Diyanet iŞleri başkanlaği trabzon-akçaabat-darica eğİTİm merkezi MÜDÜRLÜĞÜ İSLÂm aile hukukunda akraba evliLİĞİ


c. Akraba Evliliklerinin Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı



Yüklə 0,5 Mb.
səhifə6/8
tarix23.12.2017
ölçüsü0,5 Mb.
#35760
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8

c. Akraba Evliliklerinin Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı

1987’de yapılan araştırmada büyük yerleşim birimlerinde akraba evliliklerinin oranı, diğer yerleşim birimlerine oranla düşüktür.

Birinci derece ve ikinci derce akraba evlilikleri birlikte düşünüldüğünde 10.000’den fazla nüfuslu yerlerde akraba evliliklerinin tüm evlilikler içindeki oranı % 16 iken, 10.000’den az nüfuslu yerlerde bu oran % 25’in üstüne çıkmaktadır.236

Tablo 6: 1987 Yılına Göre Akraba Evliliklerinin Yerleşim Yeri Büyüklüğüne Göre Dağılımı



Nüfus




1. ve 2. Derece

Diğer

Akraba Değil

Toplam

Metro

%

15.75

1.91

82.36

100.00

50.000

%

17.11

1.95

80.95

100.00

25.000-50.000

%

15.58

1.25

83.13

100.00

10-25.000

%

16.66

3.25

80.08

100.00

2000-10.000

%

23.98

2.18

73.54

100.00

1.000-2.0000

%

25.60

2.41

71.99

100.00

500-1.000

%

28.71

2.77

68.51

100.00

500

%

24.46

1.33

74.21

100.00

Toplam

%

1.646.600.

20.92


169.000.

2.15


6.056.820.

76.94


7.872.110.

100.00


Tablo 6 incelendiğinde, metrolarda yaşayanların akraba evlilik oranları % 15.75, nüfusu 50.000’in üzerindeki yerleşim birimlerinde bu oran % 17.11, nüfusu 25.000. ile 50.000 arasındaki yerde oran %15.58’dir. Nüfusu 100.000’den düşük olan yerlerde akrabalık oranı ise % 23.99 ile % 24.46 arasındadır.

d. Akraba Evliliklerinin Eğitim Durumuna Göre

1987 yılında yapılan araştırmada eşlerin eğitim durumlarına bakıldığında, akraba evliliği yapmanın, eğitimle ters ilişkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Yani eğitimli çiftlerin daha az akraba evliliği yaptığı, eğitimsiz çiftlerin ise daha çok akraba evliliği yaptıkları eğiliminde olduklarını gözlemekteyiz.

Tablo 7: 1987 Yılına Göre Akraba Evliliklerin Eşlerin Eğitimi ve Bölgelere göre Dağılımı


Bölgeler

Akrabalık Durumu




İkisi de Eğitimsiz

Biri Eğitimli

İkisi de Eğitimli

Diğer

Toplam

Batı

Akraba

Akr. Değ


Toplam

%

%

%



79.1

70.7


71.7

15.0

16.5


16.3

5.5

12.3


11.5

0.4

0.6


0.5

100.00

100.00


100.00

Güney

Akraba

Akr. Değ


Toplam

%

%

%



82.7

71.3


74.8

12.9

17.7


16.2

2.9

8.8


7.0

1.5

2.2


2.0

100.00

100.00


100.00

Orta

Akraba

Akr. Değ


Toplam

%

%

%



78.4

74.2


75.4

18.0

16.6


16.9

3.4

8.0


6.8

0.2

1.2


0.9

100.00

100.00


100.00

Kuzey

Akraba

Akr. Değ


Toplam

%

%

%



76.6

80.0


78.2

17.4

13.2


14.2

4.1

5.7


5.3

1.9

1.1


1.3

100.00

100.00


100.00

Doğu

Toplam


%

77.8

15.2

4.8

2.2

100.00

Tablo 7 incelendiğinde, akraba evliliği yapan çiftlerde, ikisinin de eğilimli olan çiftlerin oranı, akraba evliliği yapanların içindeki oranıyla karşılaştırıldığında ilk grubun oranından en az % 4 kadar fazladır. Bu durum Karadeniz Bölgesi dışında bütün bölgelerde aynen gözlenmektedir.237

1994 yılında Sivas’ta Füsun Düzcan tarafından yapılan araştırmanın verileri incelendiğinde ise, akraba evliliği yapan kadınların eğitim düzeylerinin daha düşük olduğu gözlenirken, erkeklerin eğitim düzeyleri ile akraba evliliği arasında ilişki gösterilmemiştir.238



D. Akraba Evliliği İle İlgili Yapılan En Son Çalışma

Bu çalışma Ankara merkez ilçelerinde oturan ve akraba evliliği yapmış aileler arasında 1999 yılında yapılmıştır.239 Akraba evliliği yapan 378 kadın ve 346 erkeğe anket uygulanmış olup, uygulanan bu ankete göre aşağıdaki sonuçlar çıkarılmıştır.

1) Akraba Evliliklerinin Akrabalık Derecesine Göre Dağılımı

Araştırma sonuçlarına göre; ailelerin % 81’i birinci derece akraba evliliği yapmıştır. Araştırmada ikinci derece akraba evliliği yapanlardan kardeş torunlarının evlilikleri oranı % 6 iken, amca torunu evliliklerinin oranı % 4’dür.

En fazla akraba evlilikleri %23 ile teyze çocukları arasında yapılan evliliklerdir. Bunu % 21 ile dayı- hala çocukları arasında yapılan evlilikler ve %17 ile amca çocukları arasında yapılan evlilikler oluşturmaktadır.240

Araştırmada, eşlerin ebeveynlerinin % 23’ü akraba evliliği yapmıştır. Ayrıca araştırmaya katılanların yarıya yakını çocuklarının yapacağı akraba evliliğini onaylamayacağını belirtmişlerdir.241

2) Akraba Evliliklerinin Bölgelere Göre Dağılımı

Araştırmaya katılanların % 67’si aslen İç Anadolu kökenli olurken, bunu % 12 ile Karadeniz ve % 11 ile Doğu Anadolu kökenlilerin izlediği görülmüştür.242

3) Akraba Evliliklerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı

Araştırmada kadınların % 67’si ilkokul mezunu, % 24’ü lise mezunudur. Okuryazar olmayanlarla, fakülte mezunu olup akraba evliliği yapanların oranı % 5’tir.243

Araştırmaya katılan erkeklerin eğitim düzeyleri kadınlara göre daha yüksektir. Erkeklerin ilkokul mezunu % 40, lise mezunu %39, yüksekokul mezunu %20’dir.244

Araştırmada deneklere birçok soru yöneltilmiştir. Bu soruların cevapları ve değerlendirmeleri şu şekildedir.

a) ‘Niçin akraba evliliğini tercih ettikleri’ sorulmuş olup, cevap olarak kadınların %42’si birbirini önceden tanıdıkları ve güvendikleri, %34’ü sevdikleri, %19’u da ailelerine yabancı girmesini istemedikleri için akraba evliliği yapmayı tercih etmiştir. Ailelerin %3’ü beşik kertmesi olduklarını belirtmişlerdir.245

b) ‘Evlilik kararının nasıl alındığı’ sorusuna aileleri %55’i ‘ailemiz karar verdi, biz onayladık’, %34’ü ‘biz karar verdik, ailemiz onayladı’ ve %12’si ‘ rızam olmadan ailem kararlaştırdı’ şeklinde cevap vermiştir.246

c) ‘Akraba evliliği yapmanın doğacak çocukların sağlığı açısından herhangi bir sakıncası olup olmadığı’ sorulduğunda, sakıncası olmadığını savunanların oranı %19’dur. Bu düşünceye katılanlar %30, sakıncası olabileceğini savunanlar %30 olarak belirtilmiştir. Kadınların çoğu akraba evliliğinde sağlıksız doğan çocukların olabileceği ihtimalini göz ardı etmemektedir.247

d) ‘Akraba evliliğinin doğacak çocukların sağlığı açısından zararlı olduğunu kimden öğrendikleri ya da nereden duydukları’ hakkındaki soruya, çoğunluğunun cevabı ‘ doktorlardan, televizyonlardan’ şeklinde olmuştur.248



e) ‘İslâm dininin akraba evliliğine nasıl baktığını bilip bilmedikleri’ sorulduğunda %38’i bu konuda herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını belirtmiştir. İslâm dininin akraba evliliğini onayladığını savunanların oranı %46’dır.

Kadınların %9’una göre İslâm dinince akraba evliliği teşvik edilmektedir. Yasaklandığını söyleyenlerin oranı da %7 olarak tespit edilmiştir. Bu soru karşısında erkeklerin %70’i akraba evliliğini dinin onayladığını savunmaktadırlar.

Sonuçlar açısından akraba evliliğinin kültürel ve yapısal sürekliliğinin arkasında geleneklerin yanı sıra dini algılamaların da etkisinden bahsedilebilir.249

f) ‘Akraba evliliğinin ne gibi olumlu ve olumsuz yönleri olabileceği’ konusunda kadınların %28’ doğacak çocukların hasta olma riskini öne sürmüşlerdir. Kadınların %23’ü ise akraba evliliğinin hiç bir sakıncası olmadığı inancındadır. Bu konuda erkeklerin %44’ü çocuklarının hasta olmalarını belirtmektedir.250

Akraba evliliğinin olumlu yönleri konusunda ise kadınların %47 ve erkeklerin %57’si gibi yarıya yakını ‘aileler tanışık olmasının eşler arasındaki çatışmaları engellediği görüşündedirler.

g) ‘Akraba evliliği yapmaktan memnun olup olmadıkları’ sorulmuştur. Deneklerin büyük çoğunluğu ( %80) akraba evliliği yapmaktan memnun olduklarını belirtmişlerdir.251

h) Araştırmada ‘ kadın ve erkeklerin akraba evliliklerinin sağlıksız doğumlara yol açtığı düşüncesine katılıp katılmadıkları’ sorusu sorulmuş olup; kadınların %80’i ve erkeklerin %65’i bu düşünceye katılmaktadır. Buna gerekçe olarak biyolojik aktarımı yani hastalıkların genlerle aktarılacağını ve kan uyuşmazlığının sakat doğumlara yol açabileceğini savunmaktadır.

Akraba evliliğinin doğacak çocukların sağlığı açısından sakıncası bulunmadığını savunan erkeklerin %83’ü kendi çocuklarının sağlıklı olmalarını, %13’ü bunun tıbben ispat edilmediğini ifade ederken geriye kalan %4’üne göre akraba olmayanlarda da sakat doğumlara rastlanmış olmalarıdır. 252

Ayrıca Sivas İlinin Gürün İlçesine bağlı Tepecik Köyünde yapılan araştırmaya göre, köy halkının %90’a yakınının akraba evliliği yaptığı, bu evlilikler sonucu sakat çocuklarının bulunmadığı, fakat geri kalan köy halkının %10’luk bölümünün akraba evliliği yapmamasına rağmen çocuklarında sakatlıklara rastlanmıştır.253

II. TIBBÎ AÇIDAN AKRABA EVLİLİKLERİ

Akraba evlilikleri tıp bilimcileri tarafından da araştırma konusu edilmiştir. Tıpta akraba evlilikleri denildiğinde birinci derece kuzen evliliği denilen, amca, dayı, teyze ve hala çocukları arasında yapılan evlilikler ile kardeş torunları arasında yapılan evlilikler yani ikinci derece kuzen evlikleri anlaşılmaktadır. Genetikte akraba evliliklerine ‘kansangüinite’ denir.254



A. Genetik

Evrende canlılar iki yarım hücrenin birleşmesiyle bütünleşen tek bir hücreden oluşur. İnsandaki bu yarım hücreler sperm ve yumurtadır. Bunlar anne babanın bütün karakterlerini taşırlar. Daha sonra bu çekirdek halini almış olan yarım hücreler birbirine yaklaşarak birleşirler. Anne babadan gelen kalıtım faktörleri doğacak olan çocuğun bütün kalıtım karakterlerini kapsamaktadır.255

Bütün canlılarda olduğu gibi insanlarda da kromozomlar kalıtımın değişmez birimleridir.256 İnsanda bulunan kromozomların sayısı 46 olup, 23 çift halinde bulunurlar. Bunlardan 22 çifti otozomları oluştururken kadında XX ve erkekte XY kromozomları da cinsiyet kromozomlarını meydana getirir.257

Genler, kromozomlardaki kalıtım birimleridir.258 Bu genler kalıtım maddesindeki değişmeler (mutasyon) sonucu ortaya çıktığından, kalıtımla geçen hastalıkları bir sonraki nesillere aktarırlar. Genin iç görümüne fenotip, dış görümüne de genotip denir.

Fenotipler bazen bir tek genin, bazen birden fazla genin bir arada etkisi ile gelişirler. Fenotiplerde genetiplerine bağlıdırlar. Genotipler anne ve babadan aynı eşit karakterler halinde geçtiklerinde homozigot adını alırlar. Eğer anne ve babadan eşit olmayan farklı genlerden kurulu olursa o zaman heterozigot adını alırlar. Örneğin homozigot bir baba ile heterozigot bir anneden doğan bir çocuğun kan grubu dağılışında, çocuk ya annenin ya da babanın kan gruplarından birini alır. Böylece homozigot/heterozigot dağılışı sabit kalır. Anne babadan gelen genler eşit karakterde oldukları takdirde birbirine eşit etki yapar ve fenotipi güçlendirir. Eğer genotipler eşit güçte değillerse çoğu zaman biri diğerine hakim olur. Fenotip olarak zayıf olanın etkisi yok olur. Ortamda güçlü olanın fenotipi oluşur.

Bu durunda bir genotipin diğerine hakim olması Dominans, böyle bir gene de Dominant Gen denir. Buna karşılık bastırılan ve fenotipte görünmeyen gene de Resesif Gen adı verilir.259

Mutant (yani gen denilen kalıtım maddesindeki değişim) genlerin tek dozda olduklarında bir hastalığa yol açanlara Dominant Genler, bunların oluşturdukları hastalığa ise Dominant Hastalık denir. Genler çift dozda olduklarında hastalık ortaya çıkarabilen mutant genlerdir. Bunların neden oldukları hastalıklara da Resesif Hastalık denir

Organizmalar, yaşantılarını sağlayabilmek, hayati fonksiyonlarını sürdürebilmek için çok sayıda gene sahiptirler. Bu sayede kuşaktan kuşağa değişikliğe uğramadan gelişirler. Böylece toplumsal karakterlerini yıllarca muhafaza ederler. Morfolojilerde büyük fark göstermezler. Renk, boy ve tipleri aynı kalır. Şeker, mide asidi, kolestrol gibi çeşitli bileşimlerin kandaki seviyeleri kontrol mekanizmasının etki seviyesini aşamaz. Bu nedenle ırklarda renk, boy ve kilo ağırlıkları ile mide asiditesi ve kan şekeri çeşitli fenotiplerin gelişimi, genetik yapıların etkisi altındadır. Irkların özelliğinin sebebi de budur. Çevresel etki ancak doğada bulunan canlıların boy ve kiloları bazı istisnai sınırlar hariç belli bir seviyeyi aşamaz. Hücreler genetik kuruluşunun onayladığı büyüklüktedir.260



B.Akraba Evlilikleri

Akraba evliliği yapanların idantik genleri taşımaları daha yüksektir. Akraba evliliği yapanların çocuklarında bir çok genlerin homozigot hale gelme olasılığı daha yüksektir. Dominant hastalıklar için kardeş çocuklarının evlenmelerinin fazla bir önemi yoktur. Çünkü dominant hastalıklarda heterozigotlar fenotipte bellidir. Kardeş çocuklarının evlenmeleri aynı hastalığı taşıyan iki kimsenin evlenmesi halini ortaya çıkarmış olacaktır. Heterozigot dominant bir kimse ile bir normal kimsenin evlenmesi halinde ise kardeş çocukları evlenmesinin hiçbir önemi olmayacaktır. Çünkü bu halde olan kimse ister kardeş çocuğu, ister yabancı olsun hastalık genini taşımamaktadır.

Resesif hastalıklarda ise durum tamamen başkadır. Resesif hastalığı meydana çıkaran evlenmelerin hemen hemen hepsinde ana ve baba hastalık genini heterozigot olarak taşırlar. Bu bakımdan heterozigot bir kimse kuzeni ile evlendiği takdirde aynı hastalık için heterozigot olan bir kimse ile evlenmiş olası şansı yüksektir. Çünkü akraba olan kimselerin aynı geni müşterek olan ebeveynlerinden almış olmaları olasılığı, iki yabancı kimseye göre daha fazladır.

Bölünme dolayısıyla bir kimse taşıdığı kromozomların yarısını çocuğuna verir; bu bakımdan çocuğun anne veya babasındaki bir resesif geni alma olasılığı %50’dir. Bu çocuk bu geni kendi çocuğuna %50 olasılıkla vereceğine göre, bir torunun büyükanne veya büyükbabasındaki resesif geni alma olasılığı %25 olacaktır. Bu torun aynı geni kendi çocuğuna %50 oranında verecektir. Böylece torunun çocuğunun aynı geni taşıma oranı %12.5’tur. Demek oluyor ki her kuşak atlamada aynı geni taşıma oranı yarıya inmektedir.261

Genler şahısta bir takım hastalıklar meydana getirebildikleri gibi, bazen de üstün kabiliyetlerin çıkmasını sebep olurlar.262

Akraba olmayanlarda yapılan evliliklerde bir toplumdaki genlerin frekanslarının değişmediği ve nesilden nesile aynı kaldığı bilinmektedir. Modern toplumlarda kan grupları ve enzimler gibi bazı genetik özellikler tesadüfler içinde olabilir. Fakat kalıtsal bazı özellikler veya sağırlık gibi kalıtsal bazı hastalıklar için akraba olmayanlarla yapılan evlilik çoğunlukla söz konusu değildir.

Akraba evlilikleri müşterek atadan gelen genleri paylaştıkları için, bazı kalıtsal hastalıkların görülme sıklığını etkilemektedir.263

C. Akraba Evliliklerinin Tıbbî Yansımaları

Akraba evlilikleri hakkında bir çok araştırma yapılmıştır. Fakat bu araştırmaların sonuçları üzerinde tam bir fikir birliği bulunmamaktadır.

Akraba evlilikleri toplumda seyrek olarak görülen resesif genlerin bir araya gelip homozigot bireylerin oluşmasıdır. Bu evlilikler çeşitli kalıtsal hastalıkların ortaya çıkma olasılıklarını arttırmakta ve daha yüksek oranda ortaya çıkmasına neden olmaktadır.264 Bu kural daha az oranda multifaktöriyel hastalıklar içinde geçerlidir.265

1. Dünyada Akraba Evlilikleri

Dünyada farklı yıllarda ve farklı bölgelerde yapılan akraba evlilikleri hakkında bazı sonuçlara varılmıştır.266

1956 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan çalışma sonucu akraba evliliklerinin düşüklere sebep olabileceği belirtilirken, 1958’de yapılan başka bir çalışmada ise akraba evliliğinin düşüklere sebep olmayacağı belirtilmiştir. 1977’de Japonya’da iki ayrı çalışmanın birinde akraba evliliğinin doğuştan kusurluklar üzerindeki etkisi olduğu belirtilirken, ikinci aşamada ise, etkili olmadığı tespit edilmiştir.

En son Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmada akraba evliliklerinin sakat doğumlara etkisi %5 olduğu belirtilmiştir.267



2. Türkiye’de Akraba Evlilikleri

Akraba evlilikleri üzerine, Türkiye’de farklı zamanlarda yapılan araştırmalarda şu sonuçlar elde edilmiştir.



a. 1972 Yılında Diyarbakır’da Yapılan Araştırma

Nurettin Başaran, 490 aile üzerinde yaptığı araştırmada, akraba evliliği oranını %34.3 olarak tespit etmiştir. Buna göre akraba evliliğinin erken yaş (+12 ay) çocuk ölümleri, ölü doğum, düşük (abortus) ve kısırlığı (sterilite) artırmakta olduğu, fakat ikiz doğumlar üzerinde etkili olmadığı tespit edilmiştir.268



b. 1979 Yılında İstanbul’da ve Rize’de Yapılan Araştırma

Cemalettin Kalyoncu, İstanbul’un Silivri İlçesinde 2550 ve Rize’nin Çayeli İlçesinde 2850 aile üzerinde yapmış olduğu araştırmada, akraba evliliği oranını Silivri’de %1, Çayeli’nde %47 olarak bulmuştur. Akraba evliliğinin düşük, ölü doğum, erken bebek ölümü ve doğuştan kusurlar üzerinde etkilerinin olduğunu tespit ederken; akraba evliliğinin en önemli etkisinin ölü doğum üzerinde olduğu belirtilmiştir.269



c. 1987 Yılında Ankara’da Yapılan Araştırma

Zehra Elibüyük Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi Genetik Ünitesi’ne 1985- 1987 yılları arasında başvuran 2747 hastayı, akrabalığın önemi ve tıbbî sonuçları yönünden incelemiş ve sonuç olarak: Hastaların %35.57’nin anne ve babasının akraba evliliği yapmış olduğu ve bu evliliklerinin %96’sınıbirinci derce ve ikinci derece yakın akraba evliliklerin oluşturduğunu tespit emiştir. Araştırmasında akraba evliliğinin düşük üzerinde etkisi olmadığı, ancak erken doğum ve bebek ölümünü arttırdığı, ölü doğumun en fazla multifaktöryel hastalık270 olan ailelerde, bebek ölümlerinin ise otozomal resesif hastalık271 belirlenen ailelerde olduğu, ayrıca akraba evliliğinin otozomal resesif ve kısmen de multifaktöryel hastalıkları arttırarak ölü doğum ve bebek ölümünün oranının yükselmesine neden olduğu sonucuna ulaşmıştır.272



d. 1987 Yılında Yapılan Araştırma

Mahir Ulusoy ve Ergül Tunçbilek’in ‘Türkiye’de Akraba Evlilikleri ve Çocuk Ölümlerine Etkisi’ adlı çalışması kadınlar üzerinde yürütülmüş, akraba evliliğinin bebek ölümleri üzerindeki etkisi incelenmiştir.

Araştırmada sosyo-ekonomik faktörlerle akraba evliliğinin, çocuk ölümleri üzerindeki etkisi birbirinden ayırt edilememiştir. Akraba evliliğinin çocuk ölümlerinin bir nedeni sonucuna ulaşılamamıştır. Akraba evliliği yapanlarla yapmayanlar arasındaki ölen çocuk ortalaması farkı bölgelerin gelişmişlik düzeyi ile alakalı olduğu gibi ailelerin oturdukları evlerin durumu ile de alakalıdır. Her ne kadar akraba olanlarla olmayanlar ortalamaları arasındaki fark istatistikçe değilse de bu trend, akraba evliliklerinin çocuk ölümleri üzerinde etkili olduğunu düşündürmektedir.273

e. 1993 Yılında Sivas’ta Yapılan Araştırma

Füsun Düzcan’ın Sivas’ta akraba evliliği sıklığı ve tıbbî etkilerini belirlemek amacıyla il merkezinde yaşayan 15- 44 yaşları arasındaki evli 1000 kadın üzerinde yaptığı araştırmada akraba evliliği oranı %23.5’dir. Yapmış olduğu bu çalışmasında akraba evliliklerin infertilite (kısırlık), ölü doğan ve çocuk ölümleri ile mental retardasyon (zeka geriliği) üzerinde etkili olmadığı, fakat akraba evliliğinin düşük, süt çocuğu ölümü ve anomalili çocuk sayısını artırdığını tespit etmiştir.274

Yukarıda belirtilen çalışmalarda farklı sonuçlar ortaya çıktığı gözlenmektedir. Nurettin Başaran, Zehra Elibüyük ve Cemalettin Kalyoncu yaptıkları çalışmalarda akraba evliliğinin çocuk ölümlerini arttırdığı sonucuna ulaşırken, Füsun Düzcan akraba evliliğinin çocuk ölümlerini arttırmadığı sonucuna ulaşmıştır. Bu konuda Mahir Ulusoy ve Ergül Tunçbilek ise sosyal ve ekonomik etkenlerin çocuk ölümlerinde önemli olduğu tezini ileri sürmektedir.

Ayrıca Nurettin Başaran ve Füsun Düzcan, akraba evliliğinin düşüğü arttırdığı, Cemalettin Kalyoncu, akraba evliliğinin düşükte etkili olduğu, Zehra Elibüyük ise akraba evliliğinin düşükte etkisiz olduğu sonucuna ulaşmışlardır.



Yüklə 0,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin