Parti Yapısı ve Yığın Çalışması, s.39))
Bu partilerin legal örgütlenmesi, illegal bir temele sahip olmaması, fiiliyatta mücadelenin “demokrasinin genişletilmesi” amacına sahip olmasıyla da birleşince, onları parlamenter mücadelenin gerekleri doğrultusunda bir örgütsel yapı inşa etmeye yöneltmiştir. Komünist partiler açısından temel olması gereken fabrika hücreleri üzerinde bir örgütsel inşa sorunu gözardı edilmiş, bu partiler seçim sistemi doğrultusunda “semt ve cadde hücreleri” temelinde örgütlenmişlerdir. 1932 yılına gelindiğinde KPD’nin “işletme hücreleri” yaratma konusunda hemen hiçbir somut mesafe katedememiş olması, hiç kuşku yok ki, onun legal yapısıyla doğrudan ilişkiliydi.
İşte, “Komintern partileri legaldi, demek ki legal olmak komünist olmaya helal getirmez” anlayışının, teorik ve tarihsel arka planı budur!
Biz burada, bu partilerin legal yapılar olmasının tarihsel neden ve sonuçlarını sergilemeye çalışırken, aynı zamanda Lenin’in “teorik” planda dahi “illegalitesi olmayan bir legaliteye” karşı bir konumda olduğunu göstermeye çalıştık.
Görülen o ki, illegal bir örgütlenmeyi savunanları, “Lenin’in Rusya koşullarına özgü sözlerini Türkiye koşullarına şabloncu tarzda taşımakla, doktrinerlikle, fetişistlikle” suçlayanlar, bu parlak fakat içi boş sözlerden hoşlananlar, “Komintern partileri legaldi” iddiasını Türkiye’de bir legal partiye teorik-tarihsel bir dayanak olarak kullanırken, tam da o başkalarına yönelttikleri ithama, “dogmatik ve şabloncu” bir tutuma düştüklerini düşünemiyorlar dahi.
Ne o dönemdeki dünyanın siyasal ortamı, ne Avrupa ülkelerindeki sınıfsal siyasal iç dengelerde işçi sınıfı ve sosyalizm lehine olan değişiklik, ve ne de, tüm bu avantajlara karşın bu legal partilerin uğradığı akibetler, hiçbiri ama hiçbiri önemli değildir. Önemli olan “legal parti”yi meşrulaştıracak “teorik ve tarihsel” dayanakları ne pahasına olursa olsun yaratmak, kendi “tasfiyeci” eğilimini perdeleyebilmektir.(129)
Dostları ilə paylaş: |