II (1972’den beri)
Başbakan: Lars Loekke RASMUSSEN (5 Nisan 2009’dan beri)
Başkent: Kopenhag
Nüfusu: 5,529,888 (Temmuz 2011 tahmini)
Yüzölçümü: 43.094 km²
Resmi Din: Evanjelik Lutheran 95%, diğer Protestan ve Roman Katolik 3%,
Müslüman 2%
Resmi Dil: Danca, Faroece
Etnik Yapısı: İskandinav, Inuit, Faroeli, Alman, Türk, İranlı, Somalili
Doğal kaynakları: Petrol, Doğal Gaz, Balık, Tuz, Kireçtaşı, Taş, Çakıl ve Kum
Para Birimi: Danimarka Kronu (DKK)
Para Kuru: 1 $ = 5.624 DKK (2010)
Saat Farkı: 3 saat (kış saati uygulamasında 6 saat)
-
KISA TARİHÇE
Danimarka, 9-11 inci yüzyıllar arasında merkezi Jutland adasında olan güçlü bir Viking krallığıyla tarih sahnesinde ilk olarak ismini duyurmuştur. Kral Canute yönetimindeki bu imparatorluk İngiltere'yi 30 yıl kadar egemenliği altına almıştır. Viking akınları Hıristiyan dininin tanınmasını sağlamış ve bu din 12.nci yüzyıldan itibaren İskandinavya'da yayılmaya başlamıştır. 13.ncü yüzyıldan itibaren asillerle hanedan arasında çatışmalar başlamıştır. Asiller giderek güçlenmiş ve Danimarka'nın ilk yazılı anayasası sayılan Magna Carta benzeri bir belgeyi Kral'a imzalatmışlardır. Ancak bu anlaşmazlık 14. yüzyıla kadar sürmüştür. Kraliçe I. Margerethe yönetiminde Danimarka 16.ncı yüzyılda Norveç, İsveç, İzlanda, Faroe Adaları, Schleswig-Holstein ve Grönland'ı elinde bulunduran büyük bir güç durumuna gelmiştir. Krallık 1600'lerden itibaren çöküşe geçmiştir. 1658'de İsveç, 1814'de Norveç ayrılmıştır. İzlanda ise yalnızca sembolik olarak Taç'a bağlı kalmış, 1944’te bağımsız olmuştur.
Bu arada Avrupa genelinde olduğu gibi Danimarka'da da Liberal hareket ortaya çıkmış ve bunun giderek güçlenmesi neticesinde 1849'da, mutlak monarşiye son verilmiş ve meşruti krallığa geçilmiştir. 1864 yılında Schlesswig-Holstein'ı Prusya'ya kaybeden Danimarka 1920'de I. Dünya Savaşını takiben güney Jutland'da bir kısım toprağı, içerdiği Alman azınlıkla birlikte, geri almıştır. Tarihindeki iniş çıkışlara ve büyük toprak kayıplarına rağmen 1000 yıldır bağımsızlığını koruyabilen ülke İkinci Dünya savaşında Almanya'nın işgaline uğramıştır. Kraliçe Margrethe II 1972'den beri dünyanın en eski krallığının başında bulunmaktadır. Danimarka, tarihi, ekonomik ve coğrafi nedenlerle hem Nordik, hem Avrupa Birliği ülkeleriyle yakın ilişkiler içinde olmuş, bununla birlikte büyük komşularının arasında bir denge arayışının doğal sonucu olarak transatlantik ilişkilerin de güçlü bir savunucusu olmuştur. Ülke 1973 yılından beri Avrupa Birliği üyesidir.
1.3. SİYASİ YAPI
Yasaları, Hükümet ve Millet Meclisi yapar. Hükümet ve kamu idaresi yasaları uygular. Sözgelimi yurttaşların kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda, ya da yurttaşlarla özel şirketler arasındaki anlaşmazlıklarda, veya yurttaşlar ile devlet makamları arasındaki anlaşmazlıklarda, yargılama ve ceza verme yetkisi mahkemelerindir. Mahkemeler, Şehir Mahkemeleri, Adliyeler ve Yargıtay’dan oluşmaktadır.
Yasama
Ulusal parlamento “Folketinget”, Millet Meclisi, değişik politik partilere mensup 179 üyeden oluşmaktadır. Milletvekilleri dört yıl için seçilirler. Millet Meclisi’nin 2 üyesi Gronland’dan, 2 üyesi de Faroe adalarından seçilmektedir. Halk idaresinin en önemli belirleyicisi, saydam ve anlaşılır olmasıdır. Bundan ötürü Millet Meclisi’ndeki görüşmeler kamuya acıktır. Politik sistem, seçmenler tarafından eş zamanlı olarak, basın aracılığı ile denetlenir ve eleştirilir.
Yürütme
Hükümet bir veya bir kaç partiye mensup bakanlardan oluşur ve başbakan tarafından yönetilir. Millet Meclisi’nde bulunan bir çoğunluk, hükümete güvensizlik duyuyorsa, bu durumda hükümet istifa etmek veya seçimlere gitmek zorundadır. Bakanlar Başbakan tarafından belirlenir. Bakanlar, belediyeler ve eyalet belediyeleri ile birlikte yürütme gücünün bir parçasıdır. Hükümetin ve bakanlıkların en önemli görevi, yasaları hazırlamak ve düzenlemektir.
Genelde koalisyonlarla yönetilen ülkede 1909 yılından beri tek parti hükümeti kurulmamıştır.
Halihazırda yürütme görevi, Başbakan Lars Løkke Rasmussen başkanlığında, Danimarka Halkın Partisinin desteklediği Liberal Parti ve Muhafazakar Parti koalisyon hükümeti tarafından sürdürülmektedir.
Yargı
Yargı bağımsızdır. Danimarka’da bir adet Yargıtay, iki adet Adliye ve 82 adet Şehir Mahkemesi bulunmaktadır. Ayrıca belirli dava alanları için özel mahkemeler de vardır.
Sosyal Güvenlik
Danimarka refah sisteminin temel özelliği, tüm vatandaşların sosyal güvenlik alanında eşit haklara sahip olmasıdır. Bu sistem çerçevesinde vatandaşlar sağlık ve eğitim hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaktadır. Devlet bütçesi tarafından finanse edilen söz konusu harcamalar bütçenin % 26 sına denk gelmekte, bu durum da Danimarka’yı dünyadaki vergi düzeyi en yüksek ülkelerden biri konumuna getirmektedir.
İKİNCİ BÖLÜM
GENEL EKONOMİK DURUM
2.1. GENEL EKONOMİK YAPI
Danimarka Avrupa Birliği Ülkeleri içinde Maastricht kriterlerine en kolay uyum sağlayan ülkelerden biri olmuştur. Ülkenin genel ekonomi politikası denk bütçe, sağlıklı kamu finansmanı, düşük oranlı enflasyon, istikrarlı para birimi ve daha fazla istihdam amacına yöneliktir.
Danimarka ekonomisi son 20 yıllık sürede sürekli büyümüştür. Özellikle 2000’li yıllarda bu ivme hızla artarak halkın refah seviyesinin de diğer AB ülkelerine nazaran yükselmesine sebep olmuştur.
Bununla birlikte dünya ekonomisindeki çalkantı ve ekonomik durgunluk Danimarka ekonomisi ve sermaye piyasasında etki ederek Danimarka ekonomisinin doğal olarak 2008 yılı gösterge rakamlarına da negatif olarak yansımıştır. 2009 yılında da bu süreç devam etmiştir. Danimarka Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan değerlendirmede 2009 yılında arz ve talepte düşüşün devam ettiği iyimser bir tahminle 2009 yılının son çeyreğinde düşüşün yerini artışın alacağı, bu artışın da 2010 yılında devam edeceği öngörülmektedir. Nitekim 2010 yılında gayri safi milli hasılada yüzde 1’lik bir artış görülmüştür.
TABLO 1. Temel Ekonomik Göstergeler
|
2008
|
2009
|
2010
|
GSMH (Milyon $)
|
342,9
|
310,1
|
311,9
|
Kişi Başına Gelir ($)
|
38.400
|
36.400
|
36.700
|
Büyüme Oranı (%)
|
-0,9
|
-5,2
|
1
|
Enflasyon Oranı (%)
|
3,4
|
1,3
|
2,6
|
İşsizlik Oranı (%)
|
1,9
|
4,3
|
4,2
|
İhracat (milyar dolar)
|
114.90
|
91.51
|
99.37
|
İthalat (milyar dolar)
|
116.40
|
84.46
|
90.83
|
Cari Hesap Dengesi (milyar dolar)
|
6,9
|
12.43
|
14.35
|
Dış Borç (milyar dolar)
|
585.1
|
607.4
|
559.5
|
Danimarka ekonomisinde Gayri Safi Milli Hasılanın 2010 yılı itibariyle aşağıdaki sektörlerden oluştuğu görülmektedir.
Tarım : % 1,2
Endüstri: %25,7
Hizmet : %73,1
2.2. EKONOMİDEKİ BELLİ BAŞLI SEKTÖRLER
2.2.1. Tarım ve Hayvancılık
Tarım sektörü halen Danimarka`da önemli bir sektör olma özelliğini korumaktadır. Nitekim bu sektör teknoloji kullanımı ve verimlilik açısından Danimarka’nın tarım alanında dünyada önemli bir konuma gelmesini ve gıda güvenliği/kalitesi ve yeni tarım ürünlerinin geliştirilmesi anlamında Danimarka sayılı ülkeler arasında yer almasını sağlamıştır.
Danimarka’da çiftçiler üretimin ve üretim tesislerinin sahibidirler. 150 yıllık bir geçmişi olan bu kooperatif sistemi bu ülkedeki tarım sektörünün başarısının altında yatan önemli faktörlerden biridir. Süt ve et sektörlerinde faaliyet gösteren kooperatifler Avrupa’da bu sektörlerde faaliyette bulunan en büyük kooperatiflerdir.
AB`nde Danimarka çiftlik başına 55 hektarlık ortalama çiftlik büyüklüğüne sahip olmasına karşın, AB`nin tarımsal alanının %2`sini oluşturmaktadır.
Tarım ve hayvancılık alanındaki üretime ilişkin verilere aşağıda yer verilmektedir.
TABLO 2. Üretim miktarları
|
1.000 ton
|
% AB üretimi
|
Tahıl
|
8,963
|
3
|
Patates
|
1,629
|
2
|
Seker Pancarı
|
2,829
|
2
|
Kolza
|
468
|
3
|
|
1.000 ton
|
% AB üretimi
|
Sığır/Dana
|
148
|
2
|
Domuz
|
1,762
|
8
|
Tavuk vb.
|
206
|
2
|
Sut
|
4,569
|
3
|
Danimarka tarım sektörü Danimarka nüfusunun üç katı bir nüfusa yeterli olacak üretimiyle ihracatta önemli bir sektör olarak öne çıkmaktadır. Almanya, İngiltere ve Japonya en önemli pazarlar konumundadır. Ürünler açısından ise domuz ürünlerinin payı % 43, diğer canlı hayvan ürünlerinin payı % 22, süt ürünlerinin payı ise % 20`dir. Tarım ürünlerinin ithalatında ise Almanya, Hollanda ve İsveç önem arz etmekte olup, meyve sebze ürünleri % 50 oranında bir paya sahiptir
Balıkçılık sektörünün de tarım gibi Danimarka ekonomisinde tarihsel olarak önemli yeri bulunmaktadır. GSYİH’ya oranı açısından değerlendirildiğinde Danimarka’daki balıkçılık sektörü Avrupa’da İzlanda’dan sonra ikinci sıradadır. AB tarafından konulan avlanma kotaları avlanma bölgelerindeki faaliyetlerin azalmasına ve balık çiftliklerinin kurulmasına yol açmıştır.
2.2.2. Sanayi Sektörü
Danimarka sanayi üretimi büyük çeşitlilik arz etmekte, hem ihracat hem de iç tüketim için oldukça geniş bir yelpazede üretim yapılmaktadır.
Gıda isleme sanayi (domuz eti ürünleri, süt ürünleri ve bira fabrikaları), kimya sanayi (petrol, ensülin, plastik ürünleri), mekanik mühendislik sanayi (tarım makineleri, pompalar, termostatlar, rüzgâr türbinleri, buzdolapları, telekomünikasyon aletleri) ve gemicilik dikkati çeken sektörlerdir. Tüm bunların yanı sıra mobilyalar, konfeksiyon ürünleri ve oyuncaklar da üretimde önem arz eden kalemlerdir.
1990-1999 yılları arasında bahse konu sanayi sektöründeki fiyatlar % 22 oranında artmış, istihdam ise % 7 oranında azalmıştır. Bu durum sektördeki verimliliğin altını çizmektedir. Son yıllarda bu sektördeki istihdamda azalma eğilimi devam etmekte olup, 2003 yılı itibariyle 439,000 kişilik bir işgücü söz konusudur.
Ülke sanayinin yapısı 1990 yılı sonrasında büyük farklılaşma göstermiş, gıda ve içki sanayi ülke üretimindeki mevcut payını sürdürürken, tekstil ve hazır giyim sektörü üretiminde büyük bir azalma yaşanmıştır. Bu gelişmenin temel kaynağı, bu sektörde Doğu Avrupa ve Güney Doğu Asya ülkelerinde gerçekleştirilen üretimde kullanılan ucuz işgücü ve artan rekabettir. Bununla beraber, kimya sanayi, bilgi teknolojileri ve biyoteknoloji alanlarında Danimarka dünyada çok önemli bir konuma sahip olmuştur.
Danimarka’nın sanayi yapısı büyük oranda ortalama 10 kişinin çalıştığı küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmaktadır. Bu durumun en büyük avantajı büyük ölçüde esneklik sağlaması ve değişen piyasa koşullarına hızlı bir şekilde adapte edilebilmesidir. Danimarka işgücü piyasası da aynı şekilde büyük bir esneklik arz etmekte ve bu sayede piyasa mevcut arz ve talebe göre kolaylıkla şekillenebilmektedir. Nitekim flexicurity adı altında oluşturulan söz konusu model, Avrupa Birliği tarafından da günümüzde benimsenmiştir
Danimarka’nın dünyadaki en gelişmiş ülkeler arasında yer almasının arkasında yatan en önemli faktör, Danimarka firmalarının yarattığı yüksek orandaki katma değerdir. Söz konusu katma değer işgücü ücretlerini ve üretim surecinde sermayeden sağlanan karı ifade etmekte olup, söz konusu gelir üzerinden alınan vergi de Danimarka`nın bir refah devleti olabilmesini sağlayan en önemli yapıtaşıdır.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından, AB’nin 2010 yılı itibarile, büyüme hızının ve istihdamın artırılmasını ve bu sayede dünyanın en rekabetci ve dinamik ekonomisini yaratmayı amaçlayan Lisbond Stratejisine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede, Danimarka bu alanda kaydedilen ilerleme açısından diğer AB ülkeleri arasında birinci sırayı almıştır. AB Istatistik Ajansı tarafından 2009 Haziran ayında yayınlanan raporda da Danimarka halkının refah seviyesi açısından ön sıralarda yer aldığı vurgulanmıştır.
2.2.3. Ulaştırma ve Telekomünikasyon Sektörü
Danimarka, bu alanda yapılan kamu yatırımları sayesinde oldukça gelişmiş bir altyapıya sahiptir. Ulaştırma sektöründe 132,000 kişi istihdam edilmekte olup, bu rakam bahse konu sektörü iş piyasasında beşinci önemli sektör konumuna getirmektedir.
Demiryolları ile hemen hemen tüm şehirlere ulaşmak imkan dahilinde bulunmaktadır. Yolcu taşımacılığının %7’si, mal taşımacılığının %8’i demiryolları ile gerçekleştirilmektedir. Hava yolu trafiği açısından da dünyadaki en yoğun hava sahalarından birine sahip olan Danimarka’daki havayolu taşımacılığının %75’i Kopenhag havaalanı aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Diğer önemli uluslararası havaalanları Aarhus, Aalborg ve Billund’da bulunmaktadır. Toplam 71,950 km uzunluğunda olan karayolları da yüksek standarda sahip olup mevcut trafiğe göre büyük bir kapasiteye sahiptir.
2000 yılı Haziran ayında Danimarka ve İsveç’i birbirine bağlayan Oresund köprüsünün açılmasıyla birlikte, Kopenhag’dan Malmö’ye 20 dakikada ulaşma imkanı yaratılmış ve Danimarka Avrupa kıtasını İskandinav ve Baltık Ülkelerine bağlayan bir geçiş noktası konumuna kavuşmuştur.
Danimarka telekomünikasyon sektörü ise 1996 yılında tamamen özelleştirilmiş olup, Batı Avrupa’da rekabete en açık piyasalarından biri olarak değerlendirilmektedir. Diğer İskandinav ülkelerinde olduğu gibi Danimarka da cep telefonu kullanımı alanında öncü ülkelerden biri olmuş, 2001 yılı itibariyle cep telefonu kullanıcılarının sayısı sabit telefon kullanıcı sayısının üzerine çıkmıştır.
2002 yılı ortası itibariyle Danimarka hane halkının % 95’inin ADSL aracılığıyla geniş bantlı internet erişimi imkânı bulunmakta olup, 2003 yılında 100 kişi başına Internet aboneliği 66 adet, cep telefonu aboneliği ise 85 adet kaydedilmiştir. Bilgisayar kullanımının çok yaygın olduğu ülkede, yüksek eğitim seviyesinin yanı sıra bu durumun iki önemli sebebi bulunmaktadır. Öncelikle elektronik ürünlerde geleneksel olarak yoğun bir rekabet yaşanmakta, bu da fiyatların düşmesine neden olmakta ve bilgisayar kullanımını yaygınlaştırmaktadır. Diğer önemli faktör de 1980lerin ortalarından başlayarak bilgi teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılmasının bir devlet politikası olarak benimsenmesidir.
2.2.4. Bankacılık
Toplam işgücünün % 4`ünün istihdam edildiği bankacılık sektöründe toplam 69 finansal kurum faaliyet göstermektedir. Bu sektörde 1980’lerde yaşanan büyüme sonrasında ortaya çıkan olumsuz piyasa şartları ve artan rekabet 1990’lı yılların başında bir kriz yaşanmasına neden olmuş, sonrasında bankacılık sektöründe yeni bir yapılanmaya gidilmiştir.
Büyük ve güçlü bankaların gerekliliği sektörde konsolidasyona gidilmesini gerekli kılmış, gerçekleştirilen şirket birleşmeleri ve satın almalar sonucunda Danske Bank ve Unibank olmak üzere iki büyük banka ortaya çıkmıştır. Unibank`ın daha sonra MeritaNordBankaen ve Christiania-Kreditkassen bankası ile birleşmesiyle Nordea oluşturulmuştur. 1989 yılında 231 olan toplam banka sayısı 2003 yılında 169`a düşmüştür. Bu sektörde faaliyet gösteren diğer önemli bankalar JyskeBank, Sydbank ve SparNord`dur.
2.2.5. Enerji
Danimarka enerjisini, Kuzey Denizindeki petrol ve doğal gaz rezervleri, kömür ithalatı ve rüzgâr enerjisinden sağlamaktadır. Teknolojik gelişmeler ışığında jeotermal enerji, güneş enerjisi gibi kaynaklar da yaratılmaya çalışılmakta ancak bu kaynaklar oldukça düşük seviyelerde kalmaktadır. Kömür, elektrik üretimi açısından büyük önem arz etmekte, maliyet ve nitelik hususları göz önünde bulundurularak genellikle Avrupa dışındaki ülkelerden ithal edilmektedir.
Kuzey Denizinde gerçekleştirilen petrol ve doğal gaz üretimi iç talebi karşılamanın yanı sıra ihracatta da büyük önem arz etmekte ve 1990’lar sonrasında kaydedilen cari işlemler fazlasına büyük katkı yapmaktadır. Doğal gaz için en önemli ihraç pazarları İsveç ve Almanya’dır. Bununla beraber, Danimarka Batı Avrupa’da Norveç ve İngiltere’den sonra üçüncü büyük petrol üreticisidir. Bu alanda faaliyet gösteren dört şirket Maersk Oil and Gas AS, Statoil Exploration and Production AS, Amerade Hess ApS, Dansk Olie og Naturgas’dır.
Bunun yanı sıra, rüzgar enerjisi alanında dünyadaki sayılı ülkeler arasında yer alan Danimarka’da 2007 yılında rüzgar enerjisi sektöründe 34.9 milyar kronluk gelir edilmiş olup, bu değer, Danimarka’nın ihracatının % 6.7’sine denk gelmektedir. İç pazarda da büyük ilerleme kaydeden sektörde, işgücü arzının yetersizliği ilerisi için mevcut büyümenin ve karlılığın korunabilmesini zorlaştırmaktadır. Rüzgâr enerjisi üretimi alanında dünya ölçeğinde rekabet gücüne sahip olunması Danimarkalı firmaların diğer ülkelerde yatırım şansını arttırmakta; bu amaçla da çevreye duyarlılık konusu gerek iç kamuoyunda gerekse dünya boyutunda çeşitli toplantılar vesilesiyle gündeme getirilmektedir. 2009 yılı Kasım ayında da çevreye duyarlılık ve iklim değişikliği vurgulu uluslararası ölçekli bir toplantıya Danimarka evsahipliği yapmıştır.
2.3. DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI
Danimarka, yabancı yatırımcılar için farklı teşvikler uygulamamakta, Danimarkalı ve yabancı yatırımcılar aynı muameleye tabi tutulmaktadır. Ancak, ülkede var olan ekonomik istikrar, modern altyapı koşulları, ülkenin konumu, eğitimli işgücü ve verimli iş ortamı yabancı yatırımların bu ülkeye yönelmesinde önemli rol oynamaktadır. Son olarak, Heritage Foundation tarafından yapılan bir değerlendirmede, Danimarka’nın dünyanın liberal ekonomileri arasında on birinci sırada yer aldığı ifade edilmiştir. Ayrıca, Economist Intelligence Unit tarafından yapılan bir değerlendirmede de önümüzdeki beş yıl içinde iş yapmak için en uygun yerin Danimarka olduğu belirtilmektedir. Söz konusu sıralamada Danimarka’yı Singapur, Kanada ve İsviçre takip etmektedir.
2009 yılı itibariyle, Danimarka’nın yurt dışına yönelik stok yabancı sermaye yatırımları 204,5 milyar USD ulaşmış olup söz konusu yatırımlar hizmetler, imalat ve ulaştırma sektörlerinde yoğunlaşmaktadır. İngiltere, İsveç, Norveç, ABD, Hollanda ve Almanya, Danimarka yatırımlarının yöneldiği en önemli ülkelerdir. Danimarka’ya yönelik stok doğrudan yabancı sermeye yatırımları 160 Milyar USD tutarındadır. Anılan yatırımlar ağırlıklı olarak hizmetler, ticaret, finans ve imalat sektörlerinde gerçekleştirilmiş olup, söz konusu yatırımların kaynağı incelendiğinde İsveç, Lüksemburg, Hollanda ve ABD’nin dikkati çektiği görülmektedir.
2.4. DIŞ TİCARET
Danimarka iç pazarının küçük oluşu, Danimarkalı üreticilerin dış pazarlara yönelmesini gerektiren bir unsur olmuş, bu bağlamda da dış ticaret ekonominin çok önemli bir bileşeni haline gelmiştir. II. Dünya Savası sonrasında, ihracata konu ürünler oldukça büyük değişiklik göstermiş, tarım ürünlerinin payı giderek azalırken, sanayi ürünlerinin payında artış yaşanmıştır.
Günümüzde Danimarka sanayi sektörünün yapısı genel olarak yüksek teknolojiye dayalı, hammadde ve yarı mamul ürün ithal ederek, küçük ölçekli, sınırlı bir alanı olan pazarlara yüksek teknoloji ürünleri satan firmalar şeklindedir. Sanayi sektöründeki birçok firma üretiminin %50-80’ini ihraç etmekte dolayısıyla önemli ölçüde ihracata bağımlı bulunmaktadır.
2.4.1. Dış Ticaret İstatistikleri
Uzun yıllardır dış ticaret fazlası veren Danimarka’nın, 2007 ve 2008 yılında da bu yapıyı koruduğu ancak ithalatın ihracattan daha hızlı arttığı gözlenmektedir. Genel dış ticaret verileri incelendiğinde, ticaret hacminin 2008 yılında, bir önceki yıla oranla % 4, ihracatın % 2, ithalatın ise % 6 oranında arttığı dikkati çekmektedir. Söz konusu donemde Danimarka`nin önemli ticari ortaklarına (Almanya, İsveç ve İngiltere) yönelik ihracatı artmış ancak ABD`ye yönelik ihracatı azalmıştır.
Global krizin etkisiyle 2008 yılı 3. çeyreğine kadar artış eğilimi gösteren ihracat, 2008 yılı son çeyreğinde azalma eğilimine girmiş ve ihracatta bir düşüşe neden olmuştur. Ancak bununla birlikte yıl sonu rakamları ithalata göre ihracatın fazla olması şeklinde sonuçlanmıştır.
2009 ve 2010 yılı dış ticaret verilerine bakıldığında ise küresel krizin etkisi açık bir şekilde görülebilir. Özellikle 2009 yılında Danimarka’nın dış ticaret hacmi 175,9 milyar dolara kadar gerilemiş ve ilk kez ithalat ihracatı geçmiştir. Bu durum 2010’da toparlanma eğilimine girse de hala 2008 yılı rakamları ile arasında ciddi bir fark bulunmaktadır.
TABLO 3. Danimarka’nın Dış Ticareti (2007-2010)
|
2007
|
2008
|
2009
|
2010
|
İhracat (milyar dolar)
|
106.4
|
116.4
|
84.4
|
90.8
|
İthalat (milyar dolar)
|
101.8
|
114.9
|
91.5
|
99.3
|
Dış Ticaret Dengesi (milyar dolar)
|
4.2
|
1.5
|
-7,1
|
-8,5
|
Dış Ticaret Hacmi (milyar dolar)
|
208,2
|
231,3
|
175,9
|
190,1
|
İhracat gelirlerinin % 60.7`si mamul madde ihracatı kaynaklıdır. Bu bağlamda, eczacılık ürünleri, mobilya, rüzgar türbinleri, bira, elektronik ürünler ve gelişmiş metal sanayi ürünleri, genelde küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşan Danimarka sanayisinin uluslararası alanda tanınırlığını sağlayan sektörlerdir. Tarım ürünleri içinde de en önemli ürünler et ve sut ürünleri olup, bu ürünlerin ihracat içindeki payı % 21`dir. Cari işlemler dengesine büyük katkısı olan petrol ve madencilik ürünlerinin ihracat içindeki payı ise % 9,3`tur. Danimarka`nın ithalatında ise mamul maddelerin payı % 75,8, tarım ürünlerinin payı % 15,2, petrol ve madencilik ürünlerinin payı ise % 6,9`dur.
Danimarka ticaretinin % 70`ini AB ülkeleri ile gerçekleştirmektedir. Almanya (%17,53)`dan sonra İsveç % 12,68 oranındaki payıyla en önemli ikinci ticaret ortağı konumunda olup ihracat artışında en önemli paya (% 2,3) sahiptir. Bu ülkeleri İngiltere (% 8,9), ABD (% 6,05), Norveç
(% 6), Hollanda (% 5,5), ve Fransa (% 5) izlemektedir.
Danimarka’nın ithalatında ise, Almanya (% 22,3), İsveç (% 13,5), Hollanda ( % 6,8), İngiltere (% 6,1), Fransa (% 4,5), Norveç (% 4,5), İtalya (%4,1), Çin (% 4) en önemli tedarikçi ülkeler olma özelliğine sahiptir.
İhracatta söz konusu artış eğiliminin sürdürülmesinin önündeki en önemli engel işgücü piyasasında yaşanan arz darlığıdır. Bu durum ihracata yönelik üretim kapasitesinin arttırılmasını engellemekte ve ücretler üzerinde baskı oluşturarak Danimarka ürünlerinin dünya piyasalarında rekabet gücünü zayıflatmaktadır.
2.4.2. Dış Ticaret Mevzuatı
Dış ticaretin hali hazırda GSYİH içindeki payı (2/3) büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda Danimarka, ülkeler arasındaki mal ve servis ticaretinin herhangi bir engelle karşılaşılmadan yapılmasına büyük önem atfetmektedir. AB, OECD ve DTÖ üyesi olan Danimarka dış ticaret politikalarına bu çerçevede yön vermektedir.
Korunma önlemi uygulamaları tüm AB üyesi ülkelerce eşgüdüm içerisinde yürütülmekte olup, bu kapsamda, 31 Mart 2007 tarihi itibariyle 130 anti-damping ve 12 karşı önlem uygulaması yürürlükte bulunmaktadır.
Uygulamakta olduğu AB Ortak Ticaret Politikası çerçevesinde, EFTA, Akdeniz Ülkeleri, Güney Afrika, Meksika ve bazı Balkan Ülkeleri ile ticaretinde, AB ile bahse konu ülkeler arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmaları hükümleri geçerlidir. Buna ilaveten gelişmekte olan ülkelerle ticaretinde tek taraflı taviz öngören Genelleştirilmiş Preferanslar Sistemi’ni uygulamaktadır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DANİMARKA-TÜRKİYE EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLERİ
-
İKİLİ SİYASİ İLİŞKİLER
Türkiye-Danimarka ilişkilerinin tarihi 250 yıl öncesine kadar uzanmakta olup, 18. yüzyılda ticaretle başlamıştır. 14 Ekim 1756 tarihinde Sultan III. Osman ile V. Frederik, Dostluk ve Ticaret Anlaşması imzalamış, müteakiben Danimarka Krallığı 1758 yılında Osmanlı İmparatorluğuna Olağanüstü Temsilci atamıştır.
Günümüzdeki siyasi ilişkilerimize bakıldığında ise, AB Terör Örgütleri Listesi’nde yer alan PKK/KONGRA GEL Terör Örgütü’nün Avrupa’daki yayın organı olan ROJ TV’nin yayınlarını Danimarka’dan aldığı lisansla sürdürmesi Danimarka ile ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilemektedir.
Karikatür krizi, Roj TV davası ve son olarak Danimarka eski Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO Genel Sekreteri seçilmesi esnasında yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle gerilen Danimarka-Türkiye ilişkileri son dönemde hızla düzelmektedir. İki ülke arasındaki ticaret, 2010 yılında yüzde 8,9 artarak rekor bir büyüme gerçekleştirdi.
İlişkilerin düzelmesinde 6 yıl süren tartışmalı bir sürecin ardından Danimarka'nın geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Roj TV ile ilgili kapatma davasını açmasının pozitif etkisi olduğu belirtilmektedir. Davanın açılmasından sonra iki ülke arasındaki ziyaret trafiği de artmıştır. İlk olarak geçtiğimiz Aralık ayında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Danimarka'yı ziyaret etmişti. Bakan Bağış'ın ardından geçtiğimiz ay Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Danimarka'yı ziyaret etmiş ve çeşitli resmi yetkililerle bir araya gelmiştir. Danimarka'nın 2012 yılının ilk çeyreğinde AB'nin dönem başkanlığını devralmasının öncesinde gelişen Türkiye-Danimarka ilişkilerinin Türkiye'nin AB üyeliğine de pozitif katkıda bulunacağı ifade edilmektedir.
-
EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLER
-
Türkiye ile Dış Ticaret Durumu
1996 yılında Türkiye-AB Gümrük Birliği`nin kurulması ile birlikte Türkiye-Danimarka ticaretinde sanayi ürünlerine uygulanan gümrük vergileri kaldırılmış, tarım ürünlerinde de belli bazı ürünler çerçevesinde karşılıklı pazara giriş kolaylıkları sağlanmıştır.
Danimarka ile ekonomik ve ticari ilişkilerimizde genel hatları itibariyle, önemli sorunlar bulunmamaktadır. Ülke ekonomisi son derece liberal temellere dayandığından, ülkemiz ekonomisinin itici gücü olan dış ticaret açısından oldukça avantajlı bir konumdadır.
Danimarka ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz son yıllarda gelişme kaydetmiştir.
Ülke ekonomisi liberal temellere dayandığından, ülkemiz ekonomisinin itici gücü olan dış ticaret açısından avantajlı bir konumdadır.
İkili ticaretimiz küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin reel ekonomilerde hissedildiği 2009 yılına kadar artış kaydetmiş, 2009 yılında ise gerileme yaşamıştır. İkili ticaret hacmi 2010 itibariyle yaklaşık 1,4 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
TABLO 4. İki Ülke Arasındaki Dış Ticaret Değerleri (Milyon Dolar)
Yıllar
|
İhracatımız
|
İthalatımız
|
Denge
|
Hacim
|
2005
|
732
|
435
|
297
|
1.167
|
2006
|
827
|
442
|
385
|
1.269
|
2007
|
1.008
|
655
|
353
|
1.663
|
2008
|
954
|
902
|
52
|
1.856
|
2009
|
678
|
585
|
93
|
1.263
|
2010
|
766
|
679
|
87
|
1.445
|
Yukarıdaki tablodan görüleceği üzere Danimarka’nın 2009 yılı Türkiye’ye ihracat ve ithalat rakamlarında bir düşüş söz konusudur. Esasen bu durum sadece Türkiye’ye has olmayıp, dünya genelindeki krizin Danimarka ekonomisine etkisi nedeni ile Danimarka’nın genel ekonomik verilerine de yansımasıdır. Nitekim Danimarka’nın genel ihracat ve ithalat rakamlarında da bir düşüş söz konusudur.
Danimarka’ya yönelik ihracatımızda hazır giyim ürünleri büyük yer tutmaktadır. Çin’den sonra Danimarka pazarında en önemli tedarikçi konumunda olan ülkemiz tekstil ve konfeksiyon sektörü, son yıllarda ülkemiz ürünlerini marka olarak pazarlama stratejisi kapsamında Danimarka’ya yönelik olarak sektörel ticaret heyetleri düzenlenmesini planlamaktadır. Bu tür faaliyetlerin Danimarka pazarında önemli bir tedarikçi konumunda olan ülkemizin ihracat payının korunması ve geliştirilmesi alanında büyük rol oynayacağı düşünülmektedir.
3.2.2. Yabancı Sermaye Yatırımları
Danimarka, Türkiye’ye yabancı sermaye yatırımı yapan ülkeler bağlamında
13 üncü sırada yer almaktadır. 2009 yılı itibariyle Türkiye'de Danimarkalı firmaların ortaklığı ile kurulmuş toplam 558 firma bulunmakta olup, söz konusu firmalar inşaat, imalat, ticaret, otel-pansiyon ve gıda gibi alanlarda faaliyet göstermektedirler. 2009 yılı itibariyle, sermayesi 9.000.000 $’dan büyük 10 adet Danimarka ortaklı firma mevcuttur. Bu firmaların faaliyet alanları imalat sanayi, sağlık isleri ve sosyal hizmetler, toptan ve perakende ticaret alanlarını kapsamaktadır.
Danimarka’da faaliyet gösteren Türk firmalarının sayısı ise son derece cüzi olup, bu firmalar genellikle turizm, gıda, tekstil, lokantacılık sektörlerinde faaliyet göstermektedirler. Ancak, söz konusu firmalarımızın hemen hemen tamamının orta ölçekli olduklarının belirtilmesinde yarar bulunmaktadır.
3.2.3. Pazar Hakkında Bilgiler
İhracatçılarımızın Danimarka’ya ihracatlarını arttırmaları amacıyla aşağıdaki bilgilerin verilmesinde fayda görülmektedir.
İhracatçılarımız üretim maliyetlerindeki dezavantajları kaliteli üretim ve modaya yön veren tasarımlarıyla avantaja çevirebilir. Bu bakımdan Türkiye tekstilcilerinin ve hazır giyim üreticilerinin bu yönde gayretleri orta veya uzun vadede sonuç getirebilecektir. Önemli markaları bulunan Danimarka firmaları yurtdışında ucuza imal ettikleri tekstil ürünlerini dünyada satışa sunmakta, bu ürünleri üretim maliyetinin düşük olduğu Cin, Doğu Avrupa Ülkeleri ve Türkiye’den tedarik etmektedir. Bu bağlamda tekstil ürünleri ihracatında Türkiye avantajını korumaktadır. Danimarka’da tekstil ürünlerinin önemli bir bölümü süpermarketlerde de satılmaktadır. Süpermarketler bu noktada ihracat açısından dikkate alınmalıdır.
Dünyanın birçok ülkesinden firmalar ürünlerini pazarlamak için bir yarış halindedirler. İyi fiyat politikası, Danimarka tüketicisinin bilinçli oluşu ve kadınların hazır giyim sektöründe büyük müşteri kitlesi olması dikkatlerden kaçırılmamalıdır.
Gıda sektörü kalite ve iyi ambalaj kalitesinin göz önüne alınarak kalitenin yükseltilmesi durumunda ihracat açısından potansiyel arz etmektedir. İspanya, İtalya ve tropikal bölge ülkeleri sebze-meyve ihracatında Danimarka piyasasında önde gelen ülkeler arasındadır. Türk üreticilerin bu hususu dikkate alması önem arz etmektedir. Organik ürünlere önem vererek ihracatçılarımızın bu pazarda payını artırması noktasında ülkemiz üreticileri avantajlı konumdadırlar.
-
GÖRÜŞLER VE ÖNERİLER
Danimarka nüfus ve yüzölçümü anlamında küçük olmakla birlikte dünyanın kişi başına düşen milli gelir bakımından önde gelen ülkeleri arasında yer almakta, bu özelliği ve yine alım gücü yüksek İskandinav Ülkeleri ile Baltık Ülkelerine geçişteki konumu da dikkate alındığında ihmal edilmemesi gereken bir pazar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye-Danimarka dış ticaret rakamları incelendiğinde, her iki ülkenin de diğeri için önemli bir ticaret ortağı konumunda olmadığı, ancak ticaret hacminin düzenli bir şekilde arttığı gözlenmektedir. Ticaret dengesi uzun bir süreden beri ülkemiz lehine fazla vermektedir. Danimarka pazarında Türkiye’ye yönelik olarak son yıllarda ortaya çıkan ilginin karşılıklı ziyaretler ve tanıtım etkinlikleri ile canlı tutulması suretiyle bu durumun pekiştirilmesinin mümkün olabileceği düşünülmektedir.
Danimarka hazır giyim piyasasında Çin`den sonra en büyük tedarikçi konumunda olan ülkemiz, bu ürünlerde Danimarka`nın toplam ithalatında % 15 seviyesinde bir paya sahiptir. Danimarka’nın toplam ithalatı içerisinde ülkemizin payının % 1 seviyesinde olduğu değerlendirildiğinde, söz konusu oranın önemi bir kat daha artmaktadır. Ayrıca, Türkiye`nin toplam hazır giyim ihracatında, % 3,2`lik payıyla Danimarka, 8 inci sırada yer almakta olup, ülkemiz için önemli bir pazar konumundadır.
Önümüzdeki dönemde hazır giyim piyasasında yaşanan büyümenin etkisiyle, bu ürünlerde Danimarka’nın ithalatının daha da artması beklenmektedir. Her ne kadar söz konusu ürünlerde Doğu Asya ülkeleri önemli bir rakip konumunda iseler de, moda sektöründeki eğilimlerde yaşanan gelişmeler (özellikle yıl içinde sunulan ürün sayısındaki artış) sonucunda pazara hızlı ürün sunma gerekliliği, ülkemizin coğrafi yakinlik avantajını bir kez daha ön plana çıkartmaktadır.
Diğer taraftan, Danimarka hazır giyim ürünleri ihracatı da son yıllarda önemli bir artış kaydetmiştir. Özellikle AB ülkelerine yönelik bu ihracat artısının en önemli itici gücü, Danimarkalı ihracatçıların gerekli hammaddeleri sağlayacağı pazarları iyi tanımaları ve üretim surecine moda tasarımı alanında sahip oldukları yaratıcılık ve “know-how” ı ekleyerek ürünü pazara sunmalarıdır. Tasarımın her alanında dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alan Danimarkalı modacılarla bu anlamda da ilişkilerin geliştirilmesinin önem arz ettiği düşünülmektedir.
Bu hususlar ışığında, halihazırda Danimarka pazarında önemli bir tedarikçi konumunda olan ülkemizin ihracat payının korunması ve geliştirilmesi alanında azami çaba harcanması gerektiği düşünülmektedir. Diğer taraftan, Danimarka hazır giyim sektörünün, İskandinavya pazarı için önemli bir tedarikçi konumunda olduğu da unutulmamalıdır.
Bu bağlamda, fuarlara katılım açısından bir devamlılık sergilenmesi, özellikle İskandinav hazır giyim sektörünün en büyük fuarı olan Kopenhag Uluslararası Moda Fuarı (CIFF)’na düzenli katilim konusuna önem verilmesi, fuar organizatörleri ile iyi ilişkiler geliştirilmesi sonucunu doğuracaktır. Böylelikle fuar alanı tahsisi gibi konularda eski yıllarda yaşanan olumsuz durumlarla karşılaşılması önlenecek ve katılım sağlanan fuarlardan azami faydanın sağlanması imkânı yaratılacaktır.
Öte yandan, Danimarka’da çevre bilinci ve çevrenin korunması gündemin en önemli maddelerinden birini oluşturmakta ve bu husus tüketim kalıplarını da etkilemektedir. Özellikle organik gıda maddelerine yönelik talep giderek artmaktadır. İhracatta ürünün organik olduğunu belirten belgelendirme işlemleri ve organik gıda maddeleri üretiminin artırılmasına dönük önlemler ile ülkemiz ihracatçılarının avantajlı konuma gelebileceği düşünülmektedir.
Organik gıda sektörünün yanı sıra, pazarda talep dikkate alındığında organik tekstil ürünlerinin ile Danimarka’nın önemli ithalat kalemlerinden olan ve ülkemizde önemli bir gelişme kaydeden otomotiv sektörünün de ihracatımız açısından potansiyel arz ettiği değerlendirilmektedir. Danimarka halkının genel tüketim alışkanlıkları ve Müşavirliğimize iletilen ithalat talepleri göz önünde bulundurulduğunda deri eşya, ev tekstil ürünleri, camdan mamul eşya gibi özel tüketim mallarının da Danimarka pazarında yer edinebileceği düşünülmektedir.
Danimarka’ya ihracat açısından son yıllarda önem kazanan diğer bir sektör de gemiciliktir. Gemi inşa sanayi konusunda çok eskiye uzanan bağları bulunan Danimarka, gemi yapımı konusunda Türkiye ile büyük bir işbirliği içindedir. Nitekim Danimarka Denizcilik Birliği tarafınca ülkemiz gemi inşa sanayi dikkatle izlenmekte, ayrıca yat alımı gibi konularda Müşavirliğimize çeşitli talepler ulaşmaktadır.
İki ülke arasında işbirliği açısından potansiyel arz eden önemli bir sektör de rüzgâr enerjisidir. Alternatif enerji alanındaki çalışmaların yoğunluk kazandığı günümüzde, bu alanda önemli bir potansiyel arz eden ülkemiz ile, dünyanın en önemli rüzgar türbini üreticilerinden biri olan Danimarka arasında ilişkilerin önümüzdeki donemde yoğunlaşacağı düşünülmektedir.
Bu sektörlerde, Danimarka pazarına yönelik gerçekleştirilecek ziyaretlerin, karşılıklı tanıtım etkinliklerinin, bu pazarda varlığımızın yaygınlaştırılması ve Danimarkalı firmaların ülkemizdeki yatırımlarının artırılması acısından etkili olacağı muhakkaktır. Akılda tutulması gereken diğer önemli bir husus, bu tür tanıtım etkinliklerinin sadece Danimarka’ya değil tüm İskandinav ülkelerine yönelik olacağıdır. Söz konusu ülkeler, gümrük kontrolleri, tüketim alışkanlıkları, toptan/perakende satış zincirleri, iletişim kolaylığı gibi hususlar dikkate alındığında tek bir pazar olarak algılanabilecek niteliktedirler.
KONYA-DANİMARKA EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLERİ
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre 2010 yılında Konya’nın Danimarka’ya ihracatı 3,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Konya Ticaret Odası Dış Ticaret verilerine göre Konya’dan Danimarka’ya en çok ihraç edilen ürünler arasında demir ve çelikten eşya, kazanlar, makinalar, mekanik cihaz ve aksamı, sabunlar, yıkama ürünleri, temizlik ürünleri, mobilya, ışık cihazı, prefabrik yapılar sayılabilir
Kuzey Avrupa ve Baltık pazarlarına kolay erişim imkânları ile birlikte gelişmiş dağıtım ağı ve yüksek satın alma gücüne sahip Danimarka, Konyalı girişimciler için önemli iş imkanları sunmaktadır.
Danimarka dünyada rüzgar türbinlerinin %40’ının üreticisi ve önde gelen eczacılık ürünleri ihracatçısı olup Avrupa’da enerji verimliliğinde ilk sırada yer almaktadır. Ayrıca, Danimarkalı firmaların dünya lideri konumunda oldukları bilişim, denizcilik, yenilenebilir enerji sektörlerinin yanı sıra, sağlıklı yaşam ürünleri, gıda sanayi, inşaat/altyapı, tekstil-hazır giyim alanlarında Danimarka veya 3. pazarlarda işbirliği fırsatları mevcuttur.
Danimarka sanayisinin güçlü olduğu konularda, yani çevre sistemleri, inşaat, enerji ve gıda işleme alanlarında işbirliği yapılabilir. Ayrıca Danimarka’nın önemli ithalat kalemlerinden olan otomotiv yan sanayinde ihracatımız açısından potansiyel arz ettiği görülmektedir.
Diğer yandan Danimarka özellikle rüzgâr enerjisi gibi alternatif enerji alanında güçlü durumdadır. Konya'nın da rüzgâr enerjisinin kullanılabilmesi için uygun bir ortama sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda Danimarka bu alanda Konya'ya yatırım yapabilir.
Konya ile Danimarka arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla işadamları arasında karşılıklı ziyaretler ve toplantılar gerçekleştirilmelidir.
Dostları ilə paylaş: |